— Bir yandan neşe veren, İnşirah getiren © mes'ut vak'alar tevali ediyordu. Evvelâ w © #aber bana pek yakın olan ve pek se © bem.. İşte sünnet olduktan sonra hok- — 2? — VAKIT 31 Kânunsani Ölüm havası devam ediyordu: Bir gece annemin yanına götürüldük: Üç kardaş. Bize dediler ki: — Naz. mıdil haccı gidecek... Bu söz üzerine hakikate vâkıf olma İarı lâzrmgelen büyüklerimin bana ba- karak gülümsemiş olmalarını farkedi- yorum. «Sizinle kelâllaşmak istedi, Onun odasının e de bizi tevkif ettiler, o ta köşede yatağında uzanmış yatıyordu. Annemin en tatlı sesi ova hitap etti: — Nazmıdil, kızım.. Bak i sn istedin de çocuklar geldiler. Üçü| de burada, Fitnat, Etirem, Halit. Cü- Yüyor müsuh, kizım?. “Evet! demek istiyen bir ses düyul- Ön. Bü sea tamamen kı laklarıntdadır. Ve bu veda rasimesi bende hayatımm en derin bir azamet hi:sini birakmış tar. ... Ölümün kahir pençesi bir yandan Mü erin içinden kurbanlarını seçerken düğün, sonra mel ye, daha sonra ra sünnet düğün Bütün bu vukuatın arasında kendi- Mi görüyorum; dörtle altı arasında, i- ki seneyi iemal eden Gç bes hayal var #i silik çizgilerle, her tarafımı fhata e den gölgelerle beni bana gösteriyor. Bunlar hakikat benmiydim? Şimdi alt » başlanmak ala- eve göç, daha son- Muş senelik bir mesafenin uzakiığından! Bunlara balkmağa ve daha vazıh olma a çalşan br rüyetle onları görmeğe Mğraşırken benden başka olmakla be- Vildikleri için müebbeden kaybedildik-| lerine inanılmamak istenen çocukları.| #m etrafıma toplamağa cehtediyor gi- Miyim. İşte düğün günü, henüz hasta. Wktan pek 701f, pek cılız, bir köşe min derinde dizinin dibine çökmüş Diliruş Madısile otüran ben.. İşte Sepetçiler den Mercana kadar, başında elmaslar 14 donanmış fesi, sırmalı eğerler hüşa-| İarla süslenmiş bir atın üstünde yanın! da iki lala ile, ilâhi söylemek için bo! ğarlârınt yirtan bir küme mektep çocü Bile mükellef bir alay ortasında giden Kabazları defetsinler diye kıyametleri in, canımm acıstni unutmak İçin! 1931 Ankaradan gelen son haber- i lere göre Terkos şirketine ait | evrak ve raporları bizzat Nafia vekili Hilmi B. tetkike başla” mıştır, Rivayetlere göre şirket su | vermeyi taahhüt ettiği şehir hu- dudunun genişlediği yeni tesi- sat için imtiyaz müddetinin na- zarı itibara alınması ve uzatıl- ması lâzım geldiği iddiasında ısrar etmektedir. Fakat bülün vaıtlara rağmen şirketin şikâyet ettiği su sarfi- j yatının artması yüzünden çok istifade ettiği halde şimdiye ka- dar hiçbir tedbir almaması şir- ketin ileriye sürdüğü hüsnü ni- yete asla kabili telif görülme- mektedir. Rıhtım şirketinin protostosul Istanbul Rıhtım şirketi, bir habere göre, Nafia vekâletine mukabil bir protostoname gön- dermiştir. Bunda vekâletin nok» tai mazarının doğru olmadığını ispata çalışmaktadır. Muallimlerin tekâut maaşları Ankaradan gelen haberlere göre musllim maaşlarna sit lâyiba heyeti (ovekileye verik miştir, Buna Bazaran 1929 dah sonra tekaöt edilen ilk mektep mu- alimlerinin maaşları Ziraat Ban- kası tarafından tesviye edile- cektir. irem ve merter sararan mecbur eden talie gülüyordum. Hoş! Sonra ben de İhtikamımı aldım, ya... Banu ayrıca anlatmalıyım. Buruda yalnız şunu kâydedeyim ki bu Mercan mektebinin intihap edilme sine medar İzah olsun. Bâbamm yazıhanesi Mercanda Çak- makçılar yokuşunun başında idi, depo Mu behâr- ile öfke çıkaran, hiddetin. den başımı çılgmda sallarken mavi bon zitolar da Şerif paşa Kaninda idi Ki ba hanm büyük kapısı Dökmeciletde kü- eüktan örülmüş beş pençesini ta ağa.|sük kapısı. da Çakmakçılar yokuşuna beyinin yatağını kadar fırlatan ben, açılırdı. Biz de vakın Saraçhane başın Bunları hep uraktan, altmış senelik!da idik, fakat yazı İhsaniyede geçirir. ” mesafeden birer birer görüyorum yejdik. Şu halde hem yazla kış arasmda İ © hepsini bağrıma basarak, öpüp koklujbir vasat noktası teşkil etmek hem de © yarak: — Demek, sizler, hakikaten ben'babamın yakınında bulünmak maksadi idiniz! Öyle mi7. le bu Mercan mektebinin intihabt tef. Demek istiyorum. sire mütehammil ise de asıl sebebi yi- Burüdi mektep hikâyesini anlatma'ne, pek çok Yaman &onra, babamdan p odpim: Sepetçiler — Mercan. Ne münalöğretdim: Mercan iektebi uğürlü ol- « Mbet? Düşünmeli bir kere: Altmış Yalmakia müştehir imiş. Bunu söylerken © İmda bir küçük, Sepetçilerden başlıYA|yabamın Tâtife ediyor görünmek isti o ek e ye iü e yen mütebessim bir hali vardi. Bunâ e er, r arası, Beyszrt mey-İşa, de inanmak İstememekle beraber * danmı aşacak, Örücüler yokuşundan yaşi: © İnerek çarş-ım bir tarafmdan "bür tajitiraf etmeliyim ki için için gülüyor. © SHafıma geçip Mercan mektebine gide-düm. O zâman ben yaşta küçükler için cek; akşam ayni yolu takip ederek eve) mahalle mekteplerinden başka bir yer boks maçı a | | İ en kiymetli boksörümüz Kemalin, | baddi zatında mühim bir laymeti olmıyan bu Yunan şampiyonuna karşı bu defa kat'i bir galebe elde etmesine intizar ediyordu. Kemal, bu neticeyi istihsal için bütün gayretini sarfederek çalıştı; fakat Kemal, yegâne f meziyeti, işlek ayak oyunlarile yerinde durmak ve kuvvetli ekzersizlerile çabuk vaziyet değiş- tirmekten ibaret olan Angilidisin karşısında hareketle döğüşemedi, açıkları sürstle ve zemanmda takip edemedi. Ve (10) ravunt devam eden müsabaka içinde maelesef kendisne kat'i neticeyi verecek olan kat'i bir yumruğu yerine düşüremedi. Bu suretle Adgilidis ( sayı hesabile ) gibi kendisine itiraz imkânı bırakan bir netice ile yenilmiş oldu. Küçük Kemali, bu sefer de tam müsabaka kabiliyetini ikti- sap etmiş bir halde görmedik. Muntazam çalışıyor denmes'ne rağmen meselâ Karteni nakavt ettiği zamanki müsabaka kudre- | tinin yarısını bile iktisap etmiş | değildi. | Zaten bunu temin etmiş ok #aydi şimdi bu satırlarımz Yunan şampiyonunun nak avtla yenildiğini (e bildirecekti. Netice itibarile şunu söyliyelim ki Ke- malin maçı bizi tatmin etme miştir, Bu müsabâkâdan evvel dört maç yapılmıştır. Andonun Vasil Al- fonsun Rüsuhiye sayı hesabile galebelerinden Ali Suavi ile Tevfikin beraberesinden sonra tüy siklet şampiyonu Maks he- tos siklet şampiyonu Yanı ile öynâdı. Günün en güzel kar- şılâşmâsı bu maç oldu. Maks, çok faik, müvaffak ve İşlek bir oyundan sonra rakibini sayı besabile mağlüp etti, İşte sayı bhesabile galibiyet böyle olur ve böyle olmalıdır. ILM, İ Müsabakamız ve Falih Rıfkı B. Falih Rıfkı W. Hakimiyeti Milliye. nin dünkü sayısında bacak müsabaka-| sı münssebetile bir (anket) serldvhast! altında yazdığı bir fıkrada diyor ki: Türk gazetelerinin sürüm yollari © dönecek, ve sabnh akşam onun yanında) o çadıktan bışka ban! da intihapta — çantasını, sefertasını taşıyan adamın saşırılacak kadar güç değildi, hat'a yâ kendi yorgunluğuna tercüman ol. Süsmeke mehiülüyi dak ister gibi: - Yoruldun değil mi?|0, 4 en iyisi yine bu Yi - sünline karşı adeta kibrine dokunarak :-| * p Fakat ben bu müşküle çare buldum Yarulacık ne var, sanki?. diye cevap ve: gözü uni HAN he iye Yorulmak demek te me demek?.)'um hi ts altı yaşımda pek becerikli © Hem ayaklarım koparcasına yorulur, pek marifetli bir çocuk İmişim . © hem de beni bu uzun yolları yürümeğe| Halit Ziya: Uçşakâ söde JE riLozo iğ U Y bacağı müsabakası bulmüş Her taraf. Yazan : Hüseyin Rahmi #5 ” «— Ahrete gideceksek yekvücut M ölarak gidelim belki böyle ölüm “âtısı duymayız... “İBu resimdeki bacakları en mütenasip ve en güzel buluyorum. İsim ve adres: e 1 > n pe) ri v | “.l —x a a İm ğ | Hacı Boktaşı Velinin sarhoşlar hakkındaki siyanetine hemen he- ie innanır gibi oldum. Çünkü tümseğe tesadüf ediyorduk atlıyor duk. Bir şöye çarpar gibi oluyor- duk geçiştiriyorduk. Otomobilin fenerleri (o gittikçe bir ışıkla bir hayli mesafeye kadar önümüzü aydınlatıyordu. Fakat sü ratin şiddetinden bize her dümdüz görünüyordu. Şoför de ö“ ya küfür ya hiciv, ya çıplak kadındır. Üüzeteler çiplak kapalı kadin resmini sinema sayıfasi der, heşreder: Güzel lik müsabakası der, meşteder: (Çıp- lak insarilar klsbü) der habetleştirir, heşreder, spor diye, neşreder; Fakat mutlaka sayıfalarından birini ikisini dişileştirirlet, (Yakıt) arkadaşımız da bir kadın nünü arkasını dikkatle seçecek hal yaktu. O, vites manivelâsile oyha- dıkça araba ile beraber bizim yü- treklerimiz de hopluyordu. Bereket versin ki gece bu kır- ydlu tenha idi. Çünkü önümüze ne çıksa çiğniyecektik. Kimbilir belki! de çiğnedik te. Haberimiz olmadı.. Neredeyiz? Ben arada bir etrafimt şavullayorun.. Büyükdere çayırı: nd geldik. Tayyare garajmın ya“ hmdân saptık. Köprüyü geçtik. İb- rahi paşa bahçesile dağ arasmda İki yola saparken otomobil, denizde fırtmaya tutulmuş bir yelkenli gi- bi yana yattı. Az kaldı devriliyor« duk, Hani ya ceketini omuzuna vur rutış, eline rakı şişesini almış, çâta“ Terkos ve Rıhtım o! Dünkü heyecanlı Şeker fabrikası aleyhin:| de Uşsakta bir dava Mahkeme İZ şubata bırakıldı Uşşak şeker fabrikası şirketi- nin bissedarlarından bir kısmı meclisi idare aleyhine bir dava açmıştır. Davacılar şirketin 60 bin İira kadar sermayesine işti- rak etmiş olan Uşşaklılardır. Bunlar meclisi idarenin israf yaptığım ve şirkette en büyük i bissedar olan Sanayi bankasının meclisi idarede kanuni reyinden fazlasını kullanmak suretile kâ- rarlarda müessir olduğunu iddia etmektedirler. Bu dava evvelki Uşşak mahkemesinde bakılmağa başlanmıştır. Bize verilen malömeta göre, davacıların bu baptaki iddisla nın evvelâ şirket heyeti umumi- yesinde müzakere edilmesi ve orada kabul edilmediği takdir- de mahkemeye gidilmesi ve bu- nün için de sermayenin yüzde onunun temsil edilmesi lâzımdır. Halbuki açılan bu davada mat- lâp olan bu kanuni şerait yok- tör. Çünkü bu mesele heyeti w imumiyeye arzedilmediği gibi da- vacılar da sermayenin yüzde o hünu temsil etmemektedirler. Malömdur ki şirketin sermayesi bir milyon lirayı mütecavizdir. Davacılar ise bu sermayenin an- cak altmış bin lirasına sahiptir. ler. Bundan başka bugünkü mec- lisi idara israf değil evvelce ya- pılan israfların şirkete getirdiği zararları telâfiye çalışmaktadır. Ve buna muvaffak ta olmuştur. Şirketin son iki sene tarfındaki veğiyeti, evvelki zararlara karşı kâr bırakacak bir hale gelmiştir. Muhakeme neticesinde hakikat anlaşılacak ve şimdiye kadar. dolayısile devicte büyük zarârlar Yeren “bu işin hakiki #mes'ülleri meydana çıkarak mahkemeye sevkolumacaktır, Borçlar hamilleri Davetimiz ret ve bir tebliğ. neşrettiler Ankara, 30 (A.A) — Osmanli borçları hamilleri etideki te neşretmiştir. Türkiye hükümeti 28 Kanun evvel 1930 tarihli mektuba 134 641993 mukavelenamesinin gayfi kabili ifa olduğunu beyan | İ Osmanlı borçlarının Türkiyeniğ! iktisadi o vaziyetini. o icabatini tevfik etmek için Ankarada Y€* niden müzakeratta bulunmeği meclisi tekrar davet etmişti” Mukavelename ahkâmını t8 eden itilâiname aktide salâhiyef | tar olmıyan düyun ve bamillef meclisleri Türkiye bükümetini9 İ bu davetine icabet edemiyecek” leri mutaleasında bulunmuşlsf ve 26 Kânnnusani 1931 de ak” tettiği müşterek içtimada vaziy£ | üni heyeti umumiyesini | ve buna çare bulmak üzere t# kip olunacak hattı hareketi müşlereken tesbit edilmesi içif keyfiyeti mukavelenameyi im &den uzviyet ve teşekküller iblâğına karar vermişlerdir. (Son fırtınanın doğurduğ! zararlar Ankara, 30 — Karadenizdeki son fırtmalardan karaya oturaf ve batan Türk vaparlarının ha” sarı (800) bin lira tutmaktadır. Bü yüzden sigorta kümpanys” larile vapurcülar arasında bir ihtilâf çıkmış ve Ankaraya v# purculardan bir heyet gelmiştir. Ankara iors deiresinde bir sui istimal Ankara, 30 — Burada.iera dairesinde mühim bir sut ıstıma! meydana Çıkarılmış, iki memer“ dan maada diğer bazı memurlara işten el çektirilmiştir. Dün Uşşak muhabirimizden İZ aldığımı zbir telgrafa göre bu | Fransız kabinesinin dava usülü mühakemesebebile 12 bat tarihine talik edilmiştir. beyannamesi zman ma Paris, 29 (A.A.) — Kâbine, aktetmif taw hücum ve bir anket: (Kadın baca-lolduğu içtimada, beyannamesini ta" ğı milsabakası ahlâkt midir değil mi-zim ve müzakere etmiştir. Kati gekli dir?) yafın tesbit edilecektir. arr die ayini Azılı bir gerir m bulduğudur! Uzun etek modası ge j çinciye kadar kadınlarımızın bacaklari| (o Büenos Ayres, 29 (A.A.) — Birçok (Vakıt) ın neşrettiği resimler kadarleinayetler irtikâp etmiş olan bir Itsk belki biraz daha açık idi. (Vakit) so-İyan şeriri, heyecanlı bir takipten sof” kaklarda binlercesini gördüğümüz Ka-|ru tevkif edilmiştir. Metkum takip e# dın bacaklarınm çorapları çıkarmış,İnasında bir polis neferile bir genç kri fakat papuçlarma dokunmamış! An-|öldürmüş ve diğer bir polisi de yaral#” cak ne geçen sene ne hiç bir zaman dk|miytir. < ğer gazetelerdeki görüş, kalça ve in- cir yaprağından başka örtüsü olmıyân Talebenin grevi çıplaklıkları sokaklarda görmiyorduk. Barselon, 29 (A.A.) — Darülfünüt Doğrusunu isterseniz, bütün bu si-talebesi, Saragos, Madrit ve Sevil ö# nema, kadın, spor sayıfalarında este-İrüifünunları talebesinin — #aahpüsiyef tikten başka ve daha üstün olarak oku-İlerinin idamesine karşı protesto maki” yucuları iştahlandırmak gibi bir kasıtİmında olmak üzere yarın 48 sastlik bif vardır, grev ilân edeceklerdir. Otomobil işte adeta böyle betmest| Tekrar sandım. bit adama dönmüştü. Sallanarak,| (Fenerler söndü. Camlar hurd# eni Şir kemi haş. Şoför Kâzrmda ses yok, O k#” : Bektaşı ve maneviyati|ranlık içinde ne hale uğradığımı" himmetile böyle birkaç devrilme) seçmek mümkün değil. Yüzüm, ek cı Osman bayınmın başlangıcına bir şeyler arıyor. a Bu sademede ben altta kalmif” ipatavatsızlığına hazreti tem. İclâl üstüme çıkmış. Yukarda” hiddetlenmekten kendini alamıya- aşağı onun o vücudünü yoki rak üzerimizden maneviyatmı kes- yarak soruyordum: tis — Nasılsın? Sağ mısın? — Haydi ne olacaksanız olu (O. Ölmedim Çelebi... Ya sen? nuz... — Oramdan buramdan bir #6” Tekdirile bizi kazanm ağuşuna| les sızıyor amma zannederim ki ## bıraktı, Birden bire küt dedi. Ara-|pimce bir kırığım, döküğüm yol ba zındadak durdu. Ö süratten bu Açmak için arabanm iki kap” tevakkufa geçişimizdeki sarsıntıyı) sim da yokladım. Kapılar birağ 8“ tasavvur ediniz. Kucak kucağa bul alanıyor fakat açılmıyor. i. rak, gâtarak o duvar 56 'i bu du- İvdr beni gider, sarhoşlar vrdır lufiduğumuz İelâl ile kaburga ke örmek için bir kibrit çalık wiklerimiz biztbiiinim içlai girdi Omer ek