Jim Karşısında Spor FUTBOL Spor değildir! —2— | Spor ve oyun vasıta olamayın- rminci asrın görüşleri | ca ne oluyor?. Gaye.. Neden ?. Şiki, yi, “gelelim. Spor, “ bedeni şahsiyetimizin te- mıyan oyunlarda hakiki şahsiyeti- i demektir. Bedeni şahsiye-| ni gösterir. İşte bu görünüş gaye - Çünkü: Çocuk ve genç, sun'i ol -! 1 e teşekkülü oyunla anamızın ki dan başlar. Bu oyun, yani m ik #por, ne zevkimizin, ne ne- p a zin ve ne de yorgunluğumu - İ eylendirmemizin kabataslak !çinde değildir. tekemmül fiilimizdir. Ya- e hayvan yalnız oyunla ül eder ve bedeni şahsiye- m baar Oynamıyan hayvan, oy- ' insan yoktur. Her şey oy- Ye kendini, kendi sevkitabiile- ğü, ve içinde yaşamıya ha - N Ni Yavrusu da oynar. Bütün ” bu varı makarayla oynamak, bir $ ii, Suyla oynamak.. yuvarlanan İn, Yin peşinden koşarak kap * Diniz r. Keçi yavrusu tos vurur, & Kap kaldırdığınız zaman şahla - İnag Tıyarak elinize karşı kor... Yavrusu oynar, hem kimse yüzimeden oynar, eliyle oynar, a- | yle oynar, emekliyerek yü » © çalışır, parçalardan, ça- yapmıya, toprak ve f 7, €V yapmıya, çamurdan ku- | roya çalışır... Dikkat e -| z niz bunları kimseden öğren - i ir. O, cinsiyeti icabı sevki tabiata karşı kendini “Klama oyunu yapar.. Semmül fiilinin oyun olduğu- i Diyo, ji ilmi tesbit eimiş bulu -| | Bini Tekemmül nazariyesi mü * Gy zariyesi Gross nazariyesidir. a, iyor ki: “Keçi yavrusunun ke, ye, kedi yavrusunun önüne i makara veya yumağı , anız koklar ve bir şey anla- | * Kedi yavrusuna da tos vur- el kaldırırsanız hiçbir “amaz, Binaenaleyh; bu hal iade ki, her cinsin tabiat ü - mücadelei nefsiyesi için Mag, diği sevkitabil © hareketleri « Bunlar da kendine taallük pk, ereketlerdir..., i €n son nazariyeye göre, ki | h şazariye âlemşümul bir nazari- i ? Sporun oyunun büyüğü ol - Nİ nâzaran tekemmül fiilin - | ' başka, bir şey olmaması ve be- hap siyetimizi teşkil eden da- a m bir oyun olduğu teza- hileye ne demek ictiyorum? | i Pİ Wi, * bedeni şahsiyetimizi te - | Magktuf bir harekettir. Dikkat Ki aki Yasıtadır o demiyorum.. il Nan he oyun, ve re de spor bir | ; A, İeğildir. dh iddinma bütün bir spor dün- etmesi lâzım. Çün- senedir oyun ve spor diye tarif edilmiş ve el de her kara kaplı kitap bu 7 İ iş ve kokmuş akli - nazariyelerle işim i iddia eden yazar. ediyorum. Oyun ve İbiyemiz için vasıta. olar bizim sevkitabii ha - a» Bedeni kuvvemizin i - », ,, “İyesine göre bir takım İlerden ibarettir, , ” dir.. Halbuki; vasıta telâkki edilen sun'i ve yapmacık oyun ve sporlar hakiki şahsiyeti gizliyen ve kaide- leştiron şeyler olduğundan insanın ruhi tezahüratlarını örttüğü cihet- | le bedeni şahsiyetin teşekkül ve tekemmülüne hadim spor ve oyun» lar olamaz... Bilmem: Gaye ve vasıtayı an - ladığım gibi ifade edebildim mi?.. Burayı tekrar etmek isterim: Me - selâ; tahta bebeklere binmek ha- reketleriyle beygire binmek öğre - nilemez?.. İşt, bu bir spor vasıtası | Ve bu biniş ve atlayış da spor de- | ğildir diyorum. Yani tahta beygire lüzum yok, maksat ata binmekse gel doğrudan, doğruyabu tabii maniaya bin ve vasıtayı ortadan kaldır... Daha başka bir misal: Yüzmek suda öğrenilir, karada değil.. Su- da yüzmek için havayı vasıta kı - lamayız... Meşhur Amerikalı fey - lesof ve terbiyeci Con Döey bir gün suyu ve denizi olmıyan bir köy mektebine gitmiş, bakmış ki, muallimleri çocuklara karada bir nevi hareketlerle yüzme talimleri i $ Beyoğlunda Bursa sokağında Ko Polis Haberleri adale is Bir kuruş yüzünden .. Üsküdarda Karacaahmette bir kuruş yüzünden çıkan bir kavga bir dükkânın camlarının kırılma - sına mal olmuştur. istemiştir. Dükkâncı: — Haydi işine git.. Diye Hüseyini başından savmak istemiş. Hüseyin ısrar edince: — Bir kuruşluk peynir olmaz. Tartıya gelmez, demiş. Hüseyin: — Bir kuruş para değil mi. Ni - | çin vermiyorsun, ne kadar gelirse gelsin sen ver, demiş. Fakat bakkal hiddetlenimiş ol - duğundan Hüseyini dışarı çıkar - mak istemiş, fena halde kızan Hü- seyin de eline geçirdiği bir şeyle dükkânın camlarını kırmıştır. Hüseyin yakalanmış tahkikata başlanmıştır. ço ve Toma isminde iki çocuk oy - narlarken Toma şaka ile elindeki çakıyı arkadaşımın O beline sap - lamıştır. $ Sabık icra mübaşirlerinden Hamdi Efendi, evvelce bir borç- luya ait ödeme emrine ait kâğrt üzerinde değişiklik yaptığı, bu kâ- ğıda borçlunun imzasını attığı; noktasından muhakeme edilmiş, beraet etmişti, $ Büyükderede Ziya EF. ismin- de biri arkadaşı Hamit ve Ruhi ta- rafından dövülmüştür. İkisi de ya kalanmıştır. gg Pe | Hâdise şöyle olmuştur: Hamal | Seni temin ederim ki sırrmızı | de edemediği için Markusa düş İ Hüseyin bakkal Anarkirosun dük- ifşa etmiyeceğim. Beni sevmediğin | manlığını muhafaza ediyor ve bu kânına girerek bir kuruşluk peynir | için artık bir daha sana görünmi - | kızı Markusun kaçırdığına emin yeceğim. Hattâ bana hayatımı ba- gışlıyan Markusu da kurtarmak i- | çin uğraşacağım. Allaha ısmarla dık! | Kalip tekrar döndü ve gitmek 9 — VAKIT 12 Temmuz 1933 — Kurt, Kuzu, Kartal Kavgası Muharriri : Ömer Rıza bulunuyordu. Saturius, Markusun yanından eli boş olarak ayrıldıktan (sonra doğruadn doğruya Kalipin yazı » hanesine koştu. istedi i lip yap yalnız ve nevmit bir istedi. Fakat gözleri kararmış, ve- Kalip yap : ya içinin istırabından beyni tutuş- | halde idi.. Saturius tani muş gibi durdu. Ayağı bir şeye ta- tan, Markusun ge ükümden kıldı ve yere düştü, Ne hemen s1ç- v KEİ hafifliğinden bahset - <bi lip? | ti ve anlattı: ramış, ve hançerini çekerek Kalip Elka Fab bal 3 - mi a eeiidii dı.. Zaten kardeşinden'korkma - yi rte gen Dökme olsaydi Markus büsbütün O tebriye ederdi.. Çünkü Markusu severdi. Buna rağmen Marküs kendini le « kelenmiş sayıyor, lekelendiğinde ş ve .ıg; | de süphe yok. Bunun için siz asil Nude Kalip'i bırakarak cekildi. Demelrius, “şüphe etmiyorum Bi Kalip tekrar ayağa kalktı, Merye - İtameks mğğ Ekimi me doğru ilerledi. Elinden tuttu ve | »,z. caksı öptü, Meryem de ona alnını uzat tı ve Kalip onu da öptü ve Meryem den ayrılıp gitti. e san senden derhal ayrılırım. Seni kendi elimle hükümete teslim ede- | rim — Bundan hiç şüphe etmeyiniz. Çünkü elinizden geleni yaptmız. — Teşekkür ederim O des- tum... Çünkü iş bununla kalmıya- | cak.. Domisyen vaziyetten haber | dar olunca adeta kuduracak ve" Markustan intikam alacak. Bun etti, Meryem ile dadısı da geminin | dan başka Markus Meryemi ele içinde idiler, Gallos ile karısı da o | geçiremiyecektir... Çünkü Prens rada bulunuyorlardı. hâlâ onu takip ediyor.. Bu kadı. Bu hadiseden bir hafta sonra| nı ele geçirdiğimiz zaman sana Sezar Titus Romaya avdet etti ve| teslim edeceğiz. Kalip!. i Markusun davasiyle meşgul oldu .| — O halde senin efendin bu ka- Markusun arkadaşları onun tekrar | dını deniz aşırı memleketlerde de- Kalip'in verdiği sözü tuttuğu an laşılıyor, çünkü üç gün sonra Luna gemisi Ostia limanından hareket /lar hareki ve zihni uf'ulelerle kör- İ $in topun peşinden koşan insan - va, , çocuğun birisine sor - ki Bir çeşmenin nakli — Çocuğum, Bahrimuhiti Atlasi. | v. Bin ortasında bir vâpurda gider - z iripe ei Mai ken denize düşmüş olsan ne ya -| > e su ME ERİ parsın?. Çocuk hemen cevap ver- | GOY va Me d miş: posu küçük olduğu için sal lo- Boğulurum efendim. luyor ve yukardaki ei > 08 Pi de kâğıtla tıkanıyor. O Budefa İşte: Sun'i vasıta, ve hatta vası- | su türbenin Jâhitler bulunan kıs - bele İİ re 5 l Beda yeti “e kemiklerin T sı 1 vaşı! ar ve 1 İcii üzü tel l a zırlıklarla hayatın hakiki varlık - lke ş ei larıma erişmek istiyoruz, Halbuki, ! Eyip belediyesi bunun sıhhi vasıtaya lüzum yok. Hayatı haki-| Si ki Pie mahzurunu nazarı itibara alarak a ar aa azan Ge uf'ulelerini çalıştırır, Lâkin, sun'i | ti?PeDİn kanki Siyeyuşpağa ve tabil oyunları tefrik lâzımdır. sebiline nakledilecektir, Sun'i oyunlar yani vasıtalı olan - mızı terbiye eder..., | lenir, Kuvayı heder eder ve insa- Tıpkı bin bir YA a nı bir şeye yaramaz kılar. Tabiş| "©" seyyah Araplar gibi, spor ve oyunlarsa hareki ve zihni Futboldan bu varlıkları bekli- uf'uleleri yaratır... yen ulema taslakları bilsinler ki; Yazılarımın burasına kadar o- hayatlarında hiçbir kere bile fut- yunu, sporu elimden geldiği kadar | P9İ amam ve spor yapma" anlayışıma göre tarif ettim. Bu| Jikları halde milyonlarca mösyü - tahlilden sonra futbolun neden ler daha şok kabiliyı etlidirler. Çün- spor olmadığı kolayca meydana| “*W kuvvei ruhiyelerini hiç olmaz- çıkmış olacak sa boşuna bir amel üzerine sarfe - v : | dip körükörüne otomat bir hale > ram 1 getirmemişlerdir. a e eyni ld» EE area a ii Düz bir sahada bu varlık bir me- halı ME dre anan ei lar... Nihayet, rastlatıp iki direğin ortasından topu geçirmiye sava - şan adamlar.. Peki, nedir? Ne de- mek istiyorlar? Bu meşin topu iyi idare eden ve her oyunda kemali muvaffa - kıyetle iki direğin arasına sokan- ların faikiyeti nedir? On dokuzuncu asrın klâsik ka- fası buna hemen şu cevabı verir : | “Bu cem'i bir oyundur... Beraber- liği, biribirine yardımı talim eder. Nefes ve adale kuvvetini inkişaf ettirir... Oyun nizamatiyle içtimai hayatta düzgünlüğü ve ahengi öğ- | medir. retir... Sürati intikal, dikkat, ta - Bir genç kütlesini hareketli kıl- kip, devşirme ilâh... ruhi varlıkları: | mak için neden neticesiz bir oyun- bir terbiyeci kafasiyle uğraşanla - ra gülerim... Terbiye küldür. Ga- yesi de bu külliyet içinden fışkı » İ ran şahsiyettir. Bu şahsiyet hem mâşeri ve hem de ferdidir. Spor şudur: Hayatı hakikiye ile karşılaşma savaşı, uf'ulesi.. İşte; bedeni şah - siyetin teşekkülü buradadır. Futbol ne spor ve hatta ne de oyundur... Hiçbir şey ifade etmi- yen, üste de fiziki ve ruhi varlığı. farzederek bunları nizama ve in - İ tizama sokacağım diye iskolâstik | mızı körleten manasız bir didiş -| muhakemesi için O teşebbüslerde bulundularsa da Titus bunu kabul etmedi ve Markusla o yüz yüze gelmek istemedi. | Titus, Markusun hayatta kaldı- gından memnun olduğunu söyle - dikten sonra gıyabında hapse atıl- masından teessür duyduğunu, o - i mun için aleyhinde ileri sürülen bü- tün ithamları iptal ettiğini, bunun- la beraber kendisinin bir divanı harp tarafından muhakeme olun - duğunu, fakat cezasının pek hafif olacağını söylemiş ve şu cezayı ver mişti: Markus hapisten çıkarılacak ve geceleyin evnie giderek işlerini ! tesviye edecek ve on gün zarfında | İtalyayı terkedip üç sene müddet- le avdet etmiyecektir.. Yalnız bu müddetin ayrı bir emirname ile tadili mümkündür.. Üç sene son- ra Markus tekrar Romaya dönebi- lecektir.. Herkesten evvel Saturius bü haberi getirdi ve Markustan bir şey koparmak istedi.. Fakat Mar- kus onu koğmakla iktifa etti. Saturius Markusun bu işte çok i kazançlı çıktığına, ve hem haya - tmı, hem malını kurtardığına ka- ni idi. Fakat Markus öyle düşün- miyordu.. Onun telâkkisine göre | namusu Jekelenmişti.. Hakikat öyle değildi. Büyük Sezar oğlundan, oğlu kardeşinden korktuğu için bu hüküm verilmiş- ti.. Domisyen Meryemi bulup el- la terbiye etmiye çalışmalı. Futbolun neticesi hiçbir şey İ- fade etmiyor. Nihayet alelâde ve hayatta hiçbir işe oyaramıyan bir topu mahirane idare etmek değ! mi?. Buna cambazlık demek daha doğru olur... Öyleyse on bir kişi - lik bir cambaz kumpanyası... Bugünlük bu kadar, Bu mevzu devam edecek, KE LANA Re eee e Eğ a Moda — 933 sıldadı; M, Sami » 4Devasm yar), 4 m Mg AN Da m sağ çi | ma gemisinin bir ay evvel battığı yı kapadı ve Kalipin kalbe gil, fakat deniz diplerinde arasm. — Neden?.. — Çünkü Meryemi kaçıran Lu- : na dair haber aldım. İmperatip gemisinin kaptanı bugün Romaya geldi.. Ondan ve onun maiyeyetin- dekilerden aldığım malâmata gö- | re Luna gemisi batmıştır. Gemi j ile batan tayfalardan biri kurtul - : Luna olduğunu söylemiştir. i — Siz bu tayfayı gördünüz mü? | — Hayır. Çünkü bu tayfa da | yorgunluktan ölmüştür. 2 — Desene Meryem de Nepi i kavuştu. e — Öyle.. r — Domisyen Neptundan inti - kam alamıyacağına göre bütün in- | tikammı Markustan alacaktır... Prense bu malümatı verip ne dü- şündüğünü öğreneyim.. 2 — Tabii bana da haber verirsi- “ niz. i — Hiç şüphe yok. Yalnız hes | sabrmızı henüz tesviye etmedik., — Sen şu malümatı da getir de ondan sonra görüşürüz. m Saturius kalkıp gitti ve iki saat sonra tekrar geldi. Kalip sordu: — İşler nasıl gidiyor? g — Fena, Markus için çok fena ve onu sevmiyenler için çok iyi. Velinimetim Prens Domisyen fena 4 halde köpürdü. Meryemin Roma- dan kaçtığını, battığını anlar ans | lamaz Titusu telin etti, seni telin etti, hattâ beni telin etti.. Fakat ben onun bütün hiddetini Ma: sun üzerinde temerküz ettirdim. Çünkü bütün bunların faili Mar « kus.. Domisyen hakikati habe aldıktan sonra ağladı, dişlerini gız cırdattı, nihayet ben de onun in» tikam alması için bir plân hazır« ladım.. i — Nasıl plân?! Saturius ayağa kalktr..