24 Ekim 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

24 Ekim 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KIKOCA YUZ'UF Halil orta başpehlivanlığı kazanacağından emindi.. — 42— lüp olduğunu anladmız, değil mi? hasmının da sırtını yere getir: mek için olanca kuvvet ve çe. vikliğile güreşiyordu. Jandarma Neçet Bey o kadar heyecana kapılmış tr ki.. bir aralık Yusufun: sonu ne ola- ? — Bu güreşin — Vallahi, keramet savur- cak, beyini? Yani hangisi kaza. tani — O, bu kafa ile giderse, har Raman eğe mahkümdür. Pehlivanlıkta tevazu şarttır, be. N ai ’nluli genç daha çıktı. Berabere kaklılar.. Biribirlerini yenemediler. Bunlardan biri: Ben Cemal ile güreşece lu oldu.. — Cemali İ .—üi herkes: Oorta Küçük Halil nerede? güveni; desin ve yerini eevap — Hakkın vwerdi, Küçük Halil ancak bu delikanlı ile güresebilir. di. Son günlerde — Yusufun dediklerine riayet ederek — bir hayli idman yapmıştı. Halii artık sigara içmiyor, İçki kullanmıyor, kadım peşin. de koşmuyordu. Hattâ sevgili- ile de bu .| #ile de dargndı. Eğer bu gü Teste umduğu gibi Olursa, evindeki kapatmasın! da İstanbula büs - bütün yalnız kalacak ve kendi. =umwmm . Küçük Halili - bütün haylâz. liklarma ve — haşarılığına rağ> men . Çorluda sevenler çoktu. Halil meydana Yaşasın Akpmarlı Cemal de Yusuf pehlivan da bu teklife Halilin mukavemetine ve, son. Y verdi: — Cemal, bu güreşte de ga. Hip gelecek.. yakalandı muhalıf harekelten Zabrta tarafiından çok cüret. | 16 şoför ve bir biletçiye kürane işlenen yenl bir hırsız lık hâdisesi gıkarılmış. ftır. Yapılan tahkikata göre bâ: dise göyledir: ş Geçenlerde Paşabahçe önünde karaya oturmuş ve bir borcun . dan dolayı da dmduldl tera dairesince — haczedilmiş — olan “Türkiye,, sdmdaki bir vapura tayfalık yapan Rizeli Hakkı a dında birisi dadanmış ve muh telif geceler bir sandala atla - yarak vepura gitmiştir. Hakkı vapurun hemen - bütün makinelerini ve esyalarını tek başma sökmüzş ve ya' sahile tasrmışlır. TLARNMA Fakat Hakkı bu büyük vur- gunu tamamlıyacağı sırada diüin akşam sandalla sahile ken yakalanmıştır. Deniz hırsız. makineleri ve eşyaları sakladığı yeri Böylemiz, bunlar almarak vapura İade 9. lunmuştur. Hırsız bugün adli, — Ne diyorsun.. Bizim Kü- | yeye tesiim edilecektir. çük Halil güme mi gidecek? n çm.;ğag?un için yenil mek muk: ir. — Çok fena, O yenilirme, Çor kaybetti demektir. ö Nıgi:cr“ Bu Şaıddı hep. si buralr öeğil mi — Hayır. Comal da'ay. kasabamızda kına bir zamandır ilk misafir bulunuyor. E- — iyi ya. Yarın öbüngün E- dirneye giderse, meydan Küçük Halile veyahut © ayarda gençlere kalır. — İyi ama, Yusuf pehlivan. ! Bu işlerin inceliğini sen pekâlâ bilirsin. Cemal galip Akpmara gider gitmez Çortu giüreslerinde birin- geldim) diyecek ve övüne, beyim! Varsın övünsün. Onlar Kendisine övündükce, bizim de kollarımız , Cemal pehlivanla we göğsümüz kabarır, ÜUszun — konuşamadılar, Mey - le versin. v DA0 birdenbire bir. gürültü koptu. Bu gürültüyü heyecanlı alkışlar takip etti. Akpınarlı. Cemal — Küçük İ W u Seyirciler 8 — Yaşa be tosunum! Yaşa Diye bağırıştyordu. (Devamı var) Birkaç gün sürecek hikâve (Dünkü hikâyeden devam) Yerine oturduktan bir kaç daki- ka soara sesi, kral sarayının avlı- sunun sayraız sütunlarında ve bin- Teree aamalt kalplerde fhtizas etti Uzak ülkelerden gelmiş olan faml Üstatlar anğ ellerini kaldırdılar ve var ol!-. diyo bağırdılar.. Kral, Sehhar'ın yüzüne bir ba- çıkar çıkmaz: kış fıflattı, ve Şehhar da cevap o — Yaşasın Çorlunun atma. | | ziy kederle dolü - gözlerini bir cası. Diye bağırmağa başladılar. Akpınırlı Cemal soğukkanlı- lığını muhafaza ederek ayakta duruyordu. Küçük Halil güler yüzlüydü. © selâm verdi: — Nasıl, kendine güveniyor mMmusun ? Falil bu sözü söylememeliy . di. Zira, Cemal herkesin gözü önünde iki delikanlıyı yenmiş - ti. Bunlardan biri Küçük Halili Zaman zaman güreşte bir hayli Uğraştırmış bir Fakat, er meydanı bu. oraya çÇı. kmea, derhal bağka bir kalıba giriyor, kendini dev aynaşında — Allah bilir ama, Akpmar H Cemal yorgun olduğu halle, B , İ iyordu. Küçük Halil lle Ce malin tuluşmaları hem ani, hem de pek heyecanlı kurnaz, seki bir . Cema. lin iyi oyun bildiğini de bilirdi. Ufak bir el enseden sonra, Ce- Maalin bir evve'ki güreşte 'has. oyunculuğunu bilmeseydi, bu tuzuğa kendini tabuk düşürecesti. Derhal Ha , olmuştu. Hali! | ği oyunu yaptı.. o'fdnld müddet elendisine doğru kaldırdı, ve sahildeki vurzun bir geyik gi- blayağa kalktı. Yüzü solmuştu, Mahcubiyeti fideta bir kadınm mah eubiyetini andırryordu, ana çizgile. Ki narin olan genç, taze vücudu, tıpkı ea küçük bir temaa metice- sinde ahenkle çağlanmaya amade, sıkıca gerili bir vinaya — benziyor- dü. Söze başladığı zaman başı eğik- ti, sesi yavaş çıkıyordu- İlk bir kaç misra âdeta duyulmadı blle On- dan sonra, ağır ağır başmı kaldır. dı, ve tatlı, berrak sesi, titrek bir ateş alevi gibi samaya yükseldi. Şair, mezinin kaybolmuş olan krab Hk hanedanmın eski — efsanelerin. den tbazladı, ve bu hanodanm uzun kahramanlık ve — eesiz gefkat, se- mahat devirlerinden bahsederek asrımıza kadar geldi. - Bakışlarını kralın yüzünde düğümledi, ve ha kım hancdana karşı beslediği bü- tün geniş ve fade edilemiyen sev- Bgisi, garktamda buhur gibi havaya yükseldi ve tahtı. ber tarafından gevreledi. Zangır zangır titreyerek yerine oturdu, son sözleri şunlar oldu: “Sahibim, kelimo oyununda bel- ki yenilebilirim, fakat Sana olan sevrimde yenilmem-” Dinleyenlerin gözlerine yaşlar ve taş duvarlar safor bay- kırışlarile sarsıldı. Hislerin bu umumd taşkmlığıyla alay edip, başmım azametli bir hü> Teketi ye tahkir odiel istihzalı bir Min ayağını burdu, Halih bir | tabessümle Pundarik avağa kalk- denbire Wöndü ve Cemalin beli. | ©, ve ne sarıldı. Cemal büyük orta başlığını * gün kimseye vermemek ve hu | Yardır toplantıda bulunanlara ŞU sünli fırlattı: — Kelimelere üstün olan ge ——— —— —— Sinema ve tiyatro'ar Bu akşum 2030 da Tepebaşı Dram kisir ada İstildâl Onddesi Kemedi. Kısmımda: Akşam 2030 da: DADI Şehir Tiyatrosu ü ÖOtelle | ŞKÜ Raşit Rıza Tiyatrosu 24 Birinciteşrin Perşembe Akşamr Kudıküy Süreyyada *“KENDİSİNİN GÖLGESİ,, Bevoğlu Halk Sineması Baglin 3 filin birden: 1 — Run - Ja pon barbi: Türkoe, 9 — Tehllkeli Bia- Ordu kuhrumanları. T — |Perşemb.| Cuma 241.Tes. |251.Tes. Vakitler Vasati Ezası Vanati Kai Güneçiz Bt LAt Bir anda salon tekrar sessizliğe O zaman, bilginin harikulâde bir nümayişile, Pundarik isbat ett ki, ilk iptidada, kelime vardır. ve bu kelime de Tanrıdır. Kaki yazılar dan bir çok misaller kümeledi, ve kelimenin, yer ve gökte bulunan her şeyin üstünde oturabileceği yüksek hir mihrap kurdu. Heybet- Ü sosile sualini tekrarladı: — Kelimelere üstün olan ne vardır?. Gururzla etrafma bakındı. Hilç kimse onun meydan okuyuşutu ka> bule cessret edemedi, ve Punda- rik, kurbanını tamamile yeyip doy- muş olan bir aralan gibi ağır ağır yörine oturdu. ;ılııh:' '"l;:; ral, hayret diye bağırdılar HL va gale Şehhar, bu stupendons bilginin yanında esamisinin okunmiyacağı- nt anladı- Toplantı o gün İçin da inğ:n n * hıhar ertesi günü şarkısını lemoğe koyuldu. Bu aşk flütünün nefesleri, ilk defa olarak Vrinda Ormanınm süküte boğulu havasmı dalgalandırdığı, gaşırttığı günde oldu. Çoban karıları, bu flütü ça lanmm kim olduğunu ve şarkınım nöreden geldiğini — bilmediler Bu se5 sank! bazan cenup Tüzgürmm kalbinden, bazan da tepe Üstlerk nin dağınık bulutlarından gelir Si bi göründü. Bu, bir buluşmak veadi haberile tulü ülkesinden geldi, Ve köder iççekişi ile grubun kenarın d-ı; yüzerek aktı. bi ildizler. gecenin rüya, hul larmı ıh-ııll:ıelo boğan âletin du- Taklarma bensiyordu. Musiki san- Ki hep birden, her taraftan, tarlt- lardan, fundalıklardan, gölgeli pâ- tikalardan, tenha, iserz yollardan, Köğün eriyen Mmaviliklerinden, ve gimenin hüznelenen yeşliliklerin: den saçıhır, fekarır gibi İdi. Onlar ne bunun manasmı anlıyor, ne de kalplerinin aranlarını söyleyecek kelimeleri bulal Gözle- rine yaşlar doluyor, ve ömürleri, nihayrti, kemali olacak 6lan bir 5- Tümln İştiyakmr besler gihi idi, ceza verildi Emniyet altıncı şube _mellll’- ları dün de belediye nizamna mesine muhalif harekette bulü. nan 16 şoför ile iki otobüs bİ letçisini cexalandırmışlardır. Ayrıca Aksarayda — fırimci Hüseyin Öztürkün dükkânmda 45, fırıncı Mustafanım dükkâ - nında da 5ö kilo eksik tartılı ekmek bulunmuş, müsadere olu. narak sahipleri ceszaya — çarpıl- muştır. ' —— ——— Müstakil Ressamlar bir sergi açıyor Müstakil ıeesamlar ve hoyke! truğlar bizliğinin 22 inci plâstil. sanatlar sergisi 29 birincitoşri ü sast on beşte Takzimd Dağeılık klüb'inde ac:'acaktır. Sergi ikinciteşrinin 17 inci günü kapanacaktır. Sergide Mahmut Cuda, Zeki Kocamemi, Edip, Mustafa Tur gut Tokat, Sabri Fettah, Ziya, Fahri; Sabiha, Ferruh, - Puat, lihami ve Selimin yüzden faz. la eserleri teşhir oluna 24.10.940 Perşembe 800: Program — ve memleket mat ayam, 8.03; Müzik: Hafif - program (PLy Kim: Ajana haberleri, 5.30: Mü. zik: Programın — devamı (PL.) 8.80/ 9.00: Bv kadını — Konuşma (Çocuk lart müktebe küçÇÜk MüÜ göndermelirı 12.30: Program ve memleket saat a yarı, 1230: Müzik: Müşterek — garkı lar, 19.50: Ajans haberleri, 13.05: Mü- zik: Keki şarkilar, 13.20/1400: Mü- Zik: Karişik proğram (PL) 18.00: Program — ve memleket smat ayarı 1800: Müzik: Radyo caz orkestrası (Ibrahim Özgür idazesinde), — 18.60: Müzik, Faml beyçti, 12.15:Müzik: Ti Piyanodan caz parçaları, (PL) 19.30: Memleket saa Afana haber lari, 1945: Mü k? Radyo sxx beyeti (Saz eserleri), 20.15: Radyo gazelesi 20,445;, Müzik: Keman, solo .. Enver HMĞA | atıp, Z145: Müzik: Radyo orkastrası 22.30: Memleket at #yarı, Ajana haberleri, 2245: Müzik: — Cazband (PL) 23.26/23.80: — Yarzınki program ve kapunız. Şohhar — dinleyicilerini unuttu, kuvvet ve kudretinin bir rakip ile miheğe vurulduğunu —unuttu. Bir yaz rüzgürmdaki yapraklar gibi titregen ve bışıldayan düşlüneeleri arasında tek başma ayakta durdu, ve “flütün şarkı” #mr — terennüm etti. Aklında, kafasımda bir gölger den şeklini almış olan resmin hayali, ve uzaktan gelen bir aya- Bin belirsiz. çınlayışlarının akalta- dası vardı. Yerine oturdu. Dinleyicileri ta- rif edrmiyecekleri bir hazzim, mü- azzam ve müphem bir hazım ke- deri'ile titred'ler, ve mu alkışla: lamayı unuttular. Bu his kaybolup uzaklaşmca Pundarik tahtm önün- de doğrularak ayağa kalktı, ve ra- kibine meydan okuyarak seven ile” $ Bevilenin kim olduklarmı anlatma: ya davet etli Küstahça etrafına bakmdı. Muakkiplerine gülümsedi ve tekrar sordu: — Seven Krigna kimdir?. Se- vilen Radha kimdir?-. Arkasından bu isimlerin kökler rini, ve manalarmın muhtelif tef- sirlerini incelemeğe başladı. Tam ve mükemmel bir. maharetle gaş- kına dönmüş olan dinleyicilere me- tafiziğin müteaddit mekteplerinin bütün inceliklerini sundu: Bu lsim- lerin her bir harfini arkadaşımdan ayırdı, ve zalim bir mantıkla onu, yeri baştan kaldırıp, kelime üstat- Jarınm en kurnazının büle aslâ ta- bayyül edemediği bür manaya bü- rümek için, toprağa sersem bir halde düştnceye kadar takip etti. Bilginler cüğma dönmüşlerdi. Gü- yültü, patırdı ile Pundarik'i alkış- Jadılar, ve ahali de, bir zekâ mu- ciyesi taralından hakikat perdesi. nin gon örtüsünün paramparça edi> ligi e o gün sahit oldukları kati- yete aldanarak onlara uydular. O- mun bu mehip fillinin iera gekli o kadar hoşlarma gitti ki, bumun sl- tınla nihayet bir hakikat bulunup bulunmadığm! l::bdl kendilerine gormayı unuttu' Knî;ı aklı, fikri, zihni hayreta boğulmuştu. Hava, muhit bütüm müsiki hukrasımdan tamamnile ailin- 8 — VAKIT M BİRİNCİTEŞRİN 1946 L Babei N » Bir deniz hırsızı |Belediye nizam'na!Tramvay idaresinin en eski müstahde- mı Kâmil ağanın hatıraları (Baş tarafı 7 Ben daha kimi aradığımı meye meydan kalmadan arkam. dan içeriye girmek istiyen bir baş- Kasını Çevirdi: — Elfendi neteye?... O, sonradan gelenle konuşürken sketinc baktım. Üzerinde *4189 Numara,, yazılı idi. Numarasınt daha evvel öğrenmiş olduğumdan aradığım adamım bu olduğunu bu Süretle öğrenmiş bulundum. Bana tokrar ince: #nokda) Seni arayorum, dedim.... Bu sözüm karşısında birden şa- şaladı. Beni şöyle bir süzdü: —— Ne vardı a? dedi —— Sen dedim, tramva Hin en eski isçisi imişsin. Bunu öğ. rendim de onuşmaya geldim. — Evet!.. Orası öyle.. Velâkin sonuşmaya gelince o olmaz işte.. Ben şimdi vazifedeyim. Daha faz- eceğim sizi — Canım merak etme, dedim. Ben sararım. sen söylersin. Olur biter., — Bak unuttum elendi! diye â- tıldı; ben atla neyi sora- ksa nüfus yazılırken eksik falân mt söyledik derim... Hem beyim bizim müdürün İzni olmadan bir şey de diyemem size. Müdür şimdi yok, muavini Feh Mi beyi gör, ne der bakalım!.. İçeri girip müdür muavini Bay Fehmi ile tanıstım. Bir. müddet sonra depo müdürü Bay, Hilmi de ânıdı. Kendisinden müsaade al. um : Kâmil ağanın nöbeti yarım sonra bitecek, Beklerşeniz ünüz, dedi. s... Kâmil ağanın nöbeti » Bu sefer müdürün yanında semem, sıkılırım diye haber göndermesin mi? Buna da peki dedim. Bir başka odada nihayet karşsı karsıya kaldık, — Anlat bakalrm Kâmil ağa iksin şurâada... dedim. madem, anlatayımı: Ben Taşköp- rülüyüm, Bize Demirâ — oğulları Burada — tatlıcılık. yapan m Ahmet elfendi vardı. O Beni yanma çırak Zafe Miş, Süyrilmişti. ve — etrafmdaki dünya hayali Ince, zarif yeşil taze- külmüş taşlarr düzeltilmiş, bir ann yol mühkemliği halini al- migtr. D ZAran südece bir çocuk gibi görü- nÜyordu. İlk defa olarak ayan be- eli oluyordu kt Şehhar'ın Yazdığı gilrler abesin xbesi basitti, ve bunları kendiierinin yazışı da #adeco bir tesadüften ileri gelmiş :l' Bu şiirler ne yeni, no güç, ne th-yıîü, me de Hüzumlu şeyler de Tlerdi. , Bessizçe şairini teşvik ve ı"*hm ederek son bir gayrette bu- zmak üzere, keskin bi 6 Püu kıskırtmak istedi. Pakat Şeh- bar farkına varmadı, aldırmadı ve Yerinde myhlir kaldı. u Kraj hiddetle tahtından aşağı- Ya indi. fnel gerdanlığını Çıkardı ve buldarik'in başına taktı- Salanda e ünen herkes alkışladı En ye- Bişldaki balkondan hışırdayan el- h:'ı"ler'm Yo altm çıngıraklar aarlı yel kemerlerinin çıkardığı hareket- Serin hafif gesi göldi Sehhar yerinden kaltı ve salon- O di bi Gitçide küçülen ayın karanlık ? Zacesi idi. Şalr Şehhar kitap Taflarmdan bütün yazma nüshala- FTinı İndirdi ve yere yığdı- Bunla: 3 bazılarmda, âdeta bütün bü- N unutmuş olduğu İk zamanlar buç Azdığı yazılar vandı- Saradan Jüradan bazı kıtımlarını okuyarak Sahifeleri çevirdi. Bütün bunların dhcpsi kendisine pek biçare, ipti aal. alölüde kelime ve kafiyeler- A mürekkep şeyler gibi göründü. Bizer birer kilaplarını yırtarak Paramparca etti, ve — içinde ateş bulunan bir küpe attı, ve: — Sana, aana, ey benim Tim, benim ateşim-. almak üsere Ti buraya aşköprüden söylee ketirdi. Dükkânda getir götür ya. piyordum. Bir gün izin yerdi. varıp : SD Beni buraya alır mısın de- . — Haydi oğlum var git işine dedi. Burast mektep değil. Trami. vay .deposu... — Aman baba ! Etme eyleme.. Benim tram. , cılığa — meakım İlev.cı olmak - istemiyorum, va beni kayır... Ne ise istedi- Zim oldu. Ertesi sabah dükkân- dan kaçıp depoya - gittim. -Beni 4 kuruş (gümüs) yevmiye ile ım(h.ı dingillerini bağle vaya meumr etti. Böylece tam 15 ya iken bu idareye kapılandım. Tabü o za. man girketti. Gündeliğim gittikçe urttr. 20 sene Şişli deposunda ça- Tıştım. Sanra buraya Beşiktaş de- pocuna becayiş ()) ettiler. Burada beygirlerin yaralar, . sardım. İki sene de sayislere onbaşılığım var hani... Şimdi ise kapıcılık yapıyo. rum. Gündeliğim iki lira.. Amir- lerimden çok memnunum. Onlar beni tekaüt etmedikçe ayrılmiya- cağım. 47 senedir hastalık —nedir bilmem. Yalnız bir kaç aydanberi tansiyon dedikleri bir hastalık gel- di. Boyuna sarımsak yutuyorum. ya vazile müğim. Sar- mısağı çiğneyip de vazile görl M. yanımıza yaklaşılmaz! Arada bir de karanfil çiğniyorum. Elhamdü- hilâh geçer gibi oldu bu dert... akı bilmem, Kahveye gitmein. oynamam, Çünkü kavga de. Bunlardan” çıkar, Zevkim izinli günlerimde deniz kenarına, bahçelere gidip hava almaktır. — Kâmil Ağa... Şu eşki tram- vayları anlatsana biraz.. — Ne anlatayım beyimi!.. Atlı tramvaylar bir âlemdi.. Ben gindi- ğim zaman Kuraköy . Şişli, Kara- * Ortaköy arasında tramvay 'di. Ortaköy arabaları çift katir ük alâ Şişli depusunda 463 hayvan vardı. Atlar Macaristandan 35-40 sarı liraya alınırdı. Ölmezse sâlı- hrdı. Yalnız 35 senelik Karagöz isminde bir beygir vardı. Direktör bu hayyanı tekaüde — çıkarmıştı. Ahırda şekerine varıncaya kadar verilir, yer yatardı. — Beyzgirlerin yolda giderken aya. ği kırılır, ansızın düşer Ölür, bu ! yüzden tramvay selerleri dururdu. O zaman beygir hemen çözülerek kenara çekilir, başka bir beygirle birisi ahıra gider. yedek atlardan birini alıp getirirdi. Hayvanları en'yıldıran Şişhanc yokuşu idi. Burada hayvanlardan biri çekmez olunca yer kamçıyı ıkına ikıma dolmüş — tramvayı üç arkadaşiyle Tepebaşma kadar çı- karırdı. Atlı tramvaylar zamanın- da Şişhanede camiin önünde bir tramvayın yoklan çıktığını hatırlı. yorum, Onda da bir kaza olma- we KAâmil Ağa ile görüşmemiz burada bitti. 47 sene zarlında “riç bir gazeteci ile karşılaşmamış olan şır emektar adamım elini "-'“P ay- rilirken yüzüne dikkatlice badtımı: Gözlerinde, imtihanını muvaffaki. yetle vermiş bir çocuk şevinci oku- nuyordu. YEKTA RAĞGİP ÖNEN Kısa haberler: | * Belediye dalmi eneümeni dün as- ker ailelerine yardım mesclesini gü yece de tesbit edilmiştir. Ancak bu yüksekliğin tabil mi, yoksa bir ihti. kâr mi ölduğu , # Vekiller Heyeti toplanmış, Ereğli kömür havzası namile MATUİ aananın Amasra istiamar mıntakası ve Ereğli kasabaları arasındaki kısımda intifa bakkı taşis olunmuş, Ve kiruya veril- miş verilmemiş bütün ocakların dev letçe işletilmenine karar vermiştir. & Dün sabahki ge rimize yedi Lah mültacisi gelmiştir. Buradan Filistine gidecek olda mül. teciler arasında bazı caki Lah devlat resli de bulunmaktadır, YORARROARE Türk genci! Atatürk a ag — L

Bu sayıdan diğer sayfalar: