—— — 4 VAKIT 8 Temmuz 1330 — CENNET e igin Seyrisefaine rağbet Mısırlılar Seyrisefain vapurlarını öteki gemilere tercih edecekler Bir ilân Sl Şüsünden lr binecek yolcular Romanya vapuruna bindiler Dün öğleden sonra limanımıza muvasalat eden Romanya va- puru Mısırdan gelen bir çok seyyahları taşıyordu. Yaz mevsi- mini şehrimizde geçirmek üzere gelen Mısırlıların ekserisi Isken- deriyede ( Seyrisefain vapurile karşılaşmak Ove bilhhassa bu vapurla (Ogelmek istemişlerse de İskenderiyede Romanya va- puruna tesadüf © ettikleri için onunla gelmek mecburiyetinde kalmışlardır. Mısırdan gelen yolcülarla te- mas eden bir mubharririmiz şu malümati almıştır: Bir müddetenberi Seyrisefain vapurlarının seferleri (o Mısırda ilân olunmakta idi. Geçen haf- talarda İskenderiyeden ilks eferin 4 temmuzda yapılacağı yazılmış Türk vapurlarile Istanbula gel mek istiyen yolcular İskenderiye- de toplanmışlardır. Herkes İskenderiye ile Istan- bulu birbirine bağlıyacak ilk vapuru ararken Romanya vapu- rile karşılaşmış ve ister istemez onunla gelmek mecburiyetinde kalmıştır. Dün gelen Romanya vâpuru- nun kalabalık olmasının sebebi budur. Aldığımız bu izahatı teyit “eden diğer bir vak'a da evvelki" “gün limanımıza muvasalat eden öl şirketi vapurunun 'vazi- yeti idi. Koca vapur şehrimize ancak 20, 30 yolcu getirimişti. Buda Mısırlıların bilhassa bizim vapurlarımızı beklediklerini gös- terir, Bu münasebetle nazarı dik- kate alınması icap Ooeden nokta (O Seyrisefainin © Mısırda yaptığı ilânın yanlış yapılması ve bu suretle bu ilândan baş- kasının istifade etmesidir. Bununla beraber bu vaziyet Mısırlıların, OTürk vapurlarına azim bir rağbet göslerecekle- rini ve bu suretle yeni hattın muvaffak olacağın şimdiden ispat ediyor. Bir yolcunun haber verdiğine göre Romanya vapuru $on seferi esnasında 30 bin lira kıymetin- de bilet satmıştır. Mısırlıların Türk vapurlarına karşı gösterdikleri rağbet ve teveccühü memnuniyetle Okay- dederiz. Diğer taraftan haber aldığı- mıza göre Seyrisefain idaresi bu cuma günü ilk seferini yapacağı Iskenderiye hattı için bütün ha- zrlıkları ikmal etmiştir. Seyrisefain idaresinin Istanbul Iskenderiye hattı için Felemenk- ten yeni ve süratli bir vapur alacağını yazmıştık. Vapuru ma- hallinde tetkik için işletme mü- dürü Burhanettin ve makine mü- dürü Kadri B, lerden mürekkep “Bir Keyet'bu hafta içinde Fele- “iflenye "gidecektir. Seyrisefain umum müdürü Sa- dullah B. dün sabah Yalovadan şehrimize gelmiş ve akşam tek- İ rar avdet etmiştir. 24 sene sonra Bir cinayetten dolayı otuzar sene hapse mahküm olan üç adam yeniden muha- keme edilecek... Romadan yazılıyor: Italyan gazeteleri birkaç gün- denberi 1912 senesinde Viterp mahkemesi tarafından hakkında karar verilmiş olan meşhur Kua Kolo cinayet davası ile yeniden meşgul olmaktadır. Bu dava tekrar rü'yet edilecektir. Cinayet görünüşte gayet basitti. 1906 senesinde Cennaro Kua Kolo isminde yaman bir zindan kaç- kını Napolinin bir köyünde öl- dürülmüştü. Birkaç saat sonra karısı da Napolideki evinde bo- ğazlanmıştı. Zabıta uzun uzadıya araştırdığı halde bir iz bulama- mıştı. Yalnız meslekten yetişme Amodeo ve Deancelis isminde iki hırsızın Kua Kolo ile beraber çalıştıkları ve maktulün onlara yataklık ettiği meydana çıkmıştı. Bunun üzerine bu iki hırsız p © Kua Koloyu öldürerek ona isa- bet eden hisseyi gazbetmek töh- metile hapse atılmışlar, fakât aleylerinde kâfi delil bulunama- dığından tahliye (edilmişlerdi. Diğer taraftan bir jandarma yüzbaşısı Kamora ismindeki meş- hur gizli haydut cemiyeti hak- kında taharrilerde bulunurken cemiyet reisi Enrika Alfanonun bu cinayete sebep olduğuna kanaat getirmişti, Yüzbaşı yap- tığı tahkikatta Maeyo isminde bir eski zindan kaçkınırın ifade- lerine istinat ediyordu. Yüzbaşı- nın iddiası üzerine Kamora ce- miyetine mensup bir çok kimse- ler tevkif edilmişlerdi. Bunların töhmetli olmadığını söyliyen mü- ddei umumi azledilerek yerine başkası karisini Neticede Macyonun sarih su- rette itham etmesi üzerine bu yüzden tevkif edilenlerden bir- çokları hapse mahküm edilmiş- İerdi. İçlerinden Erikone, Dena” rinis, Sartino isminde üç kişi otuzar sene hapis cezası yemiş- lerdir, Bu hadiseden biraz sonra Ma- cyo gene hırsızlık yaptığı için hapsedilmişti. Bu sefer ihtiyar- lıyan eski hırsız mahkemeye bir istida vermiş ve Kua Kolo da- vasındaki şehadetinin yalan oldu ğunu söyliyerek bu yeni iddiz- sına kuvvetli deliller göstermiş- tir. Şimdi davanın yeniden rü yetine başlanacaktır. Yirmi se- nedenberi (hapiste olan bu adamların nihayet ailelerine ka- vuşmıya muvaffak olup olamıya- cakları şiddetle merak edilmek- tedir. Sonbahar at koşuleri için hazırlık başladı Veliefendi çayırında yapılacak olan sonbahar at yarışları için hazırlıklara ( başlanılmıştır. Bu yarışlar için 13250 lira ikrami- ye dağıtılacaktır. Koşuya gire- cek atların kayıt muamelesi ko- şu yerinde yapılacaktır. i idaresi ENEEN SEYAHAT Güzel bir iş! Çeimarde Maarif vekâleti- nin bir tamimi çıktı. Spor hayatımız, bu tamimle yeni bir devreye giriyor. Mek- tep dışındaki spor kulüplerile alâkasını kesen bu emir, pek yerinde ve çok iyi düşünülmüş bir karardır. İlk bakışta kulüp- lerin derecei kabiliyetini düşü- recek gibi görünen bu karar, arkasında bu zararı binlerce de- fa ödiyecek zengin faideler sak- lamaktadır. Saklamıya lüzum yok, bugün bütün terbiyecilerin sporumuz hakkında iki teşhisi vardır. Ço- cuk ruhu, çocuk hafızasile uğ- raşanlar, (o memleketteki ospor telâkkisinden şikâyetçidirler. On- ların tetkiklerinden çıkan neti- celere göre çocuk spordan fay- dadan çok zarar görmektedir. Bunun sebepleri bizde beden terbiyesinin (o henüz (başıbo - zuk teşkilâtndan (o kurtulama- mış olmasıdır. Kulüp hayatında bütün temennilerimize rağmen tam bir sulta oyerleşmemiştir. Oralarda esen serbest hava ço- cuğa, gence alımlı görünür, bağlarını pekleştirir. Fakat bu sevgiden istediğimiz özlediğimiz vücut ve ruh mü- kemmelliği (o doğmiyor. Sporcu çocuk mekteple kulüp arasında şaşkın bir pusula ibresi gibi se- kip durur. Mürebbilerimiz yıl- | lardır bu teşhisi koymuşlar ve çarelerini de göstermişlerdir. Onların istedikleri, bugün vekâ- let tamimile “emredilen 'şeydi. Yavruları kulüplerden almak, fakat buna karşılık olarak mek- teplerde spor ocaklarını aydın- latmak. Çocukla uğraşanlar ço- cuğun ruh ve vücuttan ibaret iki cephesini pek iyi bilirler. Bu iki cephenin ikisi de birbirinden daha az ehemmiyetli