A. M S. Hauteclocaue Haşmetpenahın casusları Berzine pilânımı şöyle anlat- tım : — Petrograttaki Leton teşki- lâtı biz burada harekete geçince hanr bulunacaktır. Onun için daha evvel bizim burada hare- kete geçmemiz lâzımdır. Hazır- lıklarımıza dair etrafta henüz hiç bir şey duyulmadan Lenin ve Troçkiyi yakalamağa çalış- malıyız. Bir kere onları yakaladıktan sonra artık Bolşeviklik kalmamış demektir. O zaman halk bizim tarafa geçeceği ve müsellah bir kuvvet de bizi himaye edeceği için artık bir şeyden korkumuz kalmaz. Her şey hazırlanmıstı: Berzin paraları o dağıtıyordu. Münasip bir zaman beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı. Bir gün matmazel G.., Dam- gorla oturuyorduk. içeriye Matmazel Fride girdi. Telâş içinde idi. Sevinçten göz- leri parlıyordu... Dedi ki: — Troçki Moskovaya dönü- yor. Bu ayın sonunda büyük ti- yatroda Sovyet merkez komi- teleri kongresi toplanacak. Le- nin kongrede küşat mutkunu söyliyecek, Troçki de Kolçak cephesi harekâtına ait raporunu okuyacak. Bu güzel havadis hepimizi se- vindirdi. Sovyetlerin en büyük reisleri kapıları Letonyalı asker. ler tarafından muhafaza altında bulunan bir binada toplanacak- lardir. Troçki ve Lenini tevkif et- mea için ME zadilerine bir işa- rette bulunmam kâfi olan bu askerlere Sovyetlerin en büyük iki adamının hayatını muhafaza vazifesi verilmiş olmasını oldukça ve bizim hesabımıza çok faydalı buldum. Bütün müşkülât ortadan kalk- mışa benziyordu. O akşam gördüğüm Berzinde bu fikirde idi. Bizim için hizmette bulunan üç Letonyalı alaydan hangisinin o akşam tiyatro binasında vazife alacağını o öğrenmekten başka yapacak iş kalmamış gibi idi. Çünkü bu üç alayın üçüde em- rimizde bulunuyordu. Vereceği- miz bir işaret üzerine askerler binanın bütün geçitlerini tuta- caklar ve kongrede bulunanlar? tüfenklerini çevireceklerdi. Berzinle, o &kşam tiyatro bina” sında bulunacak askerlerin her birisine on bin ruble vermeği kararlaştırdık. Berzin bu kara- nmızı askerlere bildirecekti. Kızlar çukura düşünce... / mmm BAYA ELEZERE Yazan : Aleksandr Kuprin Platonov talebenin acı sözünü yine|Bana verilen ücretten bir göz.| yiyecek cinsinden verilmesini şart sür.) Sakilane dedi ki:|müştüm. evim gün) dalmış olan iki komşusundan yere cigara dileniyordu. zâ masanm Üzerinden cigara kutusu. nu meharetle fırlattı. Zoe kutuyu hür MK RİNE pek güzel ye- metkâr bir sevinçle kaptı. Bu adamı çu-|dinleyişleri ona karşı hareket edişleri anlamamazlıktan geldi. Yalnız kapakları kırpıldı. — Çok doğru burası benim Sayılır. Bilirmisiniz dört ay her burada yemek yedim. Yarçenko kahkaha ile güldü: — Yok canım hakikat mi7. — Mahzı hakikat Mek pişirilir. Biraz fazla yağ koy Yorlarsa da tadında kusur yoktur. — Nasıl olur da burada o kadar za- hep ayni hissi taşıdıklarma Nakleden : fa, ihtiyati bazı tedbirler almanın muvafık olacağını düşündüm. sovyetlerin bücumumuza karşı koyabilmeleri muhtemeldi. Sonra Letonyalı askerlerin son dakika- da sinirlenmeleri, tereddüt et- meleri ihtimali de vardı. Bunun için orada bulunarak onları teş- ci etmek lâzmdı. Bu düşünce ile en emin arkadaşlarımla beraber kongreye gitmeğe ka- rar verdim. Bu fikrimi Berzine söyledim. Beraberce büyük tiyatronun pi- lânları üzerinde "vaziyeti tetkik ettik. Neticede, arkadaşlarımla beraber perde arkasında bulunan | gizli bir kapıdan tiyatroya gir- meği kararlaştırdık. Yanımızda el bombaları da bulunacaktı. Bu sırada kongrenin altı teş- rinievvele tehir edildiği ilân edil- di. Maamafih bu tehirin bizce hiç bir ehemmiyeti yoktu. itilâf sefaretleri halâ Moskova- da bulunuyorlardı. Kararımız: alelâde bir irtibat memurile Pet- rograddaki arkadaşlarımıza bil- dirmeği tehlikeli bulduğum için bizzat oraya giderek G.. ile görüşmeğe ve bu vesile ile ora- daki teşkilâtı kontrol etmeğe karar verdim. Berzin ile bir defa daha gö- rüştüm. Onada Petrograda git- mesini tavsiye ettim. Kendisine oradaki adresimi ve ismimi de söyledim. Petrogradda kendimi M. Massino namı altında tamta- caktım. Berzin derhal hareket etti. Bir müddet sonra bende Pet- Dünyada Olan 5 — VAKTTI 2 Ağustos 1931 — Biten Meraklı Şeyler Fransanın ne kadar altınları var, nasıl saklıyorlar ? di ——— m ————————— Fransanm devlet bankası mahzen-İmiştir. Pırlantayı muhafazaya memur)(Büyük Mongol) denilmesine sebep de lerinde muazzam bir altın yığını var, il olan zat, Yer altında seksen kadem derinliğinde, pa nüsha gibi asmıştır. Bu (Büyük mongol) denilen taş, runa hediye edilmiş olmasından galet demir kasalar içinde muhafaza olunan bu altın miktarı (460.000.000) İngiliz! i altınmın mukabilidir, Amerikayı istis na edersek dünyanm hiç bir tarafında bu kadar büyük bir altın yığını yoktur.' Son zamanlarda havadan, kara- dan, ve denizlerden günde üç milyon) altm gelmektedir. Bu para her yer- den fazla Londradan geliyor. Bu altınların Parise gelmesi, Fran- sa devlet bankasınm doğrudan doğru- ya vuku bulan bir hareketinin eseri de- ğildir. Bunun sebebi, Fransız kredisi ile başka kredilerin Fransız (Londra piyasasından çekilmesidir. Fransız bankası, muayyen bir nis pet dairesinde altm mukabili (oolarak nakti evrak çıkarmak mecburiyetinde dir. Londrada isterlin düşmeğe baş ladığı, yani bir ingiliz lirası (12389 frank kıymetine indiği zaman, Fransız lar İngiltereden kredilerini o çekmeğe| başladılar. Fakat Fransa, hali hazırda malik olduğu bu kadâr altmla ne yapacak? Asri mesele budur. Fransa nm altınları mütemadiyen yığmasında hiç bir fayda yoktur, Bilâkis bunun ticaret namına zararı vardır. Fransa bankasını tâbi olduğu kanun alâstik! olmadığından, ilk görüşte bu banka- nın altınları yığmaktan başka bir şey yapamıyacağı zannolunur, Fransizlarım buna karşı söyledikle- ri şudur: Fransız evrakı naktiyesi tica- ret işlerinin kâffesi için kullanılabilir. Nakti evrak, kıymetini muhafazaettik- çe bu böyledir Fransız evrakı nakti- yesi düşecek olursa o zaman altınlar çıkarılabilir, Rokfellerin aldığı pırlanta Meşhur (Büyük Möngol) pırlantası, Kendir. İtondra piyasasında 2 milyon | (ranga me İevantin bir tüccar süsü ver- miştim. Evelâ Elena Mihailovnayı gör- meğe gittim. Oda, güzel bir yemek hazırlamış beni bekliyor. du. Bana, Berzinin biraz evel ge- lerek bir saat beni beklediğini, sonra Letonyâlılari görmek üzre dışarı çıktığını söyledi. Maamafih ertesi günü tekrar geleceğini de ilâve etti, Çok yorgundum. O gece bir çocuk gibi uyudum. Ertesi günü Berzini gördüm. Parayı taksim ettiğini söyledi. G.. ilede görüşerek Vologda üzerine ilerliyecek olan itilâf kuvvetleri ve Savinkofun projesi hakkında malümat almaklığım icap ediyordu. En müşkül iş asıl bundan son- ra başlıyacaktı. Bununla beraber aylardanberi omuzlarımda taşı- dığım yük artık bana hafif ge- Çeviren : M.Gayur kısmın Bir müddetten beri Zoe lâkırdıya Gazeteci ki- delildir. mafile| akıl soydu. satılmış ve milyarder Rokfeller tara» fından alınmıştır, Kıymettar taş, Nevyorka götürül- mektedir. Muhafız olarak iki polis hafiyesi vardır. Pırlanta sigorta edil- m liyordu. Teşebbüsümüzde kolay- ca muvaffak olacağımızı tabii zannetmiyordum. Fakat biç bir Şeyin plânımın muvaffakıyetle tat- bikima mâni olamıyacağına emin idim. Büyük tiyatroda (hayatımızı tehlikeye sokacağımızı © biliyor- dum. Fakat ne olursa olsun aleyh- lerine amansız bir mücadeleye göriştiğimiz adamların kurtulma-' ları da imkânsızdı. Arkadaşlarım ve ben ölüm tehlikesine maruzduk. Fakat eğer ölürsek Rusyayı alt üst edenler- de bizimle birlikte öleceklerdi. Bir defa bunlar öldükten sonra iye ve diğer arkadaşlar memlekette intizamı t sellkkdi. emin ede- men hürmetle teşekkür edi; iyorl; rd Sobaşnikof içinden: “Serseri za diye o mırıldandı, rafetle giyinmemişti. Ve ciddiyeti böyle bir şey farzedilmesine mâni idi, Yarçenko dedi ki: — Ne tuhaf merak affedersiniz a-('3 hayırlı olur. İma böyle bir pis muhitte bir kazanc te- şağı süzdükten sonra sordu: — Asla.. Anna Markovna beni adam misli pahalıya yemek yedim. Maksadım Yarçenko sevinçle bağırdı: — Haa şimdi anladım. Yeni dostu. Maama-|Tamara sessizce kalktı. Sobaşnikofun bunun doğru olmadığını biliyordu.|yanma gelerek kulağına doğru eğildi Gazeteci de bu mesleğin icabı olan za-ive fısıldadı: Talebe lokantasından üçlma yoksa belâlm mı? iyiden)edeyim ki o bizim hiç bir kızla yatmış değildir. Tekrar ediyorum. Onu rahat İbırakımız. ngiltere ailei kıralisine ait olan milyon kıymetindeki pırlanta deği Bu taşın asıl ismi (Channing) num a m a Resim sergisi dün açıldı 50)tir. iken kont Channing, Delhi şehrini iş- gal ettiği zaman elde edilmişti. gümliş bir kordonla boynu|taşın pek eski zamanlarda Medicis ai- lesi tarafından bir mongol imparato- Bu taş Ud racasının hazinesinde Ressam Şevket asi: kısa bir nutuk söy- ledi, Istanbul meb'usu Salah Cimcoz B. kapıya gerilen kordeleyi kordeleyi kesti Galatasaray lisesinin üst ka- | tında on beş senedenberi her ağustosun başında açılan ve bir ay müddetle açık duran resim sergisi, bu senede dün saat on yedide açıldı. Sergi açılmadan methalde, ressam Şevket Bey, davetlilere birkaç söz söyledi. Bu seneki on beşinci resim ser- gisinin vücuda (getirilmesinde iktisadi vaziyet dolayısile biraz güçlük çekildiğini, mevcut eser- lerin adet itibarile evvelki sene- lere nisbetle mahdut bulundu- ğunu, maamafih san'at sergisinin bütün müşkülâtı ittiham edecek mahiyette olduğunu kaydederek davetliler arasında hazır bulunan Istanbul meb'usu Salâhettin Cim- coz beyi sergiyi açmağa davet etti. Salâh Cimcoz B., kapı ya gerilen kordeleyi verilen ma- kasla kesti, Bundan sonra iki salon da ve koridorlarda bulunan resimler, davetliler tarafından görüldü. Dün sergiyi ziyaret eden da- vetliler arasında vali muavini Fazlı, polis müdürü Ali Rıza, Topkapı sarayı müzesi müdürü Tahsin, Güzel san'atlar birliği müdürü Lütfi beylerle ressamlar ve gazeteciler vardı. Bu sene sergide eser teşhir eden san'atkârlar şunlardır: Ard B., Ahmet B., Mü- nip Âli B, Âli HallB,, Elf Naci B., Feyhıman B., Halil Pş., Harilâos Ef:, Hikmet B., Hulüsi B., Maide H., Fikret Muallâ B., Müzdan H., Muzaffer B., Mustafa Turgut B., Arslanyan Ef, Rubi | B., Sadi B., Safief Ef., Sami B,, A. Sım B., Şemsettin Rubi B., Şevket B. B. Z. Vecih B. Meh- met Vezirof Ef., İvonne Ali H., Zahide H., Peraf EF., Necmi Riza B., Ahmet Cemal B., Ö- mer Nuri B., Güzin Feyhıman | H., Celâl sesinin üst ka | H., Celâl B., Sıdıka H, Kadri B., Bedri Rahmi B., NE Bey. Sergi; bugünden itibaren Ağus- tos sonuna kadar herkes tara- fından gezilebilecektir. Boston konso- losumuz Mr. Bossiter Ameri- kayâ gitti Amerikada hör münevver yeni Türkiye ile alâkadardır, diyor Şimali o Amerikada, Boston fahri baş konsolosumuz Mr. Ros- siter Farnun zevcesile beraber şehrimize gelmiş ve Ankaraya gitmiştir. Mr. Farnun Bostonun tanm- mış avukatlarındandır. Ve sabık Vaşington adliye müsteşarıdır. Konsolos cenapları memleke- timizi ziyareti hakkında demiş- tir ki: — Amerikada her münevver ve mütefekkir yeni Türkiye ile | alâkadardır. Onun büyük eser- lerini büyük bir takdir gözile takip etmektedir. Biz Gaziyi, büyük asker ve mükemmel bir teşkilâtçı, büyük işler yapan bir lider olarak tanıyoruz. Biz Ame- rikahlar seciye meftunu insanla- nz. Türk milletine karşı duydu- ğumuz samimiyetin temeli budur. Bizim vatanımızda sizi temsil edenler de bu notadan dolayı fazla tesir yapmaktadırlar, Ben ve zevcem, Bostonda bir Türk dostluğu cemiyeti kur- mak istiyoruz. Servet sahibi Amerikalıların Türk gençliğine ilim yolunda yardımlarını temin etmek teşeb- büsündeyiz. i Doğum ve Kadın hastalıkları mütehassısı Doktor Hüseyin Naşit ! Türbe, eski Hilâliahmer binası (| No. 10 Tel, Istanbul: 2622 — Bir kerhane faaaclası okuyacağız! Yarçenko gazeteci ile konuşurken | — Benim mini mini tontonum. Şu fendiyi rahat bırakırsanız çok iyi eder iniz?... Emin olunuz ki hakkınızda da-| Mektepli genç kadmı yukarıdan 2- — Ne dedin ne?.. Bu senin dostun — Size ne üstüne isterseniz yemin — Vay canına be.. Deme yahu. Koca dımma muhtaç di zin derisinden kapıp kabahat işlemiş kedi yavrusu gibi Hencereden atacak kadar kuvvetlidir. şeyi yaptığını gördüm. sizi sakımırım. Çünkü başınıza böyle bir halin gelmesi hem şerefinize hem de sıhhhatinize ziyan verir, — Yanılıyorsünuz O kimsenin yar- » Sizi enseni- Bir defa böyle bir Binaenaleyh Sobaşnikof kızı dirseğile iterek ba- gırdı: — Defol kaltak orospu... Tamara yavaşça mukabele etti: — Pekâlâ ben gidiyorum. Tontonum. Ve ağır adımlarla uzaklaştı. Her kes Sobaşnikofun tarama başımı dön- dürmüştü, Lihonin parmağı ile bir tehdit işa- muz mutlaka mahallinde vesikalar top-| bir umumane halkının bir adamı müda!reti Tamara kadehi boşaldıkça dolduru jlamak İçin bunu yapmıştır. Belki defaya kalkışması olur iş değildir. Anla. Biçimi — Baris yavrum sululuk istemez.De- yor. Manka armut osoyuyordu. Hiç birkaç seneye kadar kendi tarafından şılan “çukur, Markovna.|biri ondan yemiş ve çikolata İstemiyor. yazilmiş... İlardı. O bir gey ikram edecek olsn he) © Sobaşnikof sözünü kesti; un ne kadar değnekçisilvam ediniz gazeteci efendi. Söylediği- varsa hep bu efendi hâzretlerinin dos.İniz sözler çok alâka uyandırıyor, t i. ni (Bitmedi Man kalırsınız?.. — Evin sahibesi Anna Sun kızı lise imtihanına yetiştirdim./lardı,