Beogrdski bu cuma şehri- mizde ilk maçını yapıyor Takım kuvvetli bir kadro ile geliyor. Oyuncular kim ? Beogradski takımı bir gün sonra şehrimizde bulunacak. Merkezi Avrupanın kuvvetli takımlarından biri olan Bego- radski'nin Slâvya ile karşılaşmak zere Belgrattan Prağa gittiğini ve orada iki maç oynadıktan sonra şehrimize döneceğini yaz- mıştık. Dün Belgrattan Beog- radski O kulübünden (buradaki alâkadarlara gelen bir mektup, Prağda bulunan takımın ayın 22 sinde oradan hareketle doğ- ruca İstanbula gideceğini haber vermektedir. Ayni mektupta (Beogradski takımını teşkil eden oyuncular hakkındada şu malümat veril- mektedir: Sağaçık Tirnaniç; Yugoslavya- nın en iyi oyuncusu, Milli takım- dam. | Sağmüdafi Arseniyeviç: Ayni İ zamanda Milli takımında sağ hafidir. 20 defa enternasyonal, Solinsayt Maryonoviç: Milli ta- kımda Sağınsayt oynuyor. Yu- goslavyanın gol rekortmeni, Montedideodaki son dünya kupası maçlarında oynamıştı. Sol haf Yeorgiyeviç: Son de- fa milli takımda maç oynamıştır. Santrfor Çüpiç: Yalnız şebir muhtelitinde oynamıştır. Sağiç Vuyadivoviç: sımdan şutör. « « Sağbek Tosiç: Monterideoya öbüyat olarak gitmiştir. Solaçık Viriç: Milli takımda ihtiyat. Merkez muâvin Marinkoviç : Yugoslavyanın en iyi tabiye o- yuncusu. Milli takımda 10 defa oynamış. Kaleci Matiç: Müstait bir ka- | leci; Birinci takıma bu sene girdi. | Şolbek Mihaloviç: Montedide- | oda oynamıştır. Ayni mektupta takımın 10 oyuncudan mürekkep bir heyet halinde geleceği, ona göre bir İ Mili ta- otel hazırlanması rica edilmek- “tedir: Kafileye Yugoslavya fede- — rasyonu ve Balkan kupası umu- mi kâtibi Dr. Mihailoviç Mihailo riyaset etmektedir. Kulübun Ma- car anirenörü Mösyö Eigelde - beraber geliyor. “Vakıt,, in Tefrkası ; 16 © Tren yavaşladı ve nihayet bir yamacın eteğinde durdu. Loko- motif yokuşu çıkamiyordu. Bir — ikinci lokomotif takmak icap et- ti, Stive Parker bu gecikişe kı- zarak birçok küfür savurdu. Di- yordu ki : «Buna yine sebep olan sudur! hiç susuz makine yürür- mü? Fakat ne yaparsın! makinist — su tayinini kesiyor. Herif Kok sordiye varınca beherini altı pense satmak için birkaç galon su ta- sarruf etmek istiyor. Böyle hır- sızları asmalı bel. Genç kadın suyun satıldığını duyunca hayret etti, suyun böyle | pahalı satıldığı memleket acaba | nasıl bir yerdi ? Stive Parker sudan bahse baş- Kadınsız Memleket Balkan kupası Milli takımımız hangi tarih- lerde maç yapacak Balkan kupası ve Yugoslavya | federasyonu umumi kâtibi M. | Mihâiloviç, futbol federasyonu- muza gönderdiği bir mektupla Balkan kupa maçlarına girmemiz için bize tebliğatta bulunmakta” dır. Teklif edilen tarihler şun- lardır: 24 Nisan 931 Oo Türkive-Bulgatisten * - 'Törkiye-Romanya a” z 'Türkiye- Yugoslavya Sir - "Türkiy e-Yonanistan Bu müsabakaların revanşleri- de yine ayni sene içinde sonba- harda Sofya, Bükreş, Belgrat ve Atinada yapılacaktır. Futbol - federasyonumuz, bu | busustaki noktai nazarını M. Mi- hailoviç OBeogradski (o takımile şehrimize geldiği zaman kendi- sine bildirecektir. ! Puvankarenin ha- raretli bir nutku Ne kimsenin toprağında gözü- | müz var, ne bir şey istiyoruz Paris, 24 (A.A) — M. Poicare Samigny'de yapılan vatanperve- | ran& bir içtimada söylediği nu- | tukta demiştir ki: «Hiç kimsenin toprağında: gö- | zümüz olmadığı gibi hiç kimse- den de bir şey istemiyoruz. Bi- naenaleyh, düşünce ve duygula- rımızın samimiliğini hiç kimseye karşı ispata mecbur değiliz. Sulh ve müsalemeti muhafaza hususundaki azim ve kararımız hüsnü niyet sahibi kimseler na- zarında bedihi ve aşikârdır. Ak- vam Cemiyeti okendisine itaat edileceği kanaatini telkin edecek beynelmilel bir kuvvet vücuda getirmemiştir. Halbuki Fransa böyle bir kuvvet teşkil edilme- sini istemiştir. Silâhlarım tah- dit edeceklerini vait etmekle beraber kendileri için silâh, cepbane ve harp İevazımı bu: lundurmak gayesini az veya çok gizli bir şekilde güdecek millet- ler bizzarüre mevcut olacaktır. Bunun için biz emniyet ve selâmet meselesini tahdidi tes- Yazan: Peter Bolt ladı. Altın veya sudan babsettiği zaman talâkat kespederdi. Bu mevsimde ve zamanımızda garbi Avusturalyada mükâlemeye mev- zuubahsolan iki mesele bunlar- dir. Altın çok su ise kıttı. Ve herikisi hersene birçok kimsele- rin telef olmasına sebebiyet ve- riyorlardı. Tren biraz daha çabuk yol al- | mağa başlamıştı. Tenha ve kum- sal bir ovadan geçiyorlardı. öte- de beride eski süpürgeyi andıran çalılıklar görülüyordu. Parker izah etti. — Şu ovada büyük delikler vardır Onlara bu memlekette «Tuzla» derler. Yağmur yağıp bunlara su dolarsa içilemez de- | Iktısat Vekâletinden: Haşarat mücadelesinde kullanılmak üzere (25,000) çinko lavha (5) adet bir buçuk tonluk Fort kamyonu (5)ton hamızı arse- nik (200) adet muhtelifülcins pülverizatör (2) ton arsenikiyetii sodyom(15) ton göztaşı kapalı zarf usulüile ve tarihi ilândan itiba- ren (24) gün müddetle münakasaya va- zolunmuştur. ihalei kat'iyesi 15 kânunu ev- vel 1930 pazartesi günü saat 15te yapı- lacaktır. Bunlara ait şartnameyi görmek ve daha fazla izahat almak üzere taliplerin şim- diden mübayaat komisyonuna ve yevmi ihale olan günde de kanuna tevfikan ya- pacakları teklifatı verecekleri fiyatın yüzde 7,5 uğu hesabile teminatı muvakkatasile birlikte iktisat vekâleti levazım müdürlü a gün- de müteşekkil mübayaat komisyonunatev- di etmeleri lüzumu ilân olunur. libatın zaruri bir mukaddimesi addetmek zaruretinde bulunu- yoruz. Zaten, bu lüzum ve zaru- ret şimdiye kadar gelip geçen bütün Fransız hükümetleri tara- fından Cenevrede resmen beyan edilmiştir. » Macar Başvekili —— Alman gazetecilerine beyanatta bulundu Berlin, 23 (A.A) — Gazetci- lere beyanatta o bulunan Kont Bethlen Macaristanın her türlü muslihane çarelere baş vurarak Tiryanon muahedesinin haksız- lığını tamire çalışmakta olduğu- nu beyan etmiştir. | Mumaileyh ilâveten demiştir ki: Ciddi bir tahdidi teslihat olmadıkça mer- kezi Avrupanın iktisadi vaziye- tinin selâh bulması mümkün de- ğildir. Şayet umumi tahdidi teslihat konferansı her milletin ve bilhassa Macaristanın vazi- yelini mahsus bir surette ıslah etmediği takdirde Macaristan, serbestii hareketini talep etmek recede tuzlu olur. Ab! Ne mel- un memleket!... Her tarafta tuzl.. Öğleden sonra çıplak girânit- ten büyük bir tepe gördüler. Tepenin eteğinde kayanın içine oyulmuş bir çukur vardı. Burası dağdan inen yağmur Sularının toplanması için hazırlanmıştı. Fa- kat çoktanberi yağmur yağma- dığından havuz bomboş idi. Tren hareketini tesri etti. Makinist kaybettiği zamanı kazanmak is- tiyordu. Altın arayıcı kampları sıklaştı. Bunlar bağıra çağıra treni karşılıyorlar. Son gazeteleri istiyorlardı. Yolcular gazeteleri trenin pencerelerinden fırlatıyor- lardı. Rüzgâr matbu varakaları kamplara doğru sürüklüyor ve bu suretle Avusturalya çölü or- tasındaki insanlar yirmi dört sa- at evvel İngiliz