(Sen Jan Batist) Fransız mekte. binde talebe idim. Sınıfınızda muhte. Hif milletlerin çocukları vardı, Bun-i Jarın arasında biz beş Türk yavrusu #dik. Bütün talebe arasmda tam bir arkadaşlık vardı. Zaten dünyada mek! tep arkadaşlığı kadar unululmaz bir hayat var mı? Bununla beraber smıf haricinde bize karşı biraz daha mağrur bulu. nüyerlardı. Tabii biz bunu anlamakla beraber bir sey söylemiyorduk. Yal nız aramızdan biri ecnehilerin bu va. ziyetine fena halde sinirleniyordu ; — Elime bir fırsat geçerse bunlara adamkıllı bir ders vereceğim diyordu. Bir gün sabahtan gezmeye gittik. Gittiğimiz yer, pek eski, tarih bir mesire idi. Hocalarımızla beraber © yanlar tertip edip U eğleniyorduk. Şimdi pek hatırımda değil galbia kral taklidi yapmak suretile bir oyun hazırlanmıştı. Birini kral intihap etmek lâzımgeliyordu. Tu mesele uzun bir müzakere ve münakaşaya sebep, oldu. Kur'a ile intihap etmek fikrin- de bulunanlar vardı. Arkadaşlardan bir İngiliz cocuğu buna itiraz etti. (Bizi işaret etmek #stiyerek dedi ki: — Bu doğru bir şey olamaz. Kral olmak için intihap yanlıştır. Arzu & dilmiyen bir netice verebilir. Biz de ona İtaat etmek mecburiyetinde ka- rız. Devletlere bakınız, en asil bir silenin çocuğu kıral olmıyor mu? Öteden beri fırsat arıyan arkada. gm, İam zamanını bulmuştu. İngili. a. :, m m zin son sözü üzerine, kral için tayin edilen yere koştu ve hemen oturarak: — Efendiler, dedi, İngiliz arkada şrwm hakkı var. Ben de o hakka istinat ederek kırallığımı ilân ediyo. rum, Bu söz şiddetli itirazlara sebep ol. du. Müthiş bir gürültü başladı; fa- kat © gülerek, metanetini muhafaza ederek dedi kiz — Bir dakika dinlemenizi rica e derim, sonra ne hüküm verirseniz ona itaat ederim. Tarihte okuduk: Ay. rupanm bugünkü milletleri Cermen barbarlarınm muhacerelinden sonra, orta zaman içinde teşekkül etmistir. Bunljardân daha evvel o Türkle rin mevent olduğunu da yine hep be. raber okumuştuk. o Binâenaleyh ben en eski yani en asil bir milletin ço cuku değil miyim? İngiliz arkadaşım! da en asil bir ailenin çocuğu kıral olmuyor mu?, dememiş miydi. O halde kırallığa hepinizden ziyade be- mim hakkım vardır. Yok eğer hakkı tanımak istemiyorsanız ben feragat ederim. o Elverir ki size bugünkü mağrur milletler içinde asalet hakkı. nın Türke nit olduğunu ispat etmiş! Teşkilâtımın — selâmeti namına Gol. banm sözüne inanmak lâzımdı. Çün. kü Golba beni her suretle temin ve ikna etmişti. Casuslarımn fotoğrafilerini ihtiva eden albümü Golbanın önüne koy- dum. (o Golba tereddüt etmeden bir üzerine parmağ'nı bastı; — İşte budur! dedi. Hadsiz derecede taaceüip ediyor. dum. Gösterdiği fotoğrafı 7 ait idi. Bu adam benim en İyİ casus. birisiydi, Yalnız bizim için otuz defadan fazla Ruslar tarafına gidip gelmişti, — Golba, bu adamın eşkâlini bana Karif et, dedim. Orta boylu, az şişman, bıyığı mat. sk uzun çizmeli, kilot pan- e şik bir ceket giyiyor. , dedi. üskikada yandaki odada bulunuyor-| dn. Zilinekinin tn kendis, o Hatta bu © Neoktası.moktasına doğru, tamam Fenni bir oyun Mini mini motör Boş zamanı wınızda sizi eğlendire- cek istifadeli oyunlar vardır. Bunlar: dan bir tane anlatalım da müsait bir zaktmizde teccüte edersiniz: Lir tahta parçasmı yontarak ve! içini oyarak mini mini bir sandal ya.) parsınız, Bunun ortasına yarım yi murta kabuğunu yerleştirin; bü, ocak vazifesini görecek. Rir demir tel alır, bununla üç ayak yapar yarım yumur. İn kabuğunun üzerine koyarsınız. Bundan sonra (oObir yumurtanın yalnız bir ucunu delip içini tamamile boşaltır, üçte biri kadar su doldurur. sunuz. oOBu da meförün kazandır. Ocak hizmetini görecek olan kabuğum içine ispirtoyn iyice batırılmış bir pa- muk koyun. İşte motör oldu. Şimdi bunu hare- kete getirmek lâzım; fakat unutmayın ki motör su icinde bulunacak. Biri kibrit ile ispirtolu pamuğu yakınız; tam yumurtanın içindeki su buhar haline gelip de delikten çıkmıya baş- lâyınca motör hareket edecektir. Fakat bunda hesaplıyacak bir cihet! var, Buhar hangi tarafa doğru çıkı- yorsa motör aksi istikamete hareket eder, Bunun için yumurtanm deliği. ni motörün burun tarafına getirme mek lâzımdır. Eğer aksini yaparsanz motörünlüz daima geriye gidecektir. Bu tecrübe- yi yapmakla hem eğlenmiş, hem de şimdi anlatmaya lüzum görmediğimiz. fizik kaidelerinder, kirini öğrenmiş o- Tarsunuz. Şen fıkralar Havuza düşürdüm Küçük çocuk soruyordu: — Arne kaybölmak'ne demektir? — Bir şey arandığı zaman bulun. mamak, nerede olduğu bilinmemek de- mektir, — Öyleyse kol saitiniz kaybolma. dı. — Ne demek istiyorsun? — Şey. Anne! Oynarken havuza ve Şşürdüm, ama nerede olduğu bellidir. Keçi boynuzu Hayat bile'si dersinde hotahanım iee€ Çıkardığı küçük bir çocuğa $0- rusordu: — Keçinin bi:# ne faydası vardır? — Südünü içeriz, etini, boynuzları. nı yeriz hocan:m! — Budala, ne diyorsun o keçinin boyuwzları yen * mi” — Yenir hocünm, bey babam dün akşam bize keçi boynuzu getirdi kıtır kıtir yedik. Tercüm, eden; Doğan Yıldız Zilinski içeri getirildi. Golba he- men onu tanıdı, Evet, bu adamı rus İstihbarat zabitleri mezdinde gördüm, dedi. o Şüphe etmeğe mahal kalma. mıştı. Demekki gizlice Ruslar için de casusluk yapmıştı... Mazurun da dediği gibi benim hakkımda Ruslara malümat veren de bu idi, Derhal Zilinskinin © ellerin; bağlattırdım. im de her şeyi itraf etti, Rus. tarafından idam olunan yeğ susumun yakalan adam olmuştu. Kendisine en mühim vazifeleri tey. di ettiğim bu mel'unu hepsinden zi- yade himaye ederdim. Halbuki bu adam kendisine vazife veren beni bile ihbar etmişti, Tabil kendisinden fazla istifade mümklin değildi. Er. tesi gün © da cezasını buldu, Golbanm rus istihbaratından, ser. best bırakılmasma aklım ermiyordu. Golbayı tarassnt ettirmek için muh-i telif vazifelerle | civarda muhtelif i ca- masma sebep de bu Çalışmak Çareleri Bizden çok ileri gitmiş olan mem- leketlerin vücude getirdikleri büyük işleri hayretle görüyoruz. o Bu akıl lara şaşkmlık veren işleri yapanlar dâ bizim gibi adamlardır. Yalnız ara- da bir fark var: Onlar çok, pek çok çalışıyorlar, uykularından, rahatların dan fedakârlık ediyorlar. Çalışmamak için hiçbir mazeret kabul etmiyorlar. Kolu kesilmiş bir admn bile her İşi yapabilmesine çare bulmuşlardır. Rerimde, kürekle kürekle çalıştığını gördüğünüz adamın şağ Kolu yoktur, fakat kürekle çalışmasını temin etmek İçin ucu çengelli demirden bir takma kolu vardır. Küreğin sopasını bu çen- gele geçiriyor, sol elile de tutarak pek âlâ çalışabiliyor, inci resimde bir kemaner görü yorsunuz. . Bu adam da sağ kolunu kaybetmiştir. Bununla beraher $2- kat kalması san'atını Yapmasına mâ- mi olmıyor, Yaptırdığı takma kolun eli, kemanm yayını tutar, Yazı makinesi ile Çalışan, en ağır demir işlerini yapan birçok sakatlar çalışanlardır ki memleketlerinin saadetini ve zengin- liğini temin ederler. İyi bir mukabele acıyor bilsen. Adela sersem oldum. Şu . (VAKIT)ın Çocuk Sayıfası Geçen haftaki bilmecemiz Kendi düşen ağlamaz Müsabakamızı kazananlara verile- eek takdir varakalarının posta ile gön derilmesi bazı ha'şıklıklara sebep ol- maktadır. o Bunun için şehirdeki ka- rilerimizin ya «zzat idarehaneden al- wear yahut bir vasıta ile aldırma- damı ricg& öderiz, Bunun için pe) âorfesi günü swf ikder üç buçuğa kadar müracaat edilmelidir. UPEKI: 1 — Bir harf, 2 — Bir sual kelimesi, 3 — El ile yapılan ölçü, 4 — Soğuk bir rüzgâr, 5 — Çok ayaklı bir haşe- re, 6 — Her zaman gülmeyi seven. ŞAKULI:; 1 — Soğuk bir rüzgâr, 2 — El ile yapılan ölçü. 3 — Bir suni kelimesi, 4 — Bir harf, terbiyesize sen de adamakıllı bir ders ver de görsün. Tolstoy ağlıyan kızmı kucakladı ve dedi ki: — Kızım, haydi git, dolabını ye kerlemelerinin en iyisinden al, güze bir kâğıda koyup seni döven çocuğa götür; güler yüzle kendisine ver. O sana fenalık yapmışsa, sen de ona ar- kadaşlıkla mukabele et. O çocuğun pişman olarak sana teşekkür edeceği. ni ve minnettar olacağını göreceksin, İntikamın da bu suretle alınmış ola- caktır. Değil mi yavrum” Haydi dedi- imi yap. Set. Ar. AÂreyıp bulunuz 5— VAKTT 18 Teşrinevvel 1931—— 18 Teşrinevvöl Bir hesap Meselesi Bana soruyorlardı: — Senin hesabın kuvvetli, bir me sele sorsak halleder misin? Ben hesaptaki iktidarıma güveni yordum. Dedim kiz — Ne imiş bakalım? — Iyi dinle: Bir balıkçı ağını denize atmış biraz sonra çekip çıka- rmea içinde sekiz balık bulmuş. Ama dur, tam balık değil yarım. oYani yarısı yok. v —Esosm?. * ğ — Sonra ağmı bir daha atmış, bu sefer de altı balık çıkarmış ki baş ları yok. — Güzel, daha7. — Üçüncü defa da dokuz balık tut muş; fakat bu zavallıdarın da her ne dense kuyrukları yokmuş. Şimdi söy- le bakalım bunların hepsi kaç balık oluyor? Gel de pirincin taşmı ayıkla! Nasıl, siz olsanız halledebilir misiniz? Sa» n birinden baş, ötekinden kuyruk, bir diğerinden yarı mevcudunu alıp eksik olanlara ilâve etmeye uğraşma yan hal Bundan (hiç bir şey çıkara, MAZSINIZ.. Bunun nasıl halledileceğini size göstereceğim ama, kimseye ilgimi yin. Be bilgi sizde kalsın. 8 balığın yarısı yoktu değil mi? Siz de yarısmı atıverin. Ne kalır? 0 kalır. 6 balığın başı yoktu öyle mi siz de başını koparıp atarsınız. Yine 0 kalır, a 9 balığın kuyruklarını da koparın, O da 0 oiacak, Bunları yan yana yaz dınrz mı 000 mesele halledilmiş olur. Yani balıkçı sıfrrdan başka bir şey elde edememiş demektir. Öyle yal Başı yok, kuyruğu yok, yarısı yek, Şuna hiçbir şey yok deyiver de bitsin, ve Temis Yaramazm biri nasılsa kızın başma şidetli bir darbe indir. di. (Zaçe) hemen ağlıyarak babası na koştu: — Babacığım, dedi, benimle oyn. yan bir çocuk başıma vurdu. Ah ne mahallere gö ik. Hepsi de Gal banm lehine neticelendi. Harbin iptidasından Şimdiye ka- dar aleyhimize çalışan azılı bir. casu- su yakalmıştık. o Golba bunu gördü ğü zaman: — Ylâdmir, sen MİSİN vak Ya neticeten? dedi. Ertes; kars bu casusu isticvap ederken Rusların hücumu işitildi, Ras hücum cep- hesine karşr macar kıtaları müda “| faada idiler. Ben hududa vâsıl ol duğum zaman o bizim krt'aların ta- arruzu başlamıştı, Muvaffakıyetle neticelenen bu taarruz Opak kanlı bir şekilde cereyan etmiş her iki ta- rafın da müthiş zayiatnı mucip ol: muştu. Rus inkılâbının başlaması 1916 senesi sonbaharmda bazı ha- berler sayi olmağa başladı. Harbin! imtidadı dolayısile © Rus ordusunun! Yorgunluğu anlaşılıyordu. o Yakala” nan esirler ve bize İltica edenler â- rasında ( çocuk denecek yaşta genç vardı. Bunlar rus ordu l İnsanlar Sundaki sıkı idareden ve fena sunda (firari miktarı 6 derece ço-| galmışti o ki rus Kumandanları cep- henin arkasında (firarileri makine li tüfekle men'e çalışıyorlardı. Rusyadan avdet öden casusları mın hepsi de Rusyadaki inkılâp ce reyanlarından obahsediyorlardı Hat. ta o Mazur bile bu hususta demişti ki: Bu cereyanı basit görmeyiniz. Rus efkârı (O ümümiyesine karşı çarlık müthiş (tertipler (o almağa uğraş yor. Bu meselenin hakikat olmasına muntazırdık, Son haberlerle iyiden iyiye anladık ki (bazı kıtaat milli birlikler teşkiline uğraşıyorlar ve bu suretle sulhün bir an evvel tahakku- kunu tesrie çalışıyorlar, “Tao ?a- manlar bile çarın oiskatıma çalışıl dığı söyleniyordu. 1917 kışında (Omüthiş soğuklar başlamıştı. Bu suretle harp kısmen sükün peyda etmiş gibiydi. Ruş ta. rafma casus göndermeğe lüzum kal. mamıştı. o Rus askerlerinin harp a. leyhindeki (o fikirleri siperden sipere sirayet ediyordu, o Harbe netice ve. zebilmek için (o cepheyi terkederek dı. Bu fikirlerden istifadeyi düşün- dük, sulhün, halâsm ancak inkılâp. la kabil olabileceğini natık yüz bin lerce propaganda kâğıdını rus siper. lerine attırdık. Rus cephesi . muhtelif şekiller al. mağa başladı. Bazı Rus ktınatı har- bin aleyhinde (bazıları lehinde, ba. zı mmntakada sükün devam ederken diğer mıntakada (o harp bütün kuw. vetile başlamıştı. o Çar taraftarı kı taat için (o silâhtan ziyade propagan. da kuvvetine ehemmiyet verdik. Hatta ben bizzat © propaganda kâ. ğitları o tevziine başlamıştım, İlk. bahar iptidasmda © siperler arasm- da düşmanlıktan eser kalmamıştı. Kurşun o atmak kimsenin aklına gelmiyordu. o Bu harpsiz gelen Zü- manda ben en ileri hatlarda rus aş. kerlerile © müsahabeye başlar pro. paganda yapardım, ota ki zabitleri askerlerini o siperlerine sokuncaya kadar, (Bitmedi), Me