27 Nisan 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

27 Nisan 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKIT 27 Nisan ayıfadan devam Her ik vaktinde mua- Adliye Ve- iken niye bunu Salâhattin tahkikat sözünün meleye koydurmak kilinin vazife vaktinde koymadı? Beyin, meb'us istiyebilir, O tarzındaki bununla alâkası yoktur. İftira cürmü tekevwün edebil- mek için garcze mebni bir ihbar- name yazıp isnatta bulunmak lâzımdır ve, böyle olursa mülteri addolunur. Bu mektuplar, Reisi- cumhur olsa da, olmasa da en büyük adama yazılmıştır. Demek ki Adliyeye bir şeye yazılmamış- tır. Biz ne söyledikse hep bir hakikattır. Reisicümhurun mevkii Adliyeye buriyetinde olan bir memura aslı olmıyan bir ihbarname verildi- ğinden bahsedildi. Şimdi: - Evvelâ mahkemeniz Reisicümhur memur mudur ?Me- mur değil midir? Bunu hallet- melidir. Buna dair vereceğiniz hüküm yarın hukuk fakültesinde okunacaktır. O memur ise al- dığı kâğıdı Adliyeye vermek ile mukayyet midir? Bunu da halle- deceksiniz, Gazi Mustafa Kemal memur değildir!.. O tek bir mes'uliyet kabul etmiştir: Hiya- her havale etmek mec- net. Onu sizler mubakeme ede- | mezsiniz, onu Ağırcezada muhake- | me edemez! Gazi Hz. hatta mu- | karrerat ittihaz buyursa ve altına “mucip oluna ,, kaydini koysa gene mes'ul olamaz. Vekileye bundan teveccüh Reisicümhur Heyeti riyaset edebilir. Fakat kendisine (o mes'uliyet etmez. Mes'ul olmiyan adam ise me- mur değildir. siye kanununda böyledir. Öteki kanunlar 3-5 seneye kalmadan yeniden balta göreceklerdir. Fa- kat teşkilâtı esasiye- öyle diğil- dir. Ceza usulü muhakemeleri kanununun İSİ inci maddesi mucibince ihbarname addedilen kâğıtlar zabıta memurlarma ve idare memurlarına verilir. Bu lâyibalar kime verilmiştir? En büyük Türke! O ne memur, ne de mesul., Haydar Rifat B. bundan sonra Adliye Vekilinin yazdığı tupları okudu. Adliye Vekilinin ihbarattan vaz geçm çin da- yayı durduracağma dair Belgrat sefiri Sabri B. k vasıtasile k KARİ VAKİT ın teirikası: Bu teşkilân esa- | mek- | 1930 sine haber gönderdiğini anlattı | ve: "— İşte görüyorsunuz, sefirler, meb'uslar gönderdi. İşte bu mektup şahittir. Mektupta o Adliye Vekilinin kendisini müdafaa için Gazi Hz.ne çıkmak istediğini, dediğini anlattı. Salâhttin B. itiraz etti: — Bu doğru değil, Gazi Hz. ! nin - harimine kadar nereden biliyorlar? Dedi. | Haydar Rıfat B. — O halde aksini Salâhattin B. nerden bi liyor? Salâhattin B. atıldı: — Bunlar ( hilâhı dedi. Haydar Rifat B. hakikat ol- duğunda ısrar etti. Müddeiumumi Beye: — Dava durdurulsun müracaat ettiniz mi? Diye sordu. Haydar Rifat Bev: — Ben mi mütacaat etmişim? Diye haykırdı. Ben Allaha bile müracaat etmem. Adliye Vekili kim oluyur! Salâhattin B.: — Adliye Vekili dava dur- durulsun diye bir şey söyleme- miştir, dedi. Haydar Rifat B. cevap verdi: — Söyledi. oŞahitlerim var. İrtişa ve tahkikat işinde bir ka- rar heyetinden bahsettiler. Ne | karar heyeti? Bizim için münte- ba temyizdir. Temyizin bu. busüste. Bir çek içtihat kararları vardır. Müddei umumi B. 192 inci maddeye is- tinat ettiler. Halbuki bu mad- denin bü işe uyar hiç bir yeri yoktur. Mezkür maddede ('mev- zuubahs mesail bir namusunu ihlâl veya haysiyetini bakikartır, kıracak bir ayıbı var ve ifşa | ederse ve bü ifşaat matbuat | vasıtasile olursa bu kadar ceza yer ) demektedir. Bu maddenin benimle bir alâkası yoktur. Müd- dei umumi B, biraz daha talıkik- kat buyururlarsa mes'eleyi .ona göre kallederler. Kaldı ki Reisicümbur Hz. ne yazılan kâğıtlara mahkemeniz bakamaz. aziz şahsiyetlerine gönderilmiş- tir. O kâğıtlar bir cürüm teşkil etmez. O mektuplar büyükleri- m mektuplar kabilin 160 Yazan : Hüseyin Rahmi Ama bep kuru farfaralık. Kati ! »ir Laber getirdiğin yok.. Şahap mağrur bir gülüşle: — Kuru, sulu yakında işitir- siniz... — Yakında.. Hep bu terane. Fakat bu yakın o kadar wak bir şey ki hiç irişilemiyeceğe benziyor .. — Yakında irişilir lâkin aldı- gınız binlerce Jiraların ucundan kenarından bir parçada bana parmak bandırtmalısınız.. — Ne istiyorsun hiç bir ha- ber getirmeden kazancımızın yarısına ortak olmak mı? — Yarısına değil onda birine razıyım. avı ağzında Efendisine tamam getiren köpek gibi yal- nız yutkunma ile iktifa etmek te güce gidiyor.. bundan böyle takibatın genice para ile kabil olduğunu bilmez de değil- siniz... Bazen mühimce mesarifi icabettirten kulpolar karşısın da kalıyorum... — Ulan nankörlük etme. Biz- den hiç bir şey almıyormuşsın | gibi söylüyorsun... Almıyor gibiyim ya.. Haf- tada sekiz on lira almanın ne hükmü olur... Ali safder öteden lâfa atı- larak: — Sahte şarloka bukadar | verirler.. Hakiki detektif oldu- ben ! İ kimseyi göndermedim. O bana | fakat Gazi | Hz. nin (müdafaaya lüzum yok) | Haydar Rifat | diye | kimsenin | Çünkü onlar kendi | başka | dendir. Bakmağa sizin salâhiye- tiniz yoktur. Onların içindeki söğmeye ge- inceye kadar Adliye vekili hakkında sui istimal, müdahale mes'eleleri var. Binaenaleyh ev- velâ M. Meclisine gitmesi lâ- zumdır, Mes'ul olmiyan adam memur olamaz. Binaenaleyh Gazi Hz. memür olmayınca iftira mevzuu bahsolamaz. İhbarnameler zabıta | ve adliye memurlarına verilir, onlar da alâkadar vermek mecburiyetindedirler. Gazi Hz. bu lâyihaları verme- | | seydi, kimse kendisinden sora- mazdı. Sual mevkilerinde bulun- | madıkları zaman da bu İâyiha- lar ihbarname olmaz ve binaen- aleyh iftira da olamaz. Ben müddeiumumiye bir istida | vermeseydim, o da alâkadarlara vermeseydi © zaman görürdük | iftira ola- | onun halini ... İftira, bilmek için Adliye Vekili bir İ kere suçsuz olacak ve ben de onu bileceğim. Halbuki ben onu suçsuz bilmiyorum. Evvelki gün kendisi de burada suçlarını say- dı, Ben ona suçsuz demekten çok uzağım, o Adliye kuvvetini sui istimal eti. Hangi misali anlatayım ? Temyiz deiresini bir gün İâğvetti. Bir gün sonra milli | | irade ile tekrar teşkil etti. Hâ- kimlerin lâyenazilliği kalmamıştır. İ Siz nasıl mevkiinizden emin olur- sunuz dü beri nasıl size kendimi teslim ederim? 55 senelik ma- musum ve şerefimi sizden bek- | liyorum, fakat bugün karşımda titriyen bir hâkim: gütlesi var. ,, Ben onun suçsüz olduğunu İ nasıl söyliyebilirim? O başından kilometre yukarıya kadar suçlu- dur, dedim, yarın Divanı Âli teşkil edilecek. Eğer orada o suçsuz çıkarsa o vakit ben suçlu olacağım. ,, Bu sırada Salâhattin B.mlida- hale etti: — Efendim, Haydar Rifat B. davasını takririnde memleketin menefii âliyesini alâkadar edecek derecede ileri götürüyorlar. Söy- liyebilirler. Fakat gençliğin tesir İ altında kalmaması için bizim de söylememiz. lâzım. Dedi, Haydar Rifat B. : — Sözümü kesmeyiniz. cevap. verdi. Salâhattin B. iftira, hakaret, tehdidi anlattılar. Ce- vabımıza da onlar tahammül et- i sinler. ğun zaman ceblerin dolar: Şahap müstehzi dudakla; — Okadar tekemmül edebil- miş olsam burada benim yüzü- mü göremezsiniz. O zaman bo- zuk kızlar macerası arkasından ne koşayim.. Daha çok mühim işlere seyirtirim... Suduri — Şahap sen sade | kene değil daha çok çenesin.. Şahap — Tevecclihünüze te- şekkür ederim. Bu zamanda bu iki vasfa malikiyet epeyce mühim bir varlıktır... İnsan aç kalmaz. Ali Safder — Fakat sen kıt- hıktan, açlıktan bahsediyorsun... Şahap — Büsbütün aç de- ilim amma ekseriyetle dördün- cü sınıf lokantaların müşterisiyim. Avnüsselâh — Dördüncü sı- wf lokantalar.. Hangisi onlar? Şahap — Efendimiz laşalı “arnavudun bol sinekli ciğer kebabı, piyazı, hazır lo- punu unuttunuz şaliba?.. İnsan makamlara | i rak bu meseleden | Raşit Beye Adliye İ umumiden | let meclisine | mallere, müdahale | Jecek,, diyerek sözünü bitirdi. diye | kibar- | i Kimse on parasını kaptırmıyor. Heyeti o hâkime bilmüzakere Haydar Rifat B. sözümü bitirdik- ten sotira Salâhattin Beyin söz söylemesine karar verdi. Haydar Rifat B, Mahmut Esat Beye yazdığı mektupları okuma- ğa ve onları tahlile devam etti, Bunlarda Mahmut Esat Beye icranın bir belâ olduğunu, tica- ret kanunu maddelerinden bir kısmının da mübadele sistemine, temas ederek birbirine yan bak- tıklarını söylüyor ve : «Siz maz- har olduğunuz itimadı sui isti- mal ettiniz. Elinizde bir kılıç, ağzımızda bir nara, Cümburiyet kanunlarının demir pençesinden | ” babsediyordunuz. Bu kime kar- şı? Masum halka karşı mı?.. Et- rafınızda tesadüf edeceğiniz bir kaç müdahinden başka kimse sizi sevmez.,, Diyordu.| Haydar Rifat B.; — Kendisine, dedi, 4 ay ev- vel Memduh B. meselesini anlat- mıştım. Buna rağmen on gün evvel bir gazeteciyi yanma ala- bahsetmiş ve sonra bir zatile bana haber göndererek: İşte sana küfür ediyorum. Hakkımda dava aç! Demiş. Vasfi Raşit B. hemen atıldı: — O zat benimli.. Haydar Rifat B. devam etti; — Bunu bana söyliyen Vasfi Vekilinden daha çok inanırım, dedi. Ve | mektuplara devam ederek Mah- | mut Esat Beyin kendi annesine yaptığı muameleden bahsetti. Salâhattin B; *“— Bürlar aile arasında olan işlerdir. Burada sövlenemez. Haydar Rifat B. — Müddei- söz aldım da öyle söyledim. Hydar Rifat B. — Adliye Vekili evvelâ Mil- | gitmelidir. Orada | bakkını isbat etmelidir. Sui isti- | meselelerine | bakılmadan evvelâ oraya gide- cek, masum olduğunuu isbat edecek. Sonra ben masumum diyecek benim hakkımda söğme ikame edebi- ve davası Söz Adliye Vekili vekillerinin /.. Müteakiben reis sözü Adliye Vekili vekillerine verdi. Evvelâ vekil Salâhattin B. söz aldı: Devamı 4 yıfadı geyirdikçe midesine sinmiş olan kokuyu bir hafta da defede- mez. o Salçasında, yağında, sir- kesinde o kadar kuvvet ve yük- sek kalori vardır. Mostrada uzun müddet güneşlenerek ültra- | viyole tesirile mavileşmiş söğüşü yiyip te sövmemek Kabil midir? Ali Safder — Velinimete söv- me... Şahap — Hangi velinimete? Ali Safder — Sana tabağı onkuruşa söğüş yediren velini- mete... Şahap — Söven ağumdaki dilim değil midemdir... Suduri — Allah kimseyi gör- düğünden yadetmesin... Bizim Şa- hap evvelden Tokatlıda muzika ile yemek yerdi.. Şahap Eskiden © vurguna gelen adamlar çoktu. Şimdi en avanak sandıklarınız bile tetikte. Avnüsselân — Bırakınız. boş lafları. İzi nerede yakaladın? | | Kişi yaralı düşmüştür | Norveç âlimlerinden | Talya sefirleri Havdar Rifat B. davası 15 mayısa falik edildi 2,000 Hintli İngiliz poli polislerini taşa tuttu Diamond Harbour Giyezimieii il toplanmışlardır. Zabıta, bu içt iri olduğunu beyan emi için veri polisin bs Ihtarını hiçe saye tutmuştur. 19 polis z taşa zerine polisler, İ aris mugayir ıhaliye dağılmas Ahali şar. Bunun üze üzerine saçma (ateşi açmışur. 25 (A A) Hüküme # k'uları, bilhassa Paça" hadiseleri vahim olarak e şebri içik mezuniyet yerilmemeği i Bir grup Hükümete ikrez Vani bulundu Ankara, 26 (Telefon) —H re kovvetli sermayeli bir İngiliz namına bugün buraya bir miş ve «teklifleri etrafın Beyle uzun müddet müddet görüş M. Meclisindil Ankara, 26 ( Valet ii 5 Ankara M. meclisi, timaımda bazı yi etmiş ve pazartesi günü nılmasına karar vermiştir. Zevelli âlim! ei Meksiko, 26 (AA) — El o gazetesi gavet garip bir batıl itki yi a yazmaktadır. Bunun neticesi wi doktor Edgef yakınında o taşa o $98 ; wretile Mumaileybi :l dürmüş olmalarından şüphe eğil | zi Puedla öldürülmüştür. man, kişi tevkif edilmiş olup idam muhtemeldir. Bildiriidiğine göre * ahali Kuhlmanın Meksika bükürmetlğ rafından çocukların kafasını heri an yağ çıkarmak mem rilmiş olduğu fikrinde 1 yorlardı ol Mektep kitaplarının Pp ücreti Telefoa ep kitaplarının. postö eğ ç g5 ra tahsisat koy Hariciye Vekilini ziyar, Ankara, Yal Hariciye Vekilimi Vekil Beyle 26 (Telefon) ettiler. Yönan sefiri müddet görüştü. Matbuat M. bütçesi 26 4 Telefon ) raptolt Nereye kadar takip ei neticeye kavuştun? yabl vuşmayı memul ediyorsun Şi Şahap — Daha netice dar varmadım. Fakat “ ğımdan eminim.. Avnüsselâh — Anlat üye” Ne olduğunu biz de bileli” gi Şahap — Sonra benimi€ edersiniz. Avnüsselâh (İş alay bir tuhaflıkta mı? Şahap — Değil am” edersiniz. İştihamı ka” O takibatım falso olup gile Avnüsselâih — Anlat fi | Şahap anlat... Biz alay © Sana aklen yardım ed gayretlendiririz.. Gene şahap elini — Öyleyse cıgars Kahveyi de amarlayınığ! j Şahap kaşlarını rasını yaktı, Yanındaki bıraktığı kahve ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: