-45— Mesele aynı ameliyatı Moda apmak olunca, genç operatör sunmun iki mislini istedi, çünkü masrafların yüksek vilâyet me. muru, Mod ve sükünetin Gşığı ta. rafından verileceğini, istikbalin müsavi sulhu içinde uyuklayan çocuklarını rahatsız etmek iste- miyen yüksek memurun, bir yük- seklik eseri olarak kesenin ağzı. nt açacağınt ve birkaç binlik kâ. et parçasını esirgemiyeceğini bi. Hyordu. Bu namuslu memurun, güzel dansöz Moda bir kere daha gebe kalmamasını rica ettiği bir gün, genç operatörün dahiyane müda. halesi ile bu tehlikemin tamamen önlenmiş olduğunu öğrendiği zaman duyduğu saadet hayatına buldu. Genç operatör aldığı para, yap- mış olduğu birkaç şahsi tecrübe ve bilhassa zabrtai ahlâkiyeye mensup olan yüksek memurun bir kadirşinaslık eseri olarak ken disini himayesine almasiyle ikti. fa etti. Fakat Tito, sevgili Modunun hiç bir tehlikeye maruz kalma. dan aşkın ısatmak, kıiymetli ma. Tni bir annelik hamulesiyle boz- mamak için bıçak altına yatmış olduğunu öğrenince o kadar fe. nalaştı ki, sanki genç operatörün neşteri, güzel dansöz Modun yu. murtalıkları yerine kendisinin kalbiri kesip almıştı. Pek uzun bir maziye malik ol. meyan firiyiloji mütaleası onda puı hatıralar - birakmıştı. Tito iki sene müddetle bir emrazınisai. ye kliniğine devam etmiş, orada kalbi parçalanazak, birçok kadın- ların'bazı marazi sebepler dola- yısiyle, trpkı Mod gibi ameliyat edildiklerini, bütün hayat kay. naklarının, kadınlık yumurtaları. tenfalındığını, — kısırlaştırıldıkla. fıflr Ve artık bunların kadınlık- tarıf Şıkmış oklukların; görmüş. Ü Tito bu rezil herifin birkaç bin tangı cebe indirmek için sevgili Moddan çıkarmış olduğu ahilt ilrazat)goddelerinin faaliyet hu. susutdaki chemmiyetlerini esa. sından,biliyordu. Düşünüyor, ameliyatı mütea. “ap klinikten çıkarak evlerine doğru ,yollanmış olan çok güzel genç, kadımların "daha yokla iken sözlerindeki,'gülüşlerindeki, ha- reketlerindeki , kadın — inceliğini kaybettiklerini hatırlayordu. Ses. lerine bir kalınlık, bakışlarına soğuk bir mana, bir cinsiyetsizlik bir ünsalık çöküyor, yüzleri za. manından evvel ihtiyarlayor, er. | kekler gibi tüyler ile örtülüyor — ve bütün vücutları eski güzelliği. ni, intizamınr kaybediyordu. Tito bütün bunları Moda an- latmak istedi, ve boğazmı tıkan hıçkırıklar arasırida: — Zavallı, benim Modüm... Diye inledi. Tabit Mod bütün bunlardan bir şey anlamadığı ve kendisinde de bunları anlatacak, izah edebilecek yürek bulurma - — diği için bu müthiş gudde felâke. Ş îini:ı ehemmiyetine işaret olmak üzere genç kaklının dizlerine ka. panıp tefrika romanlarında oldu. Ku gibi: Çift, yerinden kalktı. Domni. ka artık hiç bir şey göremiyordu. - Yalnızca sık sık neleslerle gece. nin sükünetini bozan halif bir kadın çığlığı işitti.. Yanakları ateş gibi yanarak îe kaçtı ve sabaha kadar ağla- * ** Bir pazar gezerlerken nehirde Maruşkanım kayığına rastladılar. Köyden bir hayli uzakta bulunu. yorlardı, nehrin üzerinde başka kayık yoktu. Ateşli dul kadın kayığın arka. sına