27 Mayıs 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

27 Mayıs 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4 — VAKII AKIN Türkiyede tayyareci tayyareciliğin istikbali. stanbul tarikile Ankaraya gelip birkaç gün kaldıktan sonra bugün avdet eden Ame- rika tayyarecileri burada büyük bir tesir ve alâka uyandırmıştır. Bu tesir ve alâka, bilhassa binbaşı Doltil gibi ciban tayya- recilik âleminde seçilmiş bir si- ma olan mahir bir tayyarecinin âdeta harikayı andırır surette yaptığı tecrübe hareketlerinden mütevellittir. Binbaşı ( Doltil ) in tayyaresi iki gün Ankara şehri üzerinde ve civarında birçok defalar uçtu. Bu uçuşlar esnasında bazen tay- yare göze görünmez derecede havaya yükseldikten sonra sanki bozulmuş da sukut edermiş gibi amudi bir şekilde ve büyük bir süratle yerlere kadar iniyor, herkes «aman tayyare yere çar- pacak, parçalanacak!» derken birdenbire duruyordu, sonra tek- rar havalanıyor,yükseliyor,bu defa yine büyük bir süratle havaya çıkmca sanki birçoğunun elinde çevirdiği büyük bir fırıldak gibi birkaç defa dönüyor, takla atı- yor ve uzaklaşıyordu. Bazen tayyare şehrin üstüne doğru inerek sanki binaların çatılarına temas eder gibi yakından geçi- yordu, bu vaziyette tayyarenin geçişini görenler «aman tayyare şimdi kiremitlere çarpacak, müt- hiş bir kaza olacak » diye içle- rinden korkuyorlardı. Halbuki bu hareketler tesadü- fi ölan şeyler değildi. Tayyare- cinin büyük bir maharetle idare ettiği manevralar idi. Bu maha- ret Amerika tayyarecisinde o kaca. tekemmül etmiştir ki onun işi» tayyaresini dümdüz sevk ve idare ettiği kadar havada tayyaresini başaşağı çevirerek tersine, yahut yan tarafa çevi- rerek iğri birvaziyette uçuyordu. Binaenaleyh Amerika tayya- © recilerinin Ankarada yaptıkları mahirane manevralar tayyareci- liğin terakkisinden ziyade istik- balde namzet olduğu inkişaf ka- biliyetini göstermesi itibarile da- ba ziyede şayanı dikkattir. Ben Amerika tayyarecisinin bu mahirane manevralarını ha“ vada seyrederken İsmet Paşa hükümetinin hazırladığı iktısadi programı daha yeni okumuş bu- lunuyordum. Tayyarecilikten a- zami derecede memleketin iktı- saden istifade edebilmesi için bu programa konmaş olan küçük bir torba olduğu halde evvelisi ge- ce Keragümrük cıvarında iki nefar zabtiye terafın- dan derdest olunan bir serik Eski Atikalipaşa merkezinden her nasilsa firar ederek dordest için tekip olunmuş isede se- kiz, on el tabanca stıp firar eylediği işidilmiştir. Merkeze getirilen bir sarikin üzeri (taharri olunamaması ve o suretle firmara mahel bulması cayi tasocüptür. ve fakat mühim bir fıkrayı ha- tırladım , Bahsettiğim fıkra programın 11 inci maddesindedir. Bu mad- de şu suretle yazılmıştır: “Tür- kiye coğrafi vaziyeti itibarile karadan, denizden ve havadan büyük bir iltisak sahasıdır. Bu sebeple transit muamelâtı mil- letimiz için hususi bir maişet ve servet vasıtasıdır. Kolaylık gösteren vasıtalar, idare ve güm- rük tedbirleri ile transit teşvik edilmek lâzımdır.,, Şimdiye kadar iktısadiyat sahasında (transit (o muamelâtı denince yalnız deniz ve kara tran- sitleri hatıra gelirdi. Görülüyor ki iktisadi porgramımız buna bir de hava transiti ilâve etmiştir ve hava transitinin ehemmiyetini diğer deniz ve kara transitle- rinden aşağıya tutmamıştır. Hakikati halde tayyareciliğin istikbali itibarile Türkiye için hava transiti bir gün gelecek, kara ve deniz transitlerinden daha ziyade ehemmiyet kesbe- decektir. Vaktile İstanbul ve Anadolu garp memleketleri ile Hindistan yolu üzerinde geniş ve uzun bir transit memleketi idi. Memleketimizin © zamanlara ait zenginliği, refahı hâlâ dillere bir dastandır. Süveyiş kanalı açıldıktan sonra Türk eli bu tarihi ovaziyetini (o kaybetmiştir ve ondan sonra iktısaden müş- 8lâta düşmüştür. Trabzon ile ran arasında transit nakliyatı da vesaitsizlik yüzünden bugün ka- ybolmuş gibidir. Kala kala elimizde boğazlara münhasır bir transit mıntakası İ kalmıştır. Bu da Rusyanın garp âleminden iktisadi tecerrüdü ne- ticesi olarak kıymetini çok zayi etmiştir. Fakat şimdi hava yol- ları iktısadiyat faaliyetlerine açı- lırken Türkiye için yeni bir tran- sit sahası meydana çıkıyor. Bu transit sahası garp memleketleri ile Suriye, İrak, Iran, Hindistan ve orta Asya ve şarki Asya ara- sında memleketimizin bir iltisak vasıtası olmasıdır. Bugün (o tayyarecilik bundan yüz sene evvelki şimendiferciliğe çok benzer; şimendifercilik yüz sene içinde nasıl terakki etmiş ise istikbalde tayyarecilik de o nisbette inkişaf edecek ve o zaman herkes seyahat ve nak- liyat vasıtası olarak hava vesa- itini tercih etmeğe başlıyacaktır. İşte o zaman memleketimizin beynelmilel (o cografi (o vaziyeti hava transiti noktai nazarından ehemmiyet peyda edecektir. Binaenaleyh (o hava transiti noktasından bugünkü vesaitin temin edeceğini ihtiyaç nisbe- tinde istikbal için hazırlamamız lâzım gelir. Bunun için yapıla- cak şey daha şimdiden memle- ketimizin hava yollarından tay- yare ile istifade çarelerini ara- maktır. Tayyareciliğin bugünkü eşkâline göre memleketimizde ! hava transiti tesisi imkânlarını tetkik ve teşvik etmektir. Tayyare cemiyeti teşekkül et- | tği zaman beklediğimiz şeyler- den biri memleketimizde sivil tayyareciliğin teessüsü hususunda p :berlik etmesi idi, Hiç olmaz- | sa Ankara ile İstanbul gibi mü- Gr | berber- ler mi var? Üst tarafı 3 üne sayıfamızdadır Hatta Viyanada bu hususta yeni ihtiralar temin için 35 mu- tahassıs hummalı bir faaliyetle çalışmaktadır. Bizde ise maateessüf tarihi za- manlardan kalma eski usul cari- dir. Cemiyet buna mani olmak üzere mektep açtı. Fakat vari- datını yalnız azasından temin etmek mecburiyetinde olan ce- miyet müntesiplerinin taahhüdatını ifa etmeleri yüzünden mali mü- zayıka içinde fazla bir şey yap- mağa kendisinde kudret göre- medi, Burada şunu da söylemeyi lü- zumlu görüyorum ki şehremaneti bizimle lâzım geldiği gibi alâ- kadar olmamaktadır. Bu gün İstanbulda icrayı san'at eden berberlerin ekseriyetinin elinde sıhhi muayene cüzdanı yoktur. Zabitai belediye bunları kon- trol etmek şöyle dursun bizim vaki olan müracaatlarımızı bile nazarı dikkate almamaktadır. Halbuki memleketin sıhhatı ile alakadar olan bu mesele hiç ihmale gelmez zannediyoruz. Çünkü bir berber müşterisine en korkunç hastelıkları aşılıya bilir, Buna mani olmak için bi- zim elimizde hiç bir kuvvet yok- tur. Sözümü bitirirken şunu sorayım. Cemiyetin yardım et- mediğinden şikâyet eden ber- berler acaba şebri taahhütlerini ifa etmişmidirler? Bir istifa” Aldığımız mektuptur: Maliye vekili Saracoğlu Şükrü Beye- fendi Hazretlerile bu dakikaya kadar vekili olduğum Arif Oruç bey meyanesinde tehaddüs eden ve 25 mayıs 930 tarihinde An- kara asliye ceza mahkemesinde cereyan eden davanın muhake- mesi esnasında tarafımdan kı- raat edilen ve aynen zapta ge- çen izahnamenin 26 tarihli ga- zetesinde noksan bir şekilde yazılmasını ve Maliye Vekili Beyin mabkemeye gelmemele- rine rağmen mahkeme huzuruna gelmiş gibi gösterilmesi kabi- inden vaki neşriyatı adli mes- leğime mügayir gördüğümden ve baro meclisi inzıbatı buzu- runda âabtında kalacağıma etti- ğim yemin icabına münefi bul- duğumdan Arif Oruç Beyin ve arkadaşı Şemsettin Beyin vekâ- letinden istifa ettiğimi ve key- fiyeti kendilerine de bildirdiğimi gördüğüm lüzum Üzerine arze- derim efendim. Avukat Nuri him merkezlerimiz arasında tay- yare postaları işletmeğe imkân bulmak arzu ediliyordu. İtiraf etmeliyiz ki Tayyare ce- miyeti (esaslı (o teşebbüslerinde çok muvaffak olmakla bera- ber memleketimizde sivil tayya- reciliğin inkişafı hususunda bek- lediklerimiz Obenüz (tahakkuk edememiştir. Bununla beraber bü hususta çok kuvvetli olan ümitlerimiz sönmüş değildir. Bil- âkis yukarda kayt ve işaret ettiğimiz veçhile iktisadi pro- gramda bile hava transitine mü- him bir mevki verilmiş olması “pa Muharriri: Örmer Rız? : E Onların istediği imam Büsbütün başka bir adamdı, onu" haram dediği haram, helâl dediği Hasan bu kaleyi ele geçir- dikten sonra kuvvetlenmiş ve asıl proğramını icraya imkân bulmuş ise de, İsmaililik âlemi henüz onun eline geçmemişti. Bu taraftaki İsmaililer, daha İsfahân kalesinde bulunan Ah- met ibni Attaşa tabi bulunu- İbni Attaş İsmatlilerin İrandaki merkezi Ispahana yakın olan Şahdür kalesi idi. Burada hükümran olan İbni Attaş rastgele her tarafa saldırıyor, her yeri yağma ediyordu. Ehali onun şerrinden kurtulmak için ona vergi vermeyi kabul etmişler ve bununla kur- tulmayı cana minnet bilmişlerdi. Bunların bu sıralarda bu ka- dar şimarmalarının sebebi Melik- şah oğullarının saltanat kavga- sına girişmeleri idi. İbni Attaş Şahdur kalesinden istediği gibi her kesi asıp kesi- yorken Hasan Sabbah ta Alâ- mutta yerleşmiş ve ayni hattı hareketi takibe başlamış bulu- nuyordu. Melikşah zamanında vezir Nizamül Mülk Hasanın Alâmutu istilâ ettiğini baber aldıktan sonra buraya asker gön- dererek kaleyi muhasara etmiş, fakat Hasanın fedailerinden Ni- zamı öldürdüğünden muhasara da nihayet bulmuştu. Melikşahın oğullarından Berk- yaruk bir aralık 494 te kardeşi Mehmedi mağlup ettikten sonra İsmaililerle uğraşmak mecburiye- tini hissetmişti, Bir taraftan, İs- maililerin yalnız kardeşi Mehme- din ricaline musallat olmaları ve onunadamlarına dokunmama- ları onun aleyhinde heler 'andırmış, her kes onun ai- ilerle birleştiğine zahip olmuş, diğer taraftan onun askerleri arasında bu mezhebin intişarı onun gözünü meni a e muvaffakıyeti pre bilerek İsmaililere karşı hareket etmiştir. ik ANI İsmaililer her yerde takip edi- lerek ele öldürülmüş ve birkaç kaleleri tahrip edil mişti. Iki kardeşin tekrar harbile meşgul olmaları için bu takibat sekteye uğramış, faka 500 se- nesinde sultan Mehmet bu taki- batı şiddetle idame etmişti. ümitlerimizi takviye eden sebep- lerdendir. Eğer ahval ve şerait müsait (olursa memleketimize karşı bitaraf vaziyetleri itibarile Amerikalıların tayyarecilik âle- mindeki tecrübelerinden kelay- lıkla istifade edilebilir ve öyle zannediyoruz Ki memleketimizin beynelmilel hava nakliyatı nok- tasından haiz olduğu hususi mevki hasebile kendi memleke- timiz dahilinde hava nakliyatı işlerini sühuletle tanzim etmek kabil olabilir. Mehmet Asım müdürü neler anlat) helâldı a N Melik şahın bu oğlu e kendi itahtına Şahdur kaleladil bam kaleyi bizzat muhasara İsmaililer kalelerin e kalmak teblikesile karş” lardı, vi Bunlar bu felâketten Ma s.a kenti han hirfaza etmi n ların sordukları şudur. O, “ Allaha inanan ve ve kendilerini himaye & | " lâzım gelmez mi?,, iki dava Doyçe Oryânt bi Maliye (o tarafından ticaret o mahkemesinde Oryant Bank aleyhine yöf 4 liralık bir alacak davası “5 dığını ve buna mukabil tarafından da Ankara “4 mahkemesinde Maliye d aleyhine 400 bin liralık bi” açıldığını dünkü sayımızdâ * ili Ki ..d rr. Nm meg devam eden birçok hesabi layısile Maliye Vekâleti i. ka arasmda bir noktai ibtilâfı hasıl olmuştur. BU telif düşüncelerden b# doğru olduğunu anlamak dile hükümet ve biz i Dİ öp Gele e mi Bugünkü d İl Bugün rüzgür hafif. mi xğ ği olacaktır »

Bu sayıdan diğer sayfalar: