—2 — VAKIT 12 Temmu 1730 Dört taraftan abluka" pini aç kektşiep kayisi eyer aikiii Miili. Haydutlar bu vaziyet karşısında ne yapacaklarını şaşırdılar İranşahı Tahran sefirimizle uzun müddet görüştü Şark mıntakasında (vaziyet kat'i neticesine yaklaşmıştır. Bir taraftan ( Ağrı) dağında, diğer taraftan ( Süphan) dağlarında askerlerimiz tarafından tamamen ihata edilmiş olan eşkiya ne yapacaklarını şaşırmış bir halde- dir. Çünkü çorak ve otsuz, her türlü yiyecek ve içecekten ari olan bu dağlar üzerinde sıkışan eşkiya için kurtuluş imkânı kal mamıştır, Askerlerimizin (Ağrı ) dağının İran hududuna temas eden cihetinden eşkiyanın hattı ric'atini kesmiş olması ve eşki- yaya İrana iltica yolunu kapa- ması fevkalâde bir muvaffakiyet olarak telâkki edilmektedir. Şu halde kendi hudutlarımız dahilinde bulunan eşkiyanın tah- ripkâr faaliyetleri başlıca iki noktada tevkif ve ihata edilmiş- tir. Yakın bir zamanda bu su- retle ihata edilmiş olan asilerin imha edildikleri haberine intizar olunmaktadır. iMakü) den (Erciş) Gzerine yörüyüp bu kasabamızı yağma etmek istiyen, fakat askerlerimiz tarafından derhal yetişilerek (Süp- han) dağlarına atılıp ihata edilen eşkiyanın hangi yolu takip ettik- leri hakkında henüz kat'i maiü- mat yoktur. Ancak tahmin edildiğine göre bu eşkiyanın Makü-Curşamyar yolundan geç- miş olmaları muhtemeldir. Çünkü Lurada Tendürük dağları aşıl- maz bir halde olüp ancak bu Cağların cenubundan ve şarkın- «a geçilebilmektedir. Hududumuz dahiline girmiş e. n eşkiyaların imhası artık bir gün mes“'-si olmakla beraber bariçteki ılçıların hâlâ boş durmadık . ve ber çareye “baş vurdukları anlaşılamktadır. Bu cümleden olmak zere İranlıların serbest bıraktıkları ( Mehmet Mustafa ) avene - sile beraber budut kara - kollarımızı tazyike yeltenmekte- dir. (Kör Hüseyin) nin tekrar Irana a muvaffak olan damadı (Yusuf Abdal) Kızıldize karşısında çadır kurmuştur, Bun- ların (Kızıl dize) yi izaç ederek (Ağrı) yolunu kesmek istedikleri hissedilmektedir. Bununla bers- ber buralardaki şakilerin de nihayet cezalarını ( görecekleri muhakkaktır. ne o civarda bulunan Adilcevaz kasabası ahalisi kâmilen Türk- tür ve Türkçe konuşurlar, Ercişin 13, Adilcevazn dört köyünün sekenesi de tamamen Türktür. Diğer köyler vaktile Ermeni köyü iken, şimdi Hay- daranlı aşiretine mensup beşer onar haneyi ihtiva etmektedir. Bu itibarla Erciş ve Adilce- vaz kasabaları, Haydaranlı aşi- mesi zamanından çok uzakta olduğumuzu söylemiştik . Aneksartitos gazetesi bu mü- taleamıza Okarşı mugalâtalarla dolu, cür'etkârane bir cevap veriyor. Bu cevabın nekadar safsatalarla dolu olduğunu gös- termek maksadile terceme edi- uhasara hattını yarmak istediler Ankara,11 (Telefon)— Buraya gelen malüme:fa göre, Şarktfa eşkiyalar muhasara hattını yarmak için Karaköse isftikame- finde bir yarma hareke- #line teşebbüs etmiş'er- se de pâskürtülmüşlerdir. retinin bulunduğu köylerin ka- sabalarıdır. Erciş ve Adilcevaz arasın daki Nurşin köyü de maktul kör Hüseyin paşa tarafından te- sahüp edilmişti. Kör Hüseyin paşanın mensup olduğu bu Hay- daranlı aşireti takriben bin ça- dır kadardır. Bu aşirete men- sup olup silâh tedarik eden ba- zı eşkiya öteden beri ya aşair arasında hâlâ mecvut kan dava- ları veya soygunculuk saikasile sükünu ihlâl ederler ve ka- nunun pençesine düşeceklerini hissedince Süphan dağına il- tica ederlerdi. Ankara, 10 — Sarp araziye dağınık bir halde sığınan şaki- ler O toplanmaktadır. Şakilerin mükemmel surette teslih edil- dikleri anlaşılmaktadır. Urfa, 10 (Akşam) — Şarkta askerlerimiz tarafından takip edilen eşkiya reislerinden Emin Paşa oğlu ibrahim ile diğer altı refiki maktul düşmüş (Kör Hü- seyin Paşa) oğlu Nadir yaralan» mıştır. Hususi kıyafet ve alâmeti olan ve kuvvetleri tesbit edilmiş bulunan maktuller (arasındaki diğer beş cesedin kıyafetlerine nazaran İrandan gelmiş bazı rüesa oldukları anlaşılmıştır. Trabozon, 11 (Akşam) — Er- zurum ile Trabozon arasında müthiş yağmurlar yağıyor. Dağ- lardan inen seller önüne gelen her şeyi rüyor. Bir otomobil, bir ev su- lar tarafından sürüklenip götü- rülmüştür. Nüfusça zayiat ad olmadığı malâm değildir. gündenberi Erzurum - Teabe dağlarından kopan kayalar ile atların bile geçemediği çamur- ların temizlenmesinâ çalışılıyor. Trabzon valisi yolların açılma- #ı için bizzat amelenin başında bulunmaktadır. iran şahı Tahran sefirimizle görüştü Ankara, 11 — Irandan gelen malümata göre Şah Pehlevi Tah- ran sefirimiz Memduh Şevket B.i kabul ederek uzun müddet üştür. £ Asılsız bir şayia Ankara, 1l — Prens Abdül kadirin şakilerin başında bulun- duğu haberi asılsızdır. Abdül kadir elyevm Suriyede bulun- maktadır. bilmeli ki biz bir papası ferdi bukuku siyasiyesinden mahrum edecek bir zihniyet taşımayoruz. Biz, Aydın metrepolidinin ma- kale yazarak Rum patrikanesine yeniden siyasi haklar temenni- sine göz yumnu'oruz. Aneksartitos bizden korkmı- var Aneksartitos gazetesi iyi | yormuş. Biz gazete korkutmağa 2 Zi Ai çıkmadık. Fakat, Fener denilen | fesat ocağını uyandırmak isti- | yenler daima Türk milletinden korkmalıdırlar. An itos gazetesi, set ', serlâvhasile yazdığı makalede «Vakıt» ın Aydın met- repoliti hakkında yazdığı maka- leyi vesile ittihaz ederek aynı muahezatı dermeyan etmiş olan Hronika gazetesi (o başmubarriri Keşişoğlunu şöyle tenkit ediyor: Artık doktor, (Keşişoğlunu kast “Siya- ediyor) yalnız değildir. Kuvvetli ve kıymetli bir müttefiki vardır. İşte yapacağı birşey var ise o da ( Vakıt )ın makalelerini kopye ve altın imza etmektir. Fakat bizzat kendisinden kork- madığımız gibi doktorun mütte- fikinden de korkmıyoruz. Dok- torun muttefiki «Vakıt» ise bi- zim müttefikimiz de hakikat ve haktır. «Vakıt» bir rahibin bir mesele ve bahusus hukuki bir mesele için mütalea dermeyan etmesi siyaset olduğunu yazmakla al- dandı. Ekalliyetlerin yaşayışı, siyasi bir iştigal değildir. Bu, içtimai, hukuki bir meseledir. Fakat bir an için bu yanlış tefsiri kabul etsek bile, bir rahibi bir fert, bir şahıs sıfatile siyasetle uğraş- maktan meneden şey nedir? Muarızlar noktai nazarlarını müdafaa için Aydın metrepoli- dinin bir şahıs değil, fakat pat- rikanenin bir uzvu olduğunu ileri sürüyorlar, fakat (OAydın metrepcâdi yalnız patrikanenin bir uzvu değil, fakat ayni za- nun, hangi nizam kisvei ruba- Biyeyi lâbis bir adamı hukuku siyaciyesinden mahrum edebilir? Aydın metrepolidi, Meb'us ve belediye intihabatında rey ve- rebilir. Aydın metrepolidi meb'usluğa ve yahut belediye azalığına namzetliğini ovazetmek isterse kim menedecek? Teşkilâtı esa- siye kanunu, vatandaşlar arasında bir fark görmez. Patrikane. »in müessese sıfatile, mahkeme- leri vardı, mesail (siyasiyede bükümet huzurunda rımızı temsili ediyordu. Şimdi, bunlardan mahrumdur. Fili bir idaresi vardı ve hatta bazı ma- kamatı hükümetin yerine kaim hükümet olmadığı için bu hakla- rından mabrum edildi. Fakat bu müessesenin uzuvları devletin efradıdır. Ve yabancı değildir. *Vakıt,, refükimiz Gar- bi Trakyadaki Türk ekalliyeti- nin yaşayış şeraitini de kıyas ediyor. Fakat biz bu mesele ile meşgul olmadık. Zira Garbi Trakya Türk ekalliyetinin âyanı, meb'usları, iye azası var- dır. #akat mademki Yeni A- dım gözetesi bizim cemaat iş- lerimizle uğraştı. Biz de onun cemaat işlerile uğraşacağız, fa- kat şu farkla ki, biz Yeni Adım gibi sokak masallarını değil, fa- kat müsbet vak'aları yazacağız. Hamiş: «Vakıt» Fener papas- ları hakkındaki bugünkü maka- lesinde fena bir karikatür de neşretti. Bu takdirde bu karika- tür bütün rubbanımızı şamildir. Fakat dinin vasıtası olan rul- ban muhterem addedilmelidir. Vakıt refikimize bunu hatırlat- mak İsteriz. Maaşları ke kesilen kadınlar Emniyet sandığı, Şehremaneti ve diğer hayir müesseseleri yardım edemezler mi? ( VAKIT ) bunlara muhtelif suretlerle yardım edecek, iş ilânlarını parasız basacaktır Yeni tekaüt kanunu mucibince babadan maaş alan 25 - 45 yaş arasında kız ve dulların iki se- nelik maaşları birden verilerek hazine ile alâkaları kesileceği malümdur. iki gün evvelki nüs- hamızda bu iki seneliklerin tev- ziatına önümüzdeki hafta içinde başlanacağını işaret ve kanunun kız ve dulları alâkadar eden bu maddelerinin alâkadarları ara- sında uyandırdırdığı yeisli akis- ten bahsetmişdik. Söylendiğine göre yukarıdaki yaş hududu arasında kalan ve hazine ile alâkaları kesilecek olanların alâ- kadar daireye müracaat ve şikâ- yetleri devam etmekte ve bir çokları el'an alil olduklarından bahsederek maaşlarınm kesilme- mesi için ricalarda bulunmakta- dırlar. Bu münasebetle bu mü- him bahsa tekrar &vdet ediyoruz. Vakın ekserisi okuyup yazma bilmez, (kimsesiz, © alil,biçare kadınlardan ibaret olan bu yığının o bu yese düşmesi pek de sebepsiz değildir. Devlet artık kendilerini bu amansız ha- yat mücadelesinin dikenli yolla- rında tek başlarına (o bırakmış oluyor, Fakat bizce kanun bir ilişiği kesmiş olabilir, fakat milli teşkilâtın kendilerini unuttuğuna, bükmedip ümitsiz ru olamaz. Evvelâ hükümet iki senelik bir parayı birden veriyor. De- mek ki bu paraya ümitlerini bağlayanlar bunu tam 24ay içinde parça parça alacaklardı. O halde bu yetimlere, bu dul- lara ömürlerinin 25 ile 45 yaşı #rasında mutlaka bir iş bulmayı, koca bulmakta omüşkülpesent olmamayı istihdaf eden kanunun böyle bir ümitsizliğe sevkedecek bir neticesini görmek için hiç olmazsa iki sene beklemek lâzım mi? Bizce asıl mesele, iki sene- liklerini toptan alark hazine ile alâkalarını keseceklerin bu pa- rayı kullanmaları tarzı olmalıdır. İki senelikleri alanlar için bir yere yatırarak maaş alır gibi ve iki senede eski hayat şart- ları içinde yeni bir hayat tarzına hazırlanmak olmalıdır. Bu kadınların yaşayabilme- leri, iş bulabilmeleri ve hatta ellerindeki paraları kendilerine faydalı olacak şekilde işletmek için bankaların, emniyet sandı- ğının, kuvvetli hayır müessesele- rinin yardımlarını temin etmek pek âlâ mümkün olabilir zan- nediyoruz . OAceba yukarıda saydığımız müesseseler bilhassa emniyet sandığı bu gibi kadın- ların küçük fakat hayâti serma- yeleri için istisnai şartlarla ayrı bir teşkilât yapamaz, daha ziya- de hayre matuf bir işletme tarzı bulamazlar mı? Daha sonra şehremaneti gibi muesseselerimiz, bu suretle açıkta kalacak olanlardan her halde milletin himayesinden baş- ka iltica yeri olmadığı anlaşılan- ların kolundan tutacak, onların yapabileceği işlerde kendilerini tercih ettirecek mutavassıtlar da bulunamaz mı? Bu kabil tekaüt hükümlerinden milli ve mali bir zaruret netice- sinde muteessir olanları daha iyi ve şefkatlı bir alâkaile takip edecek,onlara kolay ve iyi yol gösterecek bir camiyet kurulamaz, bir ver gösterilemez mi ? Gazetemiz bunlara iş bulmak ve hem kanunun maksadını ye- rine getirmek, hem bunları Türk milletinin büyük şefkati içinde kimsesiz, biçare kalmış hissi vermemek için her suretle yardım edecek, meselâ onların iş arıyan ilânlarım parasız basacaktır. Piyanko Dünkü keşidede 1000 kişiye tali dağıtıldı Sekizinci tertip tayyare piyan- kosunun son keşidesine dün öğ- leden sonra Darülfünun konfe- rans salonunda başlanmıştır. Cuma münasebetile bir çok halk salonu tamamen doldur- muştur. Keşide üç saat sürmüş ve 1000 numara çekilmiştir. Bu keşideni Ke kramiyeleri kece 16 pirri ar 5000 ün dün ım ız b olarak 15800, b ği 66d9 numaralı biletlere altışar bin lira çıkmış» tır. Keşideye bugün de devam edilecektir. Dün çekilen numaraları sıraya konmuş bir halde iç sayıfamızda bulacaksınız. Gazi Hz. Dün Yalovadan teşrif buyurdular Kâzım Pş. D. Fiz. Gazi Hz.nt ziyaret etli Reisicümhur Gazi Hz. dün sabah saat 2,5 da Yalovadan teşrif buyurmuşlar ve Dolma- bahçe sarayına inmişlerdir. Gazi Hz. dün saraydan bir yere çık- mamışlardır. B, M. meclisi reisi Kâzım Pş. Hz. Gazi Hz. ni ziyaret etmiştir. Başvekilimiz Ay sonunda $ şehrimize gelecekler Başvekil İsmet Pş.Hz. bu ayın sonlarına doğru şehrimizi teş- rif edecekler, sonra da Malat- yaya gideceklerdir. Fevzi Pş. Hz. Büyük erkânı harbiye reisi müşir Fevzi Pş. Hz. dün sabah Berkisatvet torpidosunu ziyaret etmiş ve top atılarak selâmlan- mıştır. İtizer Yazımızın çokluğuna mebni (Mahalle) tefrikamız bugün dercedilemedi. Karle- humma özür dileriz. Telgraf haberlerimiz Sinci sayıfamızdıdır