—— 4 — VAKIT 6 ŞUBAT 1931 | SPOR | Sofya muhteliti geliyor Bayramda Istanbul Muhte- Biti ile iki temsili müsabaka yapacak Haftalık Türkspor gazetesinin dün çıkan nüshasında haber ver- diğine göre önümüzdeki bayram günlerinde şehrimizde Beynelmi- lel bir futbol teması yapılacak tır. Bundan dört beş ay kadar evvel Sofya muhteliti İstanbul muhtelitile (karşılaşmak üzere müracaatta bulunmuştu. O vakit Beogradski takımının gelmesi mevzubahis olduğu için Bulgar- ların istedikleri tarihte maç ya- pılamıyacağı kendilerine bildiril- miş, takım da bunun üzerine gel- mekten sarfınazar etmişti. Birkaç gün evvel İstanbul mmntakası Bulgarlar tarafından istenilen bu temasın önümüzdeki bayrama müsadif günler içinde yapılabi- leceğini Sofya futbol teşkilâtı riyasetine bildirilmiştir. Evvelce gayrı resmi bir şekil de yapılan muhabere neticesinde Bulgarların zaten böyle bir te- | mas bekledikleri bilindiği için Sofyadan gelecek olan cevabın bir muvafakat cevabı olacağı şüphesiz addedilmektedir. Hatta mıntaka bunu nazarı itibara ala- rak maçlar için Federasyondan | müsaade almıştır. Sofya muhteliti İstanbul mubtelitile © bayramın birinci perşembe ve üçüncü cu- martesi günleri karşılaşacaktır. Ikinci maç Revanş müsabakası nhayetinde olacaktır. Mıntaka maçların Yunanlı bir hakem ta- rafından idaresini de düşünmek- tedir. Nihai muvafakat cevabı gelir gelmez Atinadaki Yunan Federasyonundan bir hakem is- tenecektir. Bugünkü lik maçları Bugün Taksim stadyomunda futbol ik maçlarına devam, edi- lecek ve Galatasaray - Istanbul spor, Fenerbahçe - Süleymaniye ile Beşiktaşta Beykozla oynaya- caktır, Bu maçların içinde bilhassa Galatasarayla Beşiktaşın genç rakiplerile yapacakları karşılaş- ması haizi ebemmiyettir, Kızılcıklı Mahmut Yusuf öldü Avrupa ve Amerikada se- nelerce Türklüğün kuvvetini tanı- tan ve yaptığı bütün müsabaka- ları kazandıktan sonra son sene- lerde Eskişehirde kendi halinde yaşamakta olan meşhur Kızılcık- lı Mahmut Yusuf pehlivan bir hastalığı müteakip vefat etmiştir. Bu suretle Türk pehlivanlığının Avrupada harikalar yaratan son ve hayırlı halefide hayata göz- | lerini kapamış olüyor. Kızılcıklı Mahmut Yusuf son zamanlarda pek idmansız olduğu hale Dinar- mzmmmameemenmeanem temam Bican Ef. — A Maruf BP. so ğuklar giltikçe artıyor.. Evde çoluk, cocuk soğuktan titreşiyor. | “Günün YE Hali duman değil ! | Bazı gâzeteler tütün İnhisarma ça tıyorlar: Bir tanesi kapısındaki levha İnn imlâya gelmediğini yazdı. İHakikaten bu levhadaki garip tertip çiz; benim de gözüme batardı. İFakat Voyvoda caddesinde levha asıp ta onda imlâ yanlışı yapmamak ayıptır İdiye düşünür, sesimi çıkarmazdım. | Bir başka gazete, idarenin varidatı jeksildiğinden dem vurmuş, Sulâhiyet. İtar bir zat, bunu tekzip ediyor. Cigara dumanı savarar gibi böyle hâberler savurmakta mana var mi y İşte, pek âlâ belli ki idarenin hali du- man değildir... 4: Havadan çimento Belediye, Bakırköy çimento fabri- kası aleyhine bir dava ikame etmi İHavaya çimento tozları serperek hava- yı ifsat eden fabrikadan (50) bin lira istiyor, Fabrika sahipleri bu dava karşısında! İhayrete düşüyorlar ve: — Belediye havadan para kazanmak İistiyor. Havaya çimento serpmek hava- İyı kuvvetlendirir. Bütün ciğerler bu sayede beton arme olur, Sonra ne diye havadan çimento da- Ertan bir fabrika dava edilsin? Diyorlar. ele o a lı Mehmet isminde genç bir peh- livanla bir müsabaka yapmış ve ihtilâflı bir şekilde mağlöp ol- muştu. Ve bu mağlübiyetten de- layı pek çok üzülüyordu. Mevlâ rahmet eylesin. Avrupada hafta- nın mühim harce- ketleri | Avrupanm son hafta içindeki spor faaliyetini şöyle bir gözden geçirirsek iltalya milli takımının Fransayı (5 - 0) İgibi büyük bir farkİn yenmesinden son- ra yapılmış beynelmilel bir temasa te- sadüf edemeyiz. Bu maçım safahatını bütün tafsilâtile beraber üç dört gün evvel yazmıştık. Şimdi Avrupa spor mahafilini en çok alâkadar eden hareket Eskrimo jimnastika Dölaplata isimli Arjantin futbol şampiyonunun Avrupada yaptı- ğı turnedir. Bu takım İspanyada, Por- tekizde en kuvvetli takımlarla yaptığı maçları kazandıktan sonra Fransa ve Almanyaya geçmiştir. Arjantin şam. piyonu oralarda kuvvetli ekipleri mü- teaddit maçlar yaptıktan sonra mer- kezi Avrupaya inecek. Avusturya, Çek ve Macar takimlarile oynıyacak sonra da Halyaya geçip orada maçlar yapa- caktır. Son verilen malümata göre, Arjan-! tin takımı o Pariste Redstar ve klip Franse takımlarile oynamış ve netice- de 2—0 yenilmiştir. Bu takımdan sonra Avrupaya bir de birinci smıf İngiliz profesyonel takı. mi gelecektir. Şefilt Vendsey ismini taşıyan bü ta- kım Fransa, Almanya Avusturya ve Macaristanda müteaddit maçlar yapa- İ caktır. Avrupa spor âleminin meşgul oldu. gu diğer bir hadise de Lehistanda ya- İpılacak olan buz üzerinde hokey Av- rupa birinciliği müsabakalarıdır. Şam- pionaya buz üzerinde çalışan bütün Av l Bican Efendi ve rütekası: Beledıye | — Bizim mahalledeki kömürcünün sevincini görme! fiyatları da günden 'züne arttırıyor, karışanı, görüşeni yok. Kazancın sırrı İktisat buhranı, kaç yıldır, şikâ- yetlerimizin en başında gelen bir derttir. İlletler eskidikçe, alışkan- lıkla ıstırabı azalır, fakat bu cr durgunluk altında tehlikesi r- tar. Bu işin bir ihtisas meselesi oldu- ğunu bilmez değilim. Devlet teş- kilâtma ait noktalarda bu, böyle- dir. Yalnız bu çok ehemmiyetli da- vanın ince bir noktası var ki, onun: la hiç kimsenin uğraşmadığını gör- mek bana güç geliyor. Niçin hâlâ işin dış yüzündeyiz? Buhran çıktıktan sonra, bütün dik katler, yalnz bir noktaya saplanıp kaldı. Öyle olması da tabiidi. Ben- dini çiğneyip aşan taşkın bir sel karşısında ilk hamle, elbette ben- din çatlıyan yerine, suyun çatlayıp, köpürdüğü noktaya atılır. Orasını tuıkamıya çalışır. Ondan sonra dik- katimiz mecraya dönmez, coşkun- luğun sebepleri araştırılır. Fakat dikkat ediyorum biz davanın bir türlü ikinci saflarına geçemiyoruz. Hâlâ yaraya sargı © üstüne sargı dolayıp duruyoruz. Bana öyle geliyor ki buhranm asıl büyük sebebi, iktısadi bir terbi ye sisteminin henüz bulunamama: sıdır. Torunlarımızdan dedelerimi ze kadar dört beş nesil (arasında hep ayni hava esmektedir. Hatta denilebilir ki her yerde biribirin- den asırlık fasılalarla ayrılan bu nesiller, sade şu iktisat telâkkisin- de, yalnız para işlerini anlayışta el ele yürüyorlar. Her şeyden evvel bu gerilikle uğraşmalıyız. İktısadi ter- İbiyemizdeki noksanı göstermek i- İçin iki hadiseyi kaydedeceğim. Bi- ri benim başımdan geçti, birini de arkadaşım anlattı. Bir gün oldukça ehemmiyetli bir iş için müesseselerimizden birine müracaat elmiştim. Bana derhal ce- vap vermediler. Adres bıraktım, te- lefon numarası verdim; İki ay da rar gittim. Beni tanımadılar ve mü racaatımı hatırlamadılar. Tabii baş ka bir yere gittim. Zaman kaybet- miştim; fakat o müessese zarar et- tiğimi bile anlamamıştı. Arkadaşım, bir gün avize sal lan bir şirkete gitmiş. lâmba pahalı imiş. Elektrik abone- lerine bu mallar taksitle vi miş. Amma dostum Beylerbeyinde oturur ve orada elektrik yoktur. Yalnız havagazi şirketi ile elektrik kumpanyası arasında bir münase- betin varlığını bilen" dostum, ken- disi için böyle bir taksit kolaylığı kabil olup olmadığını sormuş. Ora- dakiler buna cevap vermek salâhi- yetinde olmıyan basit memurlar- mış. Arkadaşım da benim gibi ad- res vermiş ve ümidi suya düşerek ayrılmış. Fakat üstünden daha iki saat geçmeden kendisini telefona çağır- mışlar ve: — Havagazi şirketinin bir mak- buzile müracaat buyrulursa avize emrinize hazır bulundurulacaktır Haberiyle karşılaşmış. Bu belâ- gate ben ne ilâve edebilirim? Seyyah Jrupa takımları yazılmıştır. e Maçların ,çok heyecanlı olacağı tahmin ediliyor. erir sanane samasınaz Maruf Bey — Yoooo.. Bu böyle ol mâz Gidip belediyeye şikâyet etmeli... bekledim. Ses seda çıkmadı. Teke) Beğendiği|” YAZAN: Ömer Rıza Mehmet başını duvara da gözlerini yummuştu. Onun vaziy derece tehlikeli idi, Mısıra giren ve her tarafi hükmüne rameden Amr onu sra malarmı emretmişti. Hadiç oğlu onu bulmak için geceli, gündüzlü takibat İyapıyordu. Onun Mehmede karşı, husu İmeti, kini son derece şiddetli idi. On- lara Mısırda rahat vermiyen, onları İgece gündüz zalimane takibata uğratan (o idi. Hadiç oğlu ile arkadaşları tam bir sükünet içinde yaşadıkları ve kim- iseye dokunmadıkları halde, Mehmet on İları Mısırdan çıkarmayı istemiş, onla» rm işlerini bozmuş ve rahatlarını izale İetmişti. Onun için Hadiç oğlu Mehme- de aman vermek istemiyor, onu ele ge- çirir geçirmez en feci ve işkenceli ö lümlere mahküm etmek istiyordu. İ o Hadiç oğlu, birkaç gündür etrafı ta- İramakla meşgul oldu. Onun Mehmedi ele geçirmek hususundaki gayreti kat'i jidi. Kendisi bütün serhaddi sıkı bir ne- zaret altrna aldıktan başka Fistat ha- valisini kuş uçmıyacak bir hale getir. mişti. mış ve İçıkmiyor, adamını ancak geceleri dı. sarı göndererek su ve ekmek tedarik e diyordu. Fakat Hadiç oğlunun takibatı ilerle mekte ve muazzam dağın harabelerinin de teftişine başlanılmakta idi. Leylâ i- le Mehmedin telâki ettikleri yecenin sabalunda, yeni hükümetin askerlerin- den biri harabeye yaklaşmış ve Mehme din hariçte uyuya kalan adamını gör- müştü. Bu iz kâfi idi. Asker hemen geri dönerek gördüğü- nü Hadiç oğluna anlatmış, Hadiç oğlu dakika fevtetmeden buraya gelmişti. Evvelâ Mehmedin adammı tevkif et- miş, sonra harabenin içine dalmıştı. Gürültüden uyanan Mehmet ile 7 lâ, kendilerinin bir ande yakalanarak bağlandıklarmı gördüler. Hadıç vğtu, kurbanını eline geçirmişti. Hadiç oğlu mevkufları harabenin dışında tetkik etmiş, hademe ile Ley: lânın tahliyesini emrederek Mehmedin umsıkı bağlanmasını ve elden kaçırıl- maması için en işiddetli tedbirlerin a Lunmasını tenbih etmişti. Leylâ, Hadiç oğluna yalvarmış, Meh medi bırakmasını rica eti fakat Ha- Şehir tamamile yıkıldı Wellington, 4 (A.A.) — Gazeteciler. grafta, bu şehre artık tamamile mah- volmuş nazarile bakılabileceğini ve a- halisinin şehir civarında perişan bir halde dolaşmakta olduğunu bildirmiş. tir. Bütün şehir, bir enkaz yığını ha- Tine gelmiştir. kalmamıştır. Ahali, zelzelenin şiddetli olduğunu söylemektedir. —— Elyevm merkezi Avrupada bulunan Ka şampiyonanın birineisile bir temas yap mak için alâkadar federasyona müra- caat etmiştir. Kabul edilirse Avrupa şampiyonunun Kanada ile (yapacağı maç çok enteresan olacak ve bize dün- yanın en kuvvetli buz hokey takımını tanıtacaktır. 040900 1008100 000008409 0 anem sa a YAE ) meşgul ! Bican Ef, — etsen de netice vermez, belediye mühim işlerle meşgul, simide narh koyuyor. Mehmet, takip olunduğunu bildiği! için, iltica ettiği harubeden bir tarafa! den biri Napierden gönderdiği bir tel-| Sağlam hiç bir bina| gayet) nadanm namağlüp hokey takımı da — 135 — Mehmedi bana teslim ediniz! — Etmiveceğim. diç oğlu onu dinlemiyeceğini söyl! rek onu başından savmıştı. Hadiç oğlunun Mehmedi öldür” ğinde şüphe yoktu. Çünkü ( Mehi İtevkif ettireceği sırada ona pek şii İM sözler söylemiştir, ona: Sen Osmanı nasıl öldürdünse b seni öyle öldüreceğim! demişti. Leylâ, vakanm verdiği korku v€ yecandan sıyrılmağa çalışarak dü?" mek istedi. Mehmedi, kurtarmak m” Jkün değil miydi? | Leylâ, bu yeis ve fütur ânmda metçisine döndü ve sordu: İ — Ne yapabiliriz? — Benim aklıma bir şey geliyor. Mehmedin ağa beğsi Abdürrahman tatta dır. — Aman beni ona götür. irmeğe hacet yoktur. hir şuracıkta, Siz atımıza bininiz vE nu sorunuz. Sizi heman ona götürür! Leylâ, hemen atını bulmuş ve © binerek şehrin yolunu tutmuştu. dürrahmanı bulmak müşkül değil”) Kendisi, Amrin çok yakmda yerde oturuyordu. Leylâ, onun yan girmiş ve vaziyeti anlatmıştı: Hidiç oğlu, Mehmedi buldu. Of hemen öldürecek. Mehmedin imds” — Kendisi mi sizi önderdi? — Hayır, ben onun yakalandığf” ve Hadiç oğlunun söylediği sözleri di) dum ve hemen size koştum. Abdürrahman hemen kalktı. Evi den çıktı, Leylâ onun peşini bırakm dı. Abdürrahman, As Amrin oğlu *f| nına irmiş ve Leylâ ona refakat etmi ti, Abdürrahman selâm verdikten s6 ra Leylâya dönmüş: — Vaziyeti Emire anlatınız! Demi: Leylâ hemen anlattı: — Hadiç oğlu, Emir Mehmedi yakf TYeRatIZIrL. “ONU vitüreceğimi sö ledi, Mehmedin imdadına yetişiniz! Ahdürrahıman anu-teyit etti; — Amr! Sen benim kardeşimin İf kence içinde ölmesine razı mısır? Hf diç oğluna bir adam gönder de kardef” mi kurtar. Kardeşim sizin aleyhini” de hareket ettise de ben sizinle birli te hareket ettim. Size yardımda bi Amr derhal emir verdi: — Mehmedi, Hadiç oğlunun elind€ alınız ve bana etiriniz. Elçi hareket ederken Leylâ da on8f arkasmdan ilerledi. & Abdürrahmif Amrin yanmda kaldı, Ve kardeşi” Jorada karşılıyarak evine götürmek tedi. Elçi Hadiç oğlunun yanma giti ve emri tebliğ etmişti: — Emir hazretleri, Mehmedin yani? İrma götürülmesini emir buyurdu. — Niçin ? — Onü bilmem... — Mutlaka tahliye edecek. Ben b” | na razı olmam. — Emire itaat etmeniz lâzımdır. — Fakat Emir buraya bizim. yö” drmımızla girdi. Düşmanımızı bize SE, rakması lâzımdır. — Mehmedi baha teslim ediniz. — Teslim etmiyeceğim. Siz de EMİ re gidiniz ve ona deyiniz ki: Sen manm katillerinden olan Kinanay! # dürdünüz. Ben de onun katillerindi olan Mehmedi öldüreceğim! | Elçi geri dönmek istedi. Leylâ, 09* sımsıkı sarıldı: — Emirin emrini yerine getirmedi nasıl gidersiniz? Siz gittikten sop”. İbu adam fırsâttan istifade (ede! Mehmedi öldürecektir. Siz bir İedin de onu kurturmadan gitmeyini” — Behim onu çekip götürmeğe | İlâhiyetim yoktur. Ben geri dönüp nun sözlerini Emire haber ve: — Fakat bu gaddar adam cevsp lemez... — Orası bana ait değildir. Elçi atını mahmuzlamış ve ha etmişti. Elçinin hareket ettiğini diç oğlu, Mehmedi karşısına geti ve ona sormuştu: — Bir diyeceğin var mı? — Yok! Yalnız bana biraz sU ves (Bitmedi). Lil bek rektt