DE MİR — 4— VAKIT 2 ŞUBAT 1931 YARIK Tp Fakültesinin ıslahı Son günlerde tıp fakültesi tale- besi için yazılmış bir fizyoloji kita : İtedir. münakaşa bul" ya bı yüzünden çıkan fakültenin ıslahı meselesini yeni- den hatırlara getirmiştir. Hakikat halde münakaşaya mevzu olan şey zahirde birkaç formalık bir kitap- Ke Fakat hakikatte Tıp fakültesi- ir, Talha ve Rasim Ali Beylerin fiz yoloji kitabı çok iyi yazılmış olsa, onlar ile beraber diğer müderrisle- rin ve muallimlerin hepsi en küçük bir tarize imkân vermiyecek ikti-! dar ve kabiliyette bulunsa bile yine bugünkü tıp fakültesinin ıslahı bir! mesele olarak kalacaktır. Bunun sebebi de İstanbulda yüzlerce ya- taklı birçok (hastahaneler olduğu| halde Haydarpaşadaki fakülte ta- lebesinin bunlardan istifade ede- memekte olmasıdır. Bu hakikat herkesten evvel bu-| günkü tıp fakülte müderrislerinin malürmudur. Bunun içindir ki bir-i kaç sene evvel fakültenin Hayd paşadan İstanbula nakli düşünül! müş idi. Fakat İstanbuldaki umu- mi ve resmi hastahanelerdeki mü- tehassıs ve doktorların fakülte mü-| derris ve muallimleri tarafından bir nevi asistan vaziyetine getiril mek istenilmesi ihtimali karşısında itirazlar olmuştu. Diğer taraftan birçok fedakârlıklar ile Haydarpa-| şada vücude getirilmiş olan fakül- te binasının ve tesisatının İstanbu la nakledilmesindeki müşkülât na- zarı dikkate alınmıştı. Bu itibar ile o teşebbüs akim kalmıştı. | Halbuki Tıp fakültesini bu nok- tai nazardan ıslah etmek için mek- tep binasının İstanbula nakli zaru- ri olmadığı gibi İstanbuldaki muh-! telif umumi ve resmi hastanelerde ki mütehassıs doktorların işlerin- den çıkması veya fakülte müderris! ve muallimlerine muavin vaziyeti- ne geçmesi lâzımgelmez. Haydar- paşadaki tıp fakültesi ile İstanbul- daki hastahanelerin tıp talebesini yetiştirmek maksadında tevhidi me sai etmeleri pek güzel temin edile- bilir. Bu hususta hüsnü niyet ile düşünmek ve meseleye hiç bir tara fm maddi veya manevi zararını mu cip olmıyacak ve hiçbir kimsenin haysiyetini kırmıyacak bir şekil ver mek mümkündür. O vakit tıp fakültesinin talebe- si nazari dersleri yine Haydarpa- şada görürler, fakat bu talebe na- zari derslerini orada (gördükten sonra fakülteye merbut hastaneden başka İstanbuldaki diğer hastane- lerdeki binlerce hasta üzerinde a- meliyat takibine imkân bulabilir- ler. Fikrimizce Tıp fakültesinin ha-; kiki surette ıslahı işte ancak o va- kit mümkün olabilir. Mehmet Asım Fabri'rntösler Dün teşvik: senayi kanunu hakkında iktisat vekâletine mürsoaata karar verdiler Sanayi birliğinde dün fabrika- törler toplanarak teşviki sanayi kanununun tatbikatından doğan müşküllerikonuşmuşlardır. | I Üstaraiı 1 inci sayılamızda | diği cürümler, delillerile birlik. te bütün tafsilâtile zikrolunmakta, sonra hüküm fil Hüküm fıkralarında idam ceza- İlarına “Türk ceza (kanununun 64 üncü maddesi delâletile 146 ın- cı maddesinin birinci fıkrasına,, ve “64 üncü maddenin 3 üncü fıkrası delâletile 146 ıncı maddenin bir ci fıkrasma tevfikan,, hükmolun- duğu kaydedilmektedir. Idam mahkümları Menemen, I — Divanı harp kararile idama mahküm edilen- ler 37 kişidir, fakat yaş icabı, | bazılarının cezası indirildiğinden | haklarında idam cezasının tatbiki istenenler 32 dir ve şunlardır: Manisâda kahveci sığ Mus tafa, terzi Talât topçu Hüseyin, tatlıcı Hüseyin, eskici Hüseyin Ali, Çepeli köyünden Himmet oğlu Süleyman, Paşa köyünden Kâbya Ahmet oğlu Ibrahim, ka- sap Silen; Hanililerde Os- man, Hafız Cemal, Tabur imamı liyas Hoca, Alipaşa zade Ragıp, şeyh hafız Ahmet, Giritli Ibra- him oğlu Ismail, Menemende Bozalandan koca Mustafa, Hacı Ismail oğlu Hüseyin, Göriceli maibalâlı Kâmil, Molla Süleyman kâhya oğlu Hüseyin, çingene Mehmet oğlu Ali, Hayım oğlu jet. Şumnulu Ali, Osman oğlu ehmet, Arnavut Yusuf oğlu Kâmil, Kerim oğlu Ibrahim, Se- lim oğlu Boşnak Abbas, Alâşe- hirden şeyh Ahmet Muhtar, Şeyh Esadın oğlu Mehmet Ali, Manisa hastanesi imamlığından mütekait Lâz Ibrahim hoca, Ma- nisadan Emrullah oğlu Mehmet Yaşları icabı idama bedel 24 sene hapse mahküm edilenler şunlardır : Manisada Nalıncı Hasan 20 yaşında, Çoban Ramazan 20 ya- yaşında, Menemenden Harputlu Ömer oğlu Mehmet 65 yaşını mütecaviz, Lâz Mehmet Ali hoca 65 yaşını mütecaviz, Erdibilli şeyh Esat 90 yaşını mütecaviz. 15 Seneye mahküm edilenler 15 Sene ağır hapse mahküm verilen mevaddı iptidaiyenin ka nuni merbalelerden geçerek lü- zumsuz kırtasiyeye maruz kaldı- ğı bu yüzden fabrikatörlerin za- rar gördüğü zikredilmiş ve müş- külâtın kaldırılması için Iktısat vekâletine müracaat olunması kararlaştırılmıştır. Sanayi ve Maadin bankasında yeni bir mütehassıs Sanayi ve Maadin bankası kendi fabrikalarının ıslahı için Avrupadan” yeni bir mütehassıs getirtmiştir. M. Viktor Bomen ismindeki bu zat vâsi salâhiyetle bankanın sanayi şubesi müdürlüğüne tayin edilmiş ve kendisine birinci de- Içtimada, her sene fabrikalara | Bican Efendi ve rüfekası : Marko Pş. ve meşhur kıtap ? 2) Bican Ef, —Marko Pş., haydi gel de seninle şu eskiden müdür olduğun Tıp Fakültesini gezelim! recede imza hakkı verilmiştir. Marko Pş. —Adam Bican Ef. ben orada dert dinlerdim. Şimdi ne dertleri olacak | Abdülkerim, Menemenden Cu- | 24 Seneye mahküm edilenler; şında, Giritli küçük Hasan 17 | Çok mühim vesikalar bulundu alarına geçilmek:| edilenler şunlardır: Horos köyünden Salâhattin oğ- lu Naşit, Yakup oğlu Ali, Muhit- tin oğlu Ali, hacı Hasan oğlu Aptül, Necip oğlu Mevlüt, Ratip oğlu Osman, Mümtaz oğlu Ha- şim. Haşim 65 yaşından fazla ol duğundan cezası tahfif edilerek 12,5 sene ağır hapse mahküm edilmiştir. Üçer sene hapse mahküm edilenler Süleyman oğlu Murat Mustafa, Kara Ahmet oğlu Ali, Hasan oğlu Mehmet, Paşa köyünden Mehmet oğlu Abdurrahman, Hoca Hasan oğlu Hüseyin, Ramazan oğlu Bekir, Ferit Ahmet oğlu Eyüp, Bozalandan Hacı Ismail oğlu Hasan, Muhtar Ahmet oğlu Mustafa, Azadan Mehmet oğlu Ismail, Azadan Mehmet oğlu Ibrahim, aza Halil oğlu Hüseyin, bekçi Ahmet Hüseyin, Rahmanlı köyünden Hacı hafız Ali. Birer sene mahküm edilenler Manisadan şeyh Hacı Hilmi, Horozköyünden Ömer oğlu Ah. met, Ahmet oğlu Ibrahim, Mus- tafa oğlu Sadi, Zeno oğlu Hasan, Aslan Oğlu (Şaban, Musallah oğlu Halit, Ibrahim oğlu Mustafa, Abidin oğlu Tab- sin, Osman, Paşa köyünden Mehmet oğlu Ahmet, Salih oğlu Osman, Bozalandan Ahmet oğlu M ehmet, Osman oğlu Hasan, Sait oğlu İbrahim, Ak Mehmet oğlu Mehmet, Simar kâtibi Mustafa, Molla Mehmet oğlu Ali, Trakçı Hasan oğlu Ibrahim Etem, kura- biyeci Hacı Hüseyin. Şeyh Esat Menemen me- zarlığına gömüldü Menemen, 1 ( Vakıt) — Şeyh Esat, dün sabaha karşı ölmüş- tür. Ölümünden yarım sâat evvel kendini kaybetmiştir. Ölümünden evvel ateşi düşmüş etrafındakilerle bir saat kadar görüşmüştür. Gece on birden sonra mez haleti baş gösterdi- ğinden Dr. tekrar muayen etmiş, Şeyh bundan sonra bir kelime bile söyliyememiştir. Şeyhin cenazesi Menemen be- lediyesi marifetile kasaba kabris- tanıma gömülmüştür. Şeyh Esa- dın üzerinde bir miktar altın ve gümüş paralar çıkmıştır. Bundan sonra muhakeme edilecekler Menemen, 1 (Vakıt) — Divanı harp bundan sonra Alaşehirde yakalanan “25, kişilik grubu muhakeme edecektir. Bunlardan sonra Akhisarlı maznunların mü- | hakemesi yapılacak, en sonrada Balıkesirli mevkuflar muhakeme edileceklerdir. Bilbassa bu sonuncu grubun mubakemesi ehemmiyetle talâk- ki ediliyor. sensen tanasesesae ven verme seeteraprap ter ersarrasaarerraren Bican Ef, — Sahi, artık tale- belerin derdi yok; şimdi müder- rislerin derdi var, YAZAN: Ömer Rıza karşı celâdet göster. Ben de sana yar dım için asker göndereceğim. Eşterin ölümünden sonra (Mısıra gönderilen Kinane Mısıra varmış bu- lunuyordu. Mehmet, onu çağırarak ku- mandanlığa tayin etti, onu İki bin as- kerle Amra karşı gönderdi. Kinana mu hakkak ki liyakatli bir askerdi, Mısırm Şarkiye tarafından gelen Amr ile kar- İşlaşan Kinana, Muaviye ordusunu €© peyce bozmuştu. Amrın yaptığı bir taarruzu âkame- te uğratan Kinüne günün kahraman idi, Amr kuvvetinin tarümar olacağını Anlamış ve yeni bir tedbir almıştı. Hü- deyç oğlu Mısırm içinde idi ve onun ta raftarı idi, Amr hemen ona yazarak Kinanenin askerlerine geriden hücum etmesini istemiş, ve Hüdeyç oğlu onun istediğini yapmıştı. Birkaç gün sonra vaziyet değişmişti. Amr, Kinancnin üzerine tekrar yük- lenmiş, Kinane hücuma mukabele ede- ceği sırada, kendisine yardım için gel- diğini tahmin ettiği bir kuvvetin geri- den ve arkadan onur. askerlerile har- bettiklerini gördü. İki ateş arasında kalmıştı. Buna rağmen Kinane, harbet mekte devam etmiş, askerlerin eridiği- ni gördüğü zaman atından inerek sonu na kadar harbetmişti, Şam askerleri muzaffer oluyor ve hararetle döğürü yorlardı. Hudeyç oğlunun tam vaktin. de yetişmesi onların maneviyetlerini kat kat kuvvetlendirmişti Öte taraftan Kinanenin askerleri bitiyordu. Bunla: *#mamile ihata edil mişler ve ölüm ile teslimiyet arasında ka” “;lavdı. Kinane için Kurtuluşa im kâ yoktu. Kendisi, teslim bile o'sa, mukiek. < ki idam edilece"ti yi! da Osmanın katillerindendi. nane harp meydanında ölmeyi tercih ede rek etrafında kalan birkaç askerle dö- güşmeğe devam etmiş, nihayet o da, geride kalan birkaç askerile birlikte ye re yuvarlanm,ş ve vak'a Şam asker. lerinin, mukabil tarafta Kinane ile bü yet bulmuştu. Haber, Mısırın her tarafında yayıl- İmiş, herkes Amrın muvaffak olacağı- na emin olmuştu. Gazi Hz. Izmirde 4 Üst tarafı birinci sahıfada | yazdıkları satırlar şunlardır: «Karşıyaka kız muallim mek- tebini ikinci defa ziyaret ediyo- rum. Çok memnun oldum. Bun- dan sonraki ziyaretlerimde daha çok memnun olacağıma kanaat veren yüksek tekâmül eserleri gördüm.» Reisicümbur Hz. mekteplerden ayrılırken talebe fevkalâde heye- canlı ve bararetli alkışlarlar ve «yaşa Gazi, yaşa büyük kurtarıcı» avazelerile teşyi olunmuşlardır. Karşıyaka (vapur iskelesinde binlerce halk büyük o reisi muhabbetkâr tezahürlerle selâm- İ lamışlardır. Marko Pş. — Evet, biliyörum, manası anlaşılmıyan bir kitap yözünden. Bende alıp okuya- caktım.Fakat Kemal Cenap B.in bile mana çıkaramadığını gö- rünce anlamam.dedim.vaz geçtim. Kızıl Gömlek — Sen tarftarlarmı topla, hasmına! tün askerlerini telef etmelerile niha-| — 1327 Eşter, Mısıra varmadan ölmüştü! Fakat Mehmet henüz ümidini İmemiş bulunuyordu. Çünkü bi asker daha vardı. Mehmet, bu le, hasmını bir müddet oyalıy Onları, hiç olmazsa Iraktan İm lineiye kadar durdurabilirdi. Fakat Şam propagandası, süratile her tarafa yayılıyordü. met, askerlerinin üçer, beşer kafi başladıklarını gördü. Onlara al nutuk irat etti: — “Emin olunuz ki Hazreti Al ze yardım edecek, bizi bu gailedef tarae “tır, Siz ona biat'etmiş yorsunuz. Biatinizi nakzetm nane ile arkadaşları kahraman oldular. Hainler, hasmımıza yal memiş olsalardı, Amr bir adım i€ mez, belki hüsran içinde dönerdi sebat ederseniz her şöy kurtulüf her şey düzelir. Yalnız siz sebat ve metanetinizi muhafaza edini an bu yüzden mail olacağınız mü her tahminin fevkindedir. Hepinif olacak ve düşmanlarnız zillete uğ' cak, Mehmedin bu sözleri hiraz tesif miş, asker bir kaç gün sebat etmiğ kat Amrin ilerlemekte olduğunu “£ i tarafıadan hiçbir ses duyuln ur, bir tek nefer gelmediğini gi vaziyetin vehametini takdir ediy” canım kurtarmayı, en iyük gal biliyorlardı. Kinanenin bütün askerlerile m mesi, bu askerlerden birinin bile dönmemesi bu neticeyi ihzar etmis Mehr-edin askerleri tekrar ka$ij ğa başlamışlar, ön karargâht- avuşmağa be Ar.rin askerleri mov? tiği zaman katargkh tamamile miş, M t, yapyalnız kalmıştı, Karargâhta geniş bir sahayı yan tart içini canlı bir yoktu. Askeri kaçmış!» Uzaktan kararsahın sayısığ Tarını gören hasım, biraz tevakkuf miş, fakat karşıda bir hareket göl yince ilerlemeğe karar vermişlerdi: Mehmet, karargâhında yalnız na dolaşıyor, bir tek kişiye mile lemediğinden hayret ediyordu. lerce, binlerce adam, nasıl olmuştu kaybolmuşlardı. Bunların içinde, mek bir tek adam bile yoktu. De bunların hepsi de kaçmak fırsatı liyorlardı, Mehmet, her çadırın içine ve derin bir hayret içinde başmri İrek başka bir çadıra giriyordu. Mehmet, yalnız başına gid: gide yola çıktı ve kendi kendine ü Yolun Vr tarafımda bir harabe gül Onun iç'ne gerdi. Düşmanım burs€ gecip gitmesini beklemek istedi. Diğer taraftan Amr ibnil As, ilef, İbir takım keşif kuvvetleri gönd ço; geçeden o da karargâhın bom olduğunu anlıyarak hareketine de” etmişti. .... Leylâ, yalnız başına hareket ettiği if mümkün mertebe şehirlerle köyleri yarından gidiyor, çöllerde yalnız * İna kalmamak, susuzluktan ölme! çin bu hattı hareketi takip ediyari” Onun yolda aldığı ilk melümat, ME # ““İmedin lehinde idi. Çünkü Kina! Amrı mağlüp ettiği henüz şayi 0) tu. Leylâ, gide gide Üreyşe varmı$ dan Feremadan Mısıta girmişti. sı bugünkü Port Saide milcavir ei di. Leylâ, buraya vardıktan sm harebenin neticesini anlamak iste ve Kinanenin bütün askerlerile msh” | duğunu anlamıştı. İ Leylâ, halkın temayüllerini v0) etmiş, hepsinin Muaviyeye taraf! gil duğunu anlamışlı. Onun ilk adam vaziyeti anlatmış, Kinanenin sıl mağlüp edildiğini tafsilâtile $ö” mişti. Leylâ ona sordu: pr — Bütün Mısır Ali ile birlikte mi? — Öyle idi. Fakat iş değişti. — Niçin değişti? — Mehmet vaziyeti idare ederi Ve halkı memnun etmedi. Onun İn: hep iğtişaşlar içinde geçti. | — Bunun sebebi?.. (Bitmedi)