Neclânın kuzusu Bir mektep çocuğu, İki fakir müsikişinaş gürültülü bir anlatıyordu: sokakta hem çalgı çalıyor, hem dileni- — Küçük Neclânin güzel bir ku-yorlardı. züsü vardı. Bir gün babası bu kuzuyu Bir aralık içlerinden birisi çalgıyı Tertip hataları Şair Füzuli tevekkeli dememiş: “Kalem olsun eli ol kâtibi betlah- fririn! Duyuyorlar arkadaşına İ : ” | 4 Mifendi Tükel (ser) pr kesti, Şimdi kuzu Necla ile #nektebe gi. kesti ve yanmdakine #ötdü: i . İdiyor. — Biz.habire çalıyoruz ama, bil- Gâh bir harf kusurile kılar (nadir)| “Öteki çocük, buns akıl erdireme-| medi, Şâldığımizı öylerden düyüyörlar Ci (mar) di, sordu: İm? Gâh bir nokta sukutile (göz) ü köri — Nasıl? | Öteki cevap verdi: (eyler.,| —Nasıl olacak, söğüş halinde, iki) o — Her halde duyuyorlar." Demin dilim ekmek arasında, birisi odasının penceresini kapatit. Geçenlerde gelişigüzel (o üstadınm ! Sıkralarından birinde: “Kendisine hitap etmek fedakârli. ğına katlanamıyacağım.,, İ Cümlesi, tertip hatası olarak: “Kendisine hitap etmek fedakirli. ğına katlanacağım... İ Şeklinde çıkmış ve manayı bir hay, di değiştirmişti. Daha evvel de bir spor mecmuasıh | da: “Oyun başladı. Hasım pek seri yal mız bekler ağır.. Nefis bir akın. Bere ket kalecimiz tam zamanında atıldı? Şimdi de bizimkiler coştu. Diye yazılması —lâzımgelen satır. Yarın, sehven: Koyun haşlandı. Hanım pek sert. Yal- hız beylersağır. Ne pis bir akıl! Be- reket kahvecimiz tam zamanında âyrl- dı. Şimdi de bizimkiler boştur. Şeklinde dizildiğini de okuduk. Bu tertip hatalarının bazan daha azmanları oluyor. Ve hâkikaten ya- ziları allak bullak ediyor. Meselâ; günün birinde, şair Meh met Emin Beyin: “Vatanın öksüzüyüm, Öksüzterin öksüzüyüm.,, Mısramm, yanlışlıkla: | — Park bekçisi (boyacıya) — Bu kanapenin orta yerini neden boyamadın böyle? — Boyacı — Orasını yarın boyayacağım, bu gece burada bir kıza söz verdim de... Mâden ve hala Genç kız pek yakın arkadaşların»! İdan birisine dedi ki: yandı: — Halimın bana verdiği düğün) — Bizim hanım pek fazla müte hediyesi hakiki gümüş değil, beyaz!cessis! dedi. madendir. İ o — Nereden anladın? Arkalığı dondu 594001 — Geçen akşam, odâdnın ânahtar Tecessis “Yalanın öksil: ilgili ne -—— Demek-sen: birbakıştar gli atm bir du bük | Öküzlerin öküzüyüm., nin ne olduğunu bilirsin öyle mi? tım, oda delik dışarıya baki v Diye çıktığı gibi, — Madeni bilmem ama halâmı bi-)mu?, ey Böyle büyücek tertip hataları kar.|!ixim- Dille ei Ek gr rdu: Taksi şöförü müşterisi olan yahu- — Aman yarabbi, sen bari şuiri- Çocuk sordu: diye dedi ir, — Rabacığım, Allâh niçin filleri hortumlu yaratmış? Babasi cevap verdi: — Aptal, eğer hortumu olmasaydı fili attan nasıl ayırt edebilirdin?. Ni wfaklı tertip hatalarından yazıda i yınuzı mesun buyur. Demekten kendini alamıyor. MA. den yirmi kuruş daha isterim, Yahudi hiddetle çıkıştı: Beş para bile vermem, İstersen yirmi kuruşluk mesafe geriye götür! kuvveti ararlar âşıkların — hırsızlar, Vaziyete bağlı Adamın biri du: kadardır?, Hemen yatmak istiyorum. Otelci:; — Buü vaziyete tabidir. verince, müşteri: — Ben, dedi, sağ tarafımın üzeri. ne yatarım. Evlenme alâmeti Dükkünmdan kâğıt zarf satın ei lan genç bir hanima ihtiyar kâğıtçı: — Hanım kızım, man? tereddüt etti ve: — Fakat, siz bunu nereden bili- yorsunuz? dedi. İhtiyar, istifini verdi: — Kızım, ne zaman alış veriş etmeğe başlarlarsa evlenmek üzere olduğunu anlarım. Tütün yasağı İki arkadaş arasmda: — Yahu nedir elindeki bü kosko- cama sigar böyle? Bir hizmetçi öteki hizmetçiye dert) Halbuki doktor seni cigara İçmek. ten menetmişti... — Hüngi doktor, o evelki ggün öl. dü be... “Kadın mantığı” Bir erkek, “şık giyinmiş bir ha- nıma söz arasmda dedi ki: — Hanimefendiciğim, — hiçbir ka- dm “bilmiyorum ki başka bir kadınm — Efendim, eksik verdiniz. Sizİeihise, | giyinme hakkındaki tavsiyele rini tamamı tamamma dinlesin, Hüânım cevap verdi — Hiç, muharebenin nasıl k girişmen bunu ispat otel müdürüne sor) — Bu otelde bir adamın ücreti ne Cevabını düğün ne 24- Kız, bu sual karşısında kızardı ve bozmadan cevap genç hanım müşterilerim 100 kâğıt ve 25 zarflık onlarınjcağım! dedi. Ev taşımak yolu! Otobls biletçisi koltuğunun altın. da büyük bir paketle arabaya binen bir yolcuya: — Elendi, dedi, söylemek ayıp böyle hit yaziyette bel ki yirmi defa bu arabaya 'bindiniz!. Adam, hafifçe gülümsedi ve: — Azizim, dedi, dur daha üç defa kaldı. Ondan sonra bütün evi taşımış olacağım. olmasın ama, Sır değil! — Haber aldım ki sen benim müs rif ve çapkın olduğumu şuna buna söylüyor muüşsun? Evet, ama ne kızıyorsun, sen bu hallerini bir sır gibi o saklamaklığım hakkında hiçbir şey söylememiştin. Bakın haspaya Hizmetçi, hanımma : — Ben artık bu kapıda oturamıya- Hanım sordu: — Neden? Hoşlanmadığın bir şey, mi var? Hizmetçi: — Evet, dedi, beyden hoşlanmı- yorum. Hasta değil Gelen misafiri, evin küçük «çocu ğu karşıladı ve: — Babam yatak ödasiida; “edi; İmealesef kimse kendisini göremez.” Misafir telüşla sordu: Ya! hasta mr, rahatsızlığı nedir? Çocuk çevap verdi: — Hayir, hasta değil annem pan talonlarının söküklerini dikiyor da. nılacağı hakinda düşman tavsiyeleri dinlenir mi? ediyor. Halbuki)miyetin Jekesi-olan bu mahlükların za A a GER katiller, “ve'en sefil mahlâkl pisliğin, rezaletin, hayvanlığm, sar-|rarlarının önüne geçilmesi için ne ka- li > om dar tedbir olunsa azdır. Musaffa bir Yazan : Aleksandr Kuprin Ciddi Ramzes bile Jenyanm fev- kalâde güzelliğine kendini kaptırdı. Mühim bir © işten dolayı sabahleyin dan inlihap ihtiyacına maliktirler. hoşluğun her gün seyrinden ne çıkar Kızlar çukura düşünce... ERER e AZ AZE. AT ERTAN MASALARI —34— Platonov ilâve etti: sen di ti ihlâl eder, sin değil mi? Lihonin mukabele etti: Gazeteci hemen cevap vermedi son — Şakayı bırak. Şu hâlde niçin)ra yavaş yavaş dedi ki: gecelerini, gündüzlerini bu evde geçi | — Bilir misin beni buraya cezbe sındaki kanape Üzerine uzanırım. Kızlara gelince onlar çoktan beri beni cinsi saliş addetmeğe alışmışlar. ; eken > kalkacağını vesile tutarak dildir. i riyorsun? — Eğer muharrir sıfatı ilelden, < bu hayatta beni alâkadar eden | Şârı çıktı. Fakat çıkarken Jenyaya — Müzmin miz. Mela Aöl. bunu yapsan mesele anlazılırdr, Her şey mahz hakikat olmasıdır. — Anlı gayet bir hafıf hareket yaptı; kız bul o — Asla! halde . vesikalar topluyor, hayatlârı|yor musun? Onun suvri gösterişlerden İ nu Hemen farketti > Platomov bü ses) © Niyura bağırdı: ni tetkik ediyorsun. Belki sen de may|munrra hakikati beni cezbediyor. Bu. i 8İZ konuşmuğı fafketmişti, Jenyanın Röz kapaklarını kaldırdığı ozaman Bözlerinden saçılan husumet ateşini Ve nazarındaki tehdidi görünce şa$ır- İL Beş dikika sonra Jenya (müsa- | Adenizle şimdi gelirim.) dedi ve porta- | kül rengi etekliğini sürükliyerek di- Yârı çıktı. Gazeteci Lihonine müsteh- Ji bir tavırla dedi ki: — Şimdi sıra senin. — Hayır dostum aldanıyorsun.... Benim böyle şeylere yanaşmayışım prensip (meselesi uddettiğimden İğildür. Ne yapayım ki *kumar oynu | Yorum Şe oldricn heves ve ateşimi kur yarda sarfediyorum. Bundan buşka de temizlik ve ulviyet hisleri gü- ia çalar, Bak nasıl da fikirlerimiz şa; sana ayni suali sora tal ştı, Ben | — Ben mi? asla! çok yorgun olur- — Çok doğru söylüyor. Serj Ay-İmunlar arasmda üç Sene oturarakirada yâlan, iki yüzlülük, uzlaşmak, vanoviç melek gibi bir adamdır. lisan ve ırklarmi öğrenen âliin gibi ha|am'aneye ve vicdana fedakârlık yok. Platonov devam etti: reket ediyorsundur. Maamafih yaz|tur. Burada aldanma, ve dolaha gel — Bundan takriben beş sene evvel|maktan hoşlanmadığını — söylemedinlme yoktur. Önümüzde şu sermayeyi ben de sizin gittiğiniz yolun yolcu-İmi? görüyor musun müzahrefatın döküldü su idim. Bilir misiniz bu yol ne kadar) — Hoşlanmıyorum demedim. Bilİğü bir çöp tenekesinden farkı nedir? pis ne kadar iğrençtir. Tıpkı aktör e-)miyorum ve muktedir değilim dedim. 0 diyor ki: “Heves eden gelsin. Onu fendinin taklit ettiği sineklerin çiftleş| o — Haydi bunu kabul edelim, Ka-İreddetmiyeceğim. Çünkü bu dünyada mesini andırır bir hal. bul edelim ki sen buraya düşkün ruh-İbenim vazifem budur. Fakat benim Burada bir aşk macerası geçirme-İları kurtarmak için buraya vakfı vü-)ile geçirilecek en küçük zevk hemen sine gelince imkâni yoktur. Ben onla-İcut etmiş bir admsın. Sen hıristi- para, mefret, hastalık ve hicap ile rm: muhayyelelerindeki o kahraman)|yanlığın iptidalarında şenlik eylerine,/ödenir., Hepsi buradadır. Beşer ha- değilim. Güzel değilim mahcup ve ter|fuhş mevkilerine koşan ve oradakile.|yatmm hiçbir noktasında ulvi haki- biyeli dururum. Onları taciz ederim.|ri hidayete getirmeğe çalışan azizler'İkat bu iptidal, müthiş ve feci şeklin Buranın kadınları, vahşi ( ihtiraslar,iden birisi imişsin? Pek böylesine delde tezahür etmez!.. kanlı kıskançlıklar, dayak, zehirlen.benzemiyorsun ya! — Affedersin! Bu kadınlar nefes me, maktul ve saireden “anlarlar. — Hayır, tamamen öyle değilim.|alırmış gibi tabif bir surette o yalan Cümlesi isteriktir. Bu anlaşılmaz bir — O halde neden gelip buraya tw-İsöylüyorlar. Git onlara ilk sukutların şey değil, Kalpleri her gün aşka mey)|kılıyorsun? Gördüğün şeylerin çoğun|dan bahset. Bak ne mavallar okurlar, yal iken, her gün aşk diye en rezil,ı,dan nefret ettiğini farkeyliyoram.| —Bu gayet doğru. Ma- M burada yatarım. İzai Saviç bana anahtarını verir. Gidip oda-Jartık sözdeki kuvveti değil ef'aldeki (e ikrar ve temin ediyorsun ki|cemiyette bu gibi çürük — Bundan başka — böyle hir işlkendini sefahate kaptırmıyorsun... Ar bulunmaması icap eder. Ancak tekâ- Çeviren ; MGyaur | Şurada tesis ettiğim şamimi münaseba|tık. halini anlamadığıma hayret etmez) mül beşerin kudreti haricindedit. “Bit uzuvların mizden gelebilecek bir şey varsa o'da veba, kolera gibi müthiş © afetlere karşı nasıl tedbir #lınıyorsa — fuhşa karşı da ayni suretle ön #rkr tedbirle- ri almaktır. Bu betbahtlar açinmağa lâyıktır. Maamafih kurtarılmaları ü midi beslenilmemelidir. Ancak nasıl bir yangın zuhurunda tötuşmuş evle- rin etrafına kordon çevrilerek yangı- nın diğer evlere sirayetine meydan ve- rilmezse bu betbahtların da cemiyet içerisindeki saf unsurları bozmama- ları için ne mümkünse yapmaktan çe- kinmiyelim, Lihonin, gazetecinin bu sözlerine karşı cevap vermedi. İkisi de bir müd det sakitane düşüncüler. Evin içinde herkes bir tarafa çekilmişti. Müder- ris muavini Yarçenke bir baş ağrısı vesile ederek gitmiş; diğerlerine gelin ce-her biri bir tarafa sinmişti. Sabah oluyordu, Çukurun evlerin: deki ışıklar sönmüştü. Hizmetçi kü dinlarm sefahat bakiyelerini toplayıp sokağa attıkları görülüyordu: Tek tük geçenler oluyordu. Ar- tk gecenin sefih hayatı ölmüş bu re- zalet köşesine bile güneşin işiklarile beraber saf çalışmak hayatı, ulvi in- en zelil bir şeyle karşılaşırlar. “ Boris “ile yaptığın manasız kavga velamafih bunlardan fazla bir şey bekle. Kapıcı ile kızın © arasındaki meseleye)mek pek büyük hata olur. Esasen esl .i) sanlık hayatı, yayılmıya başlamıştı.