Attmtuğ - Topkapı Başirtas- Bülaymantyej Beykez - Veta Fenet - Topkapı O. 8. « Altıntığ Beykos - Süleymaniye Beçiktaş - Pera İstandulspor - Veta Fener » Vefa ©. 8. - Beykoz Peri - Altıntuğ Tet spor - Süleymaniye Beşiktay « 'Topkapt İKİNCİ DEVRE Beykoz * Altımınğg Pora - Topkayı 15 Biriacildinen 040 Pera - Süleymaniye Beykoz - İstanbulsyor Penez - Beşiktaş —— G. &. » istanbulspar ” Vela * Sülaymaniye Fener -G B. Başiktaş « A. tuğ * Pener » Altıntuğ ; Beşiktaş « Vefa ist.âpor - Tepkapı Fener - Rüleyma Pera * Tstanbulapnr / İzmir fuarı tenis turnuvası İstanbul üçbirincilik, iki ikincilik, Izmir birincilik, Ankara da İbirincilik aldılar İzmir, (Hususi) — Ankara, Ba: Ükesir, İstanbul ve İzmir şehirleri. Bin iştirakişle yapıları bu turnuva ""'dmun €n iyi tenisçilerini bir 'a toplamış olmak itibarile se- Açletdenberi yapılan en güzel ve aiftcanlı bir karşılaşmaya vesile h,":h.lur. erkekler: Birinci turu favoriler ınıaı;xk: ler, ci tur ise ? i'“qlııı;emhnuı şansı verilen E“ Sampiyonların yenilmesi ile Selenmiştir. j )T"m (İst.) İzmir şempiyonu ” Âlyotiyi üç sette tasfiyeye uğ. , Ankara gampiyonu Fehmi buldan Suadi güçlükle kazan- " Günün sürprizli neticeleri ltaz (1st.) m parlak bir oyun- (C. Giraud) yu yenmesi ve Ve- *t Abutan İzmirden R- Alyoliye olmuştur: Dömi finaller. '*lyan yorgun olan Febmiyi ve tarafta ise İrmir ikincisi M Ber do Armitag ve R- Alyoti- H Mlmetsiz yenerek kolayca ve ta1) Kuvyotle finale çıkmıştır. Fi- Lohner tahminlerin hilâfma ka YA hükim bir oyunla ve Ade (türklase) ederek T—5, öÖ—h Yenerek birinciliği almıştır. Şit erkekler: İtanbulan bir zümarak tekim x,,î:enı «« Armitaz, Balıkesir ta- kazandıktan Bönra aa A ikinelsi olan R- Alyoti — & takımmıma karşı çok fena bir v__'mwnk.ııyoti_-ı_ Ankara takımımı da kolayca ıt:,'"'" uğratarak finale kaldı. * Tşblonun yakarı tarafmda ise M gok daha sikt geçiyor- ı.m'ul — Vodat Abut) uzun ve cağışcilere çok heyecen veren mü- Sötleden sonra İzmirin (Lohntr ı_,a'lıo) ekibini (6—A, G, ı..&’ yendiler Dömi finalde İz. — B favori takımı olan C- Giraud ea Alyoti ekibini parlak bir o- lgı'l (6—1, 6—1) tasfiye eden Ülar. " — Vedat) takımı finale kal. Finalde İstanbul takım: oyu- (Devamı 6 mcıda) K 'Tabii ki ben evde ne söyler sem o olur. Benim sözüm bir ka> nun gibidir. Çünkü ailenin rel- Biyim. Kocayrm! Karım bana ar tık bu dar apartmanda — otura> mıyacağını söylediği vakıt, şim- diye kadar kendisine pekâlâ kâr fi gelen üç odansı birdenbire na gıl oluyor da.. diye soracak öl- dum; Sözümün sonunu getire” medim, Karım derin bir nefes aldı. Bana bir çift söz söyledi: — Yü Annil., Ben Bsustum. Zira karmun en iyi arkadağı Anniye karşı hiç bir şey yapa: mam, Haftalardanberi Anni'nin yeni apartmanınım methini sa- bah kahvaltısı, öğle yemeği za> manında hep dinliyordum. Yal nız gece yemeğinde bundan kur- tuluyordum. Zira biz bu yemek” leri daima dıçarıda yeriz ve ka" rım da tokantadaki d'îâ l(ıd;n müşterilerin şapka ve seleri. lı“:kl:ıdu mweşg!ü olurdu ki Anni'nin apartmantaı. düşünüp anlatacak vakıt bulamazdı. Ben şimdiye kadar iyi bir ko' ca sıfatiyle Ann! ve apartmanr nin methini &ea çıkarmadan din- kemiştim. Fakat bugün mesele büsbütün başka bir safhaya gir. mişti. Ş — Bugün —Anni'ye çaya git miştim. karım kavgaya DAŞ ladı. Anni'nin bir biriç odası Karım öyle söyliyi sanki bundan mesul Ve öyle bir sesle konuşuyordu ki sanki Anni bir asrayda otu- Tüyor ve kendisi yet Kteuz sokaklarda — dolasıyordu. K Vindsor dükü Edvard Bahomas adalarında Benim ağıımda olan kalbimde de verdir; bunu iyi bil! — Nasıl> Kalbine de mi vüj sürüyorsun? AAARARARARRAAARAİ Dünyada neler olmayor ; AAAAADARAN Üç sene evvel, dörtyüz altmış milyonluk tebaasına hükmeden eski İngiltere Kralr Edvand, Tn giltere hükümetinin tayin ve tensibile şimdi 50 bini Zenci ol. mak üÜzere altmış bin kişinin sa- kin olduğu ve Florida cenup sa” hillerinden Hoiti'nin kargısına kadar devam eden Kuba adaları nin önündeki Bahomas adasım" da veli olarak yaşamaktadır. 1937 senesi 2 nci teşrininde tahtından — çekilişinden — sonra Edyard, ken ü gör dukoliği unvanile Fransaya gitmişti ve orada hiç çekinme” den, hiç bir işi ve —mesuliyeti olmayan bir Gransenyör hayatı sürmüştü. O, Parisin en kibar barlarının, Fransanm en lüks plâjlarınan çok sevilen bir misa- firi idi, Duk Almanyayı siyaret edip, Alman zimamdarlarile ko nuştuğu gaman efkârumumiye” nin nazarıdikkatini üserine çek- mişti. noli henüz daha bir sene oldu. Fakat karım bana bazân o ka” dar hain bakar ki #anki biz ev. leneli en aşağı yirmi beş sene geçmiş ve ben bu yirmi beş se- zede işlemiş olduğum — sayısız hatalarmı. günalımı taşamakta. yım. Hiddetle düşündüm. Böyle bir biriç odası kaça çıkar... Bir masa ve dört koltuk.. Hepsi bu değil mi? Benim haletirubiyem düseldi ve karım bana merakla bakf yardu: — Sevgilim! diyordu. n Korktum. Zira bu “sevgili, bana her zaman beklediği çok daha pahalıya mal olurdu. — BSevgilim!. Ben gauyöt gü zel bir apartman koşfettim. Anr ni'nin evinden on dakika uzak ve güzel bir sokakta! Ve gayet- le de pratik, düşün bir kere- Ben hemen, hemen her zaman Anni ile beraber olabilirim. Sen beni çok vakıt yalnız brraktığın için gimdiye kadar pek çok tram' vay parası sarfediyordum. Şim' di artık bundan kurtulacağız. — Peki . apartmanın kirasi ;:ı:ı diye hafif bir sesle sör” a. Omuzlarmı si!lkerek: — Ehemmiyetsiz, dedi! Şim. diki evimizden birkaç mark fazla! Bu fazlalığı ben kolaylık” la telâfi edeceğim eskiye naza- ran bir oda daha fazla; nazır gayet güzel bir oda. Du' varlarma gâayet güzel resimler yapıştıracağım. Orijins! iskam. bil kâğıdı retimleri, Ber gazetemin arkasına gir 5 — VAKIT 11 EYLOL 1840 “Adam olmanın yolu t a refahını kitap aları arasında arayanların ültür., dedikleri varlığa mak için ayak basılan ilk b maktır. Aklma bugünden koymalısın | oğlum, uzün bir merdiven tır” manmak, yorucu bir yolculuk ,-;!,[nrllk Mmecburiyelindesin. Çün kü oğlum ancak bu Bökilde y | Bölebilirsin, içinde yaşadığı Bu harp patladığı vakıt hükü metinin emrine amade olduğunu bildiren Edvard, Fransa ile İn giltere arasında irtibat zabitliği vazifesile tavzif edilmişli. Fran- Biz mütarekesinden ve kendisi nin kırk altıncı doğum gününden gök az sonra Dukun Okyanusun hüera bir köçesinde dünya ile alâkası kesik addalara tayini het keste büyük bir hayret uyandır- dı. Konterbury Piskoposunun ve | cazibeli Ammerikalı kadırım tek* Tiflerinden aonuncusuntu tercih suretile Eğvard 1037 de tâç ve tahtından, seryet ve unvanm- dan forağat etmişti. Şimdiki va" ziyette de fedakürlığa katlanan herhalde Düşestir. Her üç evil” lik hayatında da dağdağalı Ö- mür sürmeğe alışkın olan — bu kadm için, cekiden korsanları melce olan bu adalar herhalde pek tatminkâr olmasa gerektir. | cemiyet seni ancak bu Tmedeni “kültürlü” insan olarak içine alır.. İlk tahail dedikleri bu Be- nelik devresinin h.ıynlır.dtî:ı'eni bir çığırdır. Bu yoldan Bgiderek okumasımı, kitap sayfalarmı ka rıştırarak hemcinslerini Ve on" ların faaliyetlerini eneocea't, kültürlü insanlar arasma karız, malr, cemiyet içinde bir payo ve ya kimbili belki bir koltuk e zavmak için gittiğin bu yolda | birinci kata varmış olacakkâır. Küçük kafan yeni — bilgilerle aydmlanacak, hayatr başka bir gözle görmeğe başlayacakam, Bundan sonra artakata geldi: Bini ima eder gibi orta sahsile başlar; okumağa devam edersin oğlum! Fakat gaflet uykusun. dan uyanamazsın.. Lise «mifla- rma geçtiğin zaman kendini dinlemeğe, içinden gelen seslero uymağa başlarsın. Fakat müs. #itlerin seni ısrarla kitaplar üzr rine cekerlor.. Sen de sayfalar Arasmına gömllür, fare gibi ki. splar arasında dolaşırsın.. Et- rafındakiler senin tekâmül et tiğine, yükseldiğine inanırlar.. Halbuki kafa diye taşıdığm kar | püz biraz olgunlaşmıştır, o ka. nüne inen en kısa yol hangisi" dir, aklın ermez.. Natrobi şehrinin cenubi Afri- kada — olduğumu bilir, fakat “Muş” dediğim zaman İzmir Clvarını araştırır, “Sarıgüzel,. deyince aptal aptal yüzüme ba- kar, komşu kızlar arasmda böy le bir tip nraram. Bri çu—â;iası Tercüme Eden: Hatice Hatipi lendim. Fakat karmm birdenbire gelip kucağıma oturdu. Yumu- tak kollarile boynumu sardı. Sıkı gıkı bana sokuldu. — Maymuncuğum, gekerir Diyordu. Beni korku adama” kıllı sarmıştı. Bu kadar Htifat benim için adamakıilı para de. meokti. Karım böyle maymuncu ğum hele şekerim desin bu muhakkak ki büyük bir hazine sarfmı icabettirirdi. — Mobilyalara da baktım. Gayet ucuz. Oyun masalarının kristaldan gizli para çekmece leri var. İakemleler de gints kap. ı olacak! — Ben bir briç odasımm ne teferruatı, ne de kendisile alâka dardım. Bizim böyle bir odaya ihtiyacımız yoktur. Ben briç dahi oynamam. Karım — derhal kalktı: — Sen bir barbarsın diyordu; iyi ki ben varım. Yoksa apart” man elden gidecekti. Ben söz bile verdim. Taşımacağız. O, artık odadan çıkmıştı; bir şey söyliyemedim. Konturatımızın bitmesine da, ha yedi hafta vardı. Eh ozamıa- nö kadar neler olmaz! diye dü” şidüm. Belki de Anni'nin briç gözünde cazibesini kucağımdan rmi markı aldı ama.. Yine ba. Na surat etmekte dargın dav- Tariht malümatın çok kuvvet ——————. ranmakta devam ofti. Kendisi zayıflayor, sararıyor, evimizin gitgide rahatı kaçıyordu. Vic dan âzabı. duymağa başladım. Bir saradir evliydik, Para için bütün bunlara ne lüzum vardı. “araya kıydım ve bir gün kar Tıma: Eğer bukadar istiyorsan briç edasınt alabilirsin al da Yine yüzün gülsün dedim. — Briç odasından mt bahsedi. Yorsun ben onu çoktan satın aldım! — Ne? diye gözünü kestim.. Benden müsaade almadan ha!?. — Tabil! Senin sonradan razı olacağını biliyordum. — Zaten artık O oda hoşuma gitmiyor da öyle enfes bir şey gördüm k"". Adetâ bir Tüyal. — Bu rüyalar benim aklımı başımdan alacak! Bvvelkiler Ja- Pon işiydi. — Hayır gevgilir. şimdiki Çin işi dedi ve ((:îır kucı geldi ve maem. *« Ya hem de çok pahalr di. Yordu. Hem bu kayın ağacından yapılmış ve iyi cilâl. Sey beyaz bu suretle temiz kolay olur. — Kayın ağacımdan bir briç Odası.. Bu hakikaten fevkalâde bir şey... Karm: —— Briç odasından kim bah- setti diye hayretle sordu. — Sen haftalardanberi bu 'Bon bunün parasını vene” | » VD Gnveğicten sonra yarın bir mekteplir!,, derlerse de... İskenderi gibirin bütün bir nefeste sayar, mücadelenin tarihe geç. da bir kelime bilmezsin.. x egin yoktur, fakat mizleneceğine akim ermez. Hesapta birincisin, X leri Y leri bir hamlede yere vurur, fakat Üç kuruş 30 paradan elli" sekiz kilo kömürün tutarını sen. den evvel hesaplayan karacalıil kömürcü karşısında apışıp ka- lirsm. Hayvanatta nabatatta kitap sayfalarından kelime eksik bil- mezsin, fakat gelgelelim erkek ördeğin yeşil kuyruklu, ilkba" harda ilk çiçek açıp en son mey. ve veren ağacın kizilcik oldu- gundan bihabersindir. Hendese yektasm.. Üç met re irtifa, yarım metre nısrf ku' turdaki bir üÜstuvanenin içine, irtifar bir metre olan kaç rutm gığacağını bir kalem- * bulur, fakat basit bir tahta kutu yapmağı beceremezsin.. Arziyatın fevkalâdedir, gü- neşle ayın dostluklarma, dünya ile karabetina âşinasmdır, ama bilmezsin ilk Çıkan, son batan yıldızlar hangisidir. O küçük kafada neler yoktur: Arşimet kanunlarından, Ehlisa: lip seferlerine, dünya coğrafya” sından, ahrret yoluna kadar hep. Si hepsi oraya sığışmıştır. Meçhul kuvvetleri bile öğren- miş, elektrik kudretini ölçen amı” permetri görmüş, fakat iki yüz yirmi voltun 110 volttan daha kuvvatli olduğunu bir sigorta telinin nasıl değiştirileceğini öğ. Tenmemişsindir. 'Tabiiyat Ustatlarınm kücük bir nümtmnesi olmuşsundur. A- bil n balk bayat oldu ğ y gaktır. Kokmuş yumurtanın içi sallanır, patlıca- nm çekirdeksizi siyah ve yumu. gak olanıdır, kavumun ağırı, ar- mudun sarısı, üÜzümün seyrek salkımlısı makbuldür. Hayır sen bunları bilmezsin, Bana meşe, gürgen ağaçlarını öğreten nehatat ilmi, bunlardan bangisinin yakılmağa elverişli olduğunu öğretmez.. Kitap say” falarından — öğrendiğin hayatta meşe yerine daiina gürgen ya' karsın.. Bak sana bir hikâye anlatayım oğlum: “Âlimin biri balıkçının önün. den geçerken büyük bir cins ba- lık görmüş.. Sormuş: — Kefal.. Demişler, bir tane almış ve balıkçıya nasıl pişirildiğini de tarif etmesini rica etmiş.. Balıkı çı kefal pilâkisinin nasıl yapıla: cağmı tarif etmiş, âlim not al. mış ve defterini cebine koyup, balığı eline alarak evinin yolunu tutmuş.. Fakat bir köşede bir kitap pazarı görünce balığı o- racığa bırakıp — kitaplara dal miş, bu sırada da bir kedi ge Hp balığı çalmış.. Alim balığın kedi tarafmdan götürüldüğünü görünce gülmüş ve cebini işaref ederek: — Boş yere çaldın, nasılsa yiyemezsin, onun tarifnamesi burada.. Demiş.. A İşte oğlum sana - kitaba ka- panmanın acı hikâyesi. Oku Oğ- kum, sana okuma demem, Hem de muhakkak oku.. Yarın diplo" manr alrp münevver, malümatlı | kimseler sırasına — geçeceksin.. | Ama samimi olmamı istersen, kısaca şunu söyliyeyim oğlum; Sen senelerce kitaplar aârasında dolaşmn, sayfalar Üüzerine göz kütüphane rafmdan başka bir sey olamazsın. M. ACAR ——— yüzden susmayor musun ve şiradi birdenbire.... Anlayamıyo” rum seni... Peki ne istiyorsun. Evden vaz mı geçtin ? — Hayır... Evimiz artık kü: Gük! Bize bir oda daha lâzım... Hülâ — halimden anlayamadın mı? Bize bir çocuk odası 14. zıni! Diyerek yüzümü öptü.