Çoktan Müçup Kuj &ğ "k"""-ı, vi ada yt " Çektim %h'&*it&_çakn. NM cktler H Yazan: Afif OBAY ya çalıştım. Fakat çantadaki su- etıklu sandoviçleri düşündükçe ağzım sulantyordu. Bu maddi ihtiyacı yenmaek için fikrimi ma- ziden kuvvetli bir hatırava bağ- lamak istedim. Öyle bir hatıra- olsun ki. bana gelığmmi, yalnız - lığımı, vattığım tonrağın sertli- ğini, teneme cöken tavanm ka - ranlığrar. Adolfur neredevse ye niden yükselecek istiskal ferya - dınt unuttursun. Övle bir hatıra istedim ki, beni bir nirni g'bi tatlı tatlr uyutann, Otomobilin altından çamurla Milli küme maçlarına hazırlık g Fenerbahçe Balaıasaraı -0, olmak üzere, şöhrimizden milli kü- moye iştirak etmek hakkmı ka- zanmış olan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, İstanbulspor klüpleri araaında tertip edilen dörtler ku- pası maçlarına dün Şeref stadım- da başlandı. Havanmn güzel olması ve iki müsabakanmı da çok mühim olusu, stada sekiz bine yakm bir sâyiret toplamıştı. Fener hahçenin karışık ağır bir yağ kokusu ge- | Galatasarayı 2—0, Besiktaşm İs- Tiyordu. Bu koku bana birdendi- re çok eskiden duvduğum bir kokuyu hatırlattı. B ugarip te- dâinin kaynağını bulmâk için ha- fısamın her köşesini kurcaladım ve nihayet hatırladım: Çok kü- çükken bir krtlık senesinde Orta Çinden Şarka döğru göclüyor duk. Her taraf şansarı. çatlak ve suğuz. Kafilömiz din lenmek itin durmuştu. Ben tep- Sİ gibi ikt tahta tekerlek üzerin de giden bir öküz arabasının al- tına yatmısştım. İşte o kokuyu o zaman arabanın tekerleklerinden duymuştum. O kadar sıussuzdum ki ağzımı tekerlekle dingilin bir- leştiği yere uzatmış ve oradan sızan kara yağı dilimle yalamış- tım. Arabanin içinde bir kadın bir şarkı tutturmuştu. Zannede- rim annemdi: Bu şarkmm ne bestesini ne güflesini hatırlamı- yorum. Yalnız bir aranağmne gi- bi sık tekrarlanan bir &öz aklım- da kaldı: Gönlün beyaz gülü... Bununla şünhesiz aşkı kastet > mişler. Halbuki garp ananesi sevgiye kırmızı reret yakıştırı - yor. İsânm meşehur sofra hikâ - yesinden kalma bir sembol deği! mi? Hani İsâ, ölümünden evvel sofrasında topladığı Havariyu- na; “Bu ekmek benim etim, bu şarap benim kanım.” der ve het birire birer lokma etmek ve bi- rer kadah şarab uratır. Bu sü - retle İsânın aakı onlârm kanma canıma gesmiş ölur... Hrrleti. yanlar no derlerme desinler. bu Aşk, kavnafı itibarivle maddeci- dir, romantik dağildir. Rowran - tizm Sarkta doömuştur. Hiristi- yanlığın eseri olamaz. (Devamı var) Her çehrin kendine mahsus bir tipi, bir meşhuru vardır. Kastamonulu Hafız Ağa da bun- lardan biriydi. Ağa yaşmdaydı. Deri ticareti ile meşguldü, Birçok de- falar 313 harbinden bahseder; Yunanlılarla dövüstüğü günleri anlatır; fakat bütün bu bahisler rin sonurda söz geliğini deri tica retine getindiktan sonra: — Ah, derdi. Ah &ski gilnler.. Kazançlar kısır oğul; kâzançlar Ce Buna rağmen Hafız Ağa Kas- Bd tamonu ile Tagköprü arasında deri ticaretinden vazzeçmez, üs- telik bu seyahati öyle bir pun - duna getirirdi ki, yol masrafın. dan en kârlı bir şekilde kendini kurtarmaya bakar; Taşköprüye eşin dostun mektırplarını götür- mek suretile bu masrafı bertaraf eder; yani seyahat ücretini deri ticaretinden baska Üçüncü, dör- düncü derece işlerden çıkarırdı. Geçen yaz başt metkten tatilk ni geçirmek üzere Tasköprüye giden gençlerin otomobilini Ha: fie Ağa bu maksatla kaçırma - dı. Bunlar iki talebe idi. Mev » #im hazirandı. Kendileri köşeye Çekilerek Hafız Ağaya buyur ettiler; aralarına aldılar. Yolda hastaneyi geser geçmez de mır havere başladı: Y — Dayı, işler nasıl be?.. — Birak emminin, ne dirler ©na, işler krsır gidiyo.. Nerede o Saki günler, ceki işler... Eskiden keçilerimiz vardı emminin, Şim- di deris'ni bile bulamıyoz... — Eh, aağlik olsn dayı. dünya bu! Her şey yoluna girer | *bot.. bir cigara içer misin da- yı? — Bak hele sorduğuma?.. C- Bara da içilmez mi oğul?. Fakat bu elgara işi, Hafız da- Yının gözlerini her nedanse bir> denbire parlatmıştı. -Kendisine ikram edilen cigaralar — Yenice 'Toprak | Beşer dakikalık hikâyeler Kdi. İnce ve yağlı kâğıt arasında tanbulsnoru 3—0 mağlip etmesi. le noticelenen maçların tafsilâtmı saaöıda bulacaksmız: Beşiktaş 3 - İst.spor 0 Hakem — Musafferin idaresinde oynanan bu müsabakaya takımlar asağıdaki kadrolarile çıkm-şlardı: Bosiktaş: Mehmst Ali — Yavuz, Hilsnli — Rifat. Halil, Sabih — Sabri, Sa. im, Memduh, Şeref, Şükrü, Hstanbal: Fikret — Hayri, Sefoer — Mu- Oyuna Beşiktaşın soldan İnkişaf eden bir hücumuyla başlandı. Bu hücumdan sonra İstanbulsporlular da mukabli hücuma geçtilar. Bu karşilikli akmlarda —iki taraf da mühlm fırsatlar kaçtrıyorlar. Dakikalar geçtikçe İstanbulspor lular ağır bahmaya başladılar, 20 tnoj dakilerda topt ayağıma geçi. ren İstanbulapor — solaçığı İsmet, Beşiktas sağ müdafli tarafımdan düşürülâğ. Topa yetişen arkadaşı bir göl yaptı is$ de hakem daha evvelki harekete frikik vererek bu güzel avantajı berbat etti. Çoe- kilen firikik de bir netice verme. di, İstanbulnorlular hâkimiyetleri- ni devam ettiriyorlar. —Bu sıkışık vaziyette âciz kalan Beşiktaş mer köz Muavini salâmeti tekmede bu- Tarak tafa, sola tekme #avurmağa başladı. Bu arada İstanbulmor mer koz mnavin! de sakatlanarak oyu- u terketti, B'raz sonra Bekiktaş- Hlar bir penaltı kerandı!nyan da gol yanamadılar, Bu dakikadan bir sıraya dizilip el sürülmemiş yenç kııi,:r ılb? duruyorlardı. Bundan başka Hafız dayı meter lik sarfetmeksizin geçinmeğe -2 yıldığı için kendi sekizlik ciga- Fasını hatırladı: -- Tuh, dedi. Yazık ettik, pa- taya be?. - Cigarayı yaktı; sırtmı biraz mınılııri!! dayıyarak iki deli - kanimm arasında komuşmaya devam etti: — Dediğim gibi oğul! İşler kı- sır!.. Taşköprüde deri topluyoz: Kastamonuya geliyoz! amı'vö: imiz yı ! ş:!?:l:lr?nmohn kirası!.. Br- rak Allahaşkına, ne dirler ona, Hafız Anaya bir bediye bile gö- iyoz! m;:ı!g':ğı bir taraftan bu di- leri döküyor; bir taraftan da ı:-i- gâra paketini düşünüyordu. Yir- Milik bir Yenice paketi... İçimi nefis.. Kastamonuya mahsus ka- rişik bir hârman.. Mümkün ol- sâ da Hafız Ağfa şu cizaraların birini söndürmeden birini yak- 1 Ba!.. R lrk iki geneten birine: BN oğul! dedi. - Hoş, sizlöre efendi demek lâztm ama, dil alışmış, küsura bakmazm! — Canmm Hafız dayı. Böyle lâf mı olur. Biz senin çocuklarır nız!. — Eh öyleama, nede olsa mekteplisiniz oğul! Ha, ne diye- cektim, baban Seyyin Ağanm, ne dirler ona, haberi var mıydı eceğinden ?.. "'_ Hayır Hafız dayı.. onu dük. kâünda bastıralrm dedik! — 000, ne dirler ona, kimbilir ne sevinecek? Ya anan? Disene ki Taşköprüde bir hafta ziyafet var. Bak, Hafız dayımı unutur - san, baban ölünce ananı almam ha?.. — Aman Hafız dayı, o da na- Sil 8Öz? Sonra cevap veririz bak? Beşiktaş - İstanbulspor Bonra siyah - beyazlılarım hükimi- yeti ele aldıkları ve İstanbulspor nısıf sahasmma yerleştirkleri görlül- dü. Fakat İstanbuleporun sıkı mü- dafansı karsısında bir türlü gol çı- karamıyorlar, Nihayet devrenin son dakikasmda Şükrü aldığı bir past iyi kullanarak sğ zaviyeden Kafif bir vuruşla topu Tatanbulspor ağlarına taktı ve birinci devre bu gekilde 1—0 Beşiktas lehine ne teelendi. İdnci devre: Bu devreye de İstanbulsporm merkezden bir hücumuyla başlan. d, Sarı-tiyahlılar nisbl bir hâki. miyet teslis ettiler. Bu arada ka- zandıkları iki körner ve firikikten istifade edemediler. Onuncu daki- kadan itibaren Boşiktaşlılar yavaş yavaş hükimiyetlerini tesis ede . rek İstanbulspor — nitıf sahasına yerleştieir, — İstanbulsporlular bu deyre her nedense en milessir ce- nahları olan soldan hücum etme- yi bırakarak mütemadiyen en ak- SAVaAn tarafları olan merkezden ve sağdan akın yapmak tocrübesinde ısrar ettiler ve netice de alamadı. lar, artasile iki gol daha çıkararak Be- giktaşlılar sahadan 3—-0 galip ay- rltder, Fenerbahçe 2 .G.S. 0 Hakem Samih Duransoyun ids. — Efendi cevabı olursa Fabul! — Derler ki, Hafız dayı biz sürüyü sattık, köpek beslemiyo- ruz, derler, — Haklısın oğul, haklısm! Artık diş etimizle gevşeniyoz biz! Ver bakalım bir cigara şu ku- tudan.. Hafız dayı ikirci cigarayı da yakar, Fakat bütün aklı fikri pa- kette.. « Oğlum Ahmet, görüyon ya, sade ben deği! heviriz dardayız. Baban her sene mekt-he vüz elli lira veriyo.. ayda — otuz lira da sana cep harçlığı.. kolay değil oğul, kolay değil.. Bir de Meh- met Ağa Taşköprüden — kalkar, Kastamonuya gelir. Ne o, beş kuruşluk deri alacakmış! O da veresiye defterine ha... İemini sorarsan, Kayabaşından Yanr başından Savuso3lu Sıvış... Ara- da bul bakalım ”? Ver oğlum ver; ver bir cigara hele... Üçüneli ve dördüncü cigaralar da yakılır, Fakat Hafız dayı şu cigara paketini ortaya çıkartıp ikide bir istemeksizin nasıl ya- kacak?.. — Yani, işler kısır gidiyo oğul, kısır... Ya w“Bmey Hilmi, senin ne yay be oğul!? O ormanla onun bıgp?;aı te kaldı. Çarıklılarla ne uğraşıp duruyo o?.. Bir de buhar maki- nesi çıkartmış galiba d: başı- na!, Oradan kereste ind.lgmmıı de para kazanacak! Ah oğlum, gö rüyosun ya, analar babalar hep sizin için Açın gözle rinizi bir ayağa bir papuş olma; ya gayret edin!. Ne gezerdi eski ııınut. bukadar nııı-ı.n:.ı"ı Yirmi yaşına pirmeden B ve vüzü mü görürdük be oğuğl... Ama, Atbeli vardı 0 zaman da; Atholi.. Hafız dayı bir saniye duürur. Cisnrası bitmiştir. Yan ceplerin- de bir geyler arar gibi yanar: — Yahu; Çayırcığa gelmişsiz sı maçlar eşikı_aş lsîanul Te ettiği bu müsabakaya talımlar aşağıdaki kadrolarla çıkmışlardı: Fenerbahçe: ge: Cihat — Taci Murat — Nazif, Ömer. Lebin — Kücük Fikret, Na- &, Yaşar, Fikret, Rehif, Galntasaray: Osman — Faruk, Adnan — Musa Enver, Esfak — Mustafa, Salâhattin. Ninoğ Salim, Serafim Yukartda da görüldüğü eibi Fe- nerbahçeliler bugün en mühim w- zuvlarından olan Esat ve Niyazi. den mahrum olarak cıkmışlar ve bunlarım — yerine genç evuncular konul'muştu. Galatasaravlılnr da el lerinde mevcut oyunculardan &1 » karabildikleri en kuvvetli kadro ile sahada yer aldılar. Oyuna Feneritler basladı, İlk a- kında Yüğük Fikretin güzel bir Şi tü direğe carpsrak gözel bir gol foraatı kaçtı. Sart - Lâcivertliler Barmutat yörden kma paslarla öy- zuyordu. Fikretln forvette oynü- Yışı netice Üzerinde daha müessir olabilecekse de, haf hattınm iyi teskil edilememesi buna mani olu- yYor. Ovunun cereyan tarmı müte. vüzin. İki tarafda da hariz bir hâ- kimiyet yok. Bu arada bir çok fır. #atlar da kaçıyor, 10 uncu dakika- n Salâhattin'n çektiği mefis bir frikiki, Cihat da aynı noefasette kurtararak bir hayli alkışlandı. Ga- latasara ylıların açıkları brrakarak mütemadiyen ortadan hücum et . « Bir paket sişara Yazan: Kenan Hulüsi ha., ne dirler ona, (iki tarafma kımıldanır) bir sekizlik ciğara almıştım Kastamonudan ama; alışamadım oğul sekizliğe... içe Miyom! — Birak Hafız dayı şu lâfları allahaşkına.. işte Yenice burada, Bitse bile bir. paketimiz daha var!. Fakat bu son cümle Hafız da yıyı büsbütün tedirgin eder, Lâ. fi tekrar caki yerden alarak: — İçemiyom oğul, sekizlik ne- fesimi Ukayıp birakıyo! İçinden âıg'bir tane aldım, ya iki... Ne irler ona, siz gençler sekizliği seversiniz ha., iği — Aman emminin, bir yenice için de neler söylüyorsun bak. Sen bizim büylük babamız sayı - liram emminin! Buyur. sekizli « ğin yertne al şu yeni paketi... — Sağ ol oğulcuk!, Ne dirler ona, sekizlikten içmedimdi ha.. Yani Hafız dayi pakete paket vermekle bir nevi böbürlenmek ister.. Fakat yerdiği sekizliğin içinde ya on bir, ya on iki ciga- ra kalmıştır. Yeni Paketi cebine yerleştirip — tekrar konuşmaya başlar: — Oğlum Ahmet! Hiç haber vermezsin be oğlum? Ne dirler ona, Taşkönrüye gelmişik. Eh; bir hoş getdin cigarası içeriz a- Ma, (aldığı paketi çıkarmak için ceplerin! aramıya başlar) açıl - mamış paketler de çok hoşuma Bidiyo be oğul!. — Aryan Hafiz dayı, birak al- lahzekma şu sözleri! Hafız davr delikanhıların ciça- Pasmdan bir tane daha yakar. Bu sıralarda otomobil Taşköprü durur. Fakat durmasil2, baştan savma bir mer- babadan sonra, Hafız davmın Oeşraftan Seyyin Ağanm kahve - siİne girdiği bir olur: — Merhaba fevyin ağa!.. — O, hoş seldin ağa, şehirde (Devamı 6 incıda), h ” UD ında Sporu 1-3 yendi mah teşebbüsleri de bir netice verne miİyor ve devrenin bundan sonraki kısmında iki taraf da Müteaddit gOl firsatleri kacırdılar ve devre bu şekilde 0—0 beraberlik. le noticelondi. İkinci devre: Bu dövreye çıkıldığı vakit her iki takımdada da bazı değişiklik- ler yapıldığı göze Çarpryordu. Ga- latasaraydan Salâhattin yerini genç bir oyuncuya terketmiz, Fe . nerden de Fikret mörkez Muavin mevkiine geçmiş, forvette. ki yerini de genç bir oyuncu al. mıştı, Oyuna Galatasaraylılar başladı- lar, Bu akından sonra Fenerliler ağır basmay ve Galatasaray mü- dafnasını tazvike başladılar, Fa . kat bir türlü gol çıkaramryorlar. Bu aralık Salimin bir hatası az da- ha sari — kermim takıma bir gole mal oluyordu, Zaman ilerledikçe iki tarafta da gol Çıkaramamaktan Mütevellit bir asabiyet başladı. Ve Fenerbahçenin sağdan İnkisaf eden bir ıln:mdı Adnan külçük Filkerete attığı kasti bir tak. me yüründen hakem tarafından Oyundan cıkarıldı. Biraz sonra Na- ©& Galatasaray kalec'stle kargı karstya kaldı ise de biraz SANAMTE hıktan ve biraz da isabetsiz vurü. şundan mühim bir Bol kacrdı, O- yun wittikçe süratini artırdı. Mü. sah “anın bitmesine 10 dakika ka- İ Fenerl'ler kale yakımtında ka- zandıkları bir hendbolden Fikretin sol zaviveyi bulan güzel bir vurusu İle birinci, 44 üncü da. kikada da Yaşarm şütü ile #kinel göller'ni atarak sahadan 20 ge- lp ayrıldılar, —O İkinci Küme maçları İkinci maçr da Şişli Güneş - Fener şımaz takımları yapmışlar, neticede Şişlitiler 2—1 EAİP gelerek gruplarır fm şanptyomu olmuşlardır. Üp gelmişlerdir. Yine ayni sahada Düriler — kupamt Maçlarından evvel * Gülür tasaray B takımları KArşılaşmışlar 2—2 berabere kalmışlardır B5 ——— Beyoğlu Halkevi jimnastik gösterisi stadiada iki turdan sonra — Kalamışa gidip gelme olarak tesbit 30 U mütecaviz atletin iştirâk ettiği bu kosuda Halil (HHaydarpaşa) birine €. Kostantin (Kolej) ikinei, Raif (Haydarpaşa) üçüncü gelmişlerdir, BAD Bisiklet teşvik müsabakası İstandul bisiklet ajanlığı tarafından tortip edilen bisiklet teşvik müsaba:r kast Gün 165 müsabıkın iştirâkiyle Şişli . Hacrotman bayırt arazmdaki Bahada Iki defa gidip gelme, 42 kilee Mmetre masafe Üzerinde Neticede 'Topkapıdan Sabri 1,28 Banlı te birinci, Feneryılmazdan Niyazi p kinci, Kalespordan Ohameş üçüneü olmuylardır. Müsabakanın hitamında kazsnan Mmüsabıklara madalyalar