n MART 19ti Askeri ve siyasi vaziyet Aaleerl ve siyael saüyetin buşlroa ağırlığı IXi mintakada — toplanmıştır: Biri Alman deniğmili ve Layyareleriye Ve İngiliz gemileri arasında Atlantik- te büyük mMmücadele.. Diğeri ge Bat kanlardaki sıyasi — imücaedeledir. G& de3 öklerterden Atiaatik muhüreüsak yün püdelle devamm elliği anınşılmak fadır, Amerika sularında Alman denizal- Udarı görüldüğü haberi Kargısındı A. MBcrika gazeleleri harakele geçLimcan İ stamlekledirler. - Gazeteler. Dundap buşka Amerikâ ticaret — gemilerinin kan çeyyareleri ve hârp gemileri ta> rafından almayesini istemektedir. Bu Aahakküuk ederse Amerika — hir adtın daha Sarbs yaklaşmış demektir. Mihvercilerin Kuzvelle ve Ameriksâ. Oya Kargi aldıkları vaziyet — gittikçe Şiddetlenin:kledir. — Mihver gazeleleri Hilbaasa şiddetle hücüm etmektedir. ler. Tribünma gazatesine göre iki kıta: BID Dirbirini islilâsı mümkün değildir. Bvvelâ İngilizleri — Akdenizdan kow Mmak iazımdır. Harp — bundan soora Kıtalşr müharebesi OLANAK devamı cüte bseklir. Dikkata düyıketir Ki Mihvar artık Nİ zaferden bahselmeyip, mihver eilçr lagiltarehin ük alarak Akdenlar den kovulmasını istamekledirler. Mibverin Polcayalılar, Belçikalılar, Norveçliler namına mücadele eder gi Bi tavır Lakınması gariplir. — Mihver güzeleleri bundan başka Berlinda yü. Püscak içtimazn — hazırlıklariyle de meşguklürlar. Berlindaki Japon ataşemiliteri Toke yoya varmca Almanların henüz bütün tayyarelerini ve denizaltılarını — kul- Janmadıklarını, bunjarı Mayis ayına saklafıklarını söylemiştir. Berlin Vişiden memnun değil Berlinden verilen bir babere göre Almanya Vişiden memnun değildir. Delaâyenin — Parise gitmesi — vaziyeti Kıırıs mü â'alı dip.omas sanatının br şahesir.dir (Baş tarafı 1 incide) — “pek mahrem olarak,, söylenen — geyleri dinledikten — sonra bunla rın hemen her gün gazetelerde tekrar edlüp durmakta olan ba- yat havadislerden başka bir şey — almadığını görünce iasan hayret *to kalır, Saraçoğlu bu türlü diple- — Matlardan değildir. Ne mebustan, mo gazoteciden korkusu yoktur, Miç bir sual karşısmda — sıkılmaz. Heor sasle mutlaka bir cevap bu Çar, verir, Hak?aten — dövlet sırrı olan işlerle söylenmesinde mahzur #lmıyan şeyleri hayrete değer bir kolaylıkla ayırır. Bu dela Mccliste etrafımı alan mebuslar — grapu İle de öylece ko gaşta. Tayyare ile — yaptığı seya hatin intihalarını, — Kıbrstaki mll- O gahodalerini bütün — tefertinti ile Snlattı. Mobuslardan barrlarının: — Geletim manahnüfihe' Yolundak! süallerine - karsı da mosmi teblicteki “her enretle filkir O matabakati,, nf hatırlattı. Fakat enun ağımdan çöan bu sözleri Pesmi tebliğden fazla olarak kıy- — Metlendircen ve manalandıran bir — ey vardı Ki bu da — yüzündekt sa- amlmi neşe Ne vürzünün haflarında — ve gözlerindeki hareketti, — Hiç şüphesirz Kıbrıs millükatı Bir eötenne maksadile tertip edll miş değiklir, Mart iptidnamda İncilir Hari- — Giye Nazım Eden'in Ankaradan Ayrıldığı gündenberi bilhassa Bal- Kkanlarda ve yakm şarkia —mühim Büdissler olmustar, Bulgaristan — Hiçlü pakta girmiş ve Alman ordu aa Bülgaristanı Kgal cderek Ve — aa ve Trakya hu rema gel | Mİştir. Be arnda İngiltere ile OBanlstan arssında mühlem müzakc — Beler yapılınıştır. ı Nihayet Dbütün bu olup bi- fen islerden sonra İngiliz hari. Biye nazırmım — müttefii bir dev et sifatı İle bir kere daha Türki arisiye vekili Ve konuymtuk is- tem>cinden daha tabhii bir İhtiyaç olumazdı. Aynı ihtiyaç Türkiye civesi icin de varit bulunduğu meydindadır. Onun — İsin Kıhris — mü'ükatında Hd devlet adamı ara. O smda husnle gelen fikir mutaha Kaf yirmi ein evvelki Ankara mül. — sakerelerinde hüsnle gelen fiklr mulabakatiai tamamları«tır. 4 değiştirmemiştir. Ruzveltin söylediği nutkun Vişi üzerinde büyük tesirler husue getirdiği anlaşılmaktadır. Balkanlarda vaziyet ki siyast — fanliyelin a. Birliği Yügoslavya üzerine toplanmışe lır. Kebine dün gece sabahlara kadar toplan: Zannedildiğine göre Almanya Yu avyaya Üçlü pakta girmesini k. elmiş, Yugoslavya ise saldırmaze iuk paktı teklifinde bulunmuştur. Bövyet radyosunun bildirdiğine gö alaryada uzun — müzakereler şöyle bir Sormül — bulun. 1 — Almanya Yurzoslavyanım mük ai kabul edecek, 2 — Üğ0 pakta dabil diğer devlet ler de bu temamiyeti ksbul edecekler. $ — Almanya harp sonunda Yugor. tavyaya gt denizinde bir mahreç ve recek, 1 — Yugoslavya Tagiltare e işbir Hğini zabul elmiyscek sanya Ha iktisadi anlaşmalır yapacak. Diğear bazı kaynaklardan gelen ha. berleri göre Yugoslavya evvilâ Al me> ça aleykinde propagandaya niha yet verecek ve Yuyoslavyadan Alman askerlerine a sıhhi malzemenin geç mesiar müsande edecek. Bügür. Yugoslav payitahtı Tle yapı- terde birçok rivayetlerin &i bildirlimiştir. Ancak bir anlaşmaya varılıp varı lamalığı benüz belli değildir. — Bötiün haberleri kaydı Ihtiyatla telâkki edil mebcir, Ancak Almanların anlaştıa- daa bütün istediklerini ülde edamiye geklerini sanırız. Alrikadaki harekât Afriksdaki harekât inkişaf halinde ir, Cicikaan 150 âilometre doğusun da Hadişanın da bugün — zaptedildiği bildirilmcektedir. Burası İngiliz Soma üzindedir. Berberaya çıkan — İngiliz Kuvvatleri buradaki — kuvvetlerle bir leştikteb sanra Harara karşı harekât başlıyacaktır. Eritrede Keren müharebesi son haddine gelmek Üzeredir. — İtalyanlar bUrAdA S00 müukavemetlerini göster mektedirler. Merkeade Habeş kuvvet: | deri Dobra > Markosi mubasaraya de- vam «diyorlar. Atlantik meydan muharebesi Atlantik meydan mıfharebesi biltün diddetiyle devam etimektedir. Alman yanın maksadı İngilterenin Amerika ile bütün muvatalesini kesmeklir. Ve Alman öenizallıları, deniz üstü genmir leri, lüyyareleri İngiliz gemi kafliela. riyle tezgüklarına, doklara hücum et mektedirler. Bundan başka Tngittere üzerine ge- ©0 hücumları da yapılmaktadır. Buna mükatlı İngiljr kuvvetler! de Alman hava küvvellerine — kargı Allacükte mükabelede bulunmakla, bir yandan da Almânyada işgal altındaki yerlar deki Üslere, demiryoltarına — giddetit akınlar yapmaktadırlar. HĞi — Affedersiniz drm. — Fakat Mister, Elizabet keli- mesini bile benden esirgiyorsunuz. — Bayır, Mis, delim, Lükin birakm onün Tükirdisini gimdi.. — Nedem canım sevgilin değil mi?, — Rilmivorrmn, — Evet. evet sevgilindir. Ben Sillyorum, — Ondan bahsetmekle sizi gü- sendirsrafimden korkarım. Nedsa? Onnn haklemda ka- gusmak beni giörendirir. mi?, Be- ni nedon adar etrin?. — AtAşmArm Anlarme, Plilaver sinirli kdl. Gene tndistimm oAi : — Peki Kenten dedi, anu niçin » keader cpi serivarmmua? —| — Runun ölçüsünü siz bilemez- siniz ki.. — Nasıl bilemam, görlerimle Türtüim O halde ayrthışla bitmiş de mektir iyi anlıyama- bahsi çimi de billyorsunuz İnme, — Ahkhahı için de o hareket. leri yavebilir. — Biz de avrıldık uma, böyle yeyler vanmedk. — Fakat her Insan hisel hir de- *l beslearı cok müteecesir olur. Be-lart hie miütessasir olmaz, Filavor milstshel hir Talesin: H'r wnuftamıvacafım O ne avyılsti. O na anlayıştı.. Hiç gö- rülmemie sev. — Hafif kalpli selir. - Üöintsintn mt* Tim ki bu svriliğ. mülthiş bir sah- sız Fadosi (di olmaktan İleri - Vat oda 'Küçük Fi On dokuz yaşmda bir lise tale- ... Bir hestanenin doktordan, bastabakıcılardan — başka kapisın. dan hemen hiç kisenin — girmediği lasız bir odasında yatıyor, Beni! görünce, büyük, yuvarlak başını kaldırdı, doğruldu, Kalm, kara kaşlarınım altmdaki iri göz- lerini aça aça yüzüme baktı. — Geç olsun, çocuğum, — Teşekkür ederim, — Nöniz var? — İşte, bronşit —falan... Mid> den de rahastızim. hazmedemiyo. rum, Başım çok ağrıyor. — Çoktunberi rahatsızsınız? — İki sene var, ama buraya ge- leli daha bir hafta oldu. Başka hastanedoydim. Başucunda bir yığın kitap.. —— Galiba çok akuyorsunuz. Yor x kendinizi, — Ne yapalım, iki yıldır mek. tebe gidemiyorum. Yazık oldu, son sınıfa kadar gekdim, çok canım &- kılıyor buna, — Rahatsızliğın'z göçain de yi- ne çalışırsınız. daha çok gençel- niz; Dörken, başucundaki yığın yı- ğin kitapların en kalmın'n Üzer deki iri yazı gözlerime İlişti: Koskocaman bir felsafe kitabı. — Maşsallah felseleyle meşgul- sünüz. Genç hastanm — kaşları çatıldı, büyük bir mesele hatırlamış gibi gözleri bir an eldd'yetle bir yere mıhlandı, ağrr bir tonla: < — Evet dedi çok severim. Sonra başka şeylerden — görüş tük, Memleketinden bahaettik, Te. sadüif olacak, bir Anadolu gezin- tisinde onun kövüne de uğramış. tım, Doğduğu, büyüdüğü toprak- ları tanımış olmam, aramızda he- men bir samim'yet yazattı. Hasta, benimle daha çekinmeden konuş. e böyle gocukla dost ol- rar Bir gün yine kendirini gördüm — Nasılsmız bakalım, küçük | arkadaş? Beni görünce gülümsedi: — İyiyim, çok teşekkür ede. rim, beni tanıdığınıza. Gerçekten biraz daha iyivdi, top lazmış, rengi yerine gelmişti. | e— Nasıl vakit geciriyorsunuz? Hep okuyorsunuz galiba. ' — Okuyorum her şey bitiyor, Önündeki HAYIr 'moemuaları, 'ki- tapları göstererek: — Bunlar canımı erkryor, bep- | & bildiğim geyler, içlerinde yeni bir şey yok Yine yan yana sıralanan felse. fe kitaplarma gözlerim ilişti: — Galiha hep felsefe okumak istiyorsunuz. —- Evet, ama, onu da kolay ko- lay anlryamıyorum. — Anlamaymes da sinizleniyorum; bağım ağrıyor; şakaklarım sotıkluyor. — Hangi filozofları seviyorsu. nuz daha ziyade? — Gelişi güzel bir kaç isim sr raladı: — İşte, Bargson, Hegel, Kant, Eflâtun... Hensini seviyorum, hep | Onu Sev Yazan: Şüküfe Nihâl Bini anlamak iatiyorum, — Ne zaman başladı bu felse- fe mMrrakı Gzde? — Onu sınıfta iken... Bir hocamız vardı, çok İyi anlatırdı. O zaman sevmeye başladım. Bir çok kitap okudum, ama, on birin. ci sini/a gelince de bir hastalık başladı. bir baş ağrısı, bir m Mebtebi biraktrm, tedavi, toda bir türlü iyileşemedim. — İyf ama, çocuğum. sizin ta- dar göne bir mekteb talehesi için lar yorucu gevler.. Rahatsız- ken olsun böyle aır düşünceler den vaz geçmelisiniz. e— Ne yapalım, başka şevlerden zevk ald'dım yok, Her şey canımr ıvor, Zaten çocukluğumdanberi melânkolik ve asabiyimdir. Ancak bövle seylar öokuranm kendimi me- sut buluvorum, ama, anlamak çok güç.. Dedim va. kendimi zorlayın- ca bastm sonkluyor, dahı çok sİ- nİvlenivorum. Sonra söz yine memleketa, kö- ye geçti, — Köyünüzlü sev'yor musunuz, ayrılık sizi Ürüyor mu? — İlk zamanlar çok göreceğim gelirdi. Hem köyü, hem hısım ak- rahavt... Sik sık oraya dönmek İs. terdim. «— Fonra? — Sonra yavaş yavaş değiş- tim. KNe Temeli ? Tanınmış bir muharrir “basma kalıp lâflar,, dan bir! olmak Üze- re “haşına eklil givdirmeli,, ibare- sini hatırlatryor, Yine Arab harf. lerfle yazmış olmanın neticesi ola- cak: CEkliN dememeli, (iklil) demeli Nasıl Yazmalı Bir gazete bir başkasına yahan. ci has galmlerin imlâsı için rttırad ve prensip tavsiyo ederken: — Ve tercihan asif im!âlarile! Diyor, Hangi as!! imlllarile? Tarihimi zin (Bagdad) dını hir yerde (Baz- hdad) yarmışlardı; dünklü Akşamda ds (S'ngapur) u (Singapour) yazı- yorlardı. Biz tâtin harfin! aldık; fakat Lâtip milletlerin imlâemı de- ğil Dil aslında kulak içindir. Rad. yoda türkçe şplkeri nasıl bu kell: melarin bize imlâst doğil de sosi. ni veriyorsa biz de işte türkçe iba. relerde o şeti yazacağız ve bu se- &in de hançeremizin ve alfabemi. zin müsait olduğu kadar aslına uy gun veya aalına yakın oîşnııınx . tizam edeceğiz, Bunun için (CLburrehil) oku- nacakmış gibi (Churehill) yazma: malı, türkeede Türkler için (Çör- €il) yazmalı iyorun Bir İng'liz kızı ile bir Türk bahriyel sinin macerası — Tazla sunuz. — Hodiyeler de hayli mani- dardı, Fakat onları mişti, — Pikkat ettim, öyle titriyordu, ki,, İnkâr etmek muhavereyi daha Hzatacaktı: — Evet Misis, dodim, — Aldan- mamışsınız, Elizabeti biraz sevi- yordum galiba, — Haydi haydi biraz değii.. Bir beyll. O kadar gözyaşı dökül- mezdi. »— Ne de olsa hocamdır. Bu ka. dar dera verdi. Bir çok şeyler öğ mübalâğalandırıyor. babası getir. Dudaklarınız yimiz. Sevmek ayıp değil, yalnız bvıd'uâır sevişmeniz tubafıma git. ü de.. — Hiç de tuhaf değil. — Ama neden onu sevdinir? Elisabet, gemideki telâşı gö- rünce: — Şimdi ikim rahatladı, dedi. Ayrılrvorduk: — Macit, dedi seyahatiniz. ne kadar sürecek.. Mistir Havi, eevap vermeme meydan vermedi: — Çok değil, dedi ea fazla on &Y Zavallı baba, kezimı Üzmek iste- m'yordu. Ben iki üç sene diyecek. tim ve zavallı Elizabet, belki de o. racıkta düşüp bayılacaktı. Babasını tasdik ettim: — Evet. evet dedim. En far la bir seneye kadar İngiltereye dönmüş o'scağım. İkinci ayrılışımız. daha susişli oldu, Yeni arkadaşlarım, Eliza- betle olan maceramı b'lmiyorlar di, âma, gene onlara İkarşı mah. cup olmak — istemiyordum. Böyle iken sevgi'imin gözyaslarına ta- hammü! edemiyerek ağlamağa baş- ladım, Babası da gizli gizli men- ülle gözlerini siliyordu, Artık halimizin gizli tarafı kal- mamıştı. Mesele kaptana kadar ake'tmis. benl — vazifeye çağırma. meslerdi, Elizabet bir benim. — bir babası- am kucağma atılıyor: — Seviyorum, onuü seviyorum.. diyordu. Mistır Havl, kızı teselli etti: — BRu derece Üzüntüye sebep yok kizim, dedi, Bak onun da mu- habbeti var. O da avnı derecede alâkd ile seni düsünüyor, Pek manasız bir. sualdi. Ama cevapa'e brrakamazdım: abet olduğu irin sevdim m, — Yalnız ismi trin mi? Ya ismi Elizabet olmasaydı. —— Bilki sevmiyecekilm, SOZOT (et — Neden? — İşte,., Sir de görmüşsün'z, biliyorsunuz. Köy kirlidir, ahali tanboldir, sahahtan akşa kadar a gördüğünüz kahvenin kenarında İşsiz güçsür otururlar. Mikropte-ı falan anlamazlar, İster istemez ban aralarında yabancı kalıyorum, Çocuğu sessizce dinledim, Bir takım nasihatlar, — narzariyelerle hastayı vormak manasız... Veda- laştım, yine dostça ayrıldık. Buna cok iyi etmisim, az sonra haber aldım ki çocuk bundan evvel bir zaman da bir asabiye haslane- sinde yatmış! © zaman gözlerimde bir çok messleler açıldı: Küçük filozofun böyle vakitsiz yaşta her geyi birakm da basmi ağrıtıncaya kadar, sinirlerini bo- suncava kadar ağır meselelerie meşgul olmasında, bir asabiye has- tanesinde yatac*k kadar anorma! zörünmesinde; köyünü, köylüsünü sevmevip unutmanmda, ne kendi- n'n, ne de yaradılmımım — bir suçu vardır; suç hep bizim, hep birim. dir, O yaşta, herhangi bir geye aşrı heves eösteren oocuğun okumasını bir s«'tem altma almak; bu çizi- len yoldan çıkmaması için kendisi. nf buna inandırmak; yaşmım ihti. yaç gösterdiği zevkleri, eğlence- leri temin etmek, köyden çıkan bir gocuğun kalbine, sonunda geldiği yere faydalı olab'lmesi Içla mem- leket, yurt ideali vermek; melân- kolik sinirleri zavıfça bir genç te davi altma — almirken yanında taşıd'ğı eserleri kontrol etmek, o. nu sert, aet fikirlerile başbaşa br- rakıp büsbütün — çileden eıkarma. mak için başka şeylerle işgal et- mek,.. Bütün bu —meaeleler, ana: nın, babanın, hocanın, mektebin memleket terbiyeci ve ruhiyatçısı. nm, sanatkârtnın, doktorunun va- zifesi iken... Biz, çocuğun coşkun şaşkm bir sel halinde başını dört yana çarpa çarpa parçalanmasına seyirel kalmış, bakıyoruz. ve he- men damgayı basıyoruz: Anormal, zavallı!., Köy, kendisine faydalt olabile. cek bir cocuğunu: memleket emek verd'ği bir ferdini kaybediyor... Ne yazık!.. Tanca İspanyol Fası Emirli - ğgine ilhak edildi Tonea, 1 (ALA.) — DEN.B.: İspanyol Fası Emiri Mevlay Hasan dün merasimle Tancaya gir- miş ve bu suretla Tanca beynelmi- lel mımtakasının İspanyol — Fası E- mirliğine ilhakımın tamamlandığını | göstermiştir. Emir, gehre girdiği zaman İspanyol ve Fas erkânı ta. rafından karşılanmı bir deği, — Peki El'zabet benim adım ol- Baydı, — O vakitsizi sevecekmişim... — Ah keşke Elizabet benim, e- mim olsaydı. — Fakat sizin isminiz ondan Büzeldir. — Fakat faydasız, 0 hassaya mal'k değildir. Ben de boş bulunarak: — Lâkin Misis zannetmeyiniz ki o hassa Elizabet isminde olsun, | — Ha.,, demök ki sizin sevginiz de F'izabetin ismine değil, — clami. nedir. — Evet bundan bu etktyor. — Gördünüz mü? İşte sizi na- S tuttum, Lâkin Elizabet o ka- dar güzel değil ki. — Nasıl değil? — Evet, evet... Benim gibi bir kız işte,, — Nuasl siz'n eibi? — Evvelâ bir İngiliz değfi mi? Bsn de mavi gözlüyüm? Ben de övlevim, Sarı saçlı değil mi? Be- nim de saçım sarı. Bovlarımız da bir, Yaşlarımız da farksız sanıvo- rum. Tstersem ben de o renk elbi. 8e yaptırabilir'm. O hlelm giyerim, — Cok dotru. Bütün bunları yanabllirsiniz. Fukat Ellasbet beni gok sevivor, — Ya bön?.. Ben daha cok se- vebilirim. Lâkin brrak. btrak, Sen | Eliyabeti sev'vorsun, | Filaver — sinirlenmisti. Sık — sık ;';;ı-s almağa başladı. Ofladı, puf. — Misis Kiril, dedim, ben sizi daha opk sevdim. — Havır, hayır,, Beni teselili için söylüvormn.. — Elizabeti çok seviyorsun, Hem yeni — ayrıldınız. Avrilıim hasreti var içinizde. Onu | snutmadıbar bana — hayretmezaln, Aramız uzak, (Devamı var; /7. ğ T bir. 06 4 Fıkrayı evvı'“ rihçi Naimanili “l'î san Dulduğu ıkıgı yer verdiği f tez«irecisi Tır!"W yatta bulunan # vi m, ölmedimte 5) l ubhanallah, y men sağ ol J9t Üy ! | bir miktar ” akgill İ LAĞ siblerini “fevtindei ! ye Batarmış. Fakik | | müslümaniardan 4:’ öldüğünü habef gf sonra: — Hilâfı ka kâğıdı vanl':,d sefer mansibi # zavallı damla! eli tezkirecisine cak derecede İİ$, yor ki: “Her l tişadan Karun ”N İ dular.,, Zamanının NÜ';'W söz abidesi Kara Pyik zünü sakımmaz U; Kara Abdul: 2 a için dıvana %h de orada imişi dire dualar ettiktif ge rı da ifrat dc"“d- Vezir sormuş? — Bu duanin ? Kara Abdunıhw | — Sultan:t ki kulunuz çati | öK n dı. Binbir il'; fit olmadı. En İ tap edip: — Bre srtmâ. bırakmazsan A7 imam udenniğw nx olsun.. d at oğlan ıöd”'u buldu. olf Lâtife vezti" Piğyi — Ama demi$ disinin zünahla memişsin.. İ Kaft | Tu ehi YA NYVEREFTEYAR #BK ORE #andösumuc ua — Yok sulti böyle cüz'ice h mem. Oğlanın dım. Deyince m' 'ha tufanı kopm Nati yor.rym ile ehli divan #içi olan efendilerin Va nâk olup utanım ziyade gilüştülera, Afrika ceph:"wı İtalyanlar, Hab kül luyorlarmış. C“"mıl lar ölümden kü! Hindistanda Tagilit bi yiyip içiyorlarmt bu İtalyanlar. Ha yapmamışlardı?. Erem? İngiliz bombö 2 tutuş!” 21 (A.l) men llmanında h"; y cesinde narap O” çal luk buyuk nıel'“n(#' ki de angiliz tay cumU neticesinet Filhacika 15-19 "j münlerit uçan DİF gef yaresı Bremen ' bardıman etmiştir: ggf keşif tayyaresi nan ve bu sa!;ıuy M aflar bu t.;uşrmın tamımlîıâld' gerisinden ve ÖNÜ Üü manlar çıktığın! dir. n Bunun yınml“d, :5 küçak — gemiler Bunlar yanâll N$ p Lonâra, dâ olan Buropanın birinde bulurduğu” tel rentf, gu Ve ayfl mişlerdir. Bir tur. Çünkü ates lif —yerlerinde çıkmıştır . Hariciye beyanat V* Ankora. 21 (AĞANI ciye vekili 591“&%:;' a hirbir ecnesi g0007 W mü'ftat — ver” ef tavzihe dur.