değildir. İşte bunun içindir ki bir taraf- tan kafa ile çalışırken, bir yan- dan da adele varlığına bakıyor- lar. Sporun başka merkezlerden çocuğu birbirine uymaz iki hava arasında bırakır. Son karar, işte bu zararlı ikiliği ortadan kaldıracaktır. Her mektebin bir spor ocağı, tam bir disiplin altında çalışacak mektepler arasında müsabakalar yapılacaktır. Şu halde tamimde bazılarının zannettiği gibi bir beden terbiyesi düşmanlığı yok- tur. Bu olmadıktan maada şim- diye kadar alaylı bir halde sürüklenen sporumuza mektep intizamı girecek ve iyi bir inkişaf devri başlıyacaktır. Spo- run rüştünü müjdelediği için, hiç düşünmeden ona mes'ut sıfatını veriyoruz. Seyyah — e Yalovada Teni skortlarının küşat resmi cumaya Seyrisefain tarafından Yalo- vada tesis edilen kortların inşa- atı bitmiştir. Büyük külfetlerle vücude ge- tirilen Yalova kortları en asri tesisata malik olmak itibarile memleketin en mükemmel tenis sahaları olmuştur. Kortların küşat resmi bu cu- ma yapılacaktır. Fenerbahçe ve Bebek tenisçilerinden mürekkep 30 kişilik bir gurup hususi bir muşla sahaya giderek müsabaka yapacaklardır. * FEDAYİLERİ ZE 4 En mm ama m yeme Yazen: Ömer Tuza 22 EE mami Mesrurenin sözlerine göre... Melike şimdiki hayatından çok memnun bulunuyordu —79— Şamda geçen geceler Haldun ile kardeşi Sultan Sa- lâhattinin sarayında büyük bir | hürmet ve itibar görüyorlardı. Rabhatları mükemmeldi. Her gün Sultanın meclisine devam ediyor, sonra istedikleri gibi dolaşıyor- lardı. Bilhassa Salâhattin onları dinlemekten, onların maceraları hakkında tafsilât almaktan çok memnun oluyor, onların kahra- manlıklarını haber alan serdarlar ve büyükler onları ziyaret ediyor ve onlarla görüşüyorlardı. Sultan Salâhattin onlara memuriyet de vermişti. İki kardeşin vazifesi muhafız zabitliği idi. Onlar bu vazifeyi ifa ediyor, memleketin âyan ve eşrafile ava çıkıyor ve bu suretle iyi bir vakit geçiri- yorlardı. Ortalıkta sükünet hükümfer- ma idi, Fakat bunun uzun sür- miyeceği âşikârdı. Bütün Şam ile etrafı muazzam bir ordugâh- tu. Her gün bir taraftan binler- ce asker geliyor, ve muayyen yerlerine iniyorlardı. Şarkta her camide her hatip yalnız bir me- seleyi mevzuü bahsediyordu: Ci- hada iştirak ve sultanm bayrağı altında içtima. Çünkü Hilâl ile Salip arasında vuku bulacak mü- him mücadele yaklaşıyordu. Salâhattin bu muharebe için hazırlığını bir an ihmal etmiyor- du. Zeydun ile kardeşi bu mu- azzam harbe iştirak için derin bir hahiş duyuyorlardı. Bu ka- dar mühim ve bu kadar tarihi bir vak'a görülmiye değerdi. Iki birader bu muharebeye ferah ferah iştirak o edebileceklerdi. İ Çünkü Melikş Şamda tam bir emniyet ve huzur içinde yaşıyor- | du. Onun burada gördüğü mu- amele Balebek emiresine lâyık olan mükellef ve muhteşem mu- amele idi. Melike kendine mah- sus köşkte ikamet ediyor, Türk askerlerinden (müteşekkil | bir kuvvet onu muhafazaya memur bulunuyordu. Bu askerlerin hepsi Emireyi canla başla müdafaaya ant içmişlerdi. Melike kardeşlerini bu köş- künde serbest serbest kabul e- diyor, onlarla saatlerce kalıyor, onlar ona teselli ve ümit veri- yorlardı. Melike babasının ölü- münden çok sarsılmış, günlerce, haftalarca hasta yatmıştı, Niha- yet bu büyük keder de her ke- der gibi hafiflemiş, onun açtığı yara da kapanmıya başlamıştı. Melike yeni muhitine ısınmış, kendi köşkünde cariyeleri, köle- leri ve muhafızları arasında ya- şıyor, geziyor, dolaşıyor, istediği zaman amcazadelerile görüşüyor ve Mesrureyi de yanında bulun- duruyordu. Mesrurt hemen bir fırsat bularak Haldunla görü- şuyor ve ona kendi dairelerinin baberlerini yetiştiriyordu. Mesrurenin anlatışına göre Me- like şimdiki hayatından mem- nundu. Onun bütün şikâyeti günlerinin hedefsiz geçmesi mak- satsız geçmesi idi. Bununla be- raber Melike nevmit değildi. Her balde iyi bir gün gelecek ve i mukadderatlarının hepsi de memnun olacaklardı. Sultan Salahattinin muhiti iki kahraman kardeşe çok ısınmış, onları çok sevmiş olduğu halde Mesrüreden şüphelenmiye Fakat Mesrure kendisine derin bir hür“ met temin edecek bir fırsat elde etmişti. Bir sıcak gün iki kardeş ken- di dairelerinin fıskiyesi önünde oturuyor, ve bahçenin parmaklı- larından gelip geçenleri seyredi- i yorlardı. Kapının önünden sonu gelmiyen bir insan nehri akı- yordu. Çölden gelen beyaz entarili araplar develerinin üzerinde eği- lip doğruluyor, ticaret mallarile yüklü kervanlar birbiri ardınca uzanıyor, onları sarı ve beyaz taslarla su dağıtan sakalar türlü türlü satıcılar takip ediyordu. Zeydun ile Haldun bütün bun- ları biraz yorgun, biraz meftur seyrediyorlardı. Epeyce bir za” mandan beri devam eden yek“ nasaklık onları yormuştu. Bilhas 4 meçhuliyeti onların bu yorgunluğunu bezgin liğe çevirmişti. İki genç Melikeyi bile takipten bezmişlerdi. Çünkü Melike artık eski Melike değil, Balebek emiri Melike Sultandı. Onu alıp tekrar eski evlerine | götürmek, ümidi . dün “geçtikçe zayıtlıyordu. Melikeyi şahane kas” İ rından, muhteşem muhitinden ayırıp ona nisbetle mütevazi bir ev olan baba ocağına tekrar götürmek çok müşkül olurdu. Melike dönmek istese bile onu buradan alip götürmek kolay bir iş değildi. Melikenin pederi de irtihal ettikten sonra, mubakkak | ki Sultan Salahattin onu yanın | dan hiç te ayırmak istemiye- cel İki kardeş bedbinane düşü- | nüyor ve etrafı seyrediyorken bir kadının içeri girmek için kapıdaki muhafızla konuştuğunu gördüler. Muhafız bu kadına müsaade etmiyor ve ona çeki- lip gitmesini şiddetle ihtar edi- yordu. Kadın ısrar ettiğinden muhafız onu kolundan tutup atmak istemiş, Haldun yerinden sıçrayarak (muhafızı bertaraf etmiş ve kadını içeriye almıştı. Bu misafir Mesrure idi. Haldun ile kardeşi onu selâmlıyarak direlerine (o almışlar, o Mesrure sırtına aldığı abayı atarak yü- zünü açmış, iki kardeşin önünde oturmuştu. Evvelâ Melikeyi sordular, Mes- rüre onun çok iyi olduğunu ve | ikisinede selâmlarını gönderdiği- ni söyledi. Sonra ziyaretinin asıl maksadına intikal oederek şu sözleri söyledi. — Bugün size çok mühim bir meseleyi anlatmak için geldim. Ehemmiyetle dinleyiniz. Cebel Şeyhi hepimizi mahvetmek için müthiş bir sui kast hazırlamıştır. Bu sui kasttan kurtulmamız için size müracaat ediyorum. Sui kastın ilk hedefi bizzat Sultan Selâhattindir. Sinan bizi daha kolayca ele geçirmek ve ayrı | ayrı öldürmek ıçin bizim hami- miz olan Sultanı öldürtmeğe karar vermiştir. Haldun müdahele etti: — Mesrurel Bunun aslı var mı? ( Bimedi / ia