l z tari- | - Çocuklu. karşı ken skin Sonu gel. hafif bir 2 de Za- t kü. R Nde günü q;:"mm Bu Mesleğini aamafih | henliz b © Yol tu- A bi Zolanım e. tgâ:l ııııem m:u t kütüp- xy"' den can. AT küvvetile T gece sa- n ÇAS okudu. T-gok hikâs ) "| x.h”'d“eu ye bışlırkııı olanın hayatı ulluk seneleri Yazan: OSMAN YENSENI isim bulmak lâzım. Bu isim ken. dine hürmet ettirmek için cüş, seli, vücutlu, bir parça ağır ol- malı, Natüralizm kelimesi hoşu. ma gidiyor, onu kabul edelim; realizmden daha canlı ve daha kuvvtlidir. RUGON MAKAR'LAR İkinci İmparatorluk devrinde yaşıyan bir ailenin tabü ve içti. mak tarihi. Zola edebi hayata atılalıdan. beri daima muhayyilesinde, bi- ribirlerine zincirlenen büyük bir eser silsilesi gezdirmişti. Mazi. yi, hali ve istikbali cemeden bir destan yanmak istiyordu. Tam bir sene çalısıp Rugon Makar'la. rm plânını hazırladı. Yirmi bü. yük ciltten ibaret olan bu mu- AZZAM eser, İkincl imparatorluk zamanında yaşıyan bir ailenin her uzvunu muhtelif muhitlere koyup onları ayrı avrı tetebbü etmek, ve irsiyetin hayatta ne mühim bir mevkii olduğunu is. bat etmek gayesine müatenittir. Zola, bu kitaplarında bilhassa ilim Ve fenne ehemmiyet ver. miştir. Onun kanaatince insan- ları ıslah etmek için evvelâ on. ların dertlerini bulup ortaya koymak lâzımdır. Rugon Makar'ların son cildi. nin nesri münasebetile, 21 Ha- ziran 1803 tarihinde Fransız Maarif Vekâletince Bulony or. manında Zolanın şerefine muh. teşem bir ziyafet verildi, Bü- vuk Fransız ve eccnebi - edipler laya senalarda — bulundular, Bir kaç gün aonra Rugon Ma. kar'lar müellifine Lejyon Donör madalyası verildi. Zola yirmi sene zarfımda fev. kalbeşer demeğe lâyık bir eser mevdana getirdi. Rugon Makar'ların şöhreti az zaman içinde bütün medeni mem leketlere yayıldı. 'Rusya, İngil. tere, Almanya, İtalya ve İspan. yada harıl harıl tercümeler ya. pildı. Bizde de Zolanım eserlerini tercüme hususunda cüzi olmak. la berıber mepnuniyetbahş bir. faalıvet üldi ; * 1911 de Ahmet Sahip Bey ta- ralından: Nana (R. M.) 1923 te İsmail Müştak Bey ta. rafından : Asaomuar (R. M.) 1927 de Mehmet Gayyur Bey lh:r)ıfmdın Nefsiemmare (R. 1930 da Resat.Nuri Bey tara. fından: Hakikat tercüme edil. miştir. (Devamı Y jnmı) İstanbul kay- makamları Belediye şube müdür- lük maaşlarını alamıyacaklar Ankara, 13 (Hususi) — Dahi. liye Vekâleti İstanbul valiliğine bir tamim göndermiş, uhdesinde belediye reisliği bulunan vali ile uhdelerinde belediye şube mü. dürlüğü bulunan hymıkımlırm esaş memuriyetlerinden al. maâş veya Üücretten başlı ra alamıyacaklarını bildirmiştir. Bu karar yeni barem kanunu. hun metiyeti tarihinden muteber olacaktır. Mınçuko imparatoru Japonyaya gidecek Tokyo, 13 (A. A. )— Mançuko imparatorunun Japon İmnaratorlu- Zünün — kurulusunun — 2600 - üncü yıldönümü münasebetile Janon im- paratorunu tebrik etmek Üüzere 8 martta Tokyoya gideceği öğrenil. Miştir. Mancuko imparatoru, iİmharator ailesinin möienfiri olarak bir hafta Tokyoda kalacak ve 13 — martta Rarbi Japonyava hareket ederek imparatorluk banisinin türbesinde eğilmek üzere K)nın 'da bir müd. — Kısaca: edilecek. ğ- vARE FEZT İZEFE İî p ğl öFESCE B z x BEE ZESBErAK ğ ğ F GRZçif, PrBİR; Boğaziçi ve Haliçte işleyen vapurlarla di. ğer deniz vasıtalarına ait ücretler bugün tesbit Yanlış hesap bağdattan geri döner, detler. Kadıköyle Üsküdar gibi aynı yol uzunluğunda bulunan iki iskelenin bilet paraları, sadece ayrı ayrı idarelere ait olmak dolayısiyle, senelerden- aecenncn. a ı ÜGÜNÜN HADİ/ELERİ " a Rus - Fin harbinin iki aylık bilâncosu Karelide her gün bir fabur eriyor Sfenks gemisinden kurtulan bahriyeli Deniz ortasında geçen bir faciayı anlatıyor Sfenks isimli mayn tarama ge. misi geçen cumartesi günü Al man tayyarelerinin taarruzuna maruz kalmış ve feci şerait için. de sulara gömülmüş idi. Bu faciadan kurtulmuş olan 19 yaşındaki bir bahriyeli başların. I dan geçenleri şöyle ııılıtıvor. “İki Alman tayyaresi gemimi. | zin üzerine dikildi. Mitralyözleri ateş etmeğe başladı ve bir bom. ba bıraktılar, Bomba geminin or. tasına isabet ederek kaptan — ile dört tayfayı öldürdü. Önde bulu. nan düşman tayyaresi yeniden dikilmiş idi. Ben geminin orta. sında bulunuyor, kurşun yağmu. rundan kurtulmak için saklanma- ga çalışıyordum. Gemimize bir tek bomba isabet etmiş ve bizim topçular da derhal faaliyete geç. mişlerdir. Deniz mu'hıı dalgalıydı. Baş. In bir gemi bizi yedeğine aldı, ükle sürüklemeğe — başladı. imizden olacak, ertesi gün bizi diğer gemiye bağlayan kablo koptu ve böylece ümitsiz ve kuv. vetsiz bir halde dalgalara terko. lundük. Makinelerimiz çalışmayordu. Yegâne ümidimiz dümeni kulla. narak dalgalara mukavemet — et. mekti, Gemi Devriliyor Böylece uzün müddet dalgalar. la mücadele ederek serseriyane denizlerde dolaştık. Ne kadar ra. ma ngeçti bilmiyorum.. Artık a. ?aıu tamamen gerilmiş idi. Birdendire müthiş bır dzlııı ge miye yandan çarptı.. Ne olduğu. mu anlamadan kendimi suların i- çinde buldum. Etrafımda birçok adamlar daha vardı. Bir arkadaş. Ja beraber elimize geçirmiş ol. duğumuz bir küreğe sarılmıştık. Geceydi. Her taraf karanlıktı. Denizin üstü yağ ile doluydu.. Boğulmak mukadderdi.. Bir dal. ganın geldiğini görünce burnu. mu tıkiyor. sü ve yağın girmesi. ne mani: olmağa çalışıyordum.. Yanımda arkadaşlardan biri biraz ileride yüzen bir tahta parçasını yakalamak istedi, fakat öyle zan. nediyorum ki muvalfak olamadı. Etrafımda birçok baş sulara dalıp çıkıyordu. Her taraftan acı fer. yatlar yükseliyor, anacığım!.... diye bağıranlar olu. Babacığım!.. ordu. Bırdenblle bir projektörün ışı- ğı gecenin karanlığını deldi. Atı. lan bir. tahlis veleğini kaptım, bir kaç dakika sonra tanımadığım bir gemiye çıkâarıldım. Sonrasını bilmiyorum, kendimden gecmi - sim.. Hislerime sahip olduğum zaman ilk sö arkadaslarımı sormak oldu.. Kırk dört kişinin kurtarıldığını söylediler.. Demek ki zavallıların bircoğu öleilitü.” Kongreye davet Kızılay Cemiveti Beşiktaş ka. za idare hevetinden: Karza ve kazamıza bağlı sübe, lere kavıtir bütüln azanın 17 gu- bat 1940 cumartesi günü saat 15 te toplanacak olan kaza kon. #resinde bulunmaları rica olu . nür, ee det kalacaktır. İmparartoriçenin rafakatinde se- yahat edecek olar Mançuka impa- Tatoru, 20 martta Mmümleketina dönecektir. beri mühim bir çoklarını da ilâvı N getirecektir, İsveçte çıkan Stokholm Tidni. gen - gazetesinin — Finlandiyaya gönderdiği husus! muhabiri şu haberi vermektedi Harbin başındanberi Finler 644 hücum arabası ile 331 tayyare zapt ve tahrip etmişlerdir. Bun. dan başka Finler 1550 at, 63 sah. ra topu ve yirmi tane de traktör elde etmişlerdir. Şimdixi halde kullanılabilecek veya tamir olunabilecek hücum arabalarının miktarını kestirmek mümkün değildir. Ancak bugün. kü vaziyete göre seksen tane tank Finlardiya ordusunda iş gö. rebilecek haldedir, Tahrip edilmiş tayvarelerin ekserisi modern bombardıman tayyareleridir. Elde edilmiş ©. lan Sovyet tayyarelerinden bazı. ları — Finlandiyalılar — tarafından kullanılmıştır. bile.. Finlandiya tavyareleri yukarı. ki yekündan maada iki Sovyet ba. lonu ile bir de müdafaa balonu tahrip etmişlerdir. Muhasamatın başındanberi Fin landiyalıların ele geçirmiş olduk. Jarı top miktarı 203 tür. Bundan maada 294 mitralyöz ve 155 ha. $f makineli de Finlandiyalılar ta. rafından zaptolunmuştur. Halen 28 zırhlı Sövyet otomobili Fin ordusunda hizmet görmektedir. Finlandiyalılar tarafından el. de edilmiş olan 63 tane seyyar sahra mutfağı, Sovyet ordusu i. çin mühim bir kıyıphr Nihayet iki aylık harp esnasın. da üç Sovyet harp gemisi batırıl. miş ve bir denizaltı da mayne çarpmak suretiyle batmıştır. A. dam kaybı için kat'i bir rakam vermek mümkün olmamasına rağ- men Sovyet ordusunun kaybı iki yüz bin kişi kadar talımin olun. maktadır. Her Gün Bir Tabur Aynı gazetenin Kareli cephe. sindeki muhabiri de şu şayanı dikkat malâmatı vermektedir; Sovyet kıtaları bütün Kareli eepheı boyunca taarruza geçmiş. ler 'Tayyare hücumu, topçu a. teşi ve hücüm arabalariyle takvi. ye edilen bu taarruzlar bir neti. ce vermiş değildir. Muhasamatın başından - beri Ruslar her gün vasati bir tabur kaybettikleri tahmin olunmakta. dır, © Şubat tarihli taarruzlarında Ruslar iki bin asker ile 21 hücum arabam kaybetmişlerdir. Bundan maada Ladoga gölü civarında ha. reketlerinde de Ruslar 19 hü. cum arabası bırakarak geri çekil. mişlerdir. Bu vaziyete göre Ruş. lar bir günde 40 hücum arabası kaybetmiş oluyerlar. En müthiş Rus taarruzu Tepal mantakasında olmaktadır. Bura . daki Rus mevzileri, Fin mevzile, rine 60 kilometre mesafededir. Ruslar cepheden taarruz etmek. le beraher Mannerhaym hattını cenahtarı da çevirmek istemekte. dirler. Pasuride 700 Rus öldürülmüş, | on iki hücum arabası tahrip edil. miştir. Summada yedi kücum a. rabası saf harici olmuştur. Bütün bu ağır zayiata rağmen Sovyetlerin taarruza devam ede- ceklerine dair Fin mahafilinde kat'i bir kanaat vardır. Oğlak kesmek için hazırladığı bıçakla Sivasta bir adam karısını kesti Sivat, (Husu. si) Sivasa bağ. A h Kangalın Ma. ğara koyhnd: çok feci bir su. rette işlenen bir cinayet hâdisesi elmuüştür. Bu h j susta elde el gim tafsilâtı bil. diriyorum; Mağara köyünde oturan Minas oğlu mühtedi Nuri Çakırın kö. yünda oturmakta olan Ali kızı Zeliha ile yedi sekiz yıldanberi evlidir. Küçük köyün yıne küçük bir evinde oturan bu karı koca. nın dört çocuğu vardır. Oldukça | mesut denebilecek bir hayat sü. ren Nuri bir gün karısına: — Buradan göçedelim; diyor, Zeliha bu »i kabul etmişor. Kacası hiddetle: — Ya, demek sen başkasını se. 'Tırhan vapuru tahkikatı Tırban vapuriyle denizelliği- mizi alâkadar eden diğer bazı işler Üzerinde çalışan komis yon dün de Liman reisliğinde toplanmış, aksşam geç vakte ka gar müzakerelerde bulunmuş- tur. Komisyon dün Kasımpasa havuzlarına giderek Tırhan vapurunu muayene etmiştir. Komlayon Tırhan süvarlleri He hâdise şahitlerini de dinli- yecektir. Bilhassa hâdise sıra- sında otomatik iskandil âleti- nin neden kullanılmadığı araş- tırılmaktadır. Komlsyonun mesaisi gürecektir. uzun Deniz nakil ücretleri... nisbetsizlik dahilinde devam edip gitti. Bu misale okuyucularımız daha bir. e edebilirler. etice: Bugün tesbiti beklenen deniz na. kil tarifesi birçok vatandaşları bu haksızlıktan kurtaracak, ve Ücretlerde bir müsavat meydana viyorsun Öyle mi?.. dan ayrılıyor. Oğlak kesmek için bilediği bı. çağını hazırlıyarak zavallı dört çocuk anası karısını çok vahşi bir surette boğazından kesmek sure. tiyle öldürüyor. Katil Nuri yaka. lanmış, tevkif edilmiştir. Katil karısının İsmail adında — birisini sevdiğini ve c eti bundan do. hayı işlediğini söylemektedir. Tahkikat devam ediyor, diyerek ora. M : —VAKIT 14 ŞÜBAT 1040 I AAA | HiİMLL: Küıüp.ıaneıerımizin halı Umumi kütüphanelerimizi tef. tiş eden bir mülettiş vekâlete ver. diği raporda ıslaha muhtaç 'bazı moktalar üzerinde durmuş. Ra. pce her halde çok mufassaldır. | Gazetelere intikal eden kısımlar. da hafızı kütüplerin — tembellik yaparak istenen kitapları vaktin. de vermedikleri, bazı kitapların iyi muhafaza edilmediği ortaya könuyor. Kütüphanelerimiz — hakkımda söylenecek şey o kadar — çoktur, ki bir kalemde birkaç yüz fıkra yazmak mümkündür ve hepsi ma- lesef kütüphanelerimiz lehinde değil, aleyhinde, Eğer bir tek fık. vayı lehte yazmak icrbetse, o da hafızı kütüpleri her şeyden ten. zih etmek için olmalıdır. Çünkü en kıymetli kitapları şimdiye ka. dar onlar muhafaza — etmişlerdir. Sayısı, fihristi olmuıyan kitap. ları torbalarla taşımak mümkün iken üzerinde titremişlerdir. Bu. nu ben söylemiyorum. Şimdiye kadar kütüphane ile uzaktan, ya. kından alâkası olan berkes söy. lemiştir. En başta merhum mu. allim Cevdet gelir. üstad Osman Nuri Er. vallim Cevdet” adlı kitabındaki uzun rapor, bu cihet. leri bütün teferrüatı ile belirtiyor. Ben bu fıkramda yine Muallim Cevdetin ısrarla istediği bir nok. taya temas edeceğim: Tasnifi bi. ran evvel bitirmek ve mükemmel bir fihcist vücuda getirmek. Çün. kü fihristlerin hepsi yanlıştır. Ü. zerinde “Risale” yazan bir mec. mruada en kıymetli vesiklara rast. larsımız. Faik Reşat bey Külliyatı leta. ifinde anlatır: Kütüphanelerden birinin fih. riştini karışlırırken gözüne “Mih. rü mah divam"” ve “Lâmi tarihi” adlı iki kitap ismi ilişmiş. Me. rakla hafızı kütüpten istemiş. Bir de ne görsün. Birincisi Şeyh Ga. Hbin divanı, ikincisi de Faizi'nin Zübdetüleş'ar adlı eseri.. Peki bu isimler kitaplara nasıl verilmiş diyeceksiniz. Birinci kitabın - ilk sayfasında: Mihr-ü mah kim âsumanı devr ederler ruru şeb. misrar varmış., Memur, ilk harfi okur okumaz, fihriste geçirmiz. Ikinci ktapda da hüsnühat heves. kârlarından birinin kalemini de. nemek için olınlı. yazdığı — bie “la” ve “eni” harfini yine memur birleştirip kitap iemi yapmış. Fa. ik Reşat, letaifinde; “Peki tarihi nereden çıkarmış.. İşte buna siz | de şaşın, ben de?” diye lâtife ya. piyor. Fakat bu lâtifenin çok acı ve iç sızlatıcı tarafları vardır. Avru. padan buraya gelen birçok müs. £Deram 5 inmAr) Görüp düşündük(f Yüksek bir şahitlik İngiliz Generali *Did”, d puşma yaptı. Kimsı flkir ve hissini sığdırı “Karzincanda günle, bir geçlrimiş, ün gece radyoda Türkçe blr ko- t yardımıma muhtaç olmadan, dilimize yabancıdan neler üğrendik. O, şehri, kasabayı,küyü düştükleri felâket içinde görmüş, çalışmalara, yardım hareketlerine ya- kından baknlış bir adamdır. Umuzlarında, kendi millotinin dost Türkiyeye karşı bes- lediği sevgi esevlerini taşıdığı akıp gittiği madde ve rı için büyük bir felâkettir. bulutları ve çığlıkları iİçinde için, hâdiseclere vo o hâdiselerin h yalaklarına kadlar inmekten kendini alamamıştı. Giltikten, gördükten, ten sonra,inandıktarını söyledi, Son Fakat onun huvaya kaldırdığı toz anlayıp muhakeme ettik- zelzele — memleketimiz milli Yedakârlığın coşkun izle. rini, doxt milletlerin bize besledikleri sevgi deliltlerini de gör- dük, Du görüş, şüphesiz tam bir teselli değildir. Yalnız elbir. lüğile büyük bir vatan yarasının nasıl ve ne kadar çabuk bir surette sarıldığını anlamak zevki de, a azaltıyu Yürekler nizi zelzelenin yaranın acısını yarı ya- bizzat kendisi kadar gam ve 1 tırapla dolduran bir kötülüğü de yine bu facin içinde öğren: dik, Cabil bDirtakım — kimseler arasında dedikodular - oldu. “Yardım,, İârın yağmaya uğradığı söylendi. Akıl almaz şenin. lar uyduruldu. Fena söz, mikrop gibidir; çabuk bulaşır, Fena yüreklilerden dağılan bu yalanlar, birçok temiz yürekli; fakat kıt düşünceli su kattı. yüurülaşları incitti, Yardım ateşince soğuk Yüz bamleden biri boşa gitmiş olabilir. Dünyada her şe> için, bir hava payı, bir kayıp miktarı ayrılmak gerektir. Pek uzak bir ihtimal ile, tutalım, ki yardım işinde do yüzde bir ak- xaklık olmuş olsun. Yardımı lekelemek için bu, bir sebep mi dir? İşte General “Did”, bitaraf bir müşahitti, Onu radyoda dinledik., Gazetelerde okuduk, Bizim “Kuzılay,, mızın, milletler arasındaki değerini bize karşı o mu isbat edecekti?.. Lehimizdeki her şahadet bizi ge. vindirir, Fakat bu şahitlik bizden başkalarına — karşı olmak şartiyle, Generalin sözlerinde “Kaızılay,, a lâzım geldiği kadar sayği göstermediğimizi, onun kıymetini takdir etmedi. gimizi sezerek utandım, Artık o dilleri kopaxı alçakların çan- larına ot tıkanmıştır, sanıyorum, HAKKI SÜUHA GEZGİN