VAKIT e— 15 Elâ Cö 14 BİRİNCİTEŞRİN 19389 iİnsanlar memleketinde Yazan : SADRI ERTEM Yol o kadar dik ki, yer yer Isyan ediyor, homurdu yor. Radyatör acalp sesler çı- karryor. Muratdağına çıkmaya henütiz yirmi kilom KAâh otomobili fifletmek İçi kâh yorulup o! uz, Sık, yükseld bir çam ormanı içiad llırkıç &y içinde bir genç gam ağaçlarının bedenleri catp, müst izleri güze pek akıl dedi ki yalamadır. Ağaç ta ze iken çakı ile üst kabuğu çı: | karılır; deri ile ağaç arasında ıslak bir madde vardır, Şeker gibidir. Onu ağızlarına alırlar, Beyaz renkli, ufak bir par- çayı bana uzattı: — Buyurun, dedi. Emin! Şoförün verdiği parçayı du- daklarrmın arasmna aldım. Em. meğe başladım. Şekere benzer bir — Bu çobanların şekeri- dlı. Fıkara nereden para bu- lüp'da şeker alacak, Çam ağaç- larının altında otururlar; bir. ıblnulnı böyle ziyafet çekor. eT. İlerledikçe altları ve mühim bir'kısmı yanmış, tepeleri he- nfiz sağlam ağaçları, yola bak- mayan tarafı balta ile koesile. rek'pek ince bir hale getiri!. miş ve kuruyan çamlar takip * — Bu, yaark dipli ağaç ge- fecek sene kendi kendino dev- Filir, alır götürürler. Balta il6 kesilen ağaç ta ar- tıktölmüştür. Ölü diye şehre götürmek mtisaadesini alırlar. W “Ferman padişahınsa dağ. lar bizim,, diye bir söz vardır. Dağ daima hürriyetin, hük- metmenin sembolü halini al. maştır. İlâblar Gdağları beğen- miştir. Kendilerini ilâhlardan küçük gören şehir halkları on. lara daima yüksek dağlarda meskenler hazırlamışlardır. Dağ için orman aslanın ye- Tesi gibi tabil bir şeydir. Çıp- lak, sert an hüeriyet ve mücadelenin şarkı. sInı söyliyor. Geco olduktan sonra mesafe, ve irtifa fikri kayboluyor. Büyük bir ateşin karğısında ağaçlar uzayor, k- Balıyor. Dumanın çizdiği deko- run arkasında insan siltüetleri heybetleniyor. Ormanın içine serpilmiş tah- ta kulübelerin renkleri bir parıldıyor, bir sönüyor. | “Sabah veli sen yellerin başısın # Nazlı yare benden selâm lapırsın RAç beyaz göğelnü varsın üyüsün Ben muradımı alamadım, varsın el alstu Biler alsın, yeller atsur, sel alsın,. Alısralarına tahta Kaşıkların Ahengi karışıyor. Gözlerim, eskiden tanıdığım, Kuvayi Milliye çetalerinden bi ritin gözlerinc Ilişti. Bu türkü ikimizi de birden düşündürdü. Yüzüme baktı: — Bey; dedi, biz bu türküyü © zaman düşman elinde kalan köylere bakar bakar da söyler- dik... Kulotunun üstüne çektiği u- zun çorabını düzeltti: “ — Hey beyim dodi, onlar dâa bir gündü! Goriden golen muzlkacılara seslendi: “ — Çal Harmandalını! Ataş hattında gördüğüm de- likanlı şimdi yaşlanmıştı. Fa. kat o, atoş hattındaki gibi çe- vik idi, Silueti bana seyyar bir co| Tesmediyordu. © Muratdağı, reçinali — ve buzlu suları ile, kükürtlü. radyo aktivitelf banyoları İle nde | makine | | | bir latirahat yeridir. güzel hava- ekilde takdir Bütün ıuclukle Kırmıtı şalvar mintanları, le sararmış otlar hep bir af türküyü nlemek için haztr- biçilmiş, harman kaldırılmıştı. Lxllllkılllnl'—l—l külan seslerin Moskovada Özb bir kadın dan dinlemiştim. Melodiler ne kadar birbiri- nin ayni idi. Kulaklarım (Ekinci Kadın- lar) korosunu beklerken bir derenin kenarına evvelâ bağ. larını, sonra evlerini, mahalle- lerini yerleştirmiş olan Gedizle alın alına geldik. Volkanik ve | | maışlardır. Bugün üniversitede bur harabesini hatırlatan izler uzakx | sivri kayanın üatündeki şato tan şehrin eski zamanlara ka dar çıkan tarihini hatırlatıyor. Köylerinde — dokumaetlığın gitgide Inkişaf ettiği bu kasa. ba umumiyet itibariyle yeni bir gşehir manzarasını arzeden hususiyetlere maliktir. 16 yıl evvel çıkan yangın- dan sonra yeniden inşa edilen kasabada yeni binalar göze çarpacak bir mertebededir. X ÖLMÜŞ BİR ŞERRİN İSKELETİ Sıfırdan 1085 metre yukar- dayız, Gözün alâbildiğine hafif Arızalı bir örnek devam ediyor. Kehirbar renginde tarlalar a- rasından geçiyorüz. Kâh orak. lar sarı ekin saplarmı toprak- tan ayırıyor, kâh birikmiş har- man yığınları ufukta boz ren- &8i kümeler, hüöyükler hissini veriyor. Sarı keskin bir güneş altın. da yalnız mavi ufuk ve yayla- nın cenubunu şarktan garbe doğru saran mor sıra dağlar bu yeknesak yaz melânkolisini yeknesaklıktan kurtarıyor. Üstü kalın ve nebatı bir ana memesi gibi besliyen, bereket- l toprakla örtülü tebeşirli ara- ginin ortasında, geniş bir sed üzerine oturtulmuş esmer sü. tunlar, duvarlar tâ uzaktan göze çarpıyor. Bu sitep manza- rası arzeden sahada Atinanm Partefonuna benziyen mabod evvolâ suların azameti, sonra binanın hacmi, ovaya voerdiği dekoratif güzellik ile kondini dalma hatırlatır. Direkleri yekpare mermor, ve binası İyonik sitilde inşa e- dilmiş olan büpiter Mabedi bü- yük bir şehrin son kalan iske. letindoen bir parçadır, Mabedin şehrin ortasında bulunmasını tabift bulanlar şehre dair bir e« sorin bulunmamasını hayroetle kaydetmektedirler. Kalesiz, şatosuz bir şohrin kurulmasına imkân olmadı. ğimda bütün İiar adamları nüttefiktir. Fakat bu şehrin hisarına, süruna rastgelinme- miş! £Daha war) Moskovaya gidecek heyet Ziraat Vekili Muhllis Erb maen ile mebus Reşat Nuri Gün.! tekin, Sadri Ertem, Şükril Esmerin skoyaya mök üzere bulunduklarmı kü bir arkadaşımız yazmışti Bizim bildiğimize göre bu soya.- | l ı hat gelecek ülkbahara kalmıstır. Sovyet Ziraat Sergisi gemiyecekleri anlaşılmışlır. Ser Bi bn.hım yeniden açılacak-| ve Ahmet Universite Rektörünün | beyanatı “Müsaademizi almadan ayrılmış hiçbir. profesör | yokiur . Dün çıkan bir sabah gazete- sinde üniversitede bazı profot lerin — profesi ayrılarak, memleketlerine leri ve vi inde Üniver. İiman — vermi: in vaziyetleri- | olduğu — yazılmakta İ nin İdi. İstanbul Üniv Cemil Bilsel bir mühatritimiz: izahatı vermiştir Barip GÜ lı_,ıııu şu timize mukavele ile gelmişlerdir. Mukavelslerinin verdi 'ıhL yete istinaden memle! ü ketmelori haldarıdır. Böyle hr salâhiyeti kuliunmadan usulü dai- resinde bize müracant etmişler ve izni almızlardır. Profesörler burada bulunduk- ları müddetçe üniversiteye birçok hizmetler etmişlerdir. Türk genç- Kiğinin ve yanlarına verilen ele. manların — yetiştirilmesine çalış. Tunan kırkı mütecaviz ecnebi pro- fesör arasında bir kaçının ayrık masını tabii göcmek icap oder. Her gidenin yerine hükümet aynı şöhrette ve kudrette birini - bul. mak kararmdadır. Diğer taraftan döçentlerimiz de mensup olduk. ları kı'inıilın döğrm ilerlemekter dürler. Kütüphaneler birleştiriliyor İ Mascif vekilliği Istanbulun muhtelif semtlerinde bulunan kü- | işleri, olduğu gibi, maarif vekilliğine m tir. Bütün muamole reyan edecektir. öıııııuddu se- ne bu kol taksimatma göce kü- tüphane adedi çoğaltılacaktır. —ÜÖ Piyasada dünkü vaziyet Dün Yunanistana mühim mik. tarda yumtrta, İtalyaya halı, ba. lık, yumutta, Çekyaya ve Yu göslavyaya fındık, Nusrra ceviz, kuru meyva ve Bulgaristana taze balık gönderilmiştir. talya ile ti- catetimiz çok işlemektedir. Harp- ten evvelki norma! münasebetler tamamen avdet etmiştir. Lüzum, lü bazı maddeler de — İtalyadan gelmekte devam etmektedir. Da. hilt piyasada yapağı satışları dür zelmiştir. Yerli fabrikalar dün 48 - 52 kuruştan 385 balya yapa- ı toplamışlardır. —— Balık akını Dün Boğaza fazla miktarda ba. lik akını başlamıştır. Bütün Bo. ğaz sahilleri balıkçılarla dolmuş- tur. Bilhassa torik çok tutulmak- tadır. Limanımızda bulunan İtal- yan ve Yunan balıkçı gemileri de mal almağa başlamışlardır. — Perapalas oteli açılmıyacak Perapalns oteli ııhbı Mis. bah belediyeye gelerek i Lütfi Kırdarla görüşmüştür. Misbah hbir ırhd.ımrın vilâ, yet ve belediye yardım etse da. hi otell açamrvacağını, cünkü ânul:ıı;d nlııı;mııı. vasiyetin esini yeceğini söy- lemiştir. leııılıınl kizir. 168 ' ı l kizir 169 Çarşıda dün sabah bir cinayet oldu D..n sabah saat onda çargıda İ hâdisesi —olmu: erinde İki karde. vurmuşlur. sebebi. — paradır. Tafsilât gudur: Garbis ve Yarvant deki iki Mahmutpa: f dukça paralr birisidir. Bundan bir müdr ler: arak Mrİ satmıslar.' dır Fakat isler pek iyi gitme.' det evvel 1 lı- nrl.ııklıiı donm ettirr mişler, kendvım d Bir seyyar satıcı ortak? larından birini öldürdü; kardığı otomatik tabı. ıınıı'lt urlcrînc ateşlemeğe başl: $ tır. Dükkânda bulunan bir ğ Katil H bu paraları ödemelerini de bil. dirmirtir. İki kardeş bu teklifi ne red, ne de kabul etmişler ve Hamzayı her gedginde atlat . nışlardır. Nihayet dün sabah saât on. dı Hamza, hırdenhlı-ı iki kar . ç in bazırladıkları cebinden çı. Mahıyetı meçhul bir dava Perapalas meselesinin. allında daha başka meseleler mi var ? Dünkü — arkadaşlarımızdan biri Galip Bifgani isminde bir Yemenlinin üç Meksikalr kadım- la birlikte üç ay evvel İstanbu. In gelerek Porapalas. oteline yerleştiği, bu müddet rzarfmda 4,500 liralık borç — yaptı. , bir kaç gün evvel ctelin ka. patması üzerine hesaplarm tas. fiyesi isştenilince bu adamın borcu ödemökten istinkâf etti. #i ve işin mahkemeye aksetti. Bi yazılmıstı. Tahkikatımıza göre — Galip Efgani otel sahibi Misbah'ın kendisine dörzt bin beş yüz lira. lik borcu yakmda apyahat ode. ceği Mısırda bir adresa ödeme. sini teklif ettiğini Tleriye süre rek işin .qındı: bir anlaşmaz. lik bulunduğunu tddia etmekte. dir. Güya Galip Efganf otel sahibine: “Mısma gittiğim va. kit bu parâları istediğiniz yere veririm. Yalnız İstanbuldan çı. karken ve İstanbulda sarfetti- gim paraların miktarını polise g;lıdiı'ı'ııuı mecburiyetinde oldu. Çum i bir makbuz vermeli Bin.,, del Bay hfisbah bu tek. Nfi kabul etmemiş. Mezelenin esası bundan ibaretmis. Fakat ihtilâf sadece bu buz meselesinden ibaret ise Hp Efganf neden dolayı o(zle borcunu ödememiş ve işin mah kemeve inlikaline sebep olmuz tur, Bunu anlan din olmuyor. Acaba bu altında daha başka meseleler mi var? Bu nokta artık mahkı mede aydmlanacaklır. Eminönündeki 14 dükkânın bu gunleııle yıkılmasına lıaşlanacalı Taksimdeki çazinoların yi kı Imanındıın bir gürlıılq Eminönünde Balıkhane civa. rına düşen 14 dükkânm istim - lâk muamelesi tamamen hitiril. miş olduğundan bunların yıkıl masına yarmdan lanscaktır, Bunlardan sonra evkafa ait olan mesçit te kaldı. rılacaktır. Diğer taraftan Taksimde ma zinolarla garajların yıkılma ir hararetle devam <tmektodir. Cumhuriyet bayramımdan evvel itâbaren baş-; ” burası temizlenmiş olacaktır 3 Belediyeve ait bitttiin kamyon: lar geceli gündüzlü toprakları taşrmaktadır, Yeni bir maya Pasalimanmda bir mava fab rikası tesla edilmle. “ahibi bele diveya maya nümunalari cetire rek vermiştir. Bu nümumne'er francalada kullanılmış çok iyi netice vermiştir. ! Geçit resmine, Mual kişi kendilerini dışarı atmıl dir, Hanıza, üstüste T7—8 el teş etmiş ve tabancada kur$i Tarr tiğini görerek istemiştir. Fakat silâh m H iki kardeşten küçüğü Yervt kartnma, katıklarını çok kürgunlarla kanlar j! yere yuvarlanmış, Garbis yalnız bacaklarından aldığı İğ Tralarla hâdisevi oldukça te kesiz geçirmiştir. İki yaralı | dat otomobillerile hastaneye dırılmıştır. Yervant viraz ra haştanode ölmüştür. Hâdiseden sonra çargı Küf koluna götürülen suçlunun gusuna başlanm Bekçiler katili yakaladığ'i sırada halk üzerine lıllcum Tiş ve kendini Tincetmek miştir. Hamza bokcil: miyle bir halyi da: yedi ve başı gözli kanadıktan karakola | götürülebilmişti! Vakanın tahkikatma müdüi ümümi müavini Kotral Tan koymuş, tahkikata — başlamif tır. Cumhuriyet bayrâ mi hazırlıkları | ektepleri ve Ens talebeleri iştirak ed Şehrimirde yapılacak C' riyet bayramr kutlamna progri tesbit edilmeğe başlaymıştır. se ve orta okullarda bayram terinde ve bayramdan bir hi evvel dersler (Cumhuriyet) zuu etralında vorilecektir. Şekrimirde yapılacak geçit rasimine de lite, muallim tepleri ve enstitl talebeleri rak edecektir. Bu mesele etrâ' da karar vermek üzere m: salr günü bir toplantı yapıla tır. (Terzi evinden KW maş götüren kIl Kumnşlırı fena dllf; miş elbiselere bedel dığını söylüyor Beyazıtta bir tadın tili vanında çıraklık — yapâl © civarda oturan 18 yaşlı Muhterem Akdağ ıdmdı gene kız, hırsizlik suçuy adliyaye teslim edilmiş, eli -sulh ceza mıhkınııüıde pılan sorgusu sonunda da kif olunmuştur. Kızıl saçlı ve oldukça Bir kız olan Muhterem, kadm terzisi Zeynebif İmeş, yanılan tahkikat da hırsızlığı kendisinin y: #nlasılarak yakalanmıştır. undi Kendisine cıkışmak Üzere vittim. Yoktu, odadak! bir sarm Üzerinde kumaş ve annesine: bunları kızmm bat ettiği elbiseme mukabi rum, diverek götürdüm. de makasla parça parça t n Mevlid Askeri Tıbbiye okulu dö eü smrıf talehelerinden m 417 İsmsil Kara Mahmut nun pazar gecesi teravivi tenkip Beazıt camiinde Mevi okumacaktır. Arzu edenleri? rif buyurmaları.