21 Şubat 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

21 Şubat 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zn VAKIT 21 ŞUBAT 1939 — Beni kurtar.. ölüyorum. İliko mütemadiyen sarsıyordu. — Gözlerini aç.. Bana bak, Al- çak haydut. Allahtan evvel bana besap vereceksin., * Dayı: — Bırak İliko diyordır, Ölmüş zaten.. Bize bir hayırı olmıyacak.. İliko mütemadiyen sarsıyordu. Kara Halil birarslık gözlerini aştı: / —— Beni tanıdın mt Kara Halil, İyi bak.. Tifliste sarhoş ederek uyuttuğun Dağların Kralı... Seni gtne buldum.. Bugün hesaplaşa- cağız seninle,. — iliko.. — Tâ kendisi.. Beni unutmadın değil mi?.. — Ah İliko.. Beni kurtar İliko.. — Seni kurtaracağım ama, ey- velâ hesap ver. Yüzlerce günah- sız kızı mahveden senin gibi bir haydudu gebertmekle Allaha bü- tün günahlarımı affettireceğim.. Söyle bana Elisoyu nereye götür- dür... Kara Halil gözlerini bir nokta- ya dikerek deli gibi uzun uzun baktı. Bir taraltan da dığlaklarını germiş, dişlerini kenetlemiş, can- acısı ile soluyordu. Yavaş yavaş başını İlikoyu çevirdi. Şimdi yal varı? gibi bakıyordu: — Beni öldür İliko.. Bana iyi- lik yapacakam.. öldür beni. — Bana Elisoyu söyle Halil. Seni kurtaracağım.. — Söyliyetek misin? Koca esir tüccarı artık konuşa- mıyacak hale gelmişti. Gözleri ka panıyor, ağzından köpük geliyor» du. flia kan ter içinile kapının önün- de atından atladığı vakit İliko kar gısına çıkmıştı. — Ne yazık, cerrahı bulama- dım.. Başka yere götürmüşler.. İliko gülümsiyerek cevap ver- di: — Lüzüum kalmadı dostüm.. E- Beni kurtar, râk can vermiş olmasaydı belki öl Gürürdüm. Fakat çektiği astrabı görmek bana kâfi geldi. Hem br“ rak artık onları, Gel.. Bana ba- ından geçenleri anlat. Neler ol- du.. Eliso nerede.. Esir kalyonü ne oklu... — Kralım,. Ben artık eski gün- lerimi unuttum. Beni burada bı- rak., hiç bir şey bilmiyorum. Po- tide kâlyona girdim. İstanbula geldim., Arkadaşım orada kaldı. Kara Halil beni kendi işlerine kul landı. Sonra. — İla.. Sana Elisoyu soruyo- rum,.. Onu söyle.. Senelerdir bu kızın arkasından koşuyorum, An. nesini de İstanbula getirdim. Ha- yatım sona erinceye kadar Eliso- yu arayacağım. İlla, sıtmaya tutulmuş gibi tit- riyordu : — Benim vazilem onu bulmak, onu kurtarmaktı. Fakat bir şey yapamadım. — Ne oldu söyle.. Nereye gitti. Kara Halil sattı mı? — Hayır Kralım.. O öldü. — Ne.. Eliso öldü mü?., İliko öyle bir bağırış bağırmış- tr, ki Tia tekrar sarsılarak ttre- meğe başladı. — Evet. Vapur daha İstanbu- la gelmemişti, Kendisini denize attr.. İliko başını eğdi. — Allahım. O anne ne yapa” — Neyi duydun Zehra, — Bütün Kimdi onlar? - — Eski tanıdıklar. — Yalan.. Beni onlardan, anam dan sakladın. — Zehra, — Hayır, bana Zehra deme. Ben Elisoyum.. — Yavrum. unut günleri. — Hayır, unutamam İlia., — Beni anneme götürmelisin.. Tahammüt edemiyorum. Benim i- çin İstanbula geldiğini duydum.. — Zehra, . — Haym. Beni tutamazsm. Kendimi öldürürüm. Karanlıkta şiddetli bir tokat se si. sonra'İnce bir kalın çığlığı yayıldı, —Sesini çikârma, konuştuklarınızı... artık eski *.. — Beni burada tutamazsın. Dayrile iliko doğru saraya git Zihn - Tarihten bi tiler, Raziye kalfa — Sefere çıkmaya hazırız.. Ka. üzerine yürümekte olan Sinan Pa ra Halili bulamadık.. Dediler, Iliko, Dayıya İliadan biç bahsetmemişti. Onu kendi ha line bırakmayı daha muvafık bul. muştu. Bir üçüncü arkadaşa ih , tiyaçlari da yoktu, Ratiye kalfa; — Peki, dedi. Size adam Ya ve- receğim... Yalnız veziri azam Ah- met Paşa hasta.. Ölüm döşeğinde. Yerine kimin geçeceği daha belli değil. Dayı, o gün uzun seneler ma iyetinde çalıştığı Mustafa Paşayı gördü. Ona kendisini tanıttı. Ye. ni seferde Raziye kalfamın adamı olarak bulunacağm: söyledi. Uzun seneler orlu hizmetinde mühim işler gören Mustafa Paşa, hasta ölümünden sonra makama kendisinin münasip olan o veziriazamın görüleceğine emindi. — Dayı, dedi. Siz aramızda. r yaprak: iyet ğ Franko, İspanyada yüz binlerce insanın cesedi üzerinde ha. kimiyetini ilân ediyor.Ona, mağlüpları affetmesini teklif ettiler, Cezası olanları tecziye edeceğini bildirdi. Cezalılar, karşı du. Birkaç günç kadar veziriazam o .| İuyorum, O vakıt ssni düşünü» rüm. — Allah ömrünüzü arttırsın pa- — Sen çok cesur bir kaftaman am., Ahmet Paşanın ölümü sarayda! beklenen bir şeydi. Padişah, hiç telâş etmedi. Yalnız — Mührü hümayun, Gürcistan şaya veriisin.. Buyurdu. Raziye kalfa 6 gün haberi Dayı ile İlikeye yetiştirdi. — Sadrarâm Sinan Paşa oldu. Kendisi Gürcistan sefetindedir Sizi ona göndereceğim. Bu haber Dayınm canınısık. mıştı. Ne de olsa Mustafa Paşay: seviyordu. Akşama doğru Mustafa Paşayı tekrar gördü. Zavallı paşa, hâli heyecanla ölüm haberini, sonra da müjdesini bekliyordir. Dayıya: — Çok az kalı Dayı. Nerede ise müjdemiz gelecek. — Dayı ona acımiştı * — Paşam, dedi. İnşallah bu mevkii çak yakında elde edörsi . niz, bu sefer hiç üzüleyinir. — Ne var.. Bir şep m. duydun Dayı? — Ahmet Paşa öllüt — Ne diyorsun.. Demek.. — Fâkat yeni veziriâaz&m da se gili. © * r VAKİ X ABONE TAR Ş Memlekt “f AI içinde Aylık m 3 aylık 201.4 © aylık (9 1 yıllık g9 Tarileden — Hal8ğ ya N İçin ayda otuz Pa Posta iğine gli ayda yetmiş beşef ile tap inedilir, / Abone kaydını Wi tup ve lelgraf ü parasının posta vE yollama ücretini 1d zerine ahır, Türkiyenin her gesi VARIT a abone Adres değiştir” 25 kurs satırı sondan itü falarında 40; iç kuruş; dördüncü ikinci ve Oçüncüde İÜ 6 başlık yanı kes der. Büyük, çok deri renkli ilân verenle€ indirmeler yapılır. rın santim - salıfı TİCARİ MAHIYETİĞ KUÇUK İ Bir defa 30, iki © defası 65, dört deliği defası 100 kuruştu”- tak.. Sevgili kızını bir daha gör- meden mi kara topraklara gire - cek., Diye söylendi. Sonra İlia'nın omuzunu okşadı: —ilia, dedi, ben Elisoyu butup leleri kul! Timur, ran, mukavemet eden kumandarlarmış. Kendisi de bir kuman. danğı. Fakat kuvvet ve hak mücadelesi. Mısır hüklümdarına yazdığı bir mektupta şu cüm. anmıştı: “Malümunuz olmamış ise biliniz ki biz Al, ahım askeriyiz, Şikâyetçiye şefkat ve gözü yaşlıya merhamet etmeyiz. Kalplerimizden rikkat ve teessür mütesellidir. Kalp. fendin kurtuldu., annesine teslim etmek için daha — A.. Siz misiniz zalimi, Ne çok dolaşacaktım.. Sen öldüğünü oldu?.. ölmesi se Söylüyeremm. d ug ia... — Kurtuldu. Fakat benim İzin yapacak Sis — Nasıl?. bir iş-kalmadı. Tekrar Kafkasya- « Bir insan nasıl kurtulur Illa. ya gideceğim. Eğer istersen seni | Dünyanın kötülüklerinlen elayak de götüreyim. — Beni bırâk burada Kralım.. | — Bana bir daha kral deme di- ye sana Gürcistanda söylemiştim | çekenler kurtulmaz mmı?.. — Oldü mü?.. — Çok mu acıdın ona. Mia ellerini yüzüne kapayarak İlia.. Ben de her şeyimi kaybet- huçkırmaya başladı. İliko hiddet- tir. Madem ki gelmek istemiyor. İenmişti: sun kal burada. lerimiz taştan, adedimiz çöllerin kumundan nişanedir.., ir ayni zamanda Faköt Timu; göyle diyordu: Şark ve garp. $t ederseniz sürurunuza ve Köderinize gerik oluruz. Etmezse- niz uğrayacağınız fecaate kendi nefsinizi mesul ve muhatap sayınız.,, Timur da bir kumandandı, bir seferde askerinden biri. nin gayet ihtiyar olduğu için arkadaşlarından geri galdığını gö. rünce "bir hayır sahibi bu adamin başını kesip dünya eziyetin. den kurtarsa,, diye göylenmişti, Biraz sonra bir asker bir baş. la Buzuruna giriyordu. Sordu; — Kimdir bu? Asker cevap verdi: — Utanmiyor musun İia.. Bili- Kucaklaşarak ayrıldılar. İl İliko, karanlık sokaklarda kay! — Şimdi gönlünüzün idamını arzu ettiği pir. yorum, Sen çok sadık bir arkadaş- #n, Fakat o da korkunç bir bay- bolmüştu, Kara Halilin evinin ö- duttu, Yaptıklarının cezasını gör- nünde ikinci bir konuşma bâşal- dü. — Sen mi öldürdün. Eğer öy- le ise.. Onların “Hürriyet, ten çıkardıkla. rı mânayı beğeniyor musunuz?.. Bu telâkki, zenginlerde infiradı, ru- hi intiharı; fskirlerde ise hırs ve cina. yeti beslemekten başka netice vermi- yor. Hiç bu telkinlerle dünyada bir in. san kardeşliği kurulabilir mi? ZOSIMANIN CEHENNEM HAKKINDAKİ FİKİRLERİ (1) Aziz kardeşlerim, bazan kendi ken. dime: “Cehennem nedir?,, Hiye sorar ve: “Cehennem, gönüllerde sevmek kabiliyetinin kalmamasıdır!,, cevabımı veririm. Zamanın namütenahiliği için- de dünyaya gelen insan; — Mademki seviyorum, şu halde va. rım! Hükmünü vermekte hakkıdır. Sevgi- siz kalan bir yürek, hayatı cehennem azabile taşır. Kitaplarda cehennem 2. teşinden bahsedilir. Bu derin Havaya dalmaktan çekiniyorum. Fakat şayet orada gerçekten alevler varsa, bunu bi xe maddi ıztırapla manevi acılarımız! unutturacak bir müjde sayıyorum. Çin — Hepsini duydum, Mahir,. Mahir, İlia'nm, Kara Haljilir — Yok ilia.. Ben öldürmedim. verdiği yeni isimdi. Benim gözümün önünde çırpına- bir kadınla konaşuyordu: Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski Öeviren: Hakkı Süha Gezgin © 102 | hametli idi, Şimdi genç kü yüreğinde sevgisi olmıyan bir tali, sizi çennetin bütün azizleri bir araya gelerek kurtarmağa çalışsalar, yine mu vaffak olamazlar. Belki de bu şefkat onların içlerindeki azabi arttırır. Yalniz umuyorum, ki bu tek taraflı şeikat; bir çağlayanm yatağını derin - leştirmesi gibi, o aşksız kalpleri de ri. hayet yumuşatacaktır. Aziz kardeşlerim, bu çetrefil davayı aydınlık sözlerle ortayâ koyamadığıma üzülüyorum. Yakat siz de takdir eder- siniz, ki dünydda bazı şeyler vardır, ki filir çenberinden, aklın kucaklayı - şından sıyrılıp gider. Bunların anlamak değil, hissetmek gerek. Muhterem yollaşlarımn, kilise, kendi kendilerini öldürenlere duâyı yasak etmiş, günah saymıştır, Fakat bana 40 rarşanız, biz onlar için de dua etmeli. yiz. İsayı, muhabbet hiçbir zaman gü- cendirmez. Ben, büt“n ömrümce bu tâ Tisizler için dua ettim. Size bunu itiraf tan çekinmiyorum. Cehennemde hayatı ve hakikati gör. Beş yüz küsür sene evvel gözlerini hayata yuman Timur, işte böyle kumandandı. O da kendisine karşı duranların kelle“ lerinden kuleler yapmıştı. Fakat aman dileyenlere karşı mer, Bu fıkrayı Timurla Frankonun mukayesesi için değil, a. sırların yıkamadığı bir harp zihniyetini tebarüz ettirmek için Terile gördükleri halde inkâr eden mah lâklar da vartdır. Bunlar, ruhlarını şey- tana bağlamış kimselerdir. Bunlar ken di ömürlerile Allajır da tanrmazlar. Gu rurlarile beslenerek hislerinin ateşinde yanacaklar. Çektikleri acıyla ölümü a. rryacaklar; fakat onlardân ölüm kaça. caktır. p Aleksi Kara Mazovun notları bura- da bitiyor. Tekrar edeyim, ki bunlar, parça parça şeylerdir ve çoğu yarım kalmışa benriyor. Zosimanın teretimei hali bile, yalnız genzlik zaranmın o da ancak küçük bir kısmını göster . mektedir. Bu adamın kanaatları, telâk kileri tamamile aytlınlatılmıştır. Stareçin ölümü, hiç beklenmez bir şe- kilde olmuştu. Filhakika herkes onur aruk son demlerine geldiğini biliyor. du, Fakat böyle birdenbire çökeceğini ummuyorlardı, Yukarda arlattığımız gibi dostları, arkadaşları uzun nutku, nu dinlerken gördükleri hafıza ve ica- de sağlamlığından ümide bile düşmüş lerdi. Hattâ son nefesini vermeden beş dakika evvel, kimse ölümün ona bu ka dar yakın slduğunu asla tahmin etme migti,. Ansızm göğsünde şiddetli bir tancı duyarak, elini kalbine götürdü, Yüzü biraz daha sarardı. Herkes onün yanı. na koşuştu. İztrabına rağmen gülüm siyerek koltuğundan yere kaydı. Sec- deye kapandı. Kolunu uzattı ve vecit ” lu sağrazamken bile açıktan açi « ğa makama talip olmuştu. Bir ara İık ikinci Selimin vaadini bile al- I mıştı. Fakat tali ona bu makam: i gok gördü. Bu ölüm haberi Dayıyı son de- tece yeise düşürmüştü. İlikoya: — Yoldaş, ddii. Kota paşada göçtü. Biz ne diye sefere gidelim. İ — Kimmiş? İİ Man verenlerin bir © 7pM — Sinan Paşa. İl vadır. Dört satırı ge Zavallı Mustala Faşa yerimde | Ezmesi tarı beş” Miz | i lir, hriasri Bacıkları titriyerek yere; Hizmet Kupomi İ göktü. küçük ilân tarifesi a | — Dayı, dedi O benim amansız/İ fedirilir. ik... sy | düşmanımdı. Artık ben yaşamam.'İ vakıt bem doğrud”” gp — Aman Paşam.. ya kendi idare yeri Te — Yok Day. Sen bana bir iyi.|İ kara caddesinde yoğ “ Tik et.. Benim yanımdan ayrılma, || altında KEMALED ye Ky | Beni evime Xâdar götür. Yatım da Hân Bürosi sl o ik» İlbenim cenazemi ahrtar... Zehir içe, || “der: (Büronun fi Ela ceğim Dayı. “ha Mustafa Paşa söylediğini de R yapmıştı. Birkaç gün sonra onun (O — Demek bütün in ja cenazesi kaldırılıyortdu. i si üfle Sİ. i işin şok De ..” ke z Gene Kafkaş yol, ği Sinan Paşa ordusü H nin gözü önünde ink satvetini göstermek iu ta geçit resmi yap pi » Mi; niçeri, üç bin mun nin iştiraki ile yapıl” elçisinin gözünü yı” “ — Ne yapalım Dâyı., Yolumuz — Sinan Paşa geçit ş 8 buraya çıktı. Gerçi Kara Halil rerken sadarete tay” Naş yorganın: parçalıyarak çan verdi, miyordu. Haberi, b8$ a ama, biz esir ticareti yapacak de. Yemişçi Hüseyin A, b ğiliz. du. Yanında da fit — Ne yapacağız emriyle hareket ede? in — Burada durmaktansa, gitmek ko bulunuyordu. Ye Ne N.A. yektir.. Bizi avutacak harpten baş. muhafızların arks€ iş kası olamaz. (D nimel maa 3 halinde yeri öperek dua ede €de çanı. (o den şila bekliyorlardı. Stareçi l nı Allahma teslim etti. zerindeki nufuzu, bütün Ölüm haberi, yıklırım hizile bütün Oo göründü. di b manastıra yayılmıştı. Yakmları Gini Paisyoş Baba, kapıları 2©' Xx türeye uyarak onun son hizmetini gör. , Juları dolduran bu sabırsıziği ğ 1 miye başladılar. Ruhani meclis toplan dı. Haber, bütün kasabaya yıyılmış, halkın heyecanı son dereceyi bulmuş- tu, Manastırm zap'larma büyük kir kalabalık üşüşmüştü, Bunlan daha sonra bahsedeceğiz yalnız şunu söyliyelim, ki bugün öyle beklenmedik bir hâdise oldu, k: papas. lar ve halk arasında müthiş bir heye can doğurdu. Zaman zaman hâlâ bu hâdiseden bahsedildiği duyulmaktadır. Aliyoşa Ko kunç koku Stareç Zo:imanın cenazesi, hazırlan. smınıştı. Papasları yıkamak âdet değil. dir. BI işle Palaycs Baba uğraşıyordu. Ölüyü giydirdikten sonra, başma sekiz kollu bir haçla süslü bir papak kopyesi yüzü siyah bir tülle örtülmüş, eline de bir put verilmişti. Cenaze böyle hazırlandıktan sonra sabaha karşı tabuta kondu, siyaret i - çin büyük salona koymağı kararlaştır. dılar. Jozef Baba İncili okumağa baş - ladı. O bitirince, Paisyos Baba bu va. zifeyi alacaktı. Herkca pek meşgullü. Dışarda halk toplanmıştı. Ortalık ağa, ripca, hastaları ve çocuklarile birlikte kalabalık sökün citi. Onun ölümün - miyordu , İşte bu sırada "” Ju zahirle “Rakiten,, i de ka? rasında gördü. İkisinin de ” he verecek birşeyler seziliyo” keşişin her tarafa sokulduğ gi kese bir şeyler sorduğunü iy büsbütün kuşkulandı. NI Madam Kuklakor, Rakitsİ rım saatte bir olup bitenleri, p işin manastıra yollamışt. TMM. kadında merak, bir illet "yi Psisyoz Baba ise, Aliyoşa” rünmediğini döşünerek di Hüngür hüngür ağlıyordu. © Tarla sarsılan omuzlarma Dİ & — Artık ağladığın yete” Sil görlerini.. Niçin ağlıy©* vinmek üzem evlidim. Bu” için ne wivf bir an olduğun” musun? Düşün bu dakikadi dir?. « Aliyaşa, ellerini indirer€ e tan şişmiş yüzünü bir ap & kat dayanamıyarak yine ağ” İade, ig (Devami 1) Burada roma yen birkaç sayfa atlanmıştı”.

Bu sayıdan diğer sayfalar: