(2 — VAKİT ' 11 ŞUBAT 1 Sd Ew Aidissden sonrs Dittoit'e A erif fabrilendaki işlerinin busında yine her zarsânki gibi ça Mşınasma koyuldu. Vakayı diğer arkddaşalrına hikâye ettiği za . Man, eski kdâpı yoldaşları Meh . net Alinin yaman kuvvetine ve didığı neticeye hayran olmuşlar. dı, Şerifin bulunduğu fabrika 0t0- Mobil ve saire motörlü vazıtala. rı imal ediyordu. Ancak dünya nn en şeytani adâamt olan weş . hr Fora" â rekabete imkân yol tu, Bundan dolayı işleri iyi git . miyordu. Kord amelesine daha fazia yevmiye verebiliyor, ve ken di iendt olan bir arabayı piya « sayi çıkararak wilvonlar kır , yordu. Bu çok ucuz tip otomo . biller Ford'a uymadığından faz. ta reklâm yaptı. Adeta Ditroit vüyasasma hâkim oldu ve otoma. bilcilik sendikasının bagma geç“ ti. “erifin pötronü Mister Cim Weitsey, otomobil sanayiinde For dun kidemlisi idi ama yerinde saymakta devam ediyordu. Şeri. #in hatirmı çok sayıyorlardı. Şe. #if patrona evvelâ şu teklifte bu. lundu: Ameleye İngilizlerde ol - uğu gibi cumartesi günleri öğ « leden sonraları tam yevmiyeli ta. til hakkı versek! Patron bu ma. Kul teklife evvelâ itiraz edecek: oldu, Müossesenin idare mecli , sinde bizim Şerif ustanm müta. least uzun münakaşalardan son ra kabul edildi. Bu tarzı hare. ketten 250 yi aşan amele birden Şerife minnettar olup bağlandı. lar, İşlerine dört elle sarıldılar. Diğer fabrikaların iyi elemanla. ri birer birer onlara geliyordu. Ayni masrafla randıman artmış oldu, Şerif terfi ettirildi. Zaten zanaati fevkalâde öğrenmişti. Şa gilâcak şey!.. Bu çocuğun motör, elektrik, makina işlerine fevka - lâde bir kabiliyeti vardı. Araba- ların montaj işine doğrudan doğ. ruya Şerif nezaret ediyordu. Hal buki daha ne kadar gençti. Bir irsanm böyle teknik ve fenni iş. lerde otuzuna gelmeden bu ka - dar çabuk tekâmül göstermesi işitilmiş şey değildi. Hem de a- Jaydan yetişme olarak.. Şeritin Türk olduğuna kimse inanmak istemiyordu. Amerika . ya ve hattâ Ditroit'e ilk geldiği zamanlar pos pos palabıyıkları vardr. Fabrikaya gireceği sıra . Yarda kaşları da dahil bütün saç. ları geçirdiği kastalıktan sonra dökülmüştü. Bıyıkları bile çok seyrelmişti. O da Amerika moda- sma uyarak bir aabah tuttu ka. zittı. Evelâ gözü hiç alışmamış, kendinden iğrenmişti. Sonra bu temiz ve kolay Adetten memnun kalarak urun müddet traşir gez. gal HARPUTLU İŞE di. Zayıf, biçimli, uzun endamr, traşlı çehresi ile hakikaten Şark- fr Bit tipten ziyade Ameriks!r bir melezi hatırlalıyordu. Kara ya . ğız simasiyle uzun kirpikleri sim siyah gözlerile kalın kaşlarile ya. kışıklı da sayılırdı. “Weitsey Company,, direktörü ve yarı hissesine sahip Mister C. Weitsey adlı ve üç çocuk sahibi yaşlı bir adamdı, Altmış yaşla - rında gösteriyordu. Karısı ölmüş Sonra genç bir dul kadmla ev . lenmişti, En büyük evlâdı Mo . row 25, 26 yaşlarmda, üniversi. te mezunu bir delikanlı idi, Yal. tuz mesleği babası gibi mülen- dislik olmayıp ticaret ve iktisat tahsil etmiş, müessesenin hesap İşlerine bakıyor, idare kısmında çalışıyordu. İkinei çocuğu Alice, ağabeyisinden üç yaş küçük se .! vimli bir kızdr. O da tiniversite. nin son sınıfında idi, En küçük gocuk 18 yaşında Gilbert, yata “ maz ve milihiş spor meraklısı bir delikanir idi, Şerif bu üçünden en fazla kü- çükle arkadaşlık oder, fakat hep. siyle Iyi geçinirdi. Büyük oğlana patronu kadar hürmet eder, say gi gösterir, makine işlerine me. rakı olan kizla da o mâvzularda arkadaşlık ederlerdi. Sarışın ve yeşil gözlü, güzelden ziyade manalı yani sekmapel &a- hibi olan Alice anast da ölüp e. ve üvey arme girines, ihtiyar ba. basının tek Kızı olması hasebiy. le biraz hoppa yetişiyordir. Ga - yet iyi ahlâkir, merhametli, ca . lışkan, herkesle iyi geçinir, son dereosde terbiyeli ve nazik ol . — . Pek makla beraber bir parça... çap. kın... ca... İdif Bu gibi mantaliteye pek uyma. yan kafa taşrmasma rağmen, piş&in bir hayat adamı olan SŞe- rif, güzel ve genç arkadaşmı mümkün olduğu kadar 'dare eği, yor, “hudut, ün asılmamasma e. Hinden göldiği kadar itina göste. tiyordu. Lâkin bu resmiyet uzun gür- meği. Ve bir gün Alice Şerife, damdan düger gibi “seni Beviyo. rum",, dedi. Bu enteresan aşk itirafı nasıl geçti! Safahatını anlatalım: Ekseriya cumartesi tatillerin. Baş, Diş, Nezle, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derha! ke: BEM ser, İcabındagünde3 kaşe alınabilir. Eğ VE e İNNA EE m Ppuzün rstinclerden ititarn SAKARYA Sinemasında Feerik bir çerçeve içinde büyük bir mevzu... Milyonları mal olmuş fovkulâde bir film... RONALD COLMAN'ın Per i iklimin portakallara renk; âna - Zafer dolü”muhtesem bir temetir naslara lezzet verdiği Hik Tüzgür GAIP UFUKLAR Bir adamın yasayabileceği en müthiş macera, mamazaş FIATLARDA ZAM YOKTUR. kadar olmaktan geri kalmıyordu. Lâkin aklimdan ciddi bir flört, hele izdivaç katiyen geçirmiyor, du. Aile içinde bulduğu serbest ha vayı, Üniversite muhitinde de İs, tediğinden daha bol teneffüs ede de genç kızm kaleli rehiyesi bir başkalık gösterirdi. Daha pek gönç yaştanberi rast gele tellerden çala çala gönül iş. lerinde öyle bir üstet kesilmişti ki onun ateşiyle yanmıyan deli . kanlı hemen hemen yok gibiydi. Alice © devrin bile en modem dönen Alice prensiplerini kabul etmiş, — ta. de mektepten erken ötesini berisini odasına birakir bı bir caizse — bamboş yaşıyordu. rakmaz doğru Şerifin çalıştığı höcreye koşuyor ve bir çok şaka. kere bilâkaydüsart her arzüsunu | lar, gülüşmeler her mevzuda kö- yerine getirmekte tereddüt gös. nuşulduktan sorra birlikte fahri, termiyordu. İstediği kadar para, kadan dışarı çıkıp bazan epey ü- istediği kadar hürriyet, istediği zayan gezmeler yapıyorlardı. kadar serbesti, istediği kadar mil Bü vaziyet halis Amerikalılar. samaha... en ve aile tarafından ehemmiyet. o Bu Kadar nimetlerin hepsine le karşılanmıyorsa da diğer bir birden malikiyet, üstetik haliskan takım © dedikoducu muhitlerde Amerikan bir genç kısda olursa tek tük ileri geri sözler duyul . İpsanı sorhoş etmez de ne ya. maya başlamıştı. ; par?. Bu sarhoşluğun en uyuş -! Alice ve Şerif arasmda bir şey bite iki ii sezmeye imkân yoktu, değil mi? —eşktir. Hâlâ hüsnüniyetle hareket eği, ee İRMİİ ERİ Emi ki z ——— rakterinde bir parça da aşkr tah. 1 ART li ödelim! Fmeklemeye başladıktan #oh . İ ra ilk öğrendiği lana, baba, ekmek, konuşmaların, “Ay Jar yu!, olüşündah sonra Babası, bir tanecik kızının bir sudan önce Yarimi tehet'ine bddfek neşinema bulân körpe bir verlık.. Tecessi, kâç zamandır ona dö dil sünü evvelâ kendi hayatiyeti se. mişti. 4 — —————..... |beplerini araştıtmakia kullan . Şerif, patronunun DW'İ MAMA) aş e alarmda “dem lerine gösterdiği 5 Havva,, fasını, romanlarda “Ro. meo - Jilyet,, janrmı, tarihte “Kleopatra,, pasajnı tegrih et - miş.. Anasını, babasınm hayat arkadası değil de “sevgilisi, diye Itanıyor, kendi vücudünden, “aş. y kım mahsulü,, olmanı verdiği Grip, Romatizma | bir gururla iftiher ediyordu. Alice her Amerika! givi ço . sevdi. On sevdi. Hep sevdi, Yalnız, biraz daha büyüdükçe â sevmeyi, Avrupanm romantik — l ? VAKİT ( ABONE TARİFESİ i E—— Memleket | RE içinde “Eği ya Aylık 05 4 3 oylık 2 ği 6 aşlık “5 ii 1 yıll son i Türifeden — Balkst yorum zanmeden Şerif te nihayet || isin ayda otuz kurut “4 örkekti. Ve her insan gibi bir|f one birhöine sirmezi kalp Laşıyordu. O da kıza karşı öedilin a lâkayt kalamıyor ve hakikaten Abone kayılım teildiret İRİ arkadaşça başlıyan dostluk de. tup ve telgraf ücretini yi vam ettikçe Şerif te Alice'le alâ. İl parasının posta veyâ yollama ücretini idare zerine alır. Türkiyenin her posta , YAKIT & abane gari, Adres değiştirme 25 kuraştar» İLAN Üc Ticaret ilânisrin satırı sondan itibaren falarında 40; iç sayfsi? kuruş; dördüncü ikinci ve üçüncüde K 4; başlık yanı kesmedi dir. arılı Büyük, çok devi af renkli ilân verenlere indirmeler yapılır. cın santim - salırı 30 K TICARİ MANİYETTE O KÜÇÜK İLANLAR di in dele gi Bir defa 30, iki defası 65, dört defa defası tb) kuruştur. CE yi ilân verenlerin bir di vadır. Dört satırı geçei fazla satırları beş & sap edilir. Hizmet kuponu küçük ilân tarifesi tndirilir. Yakıt hem doğrudan ya kendi idare yerindö. İİ “ kara enddesinde Vi silinda İlân Bürosu eliyle eder. (Büronun tetefofi” v4 telâlkileri içinde güllü yor, ve doygüş ka tatmin edilmemiş kaf butiyeti, kızma da Saygı ve samimiyeti? ğı Alice'ten itimat, tifattan başka bir mişti, Lâkin bu arkexdaşli İğ tikçe aradaki samir” masiyle başka çeşni suklren sevdi, Büyüdü sevdi, Bir Tadı. Kız, Şerifi gıkdırasiğ” İ hu. « KEMALEDDİ pi A İİ A ; | # S glx Ni TEZİ, Fakât yaya yoktu, Bereket versin, ki yer bir fer- sahtan daha çok değildi. Mitya, ister gitmekten başka çare istemez buna katlandı ve âdeti olduğu üzere geniş adımlarla yürümeğe başla- di. Hâlbuki papas ihtiyar ve cılız bir adam olduğu için ona yetişemiyor, tıka- nacak gibi oluyordu. Bütün yol boyun- «a hep Liyagavi üstüne konuştular, Pa- pâs onu dikkatle dinliyor, fakat hiçbir tavsiyede bulunmuyordu. Bazı bazı Di. mitrinin sorduklanma? — Bilmiyorum... Nereden bileceğim! Gibi kaçamaklı cevaplar veriyordu. Hele, delikanlı, şu miras yüzünden ba- basiyle arasının nasıl açıldığını da 8öy- İeyince, zavallı keşişi ürküntü aldı. O- dun tüccarı köylünün asıl adı olan “Görstkin,, i bırakarak meden ötürü “Liyagavi,, diye çağırdığını hayretle öğrendi ve bu sözden adamın pek sinir. İendiğini anlattı: — Eğer ona böyle hitap ederseniz, kızacak, siri dinlemiyecektir. Tabit işi- niz de olmıyacak. Karamazof Kardeşler (azan: Dostoyevski Çevitemi Hakı Saba Gezgin 5 118 Delikanlı buna şaştı ve Samsudoyun ona bu ismi verdiğini söyledi. Saman novun âdmı duyunca, pâpasın rengi de- gişti. Şüphelerini zavallı gence söyle- meli miydi? Eğer çocuğu bu isimle fe. ife o hilekâr adam göndermişse işin i- çinde bulanik ve karanlık bir nokta var demekti, Bu, âdeta bir dalavereye ben- xiyordu. Fakat Dimitri hiç bir şeyin far kırtda olmadan ve böyle datavereleri ak- İina bile getirmeden uzun adımlarla yü- rümekte idi. Yalnız köye varınca, bir butuk yerine üç fersaklık yol aldıkları" nı farketmişti, İşte bu farkedişin hoşnutsuzluğu için de kulübeye vatdılar. Burası bir izbe idi, Yarısmda orman bekçisi oturuyor. du, öteki yarısında da misafiri, Bir şam den yakarak öraya girdiler. İçerisi a- damakılk sıcaktı, Tahta mass Üstünde önük bir semaver, boş bir rum şisesi, bitmeğe yüz tutmuş bir rakı şişesi, bir kaç tabak, fincan ve yemek artıkları vardı, Herif, bir sırânın üstüne uzanmış el- biselerini yastık yaparak uykuya dik mıştı. Metör gibi horluyordu, Dimitri afallamıştı; — Hemen uyandırmalıyız. İş mühim ve acele, Benim bu akşam kasabaya dönmekliğim lâzım, Diyordu, Yaklaşıp adamı sarstı, Fa- kat uyandıramadı. — Çok sarhop, sızmış galiba! Ne yas pacağım Allahım? Diye söylendi. Kolundan çekip kal dırdı, Amina herif tekrar kayıp düşü. yor, kendine gelemiyordu. Papâs; — Sabahı beklemekten başka çare yok. Şimdi onunla anlaşamazsınız. Dedi, Orman bekçisi de: — Bütün gece işti! Haberini verdi, Zavallı delikanlı: — Ab. dedi, ne halde olduğumu ve bu adama ne kadar muhtaç bulunduğu- mu bilseniz, Papas tekrarladı; — Yarına kadar beklemekten başka çare yok. — Yarına kağar mı?,. Bu olamaz ki... Dimitri, yelsinden bir kere deha sar. hoşa sarılıp sarstı, Lâkin elinden bir şey gelemiyeceğini anlayarak durdu. Papas susuyor, esneyen orman bekçisi somürtuyordu, Ümitsizliğe düşen genç yeisle söylendiz — Hayatta ne gerçek fatialara rast- Tanıyormuş meğer... Alnından ter boşanıyor, yüzünü ssla- tıyordu. Papas bu durgun dakikanın fır satını kaçırmıyarak: — Şayet uyansa bile aklı başında ol- madığı için böyle ehemmiyetli bir işi onunla konuşamazsınız. İyisi sabaha ka dar ona dokunmamaktır., Nasihatini verdi. Mitya çaresizlerin meşnıs tavriyl: kol ları sarkıtarak; — Ne çare bekliyeceğim, dedi. Bana bir mum dahâ getir sen bekçi. Bu ak- şamki misafirliğimin ücretini de vere- ceğim, Fakat siz keşiş baba, siz, hetdde yatacaksınız? Papas; — Beni düşünmeyiniz. Ben, — bek- şiyi işaret ederek — bunun kısrağiyle evime dönerim, Hadi Allahammarladık, bahtmız açık olsun. Adamcağız kısrağa atladı. Kurtuldu- ğuna sevinere'r uzaklaştı. Yalnız içinde küçlik bir endişesi vardı, Acaba bu çet refil İşi Fiyodor Karamozova haber ver mek lâzım mu, değil mi. İşte bunu kes-* tiremiyordu, — Eğer, meseleyi sonradan öğrenir- se kızacak ve ben onun teveccühünü * kaybedeceğim! Sözlerini zihninden geçirdi. Bekçi, kalasinı kaşıyarak, odâsma çekildi. Dimitri de öraya oturarak he- rifin gözlerini açmasını beklemeğe baş- ladı, Kalın bir sis tabakası içine düş- müş gibi idi. Düşünmek isigi dağılıyor, zihni vd bir âzap her yanını sarmığ” yi yanıyordu, sıcaktan nefes” gü. değildi, 41 Hayalinde bir ev, bir sase il ik babasının kapısı esrarengi açılıyor ve Gtuşinika, koğ# il dakyordu, “Birden silkinere” iü fırladı ve: Xp Dişlerini gıcırdatsrak; N — Facia!... diye murıldaö — Uyuyan adana yakl giy)|. yi bakmağa başladı. Bu adan # il kıvıtcık saçlı bir müğikti. Y. ; sus bir gömleği ve yeninin İ cirli bir gümlü saati ş uyuyan insaşy hakiki bir si Hele saçlarındaki kare e bilâ- niçin, mu en çok şin €a hâzrelunmaz wo ci , anın en Nüyük âzabr le y en a N uğurund; her şeyini fed man hepl horol uyuya K ( günce «hnimden zıpkın B ayet yi ik Mityayeniden sarhoşu - sarat Silkti, salladı, Bat bile.akat beş dekike s0n* birşey gelmiyeceğini ayi sikle tekrar yerine otsröf? N — Biltlün bunlar hezeYE gg — Diye başını salladı» 3 de ağrılar erler” yaşli hn Devami