12 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

12 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gezi Hz. trenden inerken (Üst tarafı 1 inci savıfamızda | Gazimiz yürürlerken bazan gibi olarak arkaların dan gelenleri bekliyorlar ve bir defasında : — Pek hızlı mı gidiyorum. diye sordular. ş — Yaşa Gazi hoş geldin... Bu ses gar kapısı ile iskele arasında kaynaşan halktan ilk kopup gelen sestir. Gari gü- Meğbeldi başını eğerek her- kesi selâmlıyor. Sant 11,25 de iskeleye ya- naşmış vaziyette bekliyen Sö- götlü yatına binilmiştir. Yatta Yat tam on bir buçukta Hay- darpaşa iskelesinden ayrıldı. — Var ol, yaşa... sesleri sıklaştı iskele, rıhtım, sağonların içi, üstü kımıldıyan elini, şap- kasını sallıyan kümelerle dolu. Gazi Hz. yatın arkasındaki açık #alonda ve ayakta halka baş- eğerek ellerini sallıyarak selâm verdiler. Bunu müteakip bir sigara Yaktılar, Ruşen Eşref B. sigarayı Yakmak için kibrit çakıyor fakat Yanmıyordu. £ Gazimiz dikkst derek gülümsediler ve dediler — Bu kibritler yanmış. Yanık | kibritleri tekrar kutuya koymuş" sunuz, Sigaralarından bir iki nefes aldıktan sonra oturdular. Gazimizin etrafında çizilen iki Yarım halkanın sağ ve sol baş- ıları Gazimizin refakatlerinde ge- len Afet, Rukiye ve Sabiha H£. lerle başlıyordu. Yatta Gazimiz- le beraber gelen meb'uslarımız, Nuri, Kılınç Ali, Salih, Recep, Zühtü, Reşit Galip, Hasan Ca- Vİt, Saffet, Vasıf, Falih Rifkı, Ruşen Eşref, İbrahim, Cevat Abbas, Sofya elçimiz Hüsrev, baş kâtipleri Tevfik, seryaver- ri Rüsuhi, Muhafız taburu ku- Mandanı İsmail Hakkı, daire müdürleri Hasan Rıza, kalemi mahsus müdürü Sabit Şevki, yâ“ verleri Naşit, Şükrü Beylerle İs- tikbale gelen zevattan bir kısmi meb'uslarımızdan Hakkı Ta- rik, Yunus Nadi Beyler, Ya» P Şevki, Cevat Paşalar, Vali Muhittin B. Hakkı Şinasi, ikrü Naihi Paşalar, Polis müdürü | li Rıza B, ve daha diğer zevat VE Paşâlar bulunuyorlardı. atın hareketini müteakip, İhak Hamit B, Gazinm bu- handugu salona geldiler, Gazi ME Hz. ayağa kalkarak Hamit Beyi karşıladılar, elini sıkarak karşıla” tındaki koltuklardan birini işaret ve: — Nasılsınız Beyfendi, afiyette” siniz ya inşallâh.. Sözlerile iltifat ettiler. Kahvelerini içerken yân- larındaki zevatla konuşuyorlardı. Bir aralık Fransız edibi “ Klot Farer ,, in İstanbula geldiği bahsi açıldi. Hamit B. Gazimizin: — Tanırmısınız? sualine cevap verdi, Pol Jeraldinin de Istanbula geldiğini söyledi. Hakkı Tarık B. Klot Farer için, Gazimize hitaben: — Sizi ziyaret arzusunda olduklarına (dair sözleri var, dedi. Bu bahis üzerinde Gazi Hz. Klot Farerin, Mm Gulis ile bir- likte Fransız gazetelerinde inti- şar etmiş bir açık mektuplarını hatırladılar. Bu makale, hilâfe- tin ilgası üzerine intişar etmişti. Türkiyede hilâfetin ilgasına ta- raftar görünmüyor, Türklerin başı fesli, şalvarlı, kafes arkasında ve kendileri için garip mevzular içinde kalmalarını, kendilerinin takip etmedikleri bir . yaşayış tarzını temenni ediyordu. İşte Gazi Hz. bu makaleyi hatırla- mışlardı, bazı izahat verdiler ve: — Madem ki o kadar iyi bir şeydir, kendileri niçin fes giy- miyorlar, dediler. Bundan sonra halkı çok şen gördüklerini işaret eden i Hz. bir gece evvel semi kaldıkları - Bozüyükten bahsettiler: — 1740 metre irtifanda bu- lunuyorduk. Mühim bir orman, fevkalâde nefis bir hava. Çok nefis bir yer, dediler ve lüzumu kadar istifade edilmesi için ora- da birkaç gün kalmak lâzım geldiği sözüne iştirak ettiler. Bu aralık Yalova bahside açılmıştı. Gazimiz: — Yalova hakkında otuz iki sene evvel yazılmış Fransızca bir rapor görmüştüm; sularının fevkalâde havassından beşeriyet için bir nimeti uzma olduğun- dan bahsediyordu, içilebilece- ğini, banyo olunabileceğini işaret ediyordu, dediler; sonra gece tevakkuf ettikleri “Vezirhanı, mevkifindeki intibalarından bahs- ederek buranın çok güzel bir havası ( olduğunu, kuşlarının çokluğunu işaret ettiler ve: — Birçok bülbüller ve kuşlar ve şatır ötüşmiye başladılar, dediler. Gexl Hz. Haydarpaşa İstasyonunda meb'uslara iltifat ederken z -— Ne çabuk gelinmiş, bu uzun Yalnız salonda asıl kafes” | yol ne çabuk bitmişti. teki iki sarı kuş bu ahenge iştirak etmemişler. Gazimiz bunu işaret ederken, Salih B.: — Bunlara muhabbet kuşu di- yorlardı. Hakkı Tarık B.; — Ötmek için bir sebep kal mamış, Paşam, dedi. Gazi Hz. bu cümleyi gülüm- semekle karşıladılar. Ufak bir şüküt vakfesini müteakip Gazi Hz. Yunus Nadi Beye teveccüh ederek: — Yunus Nadi Beyden bir sual soracağım, “Buyordular: âri ne demektir, masıl bir kelime- dir? Gazi Hz. bu Süalle çok sev- dikleri ve bilhassa meşgul ol- dukları tarih bahsine girmiş bu- lunuyordu. Yunus Nadi B.: — Düşünmemiştim efendim, diye cevap verdi. Gazi Hz. bu defa Abdülhak | Hâmit Beye teveccüh ettiler ve ayni suali sordular, Hâmit B. mütereddit bir an geçirdi. Bunun üzerine Gazi Hz. Hâ- mit Beyin: — Lehçei Osmaniye malı,. Cümlesine : — Hacet yok efendim oraya bakmağa, diyerek “âri,, kelime- sinin Türkçe olduğunu, temiz, gözel, namuslu Ve açık manası na geldiğini izah ettiler Av- rupalılar bir türlü (o Türkün kendi lisanından ve kendine ait olan bir kelimeyi Türk hakkında bakıl- kullanmak istemiyorlar o Türk- leri “Mongollar,, arasına ithal ediyorlardı. Bir zat: — O halde bizim kelimemiz- le âri oluyorlar, dedi, gülüşüldü. Arı, arıtmak, arınmak bu ke- | lime ailesinden oluyordu. İran (okelimesinde de alâka görülüyordu. ayni Bundan başka aslı Türkçe © | “lan birçok kelimelerin başka milletlerin lisanıma geçmiş oldu- ğu konuşuldu. Sakalar gibi ki Efganda, İranda vardır. Bizim meclis reis vekili Hasan B. de saka oğullarındandı. Yat yukarı Üsküdarın yeşil sa- bilini kıvırıyor, mavi suların üze- rinde bir beyaz köpük çizgisi Bo- | ğazda bir kavis çizerek karşı sahile dönüyordu. | İ Yat Saray rıbtımina yanaşı- yordu. Saat tam 12de Gazi ayni hayran ve hörmetkâr halka ara- sinda rıhtıma çıktılar; kendilerini İ takip edenlerin birer birer elle- rini sıkarak teşekkür ve iltifat ile avdetlerine müsaade ettiler. Sarayın caddeye bakan kısmı büyük halk kütlelerile dolmuştu. Halk Gazisine bu kadar yakın bulunmaktan bheyyiçti. Bozöyükten Haydarpaşaya Gazimizi getiren tiren evvelki gın akşama doğru Bozöyükten alkmış ve saat 8 de “ Vezir Hanı ,, na gelmiştir. Burada on saat tevakkuf edilmiş ve dün sabah altıda tren Haydarpaşaya müteveccihen hareket etmiştir. İzmitte biraz durulmuş İzmit mes'ut ve müte- i valisinin riyaset ettiği bir heyet Gazi Hz.ne İzmitlilerin tazima- tını arzetmiştir. İstanbul valisi Muhittin Beyle Fırka müfettişi Hakkı Şinasi, kolordu kumandanı Şükrü Naili Paşalardan mürekkep Istanbul heyeti Reisicümhur (o Hz. ni Hereke İstasyonunda istikbal ve ( İstanbulluların Otazimatını arzetmişlerdir. | Büyük (o halk kitleleri istasyonlarda Gazinin 3 — VAKIT 12 Haziran 1930 sem Gazinin teşrifine âif infibalar Gazlmız Ankarada İsmef Paşaya veda ederken | geçişini (o beklemişler, ve bü- yük mürşit geçerken onu coş- kun meserretlerle alkışlamışlar, selâmlamışlardır. * Gazi Hz. dün öğle yemeğini müteakip dairelerinde istirahat buyurmuşlardır. Bugün sarayda bir imza defteri açılacaktır. Defterdarlıkta Satılık köyl Defterdar, meseleyi mahallinden sordu Bakarköyünde Şamlılar kövünün hükü mete olan 4000 lira borcunu vermediği için mahalli mal müdürünün emrile köy arazisinin satılığa çıkarılacağı Yazılmıştı. Bu garip vak'a hakkında defrerdarkıfın hiç fik Bey rlüğünden bir malömatı yoktur. Defterdar meseleyi Bakırköy mal mü sormuştur. Gelecek cevap üzerine meseie nin hakikari anlaş o —— - Ir. Pol Jeraldi ——— Fransız edibi tayyarede bir kaza geçirdi Arna, 11 (Anek) — Midillidep gelen telgraflara göre evvelki gün İstanbuldan hareket eden İtalyan tâyyaresi Midilliden havalanırken işdal ederek yanmıştır. Ara- larında Fransız edibi Pol Jeraldinin de bulunduğu yolcuları ve mürettebatı kur tarılmaştır. mm a m m amaaa a — Şekerci Ali Muhittin Bey Hüseyin Sust beyie barişmiş Ey szizim, serde şekercilik var, işi tatlıya bağlıycceğı belli idi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: