3 k HIdrellez d avetiyeleri | ve (kakava) Yazan: OSMAN CEMAL Bi » otururken Va- beni telefona Sordum : B Buraya —kadı a k 'htümyo:l ı;d:rğgu İ Bttra kalktım, Vakit'e x’iı t elime hir kâğıt —5&" zahmetse şunu k ©der misin? ) W (Kakava) yazılr ve Nı 'üu'!llmu kâğıda lwad " Vaziyeti anladım. f'; Şizetelerden — Vakıl'm, & » Son Telgraf'ın h% aynen neşretmiş Ku Mahut küğıt, sözde e Haa G& davetiyesi idi ve M&w&ye çingene- :s (ı..ı gönderiliyordu. ,Lş ;ı'ıl ;ı—lîmu e üğıdın içinde- 4 %hf da çingerece idi. —% ? Çingenecenin fasi. ?ı.“ .;â'mm. daha doğru. h %—“::ıyonu idi. (Ka- l6 baklava, tat- Tumuz, kinaye o. eflence, hattâ mü. manalarma da öteki kelimeler, 'Yandan derme, t Çırpma toplanıp İlmiş, manası an- di an ibaretti. ün üç gazflede bir- satırların (nanay) ). (harman) ke- (Yok), (beş), (saz ) manaları çıka. iler hep atmat- lâ hatırımda ı,"lndnn beş, altı llezde de yi- irine, yine böy. diyor. VA Garip kuşun yu. *#42 h—::’:küıı gelenler Ve Ml—ı. Bunlar ilk yüz * bunları anlata. Altunler Tatesit 406 kişi ka. ..ı"""r aleyhine bir "“ Mehmet Bey İs, t ZAt öldü, ve zayıma yök.. Röre merkezin nit. dü İlg » Gözk B Ş K Alun, —:."l.__ d Bunlardan biri N Yğeri de komşumu. Mü . Zu ; reeenn KAYGILI Bohemya ve milyon Çek'ce itapimha edilecek Moravyadaki demir raylar sökülüyor Slovak hududu, 5 (A.A.) — Havas: Bohemya ve Moravya hlimaye Idareleri Alman makamatı, birçok Çek muharrirlerinin eserlerini kütüphanelerden kaldır- mak ve gatışını durdurmak üzere emir vermişlerdir. Bu emir tatbiki neticesinde, cektir. Hüç milyon nüsha Çekçe kitap Imha edile- Diğer taraftan, Almanyada, tyi efns demir fılkcdanı, hisse. dilmektedir. O derccedeki, Almanlar bütün Bohemyada ve Mo- ravyada nakliyata elan açık bulunan demiryollarının yeni ray- larını söküp yerlerine eski raylar koymaktadırlar. Ve nihayot Almanların, birçok Slovak vagğonlarına Alman damgası vur- dukları görülmektedir. | Bulgar ordusu | | 4 da ka: Mana murat dahi duralar! Gelelim kaç yıldır drellez- lere yakın bu muziplikleri kimin yaptığma: Bundan bir kaç Hidrellezlerde gazotolere gelen mektupların damgaları Edirne olduğu gibi, dün Vakıt gazetesi muharrirlerinden Bay Hasan Bedrettin namına gelenin dam . gası da Edirna imiş! Server Be- di, namır diğer, Peyami Safa kardeşimize — gelen mektubun damgası acaba neresi idi? O, dünkü yazısımda bundan bahsa. daerken acaba diyordu davet edil- diğimiz yer neresi, Sulukule mi, bu ciheti mektupta niçin tasrih | etmemişler? Server Bedi şuna Kkatiyen' kani olmalı ki bu mek. tuplarım Sulukule ile ve Suluku- Jenin bu mektuplarla zerre ka. dar alâkası yoktur. Bir kere o- rada böyle bir Jisan knuşulmaz: konuşulmak şövle dursun, ora. dakiler bu lisandan tek kelime bile bilmezler. Onlar, büsbütün başka iInsanlar ve ekserisi birer musiki sanatkârıdır. Bu dili harmancılar, kır — demircileri, kır gepetcileri, değirmenci, ta- rakçı denilen ve ekserisi yazın çadırlarda yaşrvanlar, yani eski. den İstanbul sokaklarında fal bakan, ayı, maymun, iskemle kuklası ovnatanlar bilir ve ko- nuşur, Bu bapta fazla izahat ve tafsilât almak isteyenler benim (Çingeneler) Aisimli romanıma müracaat etmelidirler. Şu halde bu mektunları eazetelere ve gu. raya burava kimler gönderiyor derainiz? Bir zamanlar bu melt- | tupları İstanbul çeribaşılarından biri gönderiyor sanılmıştı. Fa- kat, yle sanıyorum ki bu. nu ya Fdirnaden, yahut İstanhul civarından herhangi bir muzip, salt muziplik olsun diye Üşen- meden kaleme alıyor. bastırıyor, lstelik posta parası da vererek gönderiyor. Şimdi bırakalım bu davetiyeleri de biraz da gelelim Hidrelleze: H'dâreller burt pazarteki oldu. onu dünder yaptı bile... I£ tanbul! kırları, kele ka Tarı adam almı ama. nerede © sek sandalir. ptyadeli niamanah, pa- zar kayıkhı. battk istimbetli. çatanak ve kuzufc, Getmah, her. vah. voğurtlu. bol çellr, ÇŞT nah: Hildreflar'ar “ Nerede dünkil tabanvaylı ham maruDu, habat | cekirdekli ve çok çok bayat sİ miti, âimca gâğt hetvalı, tek tük uçurtmakı ve tek tük ke manlı, tefli, zurnalı Hidrellez? Eski olundukta: Ve yıl önceki Fakat bugün ' U Hidrellezlere, Kâğıtane Kurbağalıdere, Göken ilerine dair, vaktile rahmet li Üstat Ahmet Rasim başta ol mak üzere Sermet Muhtar, ber bir cok yazılar yazmış, bir çol tasvirler yapmıtş olduğumuz için burada tekrarlarmaya (- zum görmüyorum. Yalnız stras gelmişke leyim ki biz dea yer gevirenler için pa, ra getirecek en eanlı, renkli kuvvetli mevzulardan biri mu. hakkak (Çingeneler) dir. Osman Cemal Kavgılı — ! Bulgaristanın 550 tayyarasi var Fransızca Lö Tan gazetesinin askeri — muharriri komşumuz Bulgaristanın Balkanlarda iş. gal ettiği vaziyet ve ordusu hakkında aşağıdaki malümatı vermektedir: Türkiye, Romanya, Yugos . lavya ve Yunanistan arasında merkezi bir vaziyete malik o- lan Bulgaristanm evvelce — ve yarın için de böyledir — Bal. kan devletleri arasında çıkacak her hangi bir harpte mühim bir rol oyanayacak vaziyette oldu. ğu kabul edilmekte idi. Bir kere Bulgaristan boğaz- lara yakmdır. Nitekim bu se. beple Türkiyeye muhtemel bir taarruz için mükemmel bir müt. tefik veya bir rakiptir. B istan istiklâlini kazan. dıktanberi Ege denizi üzerinde bir mahreç aramaktadır. Tuna Üzerinde 400 kilometre sahile mailk olan Bulgaristan, aynı za. manda garbi Avrupayı İstanbu. la bağlayan büyük demiryolu ta. rafımdan da katedilmektedir. W Karadeniz üze. rindeki Varna ve Burgaz liman. Jarı bu beynelmilel demiryoluna bağlıdır. Bu münasobetlerlo Bal. kanlarda çıkacak bir harbe Bul. garistan da karışmak mecburi. tindedir. yet ; Nöyi muahedesi mucibince Bulgar ordularınm yirmi bini asker ve üç bini jandarma, güm. rük memuru ve polis olmak üze. re otuz üç bin kişiden mürek- kep olması lâzımdır. öyi muahedesinin askerliğe ait maddeleri 1938 de Selânikte toplanmış olan Balkan Antantı tarafından kaldırılmış ve Bul - garistan o tarihten sonra mec. buri askerlik vazetmişti. Bu münasebetle Bulgaristan halen silâhlanmaktadır. Sulh xzamanmdaki Bulgar or. dusu aakerliği meslek ittihaz et- miş olan 35,000 zabit, nefer ve silâh altına almmış olan elli, el li beş bin kişi ile doksan bin ki. Şi tutmaktadır. Bu miktar dört ordu, ön süvari fırkası, bir dağ livası ve İki “seri” fırkayı teşkil etmektedir. Harp halinde Bulgar ordusu beş yüz bin kişi olabilir. Bunla. Tın üç yüz elli bini kara, yirmi bini hava ve on bini de deniz ordusunda yer alacaklar, bun - dan maada on iki bin asker de mahalli kıtalarda — çalışacaklar | dır. Bir ziraat memleketi olması. na rağmen, Bulgaristanda sana. yi henfiz yeni başlamakta ve Al- mManyanım verdiği makinelerle inki; etmektedir. Bulgarlar şimdiden tayynre atelyelerine Son maliztiri Almanya Bulgaris. tana büyük mikyasta tayyare, silâh ve mühimmat göndermiş ve göndermektedir. Bu şekilde Almanyadan gördüğü yardım sayesinde Bulgzaristan modern silâh bakımmdan oldukça zen. gindir. Bugün Bulgar ordusunda bir çok hücum arabaları, mükem .- mel toplar, hücum arabaları da- fi topları ve mükemmel tayya- re dafi topları mevcuttur. Bun. dan bir iki ay kadar evvel, Bul. garistan 300 tanesi birinci hat tayyaresi olmak üzere beg yüz elli harp tayyaresine malikti. Bulgar askeri kanaatkâr ve enerjiktir. — Bulgaristanda bir hayli yöl vardır. Fakat bunlar çok kötüdürler. Alelâde olan bu yolların eksirisi ağır makineli vasıtalarm geçmelerine ve nak- liyata müsait değildirler. Bulgaristan — arazi itibarile mukavemete pek elverişli değil. dir. Şimalde Tuna ile hudutla. şan Bulgaristanm, yalnız gimali şarkisindeki Dobruca mmfaka- sında geçilmesi müşkül tabif â. rızalar mevcuttur. Cenuptaki Türk hududu ise bu tabilf ârıza. lardan mahrum ve tamamen a- çıktır. Balkan dağları memleketi iki ovaya taksim eder. Fakat Bul . f" ovasile Rümeli ovasını bir. leştiren bir çok geçitler, çukur- lar mevcuttur. Bulgar ordusu Alman mual. limler tarafından yetiştirilmek. tedir. Ihtiyar bir kadın pen- ' cereden düşüp öldü Dün akşam Galatada ihtiyar bir kadının ölümiyle neticele- nen feci bir hâdise olmuştur. Galatada Mumhano cadde: sinde Gecekuşu sokağında otu- ran 60 yaşlarında Anokis it- minde biz kadın evin üst katın- da pencereden sokağa bakar- | ken muvazenesini kaybetmiş ve dgşunk parçalanıp ölmülş- | tür, — Ciğerci dükkânına çarpan bisiklet Maltada Yedlemirler soka. ğında 29 — 31 numarada otu. ran Galip oğlu 16 yaşında Bol- zat bisikletle Macarkardeşler caddesinden geçerken 83 nu- maralı ciğerci dükkânrma çarp- mış ve dükkünm camlarını kı- rarak kendi de elinden yara- lanmıştır. a günlerde İngilizler tarafın dan sıki salk bombardımım edilen Narvik şehrinden bir 3—VAKIT 6 MAYIS 1940 Eserler Arasında: Mıllf mücadele destanı “Halük Nihat Pepeyi”, “Geç miş — zamanın ” , Ha b ai a yaptıktan sonra, “Çanakka” ve “Mütareke” — destanlarını vermişti. Bir hafta evvel de “Milli mücadele” yi çıkardı. Bunun başında da, mütevari birkaç satır' var. Eserin çerçeve. sini, ilhamını, battâ hedeflerini başkalarına bağışlayan satırlar. Fakat bu cömertlik, eseri bir zı daha sahibine mal etmekte * e. “Gaçmiş zaman masalları” ilk çıktığı vakıt, bon, ona dair bir yazı yazınış ve Halük Nihadı şehnamenin tesiri altında görndü- Gümü söylemiştim. Bu kanaatinr de #amimiydim. Çünkü gerek kal'a, hisar, kahraman ve döğüş tasvirlerinde, gereksa hudut tanır maz hayal coşkunluğunda bu te, tir açıkça görünüyordu. Meğer yamılmışım, Genç şair, © zaman bana bir mektup yazmış ve henüz Şehaameyi okumadığını bildirmişti. Bu yanılışıma bugün de, o günkü kadar seviyorum. Çünkü onda bana şehnameyi hatır latan şeylerin, bir taklit mahsulü değil, bir yaradılış meziyeti oldur ğunu gösteriyor. Netekim, işte araya giren zaman, Halük Nihar din yaratılığmı ortaya koydu. Kendisi: “Destanların millet yarattıklarır ni iddina eden muharrirler aldan. mayorlar. Şehname müellifi Fir devsi de: Otuz yıl içinde çok sıkantı çektim. Fakat bu Farisi eserle Actmi dirilttim | Diyor. Türk Milleti, çok şükür böyle bir felâket içinde değildir. O, mütareke — devresinde — yaşadığı ::rknh 'TTüyasından çabuk uyan. bir bazamak olmak istiyorum. Bu gaye için icap ederse, ömrümün Yeniden yapılacak İstasyon binaları İran, İrak demiryolunun Ciz. re kısmında açılacak yeni is- tasyonlarla Pendik ve Erzu. rum garlarmın yapılması, Si- va& ve diğer atlöyeler demir. başlarının arttırılması — için devlet demiryolları idaresi 1940 bütçe projesine 517.000 lira tahsisat koymuştur. Ekmek bıçağı bileğine saplandı Abdülhak Molla sokak 33 nıynarada oturan Mehmet kızı 50 yaşında Zehra Üğer müt- fakta ayağı kayarak yöre düş. müş, yerdeki ekmek bıçağı sağ bileğine batarak yaralanmıştır. Yaralı kadın Beyoğlu hastaha. nesine kaldırılmıştır. ———-——— Atla dolaşırken Samatyada oturan Leon :ığ— lu 11 yaşmmda İstepan atla do- laşırken 10 yaşında Ramazan kızt Melâhata çarpmış, muhte- Hf yerlerinden yaralanmasına sobep olmuştur. Yaralı todavi altıma almarak suçlu çocuk yakalanmıştır. ) görünüş “Pota" olduklarından — şüphe et. memeliyit, Doktor “Elyas Lönrot” bütün ömrünü harcayarak köy köy do" laşa dolaşa eski Fin destanının halk arasmda yaşayan halkaları. nı topladı. Onları birleştirecek *Kalevala'" yı meydana çıkardı. Bu destan, çok geçmeden kâ: ğittân, kitaptan yere, toprağa inerek ruhlarda filizlendi ve Rus - İsveç merdaneleri ârasında kay. bolmağa mahküm 'bir varlığı müs- Bu destanın çelik kaynağından su verilen milletin ne yaman bir kılıç olduğunu daha dün görmüş, daha dün vecde gelerek: — İşte yirminci asır mucizesi! Demiştik, Destanların — milletleri yalmı kendi topları üstünde bile kal madığını, ana — milletler arasına soktuğunu da biliyoruz. “Fölix Gulrand” ı birçok meşhur âlüm” kerle elele çalışarak meydana ge tirdiği “Mythologie generale” isimli muhteşem eser de “Fin" esatirinin itibarlı bir yer alışı da yine bu destanla mümkün olmuş. tur. Şu halde “Halük Nihat Pepeyi” nin emek ve himmeti karşıstnda yalmız edebi. zevkalmak, sade bu bakımdan minnettarlıkla kalmak doğru olmaz. Sipersiz, erkeksiz ovaların üstün- den rüzgür hıziyle giden düşme” mtn kolay muzafferiyetini verdik” ten sonra: “Bir gemi Samsona yol alryor” Adlı şiiriyle “Milli mücadele” nin altın kapısını açıyor: *“Bir memleket taşıyor köhne gemi, habersiz” “Bir adam, ordu ki malışer gibi bir adam,” “Hep dağ dağ, ordu ordu, Koradeniz”" “Çırpındı, bocadalı, bu akşam.” “O bekliyor güneşin doğacağı zamMAanı Dağların arkasında sevdiği milleti Ruhu pusla gibi, yukarıda g:; alnı 'Tek adam, tek kahıraman, tek er ne cesareti var” Dalgalar geri kaldı, çözüldü karanlıklar ye kadar Bir dağa bakar gi bakıyorlardı ona... Halük Nihat, milli mücadeler n li şartlar, ne korkunç imkânsızlıklar içinde başladığımı belirtmek için, bir taraftan düş ili asyanları, Anzavur, Delibaş, Çerkes Ethem vılnl-ı—ı deştiği iç yaralarını gösteriyor, Şanlı ner ticenin muhteşem bir zafer halin. de parıl parıl yanması için bu lâ zımdı. Ö, san'atkâr ruhiyle ese” gülu damarları hazırlayor: “Gönen” de “Anzavur" la Konya da “Delibaşla” “Nice günler — geçirdik yurd boyunca Isyan dalgalarile sarsıldı yer yer vatan, Bundan sonra, birinei ve ikinci “İnönü” savaşları, Sakarya kav” gası ve nihayet büyük tanrruz ve büyük zafer biribirinden heye. canlı bir surette şürle yuğrulu” yor. *Halük Nihat” kendi eserinin tenkidini de kendisi yapmış. Bir destan için bedii bir tehlike toş. kil eden “Mücerret” Hiği bırpala mış. Fakat bu mücerretliği bizce pek de mahsus değildir. Çünkü, “Türk Milleti”, “Atatürk”, ve ksmet İnönü destanın içinde vak” aya sım sıkı sarılmış görünüyor. Şair, yukarda bu işe lâzım ge. lirse, bütün ömrünü harcayaca” ğinı vaadetmişti. “Hiç kimsenin iltifat etmediği değil, zorlamrğa kendinde kudret göremediği des” tan vadisi, biraz da yaradılışının bir sırrıdır. Şanlı Şehname - kar- talları, konmak için, yıldırımı sipe” ri gibi sağlam kalem ararlar. Halük Nihat Pepeyi, parça parça büyük destanım harcını —hazırla. maştır. Yarın, belki yine kondisi, bu harcı vuhunun mermer tekne sinde yuğuracak asıl dectanı da yazacaktır. Hangi tebrik, bu bea şarış kadar değerli ve ona lâyık olabilir. HAKKI SUHA GEZGİN