İİ Sabaha ancak bir iki saat var. Şoför muavini Çapur Ahmedin be lediye zabıtasından Obir memur koluna sarılmış merkeze sürüklü - yor. Ahmet homurdanıyor: Geç- mişi ampullü, sinsilesi elektrikli, ben sana ne dedim be.. Birinci komiserin önünde susu- yor. Belediye zabıtası memuru an- latıyor: — Bu gece otomobilleri kontro- la çıkmıştık. Malâm, biliyorsu- nuz, saaton bir oldu mu, ehli- yetsiz şoförler işe başlıyor. Sıkı emir almıştık. Kimsenin göz ya- şma bakmadan çevirecektik.. Bu gece de sokaklar kalabalık... Çopur atıldı: — Ne sandım ya.. Cuma gecesi.. Dünyalık çıkaracak bir bu gece - miz var... — Sözü kesme... . — Merak buyurma (o komiser bey, * ben polise boyun eğmesini bilirim. Kimsenin sözünü (kes mem. Dinlerim ben, sonra ceva- bınr veririm.. Polise hürmet et - mek lâzımdır. — Öyleyse suş . — Ağzımı açmıyorum komiser ! — Anlat. — Saat ikiye kadar yüz kırk | iki otomobil çevirdik. ikisinin ş0- förü ehliyetnameli idi. Ötekilerin hepsini aşağıya, seyrisefer mer- kezine gönderdik.. Derken uzak- tan Cemilin eski Fordu göründü. Baktım içinde Cemil yok.. Düdü- ğü çaldım.. Biraz ileride durdu. şoföre: “Ver vesikanr,, dedim. Fazla deyemedim. Şoförün ya- nında para sayan Çopur, ok gibi indi, şöyle bir yanıma geldi: — Vallah değil komiser bey, yavaş yavaş sokuldum. Terbiyeli terbiyeli durdum. Ne istediğini anlamak istiyor, bir yandan da, kaldırımda giden iki kişiye sesle- niyordum. Şişli — Maçka yarım lira!... — Bırak ta memur bey sözünü bitirsin... Anlat, — Yanıma sokuldu ve ağzımı açıp gözünü yumdu. Söylemediği kötü söz kalmadı. Silsileme söğ- dü. İ Çopur şaşaladı: — Vay dini şerbetli vay!.. U » lan meler diyor be! Hay geçmişi elektrikli.. Ben ömrümde küfret- miş insan değilim be.. Komiser bey, bana bir bak, ben küfür - baz insana (benziyor muyum?.. Ben sadece: Şişli — Maçka yarım lira diye sesleniyordum. Komiser bey biraz sonra memura sordu: — Arkadaş, küfür edenin Ço- pur olduğuna emin misin? — Çocuk muyum ben komiser bey... Bu adama da ne düşmanlı - ğım olur.. Deli de değilim. Ağız dolusu küfretmemiş olsaydı, gece yarısı başıma belâ alır mıydım. Komiser bey gene (düşündü, sonra zile bastı, gelen polis efen- diye: — İfadelerini alınız, dedi. Çopur Ahmet, odadan o çıkar- ken söyleniyordu: — Vay anam babam vay.. Vay düşündü, .Barbolar ayla Ulan ölüsü-teneke- | Yazan : Selâmi İzzet / liler. Ulan gelecekleri ampullu - ler... Benim kimseye ağzının üs- tünde (Oburnun, kaşının altında gözün var dediğimi duymamışlar- dır.. Enai pilâkileri, benim kötü kelâm ettiğimi işiden O olmamış- ur... Hani söz aramızda, bu yaptığınıza lokum yemenin A- rapçası derler.. Her şeye eyval - lah be kardeşim, ama küfürbaz - lığa paso, dayanamam buna.. Çopuru kalem odasına soktu » lar, kâtip efendi kâğıdı kalemi aldı; — Adin ne? — Nazik oğlu Ahmet, — Babanın adı? — Asilzade Çopur. — Ne iş yaparsın? — Kibarca otomobilde yedek- çilik ederim.. . — Nerede oturuyorsun? — Nezih sokağında, Necip 2- partmanımda... — Numara? Çopur Ahmet kafasını kaşıdı: — Be kardeşim bu suale akar sular durur. Bu bana sorulur mu be: Numarasızım!... Kanlı bir boğuşma Vartonun Tokliyan köyünde İbrahim oğlu Fethi bir kaç gün evvel atına binmiş, köye yarım sa- i at mesafede bulunan tarlasını su» lamağa gitmiştir. - Tarlasmda i- şiyle meşgul olan Fethi; biraz ile- ayrılmış, Fethinin bulunduğu ye - re doğru atını sürmüştür. Atlının yaklaşmasiyle bunun (düşmanı Hacı olduğunu tanıyan Fethi, der- hal atma binmiş, köye doğru kaç mrya başlamıştır. Bir müddet sonra Fethinin atına Hacının atı yaklaşmıştır. e Bu esnada Hacı, hemen silâhını çekerek Fethinin üzerine ateş etmiş, silâh: (o patla- mamış. Bunun üzerine kamasını çeken Hacı Fethinin yüzüne atmış onu yaralamıştır. Artık kurtuluşa imkân olmadığını anlıyan Fethi atından aşağı atlıyarak (Hacının gırtlağına sarılmış, yerde (kanlı bir boğuşma başlamıştır. Netice- de fazla kan zayi eden Fethinin yediği ikinci bir kama darbesiyle karnı deşilmiş, bağırsakları dışa» yı dökülmüş, bu suretle cansız ola- rak yere düşmüştür. Vaziyeti kav- rıyan Hacı, köylülerin yaklaşma» sıma,meydan vermeden atına at- layıp kaçmıştır. Jandarma kati- Tin peşindedir. Pek yakında yaka» lanacağı ümit edilmektedir. zikir Malak een ekleme Ziraat tahsili için Iraktan gelecek talebe. Geçen sene ziraat tahsili için Ankara yüksek ziraat enstitüsüne bir talebe gönderen Irak hüküme- ti bu sene de dört talebe gönde - recektir, Taği Firka Askerlik dairesinden: Hesap memur mektebine girmek istiyen aşağıda isimleri yazılı dört e « fendi muayeneye ( sevkedilmek üzere Askerlik dairesine omüracaatleri ilân olunur. (37801) Nakli Miz. Gani Efendi. (39940) Suvari Miz. Ömer Cema. lettin Efendi. yarım lira.. Maarifte : Talebe çok BEY OE Bazı lise ve orta mektep- “Gazilâiktir; acaba lerde yeni şubeler açılacak! o mahsus mudur, yoksa onu vol Dün Istabnul kız lisesinde Ha- san Âli Beyin reisliği altında bir toplantı yapılmıştır. Toplantıya etmiştir. yısı pek artmıştır, ta mekteplerin sınıfları, müraca- mediğinden dünkü toplantıda bu cihet ehemmiyetle mağa uygun olanlarda o yeniden verilmiştir, Namzet sıfatiyle kaydolunmuş olan talebeler yeni aç,lacak mek- teplerdeki şubelere (o verilecektir. Bu gibi mekteplerde şubeler açıl- dıktân sonradır ki orta tedrisat ye" ni yıl faaliyeti normal < bir şekle girmiş olacaktır. Gene dün lise ve orta mektep » lerdeki hocaların © vaziyetleri de görüşülmüştür. o Askerde bulu - nan hocaların yerlerine gösterilen namzetlerin muavin olarak tayin - vakte kadar sürmüş, netice maa- rif vakâletine bildirilmiştir. Haydarpaşa lisesi bugün tedrisata başlıyor Haydarpaşada eski Tıp fakül - mişler ve yapılan teşkilâtı tetkik etmişlerdir. Lisenin muallim lise, orta mektep (müdürleriyle şehrimizde bulunan maarif vekâ - leti umumi müfettişleri de iştirak Bu yıllar ilk mekteplerin 13 binden fazla mezun vermesi yü - zünden, orta mekteplere yazılmak için müracaat eden talebenin sa - Şehrimizde bulunan lise ve or- atların hepsini is'afa imkân ver - bahse mevzu edilmiş ve binaları yeni sinif aç - bir çok şubeler açılmasına karar leri yapılacaktır. Toplantı geç lr mizacından mı b a (Baş'tarafı 1 ici sayılada) Bu esnada fıstık yiyorduk. Dol- mabahçe sarayında idik. Ben, ha- fızamın muavenetine iltica ile on, ondört senelik icraat tarihi- diklerim hep bildiğiniz şeyler ol- duğundan tekrarına lüzum gör- — Demek ki, komşu ve büyük bir diyarda olduğu gibi, bir çok kuvvetler ve himmetler boş tecrü- belerde heder olmadı. — Evet, efendim. — Tarih bunu kaydedecektir. Sözüne devamla: — Demek ki Gazinin (pr&con- vardı. Öyle mi, — Gazinin büyük nutkunu o - kursanız buna yakin hasıl edersi- | niZ. — Bu plânlar “zaman, ile te» nakuz teşkil etmedi mi? — Asla tenakuz teşkil etme- di. — İnkılâplar hazmedildi mi? — Bünyeye hiç bir zararı ol- madan, Mösyö, azizim. o... Fransız mebuslarmdan biri, haydi, müsaadeleriyle isim tasrih m: M. C. Beuassy ile gezi- niyorduk. Saffetle sordu: — Gazi gayet lâiktir. Acaba bu lâikliği kendisine mahsus mu - dur, yoksa onu milletin mizacın - dan mı istimbat etti? Daha açık tesi binasında açılan yeni lisenin söyliyeyi ii ii ti in ei yliyeyim: Millet zorla mı lâik dün bitmiştir. ğü) 0102? Hayır, azizim, millet "te lâ» Aki ve Salih Zeki beyler dün Hay- | siktir, “ darpaşaya giderek yeni liseyi gez“ — Mümkün mü? — Evet, Şu camilerin çokluğuna bakı kadrosu da | nız. Şehir ortasındaki mezarlık- tamamlanmıştır. Mektepte -(150) | lara... den fazla smıf vardır. Lise buşün- den itibaren yeni yıl tedrisatma başlıyacaktır. Maarif Vekili şehrimize gelecek Bir çok vilâyet mekteplerini tetkik etmek üzere seyahate çıkan maarif vekili Abidin bey bu haf- ta sonunda şehrimize gelecektir. Abidin bey burada kaldığı müd - detçe mekteplerin yeni yıl faali - yetini tetkik edecektir. İ Yolumuza devam ediyorduk. Süleymaniye camiine vardık. Reh- ber dedi ki: — Şimdi ezan okunacak. Ak - şam namazı. Bu cami Türk mi- marisinin şaheseridir. Ayasofya ! dan üstündür. Ezanın, akşam namazın ne- olduğunu rehberle ben anlatıyo - z: ru: — Ezan, müslümanların nama za devetidir. Namaz, günde beş defa kılınır. Abitler camide top- ni dostuma bulâsa ettim. Söyle- | cu) evvelden kotarılmış bir plânı | Orta tedrisat muailimlerinin! janırlar. İmam denilen sarıklı bir maaşları memur (papaz değil) ibadete re- Orta tedrisat muallimlerinin | islik eder. Cemaat saf saf, onun kadrolar dolayısiyle geciken ey -| ardında namaz kılarlar, Imam lül ve teşrinievvel maaşlarının ve- | olmazsa cemaatten her hangi bir rilmesi için emir gelmiş ve mual - limler dünden itibaren maaşlarını almağa başlamışlardır. Sümer Bank mecmuası — Sümer Bank beş senelik plânm tatbikatı ve bankanın giriştiği sanai işle Thakkın - da malümat vermek için üç ayda bir mecmua çıkarmaya karar vermiştir. Mektepten eve dönerken — Cüm. huriyet vapuru kamara şefi Esat Be- yin oğlu Süreyya mektepten çıkıp e « vine giderken bir evin penceresinden üzerine cam düşmüş ve zavalk çocu- ğu başımdan yaralamıştır. Çin heyeti gitti — Çin askeri he- yeti dün İskenderiyeye hareket etmiş. tir, Efendi. (40368) Top. V. Hayri Efendi Be- giktaş, (39961) Piyade Miz. Mustafa Zeki fert bu işi görür. İ — Oo... Bu malümat pek mühim, Ezan okundu. Camie girdik. Hayret! Camide, akşam nama - zında, bir tek fert yok. Ama nü- munelik bir tane olsun yok.. Bir kör dilenci, bir ihtiyar baba bile yok. M. Bevassy hayretler içinde. — Bürası müslümanların en büyük Katedrali olduğu halde! — Evet, Mösyö. — Cemaat nerede — Bilmem. : — Hem bu semt, bu mahalle- ler Beyoğlu da değil. Doğrusunu söyliyeyim, siz bana millet lâik- tir. dediğiniz zaman sözlerinizi beylik söz addetmiştim. Nezake- ten reddetmedim. Fakat (intaki hak) oldu. Pardon azizim. Fran- sİ saya başka bir fikirle dönüyorum. b j Wi Fransız mebusu sorujr. bu lâikliğiket istinbat ettif * Demek ki sultanlar #* kin temelsiz bir otori* ediyorlarmış. i milleti anlamış: di — Cest lâ un i cest Ja un homme P Bunun üzerine i dik: i | — Anlıyorum ki © bir askerden ibaret d€8 da kuvvetli bir anlay£ var. — İşte bunun içi” tün inkılâbınızda bir *E i mak kabiliyeti) mevcv” seden de pervanız yo” lâp bir (tecrübe) ol? N tır. Zihniyet itib memleketim sizinkind Orada bu derece şüm” kılâp yapılamaz. H inkılâba ihtiyacımız şiddetlidir. rs.stoboS.ugr 4 * İşte, aziz oku: haftadan ziyade bir mübahase zeminlerimi?” rincisi Gazi oldu. — Ayasofya, Süle! | ki saray, Evkaf müze: — Büyükada, , i rayı, Boğazın letafeti — Dolmabahçe sar8 bir gecenin bin ikinci Bunlar az intiba 9" — Revenos au Ghaz! Frenklerin dilinde Tesbih çeker gibi Bir Madam: rüyorumu. Bir sabık nazır: — Ne yazık ki rimle görmedim! Başvekil, Devlet he: bulunmuyorlar?. — Efendim, R makarri değildir. Bir dir. Bu sözüm üzeri“ Gazinin Ankarası, zarında mistik ve sem?” hiyet aldı: Bir nevi Kudüs, Mekke veya " niliğin, demokrasinin ' Şişli: 4 - 10 (| Deve dikeni” şeker çı Son posta ile gele” telerinin yazdığına Rusyada kimyagerler şifte bulunmuşlardır. Pt ve dikeni denilen bir i ker istihsal etmel y keninde mühim miki? bulunduğu anlaşılmı$. muhtelif semtlerinde kistan taraflarında 69 bu nebatın yeni kurü kalarda kullanı! rilmiştir. Aile geçimine Maari Vekâleti ce satı resmiyesini haiz * ZARUKYAN Biçki v€. tün teferruat ve inceliX” ri ve ameli olarak €! ay zarfında öğretir vi şehadetname verir. (5 Beyoğlu Altın b?“ “Icadiye) caddesi No: ZAYI: Fen Fakö” kısmından aldığım hüviyet varakami zay | hükmü yoktur: Yonu* j