e AC VAKIT' 28 ŞUBAT 18501 i z Kapı, topraktan açılan bir ağız gibi çöküntü idi. İlk önce nöbet- çi, arkasmdan Hasan ile arkadaşı, en sonra İliko ile Dayı giriyorlar- dr, Birkaç merdivenden indikten sonra yol ileri doğru istikamet al- dı. Bir meşale etraf aydınlatıyor. du. Mihmandar, yirmi otuz adım ka dar ilerledikten sonra döndü, Bu- rada başka biri bekliyordu ; — Buyurun ağalar, diye onlara yol gösterdi. Buraşı Bizansın meşhur Buko- leon sarayı müştemilâtınden bir kınmdı. Bizanı Kral ikinci Teo. dos tarafından yapılmış olan bu sarayda tarihin heyecanı bâdize- leri geçmişti. Mahzen sarayın nereşiydi? Bi- zânslılar bunu nasıl bir maksatla yapmışlardı? Bunu kimse bilmi . yordu. Kara Halil son Kafkasya aeferinklen sonra kalyonla Marma- ra sahiline gelerek demirlemiş, kızları oradan birer birer çıkarıp Atmeydanından saraya götürüyor du. Bir gün bir tesadüfle buzâyı keşfetti, Esrarengiz gülgelerin ta- mi var, ne sermaye.. Olan bana ol- da. Küçük bir işaret onları hâre . ba,, hin şerefine yuvarladı, Kızlar du, Kara Halilden ekmek çıkmıya - cağını anlayanlar da birer birer w zaklaştılar, esir tüccarı başta en gok güvendiği İla olmak üzete a- damların; yanma topladı ve İstan. bulda parayı avuç avuç getiren ye- ni ticaretine başladı. Kalyonun yanmasını Raziye kal- fa da duyarak hayllanmıştı. Ka . râ Hali, kızlarını ondan da gizle miş; — Bundan sonra demişti, bir iş yapamam.. İstanBulu bırakıp bir kö şede ömrümü tüketeceğim, Onun Bursada ev tutması, sa « dece sarâyı, Raziye kalfayı ve bir kaç eski ortağını aldatmak içindi. İlk zamanlar Bursaya birkaç ay. da bir defa uğrardı. Sonraları illa mahzenin işlerini çevirmeğe baş - kete getirmeğe kâfiydi. Mahzenin değrie şâraylarda bulunmayan giz- M yolları vardr. Buraları ifa ile bir iki muhafızlan başkaları bileni yordu. Yollar o kadar dolambaçlı ve girintili çıkmtılıdır, ki yüzlerce insan buraya baskın verse hiçbir şey yapamaz, belki hepsi mâhvo Yurdu, İlia burada “Koca baba,, diye anıdır. Çünkü o Eliso kaçtıktan sönfa her kizin aynı zamanda ko cası olmuştu. Üçüncü Murattzn daba şaşaalı bir hayat sürüyordu. Yeni müşterilere savurduğu iltifa- t kâfi gördü. Elinde #pek bir kır- baçla kızlara doğru ilerledi. Kır . bagı hazla kaldırıp kızların yüzleri ne vurur gibi yapıyor. Fakat sa- dece gıdıklıyor ve onlârt kahka kibine uğramışlı, Kara Halil kork. Jâyınca İstanbulu bir kaç ayda bir halarla güldürüyordu. tu, Yanında bir muhafız vardı, ki kendilerini müdafaa edemezlerdi. Karanlıkta koşarken ayağı kaya - rak bir çukura yuvarlariâr. İşte bu yuvarlanış, yeraltı mahzenini keş- fettirmişti. Kurnaz ve iş bilir Kara Halil hemen ikinci gün mahzenin hari . kulâdeliğini görünce bir kulübe kurdurmuş, gizliden gizliye içini temizleterak döşetmişti. Bugün İş- leri bittikten sorra kendisine $a- dık, parada gözü olmıyan maiye. tini yanına topladı. Şimdi iş, ken” disinden arslan payı İsteyenleri baştan şavmakta idi. Kara Halil, bunun da çaresini buldu, Gemide mükellef bir ziyafetin neşe içinde devam ettiği bir anda müthiş bir indilâk oldu. Barut fıçıları ateş almış, Kara Kaplan tutuşmuştu. “Söndürmek için yapılan gayretler boşa çıktı. Yarı sarhoş esirciler ancak canlarını kurtarabildiler. Kara Halil: — Ea güzel esirlerimiz de ya - nıp kül oldu, diye başını vuruyor. du. Halbuki bir tek esir yanmamış- tr, Onların Bepsi gizlice sahile çı- karılmış, yeraltı mahzenine götü. rülmüştü. Kara Halilin ortakları, kuru ek - meğe muhtaç kalan Kara Halik ne söyliyebilirler, ne yapabilirler- diz — Üzülme usta. Sağlık olmun.. Allah kesmetimizi gene verir... Diye teselli etmek istemişlerdi. o: — Ah, yoklaşlar, diyordu. Ar. tile erme nemiz kald. Ne ge- defa inmeğe başlamıştı. Kezesine dolan paraları biriktiriyor, rahat bir ömür geçiriyordu. Fakat bel kemiğinde çıkan çıban onu öbür dünyaya gönderdikten sonra İlin yalnız kalmıştı. Etisoşunu da kaçırması onu büs bütün yeise düşürmüştü. Mahzen den çıkmıyor, yiyor, içiyor ve zevk ediyordu. Sâçı sakalı Uzamıştı. Sert, korkunç ivir aklam olranıştu. İlikoyiz Dayı ve arkadaşları mahzende ilk önce Ila ile karşı - Yaştılar, İliko, ilk bakışta tanıdı ve kendisini tenrtmamak için gölge . ye doğru çekildi. İia son derece #arhoştu. Sendeliyor ve hemürda- ire gibi konuşuyordu: — 0, o.. Buypursunlar efendiler. Ama siz yabancıya benziyorsuruz. İlk dela mı bu cennet kapısına Hasan; — Yoldaşlar, yürüyelim şöyle. Güzellerle gönlümüz ferahlasm.. İlko yavaşça Dayıya fısıldadı; — Amar Dayı bu sakal: bizim İlatlır. Beni tanmmasın.. Konuşur” sa, hep sen cevap ver.. Ben yüzüs mü biraz kapıyayını. Kozlar İlanın etrabında: — Koca baba, Koca baba. Diye haykmarak konuşuyor, bazıları yeni misafirlere doğru i * terliyordu. Ya birden onlara dölü: — Ağalar, dedi serap da i*. cek misiniz? Dayı cevap verdi; — Şarapsız eğlence olur mu? — Öyle ise bende bugün siziniz eğlenmek fsterim.. Maydi kızlar Bize sofrayı bazırlayın, Şaraplar uğruyorsunuz. Vah, vah., Ama pek gelin. de fazla bir kayıbarız olmadı. Da. ha gençsiniz, hayatın dadır: ala - tak kabiliyetiniz var. Mğlenin. Ama, sakın bastığınız yeri unut - mayın,. Çenimetten kowulanların ye- ri cehennemdir. Buraya dostça ar. zularla gelinir, düşmanca arzular yaşamazlar.. 1Wa, buraya her girene: — Siz yabancısınz' galiba, Demeği ihmal etmezdi. Senra her yeni gelene kısa bir mutuk irat etmeği lüzumlu Bulurdu. İlk za - manlar buna lüzum görmüyordu. Fakat birkaç zorbanm kız kaçır - mak istemesi obeticesinile çıkan cihayetleri müteakip ihtiyata ris- yet ediyor. herkesi ikaz ediyordu. Hüş buradan kuş uçurmaya imkân yoktu. Her köşede palas: sıyyr - mış bir'inamr gölgesi kımıldiyor - Yiko: tuklareir “KİŞ teoman ci mamıştı, Fakat başka çaresi de yok tu. Gerçi Mikomun da saçı sakal. na karışmıştır. Yüzümü bir parça da kapadıktan sonra temnmasr güçler şirdi ama, ya tanırsa.. İllaya çok iyilik etmişti. Onun efendisi idi, Lökin şimdi onun vşağı olamazdı. Sofra çok m'kelleği, Şarap maşrapaiarı dizili. Pia — Bana burada Koca bata det Ter.. Siz İsterseniz yalnız “Baba, deyiniz. Mep beraber içelim, eğ - Jenelim.. Sizden şarap parası da aknıyacağım, Hiko, Dayıya birkaç cümlede ba faldanmağa vakıt bulabildi: — Aman, dedi, çok içirip sar - köy edelim., Casiğ ik Br “Koda ba- etraflarmı sarmışlardı. Koca ba. ba itiraz etti: — Yok, bu kadar erken olmaz.. Hele biz biraz içelim, ağaların ne. gesi gelsin.. Siz sonra,. Vakıt var.. Eğer bizi memnun ederlerse, biz de onları memnun &ier, bu gece misafir ederiz. Olmaz mı ağalar.. Bu her vakıt olmaz.. Bugün be - nim de neşem fazla. Dayı, İlkanun yağızda oturu - yordu. Onun daher sarhoş gibi şok konuşmak istediği analşılıyor- du. Elini Dayının omuzuna koy . du; — İşte burası benim hülüme - tim.. Buranm her şeyi benimdir. Bu yaşıma kadar çok uğraştım. Sonunda İst:Hiğim oldu. — Kaç zamandır yi kar dunuz? — Beş seneden fazla. | — Hükümetin haberi yok mu? , — Olsa da korkmam yolda - şım., Burayı ne top, ne tifek fet- hedebilir. Zor kullanmanın hiç faydası olmaz. — Demeli 2ör kullananlar ol. du? — Çeak.. Bir maşrapa şarabı kahkahâlar Ja yuvarladıktan sonra: — Hepsi başını verâi.. Diye söylendi. — Buna memnun otlum., — Memzun mu oldunuz? — Elbet. Sizdenne İsterter. Gücünüzle bir iş başarırsınız. İla, Dayının o cevahından öö5| eder. (Büramun telefon: 20335; derece memnun olmuğtu, — Burayı bir bilseniz siz de an” larsınız ki devletler bile fethede - mezler. — Allahallah.. Ben. sake içeri, giserkcr anlamıştım... — G bir şey değil. İçi daş - dan daha akıl, sir ermez. — İçi çok mu büyük. Mia ellerile Dayının omuzundan totasak kalktı. Yavaşa: tereçeğim.. niniz.. — Size yalnız bir kısmını gös. OoODedi. di ek bi Tarifeden Belkan Birliği işin ayda olur kürü; düşülür. Abone kaydını biliires mek. tup ve lelgraf ücretini, aböue parasımı posta veya banka ile yollams ücretini idare kendi & zerine ahr. :1714 sonrA so 16 dükkâna giri 150 İira kadar tan sonra Ötey9 kerek ateş ver” seken sagtlerinâf İ penkleri orasmâ? çıktığını göreniet Vi) vermişler ve ş ap | Bundan; bütuyters” i f VAKIT Bir ilirsz ta - - . AVÖNE TARİFESİ Dün sabah B ör , a) yel yi başında Yanal ur v Aşlık Mi © isk İzm o A4 3 aylık 20 425 di 6 aylık 48 rw, Dimitri #sgni! 1 yilk M0 1s ,, şırağı evvelki Türkiyenin her posta merbesindeği | rene gelen ite Ny YAKIT a abone yazılır. rerek ateşi gön yi ç ae ize teren Kat bu arada SARİ an z hai, sanem | rma mi İN a < N satıri sondan İlibaren #dü say” olan Dimitriyi Y0 , P Dimitri cürmünü © falarında 40; iç saşfolarda 50 kuruş; dördüncü sayfada I,ğ Jr. ikinci ve üçüncüde 2; birincide 4 başlık yam kesnece 5 Hira» e a dır. Bir : Böyük, çok devamlı, klişeli, Ya K renkli ilân verenlere #yrı #yri Bostancı istasi indirmeler Saptlır. Resimi ilğala- tım santime « salıp; 30 kuruşlar. TİCARİ MAHİYETTE OLMIYAN KÜÇÜK İLANLAR |, Bir defa 30, iki defası 59, Bç defası 68, dört defusı 75 ve oni delası 00 kuruştur. Üç eytik ilân verenlerin bir delası beda» vadır, Dört satırı geçen ilânların fazla satırları beş kuruştan he sap clilir. Hizmet Küpana getirenlere Küçük Mim terifesi yüzde 93 indizilir, Vekrt bem doğrudan doğru- ya kendi slare yerinde, ben An- kar caddesinde Vokit Yurdu ruatır. aihale KEMALEDDİN. İREN pe i Uhu Bürosa eliyle alin “kabul ni Ki Harbivede 106 Helâ Y ALEMDAR SİNEMASI | kin manzarasi iKİ FILM ireriması Karal Öbürierine döndü: — Biz geliriz şindi.. Siz eğle . ae ABDULVERAZ ve LEYLA MURAT 4 YAŞASIN AŞK, Aşkın, Şitrir, Mu3ikinin terennümüğ Hâkinin kahvesini. bıkalı İçerenkörlü vg 1 balıkçı ALI ceki bit” ş sinden kavgoyu JE "e Bir ara bunla çağına #nrrlarak rine atılmış, fi görerek taban Mustataya doğu” İÇrkas kurşun Mi Nİ atk altma girmişti” çinde yere Ti Jaydarpaşa müm / sine kaldırılmış. Harbiyedeki vi Harbiyede yan e abârsthanesi yap ef heyetince hazırls”"# keşifnamesina göre i nekasaya konu AseoX talibine ih (ingaata hemen (Devamı var) | ayda tamamlunai PEK YAKINDA Il Ee. TAKSiM s nemalâi nim bu sevişimdeki ıztıracı anlamıştır. Bazan sana bakarken kendi kendimden utanırdım; buna inanır m:sın?.. Nasıl bu aşk içinile doğdu! Ne vakittenberi seni: dülşünineğe başiadim, bilmiyorum; Bu. sırada “Tenya”, dolu üç bardale ve bir şişe şampanya ile girerek; tepsi” yi: masanın ürtüne koydu. Rakitin: — Şampanya geldi! Şampanya gel- di! Diye bağırdı. Gruşinika sen, saten coşkun bir halde bulunuyorsun, İçince mutlaka dansa başlıyacaksm... Bak he- Ie kiz neye Kadehlere Moldurdun?.. Hem şişehin de tapası yok... Şampanya ısınacak ve yelseyecek! Böyle dedi: ama, kendi. kadehini. bir. yadumda içtikten sonra, tekrar doldur maktan da çekinmedi ve dualedlarını yalayarak; — Ne yapayım, buna ancak pek sey rek, zamanlarda kavuşuyorum.., Hadi “Aliyoşa, al eline kadehini ve cesur ol. Ar şek eğe. mi Kardeşle ra Yazan: Dostoyevski ” Çevirem Hak: Söbs Gesgin © 109 ya My m aöayalırir bu ilk zle sen ne demek-iktiyorsun? Dedi ve bardağın dikti, Aliyoza bir yudum alip Bıraktı ve: — Beni içmesem'idaha iyi olacak. Diye söylendi. Raktön bağırdı: — Gölitkem; yolda her şeye eyvalizir deyip: dürüyordum. Palavracı m Groşimika da; — Bende içmem öyleyse... şike. zakaldi Ratkin. Eğer Aliyoşa içerme gerim; Şampanya omuz o bağüzimdan geşmezi. Dodik Raketin alayct birtavırla : — Süz yatışı başladı işte.. deği, o. num etleri: var, anladık. Ama ser ki kucağa çıkmışmın, Senin ner vari: Alir. yoşa, zıncik oldu gitti Sucul yemâğe bile karar vermişti. Yeisteu ös yaz pacağmı bilmiyor zavalb, — miri Müş ihtiya Tasima, ya, meşe hur İstareç, öldül Groşinika, haç çıkararak: — Öyle mi?.. Vah vah bilmiyozdum. Kucağına da oturmuştum... Allah; af- fetsin beni. Dedi ve delikanlının kucağından ine rek kanapaye oturdu, oAliyoga, ona baktı, gözleri parlad: ve yüzündeki gam Karanlığı uçtu. Keskin bir eda ile; — Rektin, diye başladı; Allahıma karşı geğliğimi, söyliyerek bari kızdır. ma. Sana karşı hişbir kinim yok. San de rahat dur. Sevimsiz bir hala uğga- dim, belki Bir Balt da ettim. Ama, sen; Banu müuhalieme edecek, bak'irmda bü. Kün verecek adam değilsin. Hanımın Bsma Karşı gösterdiği şefkati gördün. İ gündeki iblis Bana burada fena Birin» sanla karmılaşacağımı söylkmizti. Hah- buki beni gerçekten seven bir hazine. ye: Kardeş ve mükemmel bir rule ka- vüşmüş bulunuyorum. Evet “Ağrafr. rü, silen bahsediyorum... Etrim vic- danımr tşeeledihiz. — Heyecandan dudakları titriyerek sarsa. Rakcin, işi şakaya boğarair; — Seni #urtardığınr söylüyorsun. Fakat daha dim o, seni yemek istiyor dün i — İkiniz de musunuz baleeyım... Sen: suz Allyaşa çün sörüerüm beni'utan.. dırıyör.. Benii iyi bir insan samyan - DE ai Rİ kire vermişti... de sus Raktih, çünkü yalan söyküyer. sum... Onu yemeği bana sen teki ete miştin.. Ama, bu geşmiş günlere ait batıradır artik... Artı bündan bahs - Gilmesini istemiyorum Bir daleiğit » miyeyim. Geoşini “# bunları cozkum bir kepe - canla söylemişri. — İkizi de kudurmuşlar bunla'ın... Kendimi timârbanede sütüyorum.. Bi - zas sonma belki Marşr karşıya otürip ağlıyasaklar! — Evet, ağlıpacağım... Bana karde» şim dediğini dap. m3. Ömrüm olduleza bu sörü unutmıyacağım: bem... Me kalar fena insan olursam olayım, Den de elbette bir soğan vermişindir. — Soğün mi?.. Bu soğan lâf da ne- tedem. çikti? Groşinika, Kakitinin. be sözüne al - dirmiyarak * — Aliyoşa, dedi; şu soğan hikâyesi ni. anlatayım, Bu masalı çocukluğum- da bana aşzımız “Marton,,, söylemişti. Vaktile huysuz bir kadın, arkasında Biçilir Kayır ve sevap bırakmadan öl müs, Şeytanlar, zebaniler onu yakalı - yarali âteş gölüne atmışlar. Melekler omü Kurtarmak icin bir bahane düşün mler, içlerinin Biri Tanrıyas —— Yütabbi demiş önüm suçunu ba. gaya. — Ns sevap işlemişti? p — Yaliç “dem bir soğenr bae La —o Gini, ire özü, sağl - Zan kopmazsa cennete R kapurşa orada kalacak. ” Male, Kalınm yan? ğanı uzatarak yavaş yavs$”, kat onun çıkarılmakta ren öteki günahkârler © # sararak kurtulmağa Suz ve iğrenç ruhlu at — Solulmayır © dalan di. di Diye yaklaranlırı t ri "li lam Boğuşurlen de fi Y dan sapı kopmuş, Zara ie yarak uzaklaşmış, Kari hennemde kavrulup dur İste Aliyoşa, bu. mayi ad anlattım.. Ben de gün Ni methedişinlen bundan © göğe duyuyorum. Seni elde ©”. yordum. Bunun işin F teklif etmiştim. Genç katlı bunlari re, bis dolabı açarak eri EN kardı ve yirmi beş rV 7 ta meyi Raktine uzattı. ta Raktin bozularak? İ — Artık fazal Ti Dedi, ye 4 — Darılmağır © din seri Keen Sitemi a