İ N | a n v t ı N tyfüs BU doram M Ka gb tirdikten ş’:hüurıha: ç İr" isim b, .g.n“iu ha A, Paris, Üçüşi —!Ğ':;;ğğ* bitir. u, %“Y Feîıiıl:: Kh üğ y yazarak ti e Dütü, : MĞ," mekiyçiPlak. , Zu_:ğl_uuka. , Paz Aleyhina %f? ahali- bun a. Yazan: OSMAN YENSENI E';:x'kohdile" Y; hllırke_n N Zolanın hayatı meselesi dünya karşısında yemin ederim ki Drayfâs masumdur! Ve kırk sonclik çalışmamla, ve bu sâyin bana bahşedebilmiş olduğu mnü « fuzla yemin ederim Ki Drayfüs YMasumdur! Ve bütün varlığım. la, kazanmış olduğum isim ve şöhretle, Fransız edebiyatımnın inbisatfına yardım etmiş olan e. | serlerimle yemin ederim ki Dray füş masımdur. Eğer Drayfüs masum değilse bütün bunlar yı. | Talsın, bültün eserlerim mahvol - | sun, Drayfüs masumdur! Her şey aleyhimde benziyor. | İlâ meclis, mülki ve askeri kuv- vetler, büyük salımlı — gazeteler | ve zehirledikleri -efkârtımumi. ye! Bende yalma fikir, ve haki. katle adalet —mefküresi vardır. Ve pek müsterihim, çüönkü neti. cede mesaffer olacağım, Memleketimin yalan ve hak- M | rifelerini sızlık içinde kalmasını isteme « dim, Beni burada mahküm ede. bilirsiniz. Bir gün Fransa, onun şerefini kurtarmağa yardım et. tiğim için bana teşekkür ede. cektir.” Nihayet Zola bir sene hapis ve üç bin frank para cezasına mahküm oldu. Fakat mahkümi- yet kararının tefhiminden bir gün evval, yani 18 Temmuz 1898 gecesi, arkadaşlarının ibramı U- zerine — İngiltereye — kaçmağa mecbur oldu. - Menfada yaşamağa başladığı ilk günlerde hatırat defterine bu sözleri kaydetmişti: *Hayatta yalnız hakikatle a. daleti istemiş olmak, diğer ka. vimler önünde serbest ve mer. hametli Fransanın ivi şöhretini muhafasava çalışmak ve sonun- da, gaszeleye sarılı bir tek ge. velikle kaçmağa mecbur kalmak ne fena, ne çırkin şeymiş! Son. ra, o Fransa, matbuatın pis neş. riyaliyle o derece zehirlenmişti ki, hâlâ beni yuhalarla kovala. dığını sanmediyorum, — Halbuki ben daima onun şan ve şerefini KRuvvetlendirmeğe çalıştım; ben onun, diğer kavimler - arasında hakiki büyüklüğümü meydana | gıkarmağa savaşan bir âsker | olmaktan başka emel besleme . dim. Ve böyle kaçmak, ve göğ- sümü hırpalayan mütlNe elem te hicramı anlatmak için yanım. da bir tek arkadaş bile bulama. mak! Bucüne kadar epey zti- Tap cektim, Fakat hiç bir ca. man kalbim Dböyle bir buhran göçirmedi.” Drayfüa meselesine karıştığı gündenberi Zola on bir ay çalı- Şamamıştı. 26 Temmuz tarihinde Lejyon Donör heyeti Zolanm nişanını müuvakkaten refetmeğe karar verdi. Zolanm “İtham ediyo. rum!...,, Ünyanlı açık mektu - bunda göz ve akıl haatalığına müptelâ oldukları söylenen üç yazı eksperi vardı. Onlar, müel- lifin aleyhine dava açmışlardı. İstinaf mahkemesi onların İste. dikleri tazminatı iki misline ib- YAğ suretile lehlerinde karar ver. di ve müellifin bir kısım eşya- & müzayede ile satıldı. Zola bu haberi 13 Ağustosta öğrendi. Ön ay sonra, temyiz mahke - mesi Dravfüsün mahkümiyeti . n Nİ nakzetti ve Zola tekrar mem- leketine avdet edebildi. büyük bir çınarın dalları etrafında teferruu Tatrer küvveti koydu,. Aynı zamanda bu kitabın yal- nIz edebiyat mensupl: rmr değil. bütün halkım ve bilhassa kadın. ları alâkadar etmesini istiyor - du. Onun için sadeliğe pek ziya. de ehemmiyet verdi. “Kitabımın başlar büşa nik. binlik, mhhat, kuvvet, sevdi, ça- hşma, ve adalet destamı olman. tt isterim. Böylece yirminci as- rer kapılarımı açmış olacağım.,, diyordu. Zola Fekonditeyi İngilterede vazdı. ve ya avdetinde, kitabını matbaaya verdi. “Pekondite estirabın çocuğu - dur, Ben onu menfada yazdım. O kitabı vücuda getirmek için evey sahmet çeklim, ve çok va- kit kaybettim.. Düşmanlarım benim mahvıma çalışırlarken, ben mamlekrtime en iyi, en ha. Eimane nasihatları veriyordum. Ben omun varalarına dokunmak- Ta onların savdırılmak çareleri. | kadar »in na hizmet etitim. Ingiliz donanmasının topları nasıl yapılıyor? Deniz vasıtaları tarifesi Komisyon ilk toplantı- sını dün yaptı | Şirketi Hayriye ve Haliç ida. relerile limanda işleyen tenez- züh motörlerinin yeni ücret ta- i tesbit edecek komis- yon dün öğleden sonra n_'.ı top. İantısını yapmıştır. Komisyo « na belediyeden iktısat müdürü Saffet, ticaret odası namına Su- at Karaceman ve mmtaka tica- ret müdürlüğü namma da ra. portör Hayrettin Şükril iştirak etmi ir. p Dünkü toplantıda girketlerin hesapları tetkik edilmiştir. Ko. misyon ikinci toplantısını gele. cek hafta çarşamba günü yap - mak üÜzere dağılmıştır. Bu top- lantıda — tarifelerin tetkikine başlanacaktır. İlkbahar tarifeleri hazırlanıyor Şirketi Hayriye ve Denizyol. ları İlkbahar hazırlıklarına şim. diden başlamışlardır. İlkbahar tarifeleri hazırlanmaktadır. Ay- rıca vapurlar sıra ile havuzlara alınarak tamir edilmekte ve bo- yanmaktadır. İlkbahar tarifele. ri nisan başından itibaren tat. bik edilecektir. Bu yıl bilhassa yaz tarifeleri. nin kabil olduğu kadar erket V Ne tipte olursa olsun topyap. ma söz derece ihtisaş isteyen bir sanattır; Britanya harp gemileri. nin silâhlarını imal edenler - te. hayyül edilemiyecek — derecede ince ve güç işler görmek mecburi. yetinddir. Deniz topları çap itibariyle muhteliftir. Nelson ve Rodneyin taşıdığı 40 santimlik devâsa top. Yardan tutunuz da küçük sahil gemilerinin taşıdığı seri ateşli top lara kadar her çapta olanları var. dır. Normal zamanlarda bunlar. dan senede yüzlercesi imal edilir; fakat gemi inşaât programının genişletildiği şu zamanda bu yük. sek sınıf silâhlar için talep bir. kaç misli artmıştır. Bir teslihat fabrikasında en mühim işlerden biri “testing” dir. Çelik külçesi dökümhaneden gel. diği zamandan top bitmiş olarak hihal provasına gidinceye kadar Hitlerin bir mümes- sili Japonyada Tokyo, 14 (A.A.) — Alman müsteşarlarından B. Emil Hellferieh'in Japonyaya soya- hati hakkında yabancı gazete muhabirleri tarafından soru- lan bir suale cevap veren Ham- burg — Amerika hattının ida- Ye meclisi reisi bu seyahatin hedefi hakkında hiç bir malü- mat olmadığını süylemiştir. İdare meclisi reiai, bazı Ja- pon iş adamlarının kendi ka- tatbikine çalışılacaktır. Her sene haziran gonunda tatbike başla - nan tarifeler bu suretle hazi- daki yaz seferleri de nisan orta. sında başlayacaktır. -— - —— — - Fındık ih rqcatçılırı Giresunda — teşekkül eden fındık ihracatçıları birliğinin şehrimizdeki işlerini kontrol etmek üzere burada da bir bir- lik kurulmuştur. | Buradaki tüccarlar dün top- | Janarak birliğin nasıl çalışaca- | ğını tesbit etmişlerdir. ditede güzelliğin destanını yap. tem, Tomurcuk — şirinse, açmış çiçek güzeldir.,, ZOLANIN VEFATI 1902 Zola her sene sonbaharın bü- yük bir kısmımı Medan denilen | sayfiyesinde geçirirdi. Fakat o "KI“ :Ğlgımıymın ortalarında öyle şid soğuklar başla . mıştı ki, karı koca bir an evvel şehre inmeğe karar vermişler- di. Ve 28 eylül tarihinde, neşe ve sıhhatleri yerinde olduğu halde, Pariste Brüksel sokağın. daki evlerinde akşam yemekle- rini viyorlardı. Hava gayet so. ğuktu. Bir hizmetçi yatak oda- | smın rutubetini izale etmek için şömineyi yakmıştı., Fakat ateç İvi yanmadı. Bazı tuğlaların yerinden oynamasile boru tikanmıştı. Hizmetçi gö. minenin perdesini indirdi, ve bir daha bu işle metgul olmadı. O- cak kendi kendine alevsiz yandı ve gece basıncaya kâdar odanın durdu. üç penceresi Gece yarısına doğru, madam Zola müthiş baş ağrılarile u . yandı, biraz sonra Zola dahi ay- ht ağrılarla gözlerini açtı, ve *“belki hava bizi iyi eder" diye. rek pencereye doğru - gitmeye çalıştı. Madam Zola onun yatak- tan çıkıp karanlıktâ kayboldu . ğunu gördü ve © esnada ken - dinden geçti. Ertesi gabah yatak odasının geç vakte kadar açılmamasın , dan merak eden hizmetçiler ka- pıyı zorlavarak açtıkları zaman mıdfikZohvı _vıltı.k!.ı ve tstadı gecelik gömleğile yere serilmiş buldular. Madam bir parca ne. fes alıyordu. Fakat Zola ölmüş- tü. Zolanm cenazesi pazar gilnü . ne müsadif 5 teşrinievvel 1902 tarihinde kaldırıldı. Muharrir - ler, sairler, artistler, münevyer. ler ve amelelerden Mmürekkep baş bin kişilik bir cemant cana- zeyi Monmarter kabristanna götürdü. Büvük edinler tesirli netukler söylediler. Ma. Ve memleketimin hayatım ve | arif Vekili hükümet nanıma ü temin oden Fekon- | hürmetlerini beyan etti. naatince hiç bir reami mahiye- U olmaması lcabeden bu ziya- rete alâka gösterdiklerini ilâve eylemiştir. Bazı gazeteler Heliferich'i B. Hitlerin bir mümeasili ola- rak göstermektedirler. inleneiam ai eee ll Amerikanın milli mü- dafaa tahsisatı — Vaşington, 14 — Ç(ALA.) Relalcumhur Ruzvelt milll mü- dafaa hizmetleri ve Amerika bitaraflığı kanununun tatbiki için 252.840.776 dolarlık mas- raf derpiş eden bir kanun neş- redecektir. Bu para derhal alâkadar da- irelerin emrine yerilecektir. Cenup Kutpunda bir ada keşfedildi Vaşington, 14 (ALA.) Amiral Byrd, Cenubu Kutbi körfezinde sönmüş iki volkanı olan bir adayı keşfettiğini tel- sizle bildirmiştir. Iki transatlantik tayya- re gemisi oluyor YVaşington, 14 — (ALA.) Her biri 35.000 tonlük iki transatlantik, tayyare gemisi haline getirilecektir. Bu göml- lerin güratleri 24 mildir. Okullar Güneşi kapatıldı Beşiktaşta bulunan Okullar- güneşinin Maarif Vekilliği ta. rafından görülen lüzum üzeri . ne bütün kuyudatı ve çalışma tarzı teftiş edilmistir. 'Teftiş neticesinde okulda bir gok yolsuzluklara rastlandığın. dan kapatılmasına karar veril - miş, karar Maarif Vekilliği ta- rafından da tasdik edildiğinden okulun faaliyetine dün son ve. rilmiştir. 'Talebeler, diğer hususi ve resmi okullara nakledilmişler . dir. eiiğüğelüreidi İthalât Limited Şirketleri 'Ticaret Vekâletinin yeni bir kararile İthalât Limitet şirket- lerinin lâğvedilmeleri alâkadar- lara bildirilmiştir. Bir müddet evvel kurulan bu şirketlerin yi. ne ayni zaman içinde teşekkül eden birlikler çalışmasile uy- ı:nhık yapamadığı görülmüş - tür. Bunun üzerine limitet girket- lerin lâğvı kararlaşmıştır. Yal- nız ithalât birlikleri kalacak, bütün ithalât işlerini bunlar i. dare edecektir. her imal safhasından en sıkı test. Jerden geçmesi icabetmektedir. Hattâ bunda bütün maden parça. larını alıp İâboratuvarlarda en ince muayeneden pgeçirecek kadar ileri gidilmektedir. Büyük top yapmakta iki usul vardır. Nisbeten eski bir usul o. tan birincisi dahilf bir boruya mil. lerce uzün bir çelik şeritle sar. mak ve onu da haricf bir borunun içine kapatmaktır. Daha modern usul birçok bo. mermiye hareketi devraniyesini veren yivleri makinelerle cn iç boruya açmaktır. Büyük topların. bazılarında tam bir sıhhat elde etmek işinin unu kelimelerle anlatmak güçtür. Çünkü bunu takdir ede. bilmek için topun büyüklüğü ve montajı görülmelidir. 40 santimlik bir topun büyük. |lüğü hakkında tlıîr fikir edinebil. mek için montajının bir destro. yerden daba ağır olduğunu ve ça. lıştırmak için takriben 100 kişiye ihtiyaç olduğunu söylemek kâfi. dir. Bu gibi montajlar tamamlan - madan çok evvel gemilere konu! lar ve berçok küçük silâhlar gi namlulariyle tek bir parça hali de fabrikadan çıkmazlar. Küçük çapta topların namlu, kuyrük ve montajları tamamlarır ve ondan sonra $ tecrübeleri yapılmak üzere hedeflere gönderilir. Ora. dan topun tahammülünden çok fazla bir barut hakkiyle atışlar | yapılır. Bu tecrübe atışlarından -sonra topların gemilerde montajları ya. pılir ve atış denemeleri burada da tekrar edilir. Britanya silâk fabrikalarında imal edilen topların bepsi hemen yeni gemilere konmaz, birçokla. rı yedek olmak üzere depolarda saklanır. Yine bir kısmı yedek o0. larak harice gönderilir.Daha tamir için gelen toplarım” yeri tutmak üzere kullanılır. Bütün dünya üÜzerinde icrayı fazliyet eden muazzam İngiliz donanması için birçok mahallerde birçok ihtiyat toplar bulunması lâzımdır. Bu keyfiyet ve muaz. rzam inşaat programı top fabrika. larının şu anda neden bu kadar meşgul olduklarını izah eder, Büyük bir deniz topu imali se. kiz ay alabilir. Küçük bir top ise birkaç bafta içinde imal edilir. Fakat çap me olursa olsun aynı işçilik ve maharet hepsi için lâ. zımdır. Britanyanın deniz topla. Tını imal edenlerin çoğu bütün hayatlarını bu işte sarfetmiş in. sanlardır. du toplanmıştır. Üne koydu?., umacağimız tahminimiz yok. yolları arandığını ballandıra bir ülkedir, Hiç biri hakkında köklü bilgimiz, Nurullah Atacın bir. şiiri Hemen her muharrir şilr yaz. mışlır, Müverrih ve ölim Cevdet paşa gençliğinde birhayli şilr yaz. mıştı. Memleketimize okuma zev. kini getiren Ahmet Mithat “Söy. lemek istediklerimi şiirle ifadeye muktedir olamadığım için terket. Üm” diyerek şairliğini de göste. rir. Mehmet Ratıf şiir yazardı. A. dımı beynelmilel ilim sahasında duymayan şöyle dursun, her ilim adamının eserleri tifade ile takip ettiği Köprülü Fuat Nas. rettin Hocanın fıkralarını nazma soktu. Mehlapta geziyorduk, yer. zök. denix “berraktı, Bit küçük busesinf — Cudu'wma * baraktı. Muharrir üşİzzetin imzası. ni taşıyan bir şirden alınmış iki mosradır. e Fakat bilmem ol . Nurullah Atacın da bir zaman'ar mteşin bir şajr olduğunu ve şiirle. rini en çok okuman mecmualarda tiğini bilirler mi? İşte size 5 Kâönunutevvel 337 tarihini taşı. âh” mecmuasında çı- MELÂL PERİSİ Bağrıma bir gete çöktü ağlama, Bir garip hayalet girdi rüyama, Dedi; “Sen Aşıkam artık akşam Çünkü ben günlüne keder getirdimi. “Duyurmadan geçer sevginin günl, Neşe bu cibanın üönmez sürgünü, Al armağanımır ve yar göğsünü: Yaraaı kapanmaz hançer getirdim. “Benl gördün, artık çıkmam akimdan Titreyerek kaçar sana yaklayan, Al kanlar Zışkırir. elini sıksan: Her yanr dikenli güller getirdim. Bahara erişip düşme emele, Dordini yavaşça geceye A0 Başını eğip de şarkımı di Hisran ellarinden habez getirdim... NURULLAM AYA Nurullah Ataç, herhalde bu şii. ri neşredildiği Dergâhmn aynı sa. yısında Yahya Kemalin şiiri nasıl tarif ettiğini de © vakit okumuş. tu. Yahya Kemal: “Halis bir şa. irin eseri kariine yezâne eser gö. rünür, kari, onun sihrine -tutul. duğu sıralarda, sanır ki başka e. serler renksiz ve tatsızdırlar.” Sayın münekkidin, Yahya Kema. Hin hâlâ şeksiz, şüphesiz meftunu olduğunu biliyoruz. Yalnız aklı. muzın ermediği şu: Yahya Kema. Bn şöri anlayış tarzı ile tam te. zad teşkil eden sürrealizmi bir koltuğa nasıl sığdırabiliyor? NİYAZI AHMET Görüp düşündükçe Yeni bir şark tasnifi Yakın Şark, Uzak Şark tasnifine bir yenisi daha eklendi. şimdi “Orta Şark,, adlı bir coğrafya bölümü, bir dünya parçası daha var. Bu Orta Şarkın neresi olduğu pek belli değil, Merak edenler, haritayı pergellesinler, bulsunlar. Fakat dava, yalnız coğrafyada yeni bir bölüm, dünyada yeni bir parça ayrılışiyle bitmiyor. Dünkü gazetelerde okuduk, ki bu “Orta Şark,, denilen yerde bir ordu, hem büyük bir or- *Hindistan da iİlân edilcceği süylenen fevkalâde vaziyet- le bu ordünün alâükası acaba nedir? Yoksa Kafkas dağlarında, Batum kıyılarında, Dağıstan geçitlerinde yapılacak “Majino” ları, bu orduların merkezlerinden hareketleri mi ihtiyaç ha- hele yüzde bir isabet Bütün bunları meşhur İngiliz ihtiyatının bir eşeri gibi kabul etmek hepsinden iyi, Bir yandan, Avrupa yangınımım söndürülmesi için, barış ballandıra söyleyenler var, Bir yandan da korkunç bir hayat hakikati olarak ordular topla« myor. Tecemmü noktaları beliriyor. Geçen gün, uçurulan ba- rış balonlarını, gönüllerde yaşayan emellerin hayalle avun- masına benzetirken, zaman ve hâdiselerin, beni, bu kadar ça- buk ve yaman bir surette tasdik edeceğini unmamıştım. “Anzak”, “Yeni Zeland,, askerleri, heybetli şapkalarile, yine Şark kıyılarıma çıktılar, Kanada, yalçın dağları kadar, pek gözlü ve çelik yürekli dağlılariyle de ün salmış Avrupa, varını yoğunu cephelerine döküp tüketmişken, “Kanada,, henüiz ilk kuyyetlerini gönderiyor. Bacalarından çıkan dumanlarla enginlere güneş yüzü göstermiyen bu ilk yapur kervanını, daha birçok kafileler takip edecek. Bütün radyolar, telgraflar, bu gemilerin hareket noktalarını, zaman- lariyle birlikte Hân etmişlerdi. Harbin ”sır,, dan ibaret sayil- dığı günlerde bu ilânın münası ansızım derinleşiyor. Güvenilen silâhların, ne zavallı çakar almazlar olduğunun da bu apaçık meydan okuyuştan anlayabiliriz. Bakalım su veni şârk tasnifinden nasıl bir netlce doğacnt ” HABKKI S GEZG mr;_.ı...ı # aS a