6 — VAKIT 3 IKINCİKANUN 1939 ? Yazan: Zoşçenko E yalan söyliyeyim. hasta olduğum zâman evde yat mayı tercih ederim. Şüphesiz ki, ha tanede odanız daha iyi aydınlanmıştır, oradaki kültür seviyesi daha yüksektir. Sonra, size daha iyi gıda verirler. Bunlar inkâr edilemez, Fakat, bir atalar sözünün dediği gibi, insanın &vine hiçbir yer benzemez. Hastanede yalnız bir kere, tifo olduğum zaman yattım. Evden, hastanede yatarsam daha az ıztı rap çekerim diye düşünmüşlerdi. Halbuki yanılıyorlardı, Çünkü öy le fakir bir hastaneye düşmüştüm ki, hiğbir şey istediğim gibi değil- di, Hastaneye bir hasta geldiği za- man derhal ismini kaydediyorlar. dı. O sırada hastanın gözleri du - vardaki şu yazilarla karşılaşıyor- du Hastalar hastaneden öğleden sonra üçle dört arasında alınabi - bir. Bunları okuyunca bilmem öteki hastalar ne düşünüyordu ama, ben bunları okur okumaz bulundu. Bum yerden ürkmiye başladım. İsmimi deftere kaydeden adama sordum; — Niçin bunu buraya asmışlar? dedim. Hastalar; alâkadar edecek bir şey değil ki bu! Bir erkek hastabakıcı veya asis- tan, yahut da başka bir şey clan bu adam evvelâ şaşırır gibi oldu, sonra tevap verdi: — Şuna bak hele bir. Hasta; yü rüyecek bali yok, hâlâ da her şeye karışır! İyi ol bir kere; pek de iyi olacağa benzemiyorsun yal O za- maa katışırsın bu gibi şeylere, iyi olâmazsan, burada yazılı olduğu Bibi, senin de cesedini saat 3 ile 4 #sârasında hastaneden çıkarırız... Herifin suratına bir tokat indire Yim dedim, sonra kendimi tuttum. Kırk dereceye yakın hararetim Vardı, Kavga edecek olursam büş- bütün artacak diye düşündüm. Yalnız kendisine şunları söyle . dim; — Sen dur hele, dedim, bir iyi Olayım, sana gösteririm ben! İn - san hastalara böyle mi muamele €der? Adam, bu kadar ağır bir hasta - nın böyle serbest konuşmasına şa- gırmıştı. Lâfmı başka tarafa çe . virdi. Bu srrada kısa beylu bir ka- dın hastabakıcı daha kapıdan pey- da oldu. — Hasta, gel buraya, diye ses- Jendi, Gel seni yıkanacak yerde yıkayacağız... Yine kanım beynime fırlamıştı. — Niye “banyo dairesi,, demi . yorsun da “yıkanma yeri,, diyor - Sun? dedim, “Banyo dairesi,, der- #sn daha iyi olur, kem hastaların Üzerinde daha iyi bir tesir hüsüle getirir, Sonra, ben beygir miyim ki beni yıkıyacakmışaınız? Hastabak:cı kadın; — Hem hastasın, hem de hali. me bakmiyorsun da kılı kırk yar- mıya kalkıyorsun, diye çıkıştı. Val Jahi, söyliyeyim sana: Eğer böyle ber şeye burnunu sokarsan iyi o- İup kalkamazsın.. Sonra banyo dairesinin bulundu ğu taraf: gösterdi ve soyunmamı söyledi. Elbiselerimi çıkarmıya başla - muştim. O sırada banyonun içinde. ki bir baş gözüme çarptı. Banyo- Ga ihtiyar bir kadın vârdı. Her hal de bir hasta olacaktı. Hastabakıcı kadına ; — Nereye getirdin beni! diye bağırdım, Kadınların banyo daire- si burası! Sonra, banyoda birisi varmış... Hastabakıcı kadın: — O!dedi. Hastabir ihtiyar kadın. S:zlanacak bir şey yok bunda. Harareti son derece yük - sek. Artık bir şeyin farkında de. il, Sen hiç aldırış etme, soyunma ve iğ ai Bi HİKAYE sam astalığımın hikâyesi Çeviren: V. G. na bak. Sen soyununcaya kadar da onu banyodan çıkarır, temiz su doldururuz, — ihtiyar kadın bir şeyin far - kında değilmiş, pekâlâ; O utanmaz belki ama, ben utanırım... Senra, banyonun bu manzarası her hak de pek güzel bir şey değil... Hastabakıcı adam tekrar sinir - lenmişti. — Hayatımda ilk defa bu kadar inatçı bir hasta görüyorum, dedi. Onu beyenmez, bunu beyenmez. Bir ayağı çukurda bir ihtiyar ka dın banyoda yıkanıyor. Bizim hasba bundan sinirleniyor... Ka - dının 40 derece harareti var, et - ratında ne olup bittiğinin farkın. da değil, her şeyi sanki gözlerinin ünde bir perde varmiş gibi gö rüyor. Zaten seni görecek olsa bu dünyada daha beş dakika bile duramaz... “Yol biz hastalarımızın biraz şuurlatını kaybetmesini isteriz. Öyle olursa, hiçbir şeyden şikâ- y:t etmezler, Hele böyle ilmi ba- hislere hiç karışmazlar. Bu sırada banyodaki ihtiyar ka dırın sesi duyuldu; — Çıkarın beni buradan! diye bağırıyordu. Yoksa kendim çıka. rım ve size gösteririm... Bunun Üzerine ikisi ihtiyar ka- dınla meşgul olmaya başladılar ve bana yine soyunmamı söylediler. Şimdi beni anlamışlardı artık. Hiçbir şeyde münakaşaya giriş - mek istemiyorlar ve söyledikleri - me hiç itiraz etmiyorlardı. Banyodan sonra hastanede giye. ceğim elbiseleri verdiler, Bunlar benim vücuduma hayli b ü. Her halde elbiseyi verirken acaba benim vücuduma büyük mü gelir, küçük mü gelir diye hiç düşün - SİNEMA: En fazla para kazandıran yıldız Seneler ne çabuk geçiyor! Hepimiz böyle diyoruz. Fakat bunu en fazla hisseden belki kü- çük artist Şirley Tempidir. “Kü çük artist” diyoruz. Neresi kü- çük! Koskoca kız oldu artık ç! Kendisi de asıl bundan şikâyet- çi yal. Şirley Templ Jaha dün üç yaşındaki yıldız diye meşhurdu, Bugün ise 9 yağına bastı. Yari çocuk artist olarak şurada en fazla dört, beş senesi var. Ondan #onra da film sahasında kalabile cek mi, onu da Allah bilir. Fakat, şimdiki halde “kü- çük” artist yükünü tutuyor. Yu- murcak, Amerikada en fazla pü- ra kazanan -daha doğrusu, ka zandıran. artistlerin başında ge- iyor. Artistlerin kazançlarına göre değil de, gösterilen filmlerinin celbettiği seyirci adedi, yani bu filmleri yapanların kazandıkları para itibarile tertip edilen bir is- tatistikten, dört senedenberi ol- duğu gibi, bu senede Şirley 'Tempi başta gelmek! memişlerdi. Fakat, bu onlar için pek tabit bir şeydi, Bana verdikleri elbise birçokla- rından çök iyi idi. Meselâ, göm - lekteki hastane damgası eteklere | gelmişti; yani gömleğin manza , rasını bozmuyordu. Halbuki, di- ğer hastaların gömleğindeki has tane damgası ya arkalarında idi, yahutta göğüslerinin üzerinde, Bu da onları damgalanmış bir vazi- yete getiriyordu. Fakat hararetim gittikçe arttığı için bu gibi şeylerle pek uğraşacak vakıt bulamıyordum. Beni küçük bir koğuşa yatırmış- lardı, Burada, muhtelif hastalıklar dan yatan otuz kişi kadar vardı. Kimisi ıslık çalıyor, kimisi deli deli söyleniyordu, Bazıları da kalkmışlar, koğuşta bir aşağı, bir yukarı dolaşıyorlar, yatakların başucuna, duvarlara asılı olan ya. #ları okuyorlardı; Koğuştaki hastabakıcı kadına; — Galiba, dedim, beni bir akıl hastanesine getirdiler, Eğer haki- katen burası bir deli ko Yuşu ise, söyleyin allakaşkına! Ben her sene hastanede yatarım, fakat böylesini ömrümde görme - dim! Öteki hastanelerde her taraf nizam ve intizam içindedir. Hal . buki burası pazar yerine benzi - yor... Hastabakıcı kadın: (Devamı 11 incide) ememmmeererammrnen. Hikâyenin Muharriri Mihcel Zoşçenko bugünkü Rus muharrirlerinin en meşhurların- | dan biridir ve Sovyetler Birli ğinde eserleri çök okunur. Hi- kâyeci, herkesin konuştuğu dil- Je yazmakla tanınmıştır, Hikâ - yelerinde görünüşte basit, fa. sesemanmesena Halkı en fazla çeken yı ar, Şirley Templden sonra, derece i- İc, şunlardır; Klark Gebi, Sonya Heni, Mi- ket Runey, Spenser Trasi, Ro- |bert Taylor, Mirna İoy, Con Vöyters, Alis Fey, Tirun Pover, Onlari Yinbetle çok daha uzak bir derecede şunlir «eliy Geri Kuper, Vallas Beri, Câp Mak Donald, Dennna Durbin, Er rol Filin, İren Dun. Kadirli Köylerinde Bir kadın tepeden aşağı atılarak öldürüldü Cinayeti İşleyen Katilin Kocası Olduğu Anlaşılıyor Kozan (Hususi) — Kadirliye yakım köylerden birinde bir na. mus meselesi yüzünden bir cina- yet işlenmiş. vaka şöyle olmuş. tur: Köyden Osman, uzun müd. dettenheri karısı Emineden şip. helenmekte ve bir yolunu bulup intikam almak hevesinde idi, Ni. hayet iki ay kadar evvel Emine. yi geydirmek bahanesile köyün dışarısındaki bir tepe üzerine çı. karmış, ve burada kadma bir to. kat atarak uçuruma yuvarlamış, sonra müsterih bir şekilde tek. rar köye dönmüştür. Cinayetin meydana çıkmıyaca ğini zanneden katil elini kolunu sallaya sallaya dolaşirken Emi. nenin ortada olmadığını gören. ler merak etmişler, vaziyetten zabıtaya habar vermişlerdir. Za bıta Osmanı yakalamış ve sor . guya çekince katil suçunu itiraf sat ince bir hiciv taşıyan bir mi- zah vardır. Zoşçenkn bir asilzade oğlu - dur, Fakat ihtilâl esnas'nda Sov yet ordusuna geçmiş, ondan sonra, muharrirliğe başlamadan evvel bir müddet orduda resmi vazife almıştır. i sreemraisesasesamerensame ser eras sm sa sasmmE, jetmiştir. Neticede araştırma ya, pılmış ve Eminenin bir uçurum. da parça parca olmuş cesedi bu. lunmuştur. Kadınm buraya düş. İtükten sonra feryatlar içinde dö. 'car klüplerinden Fere vündüğü, (akal etrafta sesini işit tirecek kimse olmadığı için uzun bir müddet bitkin ve harap bir halde can verdiği anlaşılmıştır. Kati! tevkif edilmiştir. n ça 5 Futbolde çok ileri bir millet ARJANTIN Muvakkar Ekrem Talu ELİNE e Arjantinde final maçının otm en iyi ld oyuncusu Belo, Koletta Geçen bir yazımızda İngilizler verilmezdi. Halbuki Arjantin es, le -muvalfakıyetli çarpışmalar kiğenberi blüplerinde Dez) yapabilecek hakiki kuvvetim “Ce. Paraguaylı, Şilili, Perulu oyun . nubi Amerika,. olduğunu iddia cular bulundurmuştur. etmiştik. Bu iddiamızı kuvvet . o2 — Uruguayda “fevkalâde, lendirmek için bu mevzuda biraz elemanlar Klüplerde çok değil - dahâ tafsilâtı okurlarımıza ver. miş ve mahdut kalmışlardır. Ar. meyi Tuydalı buldum, jantinde bir Iki “elebaşı, takım Bugün size önce biraz Arjan - vim Asları orularına almışlar. n h dır. n bah im. 928 Amsterdam olimpiyatları o $ — Ariantinde profesyonellik finalinde 930 dünya kupası fina, ER ME eee ini klüp linde ezeli rakibi Uruguaya ye, ?xferi: milli zaferden daha ma. nik düşen Arjantin, Avrupd. nalı görülmektedir. Yek ta bü ca zannedildiği gibi hiç bir za , #olama uymuştur. Lik maçları, man Uruguaydan #ayıf kuvvette milli karşılaşmalardan fazla ha. değildir. Bu İki aleyhte tesaduf, #ılat getirir. ten gayreti, meselâ âralarında ya — Şimdi Arjantin futbolü hak - pılan müteaddit milf temaslar - kında etraflıca konuşalım: da zafer daima kâh o tarafa kâh Her yerde olduğu gibi, İngiliz bü tarafa kısmet olmus, hic bir kolonisinin “Ağababa,, lık etti. zaman bir tarafın ke ği otuz otuz beş senelik bir ma. ğü Tol oynamamıştır. Evvelce de Ziden bu kadar, Arjantinde söylemiş olduğum gibi milli for, futbol 2 gun artan Mir rağ - ma altında daha © kuvvetli bir bet ve alâka ile karşılanan bir Taanzara alan Uruguay, klüp ha. #por haline gelmiştir. Tesçil edil. linde Arjantinlilerle rekabet bi, miş futboleli adedi pek yüksek . le edemezler, Burun başlıca sır. tir. Bütün memlekette hattâ en ları şunlardır: wfak köylere varıncaya kadar 1 — Son zamana kadar Uru , bir futbol takımları ve sahaları gunay klüplerinde diğer milletle. vardır. Bunlardan amp0e re rin tebaası yabancı yıldızlara yer Avellaneda, La Plita gehirleri 5 s “© futbollerine alemdarlık etmekte. 18 klübün iştirakile “Ar. jantin profesyonel liki,, namı al, tında bir şampiyona organize e. dilmektedir, En ehemmiyetsiz gö rünen bir lik maçında seyirci a. dedi altmış bin ve çok defa sek, gen bini bulur. Finallerde yüz bin kişilik kalabalık yersizlik. ten şikâyetcidirler. Birinci sınıf klüpler geçen yazıda saymıştım. En kuvvetlilerini tekrar edeyim: River Plate, Bokacunyor, İndipen diyente, San Lorenz», Estüdyan. te, Hurakan. Arjantinde profesyonellik 1931 sene e tesis edilmiştir. Ve ilk şampoyanları (Bokecunyor'dur. Müteakip yıllarda River Plate ve İndipendiyente münavebe ile bi. ği ellerinde tutmuşlardır. in River Plafe talamının satım aldı. vinci 4 Peru'lu meşhur oyuncu Alkade Er ve hakikaten kuvvet. Yunan Milli takımı! Frenşvaroş klübüne 3 - 5 yenildi tadanberi Yunanistanın misafiri bulunan kuvvetli Ma. vs, Pire ve Atina muhtelitlerile yaptı. İğı ve ilkini 5—1 ikincisini de 3—1 & ndığı maçlarından sonra pâzar günü Yunan mill! takrmile Atina stadında. karşılaşmıştır. Çok güzel ve heyecanlı geçen bu müsabakayı da Macar futbol jcüler üçe karşı beş golle kazanmışlardır. İlk devte #—1 nihayet. İlermiştir. İki p Yazan: tat, (köşede) bu senenin şampiyonu İndi dyante talmının li olan klüp Rivwsw Piate'dir. (Ga , Şen makale münasebetile takım halinde resmini görmüştünüz.) Aristokratların yardımı ve hima yesile yaşıyan bu teşekkül, Ar, jentinin en büyük sahasına sa - hiptir, En pahalı oyuncu da bun. ların safındadır. “B, Fereyra,, 8. dmdaki bu oyuncu Tigr klübün. den kirk bin Hraya Sütin alındı. ğı gibi ayda kazancı da altı yüz lirayı bulmaktadır. Maçlarda he. yetan ve rekabet o dereceyi bu. TÜ oyuncular döetyileri gis bi ahali dı birine girer ve ole seriya sahaya hücum edefek fe. ci hâdiselere sebebiysl verirler. in dolayı kaleler muhafaza altma alınmıştır. Ayrıca —İtal, yada da bazi statlarda olduğu gi. bi — tribünlerle saha arasında dir. Bu suretle hiç olmazsa kav. beton duvarlar İlzerine çekilmiş tel örgülü ve kapalı sperler var. ahali ile ncular arasın. da yapılmamış olur. Hakem de İli bücumlardan raasun kalınca, hiç olmazsa oyunun devami te. min edilmiş olur. Gazoz, su, hattâ portakal gibi meyvsların stadda satışı da be. (Devamı 11 soyfada) ! Bk Ea» Arjantinin kiymet fetbolcüsü Fereyra ayan Es sr SERE PEzSe FJEEE DE