-* Kıymetli bir tarih vesikası: 1270 sene evvel ingil- tere ile yapılan bir ticaret anlaşması ıA."“f—ı'ıdt İngiltere ile siya- se mâani olmasın. İngiltereli ve B—-VAKIT 27 AĞUSTOS 1540 ,Her mMmesleğin içyüzü: Ekmek çeşidi neden bozuk ? Değirmenin ne çektiğini Allah bilir... — Ekmekleri değil, unları tahlıl gerek B ktmadi bi nlaşma! irçok a lara — onlara tâbi olanların dava ve bu. y ! :;thımli vesikâlara sahip bu- — sumetleri ve Geir ger'? Hmarları mea günlerde İstanbulda ek. — puüç değirmen vardır. Bütün İz. ,,m"l'nı. Bundan tam 270 sene — olunca tercümanlar; veya vekil- ei .;ı O para arttığı gibi ek- — tanbul fırınlarının her gün işleme m“hd Mehmet zamanında Jeri hazır. olmayınca hükimler Bunuç;ıll .d_d’ bir hayli bozuldu. ye mechur oldukları 4000 — guval _—h:n ile aktedilen bir ticaret davalarmma bakmasınlar, — Kağne l_]:gnnı fırıncılarla mü. unu gece gündüz çalışan bu de. hhfkd. iki devlet arasındaki — İngilizin biri diğer biri ile kav. baberlerder geç bi bakkındaki — ğirmenler temin eder. Bu değir. kil a çok güzel bir misal teş. — ga ederse bu İşe elcileri veya kon. rden değil. her gün önü. — menler zati maldır, En temiz buğ. €imektedir. Bu nadir vesika. Si Halep valisine gözderilen bir L aa elde eden Ceridei Ha- © güzetesi sahibi Çörçil, ga. "mndı tefrika etmişti. 70 sene nin tefrika cdilen bu muahede. zi kıstmlarından aldığımız aBaT şunlardır: vi önce İngiltere krali. İaey Müdebhbir beyzade ve adam- gelağıç, Böznileriyle, peşkeşleriyle hbuh" Gönderdikleri hediyeler l olundu. Ceddim Sultan solosları bakacak, kadılar ve sair zabit kullarım karışmıyacak. Ken. di âdetleri ile anlaşsınlar. 'Türkiyede denize çıkan do- nanına, kadırga ve sair gemileri. miz denizde İngiliz gemilerine restgelince bir ferdi iİncitmeyip, eğlendirmeyip, bir nesnelerini almayıp daima biribirleriyle dost. luk etmeli, zarar ve ziyan semti. ne geçmemelidirler, Eğer korsan tayfacı ve denizde yürüyen levend fırkası İngilizle- n!l;e |eılzn ekmeğin siyah ren- ginden, lezzetsizliği: mümkündür, ErE el Demek ki İstanbulda bi VÜK derif valkr ulda bir de ek. Esasen İstanbulda ne' derdi yuk_ kil.. Ama hiç delüse, en fakirinden en zenginine <kadar herkesin. belli başlr gıdası olan ekmek bir dert teşkil etmesin, hi. lesiz olsun.. Doğrusu bu hususta devletin gösterdiği gayret şayanı takdir. dir., Devlet idaresindeki ofisler day bu değirmenlere verilir. De. ğirmenlerin buğdayı öğütmesi ve yüzde yetmiş sekiz temiz un ver. mesi lâzımdır. Olisin verdiği sert buğdayın 100 kiloğundan 78 kilo temiz has ekmeklik un elde olun. maktadır, Burada üzerinde durulacak bir — mesele var.. Değirmenler hükü. metin daimi kontrolü altında de- Bildir. Belediye fırınlardan her gün nümüne alıp tahlil etmeyi düşünürken, acaba ayrı zamanda Mutat ğ Ş Zamanında kendilerine . — rin gemilerini alıp mallarını yağ. 4 bu değirmenlerden de her n YARE Verilmiş, karada, denizde, —ma eder veya rarara uğratırsa ve < Gec0 yarısı #ldu? Nedan düvağını açmiyorsün ?. â::’::& buğdayı piyasa fiyatın- — nümune alıp tahlil ehneğı: lâ:g. diye öbkt kimse incinmesinler Türkiyede ııiı bıir kııı.nîe cebren —— Bineklerden korunmak içlal Ü para noksanına satmakta. ,d“ıd.:m”' mu? Asıl mesele bura. m çıkarılmıştı. Merhum — ve zülmen İngilterelinin malları. | ——— D CKa » Ekmeklik tına hile katıla. Sedem hensi hı alırsa © gibilerin ele geçitil. Devlet en yüksek kaliteli buğ. Sultan Mahmet Han — za. î_':"'l_l Fransa, Venedik ve sair e ür ile aktedilmiş ol l Onlar da anlaşmak İngikere kraliçesi tarafından ak ine çalışılsın, Ebli fesat her kömler oluraa olsun haklarındaü gelinsi. Gemileri, cebabları — ve malları vakit geçirilmeden verile Tiİp dedem Hüdavendigâr zama. nusda aktedilmiş olan anlaşmaya Bazı maddeler ilâve edilmesini il. timas etti. Mumaileyb krahn iz. — Kuruşunuzu ve altınmızı Gkçeye tebdil edelim.. diye renci- darpane eminleri müdahale ede. | dayı kilosu altı kuruştan vermek. tedir. Halbuki serbest buğdayın fiyatı yedi kuruş, on paradır. Ekmekte bir hile var mı, diye cak en müsait yer bu değirmen- kerdir. Ekmeğin esmer olmasına ve. bep değirmenden gelen unun te. miz öğütülmemiş olması, yüzde ö P 5i & ğ di ği e a Bic. Beylerbeyiler, kaptanlar — ve | tidası muciblnce ahtnameye ilhak de etmesinler.. araştırma yaparken işe — bu, 'etmi: yerine, yüzde e U Tnti gekilde ferman verildi. X ı çe Gönllü rehler. Y 4F | olunup ferman olunanlardan bir - — Tngültere tayfası ve ona tâbi o | dan başlamak icabediyor. Halbu, —sen, geksen ilğ, Battd yeğven Gör :m, 'f;“',’"," tüs & zadit kullacım bu alıt. | ri İngiltere bayrağı ile yürüyen lan yerlerin gemileri ve Türkiye. | ki götüyoruz ki devlet İstanbulu. —un alınmış olmasıdır. Bu iş de- tör ı: yrağı ile yürüyen tüc- imayunuma Amael edeler | tüccar tayfası Türkiyeden bir de ıiurAn ederek barut ve sair | nun temlıve ucüz ekmek yapa, Girmenciye büyük bir kâr temin alarağı L denlzde mahtetif em. V. bilâfınz cevar göstermiyeler.” | yere götüzdükleri ve alıp gittik. harp alâtından gayri memnu ol. | bilmesi için büyük fedakârlık edebilir alkemaı olan halktır. B e eee gz AĞADA | ei GÖ A TADE T | arar ea Girinine GZE l Ha ş yevi a mrük a! y yierbeyi. ne irmel e- u i v İ isteni ü Bitmtlerine ve gelen adamlarma İoli AĞA GÜÜYG b N aa ğ T” ZDf ae PaaLde ee döğ me>. 've teğliz. olinnar İsteniyorsa işe f Srma kimse taarmız cimive. | işktir. Kendi hallerinde ve kâr. 1 'a Olacaklar. Ügiltere gemileri ve kalyon. Türkiye İlman ve iskelelerine P girdiklerinde her zaman ©. Ve salim yatacaklar ve iste. Tain Ükleri zaman kalkıp gitmek iste. VİNCe bimze karışmıyacak, Tiğ tmilerine ve kalyonlarına f:r- !ı:: Muzavaka verir ve sair leva. Y& mühimmat İlâzım olursa, Yenst yapılarak, tti kendi paralar tadarik :ğî?]-: » SEğer Gdeniz - ge. bi I:ıı;ı Ürkiye sahillerine atar. lerbeyiler ve kadılar ve dikleri :':l“hmnh ve zabit olanlar ve tair M dalma muavsnet ve hi- | ! ı mede elciler ve hadiveler göndek | ler, Kadılar, delterdarlar ve Küçük Hikâye: Bu Jaz, ve bir otel. ne de bir pantiyonda oturmadım. Tem. mux bağlarma doğru alelâcele edindiğim bir çadırı, bir gazino aabibi ile uyuşarak deniz minareleri, beyaz çakıllar vo ayakla- rı tirmalayan yüz binlerce kumla dolu bir sahilo yartın vaat için. de kuruverdim. Yenl evimi bu ilk d vi Atların Pa a7 , için kendi gordilerine icat ettikleri bir ko- (-u?ıl)-ıhît&mn ği Bı)"ı:wqmm yaptıkdarı bir körk, hattâ bir garaj sannedebilirdiniz. Şimu da demek istiyorum ki, biltün bir yazt tavanı altında geçireceğlim bu porlatif ve bez. den ev içinde yatılacak bir moskendon bağka her şeye bonzi. görmüş olsaydıntz belki de selesi gelir. İstanbulda topu to. Deniz kenarında Yazan: Kenan Hulüsi Akşarma, denizdea sotra garinonun bahçesinde aturuyordum. Birdenbire Balık Osmanı yanıbaşımda buldum. Denizden yeni çıkmuş'tı. Istak yün pantolonundan sular bacaklarına doğru sik lüyor; kirpiklerine ış bir Yç! damla. hâlâ orada dur -du; » j ğ — Ha dodim; sent. Gel bakalım-- demek ki kendi ayakla- rınla geliyorsun. Başını mt eğdi; Yokma — gözlerimin — içine mai baktı, bilmi. yorüm: ; rından değil, değirmenlerden barş. lamak icabeder, | men gece gündüz çalışmak şarti. |e ancak 3500 çuval un yapabil | mektedirler. Bu vaziyet İstanhal | da un stokü meçert olmaması ne ticesini dağ artıyor, Dugün bütün : İstanbul ( ( aldıkları « en temiz fırını diy tanınan bir fırının sahibiyle gö rüştüm. Bir kilo ekmeği aldı, kes Maya; n MA ti R ':::'H& yöltraya, düşer yöordü. ; — Öyle, dedi. Kendim. — Bakın, dedi, bu sözde şehtir lim oluna q;:" Ptndfk ten. Bir gün, gekliğimin birinci haftasıydr Denizden yeni dön. — Hesap vermeğe tabil!.. en güzel ekmeği, biz bunu yüzü- edii dikkatle .'lî::P LA düğüm bir sıra- banyo havlasunu çıdırta kapısma atmistım. Bu, Birden, içerlerinde güneşli ve maamavi bir doniz uzayan müz kızararak satıyoruz.. Yuka. T | :'k'a. hakları tamamiyle ve terklaliçenin tüccar ve adamları, ":'ı':ln 'lrimıu!ııı denizden 'adan Türkiyeye gelip gi- :*hll beylerbeyiler, kadıltr ve lar ve denizde bulunan re. &T v asker halkı ve diğer kul. Vi | olup firar ederse veya if. alacak bor ;':lk. Da rçludan | işlerime bakan gazinocuya verilmiş mesgul isaretiydi. İçeride yanıma aldığım titanlardan birini okumaya hazır- Çrdum; ve artık, dönizdeki çığlıkinr bir ağaç Üstünde yaz öten b bi beni meşgul etmiyorlardı. Birden, çığlıkların üstünde bir oltaya dokuünan balıklar gibi kulaklarıma bir iki kel'me çarptı. Kapıtya gerilmiş havluyu ha, fifçe aralkdımı; beş ön wotra ileride, on Gört ön beş yaşların. da kadar bir çocuk. etr. toplanan yedi sekiz kadınla müna- kaşa ediyordu: Eğer kadmlardan herhangi biri bahac girccek lerini kaldırdı: vv Hayır. üçdi, sizinle tanışmaya geliy 1 Kabahatim yok günkü... bana Balık Ozman diye takı'dılar. İçlerinden biri de evine cağındı. — Gidecek tülsln? — Bilmem'- Şimdiye kadar gitmedim. Gazinoda yiyecek bulamazsanı Arkaamı, gezinoyu denizden ayıran tahla Çitlere verdi; kol. larışı yine orkâya doğru dayadı. Yalnız güzlerime henüz baka- rıda on beş, yirmi çuval un var, balbuki bugün S0 çuval işlemem | Hâzım.. Bekliyorum ki değirmen- den un gelsin, bu şerait dahilinde | ekmeğin kalitesi tabif olarak dü. | şüyor.. Görülüyor ki ekmekte hile a. rarken evvelâ değirmenlerin buğ. dayı iyi öğütüp, öğütmediklerine dikkat etmek icabediyor. Bundan sonra mesele fırınlara gelir.. ketil vıuı:ı:ı elinde l—w :l olursa, denlzde yüzerlerden — bacaklarının arasından bir balık müyördü. Başı yan Gönlk, ilende, sabahleyin onu daldığı yerde İstanbuldaki bütün fırınlar bir- ğ '“îgılw ;,Wme:" t gibi kayıp ge ni Yodia udiyordu. kaybottikten 'sonra ilk defa gördüğüm noktada, balık ağlarınm kaç şirket halindedirler. Bunların — — UA z z Be B K, hepsinde yuğurma — makineleri —— tereli ve ona tâbi yerlerin Kadınlardan bit bulunduğu tarafa bakıyordu gu: : j Bünları ve ldımlıın ): tet. — Terbiyesiz diye atildi; sen o numarayı git e cambar. — Nitin. dedim, sana Balık Ozman Giyorlar? vardır. Ancak elek gibi diğer Ni. tu—_hn ve si irasarları ile Tür. vrede veriş, me:lıye ticaret alış İ :uzüıet £ibi hususlar ve sair u- hanode yap- Bir heplmiz evl/ kedınlarır. Kafnilar demize honüz girmilelerdi. Sadeçe, ayakları su iÇin. — Bir balık gibi yüzüyorum çürkü.. — Yat. zumlu tesisat hemen kismr âza. mutida noksandiır. B dir n H lekt yökde. ördli yüreplarlar sandü: Mtbrdi sabı bt Vi '5 5 Fırınlarda ekmeğe hile katıl, " çer'ii " deydi; ve Üzerlerindeki renk reok mayolarla sahildi bilivermiş — Babam baldıçıydı. Yaz kış denize çıkryorduk. Çok defn kmeğe bile katıl. İ ( S ılum'b';,; "&î'ü'“;:'i] garip bir deniz nebatma benziyorlardı lar böylük balıkları avlamak için yam diye beni denize actrii ölar Di l*f_:fj’c_rohb- ?tr: :ııçtür.(s—m . | :'l::""ı' Büçcet' slyler: — Bonre — Hak, ha REYİT kadenler Gü” Bir çinekop gibi önlerinde çakar, sandala atlardım. Vaktin. Mi kinen doh:",_“l')ığ m’:;._"' ala 4 | Olursa hül ücd Ka #ocuk söylüyordu. Bir ssmddaltn kıç tarafında iken hu- de atlamıyacak olursam beni tekrar do Hel ! sayanlar birk li â İtrak da crcet ve sicile bal Bunü nizo tır, İçeri gir. yanlar birkaç yola sapabilirler.. — > O hücceti vaları hüccete muvafıksa landuğu yerdan ikl adımıda kar dat'ım başına fiflamıştı. Yüzü mos, meğe çalıştaam halik kantalarile omuzlarımı kanatirdı. Blr ke | Mesclâ ekmeklik una, ucuz ve dü- eti ile — hallolunur. Beğne? resinde bir küpek halığı parmaklarımdan birini kopardı. Nah Şük kaliteli buğdayın ununu kat. 3* İkame h.d.m,,a me'ded — Nigie Tüyleyse dedi; kadınlar hamamındamdenize gir görmük istersen.. Te Tek îı':“rk-:*'“îd"" Moza aa çat X in vaları n b unuyla karıştırmak, fazla ma, lenmiyecek, ? Buramı bizim-- g Tür diz kepaklı b Ş Ç ĞAt kimseler İn Ü aa darini yakkk biş'antırla köpanlın annaldinde Küçük parommlr . “İ | Ta e havalı ekmek . yapmak ve v.Bizk Kupe gilterelilere: di SAT eeeti a KOBANSID Uçurulmuz gihi orada bom- kiloyu düşürmek gibi hile yolları- ederi kilfrdttiniz.. diye iftira — Biz orkelderin-- na sapmak her zaman için imkân Şahitle 7420T ile ikame i Der ağiP İngiltere elçilerine ha- u,ı,'"”""mıı onların marife. Bu sefer kadınlar gülüyortu: — Ayş- sen de köndiai erketten -i santyorsun, pis balrlee. — Erkeak tabit.. hele bir denixe girin-- Rah nasıl hacakla- O gün. bir çay içti; bir dillm ekmek yedi; fakat iskemlede oturmadı. Gazlnoda benim portatif evin yan taraflarma isabet eden dahilindedir. Ancak bugün serbest tn temiz buğdaylık undan daha pahalıdır. Fırıncı çuvalı 735 kuru: den Zaman YA görünecek ve her finizi sıraya diz'p birer blrer 2litndan geçiyorum. yet, tstü çinko ile örtülü, önü boydan boya açık bir yenti Ga, ekmeklik una; çavakı 800 Haziği IW iYe görecekler. ç Kadınlar müşkül vaziyett> Ydk Dıyarı firladım: sinoya gelen Rum delikanlıları eğer gezino kağın müşterilerle satılan serbest unu katacak - ka. Oluş "’ı:u%(îı Virl müttehim | — Hişt, dedim; buraya baksana sen... kalabalıksa buraya çekilip gözleri bir Gam gihi kapkizıl olunca dar düşüncesiz değildir ya! Arma l.:: İldu..ü:l' onun yeri. | Belki de ileri doğru yürümeğe hazırlanıyordum ki, birden. ya kadar burada rukr içiyorlar; yağmur Yağdığı : ik ellerinde evvelce ucuza alınmış D Tencide olun SA Stüz Adan denize atindı; ve kayboldu. Sular evve'â #hibi masa ve İskemleleri burada üstüst BKT düşük kaliteli un bulunduranlar, olunmasın, İngilte- birö sezaiden'derite BÜSEt; ŞÖ Bular etre Ğ © Yığıyor; yahut bahçe- böyle bir hileye başyurabilirler. &rzu ve Jerden veya onlara tühi olan. ?Et :'î' bulumursa — İngiltere | levdi; gözlerimle ümm uzun çıkacağı noktayı aradım. Yoktu: Neden sopra- tâ balıkçı ka; za dalyan etrafmda ağ tuttuk- lart yerda, onu bir Hakta. belki de bir kug gibi ancak farke. debildim. Balık Osnanm gazlinoya mereden geldiği belli değiril. Üc dört senedanberi; yaz başlarııda rözüküyor: Yânuın ayları gelir gelmez, gezino kapanınca, Balık Osmtn da kayboleyordu. TVze rinde omuzları yırlık bir gömlek, hem denize girip. hem sokak- ta dolaştığı krğa bir pantolon vardı. Ayakları daima çıplak ge. ziyordu. Fakat hiç kimse diğer fakir çocuklar gibi tırsaklarının uzadığım görmemişli. Bununla boraber onları ne zaman kear tiği ve ne vakit yıkadığı da bilinmerdi. Sadere bir balık gihi sert bir derisi vardı. Gözlerinin İçl mazmayiydi. Denize girdiği za- man bu gözler mularda bir boya. yahut bir cam gibi eriyor, ara sira kayboluyordu. deki müştariler buraya atömniyerlardı. Bununla beraber üstü yice ürtülmemiş va yamalıydı. Yağmur daneleri n;ımıılul'll* ü şerine birer İkişer düşür, ve yağmur eielmleri di Rümsüz hi HÜ eTi dü, hir yü- mak gibi vuvarlanır dururdu. FEREE Benim gazinoya geldiğim — sırada hava a açıktı. Bir balıkçı natattığim ba çinkö dam altında bir sanda) tamir edivordu Y:— zmda tahta bit masada renk Terk boya kutularr vardı. Bales Osmanı her vakit burada görüyordum. Ya: sandalın aralartta ince bir katran dökülmüş tahtaları kalın bir zımpara küğıdı-ile zimparalyor, Ve Yıllaren deniz — vemiş tahtanm inct tozları Gizlerinin Üzerinde beyaz bir tahaka Yapıyordu. Yabut böye kmttlarını dakikalarea ellarinda h lak Iy T ken, gözleri fırçada, boyanın Sandala verdiği renge galtıtr, belki de gözleri kadar mavi bir denizde sandalır — sularla şıpir Şipir d (Devamıu yarın) Ekmek meselesinde hiledez da, ha mühim olan temizlik meselesi. dir, Bu da doğrudan doğruya bir amcle işidir. Bizde maalesef a. mele, Anadoludan gelir, her çeyi burada görür, cahildir, temizliği pek Iılhııeı..ı lHı_lbu'ıî fırınlarda çalışan amelelerin temiz ve ihti. Sas sahibi olmaları lâzımdır. Bu da bir teşkilât meselesidir. Fırın. larda çalışan işçilerin mektep gör meleri Tâzımdır. *Görülüyor ki ekmek mezelesin- de hile şöyle karıştırılarak bulu. nup halledilecek bir iş değil, üze, rinde durulmıya değer bir dava, dır.. MUZAFFER ACAR