21 Eylül 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

21 Eylül 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rransada tavattun, fik- rine yavaş yavaş alıştığım bir sırada “Bon, dan bir mektup aldım. Prenses Afrika seyahatı asavvurumdan vaz geçme- mi ve “Bon,a avdet tde- rek validemin gelmesine intizar eylememi tavsiye ediyordu... Prensese karşı medyun bir vaziyette bu- lunmasam bile yazdığı mu- haketmatın mantıkıliği kar şısında kabule mecbur ka- lacaktım. Halbuki prensese karşı bir çok vazifem de vardı. Bundan başka prensesin iyiliğimi istiyen vefakâr bir destölduğuna kanaat ge- türmiştim. “Verviye, ,ye mü- teveccihen “trene bindim. Oradan ötobüsle “Hergan- ra, ya gittim ve ; hududu “Eks-la-şapel, e kadar ma- yen geçtim; Bu suretle hu- İulu geçmekte hiç bir zah- £ düçar olmadım. -şapel, den tren- le “Bon,a avdet ettim; ve zatı haşmetmeabi tarafından samimane kabul. edildim. Saraya hergün muntaze- man gidişim “Bon , da * kilökelir . mucip © olmağa daşlamıştı." :Bir o akşam akrıbam beni bir köşeye rüyaya Mer Rus aktörü İvan Mojukin elyevm Nis- te bulunmaktadır. İvan Mo- jekin orada (Beyaz şeytan) atlı bir filim yapmakla meş- guldür. Bu kürdelenin senar- yosu Tolstoyun bir” ese rinden iktibas edilerek tan- zim olunmuştur. Filime Vol kot vazil sahnelik o yapmak» tadır, İş Ivan Mojukin Niste ken ; disile görüşen Fransız gıze- tecilerine şu sözleri söyle miştir: — Amerikada bir sene kadar kaldıktan sonra Avrü- paya döndüm. Hollivuttan ayrıldığım için hiç te müte- essir değilim” Yalnız Orada bırakmış olduğum dosüar batırlıyacağım. Rene Adote, Rober Filori, 'Arlet ;! Marşal bunların başında gelir, ” Şimdi Almanların, (UF. A ) şirketine uzun müddetli bir mukavele ile bağlanmış bulüneyorum. Avrupaya av- detimden beri yalnız bir fi dalma İlm yaptım. Bu (Manonles ko) dur, Kurdelede Brigitte Helm ile beraber oynadık. Brigitte çok tekdir ettiğim bir san'atkirdır. N (Beyaz Şeytan) ismi ile elvem çevirmekte “olduğum yeli. filimdeki rolümden de «Vakt »ın tefrikası: 57 Serseriler kıralı Aleksandr Zubkofun hatıratı çekerek “ Bon ,da ne söylendiğini bilip bilmedi- imi sordu. Hiç bir şeyden haberim yoktu; / iztiraplı bir hayretle sözlerini din- ledim. Söylediğine göre her tarafta Prensesle yakında izdivaç * edeceğim mevzuu bahsoluyormuş. Böyle bir şeyin asla fikrime gelmedi- ğini . herkesten iyi kendi- sinin bilmesi icap edeceği cevabını verdim. Dedi ki; — Sözün gayet doğrul fakat bir madam için her- gün ayni mösyöyü kabul etmek kilükali mücip ola- cak bir harekettir. Burjuva- lar böyle, şeylere burunlarını sokarak vakit geçirirler, ve çabucak o iki kimse arasın- da hususi münasebetler ol- duğu neticesine varırlar. Akrabamla. bu mükâle- meyi uzatmak bana giran geliyordu, Kâğıtlarımı tan- am ettirmek için Berline gitmek niyetinde olduğumu kendisine söyledim. Böyle- ce dedikodunun önüne geç- miş olurdum. Nihayet Rus- yada beklendiğim mektup ta geldi. Bunu prensese haber verdiğim zaman gayet mem- nun göründü; valdemi kar- şılamıya gitmek emelinde olduğumu oda söyledim. (Bitmedi) By By yy yy “Vakt,ın sinema haberleri sayıfası İyan Mojukin Niste Yeni bir filim çeviriyor San'aikârın son faali- yetileri hakkında izahat çök memnunum. < Buradaki tüp tam benim istediğim tiptir. Almanyada kontraum bi ter bitmez Fransaya dönece- gim. Fransızların bana eskisi gibi hüsnü kabul göterecek- lerine eminim. Ondan sonra oradan hiç ayrılmıyacağım. Lom Vestminster köprüsüne gider de Vest: fi minster kilisesinin nerede olduğunu sorarsanız bu küçük mabedi size götte“ rirler. Biraz ilerleyiniz, onun küçük çan kulesini görür- sünüz. İşte bu kilise dünya sinemacılığının en büyük Gstadı sayılan Çarli Çaplin- de sinemacılık merakını doğurmuş ve onu san'at âlemine kazandırmıştır. Bir kilisenin böyle bir işe yaramasını (hayretle karşılamayın. Meseleyi an- latırsak sizde bize hak vereceksiniz : Eğer Londraya bundan 25 sene evvel gitmiş olsa idiniz Vestminster köprüsü ile kilise arasında ( Bakr- (Üsterahı 1 inci sayfamızda | diğör bir takım (serbest mevzulara ait tebligat yap- iştir. Meselâ Hamdi Suat kanser hakkında keşif- lerini bildirmiştir. | Salim Hamdi Bey kanserin tekev- cemiyet tüşkiline karar vs rilmiş ve 25 cerrahın işti. rakile Türk cerrahlar ce- miyeti teşekkül Cemiyetin heyeti idaresin- de Murat, Burhaneddin, Ali Riza, Faik, Rıfat Ham- eden doktarların (şerefine evvelhi akşam Ankara pa- las otelinde Sıhhat vekili Refik B. tarafından bir çay ziyafeti verilmiştir. Sıhhat yekilimizin etmiştir . vönü hakkında en son te- | di r bulunmaktadır- #emennisi rakkileri tebliğ etmişlerdir. |'lar. lığımız. malümata Üçüncü Tıp kongresinin Bu mevzular meyanın naza memleketimizde | hitamı münasebetle Sıhhat beynelmilel ilmi mahiyet | 125 cerrah vardır. vekili Refik B. bir nutuk tâşıyabilecek orijinal etüt- ler de bildirilmiştir. Bunlardân omaada her doktor 30 dan ziyade ser- best mevzu getirmiştir ki, bunların başlıcaları uyku hastalığı #bakiyeleri, dizan- terinin gözdeki ihtlâtatı, Gülhane usulü yıl çıbanı teda- İvisi, Bursa kaplıcaları, tifoda cildin tahammülü, *Foksi- di, namındaki" yeni hasta- lik, kemik kanseri, kanserle frenginin münasebeti v.s. dir. Bu mevzular arasında bilhassa Cemil paşanın Av- rupa ve Amerika cerrahi kliniklerinde görülmekte o- lan hastayı ameliyata hazır- lamak mevzuundaki izahatı şayanı dikkat görülmüştür. bir çiğira ların tagı gat yapan Cemil Pş. ameliyattan evvel ber bir uzvun mu- ayenesi, hasta uzuvların tedavesi lâzım Idiğini söylemiş ve bilhassa Ni yıltmadan ameliyat yapmak usulünün — tercihini | ileri sürmüştür. Cemil Paşaya göre bayıltılarak ameliyat edilenlerin zaman geçtikçe kara ciğerleri bozulmakta ve bunlardan yüzde ellisi ölmektedir. Bu arada “Türk cerrah- İar cemiyeti, namile bir zular ee Kongrede bütün tebligat ve münakaşattan sonra iki sene sonra gene Ankarada 4 üncü milli Tıp kongresi- nin aküne, bu defa alelö- mum tagaddi mevzuile son olan ( Rahitis ) hastalığı hakkinda tebligat yapılma- sına kârar verilmiştir. Kongrede mühim tebli- Dr. Hamdi Suat B. bir muharririmize şu izâhati vermiştir: “— Kongre, rine nazaran daha enteresan ve daha müfit olmuştur. Genç ve yaşlı her doktor ruzname mevzularından hâ- riç olan diğer serbest mev- üzerine etütler getirmişlerdi. Hiç şüphe yoktur ki bu, Türk tıp alemi için şayanı takdir bir keyfiyettir. Kongrenin kanser mütahassısları “kan- serle mücadele cemiyeti, teşkiline karar vermişlerdir. Tıp kongresine işti t ederek kongrede ge çen ilim münakaşalarının Türk “milleti için hayırlı olmasını temenni etmiştir. Tazim ve tebrik tedavisi çe ielgrafları ve çocuk | Ankara, 19 (A.A) — Üçüncü disile alâkâdar | mili tıp kongresinin içtima münasebetile sıhhat ve içtimai müâavenet vekili doktor Refik bey tarafından o Reisicumhur hazretlerile Büyük millet mec Misi reisi Kâzım paşa hazretleri- ne çekilen ve kongrenin selâm ve tazimatıni arzeden telgraf larla müşarünlleyhimin cevbi telgrafları suretleri şunlardır. Yalovada Refstcumhür Gazi Hazretlerine Himayel fahimanelerinde bu- Munmakla mübahi üçüncü tmilli tıp kongresi bugün inikat ve kongre heyeti umumüyesi Türk- Tüğün hayat: ve kuvvet meft- ba: büyük rehberini -selâmla- mağa bendenizi memur citi. .Cumhnriyet idaresinin yüksek feyizlerile tekâmül (yolunda yürüyen Türk tababetinin inki- şahı hususunda aziz halaskârn ibraz eylediği çok yüksek hi- maye ve teveccühlerile müla- hassis.. ve minnettar kongre evvelkile- çalışarak hitamında irak Sessiz filim, konuşan filim, sesli filim evvel ancak bir sinema şebri diyebi- leçeğimiz İstanbul bu sene sessiz filimlerle Konuşan filimlerin mücadelesine şahit olacaktır. Konuşan diyorum; çünkü sesli ilimlerin hepisi konuşamaz. Konuşan filimlerde mükâleme vardır; buna «'parlant » denir, sesli Gilime lerde <bareketler, musiki işidilir, mfkileme yoktur; buna « sonore » denir. Sesli eşonore» filim, konuşan filimle sessiz filimin gayri meşru çocuğu gibidir, ve ber hangisini atide galebesi onu öldürecektir. İşte. şehrimize gelecek olan filimler bu sesli « sonore > filimierdir. Sekebi de konuşan filimlerde mükâlemelerin İngilizce olmasıdır. Amerikalılar sesli filimleri yaptıkları zaman mühim bir iktisadi mes'ele karşısında kaldılar: filimlerini İngilizce | bilmiyen memleketlere ihraç edememek. Bu onları düşündürdü; ko- nuşan filimlerin icat sebebi, onun hikmeti Sim mevsimi başladı. Her şeyden vücudu aleyhine bir karar aliya sevkederek sesli « sonore » filimi yaptılar Bu, mcehari bir karardı; zira aksi takdir- de konuşan filmlerin böyselmilel ticari kıyineti olamıyacak idi. O halde konuşan filim sanayii Amerikalılar için küçülecekti, Filim wsikisini işitip mükâlemelerini duy- miyan seyircinin bir sağırdan me farki kahır? Bunun için Fratsa ve Alnianyaca sinamialar, fazla bir fcret vererek sesli filimleri konusan filime kendi Jisanları ile tahvil ettiriyorlar, Acaba biz bunu yapabilir miyiz ? Allahü dlem bistevap! Her halde bütün bu mazariyelerin tatbikat sahasını pek yakında Opera ve Elhamra sinemaların sesli filimleri izhar edecektir. * Konuşan filitilerin dünyayı sarmış olması, sessiz filimlerin piyasasını düşürdü. Bu itibar- la şebrimiz sessiz filim gösteren sinamalarında bu sene en büyük filimleri görebileceğiz. Tıp kongresine iştirak eden doktorlarımız avdetettiler met hislerini kabul - buyurma- Dizi istirham eylerim efendim. Kongre reisi doktor Refik Ankarada — tıp. kongresi reisi Doktor Refik Beyefendiye Köğreyin muhterem azasna tegekküratımın iblağına tavassut buyrulmasını rica eder, kongr& ye meşkür mesaisinde müvaffa- peer temenni . ederim edem- Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal İstanbulda Böyük Millet Meclisi retsi Kdzım Paşa Hazretlerine Bu gün inikat-eden üçüncü milli Türk tıp kengresi heyeti umumiyesi zatı riyaşetpenahi- lerine selâm ve derin hürmet hislerini takdime beni memur etti. Bu vazilemi ifa ederken kongrenin itikadı hususunda vaki istirhamlarımızın kabulü suretile izhar buyrulan tevec- cühe arzı teşekkür eder ve heyeti umumiyenin zatı dev- letlerini müttefikan heyeti İs bire azalığıma intihabı hutüsun- daki kararinm. lütleh kabulü- nü rica ederim efendim. Kongre relei dekter Rehik Tıp kongresi retsi doktor Refik beyefendiye Kongrenin içtimai münasebe- tile muhterem doktorlarımız tarafından izhar olunan samimi hissiyata (o teşekkür (oederim. Kongrenin zatı âlinizin riyaseti (İl tahtında — toplanması mesainin çok faydalı neticeler vereceğine delildir. Kongre azayı mühte remesine tarafıma tevcih olunan beyeti fahriye azalığından dola- yı memnuniyetlerimi arz ve hür- metlerimi takdim eylerim efen- (ll dim. yy zy Zye Duglos Ferbânhs Pariste Karısı ile bir- likte geziyor Maruf san'atkârın si- nemacılıktan çekileceği söylenmektedir Dir yüzünde sinema meraklısı (oolup da CDuğlas Ferbanks) 1 tanıma: yan pek az kimse vardır. Bir çok Zengin ve kiymetli filimler yapan, kendi başına yep yeni bir tüp yaratan bu sinema üstadı beyaz per- delerde olduğu kadar hususi hayatında da neşesi ve kah- Şarlo bir berber çırağı iken nasıl dunyanın en büyük sinemacısı oldu ? lo çocukluğunu işte bu dükkânda berber çıraklığı yaparak geçirmiştir. Küçük iken hiçte afacan bir çocuk olamıyan Çarli Çaplin bir gön Vestminster kilisesinde lânterm majik ile resimler gösterildiğini haber almış ve artık sene- lerce bir papas gibi bü kiliseye gidip gelmiştir. Kendisi bakınız ne diyor: Bu temaşa benim yeknesak hayatım için bir parça hararet demekti. Akşamları 'gündeliğimden artırdığım para ile bir pasta alir, kiliseye gider, lântem majik ile gösterilen hazreti İsa resimlerini , Donkişotun Manştaki maceralarını sey- rederdim . Sovyet siühiye komi kongreyi selâmliyan teli çekilen. cevabi . telgraf şudur: Moskova sıhhati umumiyt miseri Semasko cenaplar 'Türk milleti ve Türk tal hakkındaki samimi temeni nizi taşıyan ve üçüncü tip kongresini selâmlıyaf Igrafınız heyeti umumiyede du. Dost milletin samimi meşbu — temenniyatı tahi karşılandı. İlmi ve mW sahada Rus ve Türk milli nin müşterek mesesinin İn hususundaki —— temenniyatil iştirak eder, kongre oz selâmlarını arzeylerim fet Sahhat ve içtima mmavenet ve kongre velet Eylül Rebtülâhir: 17 Burç: Sümbül El Cumartesi Bayün doğanlara isim: Eres; Kw Dağ Pınar Günün nas'hatt: lebi böyle olur kahvede konafi dediğin — Buyünlek hava kahalarının bolluğu ile meş” hurdur. Tanınmış bir o Ameriksf doktoru onun İçin: — Neresteniye “karşı © iyi çare Duğlas Ferbanks uf” Demiştir. Kendisine sorarsanız o df bu hususta şunları söyler: — Ben gülmeyi" severi Gülmek benim için mukav' bir ilâçur. Onun sinirleri lüzumu vardır, bayana gi gülebilen, gülmesini: bilen bi adam istikbalden o kork” malıdır. Duğlas Ferbankaın mazisi” ni tetkik edersek bu haki mane sözlere hak vermeme mümkün değildir.” Filhakik& hayatta pek öz adam onul Kadar: müşkülâr çekmiş, kem disine bir mevki edinincej” kadar didinmiştir. Duğlas Fef” baks bugün: Amerikanın $İ* pema arasında zenginliği meşhurdür «Fakat bu ada bu seryetivetinebilmek içi senelerce — sefalet çekmiş” Son post ile gelen Fra sz gazeteleri Duğlas Fe” banks ile karsı, Meri PİK fordun tatil aylarını geçirm üzere Fransaya geldikleri haber veriyorlar, ayol zama” da ginikçe kuvvetlenen şayiayı kaydediyorlar: — Düğlas Ferbankğ kan ile birlikte sinemadan meğe karar vermiştir. Mahuza” bütün dünyadi teesstirle karşılanan bu KİSİ yöt henüz tabakkuk et tir ve etmemesi W oluümaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: