16 Haziran 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

16 Haziran 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MS A O ça Ya SENE A NN A Ke A a e am ve ğ E i e — 2 VAKIT 16 Haziran 1 Danimarkalı Şair inkılâbımızın büyüklüğüne 931 hayran oldu Bir müddet evel şehrimize gelerek Ankarayı ziyaret eden ve Anadoluda seyahatinden sonra buraya dönen Da- nimarkalı muharrir ve şair M. Emil Bennelik ile Danimarka san'at mekte- bi müdürü M. Espersen dün öğleden sonra hususi otomobillerile memleket. lerine hareket etmişlerdir. M. Bennelik hareketinden evel mem! Jeketimiz hakkında ihtisasatını bir mu barririmize şu suretle anlatmıştır: — Türkiye hakkındaki tahassüsatı- mi soruyorsunuz, öyle mi? Daniabi size açıkça söyliyeceğim. Türkiyede bir aya yakın bir zaman kaldım. Ve İstanbul, Ankara, Sıvas ve Malatyaya kadar gittim. Memleke tinizin her tarafında ecnebilere karşı gösterilen misafirperverlik ve kolaylı. ğm hayranıyım. Eski Osmanlı İmparatorluğunu ta- nımıyanlar için bugünkü Türkiye Cüm! huriyetinin vücuda gelmesini intaç e den cezri değişiklikler hakkında tam! bir fikir peyda etmek belki biraz güç! olmakla beraber Büyük Reisiniz Ginzi-| nin yorulmaz azmi ve arkadaşlarının ş bir nisbet alabilir. Herhalde bu cihetlere fevkalâde dikkat etmek Şşar- tile, bir an evel tasnif işi ehline tev- di edilip kâinata karşı yüzlerimizi kı. zartan bu hacalet aver hale artık bir! nihayet verilmelidir. Köprülü zade Fuat Bey de şunları söylemiştir: — Vaktile hazinei evraktaki tarihi vesikâların tasnifi için bir komisyon teşekkül etmiş, işe başlanmış ve bir kr- #im vesikalar da ayrılmıştı, Fakat bi- lâhare tahsisat bitti. Tarih encümeni komisyonun faaliyetine devam etmesi için Maarif Vekâletinden tahsisat is tedi. Fakat ba talep üç dört kere va: ki olduğu halde lâzim gelen para ve rilmedi. Ayırma işi de bu suretle dur! du. Ö zamandanberi de O dürüyor. Bütün mahzenlerdeki kıymetli tarihi veükaları ayırmak (ihtisas, zaman; para işidir. Maddi imkân yatalılırsa evelse tasnif yapan komisyon bu işi pek âlâ yapar. Evrakın çürüdüğünü alâkadar makamlara — bildirmeğe ii zum yoktur. Çünkü o makam vaziye- ti pek âlâ takdir eder. velüdiyeti sayesinde birkaç sene zar: fında başarılan inkılâpların fevkalâde! kıymetin; idrak etmek oldukça kolay- dır. Yeni Türkiyeyi vücuda getirenlerin muazzam eserlerini vücuda getirirken yıkmağa mechur kaldıkları manialari kendilerinin şiddetli azimlerinin kat'i bir delilidir. Memleketinizi ziyaret eden seyya| rim — kurtulduğunu hisseder, Tür- kiye istiklâlini elde ettikten, yerleş- nasak bir hükümet teşkil ettikten son-! ra milli şuur kuvvetlenmiş, atiye kar Şı emniyet hasil olmuştur. Tembellik ve fatalistlik ancak eski rejime yakışırdı. Onların yerine şim. di emniyet ve nikbinlikle dolu ateşli bir fanliyet kaim oldu. Bu faaliyet bilhassa Ankarada der hal göze çarpıyor. larının iki tarafında sıralanıyor. Muh tesem büyük oteller ecnebi seyyahları! kahule hazır. Milletin Okurtarıcıları namına yapılan âbideler sokakları süs lüyor. 'Türk kadınının tazyikten kurtula- mi hayatta mühim (bir unsur haline gelmesi çok büyük bir inkılâp eseri- dir, Bu hususta elde edilen neticeler harikulâdedir, Bugünkü Türk kadını mazideki gibi bir esir değil aile yuva sının muayinidir. Vaktile bazı sınıflar ra hasredilmiş olan umumi tahsil bu- gün umuma şamildir, Hulâsa; İnkilâbmızm mana, mahi yet ve şümulü Türk topraklarınm her adımında görülen faaliyet ve inkişaf. tan derhal anlaşılıyor. Memleketime döner dönmez Türki- ye hakkındaki tetkiklerimin netieçleri- cağim. Makalelerle Danimarka halkı. na ve bütün Şimal milletlerine bildire ceğim. Ayrıca Şimali Avrupa memle- ketlerinde Türkiye hakkında mütaad- dit konferanslar da vereceğim. Türkiyeden her tarafta gördüğüm hüsnü kabulün unutulmaz hatırasile Evrakın çürtimesine gelince, mah. zenlerdekj evrakın nit ve üst tabakala- rındakiler, yani hava ile teması olan kisim çürür. Havanın nüfuz etmedi- Bi yerlerdeki evrak senelerce çürümez. Şimdiye kadar çürüyen evrak çürü- müştür. Orta kısımdakiler eski halde durmaktaşlır. ) VAKIT ın Tetrikası : 4 Kızılcık ayrılıyorum. Bir kaymakama işten elçektirildi izmirden (yazıldığına göre mülkiye müfettişleri tarafından gösterilen lüzum üzerine Torbalı e Hilmi beye işten el çektirilmiştir. h kanun Jâyihasının esasına taallük et- her şeyden evel Türklerin Şark zihni- mediğini ve kamaranın müzâkereleri- yetinden — Hatta tamamile era Imağlübiyetin siyasi hiç bir neticesj ol. tikten ve halkı itibarile tamamile yek,|mYacaktır. Hükümet ye esnalarında da Yunan Âmaline hiz. bir Avrupa şehrinden ki z met ettiğinden İstanbul divanı hörbin- de. Muazzam binalar şehrin yeni yol|* Idamma, karar verilen yüzbaşı Sab- rak gerek aile hayatında, gerek umu-! ünü çakallara bırakıp gide- A ingiliz kabinesi Avam kamarasında akalliyette kaldı Londra, 15 (A.A) — Avam kâmara.| sında hükümet bütçe kanun lâyihası hakkında muhafazakârlar tarafından verilmiş olan tadil teklifinin 208 reye karşı 232 reyle kabul edilmesi üzerine| ansızın akalliyette kalmıştır, M. Mak Donald bu tadil teklifinin. ne devam edeceğini söylemiştir. Binaenaleyh o hükümetin uğradığı 9 sene sonra Bir idam mahkümu yakalandı İzmir, 15 (A.A) — Umumi harp ia- manında İnzilizler ve mücadelei milli. ri, dokuz senedenberi saklanmakta ol duğu Burnovanm Işıklar köyündeki evinde derdest edilmiştir. Devlet Şurası Yeni reis ve keni azalar cu- martesiye intihap &dilecekler Ankara, 15 (Telefon) — Millet Meclisi Adliye ve Dahiliye en- cömenleri bugün müştereken top- lanarak Devlet Şurâsı reisliğine tanzimat dairesi reisi Mustafa Reşat, maliye dairesi reisi Ali Rıza ve mülkiye dairesi teisi ismail Hakkı Beyleri, âzalıklara da evkaf umum müdürü Niyazi, baş muavinlerden Edip ve Ömer beyleri namzet göstermişler; in- tihap cumartesiye yapılacaktır. ni mensup olduğum gözetelere yam! İki katil idam edildi Balıkesir, 15 (Vakit) — Bikrini iza le ettiği kızı kurtarmak istiyen diğeri birini öldüren Giresun nahiyesinden Sürmeli Mustafa oğlu Yusuf hakkında! verilen idâm hükmü sabaha karşı asıl ni suretile infaz edilmiştir. Çankırı, 15 (A.A) — ibtiyat zabiti Remzi efendiyi parasına tamaan öldüren Himmet bugün sabahleyin saat 3 te hükümet meydanında asılmıştır. Ayıntap da Iş bankası Gazi Ayıntap, 15 (A.A) — Iş Ban. ğunu bilmiyen bü İstanbul kızının kası şubesinin açılma merasiminde hü-| — O yolları hep yürüyerek mi: , İlle kuru ağaçlara can ve-| geldiniz? Oralarda araba filân bu-. ğ ren Allah ona da can verdi. Para-|lamadımız mı? diye bir sual sordu. leri rikkatten ıslanarak iğildi, kü- mız olursa bir horos kurban edece-| Köylü fıkaralığın ne demek oldu-|çük kızın saçlarımı okşadı: Atina, 13 (Hususi muhabiri- mizden) — Temmuz sonunda, Galatasaray-Fenerbahçe- Beşiktaş mubtelitile iki maç yapmak için Istanbula gidecek olan Atina muhtelitini teşkil için Olimpiya- kos, - Pamatinekos ve Enesis klüpleri heyeti idareleri dün top- lanmışlardır. Bu içtimada üç klübün oyun- cularından teşkil edilecek olan Atina muhteliti şu suretle tesbit edilmiştir. Kaleci; Gramatikopulolibtiyat): Yamelis) Müdafaa: Kurantis, Maliyor (ihtiyat Yeremiyadis) , Muavin: Baltasis, Lekos, Kostan- tinidis (ibtiyat: irofondis, Andri- ços) Muhacim:; Simeonidis, Dinos, Adri los, Vasilis Adriano- bi Hi Adrianopulos, ltos, Baltasis, Atina mubteliti, Galatasaray - Fenerbahçe-Beşiktaş muhtelitine karışı iyi bir netice almak için şimdiden egzersizlere başlamıştır. Temmuzda gelecek olan Atina muhtelitinde geçen ay İstanbulu ziyaret etmiş olan o Olimpiyakos takımından altı oyuncu vardır. Bunlarda kaleci, sol müdafi, sağ | muavin sağ ve ol içlerle sol açıktır. ! Yunanlılar, (Istanbul - Atina mubtelit takımları maçlarında, Olimpiyakosun Istanbulda uğ- radığı iki mağlubiyeti ecnebi zır bulunmak üzere banka müdürü u- mumisi Celâl, meb'us Kılıç Ali, Os mân zade Hamdi ve Remzi Beyler şeh rimize gelmişler, hararetle hargrlam niişlardır. Rusyada yapılacak yeni demiryolları Şehrimizde yapılacak maçla" Yunan muhteliti seçildi ve şimdide” hazırlanmıya başladı TI antrenörün nezareti amda diden cemi ve ferdi eksi rine başlamışlardır. çe Binaenaleyh, Galataseğ nerbahçe ve Beşiktaş klüp! pla zin icarecileri temdiden t! rak İstanbul muhteliti © larım tefrik etmeleri ve anil manlara başlandırmaları Mi Çünkübu üç Yunan bl w Istanbula gönderecekleri Yunan milli takımı ve bi takımımızın da çıkaracağı ge telit de ayni mahiyette iy cihetle, hakikatte Türk v€ nan milli takımları k olacaktır. ilef spor mün Yunan şimdiye kadar bizim tak yapılan maçlarda aldıklart * celere bakarak bizim fu larimızın daha teknik olduk kabul etmekle beraber, nefes“. luğu ve süratleri sayesinde gi gelebileceklerini (o umd. saklamıyorlar. Binaenaleyh “ diden teşkil edilecek muh miz, rsizlerine (başlar, işim ve seri oyunculari teşkil edilirse, Yunanlılar son ümidini suya düşürmek bile değildir. Elverir ki # | diden egzersizlere başlansı” Mısırlılar Muhtarı kaybetti Evelce Mısırdan Istahbul# X len Nadil Ehli futbol kıymetli oyuncularından A cularile oyun oynarken feci Moskova, 14 (A.A) Sovyetler birliği hükümeti dahilinde iktısa- di gayelere matuf inşaat devre: sinde 13,000 kilometrelik yeni demiryolları yapılmıştır, Malepte bir hadise Halep, 15 — Burada soförler kazanç vergisine tabi tutulmala- nna itiraz ettiler, grev “yaptılar, Polıs ile aralarında müsâdeme oldu. iki şoför öldü. Yüz şoför tevkif edildi. tüşlüyordu. Hanımefendi masum yeşil göz- — Gülsüm yemek boğazından ğiz, değil mi Gülsüm? D alları Elindeki kaşığı bir türlü mözma gö- cehaletine gülümsemekten kendini geçmiyor... Kardeşini çok mu sevi- İtüremiyerek bu hikâyeyi dinliyen YAZAN RESAT NURİ Sonra büyük hanıma Gülsü- mün neden böyle yaptığını anlattı: — Bu kız az buçuk delidir..' Eline geçeni İsmailin ağzma tık- mazsa canı rahatlanmaz.. Böyle e- de ede oğlanı yolda öldürüyordu.. Çocuk hâlâ hastadır... Yorganlı bu vesile ile çocuğun hastalığını anlattı. Yolculuğun ikin- ci gecesi İsmail kusmağa başlamış. Sabaha kadar uyuyamamış.. Erte- si gün biraz iyileştiği için yola çık- muşlar, fakat öğleye doğru yeniden fenalaşmış.. Geri dönsek bir türlü, ileri Ogitsek bir türlü. Ni- hayet (hasta (çocuğu sırt- larına vurarak Ooyola de- vam etmişler fakat bu yüzden ak- sama misafir olacakları köye yeti- Gülsüm büyük bir insan gibi başi" nr sallıyor: İnşallah amca inşalla! diyordu. Hanımefendi: — Şimdi artık sordu. gelir, Nadide Hanım tarasanın çar- daha iyi görüyordu. Gülsümün ince vardı. Taş bebek yanağına benzi- yen şiş yanaklarile, üst dudağını kaldıran iki iri dişi olmasa yüzüne adeta güzelce denilebilirdi. 'alamadı. — Bize göre bir landon araba- di. Sonra yine ciddileşti: — Boluyü gelirken bir yük a- sümle İsmaili sevabına aldı. İlle biz yorsun? diye sordu. en önüne bakarak ba- sına raslıyamadık küçük hanım delşr ile birkaç defa (evet) işareti yaptı. Bu vefa Nadide Hanımın çok bir şey kalmadı değil mi (o diye/rabasına rastladık. Arabaer Gül-/hoşuna gitmişti. Gülsüm en torunu Bü- küçük — Hamdolsun kalmadı.. İlle|dışarda kaldık... Herifin işi besbel-)lent içinbulunmaz bir dadı olabi» çok zaif.. Biraz yer içerse kendine|li acele imiş... bir koşturur ki sanır)lirdi. sm kelle götürüyor... Araba koşar İhtiyar kadın Yorganlı ile ko- biz ardından koşarız... Başladık s0-|nuşmağa devam ederken bir türlü ğız.. Baktık olmıyacak... herife el dan.,, dağına asılı fenerde onları şimdi|lumağa.. Az daha gitsek çatlıyaca-| Güleümden gözünü ayıramıyordu. Yorganlı artık yemeğini bitir- ince örülmüş uzun kumral saçları|ettim.. “Bırak arkadaş... İndir ço-|mişti, Hanımefendinin kendi iyi tü-| ğı mahsul vergilere bile cukları.. vazgeçlim senin sevabın-|tününden eli ile sararak üst li üste verdiği sigaraları içiyor, Evliya Çe Kapının eşiğine oturarak kara-|lebi vasiyetnamesine benziyen bir Göz-| göz seyredermiş gibi merakla köy-| sergüzeşt anlatıyordu: | Eski lerinde de hafif bir şaşılık vardı/lüyü dinliyen çocuklar onun sırtın- Beş kere askere gitmiş, iki de- amma bu ona bilâkis yaraşıyordu.|da yorganı, boynunda yeşil çekme-|fa yaralanmıştı. Çekmecenin içinde Yorganlının üç yaşmda olduğunu|cesile nasıl koştuğunu bağırdığını|bir de madalyası vardı. Rumelide, söylediği küçüğe gelince, geçirdiği! gözlerinin önüne getiriyorlar. Gül-| Arabistanda gezmediği yer kalma- hastalıktan sonra onda insana beh-|mekten kırılıyorlardı. mış gibiydi. Hikâyesini anlatırken sememişler... Bu yetmezmiş gibi bir de karanlıkta yollarını da şaşır- masınlar mı? Çaresiz dağda gece- lemişler... sabaha karşı İsmailde ses soluk kesilmiş.. Yorganlı — Tövbe olsun mu- barebede düşman karşısında böy- le gece geçirmedim, diyordu, gayri çocuktan umudumu kestim. Besbel- li bunun nasibi de böyleymiş, faki- zer bir şey kalmamıştı. Aralarma Seniye Hanım bir sual daha|binbaşı Feridun Beyin arasıra sor- saman çöpleri dolmuş kıvırcık ko-| sordu: duğu suallere gayet düzgün cevap- caman bir çocuk başı altında ka- — Yiyecek ne yaptınız? lar veriyordu. Son askerliği bitince şık kadar kalmış buruşuk bir ibti-/ o — Ne yapacağız... Bulduğumuz|memleketine dönmemiş, redifliği- yar yüzü... Kapalı gözlerinin oyu-|zaman yedik.. Bulmadığımız za-İni, mustahfazlığmı bitirip bir daha ğuna girmiş gölgeler, beyaz kısıklman dağlarda ot çok.. davar gibi|askere çağrılınıyacağına kanaat ge- dudaklarınm altında takımı ile se-)otladık.. tirdiği zaman bir karar vermişti: çilen dişler bu yüze bir ölü soğuk-| o Gülsüm İsmaili uyandırmaktan| Üç beş sene büyük bir şehirde ça- luğu veriyordu. ümidini kesmemişti. Amcası ötellışıp ben on para yapmadan köye Seniye Yorganlıya; tarafa baktıkça çocuğu gizlice dür-|dönmemek... kazaya uğramıştır. Oyun 1 VA sında Molar bir in b etmiş, ve bu favul ay ğinin kırılmasına sebep ols Muhtar, derhal sahadan “4 rlarak hastaneye götürülmülü ayağının kesilmesi icap anlaşılmıştır. yi Ayak kesildikten sonra hükümeti bu kiymetli oyun (3000) lira vererek sun'i bi yak yapılması için kendisini manyaya göndermişti 5 zabitlerinden 4 Balya madenlerinde ona goy zel bir iş bulmuştu. Rahatı İYİ, zancı yolunda idi. Ancak bira bile geçmeden küçük kardeşi, be köyde Allah emri olmus, hıklı karısı ile iki çocuğu yü? kalmıştı. Yorganlı yana yakıla — Onlardan başka bir öl hemşire vardı ki ona da Rett kardı. Haberi alınca ister Balyadaki işi bıraktık; Çeri haf, dük. Çoluk çocuğu başımıza * yıp çalışmağa başladık. İlle Ö, dır üst üste bizim oralarda lık var.. Hele bu yrl ölü gözü rahmet görmedik; Közlünüyd, /Çoluk çocuk ne yeyip i i sen sor ne ben söyliyeyim. velkelâm köyü dağıttık... E" rin birazı Eskişehirde, İstanbulda çalışmağa gittiler” azı da kadınları, çocuklar! ind katıp Karadeniz taraflarına “i ia Peki tarlalarla evlef bu? — Tarlaları arabaya ye, taşıyacak halimiz yok ya- nı, bir iki kap kacağı olan y vurdu.. Balyada beş on Va zanmıştık.. Onları da yedik er” yorsun? diye sordu”. gi : — Bu çocukları nereye 8” di du. di yorsunı diye sordu. va

Bu sayıdan diğer sayfalar: