16 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

16 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 3— VAKİT 18 Teşr HİK, Yazılmamış kanun Kristofol eve girerken gün de- ğuyordu. Kuşağı arasından çıkardığı iri Fakat 1 girmeden bir anahtarla kapıyı daha kapıdan içeriye asırlardanberi, açtı. önce, babadan evlâda, bütün ailesinin ekip gel diği topraklara mağrur bir nazar- la baktı. hüp etmeksizin biçiyorlardı. Bu topraklar adalet ve iyiliği nefislerinde tabi bir varlık gibi taşıdıklarından “Bue - Kristobol | Onlar, bu toprağa tesa- | yalnız onu ekip nos,, İâkabile anılan de Valence a'lesinin mali idi, Kristopolların nasıl ki bu arazi» | yi temellük tarihleri hatırlana - mazsa, ektikleri tar" h öy mazdı. Sabahın tazeliği iliklerini doldurdu. lanmış, ocarıkları çamur, ı da kiralayıp | Kristofolun | Ayakları 1- beyaz pantalonu baştan aşağı leke için» | deydi. Sabahın sisiyle son bir defa daha bakiıktan sonra tüten tarlalara eve girdi. Yer yatağında yatan çocuklarını uyandırmak korkusu | ile ayaklarının - ucuna basarak | kendi odalarına doğru gitti. Ça- rıklarını değişt'rerek karısı Roze- tanın saçlarını Valence modasma göre taradığı ılık odalarına girdi. Rozeta saçlarını topuz yapmış ve | sahte incilerle süslü bir tarakla bağlamıştı. slun kaplamalı Genç kadın, kocasını, önündeki aynanın içinde görünce gülümse * | di. Sonra kocasma dolaptan bay- ramlık çıkarmak için ayağa kalktı. Karisi şunu söylediği zaman | Kristofol kapının eşiğin? varmış» u: — Sakın arazi meselesini unut- | ma., Ve sonra Rozeta bütün dikişle- rini göstererek güldü: — İsteklerini mümkün merte - | be öna tatlı bir şekilde Dedi.. — Eh, tam benim harcım, di- yerek kocası ümitsiz bir hareketle cevap verdi, — Haydi Akşama... Kristofol koyuldu.. Şehir köyden pek uzakta değil - di. Köyün son evlerini geçerken ufku bir gölge gibi saran yüksek kulenin siloetini gördü. ki ve güzel şeyin Araplardan kal ma olduğunu s$öyliyen rubalarını anlat!.. | Allaha - ısmarladık. Yola karısını öptü. Her es- ihtiyarlar bu kulenin de onlardan miras kal- dığın anlatırlardı. Öğleye doğru şehire vardı. Şe- hir bayram yaptığı için yolları in: | sanlarla hıncahınç dolmuştu. Ku lağı tırmalayan gürültüler içinde geçen bayram alâyı ile gençlerin bir türlü anlamayıp ihtiyarların manasını izah etmek tenszzülün- de bulundukları o karışık levha» lar göze çarpıyordu. Kristofol, alışkın olmadığı bu halden srkıldı. Her adimda kar- şısıa çıkan alaylara bakmadan . Kendi kendine: Bunlara bakacak vaktim var. dür.,, diye söylendi. Kristobal bizzat ona kapıyı aç- Bermutat patron daha çok ! İş her şeyden üstün: | tı. kiracısına | ! karısını | Kristofol, cevap yerine bir tebrik İ olduğu | atıyorum. İ biriktiriyorum. İdi. İ gibi köye koştu. İ verdiler. Müellifi: Blasko Ibanez ve çocuklarmı sordu. cümlesi mırıldanarak ve iri birer inci tanesine benz yen ter damla- ları dökerek ipek kuşağı smdan kira parasını çıkardı. Ma- ara « i saya koydu. — İşte, dedi ve ilâve etti: — Sinyor Kristobal, her sene babanızın ba - bama vermiş olduğu vaadi hatır - Araziyi satmak iste - iz zamzn biliyorsunuz Ya. icap eden parayi | Sizden yalnız bir gbi size, di Senelerdenber! söz bekliyorum. Bunun üzerine Kristobal öksür- | dü; bir kaç dak'ka cevap verme” | Sonra: — Biliyorum, Kristofol. Fakat maalesef bir kaç günden - beri arazi benim malım olmaktan aziz çıkmıştır. aldığım son kira parasıdır. Bu sözlerden Kristofal şaşkın laştı; renkten venge girdi, Bir İ türlü anlıyamıyordu, Nasıl olurdu i da tarlalar kendisinden başkası - na satılabilirdi? Fakat Sinyor Kristobal, di - Bu topraklar benim | , ye kekeledi. hakkım. o Onları Tofol'lar ekiyor. — İyi Biliyorum, Fakat ne ya- payım? —Bana haber Ben size istediğiniz parayı verir- asırlardanberi dim. O zaman Kristobalin sabrı tü- kendi: — Bana bak Tofol, dedi. He- şuma giden şeyi yaparım. Beğen* diğim adama araziyi sattım. Bu | kadar. Değişecek bir şey yoktur. Güle güle. Hiddetten çılgın bir halde Kris- tofol kendis'ni sokağa attı. Deli Doğruca, eski ananeleri, âdetleri bilen ve her müşkül işi halleden ihtiyar Nelo- nun yanına gitti. Meseleyi anlat tı. Ayni akşam Nelo bütün kom- şularını topladı. Onlara: “.. Bizim eski kanunlarımız hiç bir vakit yanılmadılar, diye bir hâlim ağırlığı ile anlattı. Bu- İ gün senin, yarın benim.,, Beni iyi dinleyiniz. Bugün biz eğer Kris- tofole yardım etmezsek yarın ay- ni felâket bizim de başmmıza ye * lir. Bütün komşular ihtiyara hak Şüphesiz tarlalara Kris- tofol istihkak kazanmtıştı. Eğer Kristobal ananneye ihanet ederek babasının verdiği sözden döne cek olursa, onu eski kanunlarına taate mecbur edecekler. Böylece karar verildi. Arazinin yeni sabibi, yeni mül künü teslim almağa geldi. Fakat asırlardanberi o Tofolların ekip biçtiği tarlaların kenarında bütün | köy toplanmıştı. Beni efendiyi yu- i halarla karşıladılar ve onu gerisin geriye dönmeğe mecbur ettiler. İk* gün sonra bir çok jandar - | malarla beraber tekrar geldi. Bir çmgar kopacağı belli idi. Erkek ler mütemadiyen münakaşa edi - yorlar, 'Kadmlar dâ bir felâket e | lacağını sezerek sızlanıyorlardı. İ Köylülerin bu işteki arası sarsıl -- madı ve yeni sahip bir kerre daha ! Bir iş için paraya ihti- | vacım oldu, sattım. Bugün sizden | Serebilirdiniz. | ? Biz bütün hepimiz kardeşiz.,, | A al seci Te ere Here İs ŞARAN İ 9 SAHAN çay saati Hikây y 19,40 lâk ile klâsik ses musikisi ile neşeli rmisiki 20,40 — 21415 Neşi 21115 — asmda iln e 21,30 esi dilecektir. yengi 22 Radyo habe 0 itibaren Radyo caz borsa den o orkestras RÜKRES 864 m. a, 1748 müsahabe, 18,50 musahabe İ mrtet İ geri dönmeğe “mecbur kaldı. Bu İ vaziyet karşısında mahkemeye İ müracaat etti, Mahkemeye, baş - ta Nelo ve Tofol olmak üzere bütün asiler celp edildi. Nelo reise, sözüne fasıla ver - meden şöyle hitap etti: -—- Bakınız hakim efendi. Biz kendi kanunlarımıza itaat ederiz. Geri kalan kanunlar şuursuz in- sanların eseridir. Arazi Tofol » dan başkasma . verilemez. . Asır- lardanberi ailesi onu ekiyor. Te- fol mülk parasını vermeğe hazır- İ dır. Bu böyledir ve biz bu şekil- de halledeceğiz. Hakim: — Fakat bildiğin'zden ayrı bir de mektup, yazılmış, kanun var - İdır. Diye mukabele etti. Nelo amca sert bir sesle devam | etti: — Bizim itaat edeceğimiz ka- nunlar ancak kendi kanunlarımız: Onları yazılmağa ihtiyacı cünkü faziletkâr insan - dır. yoktur; ların kanunlarıdır. Bunun üzerine hakim şunu söy ledi: — Beni dinle Nelo amca, Kriş- | tofola biriktirdiği para ile bir baş- ka yer alın, ortalık düzelir, gi - | der. —Bir başka yer mi? Allah gös- termesin, Siz bizi söylüyorsunuz. — Fakat bundan başka bir hal . tanımaz gibi | Kadınlar Adası! Yazan: Gerhard Hauptmann “Dilimize çev” 16 b Reis hanım şu sözlerle bu hafi | i mubavereyi bitirdi; — “Her ne ise, sevgili Rodber- te, boş kafalarla dolu olarak batan | hakkında düşmeğe dev âsâ Nuh gemimiz İ yavaş yavaş başliyorum.,, endişeye Bu esnada odanın içerisi “ka- ranlık oldu. Çünkü bahçe kapısı” nın eşiğinde endamirı gösteren | Mis Hobbema bahçeden içeriye nüfuz eden ziyaya mahi oldu. Mis Hobbema içeriye girerken: dedi ki; saliba İ Reis Hanım cevap verdi: — “Bir fakirin kulübesine giren bir ilâhe hiç bir zaman | etmez. Giriniz, çok safa geldiniz!,, | | İ | Kadınlar güldüler: Papağan da | kahkahaya karıştı. Papağan sus- | x İ turulduktan ve Mis Hobbema bir | ilâhe mevkine (yükseltilmesini şiddetle protesto ettikten Reis Anni biraz evvelki mübaha- saya devam etmekten kendini a- lamadı ve dedi ki: —“kendi kendime kaç'defa dü- şündüm: Bizim bu adadan kurtul- mamız ne şekilde ve ne suretle kabil olabilir? Bu meseleyi tekrar tekrar aramızda konuştuk. Umu- miyetle şu kanaatte karar kıldık: | Kurtulmak için en birinci çare işi tesadüfe birakmaktır, Yahut vazi- yetimizi uzaktaki medeniyet âle- mine herhangi bir vasıta ile bil lâzımdır, de- vapurdan ya- sonra dirmeğe çalışmak dik. Bu münasebetle, kurtardığımız şişelerin içiriö” zılar yazarak ve ağızlarını - kapı» yarak büyük Okyanusa tevdi et - tik. Deniz kuşları tutarak bağaz- larına madalyonlar bağlayıp salı- verdik. Hizmetçilikten işe başlı- yarak zengin bir madamın seya- hat refikalığına kadar yükselen bizim Matmazel Rabette Lindema çaresi yoktur. — O halde hakim efendi biz, kendi işimizi kendi bildiğ'miz'ka- nunla hallederiz. O gece köyde, esrarengiz (gölgeler dolaşmağa başladı. Kadınlar uyanmca *ke- calarını yanlarında göremediler. Kilisenin saati gece yarısını çalar- ken tarlaları kaplamiş bulunuyordu. evler arasında bir alev Evlerinden dışarı fırlayan ka * dınlar müthiş hakikati anladılar: Köylüler yazılmış, mektup kanu- İ nu çiğniyerek bütün zeytinliklere ve mahsüllere ateş vermişlerdi. Hepsi bit evin kardeşleri gibi köy- lerinin en çalışkan delikanlısına yapılan haksızlığı bu şekilde pro- testo ettiler. Köylülerin yi- Kom- Her şey yandı. yecek bir şeyleri kalmadı. şu köylerin de ayni hareketi ya- pacaklarını ve bir kıtlık ve açlığın hüküm süreceğini sezen vali ise | karıştı ve asırlardanberi Tofol a- ilesinin şevkle ekip biçtiği tarla- lar Kristofola verildi, Nelo amcanın keyfi yerine gel- di. O gün köy meydanında top- lanan köylülere şunları söyledi: — Şerefli olmak için kanuna Bizim itaat ede- asla bir ihtiyaç yoktur. ceğimiz yegâne kanun kâğıt üzerine yazılmış olmayan kanundur. Ve unutmayınız ki: rahatsız ettim, reis | rahatsız | nun kendisindeki zekâ “4 küçük düşürmek gibi ma, bir tecrübeye dahs Kapkaranlık bir yere Telepati ile vaziyetimizi sehrinde bulunan tey789”. | mağa ve bizi kurtarmak yapılması hüzimgelecefir İ tan yapmak istediği t€ izaha çalıştı. Ben bu * hiç bir şey beklemem 89” | bu teşebbüsü haftalar? zi meşgül etti, heyecan * Kendimizi ime sunda malik olduğumuf! ei, İ etti. sayı tatmin etti ve her $€ şade ümidi canlandırdı" Lindenmannın tuttuğu bilecek bir yol olsaydi © İ inn Lübeci#deki vi İ harem hayatına alışmı# dişahla münasebet tesi$ 7 | tavsiye ederdim.,, Burada papağan geni çıkarmağa başladı. Ori duktan sonra reis hanım devam etti: — “Demek itiyorum fi bir çok b'kes güzel çe kızlar, genç dulların be İ landuklarını erkekler âk kaç nüfuzlu ve kabiliyeii haber alabilseydiler biz. # baftadan ziyade kalmnss0ii tüp seyahatine çıkan N8 y sırda araplara karşı hariç min Paşayı nasıl aradıla” ters, bir Stanley veyahut di Hedin “ve hattâ bir 5 ş burada -şahların şahınm iresine ılık bir balık #9, mevcut olduğunu bils€Y' aramağa çıkmazlar mı” Burada papağan ene rını vurarak feryatlar! Hanımdan tevarüs muhtemel bulunan de: t i — Laurence, kahve ee ve pişir! Kahve pişir! dı. Bu feryadını bir kef* takırdatmakla bitirdi; 8 sından Nemgueteba'y# p kelime çıkardıktan #0” Onun bu hali hanımlar” arttırdı. Reis Hanım #* devamla dedi ki: — “ Ben reisliğe sesi itibariyle herkesten ileri çin bunun böyle olmasi. ye yordu. Fakat bende gi bir,sifattan dolayı d# lâzım geliyordu. Bu tün aksi sizsiniz, Mit; çeri, Çünkü bütün kadınlar ady güzeli sizsiniz. Kendi savvur ettiğim g' özellik si kalarında reyimi dair” gi yorum. Bu böyledir. Bi di İ ya istediğiniz kadar raz ediniz. Mademki siz en güz id İ o halde cihanı bizde” les İ mek için mevcut 9 ab i | dünyevi vasıtaların he | ründüğünden, rüyals İ yavaş hakikatten v*” dini büsbütün siz€ 9 Z zım geliyor. Ben si.” | dromedi, farzediyors” ! ; ge ; İ nin gelip sizi kurta” yöorum.,, “Bugün senin, yarın benim,, dir. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: