— VAKTT 9011 nci kânun1934 — mp UMUMI HAR Pp 17 E amm VA K I Tan Edebi Tefrikası “> Teşkilatı Mahsusa | YAZAN: şi gli ——. > —... LL YAN İ Yazan: A. MiL Selâmi İzzet öç mA ME Ras taarruzu durdüğündan etrafta kadar mağ bu pireyi iel tekrar sükünet hasıl olmuştu yapmadı. Y babasından yüz buldu di ayr eye Kâtibi | mes'ul Bey Rıza Beyin| rad(n talim ve Vr anfi | Rıza bey bunu gördükten sonra ye, Peymanı çimdirip a - . Bu si İ Koradan ayrılarak tekrar Murgu- dı; Perteve cevap bile vermedi; k İ fer efrada iyi bir del verile! İla dönmüştü. tabına daldı. ve a e Yavru şair doğmuştu. Ezcane te neticesinde anlayınca onu te- hic kti. Uzun zamandanberi çete- Yeni vaziyetler razisi kadâr GSS; üç aylık kas-| selli etmiş, kendisinin Kora da | lerin harekâtını yakmdan görmüş | Rıza bey cephesine mensup ©- rak gibi ürkekti. Gürültülü neşe-| ” neler yapabildiğini izah etmişti. | ve takip etmiş olan (Stange) bey İ lan müfrezelerin bazıları Acara © den, küstahça me eydana konan haz | Rıza bey Korada altı, yedi yüz | Rıza beyle maiyetine demişti ki: | taraflarında bulunuyordu. Har- dan, bol kahkahadan hoşlanmaz - İ kadar çete efradı Bopanltığilan | | « — Çeteleri bu şekilde ve bu | bin bidayetinden beri çetesiyle be . Babası, bütün âlemden mem-| ve bunların tekrar istifade edilebi İl karışık vaziyette harbe sokmakta i rabet büyük yararlıklar göstermiş GüMi Yavru, sessiz sadasız, ken: | lecek hale getirildiğini kâtibi mes | devam edecek olursanız, onlar- | olan Kâmil bey de efradıyle be- dine mahsus bir âlem yone | ul beyden haber alınca çok mem- | dan matlup olan istifade sıfıra i- | raber pek yorgun bir hale gel Pertev Refik, dünyaya m | nun olmuş ve kendi gıyabında ya- r. Efrat evvelâ askeri disipline | mişti Kâmil bey müfrezesini de- vermediğini âleme ilân alör “bir yz ağ dolayı teşekkür et- | alıştırmaları, y İ giştirmiye vakit ve fırsat buluna- gülüşle tekrar sordu: ıza bey hemen Koraya g€- | Bunu söyliyerek Stange beyin | madığ . en ziyade yorulmuş gbi denld ne İ medi a - efradı teftiş e- | verdiği tavsiyeler üzerine efrada | olan müfreze buydu. Onun için — Davut Bey geldi efendim. | d ve Mısır öğütmek için | talim yaptırılıyordu. Hemen sa- | Kamil cetesi eee balşamış a n değirmen alât ve ede- | bahtan akşama kadar devam €- İ bı. Bu çete de Koraya - gelecek ve Dr. A. İzzettin Beye | © — Evde olduğumu söyledin “ ! gönder- | den bu talimlere çavuşlar nezaret | orada bir müddet istirahat ettik- Türkiye Cümhuriyeti sınırları için me söyledikten sonra ediyorlardı. Demek ki Kor ada | İ ten sonra yeniden tensik edilen muhaberesine nihayet veril- | toplanan çete efradının işleri ar- | İ çetelerle beraber başkâ map hizmetçisine söZ geçiremiyen Dövukroiinafin Bal İ tık tamamiyle yoluna girmişti. | gönderilecekti. (Deva Pencerenin sağ ilmen güneş vi vap Refik, pencerenin perva- zındaki çiviye, küçük aynayı iiştir lerinin “A, serisindedir: Çocuk- | ve ve arm bamya San | z miş, kıravatını bağlıyordu. Sağ kö kluk, arkadaşla” raf tekrar sükünet bulmuştu. Son | F d ki f ğ-x0 İ > arkadaşı. Çocul arMANAŞIR | EN p olan e| ransa a 1 acıa ki taarruza ( sebej şeye güneş geldiğini görünce: | , gelmeden evvel telefon etme- 2 şa “Eyvah, dedi, on bir olmuş...,, | dirler Bunu sana kaç kere tenbih fincancı haa ürküten s k Bunu, içinden söyledi. ettim, listleri de v etdim hut toplar artık sustuğu için bal are Pencereye vuran güneş, Perteve, | EL ahat benim değil beye sükünetin bir müddet devam ede. | on tayy azası nasl oldu ? mevsimine göre, saatin gördüğü işi i fendi. ceği ümit olunabilirdi. Bu müd- | Fransız tayyareciliği aşkile | za mahalline yömeshilğiğiei za- görürdü, — Senin değil de benim mi? | det zarfında dağınık bir halde bu- | | nın en mühim ve k nllin ir iske- “Yavru, ,, dedikleri oğlu Şakir,| . — Bana verdiğiniz listede, Da İ lunan çeteler tekrar ıslah edilebi- | enin ölümiyle öbiib oldi Emera- | letinden ve kömür is gire büyük, geniş, yumuşak yaylı diva- | vut Beyin ismi. “D., serisinde: | pi onlardan gene istifade edile- | yde tayyaresi. kazası bütün Fran- " insan cesetlerinden başka bir şey| ine şüphe yoktu. Şimdilik dez sayı heyecan ve mateme boğmuş-| kalmamıştı. o Karşımızdaki levha| nın, gözleri okşıyarak kamaştıran | Dost. Dostları salona alıyorum: renkli yastıkları arasına yüzü ko- ilemi evde olup olmadı De dele ağını bilmi; bir kere baka - yım— « Mimi istirahatleri omüml ed k müthiş idi. olduğu kadar temin edilmişti. Bir ge > iline Sİ Bu ine dair olan tafsilât o Kazanın kad sel genç yemde Dalai ağ la Cumarte: e | gir miş olacaktı dur: a ve tafsilâtı havi mez başlamıştır. y uzağ i ün öğle mi Rıza Beyin nutku (ler tari ılmaktadır. “Kara filo,- İ me eği verdikleri ti ertevin yalnız gönlü değil, vü- di ıynvaldede ri . İşittin mi Rıza bey vaziyeti tetkik etmek | nun Arter ellerinde 3 25 bin kilo- | lâta giri indi, cudu da, yüzü de ihtiyarlamamış- | Yavru?... Peyman, Hanımefendi | ve bu hususta bir karar verme! dan ti; ve Pertev, ihtiyarlamamakla| piçkurusünu Tokatlıyanda bekli - | üzere telefon muhaveresini müte- vaffakıyetten fevkalâde gere muştur. Pilot, henüz mahiyeti i hareketle Kora- Gamo son felâket ile o nis- | laşılamıyan sebepler dolayısı 1 pette mükedder ve meyustu, inebilecek müsait bir saha : Pris gazetelerinin, ik üç | ır. e Yapılan tahminlere çüsüi a Di ? imişti. Ön! 'Koca bebekti,,. Ruhu serseri, se-| rife de söyle ndeki gelsin; bun-| müteakip mevcut efrat toplanmış ie bir adamdı. Dünya umurun - | dan sonra da gözünü dört aç, böy-| ve bir yoklama yapılmıştı. Efrat a değildi. Bol parası vardı. İsmi- | le potlar kırma... Dur, hemen sıvış | kışla önündeki meydana dizildik- | za yerinde yaptıkları tahkikat ne- | şiddetli bir a iyi sonuna bir de muharrirlik ta- | ma; şapkamı ver, başımı a giyeyim | ten sonra Rıza bey gelerek onları | ticesinde aldıkları malümat tüyleri | muş ve , e ü de, sol peni çıkmak üzere olduğu” | teftiş etmiş ve bu sırada bir de nu | ürpertecek derecede korkunçtur. muş ve m merdan — Ne okuyorsun yavrum? mu anlas va söylemişti. i ünden zuhur etmiştir. SS olmüyörün Pertöv; Krş izi eçirilen son felâketten dola- arya K doktorlarından M. | ”77 iki nil iz ar k Dav pöliekeriz. li çıkmak | yı pen çok müteessir olduğun: b ri âdiseye , gözüyle şahit Km birinin bora Yi endine “baba,, dedirt-| üzere eleği u anlamadı. Anla- | dan hem söylüyor hem de vi kırılması ve elektrik ie , telleri ği yâvruya tenbih (etmişti: | madı, çünkü Pesliii başında şap | yordu. Rıza bey efrada hitaben | Ke SİMENA EPİ ammak yapmasından ileri z eni a çağiracaksın!,, ka olduğunu görmedi, çünkü göre- Ge bu nutkunda onlara va- Şehird ti > e babasını ismiyle çağırı- | cek halde değildi. vazifelerini bir ve daha En a MR deme anda tayyare zaten mü yordu. Oturdu, daha doğrusu, koltuk- batlatarak diyordu | iie iE ei N Se ük Perre bulunüyordu. — Keyfine bak yavrum; ister-| lardan birine çöktü. — Düşmanla Ki ilerisin Sİ loğuk Bir eli e ayyare yolcuları arasın: sen “mg yırt, başma külâh| (Merhaba demedi, selâm verme | nu takip etmek de, vaziyet icabı i ME MN uzatmadı. Sadece cemi geri çekilmek de askerliğin vazi- | ses kâh bafifleşiyor, kâh şiddet di Çini umum valisinin 7 açıldı, hizmetçi Peyman mler felerindendir. e Fakat büsbütün | e eyda ediyordu. Refikama, bir fe- | dığı farzediliyordu. Fakat Ni -—— Sen acı nedir. bilir misin? gitmek vatana karşı iki tür- arasında bunun cenazesi de lü fenalık yapmak demektir. e edilmiştir . ye kaçtığınız için vatanınızı Mi 'aadan mahrum kalmış rez lâket vuku bulmak üzere olduğunu ei ve ne olduğunu görmek e tahkik etmek için dişarı çıktik . | İkinci bir tahmine göre Sus Heside dört ışık noktası gördük. | ta dümenin kırılmasından ve pi ae dai üzerinde bir kaç ie tun; eye ee e ve ii dedi. k kalı. “Beyefendi...,, diyip| © Pertev, dudağının bir köşeini söyliyeceğini söyliyecekti. Pertev | büktü: Refik vakit bırakmadı. Kizın lâfı- | O Kırmızı biber! sunuz, saniyen silâhımızı da İz ŞAPI. tk —Sen işin alayındasın ama, ben raber alıp gittiğiniz için bir age | vir a — Hoş geldin Peyman! değilim: Geyik oldum..: kasmı o silâha sarılarak ei | 2 ve ve İstaşyamı istikametine isk) sından ileri ei Tayy Oğluma göz kırpıp devam etti: Yavrunun gözleri dört açıldı: İ müdafaadan mahrum etmiş olu- u gitmeğe başladı. Bunu | mütea- | mamen yanmış olduğundan — Yavru, Peymanı arada bir,| — Ne demek bu? İnsan nasıl se| yorsunuz. Onun için kaçmak doğ- | p kip olanlar bir saniye işinde gecti: hattâ sık sık, çimdirip . sıkıştırmır| yik olur? vu değildir. Fakat bunu yapacak | | Tayyare yıldırım gibi toprağa doğ” | hakkiyle tesbit edilemiy: yor musun?.., Ne?... Böyle şey Yap| Pertev güya kızdı, çıkıştı: kadar vicdansızsanız, o zaman | Tu-iniyordu: Şimdiye kadar yapılan ve ” | Bir ansonra şiddetli bir patlayış | dan sonra da yapılacak mıyor musun?,.. Peki, ne diye 8â“| — Sen hâlâ burda mısın?.. Ne i olmazsa silâhınızı devletin si- | na böyle gül gibi, bir içim su gibi | bekliyorsun Peyman?... Haydi ba par da beraber alıp gitmeyiniz. işittik, Bunun akabeinde de göğe hizmetçi tutuyoruz öyleyse... | kayım, arkanızı göreyim. | Harbe devam etmek istemiyeni: | | doğru büyük bir alev, sütunu yük! Peymanın çenesini okşadı: | — İkisini de, sırtı sıra, kapı dışarı niz varsa, şimdiden silâhlarını ia Rk Seri irciler, “düşüyor! » “ya: kire Söyle bakalım güzel kız, ne| etti; kapı dışarı Akdi de, bol bıraksınlar ve çekilsinler. , diye bağırıyorlardı. Hep istiyorsun ? bir kahkaha atmamak için, kendi- Rıza beyin bu nutku çete efra- | miz Ve elli içinde “Belle Ai eyman sahiden güzel kızdı. E-| ni güç tuttu. Gülmemek için dişle- dı üzerined iyi bir tesir bırakmış” | | re,, tepesine doğru koşmağa baş- zilip büzülerek omuz silkti; bir sa | rini sıktı, kaşlarını çattı, ii tı, Efrat yeniden cesaret almış, ladık. Bütün zirve alevler içindey» | daki ta « Miyecik, hafiften kızardı, Ama, s1-| geçirip sordu: kuvvei maneviyeleri tekrar can- | di. Yangın ancak bir saat geçtik | yapmak üzere kazanın © w * .... İ kılganlığına pertevsiz tutup büyült | uesam ar) ışmağı başladı. Ka reyitmiştir. p buy sırf faraziyeden ibarettir | lanmıştı. Bunun üzerine artık ef- | ten sonra yalış i