—— 7 — VAKTM 13 Mayıs le.. Burçok ciddi ve ağır mevzu üzerinde bile onun lisanında ayni sühulet ve sıhhati buldum. Kâh serapa bahar olan pencerelerden baka- rak, kâh elindeki siyah tesbible oynıyarak söyledi söyledi. İşte üstadın cevapları: — Her şeyden evvel söyliye- lim ki şu yapmakta olduğumuz tetkik sizi pek müfit olmakla beraber pek acı netayice isal edecektir. Süallerinizi gözden geçiriyo- rum, bunlara ayrı ayrı cevap vermektense | hepsine bir kül haline ifrağ ederek meselenin esasına az çok uzak olanları bertaraf etmek, esas halledilir ken kendiliğinden halledilecek olanları kendi ballerine terket- mek suretile umumi bir noktai nazardan (tetkik etmek hem daha mantıki olur. Bence bir kere bu günün oku- ma vaziyeti yoktur. Bugünün va- ziyeti az çok farklarla dünün vaziyetine ve eğer cezri tedbir lere müracaat edilmiyecek olursa yarının vaziyetine (o müşabihtir. Yani, bütün hakikati olanca acı- lığı ile söyliyeceğim, son derece şayanı teessüftür. Beşeriyetin vasıl olduğu irfan ve san'at meratibini işaret eden eserlerden bu memleketin kü- tüpanesi mubalâga etmeksizin denebilir ki kâmilen mahrumdur. Benim gençlik zamanıma ait olun belki biraz da okurdu. Bugünün nesli ihtimal daha boş telezzüz esbabını bulduğu için kendince okumak külfetini ihtiyara lüzum görmüyor. Yarı- nın nesli ne olacak? Buna verile cek muayyen ve vâzih bir cevabı kestiremem. Fakat ben size bir sunl irat edecek olsam bilmem ne yolda cevap vereceksiniz. Desem ki; düne, büyüne yahut | yarına ait bir genç Türk tasavvur ediniz ki garp lisanlarından hiç birine (ovalıf Oolmasın, fakat buna mukabil ilmin, san'atın, fennin, şiirin ve musikinin vel- hasıl bütün zekâyı beşere ait tecelliyatm her nevine ayrı ayrı teşme olsun ve anlamak, gör- mek, okumak istesin. Bu gencin şu fikir ibtiyacını tatmin ede- bilecek eski yeni bizde kaç kitap bulabilirsiniz? Tadat zahmetine değmiyecek kadar az olan bir kaç istisnadan sarfı nazar edilecek olursa ne tarihe, ne felsefeye. ne ulümu fünunun her hangi birine, hatta muhtelif milletlerin edebiyatına hatta kendi lisanımıza ait bu gencin eline verilebilecek mühim ve mutena küçücük bir dolap | dolduracak kadar eser tavsiye | VE Aleyhinizde yaptığı ay ok yolsuz, usulsüz siri istifadeye kalkış- mış... Halbuki ben arkadan ar- kaya Şahabı takip ettiriyordum. Bu maceraya dair onun bildiğin- den on misli fazla esrara vakı- fım .. Binlik dudaklarını ısıra ısıra başını iki tarafa sallıyarak : — Çıraktan kurtulduk. Şimdi çootasına çattık.. “edebilirseniz hem beni bahtiyar İ A eba İ İ VAKITTL ın tetrikası: 172 Yazan : Hüseyin Rahmi 1930 Kıskançlık yüzünden Ankarada Destan isminde bir bir cinayet amele, dostunu yedi yerinden bıçaklıyarak öldürdü Ankara, 12 (Telefon) — Ev- velki gece Ankarada yine feci bir cinayet oldu. Vak'a şudur: Hadise Atpazarı polis merkezi- ne haber veriliyor. Müddei w- mumi muavini Nazım ve serkomser Kalebaşı mahallesinde tahsildar! Mustafa Beyler tahkikata başlı sokağında oturan Destan isminde birisi kıskançlıkla. dostu Kadri- yeyi bıçaklıyarak öldürmüştür. Vak'a sabahı erkenden ayni evde oturan diğer kiracılar Kad- riye ile Destanın geç vakte kadar kalkmadıklarını görerek şüpheleniyorlar, ev sahibi ile bir- likte kapıyı kırıyorlar. Odada bir yer yalağının üstünde ve belinin altında iki yastık hulun- makta olan Kadriye görülüyor. Destan ortalarda yoktur. Entarisi beline kadar sıyrılmış olan Kad- riye yarı çıplak bir halde, kanlar içinde ve ölmüş bulunmaktadır. Göbeğinde, kalçalarında ve kalbinde 7 bıçak yarası vardı. eder, hem kendinizi babtiyar ad- dedebilirsiniz. Okumak ibtiyacında bulunan- ları umumi taksimde üç sınıfa ayıracak olursak, zannederim, meseleyi daha kolaylıkla halle- deceğiz. Bu üç sınıfın başında ulüm ve fünunda derin tetkik ve tetebbüü kendilerine zevk edinmiş olan âlimler mütebeh- hirler gelir. Bu sınıfı memnun edecek ve her neviden, her şu- beden marifeti beşer asarını ih- tiva eyliyecek bir kütüpanenin bizde vücudu ihtimalini pek u- zun bir zaman için müsteb'at addediyorum. Üçüncü sınıf halktır. Halk ga- yet basit gayet sade hem fikri hem tatbiki hayatta kendisini az çok doyurabilecek eserlere muhtaçtır. Günü gününe mem- leketin havadisini, (o okuyacağı cerideleri bulmak ister. Yor- gunluk saatlerinden sonra ken- disini dinlendirecek (hikâyeler ister, daha müfit bir maksatla çifçi ise ziraata mütaallik, san- atkâr ise san'ata ait ufak bir risaleden görgü ufkunu geniş- letmek arzu eder. Bu sınıf halkın ihtiyacatı pek kolaylikla Otedarik O olunabilir. Mektep kitaplarının yani başında bu neviden şeyler tabiatile te- | nebbüt eder. Hatta belki bugün buna başlamıştır bile denilebilir, | Yarınki sayımızda devam edecek lünç bir mukaddemeyle maksada girişiyorsun ?.. — Yok anacığım çarçabuk pirelenme öyle .. İnsan bir ro- man bile okusa neticeyi merak eder. Halbuki sen bize geldin. Davaya bir hal sureti bulmak için bin lira da para verdin. Mesele pek çapraşıktı. Nasıl ol- du ? Günler geçti. Bir daha gö- rünmedin.. Necabet Hanım bi- zim Sndurinin kararı veçhile Selâh ne - yü iel re Eka, klik Sar a Lİ maki sm Dİ) Ty sz i yarak kâtilin Kadriyenin dostu Destan olduğunu tesbit edi- yorlar. Destan 28 yaşındadır. Osmaniyelidir. Emanet fırınında bamurkârlık yapıyordu, Kadriye 30 yaşlarında Istanbulludur ve maruf bir fahişedir. Evvelce bu- rada Ismail Efendinin nikâhı altinda idi. İsmail “Efendi * bu kadının kendisini iğfal ettiğini görerek Kadriyeyi burada bı- rakmış İstanbula gitmiştir. He- nüz boşanmaâmişlardır. Kadın bu müddet esnasında bir kaç kişiye metreslik yapmış- tır. Cinayetin sebebi kıskançlık- tır. Cinayet gecesi Destan eve | geldiği zaman Kadriyeyi oda- sında bulamamış, kadın on da- kika sonra gelmiş ve komşuda | olduğunu söylemiş... Bunun üzerine Destanla ara- larında ufak bir münazaa çık- mıştır. Cinayet sessiz, sedasız yapıl- mış, Destan kimseye görünme- den kaçmıştır. Henüz yakalana- mamıştır. Fakat katilin burada olduğu anlaşılmıştır. Polis iz ü- zerindedir. » —— — -—————— İzmirliler Dün sehrimizden ayrıldılar Yalova tenezzühü İzmir- lileri çok memnun bıraktı Bayramın ilk günü Adnan vapurile şehrimize gelen İzmirli seyyahlar dün Yalovaya uğrıya- rak İzmire dönmüşlerdir. Sey- yahlar arasında bulunan (Vakıt) muhabiri bize Yalovadan şu telgrafı göndermiştir. Yalova, 12 ( Vakıt ) — İzmirli seyyahları hâmil Adnan vapuru saat 1,30 da Galata rihtımından | kalkarak güzel ve ılık bir hava İ içinde 3,30 da Yalovaya vasıl oldu ve İzmirliler iskelede kay- makam, jandarma kumandanı | beyler tarafından Karşılandı. yin zifaf döşeğine girdi ? Ger- dekten yedi ay sonra doğacak aceleci çocuk için nasıl bir ve- lâdet tarihi hazırladınız ? , — Mesele kendi kendine hal- ! loldu. Sizin; hazakatinize ihtiyaç kalmadı. Havadan bin lira aldı- | mız. Bununla iktifa ediniz .. Ma- ceranın sizin istifade edebilece- ğiniz surette kurcalanacak bir noktası kalmamıştır .. Bu kadar muğlak bir me- sele kendi kendine nasıl hallo- lar ? Çok merak edilecek şey.. Rica ederim anlat . — Peki önlkteğımi. Necabet Hanım Türkçeyle beraber iki ecnebi lisanile . okur yazar çok yüksek tahsil görmüş asri bir kızdır ... — Olabilir... Fakat bu yüksek edükasyonun > mağlap | lr tarafınd. . irliği mere Seyyahlar hazırlanan otobüs- * ( Üstterafı 1 inci sayıfada | Gazetecilerin tenezzühü Bu bayram muhtelif tenez- zühler tertip edilmiştir. Bunlardan lisi ikinei gün matbuat cemiyeti | tarafından tertip edilen Yalova | gezintisi olmüştur. J Bayram günlerinde Tertip edilen proğram muci- | bince bu tenezzüh seyrisefain | tarafından tahsıs edilen “Kala- mış,, o vapurile icra edilmiştir. Dokuzbuçukta Köprüden kal- — vapur hafif bir seyirle Ya- lovaya doğru ilerilerken güver- ! tede matbuat azalarile davetli- leri carbandın lâtif terennümleri ! er. arasında Yalovaya çıkınca otomobil ve otobüslerle — kaplıcalara giderek bütün yapılan oteller, bahçeler- de gezilmiş, fakat akşama doğru başlıyan bir yağmur bütün eğle- nenleri geri dönmey: Hava bulutlu olduğu için meh- tap görünmemesine rağmen Bo- ğaziçinde ufak bir cevelan ya- a Kadıköyüne uğranmış ve Gece yarısı köprüye avdet olunmuştur. Muallimler birliğinde Bayram münasebetile şehrimiz velki gece lik e bir danslırçay-ter- mn ve maarif emini bite yani müdürü Haydar Beylerle bütün muallimler âile- lerile birlikte bu müsamereye iştirak etmişlerdir. Burada cazbandın lâtif teren- nümleri arasında yarı geceye ka- dar dansedilerek kibar ve nezih bir gece geçirilmiştir. lerle kaplıcalara kadar bir ge- zinti yaptılar. Kaplıcaların şirin manzarası İzmirliler üstünde unu- talmaz tesirler bırakmıştır. Sey- yahlar arasında bulunan İngiliz ve Fransız muteberanı tabiatin a çok mütehassis oldular. çin yaz ortasında buraya bir tenezzöh daha yapmayı ta- savvur ediyorlar. olmasına mani olamamış oldu- ğunu görüyoruz. — Hatasını tamir edecek ka- dar büyük bir fetanet gösterdi. Ve tamamile muvaffak oldu .. — Nasıl ? çok rica ederim.. — Hilekârliğa tenezzül etme- di, Gitti. Habibullah Beyin 5- nünde açık alınla günahını iti- raftan çekinmedi... Beni böylece kabul ederseniz alınız. Etmez- seniz almayınız .. Dedi. — Habibullah Bey ne müka- belede bulundu ? — Hemen yerinden fırlıyarak Necabetin alnından öptü. Ve makbulümsün dedi. — Hayret .. Hayret... — Rus inkılabmmn şimdiki karı kocalık hakkındaki telekki- | yatını bilenler için bunda hay- ret edilecek hiç e — sane vaya | | peg di Erkek lisesi mezuntt en güzel ve meşe | güzel bir tenezzüh My 926 Slilar “| İ yaptılar Vİ stanbul erkek Hsesiei Senesi mezunları beş seneden” kurban bayraminin üçüncü yapmakta oldukları sene nezzühlerini evvelki pek" lenceli bir şekilde tekrar elif lerdir. Muhtelif âli mekteple sıkarak Anadoluda vazife #8” olan bu gençlerden birçoğ bu tenezzühe iştirak için me gelmişlerdi. Lisenin eski hocalarındai dürümüz Gireson meb'usu Tarık bey, Yüksek muallim tebi müdürü Hamit, Lisenin bık müdürü ve Edirne m emini Besim, Feyziati müf Hıfzı Tevfik beylerle diğer" calarıda tenezzühe iştirak mişlerdir. Öğleden sonra motörle hareket edilmiş, B derede ve Bebek b; ie den çok samimi bir tı , teşkil eylemektedir. i Üsküdarda.. « © Aynı akşam Üsküdar m ler birliği binasında da b âzaları bir çay ziyafeti etmişlerdir. Şehrimizdeki İzmirli me rl sağa şehrimizde 3 girmek üze: ii mer enini bir tenezzühle İzmirliler dün e sm PN ile Valovayı Uğradıktan-“S0ğ İzmire dönmtşlerdir. Ankarada bayram tebrikleri Ankara, 9 — Reisicümhur ” bugün saat on beşte Büyük let meclisine geldiler, kendil& ne mahsus salonda Meclis Başvekilimizin, vekille? mebusların, devlet erkânınu ng essesat rüesa ve erkânının b ram münasebetile vuku b tebriklerini hususi surette ki ettiler. Bu zevat müteakiben Büf Millet meclisi Reisi Kâzım, P vekil Ismet, Büyük erkâni biye reisi Fevzi Paşalar ratını tebrik ettiler. AnKara bol güneşli, bir hava içinde neşeli bir ram geçiriyor. U leşmişsin .. Beni ui? GE sez / “Kornlacak bip şeyi Biraz modernizim biraz ile hal kendi kendini Me . — Söyle nasıl ? Habibullah Bey yarı iz 5 sızlaşmış çok medeni bir Ni dır. Genç erkeklerin ele , den evvelki aşk meclul wi i nasıl mafüv görülüyorsa ki hakkındada - ayni esirgemiyor. Kendi bakir * yan bir erkek bu mekani i kızdan ne hakla istiyebil — Hanımın karnında * “eğ bahcı bir zürriyete mensuP “$ cuğu ne yapalım? iğ — Habibullah Beyin Pİ gr duzüne çocuk ti vardır.. )