YARIT & NİSAN 154f %'lırtı sonuada vaziyet Bu hafta sanmu ereken vaziyet dur: “Almanya bütün bir hafta için. | Yugoslavyayı tazyik etmiş. . Hırvatların lideri Maçek * ök bir vatanperverlik duy- Dğn altında Sırplarla işbirliği ıya karar vermiş, kabineye üştir. Maçek bügün de kral vunda diğer nazırlarla bir- yemin etmiştir. İmanya Belgrat darbesin. #onra Macaristandan, Macar larımın Yugoslavya üzerite Tekete geçmiye tazyik etmiş, )ot Teleki mümanaat odince, Banya Macaristanı parçala. fikla tehdit etmiştir. Kont e. İti Macar orduları kumandan. müukavemet e' tihar şimendiferleri man askerlerine tahsis — edil- Ş, Alman kıtaları Yugoslav ga duna doğru ilerlemiye baş- nan gazeteleri Yugoslavya. | bücum etmektedir. Fakat İ. ya, Yugoslavyaya karşı daha bir vaziyet takmmıştır. ikanlarda harp çıkmamasını emektedir. üç sebebi vardır: Harp patlarsa Arnavutluk İtalyan askerleri belki deni Ülecektir. a ltalya başka sahalarda ülken Avrupada yeni bir açmak istememeltedir. — Almanyanım Adriyatik ine İnmesine meydan ver- , İtalya Almanyanm Ad. ğe inmemesini istemektir. « Yugoslav hududü ka. 'amış. Yugoslavlar bütün ted- almışlardır. Tuna yolu ancı gemilere de kapanmış- fugoslav — Hariciye — Nazırı 'nçiç bir Yunan gazetecisine inatta bulunmuş, yeni hükü. in Almanya ile temasa geçti. man-'talyan harbi 'eniden 70 esir alındı 5 (A. A.) — Yıman o başkumandanlığı tarafın « (4 nisan akşamı neşredilen ' gumaral rösmi tebliğ: Yakıyetli mevzif harekât de — düşmanm kuvvetle n edilen mevzileri elimiz Mlştir. Biri zabit olmak üzere forla etir almdı. Düşmar lktarda harp malzemelt-ter . henin beeka bir noktasmda nm mevzilerimize taarrur i. tanklarla yaptığı bir tesebbür ik defi toplarrmızla geri püskür- -tlüç davası üze. Tadığını — söyle- r. Naziır icabında Yugos. n dövüşeceğini de ilâve SUOKA BERLİNDE n gazctelerine göye. mihverciler Japon hariciye ua. ake ikna edeme. lerdir. Matsuoka Berlinde tekrar Hitler tarafından kabul edilmiştir. Fakat bu ziyaret res- mi değildir. Almanya Atlântik muharebesini kazanacağını söy- lemiş bulunmasına rağmen Mat. suoka Avrupada ikinci mihver aleyhine bazı hâdiseler — olmuş. İtalyan donanmasına yeni bir darbe indirilmiş, Keren, Musav. va gibi şehirler düşmüştür. FRANSADA İASE MESELESİ Fransada iaşe işleri gün geç- tikçe müşkülleşmiştir. Serbest kısımla işcal altmdaki kısım a- rasımda münasebetlerin azalma. sı, İngiliz ablukası müskülleri doğuran sebeplerdendir. İşgal aitmda bulunan ve bu. hunmıyan Frantanım biribirleriy. le gıda maddesi mübadelesi etra. fında Berlinde bir anlaşmaya —- rıldığı haber verilmektedir. F'a- kat asıl mesele Fransaya hariç. ten yiyecek getirmektir. VYADA YVENİ NİZAM mi nizamın Romanyeda da tesirleri görülmeye başlamıştır. Gıda maddeleri ve hattâ benzin tahdidatmdan sonra Romanya harici borçlarının taksitlerini ö. diyemiyecek bir. hale düşmüş. tür. Romanya borçlarını Boğaz. lar yoluyla petrol ve kereste sa- tiyor, buradan temin ettiği dö- vizlerle borçlarımnın taksimlerini veriyordu. Şimdi ihracatı Al. manya ve İtalyaya vukubulmak. ta, fakat buna mukabil serbest yerine mal! almaktadır. Malla da tabii borç ödeneme. mektedir. AFRİKA HAREKATI Şimalt Afrikadaki — harekât, 5 smaranm zler Aduvayı da işgal tı " Aduva tarihi lLir şehirdir. 18906 da —Habeşistan Kralı Menelik İtalyanları bura- da mağlüp ederek kılıçtan geçir- miş, İtalyanlar bu muharebe ne. tlcesinde sulh )'v'ıp:nıyı mecbur va luly—nwr.n eline geçmiş, raya büyük bir zafer âbidesi di. kilmişti. Diredavadan Adisababaya doğ ru ilerliyen İngiliz kuvvetleri 180 kilometre mesafede Avas gebrine varmışlardır. Libyada ise Tngiliz Bingazi chrrmdaki tertiplenmişlerdir. — İngilizlerin burada kısa bir mudd—" müda- faa harbi kabul etmeleri muhte- meldir. Burumla beraber az- bir manda üstün kuvvetler getirile. rek taarrııza geçilmesi de muhtemeldir. kıtaları tepelerde ' | zaptından | çok | UĞÜN İtalya ile harp halinde buluran Yunanistan , Yü | nan milletinin ölesiye çarpışması, hem bir vatan müdafaası, hem de tarihi bir medeniyetin beşiğini kor rumak demek oluyor. Yunanistan, Balkan yarımadası, gn cenup kısnımı teşkil eder, Ay nı zamanda Akdeniz, Adiryatik, E ge denizlerinde birçok adalara sa. hiptir. Hem kara kısımı, hem de denizdeki parçaları gözün alabil . diğine düz ve yoknasak bir arazi olmayıp dağlıklır. Bu bakımdan manzarasına insan bakmakla do - yamaz, Durmadan değişen bu manzara, bir çoğu kardan taç giyen dağları, mütemadiyen — çırpınan denizi ve hepsinin fevkinde temiz bir gökyü. zü ve şarki Akdenizin parlak gü * neşile bir cenneti andırır. Bskiden büyük mikyasta bir 3l rant memleketi olan Yunanistan, Bon zamanlarda göçmenlerin akm etmesile, her sahada - ilerlemişi © kadar ki, bir kaç yıl içinde, sa- nayi sahasındaki imalâtı, ziraf mah sullerini kıymetçe aşacak derece- yi bulmaktaydı, Tarihf bakımdan halz olduğu ehemmiyet, dünyanın dört köşesinden akm akım tetkik erbabını sinesine çekmiştir. 1940 harbi çıkmcaya kadar, Akdenize gelen hiçbir seyyah transatlantiği Yunan!lstana uğramadan geçmezdi. Umumiyetle klâsik sanat me - raklıları, ressamlar, heykeltraşlar, mimarlar, bunlar arasında en bü. yük kafileyi teşkil ederlerdi. Fakat Yunanis'anı görmek yat nız bu cihetten lüzümlu olmamız tır. Onun tabil mansaraları, ikli - minin güzelliği birçok zarif örf ve âdetleri, her zaman iç'n zengin bir alâka mevzuu olmuştur. Yunan'stan bir terakki devrosi . ne girmişti, Yeni yollar yapılmış, yeni oteller İnga edilmiş, her çe şit süratli nakil vasıtaları temin Volunmuştu. Momloketin her tara fına, tam bir Avrupalı sürat ve 1s. tirahatile gitmek mümklün oluyor. du, Cok geçmeden, bütün bu Herler yişlerin yina fedakârca devam cde, cöğine ve tarihin velüd bir avnesi, Ühem de sadık, azimkâr çoc lan Yumanistanın dalma muzaffer ve üstür. bir gayretla, İnsanlık ve medeniyet yolundaki — vazifesinden hiçbir zaman geri kalamıyacağına ve kalmıyacağına İnanıyoruz, ... UNANİSTANA gilmök için, eskiden datma — deniz Hattâ bugün bile, Yunanista. ik yolu ile karadan, TA i. kadar trenle seyahat ka- , oruya seyahat, ekseriyet. le dnirden tereih edilir. Bu suretle Ege dönizinin yer yer sokulduğu işil işil sahillerin renkli manzarasını — görmek ve bu deniz inin esrarlı şilasmı duymak Lunuu deniz, bir bakıma, Yuna” nistanm bir parçası halindedir. Yu nanistana denizin ruhu sinmiştir; denebilir, Yunanistanda nereye giderseniz gidiniz. deniz dalma elinizin altm” dadır. Orası hemen hemen deniz Üzerinde ve bir kara parçası gibi- Çünkü baştanbaşa sahi liriz. Onun için Yunanistamı görmek istiyen angi bir zevk sahibi, Akdenizin en eski tacirleri olarak tanmm:ş Finikelilerin tuttuğu de - niz yolunu totmuştur. Yunanistana giden horhangi bir kimse istor âbidelerini görmek i, çin, iater toprakaltı hafriyatmı tet" kik etmek İsin, ister tarihini göz - den geçirmek için, lster sanat'nı araştırmak için olrun, isterse hiç bir s#ebep ve gaye gözetmeksizin gidecek olsa, bu seyahat, 6 zah » metin mükâfatını daima verir. Yunanistan denince bittabi, bu. günkü harp tehdidi karşınında, em sakiz Abidoleri ve masum halkile bir “açık şehir” lân edilmiş olan Atina hatrra gelir. Atina!.. Güzel Yunanistanın "meıukşu taçlı şehr ri! tinanm önünde bugünkü dün, ya, sayeı ve takdirle eğilmeliydi. Ve büyük insanlarm, büyük fikir lerin başiği olmuş Atinanm önün de.... Atinadadır ki, insan zekâsı- nin jilk defa olarak zincirleri sö . külmüş, !"rş hürriyet prensibi doğmuştur. Yine barada, cemiyet, tamamen demokrat pregtinlere gö- re oryanize ödilmiştir. Yunanista, nrn ve büttn devirlerin Üstad zer küları yetişmiştir. Yine burada, tamamen kendine hâz bir kudrot ve hassasiyete #a" Ne Temeli ? (Daha) kelimesinin vazifesi çe. gitlidir, sıfatlardan evvel bulanur vo İki şey arasında bir nisbet gös | terirse üstünlük ifade eder, biliyo" ruz; galiba bilinmiyen bir yanı var ki (daha) kelimesini bir de (cök) kelimesile takyid edenler, (çok daha güzel) diyenler (Daha), böyle bir takyid kabul etmez; dalma ve başlı başına ar fattan evvel gelir. (Güzel, daha Büzel), yahut (çok güzel), (daha çok güzel)... (Çok daha çalışkan) dememeli, (daha çok çalışkan) demoli, ma, 8 (ALA.) Yunan or başkumandanlığı tarafından İsan aksamı nerredilen 160 mı, resmi tebliğ: ni n tayyareleri Argostoliyi abardrman etmişlerdir. Nüfusca ; ve hasar yoktur, Düşman e Korfuyu da bombardı. â ttmişler ve bir yelkenliye mit aLeşi açmışlardır. 5 (ALA.) — Avcılar refaka, l8 pike bombardıman — tayyareleri 13 de Korfuda bir kır bölge. mbardıman etmişlerdir. Halif ıııımmır Tit tiyi yaralanmış. ———0 Suriyede hükümet değişikliği 5 (AA) — Yeni Suriye yöyle tegekkül etmiştir: ekll ve dahiliye nazırı: Halid Sanayt odası roeisi, « mAZIr: Safvet Katar Cassi, iyiz mabkemesi Azası Atmat ve Nafia nasırı: Nessir Bah. ti Cebaltivürüz valimi. iye nazırı: Jan Şehnaani, Sana- Katotik kabinenin yegâne yan Azası, if nazırı; Muhsin Barazi, Şam k fakiiltesi profesörlerinden. da Lâtfi Haffar — kabinsatnde # nazırı olan Babri Müstesna ol. a diğer bütün kabine âzası M0 parttler harleindedir. Ve aiya- , vl olmamışlardır. Mevflid Kandili PG1 gargamba — günü 1360 «i aymın on iklaine müsadif Gnümüzdekt sah günü akşamı gecsal) mevlidi Nebevi ol. —2— Biraz sonra Hisaf, te göçirmek için Bütün ricalarıma en bizden ayrılmıştı; yalnız Teakdir davetimi kabul etti ve ufuk- Tartmızı erkence kapi bin iç'nde yattığım otele doğru yü- rüdük. Yemek biter bitmez, ikimiz de paltolarımızı giyerek sokağa Ççıktık. Dik yokuştan biraz yürü- dükten sonra aık bir çamlığa goli- niyordu; en ziyade bu yakınlık yü- zünden o oteli intihap — ettiğimi töyledim, Civarmınmda tok tük bir kaç z&rif ev vardı; bazılarında in- ZVAYI seven bir kaç müslüman si- le olturuyordu. Lâkin ben hiç biri- ni tanrmıyordum, Tatilimin ilk hat taları vapurda, — İstanbu va damda <ılıaırak geçmişti. Bu gü. zel gara içe- rek yorgun dumu dinlendir- mekle geçirdiğim dakikalarâ mün- Basız kısa bir aşinalığım vardı. Çarlığa gireceğimiz sırada, kık duvarım önünde şiye - kaldırmış, bütün mevcudiyeti llı* bulutlarm arsamdan çıkmp sakla . nan ayı temaşaya dalmıştı. Endammın nazar veya mevza * niyetini, tekmil hatları ile reemet tiren darca — gümüşt bir yeldirme Eiyiyordu; boynunu açık bıraka - rak önsesinde toplanan ve sonra iki ucu biribirine karışıp uzanan başörtünü, bulutlar, mehtabın mük. tez nuru altında çamlar hep © renkteydi... Bir kolunu, hafifçe dayanmış ol- duğu yıkık düvern taşları üzerin koymuştu. Nizâör kamerin parıl tilr simsemla kaybalmuştu; ve 6 #lmadan stie- remk ve ziya İçin * de yüzü daha Tasrkek ::ırîu! dahz Daziadi İi rafikemmi, — nushltini kendistni unutmuş gibiydi; o ka: dar kendi tefekküratma dalmış'ı... Bu istiğrak karşısında bizim gözle. rimiz de bilh r, kamerin mutan. tan simasına döndü, O, gecelerin ezeli ilâbesi, yeryüzünün bu hassas çocuğuna acaba neler söylüyordu? Aralarında hissl bir rabıta mı var- di? B Nsanile konuşuyorlar. dı.. Birfbirinin semavi hissine meftan muydular?,. Takdir, yannf dan geçerken, ekilmiş dişleri ara sından yavaşçı “Hafn...” — dodi. ben, yürüdükçe başmı çevirerek © HNâhi Tevhayr nazarımdan sih meğe çalışıyordum. Tuvrimdan sım ni bir am gömmesi alan Tak' dir cavaben: “Komşularımız!..” Bö, zünü ilâve etti. O vakıt aramızda onlara sit bir e zemini açıldı. Evle mevkiine, hakkında dae * den ialara müteallik v Ban uzadıya t verdikten son- ra Takdir, şimdiyo kadar bana söv lomediği bir strr: İfşa etti. Bu uzun boylu esmer kı Adada — görn ona kargı dalima gayri mütehsesis kalmıştı. O zaman, neler, ne muh- teşem kadmlar vardı!.. O bedayi ordusundan nazarlarını ayırıp bü: le sönük yudızlara bakacak vakı var miydı?, Fakat mevsim geçip te onlar kaflle kaftle İstanbula fn likten sonra bütün ikiaciler bizin” ol olmuştu, Aralarırda, hülsni meesi| birdenbire okunamtyan ve veran © Yazan: HAYDAR ALPAGUT hututunun — müstasna — İncelikleri gittikçe tabarüz eden ne güzeller vardı! Takdir, o dir m&vsimlik mü- nasebetlerin hleranı içinde, bu es- mer kızı tetebbu etmiş ve her tet- kikinde yeni bir gür ve aşk hazi, nesi bulâarak ona ruhunu pek ziya” de isındırmişti. Nihayet takibe başlamıştı. Fa- kat, iki hafta imtidat eden bu dev- ro iç onun ne yenilmez bir ka- dın vekarile mücehher olduğunu anlamaktan başka hiçbir netice is- tihsa! edememişti. Kızın b istiz . nası, Takdirde arzuyu tedricen w" rar ve sonra İptilâ derecesine çr karmak istidadmı haizdi. Her ge- cosl, o günkü muvaffakıyotsizliği - nin mtırahile müteellim ve siyah idi, Her günü, dünden fazla bir te- karrübün imkânsızlığı ile bedbaht oluyorğu, Bir defa hile valde ve hemşirosinden ayrı tesadüf edeme, h IX görse artik mutlaka bir gey söyliyecekti. zaurlarıma yazıp ona — takdim alâkasız nigâhı karşısında mânasız yordu; ve Takdir, sokaklarda lenecek bir seviyede değildi. Her halde kıx bu gencin gizli © * mellerini sezmişti. Lâkin bir kaya gibi camid ve rasin bulunuyordu. Nihayet bir gün, ona (Dil) de taze bir çamın altında yalnız tasar düf etmişti, Birez uzaktaydı. Et . Güzel Yunanistanda Orada bır vatan müdafaa edilirken tarihi meden yetin de beş'ği korunuyor hip bir halkm himmetile, hariku- lüde güzel bir tenasüp mefhumu | gerçel'eştirilmiş ve medeni mlillet. lerin her zaman için en kıymetli hazinesi olarak kalmağa namzet sanat eserleri vücude gettri'miş - tir, Yunan dehâsmin sanat zafer. leri, Atina kültürünün olgun elce I &, kendisinden sonra gelen devir | ler için daima bir ilham kaynağı | eştiz birer örnek olmuştur. ... 'TİNA, terakki mefhimımu da aşan bir varlıktır. Atina, gü- zellik uğrunda intan oğlunun brs. lediği ermeflerin şahikamdır. Bu - günkü Atina, eski Atina gehrinin mevkli Bzerindedir. Fakat eski sehri tamamen silmiş veya örtmüş değiltir. Devirlerin bircok tahrin. lerinden arta kalan eserleri bugün dahi görmek kabildir. Bazları miümkün oldufu kadar imâar edilerek kımmen eeki manza” rasmna irca edilmiştir. Bu suretle parlak bir tarihi muvaffakıyet ca €ğmm çöküp kavbolmasmın önlüne geçilmiş. o asil harabeler gelecek nesillerin talim ve terbivesi, tak- dir ve tebolli için itina iİle saklan. miştir. Çünkü Yımnanistan, bu tarihi ha- rabeleri bakmımdan da insaniyote bir ders olabilecek kıymetirdir.. Bugünkü makine ve sürat, vahaet ve tahrip dünyasmın karışıklığı için de ruh âlemi kimin umurunda? Güzeli takdir etmek hissinin, ha" yatımızdan ellindiğzini görmüyor muyuz? Bu çartlar içinde saki Yır nanistanm asil sanatkârlarınm Öl- mez eserler halinde canlandırdığı tenaslip ve muvazenenin timsali o. lan Atina, o artistik satvetile gö- zümüzün önünde hakikaten bir döre olmak lüzmmgelir, Güneş, bu güzel şehri kavrayan dağlarm üstünde batarken ortalı, Üa yayılan rank renk ziyalar 'çinde Atinanın üzerinde “menekşe bir taç” dürüyor sanırsimiz, Atinayı bekliyen dağların Hüyük beyaz parçaları, bu dağları muar ' zam mermoer bloklar halinde &öe - terir, Bu beyaz —parçalar, bir va- kıtlar, Atinanın muhteşem übide - lerini: vücade getirmeğe — yarayan mermoör ocaklarıdır. Bu ocakların birçoğu bugün hâlâ kullanı!ryor ve | menba, tükanmez bir haldedir.. Japon hariciye nazırı- nın Berlinde mülâkatı ! Berlin, 5 (A.A,) — Stefani: Japonya Hariciye Naztrı Mat. | suoka, bugün öğleye doğru Von | Ribbentrop'la görüşmüştür. Alman nazarı, misafirini ye. meğe alıkoymuştur. rafta bazı sileler gerziniyordu. O zaman Takdir, - büyük bir tazim tavrile ona yaklaşarak birkaç da: kikalık mülâkat istirham etmiş ve kız süratle ayağa kalkarak: "Bu yurun, sü yin” demişti. Gözlerin- de bir hayret, kaşlârında bir sual, halinde ufak bir hareket üzerine kaçacak, uçucak bir gazal ihtirazı hâsıl olmuştu. Takdir beklemediği ve hicap ile serbestisinin biribirine karıştığı bu müsamaha karşısında maksadını şaşırmış ve İisanı, fik. rini mecrasını tayinden imtina e- flc:uk, Adeta gayri iradi ondan, da, ima birliklo gezdiği hanımı sormak gafletinde bulunmuştu. Fakat o bu suale pek tabil covap vermiş, onun teyzesi olduğunu ve elyevm nişan” N bulunduğumu söylemişti. Halbır ki Takdir, bu nişan keyfiyetine nanmamış, inanmış ve öhümmiyet vermemiş gibi görünerek, kendisi. tiİn onunla görüşmesine tavassut vtmesini ricaya başlamıştı. Nişan. ' olmanım, birkaç ayı birlikte mo- #udane geçirmelerine ne tesiri ala, bilirdi? Hattâ bu müddet zarfında biribirini daha yi anlayrp anlaşabi- lürlerse o nişanm feshile bir yeni: sinin akdi pek mümkün dağil miy. di? Ve kendisini bu tarzda müra. caata Gabreden memleketimizin mustr bir ananesiydi. Şayet bura- da da, garptaki cemiyet hayatı ol. saydı, mütlaka onların butmnduğu salonlara girmeğe, kendisini onla" ra takdim ettirmeğe çalışacak ve muvaffak da olacaktı. Nihayet 6w lenmek; lâkin bildiği, tetkike va- krt bulduğu bir kızla evlönmek is. tiyordu, Şimdiye kadar gördüğü, tanıdığı genç hanmlar içinda emel- Jerine vücud veren, tahayyülâtımı temsil eden bir gahsiyete tesadilf etmemişti. (Devama var) | dadısa er ırısınd'j' | BayoğluTürklüğüt müdafaa messılğ ı ye Reisi '*—hı._ıdı-b.:—ı camii hazi! ı zarları şurada, buradu a mahküi y p | lermc mhasus bir pan- mak fikri le alâkadar ve birkaç gün evvel (V bir başmakalesinde B rafındaki mezarların tarafına nakli doğru hakkında ileriye ıurül leaya iştirak ettiği: dik. Bunu memnuniyetle Vü kürle kaydediyoruz ve tarafının Türklük ki müdafaası fikrinin “ğ:;l* ine bir bi telâkki eyliyoruz. Hakikat halde Fatih Mehmet, herkesin bı!d!Ğ' İstanbula iptida Beyos rından girmiştir; yani Tstanbuldan evvel milli tarihimizde mevki almıştır. Bunu isbat etmek İi çîn lu tarafındaki mahalle VE isimlerine dikkât et Meselâ gimdi Haşet Kü | sinin bulunduğu Kumbaracı Ahmet uü nağı varmış. Oradaki K e cı yokuşu bundan kalmif Kumbaracı Ahmet P':,ıd, ce cenazesi yanrbaşında Va Galata mevlevihanesi na gömülmüştür. Evve de” bi de Kasımpaşa mv_"lj defnedil . Faka 'ı öhreti olan bu adamiü îr'uıım bugün bulu:ııl(ı “had gildir. Türkiyeye M getiren İbrahim xıuurmı“,ı mezarı da bugün Okme | kaybolmak, üzeredir. YınM him Mütefe: lıkta teknik paşa mezarlığın D aynı akıbete — uğrıy: | eski Türk büyüklerinin £ | rını İstanbul tarafına Şehzadetaşı camii B bdefnetmek İstanbulun, gün karakterine bir seY mez. Fakat Beyoğlu Tıh' | saafa uğratır. Roisimiz mamen bir da bu meza Ka | Beyoğlu cihetinde bir )"thdf mak lâzimgeldiği k nJ re henüz bu hususta VeT | kacar yoktur. Biz bunun $ evihanesi mî! go»—lı-ıd Galata mev' sinin müze olarak muhaf$: : sasen kmvîm—-r—mx"k | amda her * rafa nal riyle bağlı olması btll'î“f:“l lay gidilip gelinir bir #YÜL olmasma müsaittir. :,:ıır kâfi derecede yer de Vi kadar ki Galata mev müze olduktan, fazla radi mezarlığa Bf)_i%*î:,, ıhtelif taraflarmdaki " ilk mutcp binası bu G ve hele bu mekten için ğ büyük bir ktsmın! © doğru olamaz. Burada VÜ üç ; ta olan mektep binası :' mkl: ilerilemeden vaziyetin gımdır, sıumîı_// Tagiliz - Almr3f harbi 3 Alman tayya! düşürüldü # Londra, 5 (ALA.) — u-n““’ ” renildiğine göre dün gece ı“ır*”" yarelari yeniden Brest [' deniz hedeflerine taarrus #W £ Londra, 5 (ALA,y — Hav8 Ünin tebiiğinde dün gn.— y yyaresii'f BAyTI rekmii baberi Aki ve Delki de üç düşmün düşürülmüştür. ”' Tngiltetenin garbi ve cenMbi İit Bi mıntakalarına bombalar * 'Taymis bali hiline âe tır, az Tebliğde W ve yarair sEeüTÜN #2 oldüğü ve biçdir taralla hasarat Kaydedjmediği ıl-"’" maktadır.