*l!l_ eti İNBeyanaj e tm res | L -— gibi gözlüklü, V. 'da, düşünelim baka. #tdiğin eşkâl tercümanı h“')'lm ve Teşrifatı umu atufetlâ İbrahim Ra- temas ediyor ama böy hbuet müşarünileyhter değildir; eltafr seniyeye yardandır. Meselen (mu- ) nigşanı zişanı hayli "h'l Gani ağa haz Yökken, rütbei bâlâ r rin. | cal- ik kılmmıştır. b ctbne attı; altın ve el alr tabakasından bir si. c’:ı" Bir tanesini fırlattı İr gibi olmuş; müsterih- ol du:u ü &y. Mabeynci Fa Ser kuyumcu 'en. ik Be; önaci bi ulıî ka. h’hck(e ecnebiler de müte. Hisarda üleri çoktur. Vakla Ame, ge Matruştur, sakal taşı . *Ve lâkin müstesnaları bu- " Onlardan biri olmasın! M avanak mı? (Muhtemel) İŞi çıkmaza soksun. Der. dr: Eminim ki muma - Yyine öfkeli öfkeli açı! ktrkı:!ıı. mel'un, can Meveutken müumaileyh İN izafe ne oluyor? inim ki merkum, mel'un, $ im ve etshabı tn idiler, #şar-bey tepe kaşıyor, be. '*"llı)or Boğaziçindeki bü- .'llıllen gözünün — önüne “*ğe çabalıyordu. A yine tık!.. tık rütbe ve Makamdaki artık otura: güh tepesinde, güh ga. , odada dolaşmada; türl Bça, frenkçe külürler sa k. daha kuüvvetli vuruldu. tre! t süklüm püklüm girdi: ı'lnyı uğramış denizaltı gı * gösteren bir resmi, İesmiye olunan bir e daha attı. Rengi ye.! N İştiyor ama nesine .| B Büyük MiliT Roman İARMAN SONU ) sakalir kimler var Be.|fir mösyönün vakti yokmuş; gi. rhattâ Darüesaadeti şe.(cli arkasında, 'ü'mdı bir benim, bir de| mewmi İyei sadakat defineleri . ler yüzle yanma girdi. Gayet sa. y'—fnm!ı;. | yordu, |de komplike hır keyfiyet huelc “'“ |Bunları minüsiyözöman tetkik ©. Y |Büyük Britanya hükümetine ve. Sumat emanoti Tercüme | , da Kolleijn | | görüşürüz!,, diyerek çıkıp gitti. lüş, yerinden kalkmıştı. | yaja vesile... İde coguin) de olabi Jans « 14 Mözik (Riy su - Şef: İlhsan Künçer) 1 — A, Tho. Sermet Muhtar | RADYO ! —ii 7 -6 -939 Çarşamba 12.,30 Program. 12.36 Türk müzl-| Bi - PL 13 Memlekel aat ayarı, a ve meteoroloji haberleri, 13.18 ti Cumhur bando- mas - Hamlet operasından prelüd ve — BSefaretlerden gelen misa - deceğim, diyor, Necip Melhame, alelâcele çıktı | dışarı. Karşıda, ziyaretçilere mahsus çiçe iki oda vardı. İçeridekinin | döşemes! dayaması oldukça ra- | bıtalr, ecnebi kimselere ve mer. hatırlara mahsustu. Belçika tercümanı orada, iki sabrı. tükenmiş niyordu. Necip Melha- ve heyecanmı belli et. çalışarak, neşeli ve gü. iyi halde ge me telâ mimiyetle elini uzattı, Takalaştılar. Dilin kemiği yok, | mantarin da kıtlığına kıran gir- | — Affet mon baron, şerami, di. majeste buna son derece. gizliyecek değilim. (Küveyt) işi. ne müteallik bir yığın evrak. deceğim, (La Porte) tarafından rilecek not verbali bizzat beni ka- alacağım. Notr Otes müsta. aline muttazır. Ma pa- im.. Rumelihisa. ' roj gabahtanberi ağırma bir şey| Yabancı Radyolardan koymadırm... Seçilmiş Parçalar Altmiş altıya bağlanmış olan Program — Türkiye saoti ” üzerine baron, — Pardon, o halde işgal etmeyim; şimdi sizi yarın gelirim, Necip Melhame odasına dön. t ;|Gü, Corci kapmın yanında tıpkı | 930 şalta durmuş fino. Onu o hâlde görünce, sakallr| 930 Üyüz buruşturdu: 940 r—;Şeremoninin şimdi sırası de.| 9.15 Fil Ahur; daha samanaklamıma vany — halleffilecdik noktular Va. î 9.45 1110 yakta dolaşmada, güh tepe| kaşımada, gâh parmağı şakağın. | da; çoğu fransızca kelimeler o- larak mırıldanmada: — Ötekiler (negligeable) ; ikin | 65.5 Ür da, rüfekası da Derâliye- |ci, Üçüncü plâna kalır. Direktif Ş her halde (barbu) da bidayeten | g. bu (özigme) i (döchifrs) etmek | 10. lâzım... Tabakasmı çıkardı. Ağzına bir | 0: sigara soktu. Yine söyleniyor: — Bebek, Rumelihisarr — (tour belki (postiche) tir, gi 8.30 keza, Çehre değiştirmeğe, mak-| 9, 91 Sigarayı çekiyor, çekiyor, hlgl yakmadığından haberi yok, sön. dü zannediyor, Yere atıp bastı, bir tanesini daha aldı. Dolaşırken nihayet farkına vardı: — Corci, kibritini ver!, ilerinden nasıl kurtulmak mümküân gdünkü gazelemizde gördünüz. O resim, Sanı adı verilen ve sekiz dokuz kişiyi ir. Daha önce balan Amerikan de armağa yaramıştır. Yukarık! âlet Jiğer kurtuluş vasılasıdır ki, yüz hir mürette.| (Devamı var) Denizaıtı feıaketzedelerı birden kurtarmağa —mahsus ollu gemisinin mürettebatı- marş. 2 nin 3 Üncü parçası. 3 — F. Provans eğleatisi (uvertür). 4 — La- come - a) Griş, bi Şampanya bardağı. Tatlı mükâleme, ç) Kordelalar davulcular. d) Serpantin - Vnls, Program, bir valsi) PL 1 &il heyeti). 20 Memleket ajans ve meteoroloji baberleri, b Neşeli plâklar - R. 20.20 Türk müzi Şiz 1 — Osman beyin - Saba peşrevi. 2 — DPedenin gel bülbülleri 8 — Aşık Mustafanın Saba şarkı - Bir esmere gönül ver- dim, 4 — Kâzun Us'un - Hüzzam şar kı » Benzemezsin kimseye, man taksimi. 6 — Halk türküsü - İn. dim dağdan ovaya, 8 — Mehmet Na sibin - Hicazkâr şarkı - Gürmezsem eğer. 9 — Refik Fersanın « Rast şar. kı » Yakdı eihonı ateşin. 21 Konuş- ma, 2115 Müzik (Saksefon soloları - Nihat Esengin). 2145 Maftalık posta kulusu, 29 Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın) : « Hülya gecesi (Vals). 2 — İtalya şarkıları (Potpuri). 8 — Bern. hard Kutsch « Çigan fantarisi. ( — Karl Biume » Güneşde (Vuls), Sehmalstich -« ter Eries « Lei Paul Lincke - Venüs (Vals). ajans haberleri, ziraat, vilât, kambiyo * mukut borsası (fl- yat). ve öğleden sonraki soat olarak veri!. miştir: ODA MUSİKİSİ VE KÖNSERLER LL35 HAFİF MUSİKİ VE OPERETLER II 15 JıL.30 Batla batan İngiliz denlzaltı gem muşlar. Bu cihaz, yukarıdaki - St. Saens - “Cezair sölti” | Popy -| (OÖrkestra süiti) e) ve 10 19,05 Müzik (Siraussuu | 3 Türk müziği (Fa- | Saat ayarı, tiyon” ba şarkı » Güşeyle 5 5—K 1 — Hanns Löhr Mieheli - 5 mahda aşk. 6 — Pe- esham, tah- 0 Müzik (Cazband - PL). 24 Yarınki program, OPERALAR VE SENFONİ KONSERLERİ Londra (N. “Otello” (Ver. di). Napoli grupu: “Norma” (Bel. lini), Sirasburg: “Bilmemiş senfo- ri” (Şuberi) "Orfeus” (Liszt) Leipzig: Deethoven, Şumann, Monte Ceneri: “Sovilla Ber- e- ç e Rennes: Beethoven, Dvorjak. Prağ: Örkestra, keman, viyo: la, soprano, Istokholm: Klarinet, filüt, pi- yano, Bertit (Uzun d.) Piyano kon- seri, Eyfel kulesi: Piyano, şarkı. Torino grupu: — Kuartet, pi. yand. Varşova: Chopin, Hamburg: Piyane. Viyana (Strauss). Varşova: Hafif musiki, Prağ: “Müsikide tabi Frankfurt; Varyete mu Hislava: Mafif musiki, Sollens: Örkestra, Roma grupu: “Frühlingsltı". Varşova: Hafif örkestra, Bükreş: Örkestra, Bizçok Alman istasyonları Mafif rauslki. 'enedikte bir gece” sİ. 12.30 Budapeşte: Çigah örkestrası. içerisine su dol. İsinden beş kişinin kurlulmasına yara. 4 VAKIT 7 HAZIRAN 1938 Theti is facıası Nasıl oldu Gemi mureltebalı nıı;ln kuılanlamaılı Müthiş kazada ölümün pençe- sinden müşkilât- la yaka sıyıran bir tayfa anlatıyor Dün sabahki posta ile gelen Av- rupa gazeteleri, birkaç gün evvel İngiltere sahillerinde yüze yakm adamın en feci bir şerait altında ölümiyle neticelenen korkunç de- nizaltı kazasının tüyler ürpertici tafsilâtr ile doludur. Facianın akebinide vak'a yerine yetişen bir Fransız muhabiri ga zetesine yolladığı yazıda şöyle di. yöor; “Cuma sabahı, Davig aleti yesinde, batmış denizaltının — üç adamı süyüun yüzüne çıktılar, Kur tarma işiyle uğraşan romotkör - lerden biri tarafından alındıkları zaman üçü de yarı baygın bir hal- de bulunuyorlardı. Saat onda ge- ne Davis aletiyle bir dördüneti ka- zazede suyun yüzüne çıktı. Gene yarı baygın olatı bu adamın, zehir Ü gazle zehirlendiği açıkça belli oluyordu. Bu adam, batan denizal tının içindeki en iriyarı ve gürbüz bir bahriyeliydi. İsmi Frankşov olan bu adam, tahtelbahirin — yapıldığı tezgâh - larda ustabaşılık ediyordu. Güçlükle kendine geldi. Ve göz lerini açar açmaz ilk sözü şu ol- du: “— Öbür arkadaşlar için çok az Ümit vart.,, Ba. gayretiyle çalığıyordu. şrı'i IHİÜ yavaş yavaş kendine geldi. Göz. lerinden yaşlar boşanarak, korkunç ve feci manzarayı şöyle anlattı; “— Kaza olduktan biraz sonra, arkalaşların karanlıkta gidip gel diklerini işitiyordum, Kimsede te: lâş yoktu. Hepsi de soğukkanlılı - gaınr muhalaza ediyordu. O kadar ki, saatler geçtikçe ölüm tehlike. si yaklaştığı halde, içlerinde ga- yet tabii bir halde spor hâdiaele - rinin münakaşasını yapanlar gö rülüyordu. Fakat zehirlenmek tehlikesi ar. tik bütün korkunçluğu iİle kendini göstermeğe başlayınca, Davis d. letlerini kullanmak Üzere hazırlık başladı. Ben gemiden ayrılırken, zehirli gaşler tesirini bütün şid" detiyle göstermeğe başalmıştı. Mürettebatın bir kısmr muhte- deniz | altı battıktan sonra şahit olduğu | Ba'ası geminin İıç tarafından al sular alçalınca böyle lif kompartimanlara dağılarak 2c. rlenmeyi geciktirmeğe çalışıyor lardı, Fakat bunlara rağ- men hepsinin muhakkak bir | bü ölü- me mabküm oldukları açıkça gö rülüyordu. Şunu da 'söyleyeyim ki her geye rağmen, hiç kimse so- gukkanlılığını kaybetmemiş, ufak bir panik hareketi bile olma- mıştı. * | Gemiyi terkederken en sön da- kikada edindiğim intiba, zavallı dostlarımın pek yakında zehirle- nerek tamamen mahvolacakların- | dan ibâret kaldı... Biraz sonra Frankşov, larına şunları ilâve etti: — Kaza olduktan biraz sanra, Kiosk âleti vasıtasile kurtulmak iyen üç adamın akibeti pek fe- ci oldu. İkişi d boğulular, | anlattık FÇ güncüsü ime deli oldu. ,, Kaza yerinde r(!.ıyuı gazeter cilerden biri iklerini anlatıyor : “— Liverpoldan 20 mil uzak- taki Birkenhad körfezinde bir yığın gemi toplanmış, batan The. is deniz altısını kurtarmağa çalışı- yorlar. Sakin ve güzel bir gece.. Etraftaki gemilerin — kuvyetli projektörleri ve ayın parlak ışığı körlezin her tarafını gündüz gibi aydınlatmış. Bir tarafta dalgıçlar suya inip çıkıyorlardı, Nihayet suların alçaldığı saat geldi. Ve diklemesine saplanmış | olan Theisin kıç tararı 6 metre k.ıW dar suyun yüzüne çıktı. Saatler geçiyor, sabah yaklaşı yor.. Fakat kazazede geminin mü- rettebatından hiçbir haber yok. .. Bu güzel ve sakin yaz gecesinde, göl şöyle en|(ölü sessizliği birden b metrelik meydana çıkmıştır. Vir Tasım cezir olup ükçe, tüylerimiz Ürperiyor » ikiye doğru bir dalgıç, Thelisden tekneye vurulan — bazı darbeler duyduğunu — söyleyince, erdekilerin henüz yaşadığı anla. gıliyor. Ve o zamana kadar devam eden bire — geçiyor. Her taraftan (Hurra) diye bağırı. yorlar, Kurtarma ekipi bir kat daha far İa gayret sarfederek işine devam e- diyor. Biraz sonra, yeni bir havadis her kesi gene hüzne boğuyor: Buyun yüzüne üç adam çıkmış, fakat üçü de boğulmuştur. Bu üç adam, yukarda Frank Sa- vin sözleri arasında bahsettiği za, allılardır... Dahu aonra, sabaha karşi tayya- yarelerle göndarilen - dalgiç — ekipi yetişti. Bunlar vaktiyle Alman do- |aanmasınnın yüzdürülmesinde çalış rdı, İlk iş olarak, daha fena vaziyete girmemesini temin için Tetisin gövdesini kuvvetli ha. latlarla bağladılar. Sabaha kadar neticesiz çalışma devam etti. Sa « bah olunca, Davis ületleriyle kur. tulan birkaç kişi bütün yorgutluk- ları unutturdu ve kurlarma işine umumi bir gevklo tekrar başlanıldı, Tetisin alçalmış olan suların Ü - zerinde duran kuyruğuna yaklaşan bir gemiden Mors işaretlerine uya. larak vurulmağa hnı.andı Böylece bir muhavereye giri: yordu. Gemidekiler bu işaretlere cevab verdiler, Vaziyetlerinin ümitsiz ol. duğunu söylüyorlardı. Kuvvetli romorkörler, gövdesine üzerinde dolaştığımız suların altın da 94 adamın müthiş bir - ölür karşı karşıya bulunduğunu dü le di Kw n kuvvetli halatlar sayesinde Tetis'i var hizlariyle çokiyor ve (Lütfen savr]a y Ççeviriniz) ne şeklıde kurtarılabılıvor resimlerde sıra e görüldüğü gibi, cvvelâ gi- yilip vilenda sıkı sıkı bağlanıyor. İkinci resim; denizaltı gemisinin kur-|esnada “Can kurtaran ceketi Davik denizaltı kurtarış el. | tuluş odatını içeri su dolmadan evvel göstermektedir. Cçüncü resim; an odadan çıkışı gösleriyor.. Dördüncü resim, suğun sathına V sim su içinde alınmıştır.) ofru çıkışı tesbit etmiştir. (Ba ve- Beşinci resimde, kazazede suyun sathında görülüyor. Davis cihazı bu tünde totmaktadır. (Tetla faclasına all tahkikatı yedi vezilesini görmekte ve kâzezedeyi su lis. inct sayfamızda bulacaksısız.),