8 Kasım 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

8 Kasım 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sön Pili PA, bir tabire göre “Asil,, kumaş -|/ Mi Yani ipekli ve kadife kumaş- rağbet fazla olduğu gibi, başı, dan, omüzları, kolları, bilekle- Ve parmakları süsliyen şeyler a- | ih a da,'gene bunların pahalı Ses lerine rağbet var. Bu rağ 3 .3öze çarpacak derecede ba - zdir, bii” gerdanı, omuzları, kolları, | seyi ri ve parmakları o süsliyen i lerden, en ziyade tercih edilen, ir. Pırlanta gibi pırıldıyan, do | Avusturyada Evlenme Manto Ve Pelerin WGZEGA mM< —0Z— AAA NN modaya uygun olarak ya -| nuk duruşu ile gözleri okşıyan in - | kaplamalı olarak değil, alelâde an elbiselerde pahalı kumaşla - | ciler, ötedenberi en çok, en sık mo | madeni olarak ta....... Yalnız, do - da olan süsler...... Şimdi de öyle ve hattâ, başka zamanlardakinden biraz daha fazla. meselâ, inci, saç lar üzerinde, gerdanda, omuzlar - İda, kollarda ve bileklerde öteden | beri görüldüğü halde, parmaklar - | da pek o kadar görülmemiştir. Hal | buki şimdi pırlanta, zümrüt, yakut yerine üzerlerine iri birer inci otur tulmuş yüzükler yapılıyor ve takı- hyor! Süslenmek için en çok inciden YAAA AA AAA LER istifade edilmekle beraber, inciye, güzelliğini göz okşayıcı hoş tarz - da bir kat daha arttıran başka ne- viden süsler ilâvesi de unutulmu - yor. Bunlar, moda mütahassısları- nın zevkleri derecesine göre seçili yor, uygun düşürülüyor ! İnciden başka, donuk görünüş - lü gümüş kaplamalı süslerde, fi - yonga şeklinden © başlayıp (türlü türlü kalıplara dökülerek, muhte- lif şekillerde, başı, gerdanı, omuz» ları, kolları, bilekleri ve parmak - ları süslemektedir. Sade gümüş nuk olmak şart! | Bu, pahalı ve “Asil,, temayülü - ne zıt bir temayülün ayni zaman - da ifadesi sayılırsa, herkes tarafın | dan ipekli ve kadife kumaşın en pahalısı, incinin sahicisi satın alı- namadığına işaret edelim. yin bu, moda esaslarının kısmen naza- | ri olarak kaldığını, bir çok moda ! meraklısı tarafından da zaruri de İ ğişiklikler yapılarak yerine getiril diğini tesbit mahiyetinde ise de,.... Hakikat, budur! 7 — VAKIT 8 2.nci tesrin 1933 m Anneler, Çocuklarını Sulh Fikrile Yetiştirsin Dünyanın dört bir tarafında a - kisler bırakan yakın veya uzak bir istikbalde ortalığın karışacağına, bin bir felâketle geçiştirilen yük harpten kat kat müthiş bir bü yük harp çıkacağına dair mülâha- zalar, herkesi düşündürürken, bu- nun önüne geçilmesi yolunda da İ faaliyet gösteriliyor. Bilhassa neş- riyat vasıtalarile.... Bu arada, son günlerde bir Avusturya gazetesin- de çıkan bir yazıda, yer yüzünde sükün ve saadet temini için, evve- lâ annelere vazife düştüğü yolun - da fikirler ileri sürülüyor, tavsiye- lerde bulunuluyor. Avusturya gazetesinin bu ma -| kalesinde, annelerin çocuklarına daha küçük yaştan itibaren — sulh gayesini benimsetmelerinin, onla - rın sulhu sever gençler olarak ye - tişmelerinde mühim rol oynıyaca- ğa işaret edilerek, şöyle denili - yor: “İnsan dimağı işlemeğe başlıya” kıdenberi harp edilmiştir. Ve bü - yük İngiliz edibi Velsin dediğine bakılırsa, tavuklar yumurtladıkla- rı müddetçe, harp edilecektir. E - ğer çocuklar, gençler, sevgi ve sulh yerine, nefret ve harp fikri a- şılanarak yetiştirilecek olurlarsa, Vels haklı çıkacaktır. Çocukların, gençlerin yetişmesi hususunda takip edilecek hareket tarzı, onların ruhi haletinin inkişa fında, muhakak ki başlıca rol oy - nıyacak bir şeydir. Terbiye ediliş tiye Yuryada tutulan bir istatis - 47 Iş orada 1913 o senesinde diğe eme olmuş, 1931 sene - tabi evlenmeler, 49,717 olarak İt edilmiştir. Bu itibarla arada cak yemde bir fark vardır. An İZ senesinde bu miktar, ımı geçmemektedir. içi taraftan, gene bu istatisti Yin EMİ senesinde evlenenle- ki di lerden daha ziyade 29, akları ge dınların 26 yaşında ol- Be, leri 932 senesinde ise evle - İ 26, e en erkeklerin daha ziyade olduk veya kadmların 24 yaşında e varılmıştır. bn rada 1932 senesinde yapı - | dik iki evlenme hâdisesin- biri, m ya baolünuyor. Bunlardan Hind, e bir erkeğin 78 ya- deri li Arm evlenmesidir. Di Sir erkeğin ine olarak, 83 yaşında b Yaşında bir kızla yy inle beraber, umumiyetle Mele, enesindenberi yapılan evlen de <vlenenlerin yaşları uy- muhte terdiği kaydedilerek, velerini senelerde evlenme hâdi - 2 şehi ? bazı şehirlerde azalıp ba- işi soğaldığı, azalmala - ! p sonundaki iktisa - Vaziyetinin mühim tesi- yazılıyor. Bugünkü vazi- sahadaki faaliyetin hararetli olmadığı, yarına gelince, eğer iktisadi vaziyet bugünküne nisbetle düzelirse, bu sahadaki fa- aliyetin hararetlenmesi ihtimali ol duğu mülâhazası; bu istatistik do- layısile vaziyeti gözden geçiriş ma hiyetinde yazılan makalede ileri sürülen mülâhazadır. Bir Fıkra Karı, koca arasında bir konuş- ma... Kadın, yeni satın aldığı şap- kasını saçları üzerine yerleştirmiş, aynanın karşısında başını sağa, s0 la kımıldatarak, bir müddet dur - duktan sonra, koltukta oturan ko- casına döndü: — Nasıl?. Güzel, değil (o mi?. Kocası, yüzünü < buruşturdu. Masanın üzerinden gazeteyi alıp sayıfalarını çevirirken mırıldan - dı: — Pek biçimsiz doğrusu! — Ne dedin?. — Pek biçimsiz bulduğumu söyledim! — Sen zaten güzel şeyden ne anlarsın!, Bu cevabı veren karısı, ver- diği cevabı kâfi görmedi. Bir an düşündükten sonra, şöyle söyledi: — İster beğen, ister beğenme. Yarın gelecek faturayı sen ödiye - ceksin! ? Gene beyaz — siyah modasının devamına bir işaret...., Bu renk - ler, bir arada olarak bundan evvel ki mevsimlerde moda olduğu gibi, şimdi de moda... Bu renkleri bir a- Son moda bir manto rada görmek temayülü, ne kadar sürekli oldu. Moda değişiklikleri - nin sık sık oluşuna karşı, buna şaş mak, yerindedir! Şimdi moda olan pamuk ve yün karışık kumaşlardan manto ve pe- lerinler için benimsenilen renkler de, bir arada olarak, bu iki renk - tir, Böyle manto ve pelerinler altı- na giyilen elbiselerin de, üştteki - lerle bir örnek olması gösteriliyor. Bluz, ceket, yahut eteklik... hep bir örnek... Şapkalar, serbesttir. İstiyen onları da diğerlerine uy - gun düşürüyor. Fakat, şapkaları | başka renkte ( olmasınm, giyiniş İ yeknesaklığından kurtulmağa ya - rıyacağı fikrinde olanlar da var. Bu arada pelerin modası da, tu- tan bir modadır. Uzun etekli, ge - niş pelerinler, önce İngilterede mo da oldu, sonra başka Avrupa mem İ leketlerinde de benimsenilerek, a- şağı yukarı, tuttu! Erkek sert davrandığı müddetçe kadının kendisiyle alâkadar ola - i cağından yüzde yüz emin olabilir. Biraz yumuşadığı — gibi, her şeyi kaybedilmiştir! “bp Öyle kadınlar vardır, ki erkek, onlarm yanımda bulunmasına da tahamül edemez, yanından uzak- laşmasına da.. Bunlar nasıl kadınlardır?. OBu ciheti, onların yanında bulunma - bü- ' Düşünüşler İ tarzının kuvvetli tesirini hiç kimse akıl ve mantığa istinatla inkâr e - demez. Tabiatin ve kanunun kendileri » ne emanet ettiği çocuklarını sulh gayesile yetiştirmek, önce anne - nin,... tabii ayni zamanda baba - nm.... ve sonra muallimin üzerleri ne düşen vazifedir. Fakat, çocuk üzerinde annenin daha yakından tesiri olduğu şüphesizdir. Hem bu i tesir, tabii baba ve muallimin tesi- İ rinden daha erken başlar. Çocuk, İdoğduğu andan itibaren anne ku- cağındadır. Annenin gözleri önün- de ilk adımlarını atar. Anne, çocuğuna harbin körü kö rüne düşmanlık olduğu fikrini aşı lamalıdır. Körü körüne düşman - lık ve kendisi gibi aile ve yuva sa- hibi olan başka insanlara karşı ta- hakküm, onları tazyik, ezmek ol » duğunu öğretmelidir, Tarihte harp sebeplerini araştı « rırsak, en çok, memleketler fetih ve iştilâ etmek maksadile harbe girişildiği neticesine varırız, çok metbular tarafından arzu edil miş ve tab'alar, istemiyerek sürük lenmiştir. Fen ilerledikçe de, icat edilen harp vasıtaları, harplerde gittikçe daha ziyade insanların öl- mesine sebep teşkil etmiştir. Ga « lip gelen de mağlüp olan da dai- ma büyük zararlara uğramıştır.,, Yazıda, harbin fenalıkları uzun uzadıya anlatılarak yetiştirilenle - rin ruhlarındaki iyilik duyguları - nın beslenmesi ve fenalık duygu « larının yok edilmesi tavsiyesinde bulunuluyor ve eğer her memleket te ayni tarzda hareket edilirse, is « tiklâli korumak gayesile girişilme si zaruri olan müdafaa harplerine de lüzum kalmıyacağına, çünkü bazan da bir taraflı olarak memle ket istilâsı hırsile yapılan taarruz- ların sulhu seven tarafı pek hakir olarak harbe girmek zaruretile kar şılaştırdığına dokunuluyor. Yazı, i “karşılıklı sevgi!,, tavsiyesile biti- yor. sına olduğu gibi uzaklaşmasına da tahammül edemiyen hiç bir erkek, henüz anlatamamıştır. Dolayısiyle | bu bir muamma!.. ah Bir kadını anlayabilmek © için, onun anlaşılabileceği ani sezmek, bu fırsatı kaçırmamak lâzımdır . Bu ande her şeyi göze aldıracak İkadar cesaret gösterebilmek icap İ ettitğitni de unutmamalı!. , «Pp | Karından memnun değilsin, öy- lemi?... Onunla evlendiğine piş » man görünüyor, onu çekiştiri » yorsun.. Niçin?. | Demek cazip değil, demek huy» suz bir kadın?, Hulâsa, karın ho- şuna gitmiyor. Simdi böyle söylüyorsun. Fakat o başka birisinin karısı o olsaydı, böyle demizecekti. Karmın “İlâ « hi Kadın,, olduğundan dem vura» caktın!,, Etiyen Rey En,

Bu sayıdan diğer sayfalar: