Ma Yİ A —— 4— VAKIT 17 NISAN 1951 Kitap meselesi çirkin saf haya girip Rasim Ali B. hakkındaki karar ittifakla verilmiştir (Üst taraft 1 inci sayfada Kemal Çenap beyin bir makale- si üzerine “Vakıt,, ın neşriyatile başlıyan bu mesele çirkin bir safhaya girmiştir. Tip fakültesi tarafından bu mesele hakkında tetkikat ve tahkikat yapıldıktan sonra verilen karar Darülfünun divanına sevkedilmiş, karar usu- le ait bir noktanm ikmali için buradan tekrar Tıp fakültesine iade edilmiş, nihayet bu nokta da ikmal edildikten” sonra gene divana gönderilmiştir, Divan da son kararını bugünlerde vere- cektir. Binaenaleyh Akil Muhtar B.in yukarıda dediği gibi Ra- sim Ali beyin bir diyeceği varsa kendisini ve yazılarını müdafaa etmekten ibaret idi. Fakat o, kendisini ve yazıları nı müdafaa edecek yerde hak- kınde verilen karara iştirak et- miş ne kadar doktor, müderris, ue muallim varsa hepsinin eser- lerini tenkit şeklinde Rahaanz | tecavüz etmiye başlamıştır. Ev- velce Kemal Cenap B. tarafın- | dan meşhar fiziyoloji kitabı hak- | kında yazılan tenkit makalesinin VAKTT sütunlarında neşredilme- sini muallimlik vaz'fesinin bir nevi sui istimali gibi gösterenler | bakalım bu tarzı hareket karşı- sında ne diyecekler? Bizim bu sözleri söylemekten maksadımız tabii bu münaka- şaya hariçten müdahale etmek değildir. Yalnız dökter olmi- yanlar..tarafından her hangi bir doktor hakkında bazan yapı- lan şikâyetleri hoş görmiyenlerin, bu gibi şikâyetlerin Türk taba- betine kârşı halkın itimadını haksız yere izaleye sebep olaca- ğın ileriye sürenlerin bu defa kendisine Tıp fakültesi muallimi sıfatı verilmiş olan bir zat tara" fından bu fakültenin en mübim simalarma cebalet damgası vu- rulmasına karşı ne diyeceklerini anlamak, şüphesizdir ki, merak edilecek bir şeydir. * in mahiyetini tavzih edebilmek in biraz daha tafsi- Iât verelim; Tıp fakültesi kimyayı hayati şt pini B. in nesret- i ıda Kemal Cenap Bİ aminin yapılan tenkitler ile başlıyan bir münakaşa mü- tekabil ithamları mucip olmuştu, Mesele Tıp fakültesi meclisi mü- derrisini tarafından tetkik olun- duktan sonra mevzuubahs kitabın neşredilmemesine, ayni zamanda tedrisattaki ademi muvaffak yetinden dolayı Rasim Ali B. in Kimyayı hayati muallimliğinden ihracına karar verilmiş idi. Aldığımız malümata göre Ra- sim Ali B, bakkında verilen bu kararın esbabı mucibesi muhte- liftir. Kitap meselesi bunlardan biridir. Hatta billözum heyetin karar zaptma dercedilmemiş olan diğer bazı sebepler de vardır. Rasim Âli B. in muallimlikten ihracı kararına iştirak etmiş olan müderrislerin ve muallimlerin adedi otuza baliğ olmaktadır ki bunlarda şunlardır: Ziya Nuri Pş., Besim Ömer Pş., Neş'et Ömer B., OrhanB. Server Kâmil B., Kemâl Cenap B., Tevfik Recep B. , Saim B. , Kad- ri Raşit Pş., Hasan Reşat B., Kerim Sebati B. , Hadi B. , Âkil Muhtar B., Mâhir B., Sadettin ! VedatB,, Kemal B. , Ihsan Hik mi B., Kenan Tevfik B., Fuat | Fehim B., Ziya B., Mustafa Nevzat B. , Sait Cemil B. , Hay- rullah B. , ismail Hakkı B., Sü- reyya B., ismail DervişB., Ra- şit Tahsin B. , Selâhattin B., Mösy& Moşe. Bunların haricinde olarak meclisi müderisinde dahil olan iki zat. vatdir.” Bunlardan Talha B. ile Ali Hüseyin bey- den ibarettir. Yalnız bu iki zât verilen kararda müstenkif kal- mıştır. Talha B.in müstenkif | kalmasının sebebi açıktır. Çünkü Fizyoloji kitabını yazmak için bu zat Rasim Ali B, ile teşriki mesai etmiştir. Yapılan şikâyet- ler dolayısile kendisine 'dokun- muştur. Ali Hüseyin B. de kita- bın kabili neşrolmadığı fikrine iştirak etmiş, Yalnız ihraç kara- rında müstenkif kalmıştır. Görülüyor ki Rasim Ali B. | Milena kararı hey'et ittifak İ ile vermiş demektir. | Rasim AliB. nasıl vaktile muallimliğe intihap edilmiş? O vakit ebliyeti olup olmadığı hiç tetkik olunmamiış mı? Tetkik o- lunmamış ise üç dört sene mu- allimlik ettikten sonra ehliyetsiz- liğinden bahsedilmesi garip ol- maz mi? | Bazı kimselere bu noktalara temas ediyor. Bu suretle eğer ortada haksız bir intihap mese- lesi var ise bundan da mes'ul olan kimseler bn'unması lâzım geldiğine işaret ediyor. Bu nokta şu suretle izah olunuyor: Rasim “Ali B. mektepten çık- tıklan sonra birkaç sene emrazı dahiliye asistanlığı © yapmıştır. | Ancak yedi sekiz ay kadar bir kimya müderrisinin yanında asis- tanlıkta O bulunmuştur. Bundan sonra sırf bazı tesadüflerin yar- dımı ile kimyayı hayati muallim- liğine tayin olunmuştur. Kimyayı bayati bugünkü tıbbın esası ol- duğuna göre dünyanın hiç bir yerinde bu şerait altında: intihap edilen bir kimyayı hayati muak limi yoktur. Bununla beraber Rasim Ali B. in kimyayı bayati muallimi olduğu sırada kendisi- nin bu dersi okutamıyacağı meç- bul değil imiş. Onun içindir ki bu derse ntihap edilirken maaşı ile Avrupaya giderek bu derste ihtisas kespetmesi lâzım geleceği bir şart olarak koşulmuş ve kendisine de şifahen bu yolda tebligat yapılmıştır. Fakat Rasim Ali B, kimyayı hayati muallimi olduktan sonra Avrupaya gitme- miştir. Bununla beraber Rasim Ali | B. hakkında verilen muallimlikten ihraç kararı ( Tedrisatta ademi muvaffakiyet ) maddesine istinat etmektedir. Tedrisatta oademi muvaffakiyet ise bir kimsenin muallimliğe tayininden ve filen tedrisata başlamasından sonra anlaşılacak bir şeydir. Bu noktai nazardan Rasim Ali Beyin bak- kında verilen karar ile muallim- liğe intihabı kararı arasında bir ai eml aramak doğru değil- ir, Yine aldığımız malümata göre Rasim Ali B. hakkında meclisi müderrisin okarar evel uzun koylu tahkikat yap- mıştır. Maklepteki tedrisatının sureti icrası tetkik edilmiş, gerek vermezden | Yolu sibel Kim vurdu? Karısı “kotam,, diyor kocasına gelince.. Karagümrükte Mollaaşkı ma- hallesinin Beşirgazi sokağında evevlki gün henüz mahiyeti te- nevvür etmiyen kanlı bir hadise olmuş, aynı caddede 6 numaralı evde oturan ilyas Ömer isminde birisile karısi Kâmile evlerinde yaralı olarak bulunmuşlardır. Vak'a hakkında yaptığımız tabkikata göre ilyas Ömerin karısından başka ikide çocuğu vardır ve mektebe gitmektedir- ler. Çocuklar mektepten avdet edince baba ve analarının yaralı olarak yerde yattıklarını gör- müşler ve karakola giderek ha- ber vermişlerdir. Vak'a mahrlline gelen zabıta memurları yaralıla- rm ifadelerini almağa çalışmış isede yalnız karısına nisbeten yarası hafif olan İlyas bizi “Mü- nir vurdu,, diyebilmiş, kadın ise hiçbir şey söylememiştir. ilyasın bâşındaki yaranın ağır bir cisimle vurulmaktan hasıl ol- duğu, kadının başında ve yüzün- deki yaraların da biçakla yapıl- dığı tesbit edilmiştir. Evin ap- teshanesinde bir de biçak bulun- muştur. ilyas, müddeiumumiye verdiği ifadesinde kendilerini Münirin vurduğunu tekrar elmiş, zevcesi Kâmile ise zevci ilyas tarafından vurulduğunu söylemiştir. Fakat kocası tarafından niçin vuruldu- günu ve zevcini kimin vurduğu sualine de cevap vermemiş ve sadece bilmiyorum (demekle iktifa etmiştir. Dün.bir arkadaşımız, yaralıla- rn. yalırıldıkları Balat musevi | bastakanesine giderek kendileri- le görüşmüştür. ilyas bu arka- daşımıza da şunları söylemiştir : Oturduğumuz evin sahibi olan ! Münir, aramızda hiç bir şey yok- ken hadise günü akşam üzeri evimize gelerek bir bahane ile beni ve zevcemi vurdu, Sebebini bilmiyorum. Zevcesi Kâmile de: Beni vuran Münir değil zev- cim ilyastır. iyi olursam bir da- ha onun yanına gitmemeğe ah- tettim. Az kaldı beni öldürecek ti. Onu kimin yaraladığını ise görmedim. Beni niçin vurduğu- nu da bilmiyorum, demektedir. Gümüş dereköyünde bir cerh Sarıyerde Gümüş dereköyünde oturan 20 yaşında Memiş ile 35 yaşında Hasan bir eğlenti esna- sında sarhoşlukla kavga etmişler, Memiş bıçakla Hasanı sol böğ- ründen ehemmiyetli surette ya» ralamıştır. Memiş jandarmalar tarafından yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir. İY YİYEREPYYYARAYYAYAYİYYAŞD | talebeden, erek müzakereciler- i ded, gerek dersine gidip bulunan asistanlardan malümat alınmış, kimya kitabının tarzı tahririne bakılmış, Burada görülen hata- ları hakkında söylenen sözleri teyit etmiş, Tıp fakültesi, Meclisi müderrisinine dahil olan otuz bukadar zatta tadrisstta ademi muvaffakiyeti hakkında kanaat basıl olmuştur. Bu kanaat üzerine mevzuu bahis karar verilmiştir. Bilâhare wsule ait bu cihetin ikmali için divan tarafından ev- rakın iadesi üzerine mezkür ka- rar yeniden tetkik edilmiş, bu defa yine yirmi sekiz zatın itti- ; fakı ile eski karar teyit olun- muştur, Bu günlerde bu karar yeniden Darülfünun divanında müzakere edilerek bir karara bağlanacaktır. ! Ve A şi Mahkemede üç tevkif Katil kastile silâh çekmekten maznun Omerin, delilleri ortadan kaldırmak istediği anlaşılmıştır Istanbul ağır ceza mahkeme- | sinde dün öğleden sonra bir müddet evvel Şilenin Korucu köyünde Pehlivan Ahmede katil kastile silâh çekmekten maznun rençper Rizeli Oksüz oğulların- dan Mehmet oğlu Ömerin mu- hakemesine başlanmıştır. Ömer, evvelce bir jandarmayı cerhten alti ay hapse, sonra zi- nadan üç ay hapse mahküm edilmiş ve müddetini ikmal et- miştir. Ömer, şimdi eski karısı- nın yanında Ahmet pehlivanın | boşadığı karısını da oturtuyor- muş. Bundan dolayı Ahmet peh- livanla araları açılmış. Bir gün yolda karşılaşmışlar. Ömer, ev- velâ balta, sonra tabanca ile Ahmede hücum etmiş. Boğuşu- yorlarmış. Orada bulunan Ali isminde biri, Ömeri tutmuş, Ah- medi öldürmesine bu suretle mani olmuş. Hakkında tahkikat yapılan Ömer, yüz lira kefaletle serbest kırakılmıştır. Maznun, mahkemede Ahmedi öldürmek istediğini inkâr etmiş, yalnız baltanın tersile koluna dokunduğunu iddia etmiştir. Ge- len iki şahit çağırılmış, Recep ve Osman ismindeki bu iki köy- lâ, Ömerin Ahmedi öldürmek istediğini teyit eden ilk ifadele- rini tevil etmek, sözlerile işin ehemmiyetini azaltmak istemiş- lerdir. Halbuki, meselâ bunlar- dan “Recep mazbut'ifadesinde maznunun “Bırakın şu herifi ge- berteyim,, dediğini söylemiş, “Ali, mani olmasaydı, Ömer Ah- medi vuracaktı,, demiştir. Bu vaziyet karşısında, müddei umumi Cemil B., şu talepte bulunmuştur; — Şahitler, ilk ifadelerinden bambaşka şekilde şehadette bu- lunuyorlar. o Maznunun, onların üzerinde müessir olduğu anlaşılı- yor. Hatta, evvelce şikâyette bulunan Ahmet de bugün mah- kemeye gelmemiştir. (e Vaziyet, maznunun, cürmün sübutunu te- min edecek delilleri ortadan kaldırmağa uğraştığını gösteriyor. Binaenaleyh, cürmün mahiyetine nazaran maznunun ve hakikati sakladıkları için, şahitlerin tevki- fini isterim, Mahkeme, bu talebi tasvip etmiş, reis Nusret B., her üçünün de tevkifine karar verildiğini bildirmiştir. Muhakeme, tahkikatın ikmaline kalmış, Ömer, Recep, Osman jandarma muhafazasında salon- dan çıkarılmışlar, o tevkifaneye gönderilmişlerdir. se Üvey baba Başına vuran adamı, verdiği tabanca ile oğlunu öldürmüştü! Istanbul ağır ceza mahkeme- sinde, dün öğleden sonra, Şeh- zadebaşında yangın yerinde Os- man çavuşu öldürmekle maznun Siirtli Hüsnünün ve onu katle teşvikten maznun üvey babası kahveci Hakkının muhakemele- rine başlanmışlır. Yapılan tahkikata göre Os- man çavuş, bir gün Hakkının başına vurmuş, bundan muğber loan Hakkı, “benim intikamımı sen alacaksın,, diye üvey oğluna tabanca vermiş, Hüsnü de Os- man çavuşu yangın yerinde Üç kurşunla öldürmüş. Dava, idam cezası tesbit eden 430 inci mad" | de mucibince taammüden kati ve katle teşvik davasıdır. Hakkı, mahkemede isticvabı da “Ben, Hüsnüye tabanca ver” medim. Zaten onu reddetmişim" dir. Kaç zamandır yüzünü gör“ ! düğüm yoktur,, demiştir. Sonr# Hüsnü isticvap edilmiş, on iki yaşında iken hırsızlıktan malr küm olduğunu söyliyen Hüsnü “Ben, tabancayı üvey babamda almadım. Şimdi memleketine gir den hamal Mustafadan dört Ii raya satın aldım. Yangın yeri de tecrübe ediyordum. O sıradi Osman çavuş civarda imiş, isabel etmiş. Tabancada üç kurşuf vardı. Hepsini attım. Altı kurşuf olsaydı altısını da atardım! det imştir. Şahitlerin, vak'a hakkındaki malümatı dinlenilmiş, ve muh keme başka şahitlerin celbi kalmıştır. Cenaze otomobilleri Belediye yeniden iki censi otomobili almıştır. Bu otomobi ler az bir ücretle cenaze taşı; caktır. Bundan başka l dan sonraki (bütçeye kon cak o tahsisatla yeniden ot! mobiller alınacaktır. Yeni oton billerin karüserilerinin plân belediye fen heyetince hazirl! maktadır. Alınacak otomöb lüks ve tezyinatlı olacak ve b larla taşınacak cenazeler d Asri ahır meselesi Belediye ahır sahiplerinin larını asri bir surette tadil e& etmediklerinin dikkatle tefi için belediye şubelerine dün X ni bir emir vermiştir, Ahır hiplerine verilen mühletin nın iptidasında bitmesi bu emi verilmesine sebep olmuştur. satiye alıp'da ahırlarını etmiyenlerden ceza alınacak © başlamış bulunanlara âzami © beş gün mühlet verilecektir. diye kadar verilen müte! mühletlere rağmen hiç işe lamamış bülunanların abırlar”) derhal kapatılacaktır. İran hükümeti ş4 leri tenkil edece, Tahrandan gelen malümati ran Tahran elçimiz Hüsrev BeY İran hariciye nazırı Frugi He | bir mülâkatta bulunmuş ve rağı dahilinde hududumuza vi ride faaliyette bulunan huydutls” kında hükümetimizin noktai bildirmiştir. Alınan haberlere göre, bu tı müteakip İran hükümeti di muz civarının eşkıyadan ta ipi kuvvetli müfrezeler gönde detmiştir. Em Ma Maarift. la a meni” yrd o bir cemiyet ki Ziraat mektepleri dün bir içtima yaparak ye Mektepleri Mesela igin? 5 cemiyet teşkil etmişlerdi” i miyetin teşekkül etti bükümete bir beyanma e miştir, Cemiyetin muvak ey re heyeti reisliğine Li di B. intihap edilmiştir...