$ | | | ) f 8 — VAKIT 1 AĞUSTOS 1080 7 Numaralı hücumbotunun maceraları Denizler için harp | Alman tayya- releri Pariste Amiral sözlerini yarıda bıraktı dudaklarını kemiriyordu.. bazısının çehresi çatık, bir kıs- mı da hürmetkâr bir sükün i- çinde neticeyi bekliyorlardı.. Altr bottan müteşekkil filotll. laların genç kumandanları bu gibi toplantılara pek alışık ol- madıklarından — hissiyatlarına hükim olarak, harp endişelerini heyecanlarını saklıyabilmek i - çin sarfettikleri kuvvet yüzle - . rinden okunuyordu.. Vazifodar zabitan yerlerini aldıktan sonra amiral ayağa kâlktı.. Herkes dikkat kesilmiş, en ufak gürültüler bile dinmiş- U.. Göğüsler heyecanla kalkıp iniyor bütün gözler amirale çev “ yilmiş emirlerini bekliyordu.. Amiralin nadir bir enerji ifa. de eden traşlı yüzü her zaman- ki gibi sert ve remgi uçuktu... Gayet sâkin ve soğuk gri gözle. rinden söyliyeceği geyleri - oku- mağa imkân yoktu.. Bir lâhze salondakileri göz- den geçirdi. Sonra söze başla- de: K — Efendller... dedi, Ve, daha ilk kelimeden sesi yüksek çıkmağa ve — titremefe htgllımııu.. Kuvvetli ve peşinden stirük- — leyen âmir sesiyle sözüne şöyle Sevam etti: — BHtendiler.. Mukaddeme ile wakıt kaybedecek değilim.. Der-| HĞi size şunu haber vereyim ki MErupa dün gece saat 2,30 dan- eri harptedir. Harp ilân e- ilmiş, ne nota, ne de ültimatum — yerilmiş değildir.. Bu harp dün kece Paris, Marsilya ve Tulonun bombalanması, İsviçrenin bita- yaflığının ihlâl edilmesi, Bâl şehrinin işgali, motörlü kıtaa- tın Huoning, Belfort ve Yukarı — Ren mınlakalarına yürümesiy- K 16 başlamışlır. Alman tayyareleri Parise, 1. talyan tayyareleri de Marsilya we Tulonn taarruz etmişlerdir. YAmiral birkaç saniye sustu.. — Bütün dinleyicileri soğuk bir e- €el eli yokladı, titretti.. Sonra fekrar amiralin olgun erkek se- ; »ı'rduyuldu: Ani patlayan bu harpte bil- diğimiz yegâne şey şimdiye ka- — dar hiç bir İtalyan filosunun — Speziya, Madalena, — Napoli, /— Brindizi veLâbyadaki Trablus ve — Tobruk, Ege denizinde de Loros — Gssü bahrilerinden çıkmamış ol- — duklarıdır. Bu, şaşılacak ani harp baş- “Jangıcının, en ziyade şaşılacak — elheti de kimbilir belki budur.. — Amiral yeniden bir lâhza sü — küt etti.. Salonda hafif mimrıltı- Tar dolaştı.. Kumandanın gür — Besi yeniden salona hâkim oldu; — — Almiş olduğüm malümat — gize bu emirleri vermemi müm-| -— kün kılıyor.. Akdeniz üç paren- | — ya ayrılmıştır.. — Cebelüittarıktan, Vilfranşa ve — Vilfranştan Bon'a kadar olan — garp kısını İngilterenin bir nu- — Maralı donanması tarafından — mMuhafara olunacak, Fransa ve “Cezairdeki sahil bataryaları da - döonanmaya yardım edecektir, Korfudan Maltaya, Maltadan | İskenderiye ve Kıbrıs adasına dar uzanan şark kismiının ;mîhılııın da İngilterenin iki numaralı filosuna tevdi oluna. cak Nihayet “Rüu" burnu ile Pan. taleria'nın yirmi beş mil cenubu garbisindeki Galit adaları ara- sında kalan orta Akdeniz yo - ni biremre kadar donanma- mızın faaliyet sahası olacaktır. Bizertadaki üslerimiz filomuzun yardımcısı vatiyetinde buluna- caktlır. Amiral yeniden sustu,. Kontr amiraller fısıldaştılar.. Kumandan dudaklarının ke. narında bir an belirip sönen bir tebessilmle sözüne devam etti: — Hep anladınız değil mi?.. dedi, Bizim vazifemiz Tunusu şimal ve şimali şarkiden Nabö- le kadar kuşatmak olacak.. Bil- hassa Naböl asker ihracına mü- salt vo Tunus ile Sus'a gidon demiryollarının başlangıç nok- tasıdır.. Aşağı yukarı Malta a- dası seviyesinde bulunan Nabö- iün şimali, İngiliz donanması sahasında bulunuyor.. Garpta ve cenubu şarkide bu- unan İngiliz donanmalariyle deniz tayyayYeTatı, HWetraT Wotre” rı veyahut İcap ettiği takdirdö seri torpido ve deströyerler va- sıtasiyle dalma irtibat temin e- deceğiz.. Her iki taraf kumandanları da radyodan mümkün olduğu kadar az istifade edeceklerdir. Çünkü deniz harplerinin ruhu, strları muhafaza edebilmektir. Birçok kereler telsiz telgrafın, hattâ şifrelisinin, yalnızca isti. mali bile vaziyetleri izah etme- &e xkâAfidir.. Şimdiki halde düşmanlarımı- zın taarruz etmemek, ancak bir tesadüf halinde harp etmek e- melinde oldukları görülüyor. Bizim onları arayıp bulma- mız ve karşılaşınca şaşırmama- mız Jâsımdır.. Umumiyetle ve bugün için söyliyeceklerimin esası bundan Ibarettir.”" Amiral tekrar sustu.. Fakat onun her şeyi söylememiş oldu. Bu anlaşılıyordu. Vücutlar ge- rilmiş, gözler dikilmiş, horkes dikkat kesilmiş, kumandanın sözünün sonunu bekliyordu.. ©O zamana kadar ikl yumru- Bunu masaya dayıyarak vücudu biraz ileriye doğru meyletmiş bir şekilde konuşmuş olan ku- mandan doğruldu.. Bağ eliyle | havada bir yarım dalre çiz - dikten sonra ileriye doğru uzat- . Gözlerinde her zamanki e. nerji, yüzünde mutat asli sü - jkün ve sesinde kumanda ver - meğe alışık kuvvetl! mana ile sözüne devam etti: En küçük hücumbotundan amiral zırllısına kadar, donan- mamızın her parçasında, bizasat bizim ve bütün bahriyelilerimi xzin vazifelerimizi hakkiyle ya- pacağımızdan kuvvetle emi - nim.. Vazifelerimizi soğukkan - lılık, zekâ, cesaret, ferağat ve fedakâArlıkla başaracağız.. Hat- tâ icap ederse ölüme kadar.. Vi efendiler, ölsek de kalsak da za fere kadar koşacağız.. Kumandanın bu sözleri alkış- larla kesildi.. Bütün zabitler | | heyecanlanmıştı... Bazılarının gözlerinde hafif bulutlar bile uçuşuyordu., Fakat bütün yüz. ler bir bahriyelinin harpte ya- pacağı vazileleri hakkiyle ifaya srar yermiş kat'i bir mana fade ediyordu, Amiralin elinin dostça bir ha- reketi, parlak gözlerinin hâkim bakışı ile bir Jâhzada kaynaş- mayı yatıştırdı: — Lütfen efendiler.. dedi. Beş dakika daha oturunuz.. Her kumandana, fırkasına, gemisl- ne, filotillasma veya filosuna nit tahrirft omirler dağıtaer. ğgım.. Herkenr itaat etti ve bir sanl- ye içinde salon eski sesesizliğe kavuştu.. Bir saatton daha kısa bir za- man sonra bütün donanma bü- yük bir intizam ile Buji körte- zinden çıkmağa başlamıştı. Altı bottan müteşekkil bir numaralı htcum botu filotilla- sını 7, 4, 8, 9, 23 ve 30 numara- lt botlar teşkil ediyor ve 7 nu- maralr hücum botüu süvarisi Bin VEAŞT LUI Tüzeyin Kumaünaasın- daki filotilla bütün süratiyle donanmanın sol tarafında sey- rederek körferin dışında, do- nanmanın önünde muhrip bir hat halinde ileri karakolu teş- kil etmek Üzere ilk vazifesine gidiyordu... Nleri karakolu vazifesini gö. ren bu botlar icap ettiği takdir- de düşmana müthiş bir taarruz vasıtası olabilirler. Bu meşum kuşların her biri, dokuz torpili 4.000 metreye kadar atabilir ve bu müteharrik ölüm vasıtaları- İzmir, (Hususi) — Kızılçul. Tuda kampa cıkan ticaret, kül - tür ve Ege 1isesi talebeleri, kamp müddeti tamamlandığın. dan avdet etmişlerdir. Gençler tam techizatla Birinci Kordon. İzmir liselerinin kampı bitti .. .. v Üç kişi boğuldu Evvelki gün şehrimizde üç ki. şi boğulmuştur. rada oturan Mehmedin 8 yaşın . daki oğlu Muharrem arkadaşla. rile beraber Beşiktaş çöp iskele. sinde denize girmiş fakat yüzme |bilmediğinden boğulmuştur. Ço . cuğun saralı olduğu anlaşılmış tır, İstanbuldan Sarıyer civarına gezmeğe giden bir genç de tenha bir yerde denize girerek boğul . muştür, İsminin Ahmet olduğu anlaşı. lan gencin ancak cesedi deniz . den çıkarılabilmiştir. Dün Çengelköyünde gene bir boğulma vakası olmuştur. İstan . buldan Çengelköyünde açılan pa. Xnuyırı giden 16 yaşında Starslo |hamallar iskelesi önünde denize girmiş, sahilden fazla açıldığı i. çin çırpınmağa başlamıştır. Et . |raftan çocuğun yardımına koşan. lar olmuşsa da Starsio denizden gıkarıldıktan bir müddet sonra ölmüştür. Bir inhisar memuru Müdürünü tabanca ile yaraladı Edirne, 81 — Uzunköprü inhi. sarlar tahrir kontrol memuru Kadri, müdür Hasan Coleki ta, banca ile ağır surette yaralamış. tır. Hâdisenin sebebi müdürün Kad riyi tütün tahririne gönderme - mesidir. Hâdise üzerine inhisar . lar müfettişi Zeki buraya gelmiş ve idari. tahkikata başlamıştır. Suçlu adliyeye verilmiştir. nım yalnızca- bir tanesi 30.000 tonluk bir zırlılıyı kolayca batı- rabilir.. Aynı zamanda denizin dibine saldığı otusz bombadan bir takinin bedefine Isabeti 'en büyük tahtelbahirleri bir çelik tabut halfne sokabilir.. Bundan maada bu botların mücehhez oldukları 3.7 lik dört adet tayyare topu icabı halinde muayyen bir zaviye altında de- ni züstündeki bir hedefe de bü- tün şiddetiyle taarruz edebilir.. Artık harbe girilmiş oluyor- du.. 25 Haziran pazar... Avrupa harbinin ilk günü... Fransızla- rın Akdeniz filosu bu şekilde faaliyeto başlamıştı... (Devamı var) da bir geçit resmi yapmışlar, kamp kumandanı ve talebe t rafından söylevler — verilmiştir.| senelerce ondan bir felâket gi- asıl bana, sükün V€ , bi korktum, uzaklaştım. Fakat | '-'n Gençlik Atatürk heykeline çe . lenk bırakmıştır. Loşbahçe sokağında 33 numa . | »|liyor: | ğ bi | Bir meslek arkadaşım anla. | Son zamanlarda, göz. jlerini büsbütün vehim bürü. müştü. Senelerden beri meç. hul bir düşüncenin esiriydi. Yaşamak ona, ölüm kadar müşkil ve korkunç görünüyor. | du. Yalnız kaldığı zaman, ba- | şının içine bin hayâl, bin hatıra | hücum ediyor: beynini saran meş'um düşünceler, onu, rü. yalarının içinde tazip ediyordu. Çok geceleğ uyumamak için yatağına girmez? ortalık ışıyın. | caya kadar pencerenin önünde kendi kendine sabahı ederdi. Ceçmiş günlerin meş'um hatı. | raları, beynini bir kurt gibi yi. yip kemiriyordu. İyi yaşamış; müreffeh bir ömüz sürmüş: fakat hıyanet görmüş; ıztırap çekmiş; hayat sahnesinin bin türlü fecayıma şahit olmuştu. Onun için, dört gencin katili derlerdi; isminin etrafında tür. lü türlü şayialar deveran eder. di. Ben bu macera kadınmın hikâyelerini birçoklarından işit. tim; en nihayet bu elsaneyi kendi ağzından 'd.m.ledım * Bağlarbaşında, ecdattan kal. | mış eski bir köşkümüz — vardı. | Senelerce kışm ve yolsuzluğun kahrmı çektik; fakat bu baba ocağını söndürmedik. Onlar, mektepten yeni çıktığım sene bize komşu gelmişlerdi. Oza- man Mühibe, yirmi iki yaşmda bir genç duldu. Bir Paşazade olan- kocası, Konkordiyadan bir Macar artistiyle Avrupaya kaçmış; Mühibenin boş kâğı. dinı gönderimiş; — Dit dabia döne Yemişti. Genç ve güzel kadı. nm hayatında bu, çok ağır bir darbe olmuştu. — İstikbali sön- müş; ümitleri kırılmış; genç kızlığı heder olmuştu. O artık| bir çılgın gibi ne yaptığını bil. |miyordu. Gençlikten, insanlık. tan intikam almak hevesine düşmüştü. Seviyor gibi görü. nüyor; — seviliyor: Merhamet| hissi duymayan bir zalim gi silkip atıyordu. Bir genç - içil onun aşkından — intihar etti Dediler. Bir sene geçmedi, bir cinayet oldu,gazeteler' günlerce | ondan Dahsettler. Üçüncüsü galiba kendini asmıştı. Dördün- cüsü verem olup ciğerlerini İkusa kusa öldü. Bunların | dördünün de katili odur. Zaval. jitlar kimbilir neler çekmişler; lonun için ne acı ıztıraplar duy. | muşlardır!... Bana öyle geli. İyor ki şimdi o, bunları ödüyor; |kendisi için ölenlerinin ve figa- nnt tekrar ediyoı!.... | * * İ | Fakat hâlâ genç, güzel ka.| dın.. | Bazan beyaz koşumlu zarif| Farabasiyle kapımızın önünden | )geçer. Yorgun çehresi, etrafını | (*iyah bir hale sarmış derin ve| siyah gözleri, fırtınalı gecelerin Piçinde, görünmiyen ışıklar gibi Dinsanı çeker, tehlikeye sürük.| Herdi. | | Seneler varki yüreğimin i- çinde gizli bir ateş tutuşuyor; | fartınalı gecelerde, görünmiyen | | tehlikeli ışıklar gibi gözlerinden | “uhuma heyecan doluyor... — | Güzel kadın.. Tehlikeli ka. dm. . | Bir gün onunla karşı karşı-| ya geldim; gözlerim karardı, | lüşecektim. O bakışlarda bir| zli hiyanet vardı. Bütün gece | özleri gözlerimden silinmedi. | Jana öyle geldi ki yüreğimin| yi indeki zaif noktayı sezmişti. ! Bunun ozaman farkma vardım | aşk, bir zehir iptilasına benzi. yor; tehlike için insan zevkını | |dizlerimin takati kesilit” |geriledikçe önden | adımlarmı Yazan: Dr. Cemil Süle, zevkını feda edemîyd" Bir gece sabaha k”? kapısının ç.lmdiı bir ses işitildi: Ş — Acele doktor be'İy, rın hastamız var... Bu seslere — alışkın © konuşulanları di: kim; nesi var?... » zum görmeden giyine >antamı alarak kapiya » Uşak, elinde fener, kel cılantyormuş gibi sa9 yor; — Aman beyim $ |delim.. Diyordu. fenalaştı sizi bekliyor. Bu, her hld.fdıı tesadüf değildi; x VU kendisi tehl Bütüt Rök hep bunu düşündüm. '_ linceye kadar halecan #” Geniş merdivenleri Ü 'dim, 4 bü bi kısaltmıya “Psğ oluyordu. v — Vah vah.. Diyet” ok zahmet oldu... Elimden camayıl%î ' bahçe üstünde büyük na götürdü. Her taraf, 7 ihtişam içinde göz alıyö tada büyük avizel menşurları arasında mMV” $i nıyordu. Salonun İ0$ v büyük yağlı boya tabl? düm; süslü bir ma! gibi yüreğimde huşli * kül hissettim. Yum! K rın üstüne, yere basıti ; h sessiz sessiz yürüyor; ” karşısında eğiliyor |de bir taabbüt hissiyle nısma vaklİmervardıle VI Kalfa, perdeyi açaft yol verdi; sonra koşi lanm yanma - bir koltuf Heyecan içinde - ilerle defa onunla böyle * karşı karşıya geldim. B* tenlerin içinde yatan » dem, bir cisim, bir mahi') di. Koyu renkte - saçlaf Yaraşan beyaz baş Ö | eski mâbet duvarlarındı, merden heykellerini .| müz azizelere benziyof'') gun gözlerini kıldndl:_ k oturmamt işaret edereki — Affedersiniz.. 3) bu saatte kaldırttım.. Fj kriz geçiriyorum, çok zım, -Güzel kolunu uzattı: saydım. Yüz yirmi... 9 alıyor; kızarmış yana! inci tanesi gibi ter © yuvarlanıyordu. Bililj. l muş gibi fonandoek! Kot raber — almamışım. j göğsüne dayadım; — vAf5 halecanmı dinledim. İf y Ydleri birbirine Kai k cudunun sıcaklığı kb";’ yet ediyordu. Baş Tiy hir kokusu vardı. Yeni ” dan çıkmış gibi temiz * - a1 veren bir ten koktf'j Kalbinin üetünde t Sumun oda farfına Zevk ve lezzet du)'“yoı' B yında ilik bir suyun Ç7 yaltveriyordu, Bir ar9” .. sa: hevecanla nl”_'x — Doğru söyleyini?” y Kalbimde bir şey * mu?... Çok muztaribim... — — Kalbiniz, bilâki$ tazam — çalışıyor.. az fazla heyecanlı: seye sıkılmışsmızdi! -: — Sıkıntı.. Ç zap- ef Bunlar mutat olan #H€X çok de geçen gı"ınlzrl“' Onlar hemen hemen *