kei — 4 — VAKII Z Haziran 1330 UTUNLARDA | İİ O Pa Yanlış yol! emlekette spor işlerini idare edenler, son günler- de yanlış bir yola girdiler. Bu yo- lun çıkmazlığını, batta tehlikeli uçurumlarla çevrildiğini gösteren flama, Yunanlılarla yapılacağı ilân edilen maçtır. Gerçi hadisat bu maçı hemen hemen imkânsız bir hale getirdi. Fakat bu netice, hareketin yan- ışlığını silemez. Hep biliriz ki bugün Yunan lâfı Türk nabızlarını hırçın vuruş- larla coşturur. Güzel Anadolunun Garp tarafında canavar izleri, namertlik eserleri bırakan bu sürü, yer yüzünde bir tek Türk kaldıkça affedilmiyecektir. Hükü- metler (şahısların feda etmiş adamlardan ibaret heyetler ol- duğu için, siyasi (sebeplerle konuşup anlaşırlar, Fakat millet- ler öyle değildir. Fransız hükü- meti, Kayserin elçilerile kırk sene görüştü. Ama Fransız milleti hiç bir zaman düşmanlı- ğından vazgeçmedi ve Alzasın aşkını gönlünden silmedi. Bugün Alman toprağının göbeğinde Almanyanın o şahdamarlarından biri olan “Ren, nehrinin kıyı- larında nöbet bekliyen Fransiz askeri Oomilli kinin bilediği kılıçlardan biridir. Bir çok Fran- sızlar bu kırk sene içinde bir Alman eli sıkmamışlardı. “ Prü- dom, gibi mütefekkir şairler batta aşktan başka varlığa inan- mıyan “ Müse , bile « mukaddes- gaye »ı körüklemişlerdi. Bizim Yunanlılardan gördüğü- müz zulum ve şenaat onlara nispetle çok daha büyüktür. Bu kinin meşalesini söndürmemek, okızıl aydınlıkla Yunan hudut ların kanlı bir projektör gibi araştırmak, bu milletin her şubesine borçtur. Hâlâ Ayasofya rüyası gören, daha dün Tatavla yanğınında mefküre matemi tutan bir ırkın takımı ile İstanbulda Omaç... Buna nasil tahammül edilir. Gençlerimizi idare edenler, buna nasıl razı oldular? İstadyom tehlikesi şöyle bir tarafa bıra- kılsa bile, ben, kendi hisabımi, kaldırım — taşlarımızı, mübarek toprağımın teneffüs edecekleri havamızı, bunları ve vatana dair ne varse hepsini kıskanırım. Onlarla karşılaşmak lâzım gelirse, favul ve hile kabul etmez yerleri, Dümeke, Milona, Çatalca mey- danlarını tercih ederiz. Yarım &sr ctcelki ; VAKIT 2 Haziran, 1880 Şehremini devletlü Maz- har Paşa Hazretleri sma- nete gelelidenberu şehri. mizin tanzifetina fevkalâde dikkat olunmakta ve hele yaz günleri tozdan geçilmez bir hele gelen caddeler sa- bahtan akşama kadar sulan- dığı ve müşerünileyh Haz- retlerinin yakında Emanetçe yeniden teşkilâta ve terti- bata mübaşeret buyuracağı görülüp işidilmektedir. Kaçakçılık nasıl takip edilir Bir Fransız terzisi A- merika gümrüğünü dava ediyor Şimdiye kadar Amerikan tuhaf- lık ve garabeti olarak pek çok şeyler işittik. Fakat dün gelen Paris gazetelerinde okuduğumuz şekilde bir tuhaflık olabileceğini aklımızdan bile geçirmemiştik. Bakınız, nasıl: Nevyorkta bü- yük bir mada müessesesinin sahibi bulunan Madam Doce geçenlerde Parise gelerek 2 milyon liralık elbise ve moda eşyası alıyor, doğru Nevyorka dönüyor. Vapur Nevyok rihtımına ya- naştığı zaman gümrük memurları gelerek Madamın eşyasını tetkik ediyorlar ve ceza olarak tam 5 milyon frank gümrük resmi tarhediyorlar. Bu vaziyet karşısında Madam Doce şaşırıyor ve getirdiği mal- lar için niçin ceza kesildiğini soruyor, Memurlar Madamın bu iddiasına karşı eşyaların asıl kıymetini gümrük idaresine eksik bildirdiğini söyliyerek Paristeki mağazanın bu eşyaya ait çıkar- dığı faturaların birer fotografını madama gösteriyor. Madam hay- retler içinde derhal Par'steki mağazaya müracaat ediyor. Fa- kat hayret! Paristeki bu müessese bu O faturaların (fotograflarını kimseye vermödiğin "Ve Bü işte bir” yanlışlık olacağını Madama bildiriyor. Fakat Paristeki mağaza tah- kikat yaparak fatura kasasının kırıldığını ve faturaların Amerika gümrük memurları tarafından bu suretle ele geçirildiğini anlıyor ve derhal Nevyork gümrük ida- resi aleyhine bir dava açıyor. Bir yanlışlık Sabah refiklerimizden © biri bundan birkaç gün evvel ec- zacı Sadi B. isimli bir zatın ce- miyet (hakkındaki (Obeyanatını dercetmiş, bu meyanda Sadi Beyin “eczacılar olmasa doktor- lar her gün bir adam öldürür- ler,, dediği iddia ve kaydolun- muştu, Bizim aldığımız malümata gö- re tıbbi mahafilde haylı dedi ko? duyu mucip olan ve bir fen adamının ağzına yakıştırılamıyan bu iddia Sadi Bey tarafından dermiyan — edilmemis, kendisi yalnız cemiyetin faaliyeti hakkın- da tenkidatta bulunmuştur Sadi Bey bu in çok müteessir bulunmaktadır. Yeni mülkiye ti yine Tevfik Hadi Bey Emniyeti umumiye müdürü oluvor Ankaradan alınan haberlere göre Emniyeti umumiyeye ait maaşın diğer müdiri umumiler maaşları haddinde tenzili hase- bile Emniyeti umumiye müdürü Rifat Beyin Gazi Ayintap vali- liğine ve Gazi -Ayintap valisi Telât Beyin Mardin valiliğine Mardin valisi Tevfik Hadi Beyin de Emniyeti umumiye müdür- lüğüne ve İskân müdürü umumisi Hacı Mehmet Beyin de Manisâ valiliğine tayinleri tekarrür et- Emri GÜZEL Rahmetli köprü para- sına dâir... Galaşları v ve çardağı kaldı- rıldığı için her iki başı da aydınlıklaşan köprüden elini, ko- lunu sallıya sallıya, yaka dikiş- lerimin sağlam olup olmadığını düşünmiyerek geçtim. Her ne- dense, bugün köprü bana zor- la kalabalık gibi göründü. San- ki Cenabı hak, köprü parası kalktıktan sonra İstanbul kulla- rına; — Yürüyün kullarım! demişti. Bir arkadaşım, diyor ki: — Gece yarısı köprü parası- mn nasıl kaldırıldığını görmeye gitmedim, Fakat, her halde bu hadise Eminönü ile Karaköy arasında, hiç olmazsa, beş da- kika fasıla ile vukva gelmiştir; bir tarafta herkes elini kolunu sallaya sallaya geçerken öteki tarafta tahsildarlar beş dakika daha yolcuların yakalarına ya- pışmışlardır. Çünkü iki taraftaki saatlerin arasında ber zaman beş dakika Me bulunur. Bir başka yalan da dedi ki: — Köprüye para vermek İs- tanbul halkının yıllanmış bir iti- yadıdır. Onun için bugün bu, kalkmış olmakla beraber yarın tekrar tesis edilse kimse yadır- gamaz. Bu münasebetle benim bir teklifim var: Şimdiden sonra hayır ocemiyetleri (menfaatine konser! balo gibi şeyler vermiye hacet yok. Arada bir köprü pa- rasini yeniden ihdas edip bu şişe marfetmek, fpnasolman, a akal: ır Bir Hanımefendi aynı bahs üzerinde: — Oh, oh, dedi, şu köprü parasından kurtulduğumuza çok sevindim. © Şimdi neyse ne; fakat ben mektebe giderken her gün kırk para vermek ağırıma giderdi Az kaldı, “Hanımefendi, siz mektebe giderken köprüde 40 para almazlardı,, diyecektim; kendimi tuttum. Toplu İğne İskenderonlu bir genç Suriyede bir çok teca- vüzlere maruz kaldı Karabey zade Faik B. isminde İskenderonlu bir Türk genci ve zevcesine ait büyük bir çift- liği mahalli hükümetin teşvikile Mürsel zade ailesinden bazı eş bas tarafından yağma edildi- ğini yazmıştık. Son (günlerde bu gencin ailesi daha bir çok tecavüzlere maruz kalmış, hasta kardeşi yaralanmış, üvey kızı Fikret H. öldürülmüş, ve ken- disi emlâkine tasarruftan mene- dilmiş, Hükümetimizin bu gen- cin dertlerile alakadar olması, düçar oldukları (O baksızlıkları tamir ettirmesi şayanı temen- nidir, Lort Loyet Muhafazakârların başına geçiyor Deyli Meyl gazetesinin verdiği malümata göre İngiltere muha- fazakârları fır«ası teşkilât reisi M. Davidson istifa ettiğinden onun yerine İngilterenin sabık c OXM yi eolayi ileri bi Muhaeriri: Öner Rız9 Şeyhülcebelle karşı karşıya» “ Selâhattine karşı benden yardı mı istiyorlar ? Gidip onun kafasi”! getirsinler ! m EE Üçüncü kısım Sinan Menşeini ve tarihini takip ettiğimiz (o Şeyhülcebel (Sinan, bu sıralarda İbni Meymunların, Mehdilerin, Hasan Sabbahların, en mühim ve en kuvvetli varisi idi. Onun da Hasan Sabbahınki gibi cenneti, bu cennet içinde hurileri, bu cennet ve bu huri- lerin aşkına hayatlarını istihkar eden fedayileri ve daireleri vardı. Sinan, kenarlar parmaklık- sız teraçada, iki asker oturuyor- du. Iki yanda, saçlı, sakallı on iki dai dizilmişti. Karşısında amca zadeleri Melikeyi, Sultan Salâhattin nezdinde sanarak ona tekrar babasına iade için Şey- hin yardımını dilemeğe gelen iki genç kardeş, Zeydun ile Hal- dun ayakta duruyorlardı. Bu gençlere rehber olan Mesrure, Şeyhin karşısında secde etmiş sonra ayağa kalkmış ve ne ya- pacalarını şaşıran, Şeyhi nasıl se- bilmiy İN YAN en kar- iaşlarcı — Efendiler, demişti müüz“ zam ve yüksek bir huzurda, Şeyhül Cebelin karşısındasınız, diz çökün'z ve secde ediniz! Zeydun ile Haldun biribirle- rine baktılar ve oldukları yerde donmuş gibi durakladılar. Bu simsiyah yığına secde etmek onların elinden gelemezdi. Haldun yalnız şu sözleri ke- keledi : — Bizi çok kıymetli mihman- nüvazlığıle karşılıyan emir haz- retlerini hörmet ve tazim ile selâmlarız ! Şeyhin sim siyah sakalı ile sim siyah abası arasında bir ses duyuldu: — Bana aslan postunu hediye eden gençler bunlar mı? Bun- lar benden ne istiyorlar? Mesrure cevep verdi; — Zatı Kudsiyetinize arzetti- ğim gibi bu gençler, ebedi cennete kavuşan selefimizi olüm- den kurtaran yeğenleridir. Siyah sarığın altından şu ses duyuldu: — O vak'ayı biliyorum. Sele- fimi kurtaran o zat Emir Be- dildi. Mesrure bu sözlerden kuvvet almış gibi devam etti. — Efendimiz, işte bu iki kar- deş Emir Bedilin birader zade- mektir... Selâhattin... Bir kelime simsiyah yılan gi- bi yığılan kümeyi, yerinden kı- mıldattı. Seyhin kafası dikleşti, — Benden nasıl yardım bek- liyorlar?. Mesrure tekrar cevap verdi: — Snltan Salâhattin, bu genç- lerin hemşiresini evinden kaçırt- mış. Bunlar onu istirdat etmek Mısır fevkalâde komiseri Lort e Loyedin tayini beklenilmektedir. diliyorlar. — PN a KA ZA Ma e e İstedikleri Selâhattine | karşı, (yardımınızı temin et- | ili gözlerinde bu S kadar olduğunu Han i “ ışık pırıldadı ve sözler döküldü: — Bu hadiseden e Fakat bu gençler, Emir iabıl yeğenleri olduklarını ne İl £e# edecekler? Benim selefi Bedile bir hediye Bu mukai işareti burada her hürmetle Ze ve ber muavcnete nail Bu İpar bu kudsi taşı: mı?. aldun hemen atılmak vap vermek, yüzüğü söylemek istedi. Fakat Z onlara bu sırrı ifşa : sıkı fıkı tenbih etmişti. . O'da hemen kendini “f# ve dilinden dökülmiye bff sözleri yenerak cevap ve — Şeyh hazretleri, Emir öd bize bu Hemşirenizi bir an evvel © dat edebilmek için heme) çıktık. Bu yüzük, her © emrinize âmadedir. Biz ketimize döner dönm yy ve size bu Yö İlave cağIz. K Şeyhim ei gögsne yi diklerini zannediyordum. için bunların buraya müsâade etmiştim. Bu biliyorsun ki, dünyada, olmalıdır. Selfim ölüyorken beğ ey yüzüğün istirdadını mma EZ y getirip r o zaman onlara yardı Haldun cevap verdi: — Şeyh Hz. bizim timiz çok uzaktır. aylarca devam eden er Mike şüphelidir. Siz bize ; niz, biz de bu yüzüğün Z söz veririz. sr Ke size öğretir. Pazarlest Haziran miami ea os mm «a 5. ön emi :© gi İn 4k em 4 enli se