© 2 — VAKTT 20 Temmuz 1930 “ber bir çok halk meydanda top- lanmışlardır. Binlerce şişeler içine kum dol- durularak ve cadde taşlarını sükerek, çakılları alıyorlar, bir- birlerine atıyorlardı. Arada çıkan arbede neticesin- de bir takım polisler hatta polis müdürü yaralanmışlardır. Bunun üzerine polisler silâh istimaline mecbur kaldılar. lik gün 22 maktul ve 200 mecruh verildi. Bütün bu cereyanın hükümete karşı olduğu anlaşılıyordu. Çar- © şamba günü askerler köşe baş- © larını tutarak suküneti iadeye muvaffak olmuşlardır. Nahas Paşanın beyanatı Son posta ile gelen Taymis gazetesi Nahas Paşanın gazete- lere beyanatta bulunarak şu sözleri söylediğini yazıyor: “Veftin, Mısırda kırallıktan başka bir rejim istediği doğru © değildir. Mısır kanunu esasisinin birinci maddesi Mısırın kırallık olduğunu kaydeder, Veft fırka- sının mensupları, kanunu esasiyi © bimayeye yemin etmişlerdir ve bu yeminlerinde sebat edi- yorlar. ,, Konsoloshane ne diyor ? Şehrimizdeki Mısır konsolos- hanesi şu mektubu gönderiyor: Tymmuzun on beşinde Meh- met Ali meydanında halkın bir kısmı, fırka siyaseti tesiri altında © muharriklerin teşvikına kapılarak toplanmıştır. Gayri müsellâh za- bıta memurları halkı dağıtmak için müdahale etmiştir. Mısır ordusu da işe müdahale ettiğin- den sükün iade edilmiş ve hükü- met vaziyete hâkim olmuştur; bir ecnebi ölmüş ve ikisi yaralanmiış- © tar. Zatı hükümdari aleyhinde asla tefevvühatta bulunulmamış- tır. ye bağırdıkları görülmüş un neticesi olarak Nahas Pş. beyanatta © bulunarak rejimin tebdiline taraftar olmadıklarını söylemiştir. Taymisten aldığımız resim, © oNahas Paşayi Mansura şehrinde gösteriyor. ——— Yaz münasebetile Yaz münasebetile, M. Muba- © dele komisyonu memurları sa- bahtan saat İde kadar çalış makta ve ögle tatili yapmamakta | |LYAKIT m TELE | Başvekilimiz | Diyarbekir Atineye ne zaman gidecek ? Atina, 19 (Apek tine Tevfik Rü Yunan hüküme- iş B. ile İsmet paşanı Yunanistana yapacağı mukabil b haklasda Ankar maldmata Yupan hükümeti M. Venizelosla nazırı M. Mihalakopulos Ankarayı ziyaret etmeleri hakkında vuku bulan davete mukabeleten İsmet paşa ile Tevfik Rüştü Bi Atinayı ziyarete davet etmişti. Dün bu davet teklifleri hakkında Ankaradan gelen telgrafta bu davetlerin memnuni- yetle kabul edildiği ve evvelâ Tevfik Rüştü B. in, müteakiben İsmet pa Yunan rieslinin © ziyaret iade edecekleri bildirilmiştir. Atinada Bu cevap “Türk-Yunan münasebar daki sam'miyete bir delil addedilmek İzmirde lik maçları Göztepe Altınorduyu, Kar- şıyaka Sakaryayı yendi İzmir, 19 (A.A) — Dün lik maçlarına devâm edilmiştir. Göztepe - Altınordu maçında Göztepe sıfıra karşı iki ile galip gelmiştir . o Sakarya- Karşıyaka spor kulübü arasında yapılan maçta Karşıyaka spor kulübü sıfra karşı dört sayı ile İzmir şampiyonu (Sakarya (takımını mağlâp etmiştir. Kısa hizmetli olanlar Ankara, 19 (Telefon) — Kısa hizmete tâbi olanlardan fili hiz- metlerinde ihtiyat zabiti ve askeri memur olmak üzre ayr lanlara zabit vekilliği ve askeri memurluk tecihine kadar fiili hizmetlerini yaptıkları müddetçe üçte bir nisbetinde maaş verile- ceği maaş kanunu hükümlerinden ise de bunlara bu rütbeleri ka- zandıktan sonra 24 üncü mad- deye istinaden maaş farkı veril mesinin doğru olmadığı tamlin edilmiştir. Yeni nahiyeler Ankara, 19 (Telefon) — Bu sene İstanbul vilâyeti dahilinde yeniden bazı kaymakamlıklar ve mühim miktarda nahiye müdür- lükleri ihdas edilecektir. Barışmamışlar Bükreş, (A. A.) — Rador ajansı, kral Karolla Elen arasındaki talâk kararınm fes- İ bini tekzip etmekted Susuzluk derdinden | kurtarıldı Diyarbekir, 18 (A.A) — Di- İ yarbekirin (o kuruluşundan beri büyük bir derdi olan Hamravat suyunun bugün demir borularla şehre getirilmesi merasimi pıldı . Merasime Umumi -müfet- tiş İbrahim Tali Beyle vali ve askeri mülki erkân, belediye İ ve bütün cemiyet mümessilleri ve binlerce halk iştirak etmiş- lerdir. Bu münasebetle (o halk samimi tezahüratta bulunmuştur. Türk - Yunan Muhadenet projesi sefiri- mize tevdi edildi Atina, 18 (A.A) — Hariciye nazırı M. Mihalakopulos, Türk- Yunan muhadenet misakı projesi- ni Türkiye hükümetinin kat'i trstikine arzedilmek üzere Enis Beye tevdi etmiştir. Rayihştag Feshedilmek tehlikesine mi maruz ? Berlin, 18 (A. A) — Gazeteler, Nâs yonalisr fırkanin çevirmekte olduğu ma- nevralar dölayısile Rayhiştaz meclisinin fesbi bususunun nakabili içtinap bir bale geleceğini yazmaktadırlar, Felç Sirasburgta çocuklara musallaf oluyor İstrazburg, 19 (A. A.) — Ren eyale- nin Cenubunda 8on günlerde çocuklar Arasında müstevli surette hüküm sürmiye başlıyan felç vak'alanı yavaş yavaş art- maktadır. 153 çocuğun bu hastahpa mw- tolduğu bu gün bildirilmiştir. İngilterede işsizler Londra, 18 (A/ A) Avam kamarasında işsizlere alt sigorta sermayesi İstikrazı miktarının 50 milyondan 60 milyona ib- ağı kabul edilmiştir. Bu tezyit keyfiye- dinin sebebi, işsizler miktarının artmasıdır. Konsolosun bavulu Marsilya, 18 (A. A:) — Denizden bir valiz çıkarılmıştır. Bu valizin içinde bir takım çamaşırlar, 93 frangı mmuhtevi bir cüzdan, bir erkek fotoğrak ve intihar ediyorum yazısını mahtevi bir kiğr bu. lunmuştur. Bunlar, geçenlerde kaybolan İn iz konsolosuna RAFvCTELEFON J ———- HABERLERİ ya- | | Hariciye e Bugün şehrimize geliyor Ankara 19 (Telefon) — Hari- ciye vekilimiz ekispresle akşam saat 7 de Istanbula hareket et- miştir. İki gün kalarak dönecek salı günü barada bulunacaktır. Maliye vekilimizin seyahati Ankar 19 (Telefon) — Maliye vekilimiz pek yakında İsviçreye hareket edecektir, Erenköydeki şeyh Erenköy civarında sabık bir şeyh efedinin ziyaretçilerinin faz- lalığı nazarı dikkati celb ederek hakkında zabıtaca tahkikat ya- pıldığını (yazmıştık. Aldığımız malümata göre bu tahkikat, sa- bık şeyhin lehinde neticelenmiş- tir. Bu ziyaretçilerin eş dosttan ibaret olup mürit olmadıkları tebeyyün etmiştir. Şarktaki temizlik (Üst tarafı L inci savıfamızda | hk devresi daha bir müddet devam edecektir. Kolordu kumandanı Salih paşa hazırlığa nezaret için ! karargâbını Bayazide nakletmiştir. | Tenkil edilen şakiler sürülerle koyun, bir çok silâh bırakmış- lardır. Koyunlar o kadar fazla- dir ki bunlardan bir kısmının | satılması muhtemeldir. İ İ © Tayyarelerimiz. Ağrı dağına | bomba yağdırmağa devam ediyor, Buradaki şakilerin büyük bir endişe içinde oldukları anlaşıl maktadır. İhsen Nuri Ağrı dağdaki asileri, firari yözbaşı Ihsan Nuri isminde | bir hainin idare ettiği anla- şılmaktadır. ihsan Nuri, şaki- | lerin Ağrı dağı valisi namile | çalışmakta ve Üç makanizme | ağırlığında altın maaş almak- | ta imiş, (o İhsanın (o Üsküdarda | oturan zevcesi Yaşar Hanı- mın bir müddet evvel Halep | tarikile zevcinin yanına gittiği öylenmektedir. Ertesi gece nöbetçi olması, | © Rüştüyü sevindirdi. Çünkü gece- o min derin sessizliği arâsında > uyumak için odasına kapan- ” her kaldırım taşı kendisi için © bir avuç içi kadar malüm olan bu sokakları devretmek, elbette daha eyi idi. O zaman hiç ol- mazsa fazla düşünemiyor, ve — kendisini odasmda olduğu gibi ye'sin girdabına atmıyordu.. © Bazan Numan ve Yunus © Ağalara bakarda gipte ederdi. Onlar ne geniş yürekli, basit | ve rahat insanlardı. Kendisi sanki okadar iptidaiyede, rüş- tiyede, idadiede dirsek çürütmüş tene kazanmıştı. © Belki cahil, ümmi bir adam © olsaydı, ıstırabı muhakak bu- > kadar şümul ve vüs'atile duy- mazdı. Görülüyordu ki “ ması kendisini okumuş ol- aç bırakmakla beraber, fazla olarak duygulu bir adamda yapmıştı. Değil idadi mezunlarının, iki üç âli mektep tahsili görmüş insan- ların bile elleri böğürlerinde aç mide ile gezdikleri bu mem- lekette, bugün karnının hiç ol mazsa tok oluşu bile bir talililik eseri idi.. Ailesini Oo bukadar boşa çıkmakla beraber, hâlâ ümit düşünüyor diyordu : — Yarabbi!.. ne olur, israfilin sürüne verdiğin nefesi benim hançereme versende İstanbu- lun en yüksek bir tepesine çıkmak ve oradan hançeremin | bütün belâgat ve kudretile: « Karım ve çocuğum nerede- siniz?..» diye bağırsam.. Belki duyarlar ve belki ses verirler.. O zaman birden gözü önünde ateş gibi bir, istifham çizilirdi. arayışı Rüştü içindeydi. Bazan ve kendi kendine Onlar acaba yaşayorlarmı???.. O vakit gözlerinin (önünde tekrar öbek öbek toprak yığın- ları, taşsız, sandukasız, kimsesiz gureba mezarlığı canlanır ve kara toprağın kapkara karnı açılır ve burada bir ana ile bir çocuğun, etleri inhilâl etmiş, kemik haline gelmiş olan iske- letlerini görür gibi olurdu. Numan ve Yunus Ağalâirn | kazmakta olduğu semtteki me- zarlıklardan zaman zaman çıkan İbir kol kemiği, bir kaburga parçası ve bembeyaz dişlerile sırıtan bir ölü kafası, kim temin eder- diki kendi karısına ve yahut çocuğuna ait değildi?.. Bu kuru kafa kemiklerinden, sahiplerinin kimler olduğunu anlamak imkânsızdı. Cemiyetin ( müsavat ) kaidesi, yalnız ve münhasıran toprağı girdikten sonra tecelli ediyordu. Orada herkes müsavi idi. OEn gözel kadınla en çirkin kadın, en zengin insanla en fakir adam, orada mutlak bir müsavat arz- ediyorlardı. Hepsi aşağı yukarı birbirine benziyen ayni kemik- lerden mürekkepti. Numan ve Yunus Rüştü, Ağaların mahallede ölü olduğu zaman mezar kazarken kazma- nm ucile bir tarafa itivirdikleri bir çok ölü kafası görmüştü ki | onları ayırt etmek kabil değildi. Numan Ağanın; kazma darba- sile bir tarafa itilen şu kuru kafanın, kim, dünyanın en güzel bir kadınına ait olduğunu iddia edebilir, yahut kim, bu kafanın ıstırap çekmiş ve yahut ömrü haz ve neş'e İçinde geçmiş bir insana ait olduğunu farzeyliye- bilirdi .. Güzelliği, zengililiği, elemi, hazzı, neşeyi saadeti ve hulâsa | hayatta her birine birer isim verdiğimiz o bütün bu şeyleri gösteren adele, sinir, beşere, dil, beyin, ensice, hepsi, hepsi toprak altında inhilâl ve toprağa inkilâp ediyor ve sadece bunlardan ortada birbirine benziyen bir yığın kemik, bir yığın kemik, bir yığın kemik kalmış bulunu- | yordu. Eğer ölmüşse karısına ait | kemiği, ve kezalik ölmüşse oğlu İ Turhana ait kaburga paçasını | | da ı Malta İ buna mümasil i bulmuş, nasıl , Gazi Hz. Evvelki gece bir mü- derrisi tenvir buyur- dular. Gazi hazretleri dün akşama kadar Yalovadan şehrimize av- det buyurmamışlardır. Müşarileyh Hz. evvelki akşam Yat kulüpteki maarif cemiyet balosunu teşrif ettikleri zaman tarih müderrisi Ahmet Refik B.i aratarak kendisine Türk tarihi hakkında bazi sualler sormuşlar ve garp mıza naklolunan bütün mektep kitaplarında görülen bazı yam ış telâkkileri izah etmişlerdir. Gazi hz. omüteakıben Türk tarihinin bazı hakikatleri hakkın- Ahmet Refik B.i tenvir ve irşat eylemişlerdir. müelliflerinden lisan Gazi Hr. ayrıca Darülfünun müderrislerinden Yusuf Ziya Be- yide Yalovadaki köşklerinde ka- bul buyurarak yazmakta olduk- ları Türk tarihi hakkında görüş- müşlerdir . a davet Donanmamız Maltayı ziyaret edecek Sultan Aziz zamanına âif bir hıkâye Deyli Telegraf gazetesi ile Taymis, İngiltere hükümetinin Türk donanmasını Maltayi ziya- rete davet ettiğini ve bu davetin eyi bir tesir icra ederek kabul olunduğunu yazmaktadirlar . Deyli Telegraf bu münasebetle şu fıkrayı ilâve ediyor: « Sultan Abdül Aziz devrinde bir davet vuku İstanbuldan bir: harp gemisi Maltaya hareket etmiş, fakat bu adaya ugramamıştı. Gemi bir kaç ay dolaştıktan sonra İstanbula avdet etmiş ve onun (o suvarisi «Malta yok!» demiştir , Geminin kaptanı bütün Ak Denizi taramış, fakat Maltayı bulamamış. Anlaşılan, Kaptanın kullandığı harita yanlıştı. O za- mandan beri “ Maltayok » sözü Türkçede bir misal olmuştur. teşhis ederek hakikate vâsıl olacaktı?.. Bazan Galatadan geçerke fena sokaklar, umumhane sokakları önünde durur ve düşünürdü: Tıpkı bir hazan rüzgürnin kaldırımlara attığı solgun yap- raklar halinde memleketin veya memleketlerin mubtelif tarafla- rından kopup gelen bu zavallı kadınlar doğdukları zaman ipek gibi saçlarınm lüle lüle bukle- lerile köylerinde veyahut bah- çelerinde şen, atinin kendilerine getirdiği haile ve facialardan bihaber, şarkı söylerken bir gün kaderin sert bir tokadile bu elim bale düşeceklerini nasıl hatırlarına getirebilirlerdi?. Bun- lar, hepsi gülmek için doğmuş- lardı, hepsinin bu toprak öze- rinde ve bu kubbe altında gül mek için bir nasibesi olmak lâzımdı.. Bir ferdi gülüp bin ferdi ağlıyan bir cemiyette ha- yatın, müebbeden sızlıyan ve kanayan bir yaradan ne farkı vardı! Ywedi)