oturmuş, dizlerine kadar sıvadığı eteki kardığı beyaz bacağını suya sar. kıtmıştı. Konstantin görmemek için ba- şırı çevirdi. fakat Maruşka Dom. nikanın anlamadığı bir lisanla a. teşin bir şarkı söylemeğe başla. B Bu, seri ve sert bir şarkı idi... Fakat bazan ya. vaşlayor, ihtiraslr, ateşli bir eda ile uzayıp gidiyordu. nın ge Maruska- olgur ve ahcr idi.. Daha doğrusu kadın cinsivetine uygun bir eda ite şarkı söylüyordu,. Domnika bu şarkıdan bir sey anlamamıştı. Fakat bunun zaman zaman Muraffer olan bir âşığın ithamlarından gayri bir şey ol. ün altından çı. | — Mod, ne yaptın sen?.. Sen ne yaptın Mod.. Diye ümitsizce feryat etmek- ten başka bir şey yapamadı.. Mod kendisine göz yaşlarını silmesini ve biran evvel odadan gçıkmasını rica ediyordu. Çünkü küçük cerrahi hâdiseden sonra ziyaretlerini bir kat daha arttır. mış olan yüksek vilâyet memuru. nun hirkaç dakikaya kadar gel. mesini bekliyordu. Fakat Titodan ayrılmazdan ev- vel sordu: — Niçin ağlıyorsun?.. Ağlamıyorum - ki, yapryorum.. — Fakat gözlerin yaşla dolu idi. — Biz ihtirasiı insanlar, ağlar gibi yaparken bile hakikf göz yaşları dökeriz. Müthiş hakikati ona anlatacak cesareti kendinde — bulamıyordu. Genç, fakat cessur operatör Le. ağlıyor gi jondönör nişanı almak için sıra. | ya girmişti. ... Tito, beş altı gün bir deli gibi Paris sokaklarında gezdi ve ara Sıra İrrefutabl gazetesinin — mu- harriri olduğunu hatırladığı için hirmetine ihtiyaçlarr olup olma- dığını sormak üzere bazı bazı ga. zete idarehanesine uğrardı. Bir gün bir ceset gibi istihba. Tat odasına kadar gidebildi. Sanki başı uzun müddet bir a. motiyak şişesi içinde durmuş Bi bi bembeyaz idi. İstihbarat odasında ilk olarak, hemen karşısına çıkrp bütün yü- zü ve vücudu birden gülerek ken. disine elini uzatmış olan “kim ol. duğu bilinmez adama” rastladı. “Kim olduğu bilinmez adam” bütün gazetelerin yazı işlerin dol.ı_ur. kimse onun ne İiş yaptığır nt söylemez, sanati malüm değil- dir. Fakat herkes hademeden di - rîhorc kadar onu muhtelif şe - killerde selâmlar. Bir muharrir değ'lü'r, Bir müstahdem değil - dir. Hususi olarak biç bir işi yok tur, Buna rağmmen herhangi tit MASAYA Gtürur. mülessesenin te lefon ve kâğıtlarından istifade e- der, şapkasını başından çıkar - maz, gazeteleri okur ve hademe- Iırtılkcmirl_-r verir. olarak töz söyliyen & “kim olduğu hilinm:ı V;ı"ıı:r';S ıı:lu NŞ Va —LAıîxim Arnodi, çok in sız bir hayat yaşıyorsun.. Öyle değil mi Ao'cî Nocera: — Bu iki kadın seni çatlatacak zavallı Titom. _quııhın'ir — Sen evlenme - lisin.. Tito — Allah göstermesin. Başmuharrir — Küçük, sadık ve zaman zaman metreslerinin vermiş olduğu ıztrrabı teselli ede- cek birkaç söz söylemesini bilen, akıllı uslu başlı bir ev hanımı, Noceta — Eğer istersen ara « makta sana yardım ederiz. Tito — Filhakika hakkınız var.. Madem olur gibi, izdivaca sığınmam lâzım. Kim olduğu bilinmez adam — l-;v_lenmek lâzım.. Bu üzüntü şek- lini değiştirmeğe yarar,. “Daha var) Ü RADYO | WHer gün yalnız kısa dalga 31,7 m. 9465 Ke/s postamızla neşredilmekte olan Yabancı Nillerde Haberler sa- atleri aşağıda gösterilmiştir: İranca Saat 13,80 ve 1845 de Arapça « 13,15 ve 19445 de Fransızça » 13845 ve 20,15 de 30-10-939 Pazartesi| 2.290: İstasyonun — açılışı (Mühte, Hf dillerde). İstiklâl marşı. 7.35: Müzik - (Sahbah müziği — Neşeli pblâk) 8.00; Saat ayarı ve ve ajans haberleri, 8.20: Müzik (Plâk). &. Müterekki memleketlerde cemiyel- ler ve Türkiye çocuk esirgeme ku. ruma mevzulu konuşma (Türk ço. | cuk esirgeme kurumu umumi mer- kex reisi ve Kırklareli mehusu Bay Dr. Foat Umay tarafından). — 9.00: Son, 12.30: İstasyonun açılışı (Mulh telif dillerle). İstiklâl marşı. 1240: Ajans baberleri. 13.00: 1 Müzi. ği 1345: Cumhurlyet gümrükçülü, ğü ve inhisarlar idaresinin kurak- | teri mevztilu konuşma (6 ve L. V. ekonomik — İşleri müdürü Celüdet Barbarosoğlu —larafından). — 1400 Müzik (PlAk). 14.30: — Milli İktısat ve tasarraf mevzulu konferan din möbusu Bay Rira fından). MAS: Müzik (Plâk Belediye ve köy kalkınması mevzu. ha konferans (Dahiliye V balli idareler — şubhe m suy Baha Koldaş). 15 Âl Marşı, — 1701 stasyonun açılışı (Muhielif — dillerle). İstiklâl rşı. IZ 10; Müzik (Rİyasotler su — Marşlar), — 18.00: yerleri va. 18.20: Cumbhu. vrind eziraal çalışmaları ve feyizli eserleri mevzulu — konuşma (Ziraat V. mütehassıs müşaviri Bay Rahmi Öke tarafınd 18.35 Türk müzeli (Tana boyu, köcek ve milli havalar). 19,38: Türk hava kuru- münun 14 yillık çalışması mevzulu konuşma (Türk hava kurumu umu mi merkerzi reisi ve Erzurum me- busu Bay Şükrü Keçak tarafından) 19.50: Türk müziği. 2045: Cumbu, riyet devrinde tÜcaretin yzulu konuşmun — (İbrac: Servel dırma müdürü Day Berkin tarafından), 2L00; — Müzik (Küçük orkestra). 00z Ajans ha berleri v.s. Müzik (Cazbanıl Plâk). Son ve — İstiklâl marşı. NOÖT: 29/10/1339 gecesi sanl tam 20,20 da atılan tapların senleri mük- safotida verllerek, AU VUTU ga giTUN UY gy VOK ggi EA gg CK D ga BFU i sınema ve ! i Tiyatrolar SÜÜ M ÖÜL AA GN ai lemdar Sinemas K anatlı İnsanlar Mister Motonun son kozu ŞEKHİR TİYATROSU Bu akşam 20,930 da ÜUsküdar Hüle asında TAŞ PARÇAS Ayrıca: Vodwil: | | mış, | lemişti Matanyo, karşısındaki delikanlının yüzüne hayretle bak. mış, sanki bu sözleriyle ne de. mek istediğini sormuştu. Getasu sözüne devam etti: — Ne çabuk unuttun, aziz dos. tum, Sen bana bir beyaz kız bu. | lacaktıı; gelmişken onu da gö. reyim ve götüreyim. Nerededir? Matanyo © zaman karşısında. | ki adamın aklından geçenleri an- ladı, Demek ki bir zamanlar şüphe- tendiği gibi Getasu onun sözümü senet tutmuş, şimdi de yapılma. sını istiyordu. Ras Yatsunun yüzünü fena bir kuruntu sardı. Kardeşinin ne dereceye kadar atak ve deli olduğunu şüphesiz hepsinden iyi bilirdi;. Matanyo. nun kolunu tuttu ve göz kırptı. Yüzbaşı bunun manasımı an. ladı: — Ben adağımı unutmadım, a- | ziz dostum... Fakat bu iş pek o kadar çabuk olmaz. Zaten burası ufak bir yerdir; sana göre kız bulutmaz. Bizim kızlarımızın da | | birçoğu esmerdir. Sen ise bem. beyaz is O kadar be. Mesclüâ se. nin karın bicaz esmer ama, çok güzel... Onun gibi olsun!... Bu sözler Matanyonun hoşuna gitmemişti; kafasına fena bir şüp. henin çengeli atılmıştı; fakat kendini çabuk toparladı: — Zannetmem ki böyle bir şey | yapsın!... Hem burada... Diye düşündü. Sonra cevap verdi: — Şimdi aşağı yukarı işin ya. rısı bitti; modelini bulduk ya, as- lm bulmak daha kolaylaştı! Sen hiç üzülme!,.. Biraz daha bekle... Yüzbaşı sözlerini biraz aha u. zattı. Ras Yatsunun dilediği gi. bi önu oyalıyordu. Getasunun yüzü yavaş yavaş sertleşti: — Peki, beklerim!... Dedi ve artık sustu. Şaka sanırken yüzbaşı Matan. yo sahiden bir çıkmaza gın delikanlırın keyfini mi düşü. necekti?... Râas Yatsu bunun farkıma var. x aralık gizlice şunları söy. — Düşünmeyiniz dostum.. Beş on güne kalmaz, onu Adisababa. dan çağıracaklar... Yahut... Ras Yatsu birden durmuş, söz. Hen çok dâha manalı, sinsi bir i- şaretle, ne demek istediğini an. Tatmiştr. BHS hoyrat * girmişti. Her iş bitmişti de şimdi buraz | Matanyo bu yüzden karısını evde bırakmak istemiş, fakat bir türlü onu razı edememişti; böy. delikle, görülmemiş, korkulu, ex. | rarlı şeylere merakı olan, mace. | ralardan ürkmeyen ve birçoök er. | keklerden daha cesur olan genç | kadın yine kocasiyle beraber bu. lunmuştu. Hattâ misafirleri uğurlarken bile erkek kıyaletinde ve bir er. kek gibi atına binmiş gidiyordu. Gatasu ile çabucak dost olmuş. lardı. O hoprat ve kurt bakışlı #dam, bu güzel kadının karşısın. da bir Avrupalı kibar adam kadar incelmeye çalışıyor, bu haliyle epeyce de komik oluyordu. Genç kadın onun bu hallerine gülüyordu Gerek Ras Yatsu ve gerek Ma. | tanyo pek çabuk korkularımı u. nutmuşlardı. Uzakta Habeş dağ. ları morlaşıyordu. İşte © sırada çavuş Saliyanti, yanyana ve ko. nuşarak giden kadınla erkeğe bakmış: — Hakkın var... Demişti. Sonra kendilerinden beş adım kadar ileride, yüzbaşı ile yanın. dakilerden üç dört adım geride giden mülâzim Macyoya yaklaşa. rak Koranzonun şüphesini anlat. mığti, Yolun ucunda, beş yüz adım kadar uzakta Arbatera geçidi görünüyordu. Yüzbaşı ile mülâ. zim ve diğer askerler buradan geriye dönecekler, yalnız. çavuş Saliyanti ile bir manga yerli as. ker, misafirleri hududa kaklar gö. türeceklerdi. Macyo kendisine söylenen söz. leri dikkatle dinledi. Fakat yü. zünde Koranzonun şüphesini doğ ru bulduğunu gösteren bir hal yoktu, — Ummam... Zaten işte geçit göründü; orada ayrılacağız. Fa. kat siz yine her ihtimale karşı onlara yakın gidin... Dedi, Koranzo atını ileri süsdü; Ge. tasunun ancak bir adım gerisitde yürümdiye başladır & <— Habeş delikanlısı yavaşça başı. nı çevirdi ve gözleri onbaşının bakışlariyle karşılaştı. Mariya hiç bir şeyden haber. siz, ileride görünen yalçın kaya. hıklara, daracık geçide bakıyor. du. Getasu şimdi konuşmuyordu. Geçide yaklaştılar. Ancak elli adım - kalmıştı Getasu birdenbire geri döndü. Elini uzattığı bir tabancayı on. ki başı Koranzoya çevirerek ateş et. a M il N YONUSUYOİ Yazan: Kadircan Kall' a b Ara, t o tiği görüldü. Aynı ramâl hık karıştı. Brüon havi lar ürktü. — Kaçıyor!... Kaçırıyf| Diye bağıranlar oldu. Onbaşı Koranzo alntfif sından giren ve ensesind bir kurşunla kanlar içiü yuvarlanmış, Getasu dâ yı bir anda belinden kendi atına almış, sott zaklaşmıştı. Mariyanın atı da yanıbaşında gidiyordu. B genç kadın onun yularınif mamış, yahut bir tari dığı için bırakamamışti. rkîııdg çekip götürüyordü Getasunun, atını bütel vetiyle mahmuzlayarak genç kadının da onun rasından kurtulmak için dığı görülüyordu. " Askerler silâha daı öt dı: — Ateş etmeyin!... D Arkasını bırakmayıt!.. Aynı zamanda Ras şüpheli gözlerle baktı. | karısını kurtarmak için f mülâzim Macyoya da şü “İy dayı vermek üzere idi; — yj Bunları tutunuz ve götürünüz... Fakat Rasş Yatsu emrine rağmen hemen #ilf line almış, Getasunun kâf rafa âteş etmişti. — Ne yapıyorsun? — Bu alçağı kaç: atına ateş ediyorum, | şey olmaz, merak etme!l- Bu fikir yüzbaşmnın da “| O da Getasunun atma mek üzere idi, Fakat Yati Tüzum bırakmamıştı. Çün dört nal sürerek ikinci Öft ettiği zaman Habeş deliki atı arka ayaklarından bi! tüne çökmüş, yıkılmıştı. Tam da geçidin ağzıt Yüzbaşr, kumanda köpeğine bağırı: — Brüno, tut!... Köpek de ileri atıldı. Fakat bir saniye kadar İ zamanda Getasu yerden Tj muş, bu sefer beraber # S ( nerek giden öteki ata b genç kadın da hâlâ Kut bulunuyordu. j Yatsu ile Yüzbaşı ayni Bi da yeniden ateş ettiler, fti tasu geçidi dönerek kaybö” ll Raş Yatsu en önde gidi — Kumandan.. Bu 3 knı kâlamadan durmak yok Hududu geçmeden — tüti Yoksa güç olur... (Dahö Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün afrılarınızı -derhal keser. İcabında #ünde 3 kase alınabilir BÇI'UNA KIZI matlığını anlamak için şarkıyı | duymak ister gibi göğsüne yaslan | arzunun -t"irînden mraklaşabil- bilmek lâzım değildi. Kayık kaybolduktan çok zaman sonra bile rüzgârın getirdiği sı. cak seste ateşli bir davet havası vardı. ... Bundan sonra Domniks '"-> tantinin temiz nevazişlerine de müsaade etmedi.. Fa'a genç adamdan ziyade ke tırap düyüyor ve geceleri Kons- tantin — birkaç metre — ileride uyuürken yatağında doğruluyor, kendisine yabancı olan bu erkek vücudunu seyrediyor, iİçinde her zaman artan ve nafile payretler. le defetmeğe çalırtığı bir heves, bir arzu hi ordu. Bir ak şam yine her günkü gibi ne- hir üzerindeki balık avından yan. miş, yertlmüş, eve dönmüş ve kedi teslimiyeti"le bendişin- so- kulmus, veceleri uvküsünti kacı. ran bü erkete kokusunu yakımdan maştr. Gözleri içini saran arzu ile y rı kapalı, boynunu yukarıya doğ. ru uzatmıştı. Artık tamamen elinde idi... Konstantin bumu anladı. Fakat bu kere de kendisini yenmeğe muvalfak olarak, göğsündeki ka- dımi hiddetle it — Beni rahat bırak, yorgunum, yemek de yiyecek değilim.. Dedi.. Konstantin sedirin üzerine u. zararken, Domnika genç adamın, ilk defa kendisini çırıl çıplak gör. müş ölduğu günkü gibi allak bul. lak olduğunu, yüzünün arzu ile kırıştığımı gördü. Gözlerinde yine her dela Ma. ruşkaya kactığı günler gibi savit, kuvwetli bir nazar vardı, Cinsi bir kıstasclık arzusunu tehrik etti, gene adamım yanma vaklıştı. sokuldu, üzerine eğildi. | vene adam uzün zamandanberi | kendisini de yakan bu ateşin, bu | | mek için biraz geri çekildi.. Domnika onun yine kaçacağı. nı, © meşhur eve gideceğini zan. nediyor, bundan korkuyordu: — Konstantin, dedi, ne olur. benden ayrılma, beni bırakma... | Senin yine ona, o bildiğin kadına gitmeni istemiyorum.. Eğer sana muhakkak bir kadın lâzımsa beni al.., Al vücudumu diyorum, ne olur, esasen bütün kalbim senin değil mi? Ve öteki kadından görmüş ol. duğu gibi memelerini ileriye doğ. ru fırtlatarak göğsünü gene ada- ma uzattı. Konstantin artık ken. dinde mukavemet edecek kuvvet bulamadı, ağızları birleşti, 6 da genç kızın yanına düşüverdi ve kuvverli kollariyle yakaladı.. Doömnika evvelâ kücük bir fer vat kopardı, gerilemek istedi. Fakest sonra bütün vücuduyla kendini gene adama verdi. — Dino, benim Dinom, diye msurıldanıyordu... Hi — BEREERE| — Senin için acı duymakla ne kadar bahtiyarım.. Yemin et ba. na, bir daha zevkini başkalarında aramıyacağına ., Sustu, müthiş bir zevk yavaş yavaş bütün vücudunu kaplayor. | du. Artık bir kumrunun sesi gi- | bi hafif rarrıltılar, iniltilerden baş. | ka bir tes duyulmayordu. | Stepde rüzgâr commuş. kavak ağaçlarını, nehrin sularını hare- kete getirmeğe, küçlük köy evini sarsmağa başlamıştı. Fakat bir aşk havası içinde olan bu yuva. da onlar kalplerinin —müşterek çarpıntısından başka bir ses duy. mayorlardı. Pol Taveresko ile Florikanın ilk kargılaşmaları yarı dram, ya. rtı vodvil seklinde oldu. Biribirini tanımıyan veya — ta. nımak istemiyen İki kardeş ilk olarak Bükreşte, Stanesku oteli nin salonumda karşılastılar.. Lö Mestriye. Pol Tavetesko, nin girdiğini görd turmuş, Danyel Le den avdet ine intizar: kuyordu. Bitdenbire arkadaşı ile karşılasınca: — O, maşallah, nihayet görü- sebildik. Ama sen tablatini boz. dun. Beni ön beş gün habersiz bıraktın., var) (Daha P VAKITİN ABOYE TARİFESİ (h Memleket — WESİŞİ içinde di —'m Aylık v5 155 Şğitip 3 aylık — 260 — 5338 ŞÜ 6 aylık 475 *ki V yıllık v0 1600 İ & Tarileden Balkan — Birliğk 1 avda otur kuruş düşülür. birliğine girmiyen verleft, :'ı vetmis bever Kkırus zamili Aböne kaydını - bildiyet Vün ve teherat ücretini, Üği Parosının posta — veya bül vollama Ücretini idare lı'“'! rine ulır, £ PTE - Arliyanin her nhcta W inde VAKIT'a abone Adres detistirme ü 27 kurustur. İLAN ÜCRETLERİ! İr ce Kicaret Hânlarının eyatliff tari sonulan ibaren Hân SÜRÜ ada YÜZ İç savtalurda rus; dördüncü sayfada Vi ve ücüncüde 7; birint haslık vanı kesmece $ Nİ Rövüik, cak devamlı. T renkii Alân verenlere meirmeler vapılır. Resi sAtarı 20 Ki Mahivette Olml Küçük Hânlar h Bit deta 30. 1Ki detası ÜEĞİR, | delası WA, rlört detacı 75 dMelacı « 100 kurustur. n eerenterin hir. defa$i İyi vadır. Yört satırı gecen Nİ Tazla sabrlari bes kurüt sen edilir. Vakıt hem dağrudan İ kenidi İdare verinde. — HEĞŞ kark esddecinde Vakit |i 4 illadın — KEMALEDDİN İlün Bürası elivle — AM gf eder (Rürannn Felefanıt! ÜĞi — ef x-