iebiyatta| “Kilik » yenilik | Münakaşası Sman Cemalin ” &t ve tasfiyeye tâbi İ istediği şair ve e - karşılık olmak üzere bi hı.(!) bir çoğu ve bazı t de dün şöyle cevap v Ön Çd V, w yaşında bir mek- WN: hafta evvel tulü refikimizde — bugün Muharrirlerin daha y Şörlerini — terkederek * h.. derler. Yoksa . N Bidip Ş:;dırını hg;nç. küçük aptesini NĞ:? adı “Türkiyede t teklifini yapr N “*de, Malımud Yesarinin ğ:fllk, yıllarca, mecmua- sızlanan 'Türk gençliğini ? ve edemez, Çünkü gençliği, bağırmı. çalışıyor.” göz dikilen edipler - hk:i" söyliyen Burhan H::"ııım meydan geniş Ötleri, hücum etmek ve on- 2i almak ler Rünlerde lehülhamt bir | Bazetelerde — türkçe anlıyabileceği — şekilde di yazmıya başlasın Ettikleri gibi eskilerden Vazıyorlarsa derhal ka. tarafıma geçer, d $ # İN $N DA F Seyti; de tasfiyeye taraftar - Yaptığım iki iş var: Hat Razetesinde mizah Me&i bir lisede ede. "&i ği Alkrbıba gaze « talibine ehven İtrkederim. Buyursunlar, Muallimliğe gelince Vermek benim elim " Eğer şeraiti halzsa . . B 'ekâletine müracaat $ Süretle anlaşmaktan kadar memnun ola- ei tdeş Rözlerine büyük ge n B Meyklimden — dolayı ? 320 - 30 senesinde tan çıktım, Birar e edebiyat mualli tm Bugün aşağı im iİş o pünkü ede ğidir. Beş lira, on tlince, mükâlatı ga 'de birde çıkan tariz Uma! Tasfiye lâzırir Tibi hücumlardan i- Mt 'ne istiyorlar? Ben' Ye edecekler? Caze Yazmryorum. Sü değilim. Sekreterlik Beni nereden ata . ? Yazımı beğenmi *kenmezlerse püf.. g u z ğ;;, © AŞ 1 < z F a AAA S 5 d Ü Za ÇF, - 7 e £ Ti F ni lami T İtalyan - Macar elbirliği Yalnız menfaat değil, fikir ve hedef birliğine de istinat ediyor Budapeşte, 18 (AA.) — Ma ve Macar tiyasetinin hakiki hedel lerinden bahseden “İtalyan, Maca ristan ve Avnupa,, başlıklı sön ma kalesini zikrettikten — sonra baz mahafilin tam bir ricate başladır Banı söylemekte ve ezcilmle demek tedir ki: "İtalyan - Macar elbirliği, yal- nız menfaat birliğine değil, ayni zamanda fikir ve hedef birliğin istinat eder. Macaristanın — tadii tarafdarlığı siyasetinin müsalemet perver mahiyeti boş bir lâftan iba- | ret değil, tam bir hakikattir. Ma: car hedefleri, Avrupa yeniden su! ha kavuştuğu zaman, onun mena- | filne uygun düşecekijr. Bütün Av rupanın, Macar meselesi hakkın da müttefikan taşıdığı bir tek tiki: vardır ve Mâcar meselesi, bu harpr ten sonra, hakiki ada'ete müstenit hakiki bir sulhun bütün Avrupadı teessils etmesini istiyen bir prensir meselesidir. Ibadethanelerden şere- fiye resmi alınmıyacak Bursa belediyesince genişleti - len bir cadde üzerinde musevile. re ait bulunan bir kısmı istimlâk edilmiş, biri gene dini hizmetler de kullanılmasına devam olunan diğeri dini hizmetlerde kullanı! mıyacak olan (Ki ibadethaneden şerefiye resmi alınıp alımmryaca . ğı bakkında Dahiliye Vekâletin ce devlet şürası vaziyeti tetkik etmiş ve ibadethane olarak kulla- tılan binalardan — şerefiye resmi alınmıyaca ğını, ibadethane olarak kullaılmaktan vazgeçilen binalar. dan almacağını kararlaştırmıştır. diye tanıyabilirim Türk edebiyar tında?, *“Bir Görki ayarın'a Sabahad. din Ali, bir Duhamel kadar sağ lam Said Faik önümde dururken dünkülerden kimi beğenebilirim hikâ&yeci olarak?... Neslimia bugünkü garp şikrinm den bile üstün nümuneleri önü . müzde iken hilâ hececilerin kof manzuümelerini mi beğeneceğiz? Netice olarak tasfiye İâzım: Kuvvetli ve ileri Türk edebiyatı- | ni yepyeni bir nesil temsil etmek | tedir. Yeni ve İleri her çabslyet de buna inanıyor.” Bü ne gıdaklar pibi ifadel.. Bu ne dev aynası!,.. "Kollektif şekil. ide çıldırmak olur mu?” diye bir anket de asabiyeciler nezdinde Gien geleni aratırmış. Eski - den “Cep takvimi üdebası" n. dan ve “Habbeciler” den şikâvet eder dururdum. Nerede oldukla. tini bilsem gidip kendilerinder özlür dileyeceğim. Bu “Gavsist” ler onlara rahmet okuttu.” Osman Camalin fıkrasından bir parça: “— Hurda bakır alrvorum, yün Alryorum, pamuk alyorum, ka zeak, fam'lâ parçaları alryorum! Diye dolaşanlar, bu taleplerine kaç gündür, şunları da ilâve edi yorlar: — E:ki gazete, mecmua, kitar defter alıyorum! Mahalle aralarınt-ki ba bara retli matbuat ve edebivat alts ve tişi karşısında genclerle yaslıla * t'n sac saca bashaşa welmelerin: sebep ne sanki? Ortâdı alış verir bu kadar revacta ol*uktan sonra mevdan gence de yeter, yaşlıyz Hat | Finlândiyada hayat İşik sızmıyan evler,emin sığınaklar. S- VANIN Bir harp muhabırinin şayanı dık[şt meklu)u Finlandiya'da Buh—ıı bir da şu şayam dikkat malüma. tı vermektedir: Bir Fin'in evini ne şekilde mas- kelemiş olduğunu Pariste veya herhangi bir hükümet merkezin- de oturan bir İnsan güçlükle tah. hayyül edeb'lir. Rusların hava hudutları Finlere o kadar yakın ki... Fakat Finlandiyalılar teşrini. saninin son günlerindenberi ta. mamen dalmi karanlıkta yaşama- ğa alışmışlardır. Firlandiyanın en büyük bir şehrinde, yahut en küçlük bir kö- yünde günün muayyen birkaç sa. atinden maada hiç bir zaman pen. cerelerden ışık sızmaz.. Klğıt ve. ya tahta pancurlar arkasma bü- tün camlar gizlenmiştir.. Bu mil- | let bahar gelinceye kadar clek. trik ziyası altında yaşamâağa mah. küm olmuş ve vatanın kurtan!. masi için bu mahkümiyeti seve, seve kabul etmiş bir millettir. Aynı disiplin halkın bütün ha- reklitinda nazarı dikkate çarp. maktadır. Bütüm kürkler, herkese lizım olan gevik derileri ve her — türlü sıcak elbiseler askerlere verilmiş. dr. Skiler Ge aynı — vaziyettedir. Silâh meselesine gelince, bir ço. ğu avcı olan Finlerin hepsinde zaten mütcaddit silâhlar vardır. Orduya yaramıyan erkekler i- le Lotta (1) olamıyan kadınlar geri hizmetlerde kullamlmakta, ve bilkazsa sığınaklar etmek. tedir. Tehlike İşareti verildikten sötra artık hiç kimse dışarda ganz denemeği — düşünmemekte doğruca sığınaklara iltica etmek- tedirler. Bu sığınaklar pek emin olduklarını isbat etmişlerdir. Hel. sinkide bir sığınağın birkaç met. re yanına düşmüş olan yüz kilo. luk bir bomba hiç bir zarar tevlit etmemiştir. Finlandiyada halk. ilk tehlike isaretiyle sığınaklara girmekte ve işaret verilmeden dı- garıva cıkılmamaktadır. Ordu'ar hirekete geldikten sonra a'kol istihlâki tamamen menedilmiş idi.. Hiç bir kimae bu emî;dhnğî':ı cıkmamış, hattâ ev. lerinde bile içki içmeğe teşebbüs etmemiştir. ©e İMEAN Kadınlarm Rolü Müdafaa şartlarına tamamen uygun olarak hareket edilmesi Finlerin muvalfakıyetlerinde en olan bu memleketin narı! olup da cepbelerde böyle muvaffak oldu. i:“ meydana koyacak mahiyet. tedir. Finlandiyada kadınların uzun ramandanberi birçok işlerde ça. lştıkları ve adet itibariyle pek fazla oldukları için cekidenberi erkek işlerinde çalıştıkları ma. ıınııdıır-mı n Finlandiyada büyük mikyasta kardlın ıui._mırl.ıx_ Mühendisler, dok torlar, dişçiler, iş evleri müdüre- leri, avukatlar, makinistler, oto büs göförleri, marangozlar, istas. von şefleri ve garsonlar vardır.. Bunların vapamadıkları yegâne papatlıktır, Şimdi kadınlar kızaklar katlan. makta, hattâ icabı halinde odun- culuk etmektedir. Bugün Şln kadınları tıpkı er. kek gibi givinmektedir. Fin kadı. n müstakildir . ve şayanı takdir bir sükünetle erkeği vanıryla ça- lışmaktadır. Bütün Fin kızları Lotadır, Yani aakerlerin yanında atlara, geyiklere bakmakta, harp için elzem olan kızakların ihtiyaç. larını temin etmektedirler. Tik hatlarda buzlu istihkâm du- | varlerı arkasında döcnamı oörle —— Kısaca: Radyoda ajans saatlerine dair Radyo ajans saatlerinde küçük bir değişiklik yaptı: Öğleden - sonraki ik memleket ve dünya haberlerini 7,10 da vermeğe bir hafta evvel ve | yen Fin askeri, bir an istirabata çekilip sğınağa girdiği zaman kgeaç bir hebşiresinin sıcak elin. den, sıcak bir kahve içebilmekte- dir. Lota hayatından memnun ve cephede pudra, ruj gibi kadın ih. tiyaçlarını bulamadığından müş- aki değildir.. Çünkü kendizinin oladilmesi için evveli vatarın bu. lunmasınm şart olduğunu bilir. Cephede vaziyet bövle ilren ışık sızmayan Fin evlerinde hummalı bir faaliyet göze çarpar. Her ka. dix elinden geldiği kadar cephe- deki kardeşlerine elbiseler diker. İşte Finlerin muvaffakıyetleri sebebi: Hep birden canla başla metaleket müdafaasina çalışmak.. (1) Lota, Fin ördusundaki hayvanlara bakan kadınlara veri. len isimd'r. Cumartesi günü kurban bayramı İstanbul Müftülüğünden: *19 kânumusani M0 senesi cair ma günü 1358 senesi Zilhiece ayı nın dokuzuna müsadif olmakla A- rele, Cumartesi günü de Kurbar bayramı olduğu ilân alunur. Bay ram namazı: Zevali: saat BÜl de Yurdumun korunması ve milli varlığımızın yükşelmesi için çalış makta olan millf kurumlarımıza her vesile ile yardımda bulunmak yurt borcumuzun en büyük ve er mühimlerindendir. — Yurdumuzu havadan gelecek tehlikelere karşı korumak uğrundu teyisli ve de vamlı bir sürette çalışmakta ve al diği teberruları Kızılay ve çocuk ları Esirgeme gibi hayırlı karumr larla paylaşmakta olan Türk hâ va kurumuna kurban bayramında kesilecek kurban — Jerilerile bar saklarının verilmesi bu bapta Di: yanet işleri reidlif” taralımdan ev velce verilmiş olan detva mucihin ce muvalık olacağı ilân, bununla beraher memleketimizin — bir kıs mında maa'esel zuhur eden — pek elim hareketi arz telâketine uğn yan vatandaşlarımız için Cumhu riyet Halk partisi Eminönü halke büyük Gmil olmuştur. Bühassa | vi tarafından tesisedilen — mutfak kadınların variyeti nüfusu pek az . larda bu felâketzedeler için kavur l ma yapılmak'» olduğundan kur ban etlerindân mezkür - mutfakla: namına teberruatta — bulunulmas ahalimizizden rica olunur.., Şehitlikleri Imar Cemi yeti kongresi Şehidlikleri imar cemivetleri senelik kongresi dün Eminönü Halkevinde toplanmıştır. Toplan tıda cemiyetin bir senolik faali . yet taporu okunmuş, yapılan ida Te beyetl intihabında eski heyet aynen ibka edilmiştir. Toplantı dan sonra, otomobillerle şehid Bkler dolaşılmıştır. URARRATR T Kurban Bayramında Türk Hava Kıcumuna yapacağı. mız yardınların tutarı Kızıl. ay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Hava Kurumu arasında taksim edilecek ve en müb- zem memleket ihtiyaçlarıne harcanacaktır. OKT AOA sunun da türkçe neşriyatma tasadüf ediyor. Bu itibarla her iki istasyondan ajans hşber leri dinlemek isteyen halk bittabi bu arzısunu yerine getiremez oluyor. Ankara — istasyonum Halbuki aynır dakikalar İngiltere radyo- — dan bu küçük hatanm düzeltilmesi beklenir. “ | masrafları köylüye, î ı Köylerde yanılacak tumarataj Dahiliye Veksleti, sokaklara işlm veya numara ve bütün bina- lara numara könulması bâkkın - daki talimatmamenin köyler için üzümlü kıldığı numara levhası ve bu işlere ait diğer masra'lar bakkında valiliklere yeni bir ta- mim yapmıştır. Bu tamime göre, köylerde — yapılacak numaralaj kendilerine nit binalara konulacak mnumara levhalarının miktarına ve bu lev- haların takılması için yapılacak masraflara göre tevzi olunacak - | tır. Bu tevziat salma parasından ayrı olarak yapılacaktır, Evlerin numaâraları, sokakların | | levhaları muhtar, kâtip ve imam' lar tarafıadan yapılacak, köylü- | ye bu iş için ayrıca killfet tah - mil olunmiyacaktır. Muhtar, kâ tip ve imamlar tarafından numa - ra ve levhaların takılmast müm. kün olmıyan yerlerde memr i - | tihdam olunacak, memurlara nu- mara ve İevha başına en çok 3A kuruş verilecektir. 1935 nüfus sayımında konulmuş numaraları iyi muhafara etmiş olanlardaa yeniden para alınmıyacak ve ev- :ı:nı yeniden numara konulmıya tır. Zelzele faciaları sinemada 40 bine yakm yurddaşı bir an içinde aramızdan çekip alan sel. zele felâketinin yürekler yakan sahneleri İlk vasıtalarla yerlerine giden sanatkârlar tarafından si- vemaya da alınmıştır. Sanatkâr- lar, Erzincan, Erbaa, Tokat gibi fâcianın en acıklılarını gören yer” lerde çalışmışlardır. Filim, Halkevleri merker teş- kilâtmın tesisatı tarafından çev. rilmiş ve dün İstanbula getiril - miştir. Yarından sonra İstanbul sinemalarım'a gösterilmeye baş - lanacaktır. Filmin kopyaları Av. rTuparın muhtelif memleketlerile Amerikaya da gönderilmektedir. YS İKINCIKANUN 1940 Aramızda: (Eminönü) ne | Kavaların sertliğinden ol masın? Muharrirler son gün. lerde pek atoşli, Bir Fin cepr besi de Babıâlide... (Vâ « Nü.), maşallah, her tarafa yetişiyor, Bu arada bir de yeni bir dayası var; Şahıs adı ise: (emlİnönüye) diyelim, lyor; Yer adı ise: (emlinönü- ne) diyelim, diyor. (Bu baslü bir kelime değil, mürekkeb? İkisi de bir ve kaldece eminö- nüne!) diyenlere atalar ağzile verdiği cevap: (cski ağıza yenl tanm) ! Bir misal de biz verelim: (ağaoğlu) soyadı. kanung çıkmadan vardı ya”.. Anado- ladan yüzbin benczeri alımna»i. Hr; (ağaoğluya) ataoğluya de modik, demilyoruz da... Ama diyen de bulunurmuş... ©O knide olmaz, (şaz) olur. Bi- rakalım da kalleyi bari gele. ©ek nesiller yapsın, — eloğlu ğği dleaneş Üüeüpemimeisiş Seylâpzecelere Yardım 200 bin kilo buğday köylüye dağıtılacak Brcşsa, 14 (ALA,) — Dün vali: mizin riyaseti altında — toplanan milli yardım komitesi Karacabey ve Müustafakemalpaşadaki muh - köylülere odun ve erzak tevzil işiyle uğraşmıştır. Bundan başka buralardaki köylerin acil ihtiyaç. ları karşılığı için de bin lra gön" derildiği gibi Mustafakemalpaşa- | da felâketredelere dağıtılmak ü. zere de İstanbuldan 100 battani * ye, 300 çift ayakkabı. mübayaa ettirilmiştir. Valimiz arazisini sa basan ve mezruatı mahvolan köy- lülere tehumluk olarak dağıtı) « mak üzere Karacabey harasında satılığa çıkarılan 200 - bin kilo buğdayın vilâyet emrine verilme- €& için Ziraat Vekâleti nezdinde teşebbüste bulunmuş ve Ziraat Vekâleti de buğdavları vilâyet emrine vermiştir. Vilâyet yine su baskınına uğrayan mıntakadaki köylülerin kredi kooperatiflerine olan borelarınım tecili, Ziraat Ban kasınca köylüye yeniden kredi &- çılması, koyun yetiştiricilere de aynı surette kredi verilmesi hu - susunda Ziraat Vekâleti nerdin * de teşebhüslerde bulunmuştur. Cemil ve Necip bi derlerin teberrüü Radyolin sahipleri Cemil ve Necip biraderler, zelzele felâket. zedeleri icin ilk gün nakden (500) beş yüz Hra teberrü etmişler ve ayrıca beş yüz lira krymetinde 10.000 adet Gripin göndermiş * lerdi. Cemil ve Necip biraderler bu defa 1250 lira daha vererek nak- di teberrll miktarımı 1750 liraya iblâğ etmislerdir. Görüp düşündükçe «Söz' ün Dünyanın en dertli varlığı, en büyük zavallılığı! mağduru sözdür. Çok kere en keskin silâh olduğu da söylenir. Bu silâhla açılan yaraların bütün ömür sürdüğü, hiç kapanmadığı hikâye edi- Hr, Fakat bütün bunlar, “söz,, ü yer yüzünün en büyük kur- banı, en zavallı mağduru olmaktan kurtaramaz. Bilmem hangi kadı, hıncından kabına sığamıyan zamane devletlilerinden birine: — Onu mahküm ettirmek tırlık — yazısını, yereyim, mi istiyorsunuz?.. Bana bir sar bir cümlelik sözünü getirin. Katline fetya Damiş, Sösün, no xavallı bir şey olduğuna, nâasıl kendi kımımı ke- sen bir bıçak haline gekliğine bu kadı teklifi güzel bir misal- dir. Bazan, şurada, burada toplanmış kalabalıkların boğaz- boğaza geldiklerini görürüz. Hiç şüphe yoök, ki burada yum« ruk ve silâhtan evvel diller çarpışmıştı. İşi, kan dökmeğe gö- türen sebep medir? Büzlere verilen değişik mânalar değil mi? Eski bir şalrin söylediği: Cümlenin maksudu bir ama, rivayet muhtelif! Musraı da yino bu söz davasının delillerinden başka bir şoy Sayılamaz. Hele dümdüz. konuşmalıtan hoşlanmazsanız, fikriniz, şoför kamusuna sığmıyacak bir çapta ise, sözlerinize daha çok dikkat etmeniz geroktir. Çünkü bir gün en çok kıy- mot verdiğiniz bir dost, büsbütün başka bir fikirle söylediği- nlz bir cümleye, hiç aklınızdan geçmiyen bir müâna vererek iç- lenebilir, Yanlış düşünceleor, ne yazık, ki paslı çivilere ben zerler ve çakıldıkları yörden pek güçlükle sökülebilirler, Tecssürün sebebini öğrenince, şasarsınız. Bonra bu llk düykünün yanı başında — bir azap, İçİnizde sevgi — ve sayıdan başka hiç bir hisle anmadığınız bir dostu incitmektan doğan bir İşkence başlar. Anlatıra, hattâ olmayan suçunuz İçin af di- lersiniz. İnanır, bolki tefsirinin de çektiklerini unutur, yanlış çıktığına sevinir. Belki Fakat bu eömertlik onun hakkıdır. Siz, verdiğiniz ıztırabın Azabını yine çekersiniz. Hem hiç bir suçunuz olmadığıı halde. Anlaşmamanın galiba en büyük sebebi, duyğua — ve dü- şŞünce ile dil arasınlaki nisbetsizlictir. Çünkü his denizi kar şısında «öz bir kadeh kadar küçük kalıyor. Yukarda “sözü,, dünyanın en büyük mağdarn diye gös- termiştim. Konuşma tarihinin başladığı gündenberi kimhbili, bu hükmün kac milyar şahidi gölip geçti?.. HAKKI SÜHA GEZGİN