tu. Vaktile, şehirliler onun arpa ça. e — 6 — VAKIT 28 NiSAN 1931 — Frinenin hareketi Şatoda ziyafet vardı. Şehirden dâ- vetliler gelmişti; danslı ve mrzıkalı! bir yaz ziyafeti idi. Bütün hafta, ei hannümada bayrak sallandı. Harman mevsimi idi, fakat bütün atlar, misafir lere tahsis edildiği için demetler kal- dı. Henüz biçilmemiş geniş arazi var dı; lâkin bütün adamlar sandaler ve arabacı olarak kullanıldıkları için ekin ler duruyor ve kuruyorlardı. Halbuki, sarı salonda mızıka bir taraftan boyuna çalıyordu. Ihtiyar değirmenci bu günlerde de girmenini durdurdu ve evinin kapısı. nı Kilitledi. Geceler mehtaplı ve sıcak tı, gençlerin heveslerinin hududu yok .vallarile az mı eğlenmişlerdi. Bir gün mabeyinci ona, kendi zengin ellerile, bir kutu dolusu karınca getirip değir meni berbat etmemiş miydi. Şimdi ma- beyinci ihtiyardı artık, fakat oğlu Ot- to da şatoya geliyor ve garip ltifeler yapıyordu. Onun hakkında öyle şeyler söyleniyordu ki. Ormandan nal sesleri ve çığlıklar! çınladı. Bunlar şatonun tüvana atları. ma binmiş gençlerdi. Atlılar değirme- ne geliyorlardı;; kamçıların saplarile kapıya vurdular, ve içeri girmek iste diler. Kapının alçak olmasma rağmen geçebileceklerini iddia ediyorlardı. (Bonjur) diye bağırdılar, (bonjur), sizi ziyarete geldik. Değirmenci bu sözlere mahviyetle tebessüm ederek cevap verdi. İ Sonra, atlardan inerek değirmenin dolaplarını çevirmeğe başladılar, Değirmenci bağırarak: — Taşlar boş, değirmeni mahvede- ceksiniz! | Gürültü o kadar büyüktü ki kimse duymadı. Değirmenci taş ocağına doğ ra dönerek eiğerlerinin bütün kuvvetile (Johan) diye haykırdı. Johan yetişti. Elile göstererek (Boş değirmeni açtı-! Tar,” dedi. Johan, yavaş yavaş ilerledi. Rengi atmıştı, şakaklarının damarla. rı şiştiler. Ottoyu, mabeyincinin oğlu) nu tanıdı, askeri mektep üniforması giymişti; iki delikanlı daha vardı. Bir İanesi işi dostça halletmek üz Jöhâna gülümsedi. Johan bir şey söy- lemeden, hiçbir heyecan duymadan, doğru Ottonun üstüne yürüdü. Ayni zamanda ağaçların arasından iki süva ri kadın arka arkaya çıktılar. Birisi Viktorya idi, yeşil bir at elbisesi giy. miş, şatonun beyaz kısrağıma binmişti.. Atının üstünden etrafa bir göz gezdir di. O zaman Johan istikametini değiş- tirdi, saptı, gidip suyu açtı; gürültü ya vaş yavaş azaldı, değirmen durdu. Ot to bağırdı: — Bırak dönsün, ne yapıyorsun, bi rak diyorum. Viktorya sordu: — Değirmeni sen! mi açtın! — Evet, diye gülerek cevap verdi, niye açmıyayım, niçin dönmesin! Johan nefesi tutularak, gözlerinin içine bakarak: | — Çünkü boştur, dedi, anladınız | "ır, taşlar boşuna dönüyordu. : Viktorya tekrar etti; I — İşittin mi, taşlar boşuna dönü. yormuş. Otto alay etti: — Ne bileyim ben, hem niçin boş- muş acaba, içinde arpa yok mu? Bir genç, münakaşaya nihayet ver. mek için (haydi gidelim), dedi. Atla- ra bindiler, gitmeden evvel birisi Jo- handan af istedi. Viktorya en sona kal; muştı. Epey yol aldıktan sonra atmı çevirdi, döndü. — Babanıza özür dile menizi ric& ederim, dedi. Johan cevaben: | — Namzet efendinin hizzat bunu! yapması daha münasip olurdu, dedi. | — Evet, hakkınız var, fakat. kim bilir melerle meşgul. Johan, ne kadar! zamandır sizi görmüyorum! ! Kulaklarına inanamıyor, yanlış işit tim zannediyordu, gözlerini ona doğru kaldızdı. Geçen pazarı unutmuş muy- du, zafer gününü! Cevap verdi: — Pazar günü sizi görmüştüm. — Ba evet, kızı kurtarmak için & kinciye yardım etmişsiniz, talliniz var. mış, onu bulmuştunuz değil mi? Kırgın, kısaca cevap verdi: — Evet bulduk. zi söyle .gibi, devam etti; Değirmetici Maris dü Kabra'dan: fa. — Yahut, yalnız siz mi idiniz.. Ne ise o kadar ehemmiyetli değil, Eh, ba banıza söylersiniz, rica ederim. Bon-| jar. İ Mütebessim, basını iğdi, ve dizginle| ri çekerek atını dört nala (kaldırdı, gitti, Viktorya gidince Johan hireğağal kudurarak peşinden ormuna daldı. O-| nu yalnız başma, ayakta, bir oağacâ| dayanmıs. hınekırarak ağlar bir vazi! yette buldu. D üş mü idi? Bir yeri mi incin mişti nına giderek sordu; — Bir kaza mi oldu! Viktorya, kolları uzanmış, gözler parlak, Johana doğru bir adım attı. Sonra, durdu, kollarını indirdi, cevap verdi: — Hayır, hiçbir kaza olmadı; kısra- ğı bıraktım, indim. Johan, bana böy- le gözlerle bakma. Gölün yanında nasil bakıyordun. Benden ne istiyorsunuz! | Güçlükle cevap verdi: — Ne mi istiyorum; anlamıyorum! "iktorya birdenbire elini Tohanın e| linin üstüne koyarak: — Ne kuvvetlisiniz, dedi, bileğiniz ne kuvvetli, Hem o kadar esmersiniz; ki, fındık rengindesiniz.. Johan kımıldandı, Viktoryanın eli ni avucuna almak istedi. O zaman & teklerini topluyarak Viktorya: — Hayır, dedi, hiçbir kaza olmadı; sadece şatoya yürüyerek dönmek İste- dim. Geceniz hayrolsun. Polis berleri Kasımpaşada 3 ev yandı Evelki akşam saat iki buçuk- ta, Kasımpaşada piyale mevki- inde Hacıhüsrer maballesinde Çendere sokağında, arabacı Ri- za Ef.nin oturduğu Sinoplu Me- met EF. nin 8 No. evinden yan- gın çıkmış ve bu evle yanımdaki Mehmet ve Ali Ef. lerin 4 ve 6 No.lı evlöride. yandığı halde ateş söndürülebilmiştir. Yangının 'ne süretle çıktığı anlaşılamamıştır. Zabıta tahkikat yapmaktadır. 16 bin tira değil 800lira Geçenlerde, Beşiktaşta oturan binbaşı Süleyman Beyin evinden yangın çıkmış ve bu sırada evdeki mücevheratın da aşırıl- dığı anlaşılmıştı. Zabıta tahkikat neticesinde (o hırsızın O hizmetci İnebolulu Haife olduğunu tesbit ederek çalınan eşyayı meydana çıkardığı ve Sağibine teslimettiği! yazılmış ve bu mücevheratın 16 bin lira kiymetinde olduğu da kaydedilmişti. Binbaşı Süleyman B. gönder- diği bir mektupta çalınan ve bulunan mücevheratın yazıldığı gibi 16 bin lira kiymetinde mayıp 800 lira kiymetinde olduğunu bildirmiştir. Pencerede bir hırsız hremini civarında arpaemini İlesinin tatlıkuyu © sokağım da oluran âşık Ali isminde biri- ! si dün, o civarda yangın mahal- linde cami sokağında 42 numa- ralı evde oturan polis Ali Riza efendinin evine pencereden gire- rek elbiseleri aşırırken yaka'an- mıştır. Metresini vuran polis Küçükpazar polis mevkii mü- rettebatından Rüstem efendi ev- velki gün Zeyrek caddesinde metresi Naciye Hanımı tabanca ile vurmuştu. Vak'ayı müteakip yakalanan Rüstem efendi hak- kındaki polis tahkikatı ikmal edilerek evrakile birlikte adliye- e verilmiştir. Müstantik Rüstem f. yi tevkifaneye göndermiştir. 60 liraya bir kurban! Dün Üsküdarda Ömer ismin- de biri Adapazarlı birisinden 10 | liraya kurbanlık bir kocün almış ve koyun sahibine yüz Jiralık bir bankonot vermiştir. Koyun sahibide Ömere geriye yalnız 50 lirayı vermeden kaçmışlır. | EMLEKETTE İN) Diyarıbekirde ikti- sadi buhran Bütün halk wiaatyadan ge- lecek şimendifer hattını bekleyor Hususi Divanbekir muhabirimiz va- yor Her tarafta olduğu gibi Diya ribekirdede iktisadi o buhran mahsüs derecede hükmünü icra etmektedir. o Diyambekir (zirai bir memleket olmak itibarile buğday piyasasındaki düşkünlük çiftçiyi büyük endişeye düşür- müştür. Meselâ buğday ölçeği- nin yani on iki okkasının altmış beş ve arpa ölçeğinin kırk kuru- şa olması binnetice rençberin eline cüz'i bir paranın geçmesi- ne sebep olmuş ve bu vaziyet karşısında çiftçi, bihakkın bor- cunu verebilmiştir melbusat ihti- yacını geriye. bıraktığından bu yüzden tüccarın eline para geç- memiştir. Zirai mahsulâta mu- kabil sanayi kısımı pek mahdut- tur. Diyarıbekirde ipekten ma- mul kümaş imal eden birkaç tezgâh Çermik kazasında pa» muk ipliğinden yapılan bazı do- kumalar, ve bunun gibi köylü ihtiyacımı tatmin edebilir iptidai aksama inhisar eder. Diyaribekirde Ramiz B. ismin- de birisinin sırf şahsi sayile vücude gelmiş bir marangoz fabrikası vardır bu fabrikada haman Avrupa derecesinde yazır hane, sandalya, koltuk, kanapa envai çeşit dolaplar ve saire yâpılmaktadır. Fakat buna bura- larda rağbet edilmediğinden bu fabrika sönmeye mahküm bir vaziyette kalmıştır. Bir teşvik olmak üzere Diyarbekir devairi hükümetinin lüzümu halinde bu gibi o siparişatı bu fabrikaya vermeleri bu müessiseyi fena va- ziyetten kurtarmağa yardım et- miş olur. Diyarbekirin en mühim ihracatı yün, tiftik, yağ, badem, ceviz, mazi, ipek, pirinç, ve sa- iredir bilbassa mebzul senelerde | kendisini bir kaç sene idare edecek kadar yetişen arpa ve buğday vesaiti nakliyenin olma- masından sevk edilememekte ve bunun iktısadiyat Üzerinde mü- him tesirler bıraktığı görülmek- tedir. Buğday ve arpaların Mardine ve Mardinden Adana, İstanbul piyasalarına kadar sevkine vesaiit nakliye ve şimendüfe kirasının pahalı düşmesi mani olmaktadır. Bütün halkın gözü Ergani ma- denine gelecek ve Diyarıbekire uzanacak olan şimendüfere bağ- lanmıştır. o Arazi vasi, ihtiyaç mahdut, ihracat mefkut oldu- ğundan ziraat hali tabiidedir. Ziraatte her sene muhtelif tar- lalarda ekerek dinlendirme usu- lü takip edilmektedir. Bilhassa yağmursuz (senelerde (o mahsul alınmadığından © ibtiyacı temin için çavdar, yulaf ve daha bazı mütenevvi zeriyat usulü tecrübe edilmektedir. Çermik ve Liçe kazalarında bir mikdar pamuk “yelişmekte- dir. Umumi seferberlikten evvel ipekçiliğe pek ziyade rağbet edilmişken araya giren sefer- berlik bazı dutlukların kal'ını mucip olmuş ve bunun için mah- dut bir miktarda ipek; istihsal edilebilmiştir. Bu hususta ipek- çilik' mektebinin çok yardımı olmaktadır. Seferberlikten evvel ber Mi sanki aklına bir fikir gel) 40 lira vermiş ve geriye kalan | ticaret münasebatı en ziyade Haleple yapılmakta imiş, fakat Mdarici Haberler Ispanyada Klemanso abidesi gm | Nant,26(A.A4.) — Keman si ; | Kotağımzai giri tatmak | hatırasını ebedileştirmeli için yapil g ve M.Z abidenin açılış resminde M. Tardiyö yilan. Sr ME Gn bir matuk söylemiştir. BL Tardiyğ, Hi isaat 10.20 de Barselona (gelmiş İstas-| yanda de ki: Klemanson” | İyon civarında toplanmış olan yüz bini Barselonlunun yaşa nidaları arasında) M. Macia ile kuçaklaşmıştır. İki reis, otomobillerle (Ceneralite) o sarayına; gitmişlerdir. Bütün sokaklar kalabalıktan geçil-| mez bir hale gelmiş, cümhuriyet ve| Katalon bayrakları ile donatılmıştır. | Barselon, 25 (A,A.) — Cenerallik dü! iresinin balkonundan halka hitap eden! IM. Macia, şu sözleri söylemiştir: İ 'Katalonyanın serbestisi arefesin- deyiz... İspanya ile güzel (o münasebat| idame etmekte olduğumu söylemekle! bahtiyarım... / Bunun üzerine, Zamora şöyle demiş tr: “En büyük zevkim siz Katzlonya- Idara size ait olan şeyleri inde etmek» tir. Bu sözler halk arasında büyük bir: şevk ve heyecan tevlit etmiştir. Barselon, 27 (A.A.) — Buradaki as keri kıtaatın cümlesi o huzurunda bir nutuk söyliyen M. Zamora, askerleri hâkimiyetini munhasıran milletten al makta olan yeni hükümete sadık ol. mağa davet etmiştir. Bütün zabitler geçit vesmi yapmışlar ve M. Zamorayı alkışlamışlardır. M. Zamora saat 21,20 de Madride müteveccihen hareket et- miştir. Barselon, 27 (A.A.) — Dün M. Za- moranın valilik dairesine muvasalatı es nasında pantalonunun arka cebinde bu! lunan para çantasını çalarlar korku»! sile elini bu cebine götürmüş olan bir. almanı ahali sille tokat İle yere ser. miştir. Ahali mumaileyhi bir sui kast- te bulunmak istiyen bir anarişst zan- netmişlerdir. Polisin tahkikatma na- zaran mumaileyhin üzerinde hiç bir si- lâh bulunmıyordu. Bulgaristanda hükumet buhranı Sofya, 26 (A.A) — M. Tzankof ye- ni kabineyi teşkile memur edilmiştir. İngilterede 'tâhriri nüfus Londra, 27 (A.A.)-— Angiltere ve Galles memleketi ahalisinin tahriri nü- fusu dün akşam yapılmış olup netice bu sabah belli olacaktır. Polisler, s6- kaklarda gezen kimselere yanaşarak kendilerine vazifelerini ihtar etmekte! dir. Tahriri nüfus netizesinde son 1921! tarihinden beri nüfusun iki milyon ka- dar artmış olduğunun anlaşılacağı tah imin olunmaktadır. Selânikte balkan haftası Selânik, 26 (A.A.) — Son şubat aym da toplanmış olan Balkan konferansı nın ittihaz etmiş olduğu karara tevfk kan Balkan ittihadı haftası bu sabah başlamıştır. Bulgar, Sırp, Türk, Arna vut ve Romen ticaret ve sanayi heyet- hayatı bir insaniyet ve hamiyet de” | tekil eder, Klemanso znmanımızin büyük Fransızı unvanile anıl hak kuzanmıştır. Bu büyük vatan) rin son günleri milli kusurlarımı: # zünden endişe ve keder karartılaf! * rasında geçmiştir. Bu kusurları dan en büyüğü ve en tehlikelisi şü ki, biz ancak çok büyük bir tehlike şısında bir araya toplanmağa veriyoruz. Kazandığımız muzafferi) ti kavramak ve filiyat sahasında tam mile tahakkuk ettirmek hususundab! aezimiz ve noksunımiz, hiçbir vakit cavüzi bir mahiyet almıyacak oli Kuvvetlerimizi boşu boşuna israf eti te gösterdiğimiz sebat ve inat işte büyük noksanımızdan ileri gelm ir Herrlot tekrar belediye reisi oldu Liyon, 26 (A. A.) — Belediye mecit si radikal sosyalistlerden M. Herri0” yu 24 muhalif reye karşı 26 rey tekrar belediye reisliğine intihap tir, M. Herrio'nun bu muvaffakıyefi sağ cenaha mensup İki müntehibin te verdikleri reyler temin etmiştir. Herrio, bu intihabın neticesini Ki etmediğini, çünkü idare sali bihakkin haiz olabilmek için sol ce mensuplarının reylerinden müreğ$i! bir ekseriyet teminini arzu etmekte © duğunu söylemiştir. M. Herrlot sosyalistler arasında bir müddet fi teatisinden sonra reye müracaat miş ve M. Herriot 39 rey ile tekrar” tihap olunmuştur. Diğer mün beyaz rey puslaları vermişlerdir. Arjantinde bir zelzele Buenos Ayres, 26 (A, A.) — ja eyaleti dahilinde bulunan Anj“.&, da şiddetli bir zelzele olmuş, arasında büyük bir korku ve telâş dırmıştır, , Kaybolan bir tayyare |, bulundu a Rio de Janero, 26 (A, A) —*, nın 18 inde Saopool arazisi içinde : dan kaybolan İtalyan tayyareci R© lano'nun tayyaresi sağlam olarak”. - lanmuştur. Tayyarecinin akibeti ” kında hiçbir malümat yoktur. dl | Versay, 26 (A. A.) — Gece yö narşist olduğu zannedilen meçhul bir şahıs Şaville otellerden birine bir bomba ai Hasaral çok büyük ve ehemmiye” Bu esnada hiç kimse yaralan vi leri gelmişlerdir tanen irem rr MENE EREL rare Halebin vatanımızdan ayrılmasile beraber kesilmiştir. Şimdi cat ancak Muş, Bitlis ve civarın- dan getirilen koyun, yapağı ve yağ gibi bir iki maddeye inhisar etmektedir. Buda, sevkiyatından ve Halepte gümrüğün fazla ok masından dolayı ziyan “cden la- cirler getirdikleri koyun yağ gibi mallarını Diyaribekirde satmak ve yahut İstanbula götürmek | mecburiyetinde kalmaktadırlar ki | vaktinde satılmıyan bu “El | İ l tüccara pahalıya mal oldüğundan nelice itibarile pek çok zarar etmektedirler. Bu iktisadi bub- ran böyle devam ederse bazı iflâslar. olacağı muhakkak te- lâkki ediliyor. Açılan ticaret ve zahire bor- sası ber türlü vesaitsizlik içeri- sinde memleket halkını bu fai- deli müesseseye alıştırmış fiat- larda esaslı bir tanzim rolünü ifa etmiştir. Borsa hergün açılıp kapanmasında (o fiatları göste- ren bir ceivel tanzim ederek halkın enzarına arzetmektedir. Daha pek yeni olan borsanın gittikçe inkişaf edeceği tabiidir. İ Sabrı Versay, 26 (A. A.) — Şavil ğındaki otele bomba atan şahsi” sahibinden intikam almak fikrini 5 den eski kiracılardan biri olduğu” lenmektedir, Fransada Relsicümh“' intihabatı Paris, 26 (A. A.) — Salı günü nacak olan nazırlar meclisin&” kil M. Lavalin Reisicümhür İnt çel” nin 13 mayısta yapılmasını tekli! ği zannolunmaktadır.” Meclis, tekrar içtiman b hir ç evvel M. Laval Kurnövde Mw nutuk söyliyecektir. — ii i Teavün sandığı idare meri dj | reisli Geçenlerde yazili intiba yi ticesinde polis taavün V€ "gift sandığının idare heyeti Li | seçilen ikinci şube mi dr B., meşguliyetinin fi layısile hakkıle meşi gi cağını ileri sürerek bu e kabulden itizar etmiştir” Bunun üzerine yenide” yapılmış bu defada riy#*” in reis Kenan B., idare 3 üncü şube müdür mua nâsi, Üsküdar merke? ismail Rasim, baş (' y ve komiser Hidayet Bi ği ınışlardır Eski müraks”... iz Versay sokaklarında bomb” İl N J | i bu defada ipka edi