— ? — VAKIT esnasında vücutta mevcut olan zararlı zebirli verem mikropları da ölecekti. Dr. Kohun talebesi olan genç Dr. Fridman, uzun müddet bu esas Üzerinde faaliyet ve tahar- ride bulundu, Berlin hayvanat bahçeşinde rastgeldiği hasta iki deniz kaplumbağasının akciğer- lerinden aldığı maddenin kül'tü- rünü yapıp bocası Pr, Koha gös- terdi. Koh, bu mikrobun insan veremi mikrobunun ayni olduğu- | nu söyledi. Fridman bu mikro- bu sıcak kanlı hayvanlar ve bilhassa vereme karşı pek has- | sas olan kobaylar üznrinde ya- pılan tecrübeler, bu mikrobun aşılanmasımn mazarrat teylit et- mediğini gösterdi. Fridman bu esas Üzerinde mesaisine devam ekti, Hamburg civarında Hagen- bek hayvanat bahçesindeki may- munlar arasında salgın bir şe- kilde olan veremi bu aşı saye sinde iyi etti. OFridman, buldu- ğu aşıyı 1909 da ilk insan ola- rak kendisine tatbik etti. 1910 da tekrarladı ve aşının insanlar- da da fena tesir yapmadığı gö- rüldü. Bundan sonra binlerce İnsanı aşıladı. 1912 de tıp cemiyetinde bu aşı hakkında izahat verdi. Şiddetle münaka- lar oldu. Hükümet, bu aşının tetkikini © salvarsan kâşifi Pr. Erlihe havale etti. Erlih, aşının zararsız olduğuna dair rapor verdi, fakat bu rapor Fridman mm muarızları olan mühim mev- ki sahibi zevat tarafından uzun müddet saklandı. Fakat nihayet hakikat meydana çıktı. Bugün bir veya iki şırınga ile âza ve- remleri, çocuk veremleri, basta- lar işlerinden, evlerinden aynıl- madan iyi edilebiliyor. Fridman bu keşfi sayesinde Berlin tıp fakültesinde verem taharriyatı kürsüsüne müderris oldu. Macaristan, Italya, Amerika, | son zamanlarda Fransa, Avusturya, Lehistan ve Balkanlarda bu aşı üç milyon insana tatbik edilmiş, yi neticeler alınmıştır. 1930 da Alman posta nezareti mesai şe- killeri itibarile verem olmıya çok müsteit olan bilümum memur ve müstahdemlerini ve ailelerini Frid- mam aşısı ile aşılanmıya mecbur etmiştir. Fridmam aşısı ilerlemiş göğüs, karın zarı, kemik, mafsal, böbrek, sıraca, ve bez veremle- rinde yüzde doksan sekiz i ticeler veriyor. Türkiyede bir sene zarfında yirmiden fazla hastaya tatbik ettim, hepsinde iyi neticeler aldım, hatta ölüm halinds ümit- siz bir hastaya sırf ailesinin ısrarı Üzerine aşı yaptım, mu- cize tesiri gördüm, hasta iyileşti, bir buçuk senede yirmi iki kilo aldı, Bötün dünya bu güneşin nurundan istifade ederken biz bundan mahrum kalmamalıyız!,, Dr. Fuat Sabit Beyin bu iza- hatı Üzerine tıp cemiyetinin içtimamda bulunan bir çok he- kimlerimiz uzun boylu münaka- şada bulunmuşlar, Fuat Sabit Beyi kendi kliniklerindeki has- talar üzerinde ilmi bir şekil de tecrübe yapmıya davet et- ne- Memleketimizde verem âfeti- nin yaptığı tahribatın ne kadar ç olduğunu herkes bili- . Bu hususta söz söylemek | Simli sa Onun için vereme karşı alınacak tedbir bahside bu derecede mühimdir. Bütün mutahassıs hekimlerimize hitap ediyoruz. Münakaşa Tıp cemiye- Berlin /# 14 ŞUBAT 1931 Bir gece içtimaı nutuk — Korkunç kehanetler— Kon- ferans gimdir ? — i daha Çaylakla Hayalde bunun yeri varmı? — Kopan tesbihe | —1Gi- Gece misafirlerinin içtimaı biraz da /ha sıklaşmıştı; haftada iki, belki üç İgece bizde toplanılıyordu, ve bir kö- şede ben, boş kaldıkça derslerime luşarak, onlar talip oldukça gazete okuyarak, arada muhavere kızıştıkç pek anlaşılamıyan bu sözleri dinlemek- İten yorgun, uyuklıyarak, — celselerde| hazır bulunuyordum. Bir gece, galiba bir bahar gecesiydi ve bahçeye mazır| pencereler açıktı, birden muhaverenin işsiddet kespettiğine şahit oldum. Önüm İde pek sevdiğim Çaylak nüshalarile o kadar hoşlanmadığını hayal nüshalı İrı vardı. Bunları kim bilir kaçıncı de İfa karıştırıyordum. Bir aralık Menek İselizade ayağa kalktı, evvelâ biraz tit.) irek sesle başladı. Hayatımda ilk işitti- gim siyasi nutuk bu oldu. Emin Efen:| İdi gayet asabi, adeta biraz hırçın, birl laz almgan ve atak, fakat pek ziyade muhakeme selâmetine, ve rüyet isabeti. İne malik bir zat olacaktı ki — sonr kileri ilerde bence de sabit oldu - o sö) lerken hep dinlerler, ve hemen bhiçibr! zaman söylediklerini cerhe kalkışmaz: Tardı. Sözlerinin nasıl bir silsile takip et tiğini bilemem, o zaman bile muhtelif aksamı arasında nasıl irtibatlar oldu- ğunu anlıyacak bir yaşta değildim, en ziyade isimlerini tevkif eden çiviler olu! yor, onun nutkunda bunlara tesadüf ettikçe zihnimde onlara takılıp duran! ataletler vukua gelerek aşuğısmı dinle- İ mekte gecikiyorum. Bosna ve Hersek isyanlarından 9n5- tadı,'bu sırada Prens Milân ile Jeneral Çernayef yadedildi, Ben bunları bi.ir-| dim, Çaylak hemen her nüshasında on- lardan bahsetmişti. İşte elimin atlında durüyor. Sonra Mithat Paşaya geçildi, onun sukutunu: — İşte bizi obekliyen! cümle ile tefsir etti. Hunlarm arasın- da ne münasebet vardı? Bosna ve Her- isekten geçerek Karadağa ve Sırbistana atlıyan bir bahiste Mithat paşanın İz mirile bir münasebet bulmak için coğ- lümatıma beyhude müracaat İ dum. Mithat paşnın ismi geçerken baba- mın ayağı kalkarak ve gülerek: Sivri sinekler girmesin! diye bahçeye acı. lan balkon kapısile pencereleri kapndr. iğma dikkat ettim. Ayni zamanda ba İna: — Haiti, Lâmbalar çok açılmış, is İyapacak. Bir az kısT. dedi, | Yarı uyanık, önümdeki masanın üs- tünde duran iki büyük lâmbanın fitil lerini indirdim; biraz fazlaca oldu, a- deta Karanlıkta kaldık. . | OAydınlıkta söz söylemekten hazer © diyordu galiba, Emin Efendi: — Şim- İdi de karanlık oldu!.. dedi, ben yine davranırken babamın itiraz eden sesi yükseldi: — Hayır, hayır, iyi, gözleri- miz kamaşıyor!.. dedi, Bu senelerden başlıyarak gittikçe İmemlektin bütün eczasını bir mengene içinde sıkıştıran, bütün beyinleri dü. İşünmek kabiliyetinden mahrum bıra- ikmak için her gün milletin müdrikesi. İni bir demir pençe içinde daha ziyade ezen casus teşkilâtı o vakit bile pencere leri kapamağa, lâmbaları kısmağa ih. İtiyaç hissettirecek derecede miydi? Menekşeli zadenin sesi daha titrek fakat daha yüksek oluyor, ikide birde asabi parmaklarının ucunda sallanan İtesbihini, sanki söylediklerinin doksan dokuz ismi celâle kasem ederek sıhha. İtini ispat edecek*bir delil (şeklinde, ediyor. bir telgrafın cevabi Jdoğruya Rusya ile harbe sevkedecek. ladı, Karadağ ve Sırbistan harbine aş.ihinin ipliğini brrakmıyarak gözleri ta-! şeylerin mukaddemesi... kabilinden bir, Irafyada bir bulut altında sişlenen m3-| Yazan : Halit Ziya Bu konferans tâ kim olüyotdu? Çaylakta ve Hayalde bu adamdan bir! ba var mıydı? Ben bu esrarengiz joismin delâletini anlamağa uğraşırken Emin Efendi dahâ korkunç bir mevzua eçmiş olacaktı ki babamın gözleri bir) pencerelere, bir imbalara baktı, Emin Efendi — Göreceksiniz, di- yordu; bu konferans bizi doğrudan Ve bir kere bu harp başlayınet o za- man memleket nereye gidecek, ne ola- icak, onu düşünmek bile istemiyorum. aten, diye ilâve etti; Sultan Azizin hal'inden ne çıktı, madem ki Sultan .Murada deli diyeceklerdi.. Tahta Ab- dülbamidi getirecek olduktan sonra bil mem neden bu zahmetler ihtiyar olun- du. Esas itibarile buna yakın olan mut- kunan bu parçasında Menekşeli zade Emin efendinin tesbihini, bu defa gö- ya bütün memleketi hir mütekarrip mu ibet çemberinden kurtarmak İstercesi ne, havaya hir şedit savuruşu oldu ki ipliğini kopardı ve tanelerini odanın her tarfına fırlattı. Ben zaten yavaş yavaş uykuya mağlâp olan başımı Çaylak ve Hayal nüshalarının üzerine salveriyor, sonra bir gayret hamlesile tekrar davran. yordum. Etrafa dağılan taneleri top- lamak için frrladım ve diz üstü bun- lardan görebildiklerimi avlamağa baş- ladım. Misafirler hep susmuşlardı, Emin Efendi Ce şimdi elinde boş kalan tesbi- vanda oturmuştu. Herkeste bir endişe, istikbal için hazırlanan musibetlerin elvahını bu yarı karanlık odan gölge lerinde “örüyorlarmışçasına duvarlara, tavana dikilen dalgın mazarlar vardı. Ben... Ben hiçbir seye lâyıkile agâh değil- dim, fakat kalbimde bir düğümün sit| tikçe sıl çluğını hissediyordum, ve pek hoşuma giden bu Menekşeli zadeye Igraf Haberleri Gazi Hz. Malatyada çektiği tel beyan Malatya, 13 (A. A.) — Relsicüm-| hur Hazretleri saat on yedi buçukta! trenle Malatyayı teşrif buyurmuşlar,! halk tarafmdan hararetle karşılan. mışlardır. Gazi Hazretleri muvasalat larını müteakip Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine yeni yapılan demiryolu münasebetile tebrik telgrafı gönder- mişlerdir. Gazi Hazretleri “şehrin bil- hassa yeni açılan caddesi üzerinde bir gezinti yaptıktan sonra Türk ocağını teşrif buyurmuşlardır. Burada kabul ettikleri belediye ve Cümhuriyet Halk Fırkası azaları ve halk mümessillerile Malatyanm istihsalâtı ve ihracatı ve alelümum iktısadi faaliyetleri hakkın- da konuşmuşlardır. Malatyalılar de- miryolunun memleket (istihsalâtnıda ve iktısadi vaziyetinde temin edeceği inkişaftan bahsetmişler, müstahsiller arasında kooperatifler vücuda getiril. mesi pek faydalı olacağını söylemişler- dir. Reisicümhur Hazretleri vilâyet ma- arifine ve millet mekteplerine dair va- li ile maarif müdüründen İzahat al. mışlar, takip ettiğimiz mefkürenin ma- hiyetini ve yüksekliğini mütemadiyen halka anlatmak hususunda Türk ocak- larma düşen vazifeler hakkında irşa- datta bulunmuşlardır. Malatya, 13 (A. A.) — Reisicümhur Hazretleri tarafmdan Başvekil İsmet saman va imera — lik siyasi Yeni yapılan demiryolile Malatyay! teşrif eden Gazi Hz. Ismet Paşaya grafta derin takdirlerini ediyor Paşa Hazretlerine atideki telgraf ç* kilmiştir : Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine Yeni yapılan yol ile Malatayay$ vardığım bugünde sizi, takip ettiğinii pek isabetli imar faaliyetinden dolay bir daha tebrik ile takdirlerimi arz& derim efendim. Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal Reisicümhur Hz. nin ayın yir- misinde Ankaraya avdet buyur- maları muhtemel görülmektedir. İladci ziyaret —mmma ismet Pş. ve T. Rüştü B. yakında Yunanistan ve Macaristanı ziyaret edecekler Ankara, 13 A, A.) — Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey Türk — Yunan iti lâflarmın müzakeresi (o münasebetile dün mecliste irat ettiği nutku bitirir ken yakında İsmet Paşa ile birlikte Atinayı ziyaret edeceklerini ve avdet te yine birlikte Kont Betlene iadei zi yaret edeceklerini söylemiştir. Maraşın kurtuluş bayramı Maraş, 12 — Kurtuluş bayramı par“ lak bir surette tes'it edilmiştir. Daktilo ile resim müsabakamız Meliha Sıtkı Hanimın yaptığı cami resmi birinciliği Gazetemizin açtığı daktilo ile resim müsabakası neticelenmiştir. Müsabakamıza iştirak eden müsa- bıkalarn yaptıkları ve gazetemizde intişar eden resimler arasında,san'at kârlardan müteşekkil dört kişilik bir grup en muvaffak resmi intihap ederek bize bildirdi. Bu resim Istanbul belediyesi levâzım ka- şu dakikada meş'um kehanetleri için adeta bir husmet duyuyordum, . İ Tam hu sırada sokak kapısmın ça- Ilandığı işidildi. Gecenin bu geç vaktin- de bir misafirin gelmesine ihtimal yok- Itu. O halde?. Hep irgildiler, babamın sokak kapı sından gelecek sese dikkat etmek için bir kulak verişi vardı ki beni de işimde tevkif etti, Sokak kapısı açıldı, bir az sonra & linde bir kâğıtla uşak girdi. Kâğıdı ba ibama uzattı; — Mağazadan gönder. mişler; dedi. Bu bir telgraftı. Babamın yüzüne bakıoyrdum. O evvelâ müsterih bir ne- fes aldr, bir dakika evvel korku veren ihtimalin zail olduğuna münşerih ol. muş olacaktı, sonra bu inşirah manası silindi ve yerine aşikâr bir hoşnutsuz luğun işmizazı geldi. Hem etrafı ter- İvih etmek hem galiba bahis devam ede. cekse beni savuşturmak için olmalı, bana: — Halit!, dedi; yarın Refik la- la ile Süleyman bey geliyorlar mış İs tikbale gidersiniz, onun için erken kalk malı, Hem annene haber ver, hem artık uyu... dedi. Büyük babamın kendisine üç evlât veren ilk zevcesi vefat ettikten bir hay. li zaman sonra nihayet tevevvüç ettiği ikinci yevcesinden, ki biz ona nine der- dik, birinelsi kız diğer ikisi erkek üç! evlâdr daha olmuştu. yman| bey bunların en küçüğü idi ki benden! ancak iki yaş büyük olduğunu bilirdim! iOnnu hakkında malümatım Yalmz! ten neler çıkacağına, bundan ibaretti, Onu hu vesile Me tari nıyacaktım, bana yeni bir arkadaş, vas| lemi odaktilosu Meliha Zübtü hanımın yaptığı ve gazetemizin 6 kânunusani tarihli 4669 Nu. nüshasında intişa? eden bugün tekrar ettiğimiz “Cami, resmidir. Meliha Zühtü hanımın idare- hanemize bizzat müracaat ede- rek hediyesini oalmasım rica ederiz. Resimler intişar ettiği | halde paralarını almıyan diğer l müsabıkalar da perşembe günü amam sz emk AMAŞAYAMLERMNN Şeker bayramı i Perşembe günü | Istanbul müftülüğünden bil dirildiğine göre Şeker bayramı 19 Şubat Perşembe günüdür. Bu gece leyleyi kadirdir. Bayram namanı, 7,27 dedir. Sadakai fıtır cetveli şudur: Âlâ: Buğday 16, arpa 16, üzüm 156, hurma 182, orta: Buğday 13, arpa 13, üzüm 117, burma 104, edna: Buğday 12, arpa 11, üzüm 78, hurma kuruş. tmda neler saklandığına da, konferan- sın ne olduğuna, Rusya ile harbetmek- Abdülhamit ismi- ni talaffuz ederken o ismin o altında! korkuç ihtimallerin mevcudiyetini ne almıştır birle dört arasında idaremize müracaat etmelidirler. Kazanmakiçin ilk şart ilândır dlânsız kazancı artırmava savaşmak, . havada fa- varesiz uçmıva çalış- mak gibidir Ticaretinizde , san'atınızda muvaffak olmak istiyorsam gazete ilânına ehemmiyet ve riniz : Gazete ilâm ilânları” en kolayı, en ucuzu, en te sirlisidir. İşte ilân tarifemiz: Sonuncu sayılada o Sahn Kuruş Sind 25 » * 100 N 200 muhataplarmın ta yüzlerine doğru wZt- kıa bir amca fakat nihayet akran bir), > tıyordu. amca. geliyordu, Lâkin babamın mem.) si” farzettiğine ene sonraları yavaş İ Riraralık ağzından bence o güne ka nüniyete mukabil bu haberi bilâkiş iş|Y4Va$ her biri küçük çocuk ruhumun İdar hiç — mizazla telâkkisine mana veremedim. üstüne siyah bulutlarını yığdıkça, vâ- ır Bunu senra anladım. ikıf oldum. Ve menekşeli zadenin kehanetleri al-| Halit Ziya Uşşaki zade Resmi ilânler, sonuncu sayıfada 10 Ke İlân memurumuz size fav“ dalı bir ilânın şekil ve ö€ reti için hizmet etmeğe ha zırdır. tinin dar çerçivesinden çıkmalı- dır, Mesele, netice itibarile bir memleket meselesidir. Sütunla- rımız açıktır, mutalcalarınızı kı- saca bildiriniz. | bundan mı bekliyorsunuz?.