parlamentosunda söylenmiş olan bir nutku okuya- biliyorlardı. Tren Kolgardiye vardığı za- i zannediyordu. Güzellik kralı Son günlerde Viyanada erkekler ara sında da, kadmlar arasında olduğu gi- bi, bir güzellik müsabakası tetrtip edil miş ve bu müsabakayı yirmi yaşımda Frans Vays isminde bir memur kazan! mıştır. Kadım müsabakalarında muvaffak olanlara Mis Fransa Mis Belçika, denil diği gibi buna da Mister Viyana denmiş tir, Mister Viyanaya reklâm olmak ü- İxere birçok ticarethaneler tarafından muhtelif hediyeler verilmiştir. Bun. lar meyanında kış mevsimi olması do- lsyısile birçok paltolar bulunmaktadır. ri bulunduğu ve bu pulların en Sahte pullar Milâno zabıtası sahte pullar tab” den gizli bir mathan keşfetmiştir. | matbaada muhtelif fiatlı üç sandık p bulunmuştur. Pular o seksen geri taksim edilmiş olan bu pulların bir mıDanonçiyonun gönüllileri tarafi” | Fiyomenin işgal edildiği zafnana sit miş. Pulların üzeri o zaman F'iyo teşekkül etmiş olan hükümeti me kateye ait sahte bir mühürle iptal miştir. | Zabıtanın matbaada elde ettiği e ikten bu teşkilâtın hariçte minesi Paltoları hediye eden ticarethaneler| İngiliz, Amerika, Alman, ve Bulgar * bunların kânunuevvel ayı içinde ikillleksiyoncularına satıldığı anlaş” günde bir değiştirilmek suretile giyme.) tir. sini Mister Viyanadan rica etmişlerdir) İnsan mi, maymun mu? ve er emme etme 4001 Bane Evan kane erer mecburiyetinde kalacaktır Hariçte i ve herkesi meşgul etmekte bu- lunan Hanedan mes'elesi ile Maca” ristanda alâkadar olan hiç kimse | makla beraber alâstiki imiş ve kuyrufi yoktur, Hatta kıral taraftarla- rının bile hali hazırda prens Ottonun avdetini istememekte olduklarını zannediyorum . man gece ortalığı tamamile bas- mıştı. Dondurucu bir rüzgâr kum kasırgaları hasıl ediyordu. | Genç kadın ürperdi. Gözleri ka- ranlıkta etrafı seçmeğe çalıştı. Fakat şehir denilecek birşey gö- remedi. Ötede beride yekdiğe- rinden uzak mesafede küçük ışıklar pırıldıyordu. Acaba evler bunlarmı idi? Kocası sandığı omuzladı, Ken- disi de hurcu maharetsizce yük- lendi. Yük taşımağa alışık de- ğildi. Koca bir sıkleti arkasına almak kolaymı? Dudaklarını 1s1- rarak takibe çalıştı. Kolay iler- liyemiyordu. Fakat dünyada hiç | birşey pahasına zevcine daha | yavaş yürümesini söylemiyecekti. Minimini ve uzun topuklu iskar- pinleri ile kuma bataçıka ilerli- yordu. Adeta batıp kalacağını Fakat düşündü: Hayır batmıyacağım, buraya ben rezalet içine batmamak için i Kolümbindaki Vilyam gölünde diye kadar Agopogo isminde go” hayret bir deniz hayvanı görülmüsti Bu hayvanm vücudu gayet büyük da uzun ve bir vuruşta kayıklar! dei recek kuvvette imiş, Bunun Ohri tan nehirler vasrtasile Vilyam göl geldiği zannolunmaktadır. geldim. Burada alnım yüksek yaşıyacağım!» Göremediği yol üzerinde bi” şeye çarptı. Düştü, Hurcu yaya landı şemsiyesi kırıldı, *. bileğinde şiddetli bir ağrı yi Ayakkabının topuğu da kop” arık tu. Mutlaka kalem kemiği mıştı, Gözünün önünde korku. cu bir manzara belirdi! Ş9 deniyetsiz, doktorsuz, hatam memlekette kendini vap kada ve hasta gördü. Bir b “ğun” tanımadığı ve kaba ol key” tahmin eylediği bir adamı" fine tabi olarak yatıp kals' işesi Ebediyyen topal kalmak o sö de içine geldi. Debşetle rak imdat istedi. O anda elinde fener adamlar yetiştiler. Ayakk kestiler. Ayak bileği şi$sif caktı. Üzerine basması im j dı. Bir erkek sesi duyuldü —'Gi i çağır Git Ametikalıyı, Bitmedi)” N tuta”