N KÜT $4—VAKIT 31 ACUSTO; Gençlik için Milli Müdafaa terbıyesı ! fi 1 incide) | Türkiye cumbhuriyeti kuruldu. ğu gündenberi milletler arası mü- nııehlıcr.nr'e €en samimi bir sulh siyaseti tatbik ediyor. Lozan mu. ahüdesi ile milli hudutlarını te. min eden Türk milleti geçmiş ile bütün hesaplarınt kesmiştir. Bu sayede eeki dostları ile dostluğu- mu muhafaza etmiş, eski düşman- lariyle dost olmak imkânlarını hazırlamıştır. Uzak ve yakın kom- şularımızla aktettiğimiz ittifak. lar ve anlaşmalar ba sayede - ol. muştur. Devletimizin umumi — si- seti bu dostluk ve sulh ittifak. İarı ve anlaşmaları üzerine kurul. hudutları haricinde hiç bir emel beslemedikleri, şu veya bu mahiyette bir şey iste. medikleri, bülüsa herhangi bir de bir taarruz fik- için kendileri j bir taraftan bir 1940 * ” v Büyük zaferin 18nci PZ WYT-, yıl dönümü (Baş tarajı 1 incide) millet Inönünün - et taarruz geknesi tabil olarak bek. Tenmemek lâzımgelir. Fakat bi dan bir sene evvel Avrupa ha: nin başladığı gündenberi görüp geçirdiğimiz tecrübeler cihan hâ- diselerini bu türlü bir zihniyetle mütalen etmenin nc kadar hatalı olduğunu göstermiştir. Bilhassa Norveçin, Danimarkanın, Belçi. kanm ve Holandanın ne gibi se. bepler ve bahanelerle istilâ edil. diğini, İgilterenin yanında müt- tefik olarak harbe giren Fransa. ne gibi sebepler neticesinde ü bu devlete karşı düşman haline geldiğini gördükten, en sonra Balkanlarda ve Tuna hav. zastada açılan ibret verici sahne. | lerle tecrübelerimizi tamamladık. tan somra islikbale ermiyetle bak. mmanm asla caiz olmadığı güneş kadar açık olarak meydana çıkar. Bu vaziyetin mantıki neticesi şudur: Bütün ittifaklarına ve dostluklarma kat'i surette - sadık olan devletimizin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ay. mr yolda yürümesi tabil olur. An. cak hükümetin umum! siyaseti sulh temeline dayanması ve istis- nasız olarak her devlet ile dost. luk münasebetlerini muhafazaya çalışması devletin milli müdafaa hazırlıklarının nasıl durmamasını de bu noktadan — milli zihniyetine göre hazırlanmasına on küçük bir Türk gençliği bütün terbiye dev. resinde vatan ve milletin her an ve her taraftan taarruzlara maruz kalabileceğine acı bir hakikat - Tarak iman etmiş olmalıdır. Türk milleti nasıl on sekiz sene evvel $ mevcudiyetini ve istiklâlini kur. tarmak için 30 Ağustos imlihanı. nı gerirmiş ise yarm yine aynı şe. kilde tohlikelerle karşılaşabilece. ğini bütün vatan evlâtları- iyice bilmelidir. * ASIM US Lokman Hekim (Or. Hafız Cemal) Dahiliye Mütehaasısı Divanyolu 104 T: 22202 Suat Derviş bilemem. mutlıkı.ı bir yukarı fırlamış hazırlanıp çı- ıolı—t rafından i ticvab edilmiştir. Şimdilik bunu geçelim, İşte başka bir sual: Yal- nız evvekce şunu haber vereyim ki bugün cevaplarınız kontrol edile- cektir. Unutmayınız ki hizmet et tiğiniz ailenin isminin etrafında dedikodu ola diye mahke- menin şek i delişemez, Siz burada yalnız hakikati söylemekle mükel- Jefsiniz. Arlaşıldı ma? * — Evet etendim. yi — Çok âlâ. Sizin hu evde hl— Tunduğunuz müddet drde*be zaaf getiremez. | & nasını ifade eden decizelerle mıı ve Anka bugüne bayram | Bunu gatnizonun en genç subayı | 'Topçu teğmen h'c bi Akım'ın ve C. ı Java | Ordu bi- | n bi-|, Bundan sonra £ lu olmak üzere, p vari ve motürize k a Harp oku. | erle. | mu dolduran on binlerce hal ten tezahürlerine vesile olmuşt. İstanbuldaki merasim Kurtuluş dün büyük bir ve çok par. lak şekilde kutlandı. Günün erken saatinden itibaren bayraklarla donanmış caddelerde naşma hissediliyordu. Her nevi na- kil vasıtalarının işlemesi saat 8 den itibaren — durdurulduğu büyük geçit resminin yayılacı Taksim meydanına giden bütün — l0 — buna benzer diğer vakalar olmuş mu idi? — Hayır efendim. benim haberim olmadı. -- Yenninga, Mister Brunton'ün Atipliğini el-uış ol.-m genç kızı atırliyor. mismiz? kız Kânu- Busaniden bu ”d kadar in husust kâtibi idi? Mis Mayne'i Her halde Pek iyi hatıriryorur v Evet, Mis Glachys Mayne, bu genç kız dâ evden gayet ani bir sürette Çıktı öyle değil mi? — Bilmiyorum efendim. Çiktı- Zanı biliyorum ama ne suretle çık- U""'lldn h-'lhtnm yok. a haberiniz duğunuz şu müşkül mevkie mahkemenin karşısında bu vaziyet hiç boşu- Cevaplarınızı beğen. miyorum. Cevap — veriniz. Mis Mayne'in ne sebepten ııuığmı bi- - liyor musunuz? Evet mi? Hayır mı? — Hayır efendim, | ,av noların ve apartman! | bi | bildirdi ve biraz evvelki 9 dan sonra kesafletini T kalabalıkla ddit semt- gelönler, abıdcx giden den bir insan seli halinde T ve âbhidenin etrafında başlamasından daha bir saat evvel, âbideyi çerçeveleyen asker kıtala. de on binlerce insan tanı Tümgeneral | fer bayramı müna- | silleri bmı. u--o-du Tebrikât 9.30 a kadar devam & 9.50 de Vali Doktor Lütfi e komutan Tümgeneral Avni refakatlerinde Parti şkant olduğu halde âbide mey, na hareket ettiler. de meydanında. şeri bir manızı iş idi. Meydana bakan cerelerinden insanlar meydanda sıkışan kalı simin başlama heyecarla kayr boru sesi mer" sarkıyor ve heyecan bir anda dindi. Vali ve Komutan askı TI teltişe başl: önün — Merha abâ asker, — Sağol, Cevadr sedalar £ ederek dolaşıyordu. Teftiş bittikten sonra vali ve ko. n Âbidenin Öönüne geldiler, bir kürsü — hazırlanmıştı. kıdemsiz bir subay, topçu meni Said Demirağ. kürsüye | çıktı. Evvelâ komutanını, sonra dört tarafı saran silâh arkadaşla- tını Mlâmhdı ve sönra '.urq brv n n erkek, sesile ııı.l.xunu vndı. y. siddetli alkış- teşyi edilerek kürsüden indi ve gene coşkun alkışlar arasında, Komutan Tümgeneral İshak Avm kürsüye geldi. Halk, şimdi de komutanı di yordu. Tümgeneral, içinde yaşadı. istiklâl mücadelesinin Tuhunu 'an bir vakarla, zaman zaman ışlarla kesilen bir nutuk irad Komutan, “sayın yurddaşlarmna, aziz silâh arkadaşlarıma,, hitâp e- derek 30 Ağustos 922 de kazanılan büyük zalerin yıldöânümünü kutla- mak toplanıldığını söyledi ve bu essiz taferin âzametini kavtaya- bilmek için İstiklâl mücadelesine tekaddüm eden devrelerin tarihini anlattı. Tümgeneral İshak Avni, büyük harbin son devirlerini ve imkânsız, lık içinde başlayan kurtuluş mü- cadelesini anlattıktan sonra büyük di tağı — Emin misiniz? — Katiyyen eminim. — © halde bana bu âni gidişi neye hamlettiğinizi söyleyiniz! — Bunu hiç düşünmedim. — MisMayne bu evde geçirdiği zaman içinde memnun ve mesut tmu görünüyordu? — Hiç uüphesiz efendim, Mis Mayne mesut ve çok neşeli idi... O kadar fazla neşeli idi ki... Ben ha« yatımda, bu kadar yaşamaktan memnun bit insana tesadüf etme- miştim. İşinden, kendinden, velha- sıl her şeyden memnundu! Bütün mânasiyle mesut bir kadın! — Demek büu genç kadının işin- den ve patronundan meamnun olduğunu .ınnedıwnf:ıfuı! — Zan değil, bundan emin idim elendim. — O halde acaba neden gideceği azman Mis Mayne © kadar ümit- Si halde kederli bulunuyordu. .*-qn' günü bütün gözyaşiyle geçir- miş!... — Haydi Yennings, cevap veri- niz. — Cevap veremiyeceğim elen- dim. Hatırlayamıyorum. Mademki giderken çok bedbaht — ve kederli idi diyordunuz. her halde bunu töylemekte hakkımız vardır. Fakat hiç bir şey batırlayamıyorum. «— Bu cevabınızın zapta geçme- 31.8.940 Cumartesi 7.30: Program ve memleket saat a. yarı, 735: Müğik: Hafif müzik pro- gramt (PL) 86.00: Ajana — baberleri, 8.10: Ev kadımı — Yemak listeni, &.20/ 8.30: Müzik: Plâklarla — hafif müzik 1330: Program ve memleket sast a: yarI, 1338 Müzik; Mühtelif çatkılar 1380: Ajans haberleri — * 05 Müzik: Plâklarla — mühtelif şarkılar Pprogramının devamı. 14.20: — Müzl Üvertürjler ve bando parçal (m) 1500/1580: Müzik: Cazband (PL) 18.00: Program ve memleket aaâl x. yarı, 18,08: Müzik: Şarkılı 'Taagola: 1, ve Ajans, 2000 Müzik: Fasıl heyeti, 20.30: Konuşma Günün — meseleleri), : (Radyo ga: Müzik: Radyo salan orkı Memleket zaât ayarı, Ağana, Ksbam — Tahvilât, Kami kut borsası, (Fiyat Radyo salva orkestraaı — programmıs devamı, Yalnız uzun dalga postasile, 22.340: Konuşma (Benebi - dillerde — yalnız kısa dalga poslasile), 3810: Müzik: Duns müziği (Pl.) 23.25/23.30 Yarınki program, ——— M LA Z Larmareme zalerin nasıl elde edildiğini izah etti ve dedi ki: “Bu zafer, idaresinin ve haıp tarihinin ev u,- heseridir. er, Türk jistiklâl ve cum- vin temelidi, t Bu zafer, dört yıl büyük harpte muhtelit cephelerde kahramanca Şi üştüklen ve $i. lâhları elinden alındıktan ve mem- .eı.u nin hemen yarısı işgal edil- #stiklâl ve hürriyetini kurtarmak için; 'Tekrar ikinci bir dört yıl sava şan büyük ve kahraman bir mille, tin zaferidir,, dedi. Komutan — kürsüden indikten sonra bayrak töreni yaptldı. Ban- [mdı hrfr ın ve parti olduğu halde en önde bulunuyor, mebudlar, parti erkânı, büyük rütbeli subaylar, şehir mec- lisi âzaları ve diğer davetliler göze çarpıyordu. Geçit resmi, şimdiye kadar şeh- rtimizde yapılanların en muhteşem- kerinden biri oldu, Evvelâ piyade. ler, hafif ve ağır makineli tüfekle. rile beraber geçti rı takiben de yedek sübay okulu ve askeri tıbbiye talebeleri geçti, Bu sırada avcı ve bombardıman tayyaerlerin- den mürekkep filolar geçit sahası- nn üzerinde uçuyorlardı. Askeri lişeler, muhal süvari ve topçu kıtaalrı sırasile ve Alkıs. far arasında geçtiler. Bunları takip eden bindirilmiş kıtalar, tayyare dafi bataryaları bilhassa nazrar dikkati çeken bir intizam ve mü- kemmeliyet gösterdiler. En sonra da jandarma, ve polis kıtaları, itfaiye ve mektepliler geçti ve saat 12,15 te törene son verildi. sini istiyor musunüz Yennings? — Evet efendim. — Demek, Mis Mayne'in gidi- şinden otuz altı saat evvel evde bir kavga olduğundan haberiniz yok? — Bir kavga mı? Hayır habe- rim yok. — Demek Mis Mayne'in gidi- ginden iki gün evyel olan vakayı bilmiyorsunuz? Misters Brunton, gece yarısı kocasının mesal odası- ma girmiş ve bu genç kadını koca- sile beraber fena bir vaziyette bul- muş, ve Mis Mayne'e bunun için izin verilmiştir Bunu bilmiyordmız öyle mi? -— Hıc böyle bir şeyden haberim olmadı! — Sizi bu ayni gece de zil ile uyandırmadılar mı? Aşağı indiğiniz zaman Misters Brunton'u odası nın kapısında sizi bekler iken bul- madmız mı? Hanımınız size he- men gidip bir taksi getirmenizi, Mis Mayne'in şimdi çıkıp gidece- Hini söylemedi mi? Bu emri ifa et- mek için inmediniz mi? So- fada efendinizle karçılaşmadınız mı? Mister Brunton size taksi 1â- ımdedmğ ığını, Misters Bruı;;ı— un dediğini yapmamanızı ve gidip odaya yatmanızı söylemedi mi? — Söyleyiniz Yuuunzı bu söy- Tediğim şeyler doğru mu? — Ne yapayım etendim... Nedi- YAZAN. MUZAFFER bi — MHM 1 arkadaşının sura. tna yapışmış, heyecanına zar hâ- kim oluyordu: — Ne öldu? Söyle Allah aşkına! Benl meraktan öl. ! Medihanm göşbebeklerinden a. Jayer bir ışık geçti: — Yavrum. dedi, söz aramızda bu dört ay içi a biraz merak- N daha iyl olmaz miydi! Fabrikaların işleri gün geçtikçe bozuldü. Kardeşin bu İş. lerle bata çıkamadı- Nihayet fab- rikalar birer birer kapanmak mec: ortakları mi sesinin umum mü dürü değil midir? — Demek oluyor ki Berin, sen İstanbuldan aprılrr avrılmaz Gali- bin umum müdürlükten fatlfa etti. Einden de haberin yok- . Fısıldar gi da bilmiyar l — Galip ayırldıktan sonra İda re meclisi sünenin Brarile Se di müdür tayimetliler. Sermet bu işi muvaffakıyetle şaracak adam değildi — Bunun bövle olduğunu Gali çoktan göylemirti. — Fakat Sermet ini umr!duğun- dan çok fena idare etti. Kimsenin Rasihatini dinlemedi. No kadar mağrur bir delikanlı olduğumu bi Nrsit zaten. Datma kendi bildiğine me- buki a | gitti. ve nihayet- Beria içini çektl. işlerin bu hati almasına kendisi sebep olmuş de- Kil midir? — Zaten fabrikalarda —eski ve işten anlar kimse kalmamtatı- Tah, sin Efondi da oğlunun istifasm . dan sonra fabrikada kalmamayı dahâ Soğrü bulmuştu- BPunda da Hakkt "vartlı 'raten 'Oğlu Ayrıldık- sonra . fabrikada vaziyeti bayli garipleşmişti. Sönra (htiyar- Tamıştı da- Artık — istirmbate mul- taçlı- Fabrika bu suretle Tahsin Efendiden - mahrum kalınca etki ve teetübell amele Sermedin ta, yin ettiği işten anlamaz bir usta başmnın idaresi altında kalmı sa birer ikişer fabrikadan çekilme- yi torcih ettiler. Yeni getirilen a. mele yüzlünden müsterilerini kay- betti. tütünler depolarda çürüme. ge başladı. Nihayet idare meclisi evvelâ Sermedi umum müdürlük- ten çekmek kararını verdi. Müea. seseyi tekrar Galibin idaresi alti- na koymak istedi. —Galip iş işten geçtikten sonra bir iş yapılamıya: cağını, esasen yapılıa bile bu va- zifeyi kabul edemiyeecsğini sâyle. di Bu İçtimada Sermet te bulu: nuyordu. Konuşulurken bir aralık Sermet itidalini kaybetti. İş müna, kaşaya, hattâ kavgaya dayandı, rovelverler çeklldi . — Aman yarabbi! Berla titreya titreye bu tstimmp hikâyesini dinliyor, gözlerinde kor- ku, boğas kupkuru! yeyim, söyledikleriniz doğrudur. — Bu sözünüztü evvelki sözleri- nizle kabili telif mi zanmediyorsu- nuz? — Şey... Bilmem ki.., demek iş- tıwru'n kill Şimdi hatırladım: De- diğiniz geyler doğrudur. Fakat Misters Brunton bana taksinin min için olduğunu söylememişti. — Mösyöler... Şahidin uvapla— rını duydunuz ya? Şimdi Yen- nings beni dinleyiniz, Sizden doğ- ru bir cevap almak ümidini kesti- ğim için suallerime nihayet veri- yorum. Birkaç sual daha van.. E- hemmiyetsiz şeyler, Fakat şunu biliniz bir defa daha mahkeme hu- zuruna çağırılacaksınız, size nasi- hatim olsun bugünkü tarzınızı de- Biştiriniz. Şimdi şu sualime cevap veriniz: Evdeki insanlardan birinin Mister Bruntön'üu öldürmekte bir menfaati olabilir mi idi? — Hayır efendim. — Acaba bu son günün müna- kaşaları her zamanki münakaşa- %'-'9“ daha ehemmiyetli şeyler mi idi? — Hayır efendim. . — Aile efradı. arasında © son günlerde göze çırprın bir geçimsiz. lik olmuşmu idi — Hayır ı!uılıuı. — Pekâlâ. Gidebilirsiniz. Fakat yakında yine size ihliyacımız ola- caktır. Mösyöler... Şahide soracak — Sermet yaralandı mı? — Hayır Sermet yaralanm fakat Galip- — Galip, Galip mi yaralandı Berim sapsart olduğu —yerde kildi. Me artık alaycı tavr birakmış, arkadaşını kolundan t müştür — Ürzülma. ehemmiyoetli bir , a bu sözleri söylerken P şakaklarında beliren & ğut ter deminlarmı siliyordu. — Peki, Sermet ne oldü?.— mahkemeye aksetti -— Galip şahsf hak'arından va göcti A Sermedi silâh çe mök suçundan mahkemeye verdi Üğ aya mahküim edikli. faka Ikbalde suç islemiyeceği kana ) varan ve muhaffı ! uer kabul eden mahkeme bu ct Galip ne ölde m anneel Ve babası $ sıralarda m lerdi. Koctn idü — yalnızdı Onun tcin * F müddet hüsür bir hastanede kaldı. Orada kendi. sile bir ikl defa görüştüm. — Yarağı nererinde” — Kolunda, yara değil hir sıy rik raten: Gülah. — Bu iete n çok koderlenen emcEk azabilasnı ZAVANI annAN al. de- Ölün bitenleri haber alında va: llr kadtın döstübavılde Hermedin kemeni bitor bitmed artık İs. tarbulda dürmeğa — tahammülüm kalmadı diverek üşyasını topları! daya gitli- Beoriarın — dudaklarından — biraz 4> Mmüstehzi abir tebes, âlem'nde yasrdı. Hi Pünu görmedi. Hattt babamın ö. Nebünden sonrm bu Bfemilen aytıl- mak istemedi. İsin —fenası bizi-de ! âleminn soktu- #övlüyortun bu & smi çok acı çeki - lerden ne kadar çok me- Sul olduğunu anlamışlır. - Sermet artık hayatın ne — olduğunu iyico anladı- l"'-'m fabrikalar İşih, - Hayır, idare meclisi işlerin müvakkaten durdurulmasıma karar verdi. Hâlâ Galibin umum müdür olmasınt istiyorlar- Alacaklılar 2n- cak Galibin idaresinde — bulunan mücssese ile uyuşmağa razı ola . gâklarinı söylediler. Fakat — Galip bu işi katiyen reddediyor. Sermet hâdisesinden sonra idare meclisi de bu teklifin 'üzerine fazla düşe miyor: Borlanin gürürünün — 'gaytanları yine aleyden dillorile genç kedinm beynini yaladılar; Beria — sıkılmış bir sesle: — Canı istersa! dedi- (Devomu var! başka bir sualiniz var mı?... Şimdi Enid Brunton'u getirini —& ENİD KATHLEEN BRUNTO Maktülün Zevcesi — İsmitiz? Soyadınız? — Enid Kathleen Brunton — Doğrüyu söyliyeceğinize , min eder misiniz? — Kadiri mutlak olan Alla namına yemin ederim ki, mâh me huzurunda hakikati, bütün k_iknıl yalbrız hakikatj — söyliy gim. — Mütevelfanın zevcesisi ğil mi? — Evet. — Size birkaç sual « Misters Brunta-ı. Size, ga ve tereddütsüz cevaplar işimizi kolaylaştırabileceğ lemek lüzumsuzdur. Şahit lediklerini işittiniz mi? » kâtip Harrison'u işittiniz —— Evet, — Zevcinizi, saat on londan çıkuktın sonra görmediniz mi? — Görmedim.