10 Kasım 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

10 Kasım 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g BT CA URKUN HATIRALARINDAN ) SALEBTE BİR HASBIHAL W' Bir gün Haleb gehrinde — Hatırladığıma göre şu oevabı tanınmış bir kuman- — verdim: ı&'—;"hı.l ediyordum, Be — — Efendim, mevzuubahsolar fikirlerime iştirak et- koca bir Türk milletinin hayat ve mematıdır. Mahvolan budur. * Yapmak lâzımdır? dedi, Ve buna emin olduğunuzu KÖZr birşey yapamazsanız, yaşlariyle izhar ediyorsunuz; bu istifa ediniz, de- hayat vememat manzardası karşı sında hususi mülâhazalar ve en- 4dm gözyaşlariyle te'- diseler varid olmamak lâzımdır, ikir ve his iştirakin- O tarihte vaziyeti ve sözü u- hını dedi ki: ; çünkü kendim .i'."dlmm evlâtlarım için mum üzerinde müessir olacağına şüphe etmediğim bu zatın hare- lmu gelmesine cok — intizar cet- ihadım yoktur. “'ıu adam) havklnda Wakkatlür “mdın gu mülühaza göç- luğu etrafında iki telâkki tebel- 'dlm ki büyük olmaktan lür etti: Biri müsbet, biri menfi xh—u—- hoşuma gitmez, Burtelâkkiye göre evvelâ — bü- ki memleketi kurtar- yük adam olmak, sonra memle- Wvdl büyük adam ol- keti kurtarmak lâzamdır. ı der ve bunun - için Diğer telükkiye göre büyük a- Nhıw intihab ederse, dam lâfla olmaz; evveli memle- M olmayınca memleke- keti kurtarmalı. Ondan sonra rwağı kanaatinde dahi büyüklük mevzuubahs de k » bu, adım değildir, gildir, » İNce, 6 sofra> 1 mahmur- 4 Bir makalenin münakaşası Rin Cemal Bey y (Cemal #.l:umk gazetelerinden bi- N bir başmakale yaz- “lı r çalıştığımız daire - © tramvaya binmiş, O- .*M!yordıılı Cemal Be- %0 gazete vardı. Bana : B' hlmıkılwi okudunuz l *ık %yıı ) bunun teveccühünden kuvvet al- maya tenezzül ederseniz. halinizi bilmem, fakat âtiniz çürük olur, çünklü bizim henüz hakikatle hiç temasa gelmemiş vasi muhitleri- miz vardır; bu muhitlerde he- nüz sekârı hayalât ile meşbü o- lanlar çoktur. Büyüklük odur ki hiç kimsene iltifat etmiyeceksin, hiç kimseye iltifat etmiyeceksin, memleket içinde hakiki mefküre ne İse onu görecek, o hedefe yü- rüyeceksin, Herkes senin —aley- hinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemetsüz olacaksın; önüne — nâmütenâhi mâündalar yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zaif, verta- sız. hiç telüâkki ederek, kimseden yardım gelmiyoceğine kani — ola- rak bu mânlaları aşacaksın, On- dan sonra sana büyüksün derler- se bunu - diyenlere de sini,, Cemal Bey sözlerimi sükünet- le dizledi, bana hak verdi. İmza- sız makalesini tenkid ettiğim İ- gin hâsıl olan teessürü zail ob- muş göründü, BUGÜUÜN l'l"l düş idi gördük, yormadan kimseye bir şey sormadan, n ağladık, yındılı durmadan, Üç yıl geçti yine ağlarız.. rardı birden tulun ay söndü, .k" yerlere düştü, süründü, ir millete zindan göründü, için bugün kara bağlarız.. ne bir insan, ne bir milletti, 'l"ıı. ne bir yüce devletti, r kâinat eridi, gikti, » hönkür ağlar yürek dağlarız.. #efimiz, eşsiz kahraman, Minnettardır mübarek vatan, Nasıl yanmaz bir insan, Aşından sel olur da çağlarız.. N Gim: — Naııl" diye sor- .h“dı bir gazetecinin & q Yazısı! dedim, % yaptın ha! Bunu ben Virjım — Affederai- yazmamış ol- %;'mlnnl ulendım Ve ilâ- "N_ıl bir tal kendinizi beğendirmek Winıı bumun hiç, ve ehemmiyeti yok 'nde bulunduğumuz va- Mîn'.k" ediniz ve evvelâ .—a.’ıı:' ki biraz feragat sa- İâzımdır - Eğer şunun l bir TT Bitlis Meb'usu Süreyya ÖRGEEVREN gülecek- | kanilee. . S Atatürk Anafartada (Balıkesir mebusu Hayreddin Karan (Kara Mehmed) adı ile üç giltlik manzum bir destan vücuda getirmiş, bunun ilk - cildini de iki yıl önde Ratip Tahirin çizdiği güzel bir kab içinde neşretmişti. (Kara Mebmod) umumi harbin başlangıcından bugüne kadat çey- rek aşırlık milli tarihimizi tfade eder. 'Tarihi arralayan, zincirliyen ihenkiteler eserde asıllarının — esaletile görülür. Bimiz parça henüz iki cildi basılmamış olun bu —coşkunluk — aahi- felerindendir:) Hedefleri şimalden; Kabatepe, Koc.u;ımen Bilmiyorlar halbuki; bir ejderdi burda sinen. Menzilinden ayrıldı; sarktı düşman .ım"_ Aman Allah ne oldu; yürüyenler içeriye, Nerde imiş bu yerin; o kahraman müdafii, Nerde imiş işte o; İstanbulun son Fatihi, Nerde imiş bir avuç; o gazanfer kafilesi. Nerde imiş o erler; o akıncı taifesi. Kimdi (.) gelen orduyu; bir taburla oyalayan. Toplayarak kuvveti; sonra onu kovalayan. Kimdi burda kumandan; kimdi asker, zabit, erkân? Donanması buldu mu; kurtarmağa çare, imkân? Kaçanları ölümden; yıidırdı da sanki tufan. Biz silâhça katreyiz; onlar ise deniz, umman. Conkbayırı nerdedir; sen gördün mü mahşer? Nerelerden geldi ise; iri yarı o haşeri, Dev cüsseli insanlar; kaçmadı mı burdan geri. Bu zaferin mihveri; olmadı mı kemâl yeri? Alınsaydı filime; bu savaştan birki örnek. Sevkulceyşe, tabyeye, olmaz mıydı bir görenek. Kimdir, nedri Omiros; Ulis kimdir, Aşi kımdır Nedir sanki İlyada; bi i Trovada döğüımhç. Tarih niçin yazmasın; hakikattir bu mademki, Türk kanile yazıldı; Turovanın bu destanı. Bin dokuz yüz on beşde; kurulmuştu er meydanı. Aramızda yaşıyor; onun nice kahremanı. Her birisi ya deden; ya babandır iyi tanı, Ne hayaldir; ne serab; yoktur bunun hiç yalanı. Anıtlarla doludur; Çanakkale harp alanı. Yazılıdır tarihte; vakaların cereyanı. O günlerde ne idi? Türk ruhunun galeyanı. Kabil midir unutmak; o zamanki halecanı? * Kalbimizde taşırız; o mukaddes heyecanı. Sen Atandan duydun mu; böyle şanlı bir zaferi? Okudun mu tarihte; böyle mühim bir haberi? Okudunsa haber ver; göster bize nerde yeri. Hangi ana doğurur; böyle yiğit, böyle eri. Ne şişmandır, ne zayif; orta boylu, kameti dik. Adımları vakurdur; hem canlıdır, hem de çevik. Sözü keskin, sesi gür; ruhu çelik azmi kavi. Saçı altın sarısı; sert bakışlı gözü mavi. İnce eler, sık dokur; kararını verir ani. Esirgemez lâfını; tok sözlüdür hani yani. Kabarıktır kaşları; sanki aslan yel Şehlâ gözü gerçekten bir yıldırım şulesidir. Demir gibi bir vücut; tavrı güzel rengilâtif. Anlatamam vasfını; şık giyinir, kendi zarif. Musikiden dem vurur; şevka gelir ince ruhu. Tegannide ayırır; kelimeyi, hem hurufu. Dinleyemez safsata; söhbeti hoş, hem de hatib. Olacaktır bu adam; milli derde mutlak tabib. Sevkulceyişte, tabyede; yetişmedi ona bir eş. Yaşı ancak o zaman; ya otuz dört, ya oıuz beş. Söyle söyle, bilelim! nasıl erdi, o kim idi? İstanbulun boğazın; değil miydi bir kilidi? Bu akını durduran; değil miydi onun ilmi? Kimdi işte o adam; bir Mim Kemal değil miydi? Biz kiminle dövüştük; neyle doldu o siperler? Kimdi burada döğüşen; subaylarla, yiğit erler? Türk varlığı değil mi; o eseri hazırlayan? Türk çocuğu değil mi; bu zaferi tamamlayan? Yüce neslin ilâhi; ne varlıklar yaratıyor? Vatan için savaşa; T“fk çocuğu can atıyor. Varlığına güvenmişs: başka bir şey aramıyor. O yalnız nefsine; Allahına dayanıyor. Hayreddin KARAN Aşağıya nakletti. BiT A ğ a - N 1912 yılı fransızca İllüstrasvon mecmuasın dan aldığımız geçirdiği bu tarihi resim, um&ye kadar hıç bı yerde neşredilmemiştir. — Atatürkü, lııyıtınm mühim bir kısmını ve her Yerde olduğu gibi büyük muvaffakıyetler gösterdiği Dernede bir geçit resmini teftişte görüyoruz. Öndeki atlı Enver Paşa, Atatürk ün arkasında merhum Nuri Conkerdir. Kara Mehmed lisanından demiştir: — Sakarya harhinde ben ordu muzun sağ cenahint idare edi - yordum, Atatürk rııdnııırıiın sifatı ile bir. mukabil “hareketi yapmağa karar vınıb- ti, Mukabil taarruz hareketini yakından idare etmek üzere ka- rargühı ile birlikte sağ cenaha geldi. Benim bulunduğum taras- sut tepesine çıktı. Oradan düş marın vaziyetini bizzat gördü ve harekete gecti, Atatürkte o zaman gördüğüm hal, kendisinde vazife hissinin | her şeyden Üstün olduğunu gös- teren bir misal olmak itibariyle nakledilmeğe değer. Sayın Ba- hikesir mebusu Kâzım — Özalp bu — hâtirasını muharriri m i- ze nakleder - ken yanmda İz mir — mebusu Mahmut Esat Bozkurt bulu - nuyordu. — Ba- yın mebus Kâzıp Özalp'ın bu hâ tırasını tamamlıyarak şu sözleri göyledi : Mmtrklı son günler. ne dair bir hatıra Atatürkün en eski mesâi ar- < kadaşlarında n £ olan —Malatya mebusu Dok - * tor Hilmi bir — muharririmi - ze milli yas münase betiy le Ebel Şefin son günleri haxkındaki bir hâtırasını nak - letmiştir. Doktor Hilmi göyle anlatıyor: Atatürkü en son defa olarak Savarona yatında ziyaret etilm. Ayakları hafifçe ödemli ve kar- ni da bariz şekilde şişkin idi, Beni yanıma yalnız olarak kabul etti, Hastalara mahsus açılır. kapanır tarzda bir gezlonk üzeri nc uzanmıştı, Bu vaziyeti bu hâtırasını ATATURK'e all HATIRALAR ZİFE HİSSİ Atatürk bir gün at üzerinde harbi idare etmek üzere gider « ken yolda hayvan ürkmüş, ayas B1 kapaklanmış, bu esnada Ata- türk attan düşerek kaburga ke- miklerinden ikizi kırılmıştı, İşte Atatürkün mukabil taarruz ha- reketini idare etmek Üzere karar gühr ile birlikte sağ cenaha geli- şi bu elim kazanm vukuundam bir gün sonra oluyordu ve hiç süphesiz kaburga kemikleri kı - olduğundan tırab içinde bulunuyordu, Bu - nunla beraber o, sanki hiçbir gey yokmuş, sanki bir gün evvel teh likeli bir kaza geçirinemiş gibi duruyordu. Kendisinde sağlığına ait en küçük bir kaygı sezilmi « yordu, İcap eden tetkiklerde bur lunduktan ve lâzım gelen karan aralık yanına yaklaştım. Göçörmiş oldil VA Ku kazayı bıldltinı için halini ve l lıı'ıbnı Atatürk: (Bu sırada — böyle düşünecek halde değilim, bakalım,) dedi, Biliyor « sunuz ki Sıhryı müuharebesi gün sürmüştür. Bizim mukabil taarruzumuz. bu muharebenin son safhalarında olmuşlur ve ilç dört gün içinde düşman ricata mecbur edilmiştir. ) Kazaya uğradığı gün “— Atatürk attan düşerek eğe kemikleri kırıldığı vakiıt çok sarsılmış, Bir zaman yerde kak mış, Yanında bulunanlar yetişe- rek kendisinin kalkmasına yar - dım etmişler Atatürk yerden kılkaduııuelımYumnur&ı- sunun bulunduğu tarafa doğru kıldn'ırık ve elini tdıdıdılr Nr (Birkaç güne kıracağım!) demiş, Bunu bizzat o zaman kaza ma hallinde bulunanlardan işittim.,, ©e tabil çok mütecesir oldum, Fakat kendisine eskiden gibi güler bir çehre fle :* olsun,,, diyerek elinden öntüm, O benim sözüme asla hastalı - Ki ile alâkalı bir cevap vermedi. Sanki hiç hasta değilmiş vibi gö ründü ve ilk söz olarak: “Dok tor, Hatay'da bizim askerin iş - gal ettiği yerlerin haritasmı gör dün mü?,, dodi. Ben Ebedi Şefin en ağır hasta lik halinde bile dimağı memle ket kaygısı ile işlediğini görün ce: “Paşam, böyle bir haritayı b—ı nereden görebilirim? Ne de mek istediğinizi anlrvamadım.. dedim, Derhal: “Erkânıharbiye ye git, Orada gör, Askerlik bür ktmından o kadar mühim noktlar lar Işgal ettik ki bizi artık ora - dan atacak hiçbir kuvyet — vak - tur... dive cevap wrdî Gözlerini kapadığı gün Bütün bir milletin, arkasından ağlamış, yasını tutmuüş olduğu bu adamı kaybettiğimlz günlerde, ben yurdumuzdan uzaklardaydım. Onur ağır hastalığı duyulunca — kendisini biç tanımıyor, bilmiyor, adını içit. memiştir sanılan adamlarım evle rinde sağlığı için kurbanlar adan- dığımı gördüm, Asyanın Türk olmı- yan, müslüman olmryan iki milyon, luk bir şehrinde, onun gözlerini ka, padığı gün- insanlar çarşılarmı; büm tün dükkünlarımı kapadılar; başlır larınm teline kul düşmlüş, sıkım içinde yaşıyan insanlara — kurtula yollarını ayamlatmış olan ve kut tuluş sancağımı elinde tutmus öler bu Türke saygılarını — röstevdiler. Arkasından ne kadar zö> vesi dük Kküldü. v $e büyük bir e- |

Bu sayıdan diğer sayfalar: