Adliye — tabaebetinin yanmdaki Pencere önlüne oturmuş, yumruk. — larmr çenesine dayamış — düşünü- — Yördu- Tabanları kalkmış, sarı de- Ükli bir iskarpin — giymiş, rengini kaybetmiz yama içindeki pantolo. Benu dizlerine kadar çekmişti. A- Tada bir elini omuzuna götürüyor, Ütesindecn borisindem yırtılmış min- İsar arasından elini içeri sokarak kaşmmıyordu. Doktorun kapızı önün. de, elinde hir sürü evrakla bekle- Yen bir bekçinin nezareti altın- daydı. Ancak 1415 yaşında. olması- Pa rağmen acaba bir sürü düşkün Okadın, hirsiz. Kkaçakçı, esrarkeşler- D4 heraber doktora neden musye, Reya getirilmişti. Bu yazta b dı l Tir harsırlik yapmıştı, yoksa bil (Bi )ıı—.ıhmıu* , hiç kimseye metelik verme- | ı.ı 'bir tavırla mütemadiyen düzü. — Hüyor ve kaşmıyordu. Yarımnda otur n farkında bile olmadı. Me "'irın yenemedim, sordum : “-— Hayrola kucuk neden ge. Ürdiler sani vuraya?” Yavasça başmı dördürdü, küçük, fillir #rldir. dünen gözlerile bir TMüddet gözlerime baktık'an sonra ını gekli: “— Neden olacak. dodl kadım bı—u.w N Neti" "— Kadmn belâaı. Kadın:." “—- Ayol son daha kadından ne tsn, yaşın ne, başın ne7?” Beıl istihkar öder gibi süzdü ve: OÇ — Hasih, dedi, bön iki sene ev. Yt erkek oldum be Şimdi bara. Ğ'İldıurh:m bikriai izale et- İhn için sürüpüp duruyorum" £— Allab Allah?!-” Yım nasıl oldu bü garip şey- N Evvelâ ehemmiyet Pakat bir şf'fff% Z F bi Ankara a B Uni 55. ğl#ğâ , 'i E% Ti 'Şehır röporlajları : Kırda bekçinin ya- kaladığı sevdalılar :: 13 yaşında erkek olduğunu söyliyen delikanlı neler anlatmıyor.. gtk bir terzi dükkânınm patronu ol- muştu. Gel gelelim, bu tatlr hayat an- cök lüfta kalıyordu. Böylece bir kaç ay seviştik. Bir gün Müzey. yen annesinin seviştiğimizi haber aktığıır ve çok kızdığını söyledi. —| Annesi kızını nedense bâna ver. mek istemiyordu- Yok küçük imi. gim- Yok, daha elim — ekmek tut- TMAKMIŞ. Fakat; dedim, ya, kız bana tut- ııudu Her ğün evden getirdiği | yarısını dükkâna — getirip bm berakıyordu. N!hıyei puıembe günü sabah. Wm © zamean annem beni sa. na yermemekte hâlâ ısrar edocek | mi? , Toklif hiç te fena değildi. Son- ra ebedi dıkımızın yegâne çıkar Yo- ba da buydu. Bir kasaptan bir kaç kilo et al. dım. İki galon da şarap! ver elini Floryas Orada denize girdik- Yüzdük, sönra İire açılarak soframizı kür- dük, kafayı çektik- Etrafta in: çin yoktu. Sabaha karsr birdenbire bir Vanurcularımlz Amerikaya mal gütürmük istiyor merikanın memleketimizden tütün ve diğer mahsüller tize. rinde mübayaata başlaması i. zerine bu malları taşımak — icin yerli vapurçular arasında da teşebbüsler başlamıştır. 'Yelkenci Lütfi mmtaka tica, ret müdürlüğüne ve diğer alâka- gilep işletebileceğini bildirmiş. Ür. Armatör Amerikaya iki gilep tahsis edecektir. Karşılıklı ola. rak bu gilepler - Amerikadan | memlekelimize ithalât oşyası | ve buradan Amerikaya ihracat | eşyası nakledeceklerdir. Türk | armatörlerinin bu gekildeki te, gebbüsleri memnuniyetle karşı- | lanmıştır. Hükümetten seferlere ıııuıude istenmiştir. ' ıstanbul mebusları- İstanbul nobusları dün saat on yedide Cumhuriyet Halk Parti- Bİ İstanbul vilâyet merkezine gele. rek Parti başkanı Resat Mimaroğ- Jlenün yanında vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdarım İştira- kile bir toplantı yapmışlardır. Mebuslar parti moerkezlerinde vo halkevlerinde İatanbullularla anlattık. Artık ev. göyledik. Fakat adam, hiç tinmadı: Bizi yakaladı. Karaito- la götürdü. Benim halime bakıp gülme: Ben büyle pis » Bir baftadır karakol karakol dolaştığım için Böyle oldum. j mıuyoı'lu Kız da şikâyatçi değil, | ben de-” | Daha bir çok şeyler arlatacak- | tı, ama bekçi kolundan tuttuğu gi. bl kendisini doktorun odasma sok- almak İçin, sırf intikam almak içn,tekh(rdı(ııoeıımııdıı_ u.çunkmhı—kı ııııımınunp* hayvan ve pekmıuçoıduâım-hkm Küçük Baron (Gran Jeri) o. xuâd&l“mw nin üzerine atarak ve - gülerek, (Annet) e merakla bakryordu. Nihayet sordu: K — Ne yaptın bakalım? — Oh! Şekerim, gekerim.. Fek tuhaf, pek tuhaf bir. şey... Düşün... Kurtuldum! Kurtul. dum!.. Kurtuldum!.. — Nastl kurtuldun? — Evet, kurtuldum! — Neden? — Kocamdan, şekerim, kocamı dan kurtuldum! ıuııı!o!dn Berbest, serbest, serbest — Nasıl serbest, ne hususta? Boşandım mı? — Hayır, henüz değil. Ne aP. talsm! Üç saatta boşamılamaz! Fakat isbatlarım var, isbatla> rım! Beni dair isbat- larım var, Hem de cürmü meş- hut halinde, düşün bir lere, cür. | ı A a yaptıkları temaslarda tesbit ettik, leri dilekleri valiye — bildirmişler- dir- Dileklerde vilâyet ve beledi- yenin yapabileceği işlerden maada- sı vııune ve diğer alâkadar ma, kazalara. bildirilecektir. Profesör Fahrettin Kerimin teşekkürü Dayım Kabataş ilsesi Kimya muah | Himi Kimyager Kudet'nin genç yaşımda ebediyeto intikalinden miltevelliit mer mazı payaşan akraba, meslektaş, dost teşekkürlerimin ibla- evde alıkoyuyordu. Hayatı — haftanm bir başmdan bir başı- na kadar — çekilmez bir hale ııuriyu fakat — beni , dövmü- türlü tedbirler alıyordu. Bir a. rada yakâlamak mümkün değil- — Kocanm metresinin fotoğ- rafisini mi? — Evet.. Bu fotoğrafi (Jak)a 15 altma mal oldu. Saatte üç al. tın sarfetmek ve yemek de dahil olmak şartiyle, yediden gece ya- rısına kadar sürecek bir eğlence parası. ıkfomiı—ı.l'iyl. muka- pırıdın ziyadesini hnı. öyle geliyor ki her- hangi bir desise ile, hem de ori- jinali almaya mecbur olmakar. zın, daha ncuza tedarik edebilir. di. ğî— Kırtasıve levazımı için Satış fiyatları ve kâr tesbitleri kararlaştı Fiyat mürakebe kamiayonüu dün toplanmıştır. Bundun sotn. hariçten getirilecek bittün kırtasiye Jevazlmatı için toptan | satış fiyatları ve kâr niıbcdvrw kararlaşmıştır. Buna göre alelâ- de kırtasiye için yüzde 10 - 30, ve lüks kırtasiye eğyası için de yüzde 25 -30 kâr kabul edilmiş. tir. Komisyon ayrıca kırtasiye ezyası satacak, perakendeci et- mafa da kâr nisbeti kararlaşlıra. gaktır. Bunun için gelecek top- lantıda karar verilecektir. Dünkü toplantıda, değirmen. tilerden fırmlara un dıı:h ı::;: verilen çuvalların tekrar menlere satılması hakkımda ka- rar verilmiştir. Fırmcıların bu | çavalları hariçte daha pahalıya | satarak değirmenlere verme- | dikleri, b yüzden de un koy. mak üzere çuval - bulunamadığı anlaşılmıştır. Nihayet fırmcılar çifti 90 kuruş bu gu- valları tekrar değirmenlere in. deyi kabul etmişlerdir. Dün bu husus karara bağlan. mış ve şimdilik piyasadaki cu- val bubranı kısmen ünlenmiştir. ——— Eleme imtihanlarına itiraz edenler Eleme tntihanlarında muvaffak olamıyan ve imtiban ovrakınıtı tek- rar okünmasm: isteyen 120 kadar talebenin dilekçeleri okullara tev, zi edilmiştir. Bu talebelere bir haf- ta zarfında netice tebliğ edilecek. tir. — Bardaktan yaralandı Kuzguncukta Puşallmanmda, 1/0 numaralı yalıda oturan Reyhıı Menemencloğlu dün evinin üst ke. tında düşemetin çökmesl metlcesi beş metre yüksekten yere düşmüş, elinde bulunan bardak parçalana « rak koluna saplammıştır. Reyhan Menemencloğlu tednvi altına alınmıştır. kim işgal B — VYAKIT Paıısı Almanlardan önce Bir Fransız askeri mularririnin romanından Vi EYLÜL 1540 : elmişti ? ğ t v Ha Jerar sordu: — Daha alçalalrm mı? — 150 - 200 metreye kadar i- nzimı Fakat Ömer burada de. — Üyle &ma, ateş hâlâ yanı. yor — hmnıu bornosu gördüm! Odur! diye bağırdı. — Çabuk Jerar, şu çimnenliğe inelim. — Bizi gördü. İşte bize doğru geliyor!.. — Hele bulduk. çıldıracaktım. Çahner eğilerek: — Ömer! diyo bağırdı. Dürbünle bakan Melval: — Sultan da yanında, dedi, (Velo) çimenliğe indi. Önde hirinci Fransuvanım eski gatosu görünüyordu. Şatonun sağ tara- fından bir takım atlılar meyda. na çıktı. Bunların önünde gelen sultan durdu, Jarar sordu: — İnacek misiniz? Melval ip merdivenden inerek: — Evet! dedi. Suvarllerden biri attan İnerek balona doğru koştu. Bu, Ömer. d, Üç arkadaş biribirleriyle el sı. kıştılar. Sultan da yanlarma gelerek )lılul ile Çahnerin ellerini sık- Üzüntüden — Dalma oğlum Ömerin en vefakâr arkadaşları olduğunuz. dan dolayı pek ziyade memnu. num.. Sefa geldiniz.. dedi. Melvan ile Çahner hürmetle eğildiler: — Son meydan muharebesi ic. ra edileceği gün gelmenizi bir hayır telâkki ederim. İslâm or- dularmın Avrupadaki muvaffa. kıyetleri pok parlak oldu. İspan. yayı özen ordularımız. Versayı geçtiler, Sekiz milyonluk büyük muharip kütlesi bugün rezalet vo çirkef membar olan Pnrisi bir hamlede npudıoekler Bize KURTULMUŞ iş adamıda Mwmm değil , miü, her türlü, her cins işler ya. pan bu adamları?... Bu sim. :ü"lnhııdınknınlınmu- — Evet, az çok.. Ne demiş- Bin? — Klârıs'n (0 kadmımn ismi Klârıs'dır) fotoğ göste- Terek dedim ki: “Şu resme ben. “!—Nl'odıwunh yacım var... Güzel, zayıf, İnce, Wıolmılı.leıbıkıdırnaıt ni pek becerikli !ıııluymlu Di. yebilirim ki o 2nda elimi hile sıkmak istiyardu. “Dedi ki: *Madam, sekiz güne kadar işiniz olur. İcabeder- . Şimdi görürsün! Tum. Yalnız evvelden haber ve- çünkü koku adama gayri şuvrf olarak öyle geyler yadettirir ki hepsi de onu horeketa sevkeder. ler; koku onun ruhunda karar. lik teğövvüşler husule getirir, bazlarmı, zevklerini .hatırlata. rak onu heyetanlandırır, asabi. leştirir. Bundan başka kocanızm î*_' kadın ile yöemek yediği vakit ngi yemeği yemek itiyadında olduğunu da bilmek Tâzmıdır. Kendisini bastıracağınız akzam fynı yemekleri haztriryabilirsi- ::;—_' dadam, yakaladık, yakaın- “Memnun olarak ayrıldım. zeki bir adama düs. mu_%nm Ç gün sonra esmer, İri yarı, Çok güzel, hem utangaç, henı a. tılgan edalı, tuhaf bir ahlâkerz. lik tavrımı taşıyan bir kızım evi- e geldiğini gördüm, Benimle Pek İâübali oldu. Kim olduğunu bilmediğim için kendisize “mat- mazel” diye hitap ettim. “Ma. “dam beni sadece Roza diye çağı. m'f" dedi. Konuşmaya baş- “— Roza buraya ni #ini biliyor magat SS — Zannederim, madam. “—— Çok iyi, yavrum; bu, se- M değil mi? y Madamı, ben sekiz _WM Buna alışığım... — Mükemmel, demek.. Mu. mx Alfakıyet için çok zaman lâzm “e— Madam, bu, müsyönün Mizatına tâbidir. Mösyö ile beş dakika başbaşa kalmca size kati bir cevap veririm. tüz, “— lıi fa yav- Teyim ki güzel değil. — Ebhemmiyeti yok, madam. Çok çirkinlerinden da ayrılmı. :ı';î: Yahnız şımu soarmak is. n ; mw“ Seydiği kokuyu biliyor “— Evet, güzel Rozam. Mina (Devamı 6 ıncıda, ? iltihak için geldiniz değil mi? İki zabit biribirlerine bakıştı. lar, İslâm ordusumu tehdit eden tohlikeyi bu zata nasıl söyliye. ceklerini düşünüyorlardı. Ömer arkadaşlarının tereddü- dünü başka bir geye hamlede- Tek: — Neye tereddüt ediyarsu. nuz, Babamam dedikleri doğru. dur, Fransa baştanbaşa zapte. dildi. Yarm Parise gireceğiz. Si- zi pek severiz. Bu tehlikeden kurlarmak isteriz. Düşünmeyi- niz! Melval: — Teşekkür ederim azizim Ö. mer... Fakât.... — Hülü inat ediyorsunuz! Or. dumuzmm azametini görmüyor musunuz? Melval bütün cesaretini toplı. yarak: — Ömer, tereddüdümüzü baş- ka bir fikre hamletme. Biz size bir felâket habörini vermeye gel dik. Sizi bu felâketten kurtar- mak istiyoruz. Yarın istilü or. dusu mahvolacak! dedi. Genç prens omuzlacını silkti., — Dinle Ömer,. Yüzüme bak.. Maksadımın, sözlerimin l4tife olmadığını anla!.. Yarın 346 ba- Ton işgal ettiğiniz sahanm hava. sını zehirli gazla zehirliyecek. Derhal bütün ordanuz yere seri. lecektir. — Galiba riüya görüyorsun Melval! — Hayır Ömer. Hakikati söy- lüyorum. Geliniz. Balon emrini- ze âmadedir. Sizi nereye isterse. niz götürelim. Bir aylık erzakı- mız vardır... — ÂAzizim 1svar etme.. Hattâ doğru söylemiş bile olsan, biz, ordumuzla beraber öloceğiz. Sultan atına binmek - Üzerey. ken Melval istirhamını tekrarlı. yarak atın dizgininden tuttu. Bumu gören maiyet atlıları Sul- tanm bir taarruza uğradığını zannederek ileri atıldılar, Bu anda balondan yüzbaşı Je — Efendimiz bize at emredi. niz, size refakat edecoğiz, Çali, ner, sen de Jerara söyle demiri alsın, bizi havada takip etsin! Bizim için korku olmadığını da anlat. Zendisine işaret edince yere insin? Atma binen Ömer: — Müuhterem arkadaşlarım,. Hiç olmazsa arkanıza birer bor- nus almız, daha iyi olur. .e Gece Skala fabrikasında foy- kalüde bir faaliyet hüküm sürü. yordu. Hava filosunun 346 balo- ru zehirli gazin doldurulmuş ol. duğundan bu ölüm makineleri, Tmedeniyetin #on ve menlur icadı geçtikleri yerleri zehirlemek i, Çin sabah olmasını bekliyorlar- dı... Paris halkı büyük bir korku içinde !di. Melval sultanm ya- nmdan ayrılarak Parise döndü. ğü zaman kaympederi Fortiye ile nişanlısmı alarak Velo ile u- zağa, tehlikeden masun kalacak * bir yere gitmiye karar verdi. İslâm askerleri durmadan Pa, rise ilerliyorlardı. Gece het ta. Taftan bir anda hücum eden bu sekiz milyon askerin saldırışla- rma dayanamıyarak Parisin bi. rinci hattı müdafaası sukut etmiş ve esasen manevi kuvvetleri kı. rılan asker Parise doğru kaç-