ea A girketlerinden bazıları t milracan! Bono sahtekârlığı davası Sorguya çekildi ik yapan Nihat Örkoyunun kesi efradından çi lesine dün de ikinci ağır ü ihkemesinde devam olun. $ 'şîın €elsede vakit gezik- :!'1 sorguya çekilemiyen T yin Hüsnü, Halil Diki. ikmet ve AH istiçvap edil. İ iseğy St sahte bonoların no- Yapıl; atacak teme, mevkuf — bulunan l—__;;ı :ıadl"d:lki mmaznunun celbi tır, “Eika bir güne bırakılmış. — 30 ağuslos zaleri !Bap tarafı $ öncüde) i"A"llt karştımda hir ordu, Üler, bir vvet kalmamırtı. türmyuf bir kütle, ken. * dediği gibi pürsavf ve Fran firir kçin (aree arıyordu. Tej İ Becenin koyulaşan Tül- Peticeyi gözle görmek için tin tokrar tulüuna | | İş 5 j | iPş' Fi ğ | P: EŞ iğ F İ l Ü ğ * ğ İt f g B H (l ; K n n İ ) f $ F ! İ T ; $ f ğ 'ğğâî Eîîğ;ğ T u İ H | İ n N H #Fi j İ GH İ l Virpirl ! BFELEİE H U ö etmiş vo BU türkçeleetirilmiş dublüj de bazı maznunlar M y,uğbı'm bönoları üzerinde sah. filn - | idaresi iro muamelelerin- | B ee ae e ea aü Cava ve diğer Şark memleketleri Türkçe film istediler " Ve uzak yakın diğer şark barli şehrimizdeki alâ _M;' Mürueaat cdilerek Lürk. filmler istenmiştir. Dün filmlere de monşe Bahadetnnmesi verilmesini istemişlerdir. Bu işin hem Yaaddi kazmaç ve hem de kük tür propagandası noktasındar mem » Jeksto faydalr olacağı tahmin edü. mektedir. Vasiyet tetkik olunmak. tadır- , İ otobüs hattı Belediye tarafından işletilecek Belediye, Keresteçiler . Eyüp hattındaki otobüsleri başka hatta | verip kendisi bu hatta otobüs iş- letmeye karar vermiştir. Bir Balkan memleketinde — bulunan dört ötobüs alınıp buraya getiril- dikte: mra bunlar ve tramvay Beşiktaşa işleyen dört otobüsü Keresteciler . Eyüp hat. tına verilecektir. Bu suretle Haliç vapurlariyle otobüs tarifeleri belediye tarafın- dan ballan men/zatine yenibaş- tan tanzim edilecektir. Kuyuya düşüp ölen kadın Balatta Mecid sokağında otu- ran 80 yaşlarında Petrol kırı pa- nayota evinin kuyusuna düşerek | ölmüş, dün de cesedi bulunmuş. tur. Panayotanın hahçede gezer. ken düştüğü anlaşılmış, cesedin defnine ruhsat verilmiştir. Altın Fiyatı munmele görmüştür. Beşiktaş Halkevinde | müsamere | Beşsiktaş Halkevinden: Zafer Bayramınım 18 aei yıldönüzei bayramına tesaditt eden 30 Ağustos 1840 Cuma günü akşamı mat 30 de BEvimizde bir müsamene — tertip edil- miştir. Müsamerede ayrıca (Attş) de temsil ödilecektir. yalira ği Davet Altınordu. klübündeni .| â Klübün şahalyeti —maneviyesine müteallik işleri görüşmek Üzere 1—9—940 pazar günü saat 10 da klüp binasına — teşrifleriniz rjca o- lunur- piyesi ıKeresteı:ilar - Eyüp Küçük Hikâye: ammnm oe n ea z aA ae ÂAskerlik ilânları Yabancı Kadıköy Askerlik Şu- | besinden; 1 — Kadıköy, Üsküdar ve Bey- | koz kazaları dahilinde bulunan 336 doğumlu ve bu doğumlular. la muameleye tâbi eratın son yok- lamalarına 2 Eylül 940 günü ya. bascı Kadıköy askerlik şube bi. | nasında kurulacak askerlik mecli- | sinde başlanacak ve 15 Eylül 940 Altmı dün 2115 kuruş Üzerinden | günü nihayet bulacaktır. 2 — Yoklamalar her gün öğle- den sonra saat 14 den saat 18 e kadar devam eder. 3 — 336 doğumlu ve bu do. Pumlularla muameleye tâbi ya- bancıların tayin edilen günlerde ikamet vesikası, iki fotoğraf, nü, fus cüzdanlariyle tahsilde bulu- nanların da ayrıca okullarıtdan alacakları vesikalariyle şubemize bat larr. 4 — Yukarıdaki ilânm yaban- cılar için yoklamaya davet pusu. lası yetine geçtiğinin bilinmesi ilân olunur. 1 — Şubemiz muntakasında bu. lunan 336 doğumlulardan ilk yok lamasını şubemizde yaptırmış ve yaptırmamış — yabancıların yoklamalarına 2 Eylül 940 başlanacaktır. İlk yoklamalarını yaptıranlar davet cetvellerinde yazılı tarihlerde bulunacaklardır. Henliz ilk yoklamasını yaptırmı. yanlar Eylül ayının çift günlerin- de müracaat edeceklerdir. Mükel. leflerin cezaya düçar olmamaları için zamanında müracaat etmele. ri Jâzımdır. 2 — Şubemiz mıntakasında i- kamet eden 336 doğumlu ve 336 doğumlularla muamcleye tâbi da. ha yaşir yabancı talebelerin te. cillerinin yapılması için tecli ve- sikalarının ve cüzdanlarırın her ekulça birer memuru mahsusla gönderilerek - tecillerinin — yapıl- ması hususu İstanbul maarif mü. düriyetine yazıldığından talebe- ler ayrı ayrı vesikalarla müra- caat etmiyeceklerdir. 3 — Bunlardan başka muhtelif doğumlu 316 : 335 dahil doğum. lulardan şimdiye kadar herhangi bir sebeple yoklamasıtır. yaptır- masmış olanlar da yoklamaları ya- pılmak üzere birinci maddede ya. zıldığı veçhile eylülün çift günle- rinde şubeye gelmeleri ilân olu. nur. son da iki defa ölüm & — VAKIT 29 AĞUSTOS 1940 Her mesleğin Icşüzü Z Hiylesiz et yemek için ne yapmalı? Kasapların ne gibi hilelere baş- yurduklarını, her gün vatardı - karın e şekillerde kandırıldı Tni tetkik ederken bundan - bir sene kadar evvel gazetelerde gör. müş olduğum su haberi hatırla, dim? t "Kuııümrğlkıe bir adamın e vinde at kestiği ve eti sattığı anlaşılarak yakalanmıştır.” Bu haber Aâra sıra raştlanan ve çok |ı_ı_kıu kı_ meydana çıkarılabi- len, büyük hilelerden biridir. Bir. gok kereler şehrin muhtelif yerle. rinde at, merkep, ve deve eti sa. tanların yakalanmış oldukları va- kidir. l'lıgıl işin daha kötü tarafı bu etlerit ümumiyetle ölmüş olan h:kyvbılr.!;rı 2it olmasıdır. A- tı, merkebi, deveyi kasaplık hay- vanlar #rasında sayıp öylece ha. reket edenlerin Ssuçları yine daha hafiftir. Filhakika bu gibi bü. ıyik xuıl:(kre Brk sık tesadüf o. unmamakla beraber eşek eti ye- mek ihtimali insana garip bir ür- =ıi veriyor. Sanki insan der- eşekleşeceğini zannediyor. Bu gibi büyük hilelere başvu. müvacehesinde S Ş vaziyete düşerler. İan ble Kati Gnllr ei sapların her gün — başvurdukları hileleri araştıralım. Bunlar pek mütenevvi olmamakla beraber, o ki, .lık r;"bvl ş 4 artık tabif bir hal vaziyetin. girmiştir, denebilir.. ç a Nirî—'ıığnı:eledlyc zabitasının bu husüsi malleri bu gibi hile- leri tabif ()) olarak kargılamalı l'-nmed gelmez mi?., 3 eti hattâ ınınğıv’:ıııiı yummmak ke& sapların birinci vazifeleri meya. mındadır. Ancak her hilenin bir mevelmi vardır. Koyun yerine ke. gi veya manda eti daha ziyade kı. şın, etin G0 - 65 kuruşa çıktığı zamanlarda yutturulur.. Yazın etlerin cinsinden emin olmak mümkündür. Çünkü mezbahada 2500 - 3000 koyun kesilirken, ancak 10 « 20 keçi kesilir, bu se. beple kasaplar keçi kullanmaz. için derhal ayaklarına dikkat et- melidir. Keçinin ayaklarmda ko- Sehirlerin de tıpkı İnsanlar gibi bir ruh ve tablatları vandır. Onlar da bizim gihl korkak, cosur, çekingen ve bazı kereler a- tak olun Bilhassa işgnl ve harp oıralarında bina kalabalıklarının bu garip peikolojisini hissetmemiye imkün yoktur. Büyük Harpte Şarâi Makedanyada 'Türk — Alman milis kuyveterinin karargâh — kurdukarı merkez hakikaten — korkulu günler içindaydi: Ev, gadde, ağaç ve bütün bunlardan ibaret bir gehrin tıpkı bir insan gibi nası! bir hayatı olduğunu orada görebilirdiniz. Basit çocukluk günlerimlzin içinde geçtiği sokak- lar ara sıra gözlerimizden birdenbire kaybolup siliniyordu. Onu tekrar ortaya çıkaracak olan şey neydi? bir ailâh soai mi? Yok- xa bir mekkâre kıtasının hareketi ;ve üÜzerinden karanlık bir gece geçtikten sonra tekrar doğatak olan güneş mi? Bunu hiç hir vakit kestiremedim. Fakat bazan da öyle olurdu İti, tehlike- yi histeder etmez bir Derekuşn gibi başını topraklara sokup korkusunu geçiştirmek istiyen şehrin, pencerelerini fleriye u- zatmış bir aalan gibi Kükrediğini iştindik. Şarki Makedonya: hakikaten harbin en sinirli günlerini ya. sıyordu. Yunanlıların hangi tarafa iltikak edecekleri güpheliy- di; ve bulunduğumuz topraklar haddi zatında iki miliş mınmtaka. sına ayrılmıştı: Birisi Türk — Alman nüfuzu altındaydı; göehrin tren yolundan ötesini ise ilI€ kuvvetleri tutuyordu. Bu itibar- la da hiç kimse kimsoden emin deği'di. Günün herhangi bir da- kikasında sokağa çıkacak olanlar, meseli bir kunduracı, terzi, dokanta işleten adam-- Hepsini kendi işlerile ayrr ayrı meşgul görürdü. Fakat asimda garip bir nehir bunları biribirine bağlar, yahut, kulaktan kulağa uzanan bir takım teller bir saniye bir- denbire harekete gelerek dükkânlar kapanın kepenkler İner, hattâ Tokantada yemek yiyen ahalinin her şeyi yarkla brrakarak ve işin en tuhaft evine bile kaçmaksızın sokak ortasında başı boş alabildiğine koştuğu görülünüü. Bu kadar var ki Türk — Alman nülfuz mmtakası ile şark! Makedonyanın garp hüdutlarında İngilislerin milis teşkiliti yap. tığı ikl nokta arasında bariz bir fark güze çarpıyordu. Alman- lar o her vakitki cakacr hareketlerile caddelerde mütemadiyen nöbet tutarlar, gezinişlerdi. Halbuki İngiliz mmtakasında sivi! ahaliden başka bir kuvvetin gözüktüğü yoktu. Sankl, oraya a. dımlarınt atncak olanlar rahat, kendi haline bırakılmış bir ta- bint parçasmın sakin manzarasınt bülürdü; ve gün geçmezdi ki Alman casuslarından birinin karışık dağ — geçitlerinde kurguna dizildikleri işitilmesin .. Nitekim şimdi anlatacağım vaka da böyle oldu. Bu, birzat benim başımdan geçmedi. Fakat daha sonra başrmdan gaçecek bir hüdiseye başlangıçtır: Bir sabah milis kuvvetlartıin idare edildiği köşke gittiğim Yazan: Kenan Hulüsi zaman kumandanm değiştiğini hayretle gördüm. Halbuki, en fazlası daha yodi sant mdmhhradımdmw!mcdann,kı henliz bir hafta önco tayin edilmiş olan Kumandan mevkinder emladi. Kendi kondine bir takmm plânlar tertip ediyorda; Yu: nanlıların Türk — Alman cephesine iltihak kararlarmı ıl:r al. maz gimaldeki İtlAf kuvvetlerine yapacağı an! baakını tasarla. anmthmhd,M n mandan — milis taşkilâtı başmdan erkâmı harbiye emrine 'ılm. miş, yerine Afrika milstemlekeleri umumi valisi Von Hörhiger getirilmişti. Üstelik Hörbiger kendi emrini Yine bizzat kendisi getliriyordu. Burada Von Hörbiger'i tarif etmiyeceği; D Makedonyada bulunmuş olan tirandaz ve .İg:,: Üa;:::j dan bir çoğu onu tanırlar. Daha doğrusu Von Hürhiger Büyük Harpte Türk ordularında tazife —nlan herhangi Almandan bi- ridir. Meselâ kendisinin rütbesi ancak bir Yyüzbaşı olduğu halde bir miralaya selüm vermiyecek kadar asker disiplininden uzak, tr; Ve Tik iş olmak Üzere de Türklere kargt büyük bir gaf yap, te Yerli ahali l9 irtibatmı muhafara için bir Türk yerine Y nanlr bir kâtip angaje etti. Von Hüörbiger'e ilk adımı ne kadar yı ir y i attığını söylemiye pek vakit bukmıdım——n::ı::ş:o;m.dğ plünları hemen tatbik etmek istodiği için İngiliz nüfuz mınta, Kkasında kısa bir seyahate — hazırlantyordu. Hattâ be hr:mı verdiği zaman hir gece değil bir gün ortasıydı. Sivil giyinmişti. Güneş altında kırrata, shhatli ve canlı yanaklarr siyah rugan tskarpinleri gibi paril paril parlıyordu. Yalaz, Bidiş o gidiş ol- du- Benim sonraları öğrendiğime göre Mekedonya — milis kuv. vetleri kumandanını İngilizler daha tren istasyonunda tevkif e. gebilirlerken bunu yapmıamışlardı. Von Börbiget'in gehrin &- mal mahallesinde elierini kollarmı sallıya Ballıya — öteye .lııılvo girip çıkmasma mülsnade etmişler; adotâ. bu sözle M 9 takanın kâğıt Üzerinde İasanlara verdiği bütün hayat hakkm- dan istifadesine İmkân brrakmış'lardı. W güpheris ki ce. saretine güvenen bir adamıdı. Fakat hermedense kalm ensesi Ve bir mego ağacından Yapılmış SİRi Gimdik. ağır gövdesine rub. men he istediği bir dakika, herhangi bir ağaç dalma koçabiler cok bir serçe kadar çevik zannediyordu. Yahut, yine kemdisine göre, tehlikenin avuçlarına doğru Yaklaştığı aeüveler ır cİ yundaki gibi yün değil, kıl var. dır. Kasaplar hileleri belli olma- sın diye keçinin ayağındaki -kıl. ları güzelce çıkarırlar.. Fakat ke. i ne de tanımak mümkün- Seçinin ayakları koyun a» yağından daha uzun ve daha et. sizdir. Bu sebeple sipsivri durur. Keçinin bu şekilde herkes tara- fından tanınması mümkündür., Kazaplardan alış veriş ederken dikkat etmelidir. Eğer ustası çı. rağına : — Beyaz ayaktan kes.. Veyahut: — Hafızdan ver... Gibi gözler fısıldarsa, muhak. kak keçi yutturuyorlar, demektir. Keçiden başka bir de manda etini koyun eti diye yutturmak mümkündür. Manda eti şöyle el kadar par- galar halinde kesildikten sonra parça kalmış etlerin arkasına ay- nç kanca ile asılır. Kasap bu hi. leli etleri çabuk ortadan kaldır- mak için kıyma isteyen müşte. Tileri bekler., Meselâ bir müşteri gelir: — Bir kilö koyun koyması is. terim.. der, Kasap kı çengele astığı bir kat koyun, bir kat manda etini eline alır: — Nasıl, bu parça iyi mi?.. Diye Üst kısımdaki eti- ni gösterir.. Bu gibi hileli etler kemiksiz olduğu için ilk nazarda dn'!ııluzbı boyar, ve müşterinin : a alır, iki kat kasap alır, t eti ve derhal makineye ımtîo[rlrn—' makinenin içinde de bir miktar manda eti vardır, eti çeker ve — Biz namuslu İnsanrr, hakkın g in.. e ki tartar.. Mi anlamadıkları gibi her şeyden ev. vel etin kemiksiz olmasına bakar. llır.BuııbepleMülmı- den çekilmiş olan kırymanın | çalar urmumiyetle bayattırlar. loyu tutturmak için ilâve edilme. mesine bilhassa dikkat etmelidir. Sonra etin kemikli veya ke- miksiz olması da ince bir nokta- aldığını, bilir. Kemiği bırakmak itiyadın- da olanlara çok kemikli et verilir, | çünkü kasap kendisine bırakılan kemikleri kilosu 20 kuruşa tek. rar gatmaktadır. | — Bir de etlerin fiyatları mesclc. | si vardır. Bir kasapta bir etiket görürsünüz: “Koyun 40 kuruş”.. Diğerinde ise: “Halis dağlıç 50 kuruş” ibaresi yazılıdır. Bu fiyat farkını siz de anlamazsınız, Dağ- hç 50 kuruşa diye bağıran ka- sap: — Öbür kasabın sattığı - kizil karaman, der.. Bu ise buz gibi dağlıç... Halbuki kızıl karaman ile be. yaz karaman arasında bir fark ol- madığı gibi dağlıç da fevkalâde üstünlük arzetmez.. Hattâ bugün bötün memleketi besleyen kara, man koyunlarıdır. Karamanlar bilhassa kasaplık hayvan — olarak yetiştirilir. Onun için yağlı ve dolgundurlar.. Bugün mezbaada 2000 karaman kesiliyor, halbuki dağlıç 500 taneyi geçmez.. Kıvır. cığa gelince, memleketimizde da- mızlık olarak veığıtiriızn bu ko- yunların erkekleri çok lezzetli ise de pek az kesilir. Karamandır, dağlıçtır meselesi ise hın kasap. ların müşterilerinden birkaç ku- ruş fazla koparmak için çıkardık. ları gürültüden başka bir şey de. ğildir. MUZAFFER ACAR