16 Şubat 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

16 Şubat 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LE m ekle — 4 — VAKIT 16 ŞUBAT 1931 AKIT lie Tİ Kötü bir zihniyet Bir iki hadiseden umumi bir hüküm çıkarmak elbette bir yoldur. Bahusus insanlara taallük eden hadi-| Gelene geçene: selerde ise büsbütün yanlıştır. Fakat — İzdivaçlar — size göre — ni le vak'alar olur ki bunları zikretmekİçin azalıyor? ve üzerinde durmak, hadisenin - onun Diye soruyor. Belcika gazetesi | (U İ pirden alıyoruz. Venedik tacirini Niçin azalıyor ? | daha yeni Rayahardın vazı sah- Akşam, yeni bir anket açtı.| nesile temsil ettik. Bu piyeslerin bir Türk dekoru dahilinde tem- | | sili Molyerin Plaute'yi vaktile Berk, hemen siyasetgâha Fransız muhitine adapte ederek wee iz ee pk leri k Muaviyenin OK , : : » pen waviye, zehirli kılıcın yaras ndan asan, ancak Muaviyenin hakkında nazarı. dikkati celbeder ve) © Bir çok manasız anketlere ara-) Yaptığı şeyden farklı değildir. ||» kolay kartulmamıştı Munviyeyi karşı hareket ettiğini haber aldiği düşündürür. Burada söylemek istediği-İsında, birdenbire başkalaşıveren Modern piyes olarak neler tedaviye gelen tabip onu İki şey arasın.|man harekete karar vermiş, Müd4i miz hadiseler de bu kabildendir. İbu — a ie Yal oynuyorsunuz? da muhayyer brrakmıştı : gitmiş, fakat orada yapılan küçük nız dün onun da bir mahzurunu n “ İd yerini de dağlı .İpropaganda onun bütün askerini i : Pa | —Ecnebilerde şöhret kazanan | Ya yara yerini ateşle dağlıyaca-|propag Geçen gün bir arkadaşım anlatıyor.) gördüm. di bütü Gilenlizi N lâ bi ğım, yahut sana içilecek bir i'âç vere-|muş, askerler onun otağımı yağm& du: Tanıdığı bir köy varmış. Bu köy Memlekette evlenmelerin aza)-! büt A A AŞMIŞ eeğim. Yalnız bu ilâcı içersen bir daha mişlerdi. Mudayn valisinin meclis de köye ait araziden bir kısmi ifraz e.İdığı inkâra sığmaz bir hakikattir. mevsimi Topazı Türkçe oyniya çocuğun olmaz. Bunların (İkisinden konuşulan şey, Hasanı yakalıyarak dilmiş ve köylüye nahiyenin malkpeli| Gama teşhisinde ; yanlış yok! yak açtık. Modernist bir deko: birini intihap et! ayiyeye teslim etmekti, altında satılmış. Bedelleri de ihtiyar|Fakat dertlerin o teşhirinde gaye dahilinde oynanan bu piyes bü Muaviye düşünmüş ve cevap vermiş! & Esasen hürp taraftarı olmıyan heyeti tarafından makbuz mukabilindelilâç ve çare aramaksa bu anket- eki İsan, bu vaziyeti gördükten sönrü bu ri : Kü ;. yük bir rağbet gördü. En büyük jsan, iyeti gi alımmış. Köylünün bir kısmı bu satın|lerden bir şey çıkacağa benzemi-| 3 a : — Ateşe tahammül edemem. Bun-İceradan vazgeçmeğe karar vermiş aldığı arsa üzerine evini de kurmuşiyor. » . | , | muvaffakiyet gördüğümüz PİYES gan sonra çocuğa da ihtiyacım yok.| Muaviye İle muhabereye girişmiş, ve yerleşmiş. Aradan bir buçuk sene ge) (o Cevap verenlerin hepsi illetin bir Belçika piyesidir. Moskovada Oğlum Yezit ile Aptullah bana kâfi.'dan sonra akrabasını topliyarak çiyor. Anlaşılıyor ki arsaların bedel.'varlığında beraberdirler yalnız se- leri maksandığına yatmamış. Mes'ul- beplerde ayrılıyorlar. Bu ayrılışta tarafı 1 inci sayfada) YYZAN: Omer Rıza —144- Muaviye ile Amin kurtulmuşlardı harp davetini icabetle karşılamak yanlış götür ti: | Meyerho'dün ibda eylediği vazı Bunun üzerine tabip, ilâcını hazırlıya-İra da kararmı bildirmişti. Ona iti ler tevkif olunuyor, İşin buraya ka- dar olân kısmı iyi, Fakat ayni zaman- da, bu arsalar bu defa da maliye t- rafmdan satılığa çıkarılıyor. Köylü şikâyet ediyor ve diyor ki — Efendim! bu arsayı ben hükümetten satın aldım. parasını verdim. İşte köyden aldığım makbuz. Benim arsayı nesil satılığa! çıkarıyorsunuz? | Bu şikâyete karşı verilen cevap: Biz bilmeyiz, paralar sandığa yatma- mış. Arsaları tekrar satmaya o mecbu- Tuz. İkinci bir hadiseyi de nakledeyim: Bir arkadaş bir arsanm vergisini vermek için vergi dairesine uğruyor. Defterler karıştırılıyor. Görülüyor ki bu zatın uhdesindeki arsanın yanında- ki arsa da haberi olmadan uhdesine ka-! yitli. Bu arsanın kendisine ait olmadı. ğını söylüyor. Dinlemiyorlar ve madem ki burada Yazılı, vergisini vereceksin diyorlar. Arkadaşım, meselenin hiç ol- mazsa tapudan sorulmasını rica edi- yor. O, bizim vazifemiz değildir teva-| bmı alıyor. Nihayet bir hal çaresi ol. mak üzere o bu zata ikinci arsının ken- disine ait olmadığına dair hir istida .yazdırıyorlar, on beş, yirmi gün kalem Kalem koşturuyorlar. Bu suretle me-| Mur efendinin kalem hatası tashih e- dilmiş oluyor. Bu neviden hadiseler çok mu, a2 mi bilmiyorum. Fakat pek az da olsa ba- zı memurların vatandaşların işlerini nasıl telâkki ettiklerini göstermek iti barile tetkike lâyıktır. Vatandaşların gerek kendi arala. rındaki ve gerek devletle olan müna- sebetlerini tanzim için neşredilen ka- nunlar vatandaş hukukunu azami dü- gündüğü gibi, gadre ve angaryaya da asla müsait değildirler. Her kanunun ruhu milli camiayı takviye etmek ve bü camin içinde vatandaşların menafi- İni âdilâne idare etmektir. Bu kanur- Tarı, derece derece tatbik etmekle mü- kellef olan memurların başlıca vazifesi de kanunları iyi tatbik etmek, yani kü nünün umumi menfaat noktasından Ya-| tandaşlara tahmil ettiği bazı vazifeleri ve mükellefiyetleri angarya şeklinde göstermemektir. Muasır devletlerde, milletin menfaa ti ile ferdin menfaati o kadar biribiri- ne girift olmuştur ki bunları biribi rinden ayrı düşünmeye imkân bile kal! mamıştır. Ferdin meskeni, suyu, ek- meği.. gibi en şahsi işlerile bile yakın- dan alâkadar olan bu günün devletin. de millet işi ile hükümet işi biribirin. den ayrılabilir mi? Bu böyle olunca da hükümet memuru ferdin menfaafi ve işi ile hükümetin işi ve menfaati a- rasında tezat görebilir mi? Yukarda söylediğimiz iki hadise, kötü ve artık yaşamaması icap eden bir zihniyeti göstermektedir. Vatandaş va- zifesini yapıyor; Bu sırada bazı memur ların yanlış hareketleri zâhir oluyor. Bunun suçu ve angaryası da asla ka. mun haricine çıkmamış olan vatandaşa yükletiliyor. Ve Obu nevi memur Jar hükümetin menafini koruyayın derken, hükümetin hikmeti vücudünü| teşkil eden vatandaş hukukunu temin gâyesini düşünmüyorlar; bilâkis bu. na tecavüz ediyorlar. Hükümeti millet menafiinden ayrı düşünmeye sevkeden bu telâkki, asır larca devam etmiş kötü bir idarenin i- tiyatlarımızda bıraktığı elim bir iz ola- rak velev pek az memurlarımızın zih. miyetinde yaşamakta olsa bile bu sa hâkim olan da temyiz, görüş, mu- hakeme değil cinsiyettir. Cevap veren erkekse, izdivacın azalmasından Oo kadmların mes'ul olduğunu, onların raflarının, kaprislerinin, her an 'değişen he- veslerinin, bir dalda durmaz ruh- larının bu azalmalara sebep oldu- ğunu ileri sürüyor. Kadın hatipler de tamamile aksini iddia ederek: — Hayır diyorlar, (erkeklerin kelebek yaradılışları, gözü dışarda oluşları, aile sevgisinden uzakla- sışlarıdır ki işi evlenme bubhranına kadar sürüklüyor. Kadım, hele şar- kın asil, uysal, fedakâr kadını bu neticelerden mes'ul değildir. Haşa bunu kabul etmiyoruz! Bir mevzu üstünde konuşmak, onun hallini istemek ihtiyacından İbağr. Fakat görüyorum ki bu kör düğümün çözülmesi için lâzım ge- len hüsnü niyet iki tarafta da yok. Cinsi bir çekingenlikle suçu kadın erkeğe, erkek kadıma yüklemekten başka bir şey düşünmüyor. Eh, hiç böyle bir usul ile netice almak kabil olur mu? Halbuki meselenin bütün cephe- i bundân mı ibarettir? Evlenmeler niçin. azalıyor? Sualine bir maka- le, bir anket, bir lâyıha, gibi dar çerçevelerde cevap — sıkıştırmak, hüddam olmağa bağlı bir marifet sayılsa yerid Bu dava kitap olur kitap... hem) de kaç ciltli!.. Seyyah Doktor Süleyman Serı Cumadan başka her gün Alemdar sıhhat yurdunda da- hili hastaları tedavi eder. Verem hastenesi Hıfzıssıhha meclisi tarafından teşkil ölünan komisyon bugün toplanacak, yakın bir zamanda açılmasına karar verilen - verem bastanesinin Odaimi (masrafını tesbit edecektir. Hastanenin varidatını belediye ve idarei hususiye © verecektir. Yeşilköy ve Erenköyünde birer bina bulunmuştur. Tetkikat ya pılmaktadır. kat telâkki ile her dakika mücadele e- derek kökünden sürümek inkılâp hes- linin elbette bir vazifesidir. Nâzım Ali arr Bican Efendi — Doktorlar ara- sında yeni bir münakaşa başladı. Bican Efend | sahne ile temsil ettiğimiz Fernan Kromelinkin “Deyyus,, piyesin- den bahsetmek istiyorum. le. getirdiği başlıca - inkılaplar ne- lerdir? — Evvelâ repertuvarın değiş- bugünkü repertuvarımızı size irae ettim.VaktileRomanm bi reperatuvar Fiederik Lomeli'nin Pariste şöhret kazandığı repera- tuvar oynamıyordu. Maamaliyh rollerin tevzii (odeselesinde de mühim bir farkı işaret etmek lâzımdır. Ibtilâlden beri sahnede Türk kadınları Ermeni kadınları- Dın yerini işgal etmiştir. Bunda mesi, Ibtilâlden sonra Darülbedayie mülhak olarak tesis eylediğim tiyatro mektebinin en parlak ta- lebesi kadınlardır. Sonra Anka” ra, Avrupanm tenvir ve makine noktai nazarından en mükemmel sahnelerinden birine .maliktir. Istânbül © turupu otada temsil serileri vermekte ve bu temsil- lere Reisicümhur teşrif etmekte- dir. Tiyatro hayatı hayati milli- yemizin başlıca tezahürlerinden biridir. — Bir halk tiyatronuzda var- mıdır? — Vardır. Fakat eski şöhreti yoktur. Bir nevi «Komediyadel atte» dir. Bunda Mülyer veya Müzinin mevzularına göre piyesler tulüat suretile gösterilir. Meselâ İ resmi tiyatroda Turando Mosko- İ va artistik ti at osu oyuncusu İstüdyosu dekorları ile oynanırken “Komidyadel arte,, de eski for- müllere göre oynanır. — Tiyatro sahasındaki bu te- ceddütle halk nasıl intibak ede- biliyor? — Mümkün olduğu kadar eyi bizde Darülbedayi isminde hu- susi bir mecmua meşrederek bazı temsillerin esbabını izah ve ba- kiki seciyelerini tarif ederek buna yardım ediyor. i verü — Kimisi vereme ilâç bulundu | diyorlar, müdafaa ediyorlar, rak vermiş, Muaviye ilâcı içerek kur./edenlerin başımda (Hüseyin) butü" —IbtilâlnTürk tiyatrosunda husu-| tamamen Muvaffak olmuşlardır. | tulmuş, fakat bir daha çocuğu olma miştir. ». Mısıra giden Bekir oğlu Amir As oğlunu ayni gece beklemiş, fakt o ge- ce oğlu bir az rahatsız olduğundan ve midesinden şikâyet ettiğinden mescide çıkmamıştı. As oğlu o gece zabıta kumandanı olan Haricaye namazt kıldırmasını em retmiş, Harice namaza çıkarken Bekir oğlu onu Amir ibnül As sanarak Üze- rine atılmış, kılıcmı göğsüne saplamış ve onu öldürmüştü. Bekir oğlu hemen yakalanmış ve As oğlunun huzuruna götürülmüştü . Bekir oğlunu yakalayıp götürenler! ona: — Emir Hazretleri diye hitap ediyor lardı. ir rin kim olduğunu sormuş, ona: — Emir, Amir ibnül Astır! dedik. leri zaman, onun gözleri dört açılnış. — O halde benim öldürdüğüm adam| kim? diye sormuş, — Harice! Cevabını aldığı zaman: — Yazık! demiş, sonra Amra ba: karak; —'Ben o adamı sen sdfmiş Ve onu öldürmüştüm. Yakanı kurtardın! fa İsik. Amr katili isticvap etti: — Beni niçin öldürmek istiyorsun? — Çünkü sen bu milleti dalâlet yo- : luna saptıranlardansın.. Hangi dalâlet yoluna. Tahkim yoluna... Harici misin sen? Amr, zabıtaya emretti: — Bunu götürün. Katilin katildir. Bekir oğlu da siyasetgâha götürül- imüş ve katledil, * Sebe oğlunun Ali, Muaviye ve Amir âleyhinde hazırladığı suikast, yalnız Aliye karşı muvaffakiyetle tatbik edil- İmişti, (Ali) nin şehadeti Muaviyenin ik- baline hizmet etmişti. Gerçi (o Küfede (Hasan) a biat edilmiş, ve (Hasan) ba. basmdan arta kalan askerleri topla mıştı, fakat onun biat alırken ihtiyar ettiği vaziyet, bile son derece Şüpheli idi, Hasan harbi yenilemek için biat al mıyor, yalnız kendisine itaati şart koşuyordu. Halbuki (Ali) nin şehade- ti, harp lehinde cereyan açmıştı. Aliye hayatında yardım etmiyenler, ve onun davasını ihaml edenler, onun irtihalin- den sonra pişman olmuşlar, ve yeni bir) cezas! Bekir oğlu, hayrete düşmüş ve emi-| | kavuracak. Bundan böyle biz nikbet! İyordu; İ — Biredar, Sen bu hattı harekel |Muaviyenin sözün yerine getiriyor babanın davasını çürütüyorsun. F' Hasan bu itirazı dinlememiş ve (Hi seyin) e: n bu işi senden 'vi bilirim! Onun Kâfeye girmesile her şey olüf bitmişti. (Ali) nin kurduğu devi merkezi ve mesnedi Küfe olduğund Muaviyenin sözünü yerine getirieyr.* yıkılmış bulunuyordu. l Muaviye şehre yaklaşıyorken Hai cilerin kepe' zehirden e» gitmişle bunlarm bir kısmı köylere dağılmıf lar. bir asım: İran içlerine * “çmışlardi Sebe oğlunun bütün kalbur üstü. 8 venesi, relilerinin bulunduğu Sabi şehrine ilticaya mecbur © olmüğlei M yenin hükümeti Küfeye geldi ten sonra bunlara aman verilmiyeei ve bunlardan ele düşenlerin “kiliç geçirilecekleri, muhakkaktı. Sebe oğlu bile hadiselerin bu kadafi baş döndürücü süratle cereyan edi ğini zannetmiyordu. Onun ümidi Mu: viye ve Amrin de katli ve bu süre meydaridâki en kuvvetli rieâti se drit! ederek zait ve âciz hükümetlerliri Şekkti ve Bunların biribirile mütadi le etmeleri idi. Halbuki er birden bire değişmi$! ti. Hasan Muaviye ile barıştıktan sonr? ra onu Küfede karşılamış ve kendisi; ailesile birlikte Medineye dönmüştü. | Bu haberler, Sebe oğluna vordığf zaman Sebe oğlu üç arkadaşını topladı ve onlarla vaziyeti müzakere etti: | — Arkadaşlar, beş senelik ma ; vc1i3i heder oluyor. Muaviye ortalığı kasıp i içinde kalacağız. Arkadaşlarımız. Lei yerde takip olunarak imha edilerek Runa karşı bir çareniz var mi? Meymun oğlu cevap verdi: — Fakat bu beş senemiz boş reç medi. Az mı kanlar döküldü. Az mı 08 diseler vukuyuldu. Bizi ve bizim kav mimizi düşünen kaldı mı? Artık dağr lalım, Sebe oğlu! Cermuz oğlu onu teyit etti: — Muaviyenin saltanatından biz# ne? Sebe oğlu. Biz artık rahatımız4 balalım, Muaviye bizim arkadaşlarımı" zi takip edecekmiş, etsin, Bizim onlar la münasebetimiz ne? Biz kendi işimi" ze baks'ım ve istirahat edelim. Kerrus oğlu da başka türlü düşünmü yordu: (Bilemedi) esma iyan mesa saran esans mun srunnna ezani v8 LAR Aİ RAANvS0EE PELE AYKA KANAR canan un #nenpoansanunassn fekası: Vereme ! — Kimisi de bu ilâç, ilâç İ değildir! diyor kesip atıyorlar, 5 ilâç! Mürko “paşa — Vereme Taç” Bulana iyi! Şimdilik veremliye yatak bulsaler ona da Faziyiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: