e ea Atlan ikteki mu iaaraba WÖTÇİ tarafımdan söy.cücn — nutuk MkZarlari Allantik denizi üzerinde oe- BüZGN öden büyük Mücadele üzerine Bgekmi ştir, Çörgü demiştir. ki: “Allanlik muharebesini en miühim BERkAre belerdan biri telâkk etmeliyiz., Alnanlar İngiliz münakale yoları! HE kesinek için denizaltından, havadan Ve dediz Öslünden büyük bir taarruza Höçmüşlerdir. Her üç silâbla yeni do Şücir, Bu Gefa ki yenilik her üçünün Bir arada kullanılmasıdır. Ancak bu KAADruZ sessi3 başlamışlır. Hitler ev. elce bunU haber vermişti —Taarruz haşladığı zezan ancak bunun İagil lareya karşı büyük Ukbahar taarruzu alacağı bilinmemiyli. İngilizler birinct haftada 140 bin, ikinci haltada da 00 bin ton gemi Kaybetmişlerdir. Yalnm zaylat geçen harbe mazaran azdır. İki hafta ars: sında 50 bin tonluk lehle bir fark vare dir. Maamafih Ixi haftalık — zayışta bakarak netice çıkarmak doğru de. Büldir. İngilteredeki Amerikan — mümeesi! leri Amerikanın bu mücadelede Ingil fereye yardım odeceğini söylemişlere dir. ni alâkadar etmiyen işlere karıştı" Binı yazmaktadır. Bir Alman gazetıs M Ruzvelti çahi iktiraslarını tatmin etmek istiyen bir insan olarak — göle Terinektedir. Alman gazetesi — Yuna- mlstana da bücum #lmektedir. Bu Alman gazetesi Varsay muahe- derini tmrzalayan Amerikanın Avrupa, NiN tanziminde söz sahibi olamıyaca- n üsve ediyor. BALKAN VAZIYETİ Balkan vaziyetine gelince Yuges lavya ve Yunanıstana karşı açılan si- Bir harbi devam etmektedir. Ancak | Goön 21 santte Berlinden, Yugaslavya. a karşı müzait bir hava eameye baş lamıştır. Almauyada salühiyet sahibi bir söz- ü demiştir ki: — Almanya Te Yugoslavya arasıme dK Münasebat iyiğir. Ancak müzake, Ftlar kakkında bir gey söylenemez.... Almanya ile Yunanlatan arasında: d münasebat gittikçe tavazmul edi- yer. Berlin Yunan'stana karşı gittike ÇG Sört bir tavır alryor. Yunapistana İngiliz — makerleri ç- Karıldığına — Berlin inanmıyor! Ak manyanm Yunan meselesi karşısında şimdiye kadar takındığı bavır İtalyan tetavüzünü tazvip etmemakti. Bu va- ziyet Yunanlıların İtalyanlar tarafım dan mağiüp edilecekleri ümidi baki Kaldıkta devam etmiştir. Fakat soa Mmağlübiyet üzerine vaziyet değişmir. tir. Musolinin son gayreti bir netice wermeyince Almanya herbe müdaha- le etmek lüzumunu hiasotmeye başla- Muştır. Almanya bu yüzden sert bir Murat takınmıştır. MATSUOKANIN ZİYARETİ Müutsuokanın Berlini ziyareti mesee eai gittikçe ehemmiyetli bir mesele olmaktadır. Japon guzetelerinin mv. O tedil lisanıza rağmen İtalyan gazete leri bu ziyaretin ehcmmiyeti etrafın: (4 bararetli yazılar yazmaktadır. Matmoka Berlinde iki ortağın mü- kim talepleri karşımında — kalacaktır Bu arada küvvetli bir Amerikan filc. #unun Avusturalyanın Sidney Hmanı A gitmesi şayanı dlkkattir. — AMFRİKANIN DEMOKRASİLERE YARDIMI Razvelt Gemokrasilere — yapılacak Yardımın bir başka safhasından bah Betmiştir. İştal altımda bulunan mem Seketlerde salgen hastalıklar çıkmıc. far, Bu hastalıkların - vitamin nokar. gumdan ileri geldiği malümdur, Ruz- elt Cemokrasilere vitaminler de da- Bit olduğu halde yiyecek — gönderildi. Bin: Haber vermektadır. ŞARKİ AFRİKADAKİ HAREKAT Şarki Alrikada Harara doöğru dre | vam eden harekât en hararetii safha- | Mna giriyor. İngilizler — Dağapurdan Bonra Cicika şehrini da zaptetmişler: (dir, Bu gohir Berberadan başlayıp H Kara giden yolun telâki — noktasında we Hararın 80 kilometre doğusunda- Gür. Habeşietandaki İtalyanların deniz lerle iki İrtihatr kalmıştır. Biri Brite O Tede Müsavva yolu, diğeri Fransa So aalisinden Adisababaya — giden Gee alryolu.. Britrede Geren müdafaası naari ki Şima'l yoalun müdafırenı temin edi- yorsa Harar da Cenup yolunu müda- Taa ödlecek bir yerdir. Cicikaya gölen İngiliz — kuvvetleri Hazara taarruz etmek mevklindedir- der. Özümüzdeki günlerde Harara İuvvetli bir İngilla taarruzu bekliye. bitiri. FEWGİLİZ DENİZ ZAYLATI 90000 tan olarak bildirilmiştir. Geçen Baftaya nadaran epay are'ma vardır. eçen haftaki zaylattan 7000 ton im- Mirmek lâmm geldiğini arnirallık dak resi tehliğ etmiştir. — İngiltere o-ııı altı mücedelesi için bir komatanlık | kurulduğu bildirilmiştir. Denizaltı mü | cadeleri hu İkomutanlıkça idare edile- cektir. ALMANYA VE TTALYANIN DENİZALTI MEVCUDU Alimanya — ve İtalyanın — demisaltı yazıyellerine bir göz atalım: Hartin başında Almanyanın 80 d mizaltıri vürdı. Buna hiç zayiatsız 150 denizaltı daha Üğve edersek 200 olur. Harp başından beri kaybolan Almaa denizaltılarmı normni olarak 80 ka Buna nazaran sayı yie 06 280 dir. Alman denizaltıları 250 500 tanluktur İtatyanlaım ise harp — başında 45 danizaltıları verdı. İnşa balinde de 26 dentzarti vardı. 28 küçük dentraltda riyle yekümu 128 etmektedir. İtalyar. lar we Akdenizde 30 denizaltı — kay betmişlerdir. Atlantilrleki büyük de- Kizaltıların kayıbı da 10 dur. Bu w retle İtalyan kayıdı kırktır. Bu basaa ©a göre Hlalyanların 45 denizallıları vardır. Büyük denizaltıdarın montajı 1300 — 1800, küçüklerin 400 — 10009 nrasındadır. Büyük denizaltıların At lantikte Almanlara büyük yardımları olduğu muhakkaktır. Şu hesaba göre Attantikte 200 se yakmm denizaltı vare der. Ancak bunların 80 — 100 zü an cak fosliyet hslinde behmabilir. De. Hizaltı harbinde muveffakiyet iyi ta- Hm görmüş subay va efratla colur Almanların alelâcele yeliştirlilmiş dee nizmiticlari açık denizlerde muvaf fak olmaları şilphelidir, bul edebilirir. Maarif Müdürü Ankaraya gitti Maarit Müdürü Bay Tevtik — Kut Tstansu'un müuhtelif maarif mesejele Ti etratmda görüşmek üzere Ankarme ya gitmiştir. Bundan başka Ankarada ayrıca bu yüki imtihan — vaziyetleri ve öğret: meLlorin 24 saat dere mosolost olra fında görüşecektir. Maarif Vekilliği imtihanlarm ne 2 man başlıyacağını, imtihan günlerin! şimdiden tesbit ederek alâkadarlara tebliğ edecektir. — İlâç kaçıran bir tayfa yakalandı Köstenceden llmanımıza kereste tas gyan Sevim vapuru tayfasından At Covneriz — vasiyetinden şüphelenen gümrük mubafaza memurları üzerir. e arama yapmışlardır. Arama neti- casinde tayfanın üzerinde 3 kile ka- gak evnebi mali tıbbi — müstahserat bulunmuzrur. — Tekerlekli arabaların geçecekleri yollar Belediye tekerlekli arabaların han- gi yöllarda geçebileceğini — gösteren hir tallimatanme bazırlamağa karar vermişlir. Bu hasusta tetkiklere baş lanmuştır. Talimatname Kisa bir zae manda hazırlanacaktır, e Aea Elizabetin beni sevdiğinde hiç Şüphem —kalmamaştı, en asil ailelerine mensup gençle- rine yüz vermiyerek bana bu de- Fece düşkün olmazının sebebi, bel- ki de onlara benzemeyişimdendi. Doğrusunu isterseniz o vakit çok yakışıklı idim, Bay vo bosum göz alıcı idi. Geniş omuzlarım, dinç vil- eüdüm kızları teshir ediyormuş. İngilizlerin çoğunun omusları dü - #ük olduğundan — olacak, El'zabet bana hususi bir alâka gösteriyor. du, İngilterenin havası ve suya da bana iyi gelmiş, vücudum daha dinçleşmiş ve güzelleşmiştim. Bun dan başka giyim ve kuşama da Ççok ehemmiyet verirdim, — Maaşı- mm hemen hepsi terziye gidiyor- du. Hattk sakal krvırmak osulünü İngilizler evveli benden Rörüp tak lit öttiler ve moda haline getirdi. ler, Yüzümdeki tüyler kendil'ğin- den yüzümün Üstüne kıvrılıyordu. Bu, İngilizlerin çok hoşlarına gi - diyordu. Ö vakit bıyıklarrm da ye- ni terlemişti. İngiliz çocuk: — Yalnız bryik veya sakal ol - maz... İkis'ni de koyver.. derlerdi. Bir tenkit ettikleri şey de bağ ve başlıkları açıcık.. başınt aç der- lerdi. Fakat ben, bunlarım hiç birini yapmazdım,. Önun için bahriyeli gezerkeş yabancı Diye soruyorlar, — Türk covabmı almen, bana Türkistandan saaller soruyorlardı. Hiçbir davet olmazdı ki, Türki. ve hakkmda bahiş açılmasın ve ben den wem uzadıva malimat — iste- mesinler.. Hattâ b'r baloda lord- lardıem biri medemr koltuğunda ol- Tiyatro tarihimize dair “Minak,, mektebinin son çocuğu iWKarakaş,, (Baş torafı dünkü sayımızda) Varkuvıyan da vulüz babasmdır. —( A» Bop Vartovyan, Gedikpaşa — tiyatrosu Abdlinamit tarafmdan yıktırıldıktan sonra Ahmet Mithat Efendi ile beras ber saraya alınmış, Saraydaki “Fade- rün,, Uyatrosunu mlah ve idaraye me. mur edilmişti. Buraca ihtida ederek (Yakup) ismi ni adı, “GÜü,, denilmesinin sebebi, iaminceki “Vartev,, kelimesinin, Br meniösce gül mânasına — gelmesinden imtiş.) KARABAŞIN ÇOCUKLUĞU (Karakaş) m çocukluğu hep bun darın arasında, tiyatro — kolislerinde göçeiştir. “Pangaltı,, da “Viyanalrlar Lisesi,, nde ökürken senede bir yapı isa “Tevzti mükâfat, merasimine ait temsil'ere iştirik suretiyle — başlayan sahne açkı gittikçe büyümüş, nihayet aktör olmağa kati yekilde karaı ver mişlir Karakaş (Fasulyaciyan) da iki ay kadar çalıştıktan sonra (Minakyan) n geçti. Hır sene sanra Bulgaryadan Mi Bak'ın oğlu Aram Minakyan gelmiy u. —(Şimdi Yedikele hastahanesi da. rültceresindedir.)— Karakaşı yanıns aldı. Büyük Biranuş Fasulyaciyan, Da vit Tiryana, Madam Kinar ve validek xi Becuhi, birleşerek Bulgarlatana gi' tüler. Dört sene süren bir temsil faaliye- Ünden scura Karakaş ayrıklı; İstan» bula peldi. Yeniden (Minakyan) kum panyasına dahil oldu. İki sene sanra İzmirge bulunan halaları — (Yeranulı Karakâş hemşireler) in yanma gide. rek umeası (Büyük Benliyan) m teş KU ettiği operet kumpanyasma girdi. Basi güzel olduğundan “Tenor,, va- zifsami aldı. On sekiz yaşındaki deli Kanlı, bir sene kadar da — amcarınm yanında bulunduktan — sonra llk dela 1911 ce Yeranuhi Karakaş ve Davit Tiryenela beraber müstakli bir beyet teşkül cderek Mustra gilit. Haftada bir gühn Hiaiviyad tiyatrosunda (Lebleb'. d, Közekâlya, Arifin bilesi, Jirofk - | Jirafla ve Gran Mogol) gibi operelice Ti sühneye koydu. Diğer — günlarde “Özbekiyye,, bahçesinde dram öynadı. | İki cene sonra balnar Yeranıki Ka | rakaşlı Davit Tiryansı Tiflime davet ettiler. Kendi Mısırda kaldı. Oranın amatözleriyle yeni bir turp — vücuda | getirerek temsillerine devam etti. — | Bu arada “Felekyan haammlar.. da gelmişlerdi. —Halk operetinde — çar. şan Kafkasir (İrma Toto) nun teyze- #i )— Üç ay kadar birlikte çalıştılar. Onların Amerikaya dönmesi (Kara Kaş) 1 işsir beraktı. Bir ay kadar sü- Ten Ba müddet zarfında bir arkadaşı. nın delâleti ile Fransadan yeni gelmiş olan amarı atika — mütohasmalarından Jorflon izminde bir'Amerikalı seyya- hin terctimamı oldu. Onumla Habeşistana, (Adon) & ve Yazan : Cemâleddin Server (Cibutüy ye kadar seyahat etli. Sey Bulgaristana geçti. Bulgar — tiyatro beyet! müceslasi Uİkonomof; un — Bul garca Lemsillerinde vezite aldı. Tek. var İstanbula döndü. (Minak) la bir egti, 1940 sezonunu Şehzadebaşında “Ferah Tiyatrosu,, nda geçirdiler, Aye ni hayetle Bdirne ve Setâniğe gidildi Bütün Anadoluda, Romanya, Fransa ve Yunanistanda dolaşarak mütema- diyen temsiller verdiler. Minakyan ve arkadaşları Istanbula döndükleri zaman Karakaş — “Pitibe,, de kalmıştı. Altı ay sonra tek başma svdet ott. (Küçük Benliyan) n opt ret heyetine girdi. Önun vefatına ka: dâr yanında kaldı. Bilâhara — (Naşit) te bulündü. 1930 da “MÜN Sahne,, adiyle bir Beyet teşkli ederek gürp — Üyatrosu hakkında tetkikat yapmak üzere Pne rise girti. Şimdi Çenberlitaş sinemasr nn Girektörü olan Aram Elmaa, bu zahnenta müdürü ve rafikası —Anoş Jertin de (Bski Darülbedayiden) Prk ma usonası idi. Heyet burada — Plas 45 Kıtiş''de “Bden Tiyatrosu,, nda tem sillere başladı. İlk eser “Leblebici., o poreti idi. Sefir ve konsolcalarin mat- bust erkünzmma tahsls edilmişti. Kara. kaş bü öparette “Sansar Hasan,, 1 oy nadı v: pek muvaffak oldu. Temeilden mütebassla olan Türk ae firi, Kansolosunu göndererek Karakaş ve arkadaşlarını tebrik etti. Heyet bey süli ay soora İstanbula geldi. Kar rakaş tekrar (Naşft) İ çalışmağa başladı. Şurası şayanı dikkattir ki; Kara. kaş, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Ne L emeli ? İsviçrelilerin (jönev) — dedikleri şokrin adı bizim dilimizde (Cenev- re) dir; Rifat Beyin bizde en &. ki bir tarih ve cografya lügati ©- lan kitabı böyle yazdığı gibi bütün tarih ve seyahat edebiyatımızda da bövle yazılmıştır. Ş, Sami Bi yin (Cenev) yolundaki taahihi da müsasir olmamıştır, Galat-r meşhur yalnız cins & timlerinde olmaz. (Pari) bizde (Paris) tir, (London) Londra. Harflerimizi — değişt'rmiş olmak, telâffuzunu bellediğimiz kelimeleri de değiştirmeye scbep olamaz. Dün gazetelerden birinde çıkan bir makalede bu is'm (Jönev) gek- linde tekrar olunuyordu: — Tinev) dememeli, (Cenevre) demeli, Onu Seviyorum Bir ingiliz kızı ile bir Türk balriyel duğu halde arkadaşlarımdan biri &l ile görüşmek üzere yanımıza gel diler, Yer vardı, Benim oturduğum költukta bür boş yar ve ayrıca bir sandalye vardı, Yeni misafirlere ayağa kalkarak hürmet gösterdik, Lordun madamı benim yanımda o- turdu, Aradan beş ön dakika geç- mişti. Birden lordun madamı ok gibi yanımdan fırlayacak koşmağa başladı. Bu telfştan bir çey anlamamış- tim, Yalnız bana doğru bakarak uzaklaştığını farkederek şüphelen- miştim. Yanımda oturan zab'te, yavaşça madamın benim Türk ol duğumdan tevahhuş ettiğini söy - ledi., Bön bu hale fena halde üzül- diüm ve aynı zamanda bozuldum. Mâdama Türk olduğumu söyliyen arkadaş da pişman olmuştu. Madam, verilen izahatı dikkatle düinled'kten sonra yaptığı manasız. liği tamir için İâtfen benimle ko- nuşmağa başladı. Bir aralık: — Mühendis afendi dedi Türk- ler hangi mözheptendirler?. — İşlâm.. dedim. — Acayip.. Şimdiya kadar böy- la b'r mezhep işitmemiştim.. O ne demek ? Madama Muhammedizm diye an- Tatmak istediler. — Çol gşey, dedi.. Bunu da ye- ni işitiyorum, Genım sikıktı. Sunturmak da is. imin macerası temedini değ'l ama, biraz evvel kendisinin yaptığı vaziyete düşme- mek için sustum ve yer değiştir - dik. Bütün bunlar, sakal köyvermedi ğimden ileri geliyor, her yerde ya. bancı olduğum tanmıyordu. — İster iştemöz ben de yarım sakal koy- yörmeğe karar verdim, Gençlikte Insana her şey — yakı- gır, Pok yadırgadığım sakalı brrak tıktan sonra yakışmış gördüm, Elizabetin de hoşuna gitmişti. Zarif zarif boyun bağları getiri. yor ve kendi eliyle boynuma takı- yordu. Sakalımı da arada — sirada okşamaktan kendini alamıyordu. Mister Havl, kızı ile aramızda- ki samimiyeti pok iyi - bildiği için boraber gezmemize h'çbir zaman muhalefet etmezdi. Hattâ memnun oluyordu, Elizabetle kolay — buluşuyorduk. Yalnız ayrılmamız öyla kolay ol- muyordu. Ellerimizi sıkışmağa baş ladık, mi gözlerimiz biribirine da- kyor, yarım saat öylece kalıyor. duk, Arkadaşlarım, gece gündüz baraber bulunduğumuz için başka başka manalar — vermeklen geri durmuyorlardı. UZUN BİR AYRILIK Partsmut V'manamda böylece yir. mi izi ay kadar kaldım, Gemide gün aşırı top ve arma silâh talimleri yapıyorduk, Bazan on, an beş gün Bulgarca ve biraz da Arapça bildiği Tarihten: j ığ Yeni bi | Lüzitanya"” bit Amerikadın verileü güN haberi, muhakkak İf tedir. Haber gu: Bir halde sahaede dalma Türkçe Honuş | allı gemisi, Au..nıâüw muştur. Hatlâ Pariste “Leblebici, ve merikaya doğru perettm. Türkçe olarak sahneye koy duğu zaman Fransız çiyatro ditektis rü ona; — “Canım hiç Türkçe öperet olur müu?,, diye hayret etmiştir. Fakat bü- yük muvaffakiyet kazanan operetin temsilinden sonra pürneye Karakaşın yanına gelerek onu ve arkadaşlarını tebrik etmiş ve aynt operetin bir haf» ta daha oynanması için ricada bului. u Karakaş, bu dilleri, kısmen “Parn. galtı,, da talebe olduğu “Viyanalılar Lizesi , nde kizmen de Galatasarayı, nda Eğrenmişti. Türkçe ve edebiyatı ayrıca avukat (Tıngıryan — Simon E- fendi) den busüsi surette tahsü etü. MİNAKYAN AHMET FEHİMLE BERABER (Minakyan) « ikinci iştirâkinde Ab- met Fehim Efendi ile - beraberdi. İlk | girdiği (Fasulyaciyan) dan sonra am sası (Büyük Benliyan, Büyük Karte kaş. Riavanpaşa zade Reçat Bey, Bur- hanettin Tepst ve Otelo Kümll) le beracer çalıştı. *“Twudat,, kumpanyalarında da bu- Tandu. Başı başma bir âlem olan bu san"- Ati ona (Azım baba) öğretmişti. Bon senelerini (Naşit, Dümbailü, Şevki ve Agopyan) daha ziyade (Naşit) le ge. girdi ve uzun Müddet — rejisörlükleri- nİ eti KARAKAŞIN JURİLESİ (Karakaşı m ilk jübilesi 14 Mart 1807 de salı günü akşamı Azak Since masında yapıldı; bir ay sönra Fran SIZ Uyatrosunda tekrar edildi. Üçüncü ve sonuncu jübilesi, “Azak, ta Mart 1939 Salı günü akşarmı yapılar. dır, (Drtuğrul Sadi Tek) in iştirâkiy- Ve “Otello,, oynanmıştı. Karzakaş ölümünden bir ay evveline kadar çalışıyordu. Bu yaz “Akaayte |” palas,, filmindeki Ötelti — Onnik,, ro- tünde fevkalkde muvaffak olmuştu. Bon oyununu Fransız Üyetrosundu verdi. Vatatyan idaresindeki amatör. Jer trupunda (Kafkaslı Şirvan zade) den terctime ettiği “Karakaya bay- kuşu,, YStml bir piyes oynanıyordu. Kendi de Prinsipal bir rol — olan (Mecnun) Damleli almiştı. Bir hafta Bonra bastalandı. “Üre,, den ameliyar olmak Üzere yatırıldığı Yedikule Ere meni hastahanesinde 2 Mart 1061 Pa: | zar günü akşamı eat 20.30 da hayte tınmm san perdesini kapattı. (Karakaşı m Fransısca ve Prmani- ceden tercüme ettiği birkaç eseri dae ha varsa da oynanmış fakat bazılma- mıştır. Şimdi Şişli Ermeni — mezarlığtında meslek babası (Minak) im ayakucur. | 3a ebedi uykuruna dalâa — sana'tkâr, | yarım sarı dolduran sahne hayatında | harkasn kendini savdirmiş, mazlektaşı Büren ulak gezintiler de tertip edi- Hyor, top, yelken ve alş, yarış tadmleri he büyücek manuvralara gısıyordak, Ka züvcue beraberken o derece farsımda olmadığan sevgi, onuan birzâz ayrıumlatan sodra «Küvvetleni yordu.. Döndyce hdizadetten İşitti- Bün Şudüyenec, onun da benlia nas retime tanammül edemediğini an - Iatıyordu, Bü tasimlerin esason — yabancızı döğgüdim, — Istanbulda da bunların tecrübesini kısmen — geçirmiştim, Bu yüzden, tahsil wüddetimde da- ha büyük tecrübsler görmem lü- zımdı, Bunu hükümet do kararlaş- tırmıştı. Bir gün: — Hindislana gideceksin. Dödler, Hazırlandım, Seyyaha te hazırlanan ihi Korvatlan birine verdiler, Vakıa tahsil için Hindistan Be - feri mutaddı. Ve bu dars benim i- ça de büyük bir nimetti, Fakat Elizabetten on beş gün ayrılmak beni bu derece üÜzüyordu. Böyle u- Zün bir seyahate nasıl tahammül edeceğimi — düşünmeğe buşladım. Kuruntu içinde — kıvranırken amil- ralin üç gü sonra hareket edeco- Bim hakkındaki emri geldi, H'adistana gideceğim geminin a- di Fis Garttı, Altr aylık peksimet, Bu va sair levazlım gemiye almma- Ba başlamıştı. Bir aralık izin ala- rak karaya çıktım ve doğru Eli- zahete giderek başıma gelenleri an lattırı : — Elizabet, dedim, uzun bir se- yahate gidiyorum. Kızcağız b'rden şaşırdı: — Uzun mu dedi, kaç gün?, — Öyle zünlük filân değil.. — Ne diyorsun Macit?, — Manlesef öyle. Çok uzun eti. recek,, (Devamı var) | umumlyosini hl!'”_”%î bi ;len malümata göre, Amerikadan p İ yardrma darbe vurmik | İ gütmektedr. Yanl İ mileri batırmak. denizaltina çekilen kada aln.lenml:—M ( gi Bu ajana b ş Lülzilanyasmı lı!l:g;i y dünya matbuatını Sil A | eden ve uzun mi lünde kalan Lüz'tanyâ merikanın harbe Bİ 198 olmuztu. Tüzitanya İ deniz! boylarken. A*,'f : y çelsiki ümümlyesi müthiş çinde at o ' Lüzitsnya — zemasMü yefiği gemilerinden biri Idi. yapıyordu. Banu N;:#'. Ülar, bu gemi ile sey3b' gy | mabhzur görmüyorlari. İ rak göemide | kemmeldi. sinerl İi Yalnız bir şey bİRİ ei Yi zitanya 10,000 kil0 yeyt Ş mişti., Bunu, İngiltel yordu. de Almanya o vakit /| gibi İngilterenin ıh“;' | | idi. Ve Almaz deniztli bt ; detli r:tcıdulule!lnı f U 20. Amerikanın MÜL v yi &'ni, bir torpille V€ / mış, Arkasından yeni dehyet halinde haf? | mıaştı, g Atlantiği bocalayaflliy, Ki gabsın meçhul :;uw" #ğ bir Lüzitanya bu y #Yi | sanmıyoruz. :r% :r“ » nn meçhulü değ İ kilo barut, Lüzitanya İ Dİy miyecektir. e li Francala U/ tevzi $ 4 Francala ununun eV teren hir tallmataami Talimatnamede onl;"y ra verilecek ve bü francalaların tevai geki tir, Dünkü ihraCer Geğ Dün, şehrimizden / ketlere 150 bin nrıh;" mıştır. Bu meyanda / reye fındik, Misir VE 4 tün, Romanyaya ı-!“:,ı Bulgaristana balık. PS daşt İtalyaya balık, YuR0tl İ Çokyaya armut k satılmıştır. : larmza ve bütüm ıır”;y W metint kazanmış #” terbiyeli, "efendi,, yte bir insandı. “Türk Bi ::; D K J| n a asında (Muhsin) İn Yt Kümü bütün xenditi j den kedertendirmiştir. a çin de bir kayıptır'a — Çayp TÜi Ogüa provalarırı v gelen Şehir Tiyatf” Wt | Müteveffanım bayatli 'J ğ ba: ü ütfedef Yangın Jb“ p tesisatı tnleY:ı_p"/; Fearah sisemasının ? y ©o alakadarlar ıuı&'”“:: v |a uhzap olduğu V | tamaz icabettiği g” rimişis | Nerde ciğer amemaltfir .d' ğ Bi bir yangın MW eeti manda dlğer .ııem:;':; n #öadürme teslaati Beyoglunda Halk VE F el daki Hilâl sinamalarıPd? #dndürme tesisatı Unkepanında, turan — 60 da bir kadın, Binerken ayağı ' kadil yi — Enw gadan yaralanmışt! telif yerterinden a8I 5 gi muştır. Yaralı beyoğl / gah katdırılmış, suçlu BO u.