EL a Meçhul'asker Kaya beyi bana gönderin Bu kısn emir karşısında Kumandanım da ben de Şaşırıp kalmıştık.. Yoksa hakkımda tezvirde mi bulunmuştu ? > — Denenmayı hümayun İe- ülbamt biç bir hasara uğrama- Muştır, Bu beyanname , hiç olmazsa : tkaç gün olsun, sinirler. uyuş- wran bir deva olacak Buna da İlah razi olsun... Şehire inmediğime. ne kadar ip ediyorum. Hiç olmazsa ku'ak- ân Yoru'muyor.... Fakat, adam lida sıkı ıyorum. ” 6 YTihnsevre İşte. heyecandan heyecana a- diğım bir gün .. Sabahleyin, henüz kahvaltımı- dı ettik.. talime çıkacaktık. Mu itin Beyin emirberi telâş'a ge- lerek , til — Acele. Bey seni istiyor, “,, Dedi. Kayışımı takarak Mubit i tin Beyin çadırına koştum. Ku andanım, itiyadının hilâfına o- © “ak ayakta duvuyor ve telâşlı görünüyordu. Girer girmez, biç *MeY söylemeden, el'me bir kâ SOBE verdi. Kâğde derhal göz Zezdirdim , ursa alay kumandanlığına gönül, va Bursa ( taburunda KN olarak bulunan İstanbullu - €Yi derhal karergâhımıza gönderiniz. Bizzat “bana gelecek © benimle. görüşecektir efendim. $ «0 Kâmumevvel Beğ Şak cephesi kumandanı Ali Şefik > Allah biliyor ya bütün, kanımın £welâ kalbime çekildiğini sonra aşıma doğru çıktığını hissettim. eta dilim dolaşarak; > Peki efendim, giderim. edim. Kumandanımın yavaş yavaş * açıldı ve söylemeğe başladı: — Bu emri biraz evvel Selim ” getirmişler, Onun hali de ki üm, Telâşla bana havale çi göndermiş .. Pekala ama, i Phe kumandanı senden ne is- e ?... Acaba bir dedikodu mu u dersin... Paz Tabii anlaşılır kumandanım. Mya böy'e birşey varsa, kim- kz en küçük bir kötülük gelmi- i,,, Sürette idarei lisan edece Bir ©n emin olunuz. Olsa olsa. "ada en bir de kardeşim. İkimiz a Oluruz. söz kumandanımı, incitti Böyle mühim anlarda diği sakin, ve çatık var & di ve bir şimşek gibi par 4 gözlerini gözlerime dikerek: bip Hele bir şey olsun.. bel& da, “9 Yapmıya kalksınlari On- ler. pl Bursa taburunu görür Mili, v32 taburu, vatanından. iyiden başka bir şey düşün kurban bir onbaşının dedikoduya kadar *dilmesine göz yumacak krala, hpe değildir. Git, De ip sa hiç korkmadan açıkça Yin, ZE ( Ben de 'bu fikirde- dp, silerim de.. arkadaşlarım te, Tikirdedir ) de, Söylemez Gö zstssun... iş gi doldu. Kalbim bur- Bibi emen eline atıldım. Ateş elini dudaklarıma yapıştırdım. Ve sonra, çadırdan fırladım. Dışarda Nazımda sa- bırsızlıkla bekliyordu. Bu haberi verir vermez onun rengi de fena halde uçtu. Derhal defterlerimi ve defterlerime geçirmek İsteme- diğim baçı evrak ve adresleri ona verdim ve her ihtimale karşı bunları eyi bir yere sakladıktan sonra Muhittin Beyin gözü önün- den aynlımamasını tenbih ettim. * Cephe kumandanlığı karargâ- hından girerken yüreğim şiddetle çarpıyordu. Kumandanın kapısı- nın önündeki emi:bere yaklaştım: — Oğlum, Bursa taburundan Kaya onbaşı geldi diye kuman- dana haber ver, dedim. Emirbe rin odaya girmesi ile çıkması bir oldu. Kapıyı arkasına kadar aça- rak yol verdi. Büyücek bir ma- sanın önünde, zaif, esmer, kır saçlı bir erkânı harp çalışıyordu. Ben girer girmez, başını ka'dırdı. Elindeki kalemi bıraktı. Ve der- hal bana elini uzatarak: — Buyurunuz Kaya bey... Diye bir yer gösterdi. O ande aldığım geniş nefes, eğerlerimi yırtacak kadar büyüktü. Fena mal satla çağırılsa idim, şüphesiz böyle kabul edilmeyecektim. Şe fik Bey, elindeki işi bitirdikten sonra söze başladı. Hay allah lâyıkını versin . Meğerse bu zatın aklına bir şey gelmiş. Bu da ka- lenin ahvali ruhiyesini tezelzülden korumak ve askerlerin maneviya- tını da kuvvetlendirmek için bir gözete veya mecmua neşretmek... bu işe bir ehil erbap ararken bizim gazeteci olduğumuzu haber almış. ve bu işi bize havale et mek istemiş... Bu mesele ötrafınde uzun uzun görüştükten sonra, bu cihete ka- rar verdik. Hali hazırda yeni bir gazete veya mecmua neşıi güç olacağı için harpten evvel bura- da intişar eden ve şimdi muha- sara dolayısile muntazaman neş- ri pek güçleşen (Edirne) isminde bir gazete var. Bu gazeteyi dırilt- mek. » Karargâhtan avdet ettiğim za. man, Muhittin Beyi çadırının oca- ğı başında buldum. Nazımı kar. şısına âlmış.. Karyolasının üzeri- ne oturmuş. İkisi de düşünüyor- lardı, Çadırdan içeri giripte sert bir selamla karşılarına dikildiğim zaman ikisi de gözlerini açarak sordular: — Hab. geldin mi, Amanne haber... Meseleyi kısaca anlatmıya baş- ladım. Ben anlattıkça, ikisinin de yüzlerinde o Me ayılıyordu.. Ah benim sevgili Lil birdenbire o parlak esine avdet etmişti: ği Posta, buraya gel... Getirin şu kabve cezvesini .. Rasimi de bürâya gelsin... ed dizine vurarak: 2 Ulan... az kalsın deli olu- Jamal doryandan: Piyasada umumt bir O durgunluk vardır. Ziraat bankası tarafından salı gürü İrgilz İran satılma geçen cumertesiden beri asarını gösteren İngi- liz İirasi terefftiüne mani olmakla bere- bet hemen bütün bankalar tarafından İngiliz liranı talep edilmesi dün uzun müddetten beri piyasamızda görülme miş şedid bir terefföü icap ettirdi. Yarım esetlık bir müddette paramız tekrar 13 puan keybeni ve İngliz lirası 1047 den 1060 şa bırindu. Eğer tam * kambiyo , nun memlekete gir- mesi adet olan bir sıreda İngiliz İlras böyle varılmaz irtifalara yükseltilirse ne olacak? Barları fındık mahsulünün fenaliğin- dan bahsediyorlar, Bunu ağustosten beri biliyorduk. Pizani firması oswada piyasayı sarsmıştı Üzüm ve incir mahsulöne eylül yağmurlarının ziyan verdiği de söyle »iyor. Halbuki bu mahsullerin ihracatı geçen sene ihracatından fena değildir. ve tütün ihracatı ise bilâkis bu sene daba yüksektir. Geçen sene teşrinlsrni de tütün ve meyve ihracatı memlekete 17 milyon lıra getirmiş'ir.. * Rant ottoman, eshamı piyasada dur- gunluğunu muhafaza ediyor. Borsa mabhafilinde piyasanın “ellekuf, satış fikdazından © durgun kaldığı kanaati vardır. Kuponların kesilmesi | arefesinde bir mekter saüg olmuşsada bu eshamı şimdi elde tutan büyük müessesatın elde çıkarmak istemiyeceği — tahmin olunabilir. Her halde ihtiyatla hareket edilmesi lâzımdır. yordum.,. Şakası yok.. muhasara bu.. vallahi kale kumandan isterse.. adamı keyfi için asar be... Hay allah mustahakkını versin... . Pekâlâ, şimdine yapacaksınız ?... — Müsaade byyurursanız şehire inelim de bu mesele etrafında tetkikatta bulunalım, , — Hele birer geçmiş olsun kahvesi içelim de. cehenneme kadar yolunuz var. Kah.. kah. “ İnsan, büyük söz söylememeli.. işte gene arzumun hilâfına olarak Edirneye inmeğe mecbur olmuş- tum... Epice gezip dolaştıktan sonra, nihsyet (Edirne) gazelesi sabibi Şevket Beyin evini bulduk. Dar bir sokak içindeki kapıyı ça'dık. Karşımıza çıkan terbi- yeli bir uşağa Şevket Beyi gör mek istediğ'mizi söylediğimiz zaman uşak bizi yukarıdan aşağıya kadar süzdü. Birazda sendeler . gibi o oldu, Uzamış sakallarımız.. soğuktan ve güneş- ten bakırlaşmış surstlarımız bele o herkese tuhaf bir his veren kıyafetimiz adamcağızda kim bi- lir birdenbire ne his uyandırmış- tır. Çok beklemeden yukarıya alındık. Sofaya benziyen önü camekânlı küçük bir salon.. her taraf halılar ve şiltelerle döşen- miş. Köşede bir soba, ortada bir mangal, o Mangalın başındâ, temiz yüzlü, sivrice sakallı, zeki gözlü bir zat. Hırkaşının etek- lerini toplayarak büyük bir neza- ketle hizi kabul ederken g'celikle bulunmasından itizar ediyordu. Ailesini İstanbula göndermiş. Ve şimdi sadık uşağı ile burada yalnız yaşıyormuş.. Biraz afaki görüştükten sonra sözü maksada gelirdik, i (Bümedi) Maçın intizamla ve hadisesiz cere- yanı hakemin vazifesini sıkı tutma- sına bağlıdır Faullere meydan vermeyiniz |.. Bugün, öğleden sonra, spor hayatımızın en mühim hare ketlerinden birine daha şahit olacağız. Filhakika Galatasaray- Fenerbahçe müsabakası, yalnız İs- tanbul değil, Edirneden Diyari bekise, oTrabzondan Adanaya kadar baştan başa bütün mem- leketi pek sıkı bir surette alâ- kadar eden büyük bir hadisedir. Her iki kulübün on binlere» taraftarları adeta bugün için yaşar lar. Maç yaklastıkça hisset tikleri heyecan bugün haddi kusvasma varır, Sevdikleri kulübün kazan- masi onlara büyük bir ikramiye kazanmak (derecesinde (o zevk neş'e ve saadet bahşeder. Müsa- baka esnasında, muhtelif met ve cezir'ere göre, deli gibi güler: lere, çılgınca ağlıyanlara tesadüf ederiz. Alâkanın bu derecesi diğer memleketlerde bile nadir tesadüf edilen şeylerdir. Fenerbahçe - Galatasaray maç- ları ilk zamanlarda büyük bir intizam ile icra edilirken, son seneler ekseriya az çok vahim hadiselerle hitam bulmuştur. Sa- haya büyük bir asabiyet içinde çıkan oyuncuları bütün bütün şaşırtan, hareketlerini Okonirol edemiyecek bir bale getren ve binnetice bu müessif hadisata sebebiyet veren şey etraftaki se yircilerin gösterdiği taşkınlıktır. * Bu sene bu hallerin vaki ol mıyacağını ümit etmek istiyoruz. Oyuncuları bir golu, bir şötü, bir kurtarışı ve her hangi bir güzel kombinezonu (müteakıp ellerle alkışlamak nekadar şayanı takdir bir harekete lüzumsuz bağrışma ve taşkınlıklarla tehyic etmek te o derece muzır bir nümayiştir. Zaten polis bu sefer azami tedabiri ittihaz etmiş ve kendilerini zapta muvaffak ola mıyanlası kapı dışarı etmeğe karar vermiştir. Bu sebeple gü- zel bir maç seyredebilmek için »halimizden vakar ve süküneti muhafaza etmelerini rica ediyo ruz, İkinci | hitabımız o hakemedir. Tarafeynin İstanbul spordan Ke. mal Halim Beyde mutabık kal. dıklarını * işidiyoruz. Tamamile bitaraf ve dürüst bir arkadaş olan Kemal bu maçı hüsnü idare için bütün şeralti haizdir. Oyunun her hangi bir sebeple çığrından çıkmamasını istiyorsa şu noktalara bilhassa riayet etme- lidir: 1 — Bidayetten itibaren ve bilâ istisna bütün favullar düdük çalmak, 2 — Tehlikeli hareketlee ka tiyen müramaha etmemek, 3 — Bunu yapanları ihtarı mütaakip, derhal sahadan çıkar. mek. Bu suretle polis etraftaki ve hakem sahadaki asayişi tama- men emniyet altına almağa mu vaffak olurlarsa geçen seneler deki münasebetsizliklerden hiç birinin tekerrürüne meydan ve- rilmemiş olur, seyirciler de güzel bir maç seyredeiler, Şimdi aml maça gelebiliriz. İtiraf edelim ki “ Kim kazana- cak?,, sualine cevap vermek, ciddi esaslara müstenit bir pro- nostik vazetmek kolay bir şey değildir. Her iki takımın lehine ve hine bir mülahazalar ilgi rada evvela bunları tetkik edeceğiz: Fenerbahçe üç aydan beri bu müsabaka için wkı bir idman takip etmiş, nefes kabiliyetini azami dereceye çr karmıştır. Muhacim hatti İstan bulun en yüksek ve en riyade gol yapmak kabiliyetini haiz hattır. Bu noktadan raldbine falkiyeti inkâr edilemez. Muavin leri, “adinin daha düzgün oyna masına rağmen, Galatasaraydan aşağıdır. Müdafan da Kadri- Ziya ve ya Kadri- Firuzan kom- binezonu Dürhan . Şakir hattına hemen hemen muadil addedile- bilir. Kaleci Hüsnü veya Rıza Rasim kadar emniyetli değildir. Fenerbahçenin en mühim fal- kiyeti idmanının fazla olmasın- dadır. Evvelleri ikinci haftaym- da şişen Fener takımı şimdi o- yunlarının en güzel kısmını son yarım saatte oynamaktadır. An- trenman neticesi olarak oyunun- da daha sıkı bir vahdet, daha büyük bir ahenk nazarı dikkati celbediyor. Fakat bütün bu s- fatlar galebe için kâfi midir. Galatasaraya gelince İstanbul şampyonu, son oyunlarından da anlaşıldığı üzre, henüz formunda değildir. Bilhassa en büyük mın- takasını teşkil eden Nihat idman- sızdır Mühacım hat bu günkü şek ilı kusurludur, Elde iyi bir sağ açık yoktur. Lâtif sağ ofsaytte fena oynıyor. Necdet eski güzel oy. nunu kaybetmiştir. Yalnız solda Kemal-Rebi hattı kuvvetli; bir genç, Kemal Şelik başlı başına bir tehlikedir. Galatasarayın sa- yıları bu köşeden doğabilir. Galatasarayın en büyük kuvveti ve faikiyet noktası gösterdiği azim ve enerjidedir. Bu günkü futbo'de en fazla nazarı itibara alınan muvaffakıyet esaslarından biri de bu değil midir? Sarı kırmızılıların bu şayanı takdir kudretin'n yeniden parlak bir tezabününe şahit olmamız beklenebilir. Fakat bütün bu wfatlar galebe için kâfi midir? Netice olarak şunu söylüyorum: Galatasaray-Fenerbahçe maçı ber zaman olduğu gik gene baştan başa bir sinir mücadele sidir. Ve kati netice söylemek mümkün değildir. Yalnız temennimiz şu: İyi oynıyan kazansın. Talât Mitat “Vatandaş, FF Medeni ve hür Türk *»., patanında okur yazar olmıyanlar yakışmaz. Onun için okuma yazma > bilmiyenleri millet o mekteplerine götürmek herkesin ay- » mı ayrı borcudur. i Se, sossssemusa 0400000000g0* *.. *......... 4.8.000009* EEE E,